.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

3 Eylül 2010 Cuma

Beşiktaş Büyük Müdür?

Meczupların belirli aralıklarla düzenli olarak  ifşa ettikleri büyüklük manyaklığı ile ilgili zamanında sözlükte bir şeyler karalamıştım. Aynı şeylerin bugün de geçerli olduğunu düşünerek tekrar buraya koyma gereği duydum. Beşiktaş büyük müdür sorusuna cevabımdır:

Evet Beşiktaş büyük değil, siz hepiniz büyüksünüz. Kocamansınız, hayvan gibisiniz maşallah. Etinizi ayrı, kemiğinizi ayrı tutuyorum bıngıl bıngıl ele geliyorsunuz. Hepiniz Avrupa fatihisiniz, hepiniz dünya klasmanının vazgeçilmez yıldızlarısınız. Beşiktaş büyük değil, Beşiktaş sizin kadar kocaman değil.

5 yıldızlı tesislerinizi alın bir tarafınıza sokun, futbolcularınızın yaldızlı isimlerini asıp duvarlara ibadet edin. Şan, şöhret, para, pul, kupa, şampiyonluk hepsi sizin olsun. Siz büyük olun, en büyük olun, damarlarınızdan akan kanın litresi, hacmi bile o büyüklük derecesine yakışır olsun. Kesildi mi şahdamarınız, oluk oluk kan aksın. Beşiktaş büyük değil, siz büyüksünüz. Hepiniz kocaman büyük şeylersiniz. Kupalar sizin, derbiler sizin, her şey sizin...

Beşiktaşlılar var ya Beşiktaşlılar onlar da çok küçük, çükleri bamya kadar, kızlarının kukusu daracık. Sizin kocaman damarlı taraklarınız, geniş çeperli vajinalarınız var. Çünkü sizler en büyüksünüz, size büyük organlar yakışır, size kocaman taraklar, geniş hazneli yerler yakışır. Siz en büyüksünüz, en süpersiniz. Biz bamya pipili küçük bireyleriz.

Şimdi o büyük dünyanızda, büyük takımınızla mutlu olun. Kasanıza giren holding paralarıyla göbek atın sahnede, yıldız futbolcularınızı tutun el üstünde. Milyon dolarlar, altın kupalar taçlandırsın sizin bu ultra kocaman takım sevginizi. Dünya sizi konuşsun, ne kadar büyük bir takım olduğunuzdan bahsetsin.

Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş benim Allahım, peygamberim, mabedim. Beşiktaş benim şahdamarım, Beşiktaş benim ahde vefam, Beşiktaş benim "küçük" semtim. Beşiktaş benim doyamadığım sevgilim. Beşiktaş benim canım ciğerim. Beşiktaş benim yanıbaşımda gurbetim. Bende yürek var, bende aşk var. Mahalli ruhun bayrağı bende, son barikatın gözcüsü bende. Benim elimde şerefin hakkına teslim edilmiş "büyük" bir aşk var. Ben Beşiktaşım, ben siyahım, ölümüm aynı zamanda. Ben beyazım, yeni doğan bebeğin masumiyetiyim bir miktar da. Senin anlayamayacağın kadar büyüğüm ben. Senin göremeyeceğin kadar, senin duyamayacağın kadar büyüğüm...

Varsın olsun, Beşiktaş küçük olsun. Siz "büyük" olun, biz sizin gibi olmayalım yeter ki...

39 Yorum:

krmdrc dedi ki...

mükemmel yazı tebrik ederim! altına imzamı atarım !

kma dedi ki...

ben sevmedim bu yazıyı..

abicim vajina, tarrak yazarak mı cevap vereceğiz? ne gerek var o seviyeye düşmeye. konuyu kapatın gitsin. buradaki herkes ne olduğunu biliyor zaten. başkasına yazdıysak ne anlayacak bundan?

ne ironi var yazıda ne zeka unsuru bi gönderme.

fevri ve gereksiz bi yazı..

Adsız dedi ki...

ne gereği var hakkaten. troll müsün birader

Adsız dedi ki...

adam akıllı maç analizlerinin olmadığı günlerde; sabahlara kadar vefayı, baba hakkıyı, süreyyayı, cem dizdarı, demirörenin taklalarını dinleyebiliriz. biraz romantik olun. bizden büyük 70 lik var. ayıp

lemre dedi ki...

.... Beşiktaş benim Allahım, peygamberim, mabedim...


Bu ne demek ya..gereksız kasmış

Zibidi dedi ki...

