.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Tecavüz Kaçınılmazsa Zevk Almaya Bak

İşte Beşiktaş taraftarının içinde bulunduğu hal. Herkes ortada bir tecavüz olduğunda hemfikir ama bazısı zevk almaya çalışıyor bazısı hem içinde hem dışında olup muhalefet etmeye...

Esasında tecavüz o kadar net ki.

Sadece son 48 saatte olan bitene bakalım.

Yıldırım Demirören sponsor bulunmadan Robinho tarzı transferlerin yapılamayacağını belirtti. Oysa aranılan sponsor zaten kendisine ait olan M-Oil firması değil miydi? Yarın çıkıp "sponsporumuza teşekkür ediyoruz" diyip Robinho transferini açıklasa, bir de sponsor tarafına geçip Beşiktaş kulübüne teşekkür mü edecek? Bizi ayakta...

Dün gelen haberlere göre, Matias Delgado'nun bu seneki maaşı bonservis bedeli olarak kabul edilecekmiş. Müthiş bir matematik zekası var burada. Mesela Robinho salı günü imzayı atsa, çarşamba da sözleşmesini fesh etsek. 20 Milyon euro bonservisten içeri geçmiş olacağız ama üç sene ödeyeceğimiz maaşı düşünce kara bile geçebileceğiz. Gerçekten inanılmaz. Aynısını dünya yıldızı Filip Holosko transferinde de yapmışlardı. Koray Avcı ve Burak Yılmaz'a verilecek maaşlardan kurtulduğumuz için kara bile geçmiştik... Bu tecavüz değil de nedir?

Mart ayındaki kongreden sonra herkes 1-2 ay "Ne oluyoruz?" diye birbirine sordu. O ilk durgunluk devresini atlattıktan sonra insanlar normal hayatlarına dönüp yaşamaya devam ettiler. Lakin artık bir çok şey değişmişti. Seçimden önce gelir-gider dengesi, amatör branşlar, kulübün temsili gibi konular hassasiyetini korurken, bugün bu konuların konuşulmasının bile ayıp addedildiği bir Beşiktaş yaşıyoruz.

Beşiktaş'ı sen mi kurtaracaksın sorusu nesli tükenmekte olan muhaliflere sorulan yegane soru konumunda. Sana ne Beşiktaş'ın borcundan, başkan mısın, Guti / Quaresma / Robinho'yu nasıl beğenmezsin, nasıl için pır pır etmez? Sen ne biçim taraftarsın ki Robinho'ya heyecanlanmıyorsun...

İşte gelinen nokta budur. Yıldırım Demirören önce kulüp içinde kendi yarattığı mali kara delikle kulübün önde gelenlerinin muhalefet alanlarını kısıtlamış, tribünde "Demirören İstifa" pankartını açanları stadyumdan attırmış, tezahürat yapanları dövdürmüş, seçimde sokakta görmediğimiz, tanımadığımız adamlar tarafından tekrar seçilmiştir. İşin kötüsü, aynı icraatı şimdi bizzat taraftar tarafından uygulatmaktadır. Dün Demirören İstifa dendiğinde dayak işlemini kendi adamları tarafından hallettirirken, bugün bizzat taraftarın kendisine havale etmiştir.

Bugün artık kulübün önde gelenleri ağızlarını bile açmıyorlar. Taraftarlar arasında muhalif olanlar yine taraftarlar tarafından pasifize ediliyorlar. Cem Dizdar, İbrahim Altınsay gibi muhalif insanlar her geçen gün köşeye itiliyorlar. Ali Ece gibi suya sabuna dokunmayan, Liverpool'dan türküler söylemek dışında bir işlevi olmayan kişiler talep ve ilgi görmeye başlıyor. Ali Ece çizdiği profil itibariyle muhalif olmalı değil mi?

Kardeşim Beşiktaş bu. Ne batar, ne çıkar... Rahat ol. Sen kimsin ki bunları kafaya takıyorsun... Boşver...

Sen sadece sev. Üzerine düşünme. Senin tek misyonun gözlerini kapatıp sevmektir. Neyi sevdiğini bilmesen bile.