Bel altı göndermeler hariç güzel bir yazı...hele ki adnan polatın dün akşam "şampiyonluk yolunda tek rakibimiz fenerbahçe" diyişinin üzerine iyi gitmiş...

addN0NE dedi ki...

olmamış diyoruz, otur sıfır :)

Ne gerek var abi, bu senin beşiktaşı algılayışın. Biri senin gibi sever diğeri başka sebeplerden, lakinki öyle değildir. :)

Kişisel görüşüm bu dersen okuruz, beğenmeyiz olur biter ama iyi kötü sahiplendik blogu, ortak düşüncemizmiş gibi durunca pek hoş olmuyor.

Ya şimdi edebi eleştiri de yapmak istemiyorum ama affına sığınarak bi kaç şey söyleyeyim.

"Kesildi mi şahdamarınız, oluk oluk kan aksın" bu kanın çokluğunu ve nabzın yüksekliğini gösterir sadece fiziksel bir büyüklüğü bile ifade etmezki.

"geniş çeperli vajinalarınız var" her fiziksel büyüklük iyi bişey değil deyip uzatmıyorum :)

"Beşiktaş benim Allahım, peygamberim, mabedim" hassas olan arkadaşlar var :)

Sonuç olarakta bir bütünlük yok, "sizin kulübünüz sizin değerlerinize göre büyük olabilir ama ben siz değilim, farklıyım çünkü beşiktaşlıyım, beşiktaşlıyım çünkü sizden farklıyım" olarak özetlenebilecek bir yazıyı kötü bir şekilde süslemişsin. Daha önceki yazılarını bilmesek "edebiyat 101 terk" diyeceğiz ama öyle de değil. Gazla yazılmış bir yazı dolayısıyla çok kabataslak olmuş bence. Haddimi aştıysam affola.

Özet : Kimseye bir şey anlatmak zorunda değiliz. Beşiktaş üçüncü büyük mü? Tamam öyle olsa bile bu bizim için sorun değil.

Insani bir noktadan sonra bu yaziyi yazma noktasina getiriyorlar sagolsunlar, jokondun dedigi dogru onlar en buyukler, biz kucuguz...

galatasaray ve fenerbahce camiasi yillardan beri birbirlerine bakarak masturbasyon yaptiklari icin son yillarda bazi takimlar yuzunden orgazma ulasamiyorlar, bu orgazmda dile vuruyor,bir nevi menapoz diyebiliriz buna, ayni adnan polatta oldugu gibi.. (antrapozunda ne oldugunu biliyoruz, renkliler cikip duzeltme yapmaya calismasin)

Ben bu yaziyi "keskin sirke" kategorisinde degerlendiriyorum.

Bazi seyler anlatabildiginiz kadardir, anlatmaya kasmak icin balata yakmaya gerek yok. Hepimiz ayni hatayi yapiyoruz yer yer, insaniz neticede.

Ben bu yazidaki hissiyati paylasmiyorum, ama cikis noktasini anliyorum.

Jokond dedi ki...

@carew

"Kişisel görüşüm bu dersen okuruz, beğenmeyiz olur biter ama iyi kötü sahiplendik blogu, ortak düşüncemizmiş gibi durunca pek hoş olmuyor." diye yazmışsın. Bu blogda defalarca yazıldı yine yazayım. Bu blogda ortak görüş diye bir şey yoktur, altında jokond yazıyorsa sadece benim görüşümdür. altında ekşibeşiktaş yazarsa ancak o zaman ortak görüşten bahsedebiliriz. gazla yazılmış yazı, otur sıfır gibi ibareler de haddini aştığını gösteriyor. Bu yazı şimdi yazılmadı, zamanında sözlükte yazmıştım bugüne uygun gittiğini düşünüyorum. Ha katılmazsın o ayrı mesele ama sanki bana not veren üstadımmışsın gibi yorum yapman hoş kaçmamış.

addN0NE dedi ki...

@Jokond

Yorumu yazarken karşımda oturan bir arkadaşımla konuşur gibi yazdım. Yorumun sonunda belirtmiştim yine belirteyim niyetim haddimi aşmak, ukalalık yapmak değil, öyle algılandıysa affola. Daha öncesinde bir tanışıklığımız bir hukukumuz olsa "ya abartıyorsun" falan derdim ama şimdiki durumda kesinlikle haklısın. Niyetimi bilmek zorunda değilsin. Sen ne algılarsan odur. Anladığın şekliyle "üstadınmışım gibi" yazmadığımı bil ama.

threepoint dedi ki...

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=%2315840719

benim yorumum budur abicim bu konuyla ilgili. entry bana ait değil, güzel adam purple'a ait. ama ben yazmışım kabul edin, o kadar bana yakın entry. benim görüşüm böyledir. aslında jokond da purple'dan çok da farklı bir şey dememiş, ama oturduğu yerden ayağa kalkıp bağıra bağıra söylemiş, purple ise oturduğu yerden rakısını yudumladıktan sonra ağzına bir parça peynir ve kavun attıktan sonra anlatmaya başlamış, sonra tekrar yudum arası verip yine mezeden nemalanmış ve devam etmiş.

o kadar umrumda değiller ki, tarak çomak muhabbeti bile yapmam 3. büyüksünüz, ve hatta büyük değilsiniz diyenlerle.

Sarper dedi ki...

renklileri kendi mastürbasyonuyla başbaşa bırakın beyler

bence burada diğer takım ve taraftarların beşiktaşla ilgili yorumlarına vermeye gerek yok, üzerinde durmaya hiç gerek yok. beşiktaş hiç bi zaman gs ve fb gibi genişleme meraklısı bi takım olmadı, seba dönemi bugün gözümde canlanıyor sizde canlandırın

kuzey kore gibi olmak lazım, kendi içinde yaşayan dünyanın korktuğu ülke (naif bi yorum oldu ama teşbihte hata olmaz) olmak lazım

endüstrinin büyüklüğü düşünülünce klüp başkanlarının bile densiz açıklamalarına gücenmiyorum. danışıklı dövüşün, hırsın kol gezdiği ortamda bi kaç densiz yorumda beni beşiktaşı diğerlerini savunmaya itmiyor.

ben beşiktaşı kendi içindeki dinamiklerle seviyorum. üzülmeziyle seviyorum, süreyyasıyla seviyorum, çarşıya gidince köftecideki siyah beyaz fotoğraflarla seviyorum. bunlar bana yeter

bırakın diğerleri olan ya da olmayan tesisleriyle sidik yarıştırsın, nevzat demir tokiden büyüktür, stadlarıyla sidik yarıştırsın, dolmabahçeyi gecekondularla karıştırsınlar, olan olmayan paralarını konuşsunlar

beşiktaşın büyüklüğü cüzdanındaki 10 paranın 1 iyle maça bilet almak değildir, olan 1 parasıyla maça gitmektir.kendi büyüklüğümüz kendimize.

sizde gözünüzü açıp kapatın ve dünyayı siyah beyaz görün arkadaşlar, büyüklük budur, beşiktaş bir göz açıp kapamadır

berthelemy dedi ki...

Bence mesele büyüklük falan değil. akıl yaşı 12'den büyük olan herkes Beşiktaş'ın büyük bir kulüp olup olmadığı üzerine düşünmez zaten. Başka bir nokta daha önemli. Beşiktaş'ın "ezeli rakibi" yok.

Sporda kurulalı uzun yıllar olmuş, geleneğe sahip kulüpler için hayati önem taşır ezeli rakipler. Camianın heyecan kaynağıdır. Ateşleyici etkiye sahiptir. Kendi varlığını tamamlar, ne kadar nefret etse de onsuz yapamaz. Ve bence bu kötü birşey değil aksine bir ihtiyaçtır. Duyguların bu kadar yoğun yaşandığı bir konuda her takımın bir ötekisi olmalıdır. Her durumda karşısına alacağı "tek" bir rakip. Galatasaray'la Fenerbahçe büyüklükten ziyade bunu başarmıştır. Bu yüzden Adnan Polat inanmadığı halde şampiyonluk için Fenerbahçe'yle çekişeceğini söyler, çünkü camianın ihtiyacı olan budur. Kötü durumlarda bile sırf bu rekabetin heyecanıyla ayakta kalabilirler.

Beşiktaş'ta eksik olan budur. Üstelik bu kadar ateşli bir taraftar topluluğunun en çok ihtiyacı olan şey iken. 3 başlı rekabet olmaz, birinin dışarıda kalması gerekiyordu, herkesin işine gelen buydu, o da özellikle 2000'lerin etkisiyle Beşiktaş oldu.