Hadi tadını çıkar.


Sev tecavüzcünü. Çünkü tecavüzcünle evlendirecekler seni de...

104 Yorum:

Hocam temel sorun bu zaten burda dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.Teşhis var,İbrahim Altınsay'da yapıyor,Cem Dizdar'da yapıyor.Herkes koyuyor o teşhiside çözüm üreten somut adım atan yok ? Varas yoksa püü kaka Demirören,ee kim temizleyecek bu boku ...

Madem Beşiktaş nasıl olsa batmaz nasıl olsa tükemez neden kimse elini taşın altına sokmak istemiyor.Beşiktaş sevgisi az mı geliyor muhaliflere ?İlla Atatürk gibi bir devrimci lazım çünkü ben yapmam sen yap tarzı birini bekliyor herkes.Murat Aksu bu profil değildi ,bir sonrakini bekliyoruz.

Lucky 7 dedi ki...

yorumun 1 kelimesine bile katılmıyorum, futbol bir oyundur bizde seyircileriz, Beşiktaş ne bizim şirketimizdir nede biz bu kulübün ortağıyızdır.Biz Beşiktaş futbol kulübüne gönül vermiş kişileriz, biz seyrettiğimiz takımdan zevk almaya bakarız.Sen git microsoft'un takımın tut o daha çok para kazandırıyor.Bunun bir spor ve oyun olduğunu hala keşfedememiş insanların bu çığırtkanlığı mazoşit tavrından nefret eder hale geldim. Diyelimki herşey kötü gitti Beşiktaşta battı, 2lige düştü...napıcaksın yani tutmyacakmısın Beşiktaşı? Ben aynı inançla sevmeye devam edicem.

AQ-47 dedi ki...

"Yıldırım Demirören sponsor bulunmadan Robinho tarzı transferlerin yapılamayacağını belirtti. Oysa aranılan sponsor zaten kendisine ait olan M-Oil firması değil miydi? Yarın çıkıp "sponsporumuza teşekkür ediyoruz" diyip Robinho transferini açıklasa, bir de sponsor tarafına geçip Beşiktaş kulübüne teşekkür mü edecek?"
tek kelimeyle şahane...:)

akn dedi ki...

şşşş! robinho gelecek dertler bitecek. koşmayan, pres yapmayan, agresif olmayan delgado'yu gönderdik, yerine süper azimli ve takım savunmasına inanılmaz katkıları olan güçlü kuvvetli robinho'yu alıcaz. her şey süper olacak. delgado'ya çok para veriyorduk ya, robinho cüzi bi miktara oynayacak filan. süper olacak.

demirören başğan her şeyi halledecek.

AQ-47 dedi ki...

Robinyo transferine bir kısım taraftar da maddi yönün dışında futbolcunun kişisel ve sporcu özellikleri nedeniyle karşı, ki bunlardan biri de benim...

@ Lucky 8

Beşiktaş forması alıyorsan,maça gidiyorsan yada Bjk izlemek için Lig Tv alıyorsan kısacası bu kulüp için para harcıyorsan,harcadığın paranın doğru kullanılması istemek yanlış birşey mi?

Ayrıca Bjk bir spor kulübü olmaktan çıkmış bir şirket olmuştur.Hatta adı Beşiktaş A.Ş.dir ve %30 hissesi halka arz edilmiştir.Hisse sahiplerinin yönetim hakkında fikir beyan etmesinden normal birşey olabilir mi?

Bunların hiçbiri olmamış olsa amatör taraftarlar olarak olaya bakarken bile sevdiğim kulübün Avrupa'da kupa kovalayacak potansiyeli varken 2.lige düşmesini kabullenmemi gerekiyor?

BJK4EVER dedi ki...