Fakat ümitli olabileceğimiz bir durum var. Türkiye'deki spor kültürü popülist ve protez olduğu için değişmeye çok müsait. gs-fb rekabeti de buna paralel olarak şimdiki halini aldı. 90ların başında bu rekabet şimdiki gibi baskın değildi mesela. 60-70lerde galatasarayın çok az taraftarı olduğu söylenir. mesela 20 yıl sonra başarıyla orantılı olarak gerekli şartlar oluştuğunda rekabetin bir ayağını beşiktaş oluşturabilir. umarım bu olur çünkü böyle bir enerjinin bir baş düşmana ihtiyacı var.

carlito dedi ki...

vajina ve tarak kelimelerini çıkartırsak benim de onayımı alır bu yazı..

@berthelemy

Ezeli rakibi olmayıp da ülkelerinin en büyüğü olan takımlardan biri de Porto.Portekiz'in iki lizbon takımının hep gerisinde kalan ve ülkenin 3.büyüğü olarak geçen bir takımken 80'lerin sonundan günümüze kadar yaptığı atakla Portekiz'in en büyüğü haline geldiler.
Diğer bildiklerim Bayern Münih.Onlar da geriden gelip en büyük oldular.Juventus'ta Torino'yu saymazsak ezeli rakibi olmamasına rağmen her zaman en büyüktü.İngiltere'de ise Chelsea veya City bunu ancak 20,30 senelik bir hegemonyayla sağlayabilirler.

berry dedi ki...

Adnan Polat'ın açıklamasından daha talihsiz bi yazı olmuş ..

berthelemy dedi ki...

@bobo

ezeli rakibi olmadığı için beşiktaş büyük değil demedim zaten. beşiktaş 3 büyükten biridir. bunu tartışmanın anlamı yok. daha başarılı da olabilirdik. belkide 10 yıl sonra en başarılı takım oluruz. başarı da kriter değil burda. tottenham ingiltere'de orta sınıf bir takım ama arsenalliler için tottenham maçının havası başkadır. böyle bir karşılıklı rekabetin heyecanı eksik bizde. isterse kasımpaşa olsun.

mesela türkiye-yunanistan rekabetinden müthiş zevk alıyorum. final maçıymış gibi heyecanlandım geçen günkü maçta. spanoulis'in o hallere düştüğün görünce ayrı bir zevk alıyorum. bir yandan da müthiş saygı duyuyorum. yunanlı bir gencin de aynı hisleri duyduğunu bilmem beni mutlu ediyor.

Forza dedi ki...

Sinemasinda "esek" in biplendigi, hava limaninda bikini reklaminin sansurlendigi, Nouma'nin sorta el sokmaktan 6 ay ceza aldigi ulkede

Tarak ve vajina diye yazilir mi be birader?

Hepimiz Buckingham cevresinde yetistik. Bizim mahallede tarrak diyen de vajina diyen de bulamazsin abi, terbiyesizligin luzumu yok.

Son olarak, Besiktas sen bizim herseyimizsin!

Forza dedi ki...

@berthelemy

Soylediklerinin hic birisi eksik veya yanlis degil. Ancak bakis acisi farki var. Senin durdugun yerden Besiktas'in rakibe ihtiyac varligi gorunur; Ben ise 2 buyugun Besiktas ve Yeni Raki oldugunu gorurum.

Besiktas var olmak icin, yada buyumek icin bas dusmana ihtiyac duymaz bana gore; sana gore lazimdir.

Ben, Besiktas'in Ozsahrayicedid macindan daha buyuk haz alabilirim; Sen her hafta fener'i yenmek istersin.

Ikisi de Besiktas, ikimiz de Besiktasliyiz..

ozkankaya35 dedi ki...

___kim sker adnan'ı...zaten Demirören var başımızda...Şapşahanedir BEŞİKTAŞ...Komplex kokuyor yazı

theotheo dedi ki...

seba dönemi, beşiktaşı geriye götürmüştür.

adnan polat adlı "keşler" tarafından böyle adlandırılması doğaldır.

beşiktaş atağa kalktı çıkışa geçti, bu rüzgar polatıda, azizide ezip geçicek göreceksiniz.

ozkankaya35 dedi ki...

__Seba dönemi olması gereken bir dönemdi... Demirören dönemide olması gereken bir dönem...Bizi öldürmeyen şey güçlendiriyor,diğer takım bloglarınıda takip ediyorum fırsat buldukça,bizim kadar kenetlenmiş ve farkında taraftar yok...hergün güçleniyoruz...Yeter Demirören yeter yakarışları bugünkü nispeten tutarlı transferleri beraberinde getirmiştir.Düzeyli muhalefet bizi daha güzel günlere götürecek...adnan-aziz çok önemsiz benim icin...walla bi fenerin Türkiye kupasını alamaması çok güldürüyor beni...Başkada umrumda değiller...
''suskunluğum asaletimdendir. her lafa verecek cevabım vardır. ama bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adamı mı diye"demişya Mevlana...pek güzel söylemiş

Adsız dedi ki...

seba dönemi beşiktaşı geriye düşürmemiştir, sadece demirörenin yaptığı gibi paraya tapan bir zhniyeti olmamıştır. aziz yıldırımın yaptığını şimdi demirören yapıyor, stada sadece zenginlerin gidebileceği bir dönemi açtı tüpçü. bu çok acı ve karşı durmamız gereken bir gerçek. beşiktaşın, sadece başarıyı ve parayı öne çıkaran bir klüp olmasını istiyorsan yarın m.city gibi satılmasına da kılıf bulursunuz. yol aynı yol.

CDiS dedi ki...

seba dönemi beşiktaş'ı geriye götürmüştür, çok acımasız bir ifade. seba dönemi beşiktaş'ın gerçek bir büyük olduğu dönemdir aslında. Büyüklüğü şampiyonluk sayısıyla yorumlasanız bile -ki öyle değildir, seba dönemi beşiktaş tarihinin en parlak dönemidir. Evet, dönemsel faktörlerinde etkisiyle Q7 ayarında adamlar alamadılar, stadyumlarda imza töreni düzenlemediler, forma satışlarında rekorlar kırmadılar, büyük sponsorluk anlaşmaları yapmadılar. Ama etik, Beşiktaş ve Etik kelimelerini, Türk sporunda (bakın spor diyorum futbol değil) eşanlamlı hale getirdiler. Kimler yaptı, Seba ve arkadaşları. Bir Beşiktaşlı büyüğüm, Serdar Bilgili başkan olduktan sonra Beşiktaş maçlarını izlemek bile gelmiyor içimden dedi. Çünkü Beşiktaş, Seba döneminden sonra, Seba döneminde rakiplerde görüp, güldüğü, alay ettiği hatta irrite olduğu özelliklere kavuştu. Bundan kurtulmanın zamanı geldi mi geçti mi yoksa, aklıma takılıyor bazen..

ozkankaya35 dedi ki...

Demirören ve yönetimi gittiğinde kim gelecek...Fikri olan var mı ?

ben Demirören gitsinde kim gelirse gelsin diyemiyorum...bence adNANLA_azizle uğrasmayı bırakıp geleceği planlamalıyız...Farkında değilmisiniz,taraftar ne isterse o oluyor Beşiktas'ta...Fikir üretmeliyiz

yyyyyyyy dedi ki...

Quaresmanın alçakgönüllüğünü anlatan bir yazı: http://amioyarilcan.blogspot.com/2010/09/alcakgonullu-yldz.html

valla taraklı maraklı olunca dayanamadım, aslında ilginç oldu;

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20133733

theotheo dedi ki...

seba ve etik mi?

bu kulübe aladdin çakıcıları sokan kim acaba??

süleyman seba özellikle son dönemi beşiktaşı dibe vurdurmuştur, 10 senedir çıkmaya çalışıyoruz bunu öğrenin artık.

Onurlu dedi ki...

Bu buyukluk konusu acildikca aklima hep bu resim gelir:

http://zurevla.nl/worldpress/images/fun/PenisEnlargementClinic.jpg

allahına kurban beee :)

Bu kulube Sinan Enginleri sokan kim peki sevgili theotheo?

biri leri dedi ki...

Jokond zaten iyi değildi, sonunda balataları hepten yakmış

Unknown dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
helldoradotcom dedi ki...

gormeyeli kufure karsi ekstra hassaslasmisiz. bence gayet icten yazilmis bir yaziymis hem yazildigi donemin hem de bugunun sartlarinda. Cokond'u tanimam ama bi am, sik dedi diye de adami asmak garibime gitti.

Mitya dedi ki...