Herkes accountant kesildi basimiza, size ne yahu? Bu takimin mali islerinden sorumlu yoneticisi yok mu? Onde gelen accounting sirketlerinden biri denetlemiyor mu kulubu, biz borsada degil miyiz? Size ne yahu? Ayrica sponsor olarak M-Oil denmiyor, hatta cogu kisiye gore gundeme bile gelmemis, tamamen Medical Park'in adi geciyor ve bonservis bedelinin tamamini ve maasin yarisindan fazlasini karsilayacak haberlere gore, yani senelik 3m ilyon euro odeyip Robinho'yu izleyecegiz, onu bile begenmiyorsunuz. Baskan su an Quaresma'yi 10 milyon euroya satip bonservissiz Tello'yu alsa vallahi sevinirsiniz lan para girdi kulubue ve ucuza vasat oyuncu oynatacagiz, bu sene de basarisiz olup romantizme ve huzne dalacagiz diye.

baris dedi ki...

eveet, çok güzel. üç gün önce "faşistler bizi eziyolar" diye ağlayan jessie, şimdi kendisi gibi düşünmeyen herkesi "demirören'in tetikçisi, ayakta uyutulan, tecavüze uğrayan" kişiler olarak nitelemiş.

aman itiraz etmeyin yazdıklarına, yarın faşizm-2 başlıklı post altında tekrar karşılaşmak istemiyorum jessie'nin gözyaşlarıyla.

BJK4EVER dedi ki...

@AQ47

O haberlere bakarsak Quaresma da gece hayati olan egoist oyuncunun teki, ama goruyoruz adami. Bana ne ozel hayatindan, Hilbert profesyonel de ne bok oluyor? Ayrica gece hayati niye bu kadar abartiliyor? Yerinde ve dozunda yapilinca ne gibi zarari var ki? C.Ronaldo, Kaka, Ronaldinho'nun gece hayati yok mu? Arastirin biraz bence. Robinho Madrid'de doktururken, City'de 1 sezonda 14 gol atarken, 40-50 milyon euro'lara transfer olurken de mi boyle dusunuluyordu adam hakkinda yoksa bize gelirken mi kaka oldu???

Gürcan Ulusoy dedi ki...

demirören tetikçisi demedim kimseye. tecavüzü son 48 saatte söylenenlerle açıklamaya çalıştım.

eğer sponsor m-oil değilse çıkar açıklardı biz robinhoya sponsorluk düşünmüyoruz diye. niye açıklamadılar? çünkü işlerine öyle geldi.

kim kazandı? 3 aydır adını herkesin ezberlediği m-oil.

bu bir tecavüzdür.

sen bunun bir tecavüz olmadığını düşünüyorsan gerekçelerinle kendini ifade edersin.

biz de okuruz.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ama eğer demirören istifa pankartı açanları dövenlerden biri sensen tetikçi diyebilirim bak.

baris dedi ki...

"Dün Demirören İstifa dendiğinde dayak işlemini kendi adamları tarafından hallettirirken, bugün bizzat taraftarın kendisine havale etmiştir."

"demirören tetikçisi demedim kimseye."

bir şey demiyorum ben daha.

Lucky 7 dedi ki...

FM'de bile alamayacağınız oyuncuları İnönüde izleyeceksiniz, tüm dünya benim tuttuğum takımı konuşacak, bundanda memnun olmayacaksınız.Ne istiyorsunuz? amacınız ne? Futbolu neden seviyorsunuz? bence tekrar gözden geçirin.

Bence sen yanlış anlamışsın.Taraftar transferlerden sonra o kadar kör oldu ki artık Demirören istifa diyene kendisi girişiyor demek istiyor.Bende unuttum yaptıklarını Demirören'in Q7,R10 temizledi kan davasını diyip ben artık seviyorum Demirören'i diyorsan birşey diyemem.

@lucky8

Arkadaş biz farklı birşey için mi kızıyoruz sanıyorsun.Evet bu takımın potansiyeli varmış Fm'de alamadığımız adamları almak için.Fm'de almak istemeyeceğimiz adamlara bu zamana kadar verilen 100 m € ne olacak diyoruz ? Bu işler bu kadar kolay mı diyoruz ? Yanlış mı diyoruz ? Zikilen G.tün davası olmaz mı harbiden ?