Yazidaki kufurlerden filan dem vurmayacagim, anlatilmak istenen seye sadik kalacagim. Yazida anlatilan, biz Besiktasiz, Besiktasliyiz, varsin siz buyuk olun, biz boyle guzeliz anlayisi hos. Beni asil sasirtan bu cizgide olan bir taraftarin bu sene Besiktas'in yaptigi iki transferle - iki - yonetimiyle ortak olarak kendisini dev aynasinda gormesi, Turkiye"nin en iyi takimi zannetmesinde yaratan celiskidir. Zamaninda ozellikle Fenerbahce'nin basvurdugu bir transfer politikasina demedigini birakmayan bir taraftarin yapilan bu transferler sonrasinda yonetiminin yillarca izledigi ucuz, seviyesiz, ve gun kurtarmaya yonelik politikalarini bir anda unutup 180 derece donmesidir. Fenerbahce Roberto Carlos'u aldiginda bir Fenerbahceli olarak yasadigim ikilemi de hatirliyorum - kulubun ismini buyutmeye yonelik, ama oyunsal olarak muhtemelen cok da buyuk bir hamle olarak gorulemeyecek bir transfere benziyor Guti transferi, ve yaziya sirayet eden duygulara baskaldiriyor. Yazida anlatilan biz semt takimiyiz, biz Kadirlerle, Ulvilerle, Rizalarla guzeliz, benimsedigimiz, bizden olan Noumalarin, Ferdinandlarin Besiktasiyiz ifadesine tamamiyle zit, kulubun medya ve ulke genelindeki ismini, hacmini genisletmeye yonelik bir transfer politikasini mesrulastirmak bana kalirsa imkansiz.

Ote yandan, Adnan Polat'in dediklerini yanlis da yorumluyor cogu Besiktasli. Adam "bizim her zaman rakibimiz buyuk Fenerbahce'dir" gibi bir sey demedi, demez. Bu sene yapilan transferlere, kadrolara, potansiyele bakildiginda ben Fenerbahce'den cekiniyorum demek istedi. Bunu da isteyen varsa teknik, taktik, kadro yonunden inceler, tartisiriz.

Burak Arık dedi ki...

Özellikle son yıllarda alevlendi bu üç büyükler içindeki iki büyükler mevzusu. Konu açıldığında sinir, heyecan yapmaya gerek yok. Burada tek takınılan tavır sadece sallamamak veya sakin, objektif cevaplar olmalıdır. Beşiktaşın büyüklüğünün tartışıldığı bu konuyu, fenerli galatasaraylısından çok beşiktaşlılar olarak dillendirmekte ve savın kuvvetlenmesini sağlamaktayız. Onlar başlatıyor evet ama siz neden sürdürüyosunuz ki? Adnan Polat'ın ntvdeki açıklamaları üzerine amacıyla ilgili yorum yapılabilir. Düştüğü basit durumu açığa çıkarmak adına, çokta zor değil. Ama büyüklük konusu bu denli ciddi bir biçimde, duygusal temalar eşliğinde konuşulur tartışılır olmamalı beşiktaşlılar arasında.

Unknown dedi ki...

rakip taraftarın futbolcusunun sevgilisini yolda görünce laf atacak kadar alçalıp, stada gidince çarşı bilmem neye karşı deyip ahlak dersi verenler, onun bunun büyüklüğünü falan bırakında bu tezatı ortadan kaldırın. karşımısınız yoksa yolda geçen bi kıza laf atacak kadar ucuz taraftarmısınız, önce buna karar verin

fabianernst dedi ki...

@ sercan
hiç kimse sinem kobalın nişantaşindaydi galiba set çekiminde onu gorup ona kufur edip ordan q7 nin imza torenine gelen okuz veya okuzleri takdir etmiyor bunu nerden ne alaka çıkardin...ha o diil zaten mevzu geçen senelerde baliliye kufreden o kadr naif insanlar acaba gs tribunlerinden miydi bjk taraftari baliliye sahip çıkınca gene o naif insanlarin ettigi kufurleri de biliyoruz...ha tabi kafatasçı irkçılık veya abi biz irkçı diiliz hep bati irkçı yeaaa dien bir ikiyuzluulgumuz olduğu surece bole adamlara hiç tepki verilmez..lazio irkçı olunca eywallah ama gsliler baliliye kufur edince taraftar oluo oh ne guzel dunya ..sinem kobala edilen kufurleri hiçbir insan doğru bulmuo ve bunu birçok insaan açık açık eleştirirken acaba ornegini verdigim bu gs tribun olayına acaba neden hiçbir ALLAH İN kulu sesini çıkarmadi tabiri caizse... tribunde veya yolda sinem kobala edilen kufur veya bailiye edilen israil ustunden kufur en yavşakça harekettir ..belden aşagi vurmaktr. kalkıp yazdigin yazinin ne bu postla nede dier yorumlarla bi alaka olmamasida ortami karıştirmaya çalışmanin yavşaklığına veriyorum...

Yorum Gönder

Ara