Great White dedi ki...

desenize beşiktaş türkiye' nin, yıldırım demirören yönetimiyse hükümetin küçük bir prototipi haline gelmiş neredeyse:)

Gürcan Ulusoy dedi ki...

biz yıldırım demirören'e quaresma'yı getiremediği için mi muhalefet ediyorduk ki, robinho'yu getirdi diye destek verelim...

tribünde çıldırt bizi başkan diye, yetmez demirören diye tezahürat yapıldı. problem buradan kaynaklanıyor.

kulüpte başkan sabit kaldı, rejim değişti. 3 ay önce söylediğini bugün söyle yine dayak yersin. üç ay önce tribüne sokulan adamlar tarafından dayak yerdin. bugün bizzat taraftar tarafından dayak yersin.

kimse hikaye anlatmasın lütfen.

yıldırım demirören "demirören istifa" pankartı yüzünden o insanları dövdürüp stadyumdan attırdığı an benim beynimde sabitlenmiştir.

isterse messi'yi getirsin muhalif olurum. onun elinden gelecek hayır gelmez olsun...

işte bu noktada benim yazıma geliyoruz. ortada net bir tecavüz var. tadını mı çıkaracağız, muhalif mi olacağız... tadını çıkaranlara en ufak bir lafım yok. robinho'nun gelmesini ben de istiyorum. karakteri falan da umurumda değil.

ama önce tecavüzü kabul edelim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@Great White inanılmaz benzerlikler var gerçekten...

Lucky 7 dedi ki...

Bende y.d muhalifiyim, en çok ben bağırdım istifa diye hatta bağırmayanlarla da kavga ettim.Sonuçta kongre tekrar onu geçti, şuana kadar yaptıklarında bazı şeylerden ders aldığını gösteriyor, yine hata yapsın.Yine bağırırız.Takım kötü gitti diye bağırmadı Y.Demirörene istifa dite bu taraftar.Tabata gibi piyasa değeri 2 milyon euro etmez adama 8 milyon euro verdiği için bağırdı.Vizyonu olmadığı için bağırdı. Şuan takım kötü gitse ben yine Demirören aleyhine bağırmam, çünkü bağıralacak bir durum yok, ne zaman bağırırım? Stadın yerini değiştirirse bağırırım.Bazı fikirleri ayırın ,bizim amacımız güzel futbol seyretmek. Futbolun amacı bu zaten...galatasaray milyon euroları gitti noldu? müzede duruyor o kupa!! sizsadece müzeyei gezerken görürsünüz! Ben o kupayı Atatürk havalimanında görmek istiyorum.Aramızdaki fark bu.

@bjkforever

"Herkes accountant kesildi basimiza" demişsin. hakikaten aramızda bu işlerden anlayanlar vardır. 2012 yılı mali kriterlerini bilen biri var mı aramızda nedir ne değildir? robinho transferi ya da farketmez başka bir pahalı transfer, futbolculara ödenen uçuk meblağlar bu kriterleri nasıl etkiler bilen biri açıklayabilir mi burada?

Gürcan Ulusoy dedi ki...

galatasaray uefa kupasını almak için kaç milyon euro harcadı açarsan sevinirim.

veya o kupa jardellerle mi geldi yoksa hakan şükürlerle mi geldi?

bugünkü beşiktaş zihniyeti jardel zihniyetidir. ama kupası hakan şükür, hasan şaş, suat kaya getirmiştir...

zaten sizin "uefa kupası" zihniyeti diye tanımladığınız jardellerden sonra da galatasarayın beli doğrulamamıştır.

örneğin müthişmiş...

fenerbahçe okocha'yı, anelka'yı, ortega'yı getirmiştir...

lakin en büyük başarısını deivid de souza, marco aurelio ve uğur boral'la kazanmıştır...

turkkant dedi ki...

Bence bu yılın transferleri için kulübü batırıyorlar muhabbeti yapmak biraz abartı.

Son 4 senenin transfer harcamaları;

2010 6.150 m euro (Batuhan'ın satışıyla)
2009 23.570 m euro
2008 14.250 m. euro
2007 8.550 m. euro

Özetle bu sene az maliyetle kadroyu oldukça güçlendirdik. Demirören'i tutmam da sevmem de; ama yiğidin öldür hakkını yeme...

Amaa, şu net söylenebilir Beşiktaş Robinho'ları, Quaresma'ları basıp parayı alan bir kulüp değil (ya da sadece o tarz işler yapan bir kulüp değil) Krasic'i Sırbistan'dan, Suarez'i Ajax'tan önce (daha doğrusu Groningen'den)
keşfeden kulüp olmalı.

Cska 2.250'leye aldığı oyuncuyu Juve'ye 15 m. euro'ya sattı. Doğru transfer budur. Yoksa, Robinho'yu 21 m. euro'ya aldın, Holosko'yu 7'ye bunları kime laça satıcan da kar edicen?

Beşiktaş'ın son yıllarda bu yönde 'es kaza' yaptığı tek transfer Bobo'dur. O hem böyle yazılar düzen, hem de Bobo'ları (Tello'ları) beğenmeyen arkadaşların Bobo'su.

Mesele biraz üzüm yemek değil, devamlı bağcıyı dövmek gibi...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bugün real madrid,barcelona ve arap şeyhlerinin takımlarını ayrı tut bir bak bakalım avrupa piyasasına... kim kimi kaç paraya alıyor.

arsenal mi para harcıyor, liverpool mu para harcıyor, manchester united mı para harcıyor, inter mi para harcıyor, juventus mu, milan mı...

abi beşiktaş bu seviyede takım olacak işte. san siro'da milan'ı devireceğiz... bizim vizyonumuz budur... gordon, diatta, seric :) bu arada gordon geçen hafta juventus'a gol atmış. kör değil miydi eleman?

Lucky 7 dedi ki...

@Jessie
Faruk Süren gibi biri neden kulüpten gitti? Kulübün borcu yüzünden.Paraların toplam değerlerine bakarak çıkarım yapma, her koşul farklıdır.Şu anda Beşiktaş altyapısından 2 oyuncu sürekli takım kadrosundadır,3 oyuncusuda gayet iyi takımlarda top koşturmaktadırlar. Bununla birlikte İ,üzülmez ve İ.toraman gibi bu takımın mihenk taşları vardır, kaldıki ikisininde insan ve futbol kalitesi H.şükür ve H.şaşın altında değildir. Beşiktaş kabuk değiştiriyor, bunun sancıları olcaktır.Ama takıma destek vermeye devam edin, başka Beşiktaş yok.

mali kriterlerin 5. maddesi var aşağıda;

5- Kulüplerin federasyonumuza, oyuncularına, teknik direktörlerine ve diğer kulüplere olan kesinleşmiş borçları ile FIFA ve UEFA kararları doğrultusunda futbolculara, başka federasyonlara bağlı kulüplere, teknik direktörlere ve maç organizatörlerine olan kesinleşmiş borçlarının ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunun kulüp tarafından teyidi.

sizce beşiktaş bu maddeyi yerine getirebilir mi? getiremezse federasyondan lisans alamaz ve şampiyonlar ligi uefa kupası gibi organizasyonlara katılamaz.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

biz de başka beşiktaş olmadığı için muhalefet ediyoruz zaten.

ben futbolu ibb takımı gelip beşiktaş'ı yendiği için seviyorum. çünkü ak kara orada ortaya çıkıyor. tüm planlar, plansızlıklar, tüm uefa kupası hayalleri vs...

ibb çıkıyor ve seni sürklase ediyor. hepimiz buradayız zaten. yaşayacağız ve göreceğiz.

ama 3 gün önce schuster'e inanılmaz güveniyorum diyenler dün "bu schuster'le" olmayacağını düşünmeye başladım demesinler lütfen. çünkü ülke futbolunun en temel özelliğidir tüm plansızlığı teknik direktöre atıp sıvışmak.

onlara göre iyi hoca bulsak 2 sene içinde uefayı alacağız, fenerbahçe'nin müzesinde 6 tane uefa kupası vardı. arda da mesut özil'in yerinde oynuyordu.

yaşayıp göreceğiz.

BJK4EVER dedi ki...

Jessie kendi isine geldigi gibi yorumluiyorsun herseyi. Suat kazandirmsi kupayi, oldu. O kupada en cok hakki olanlar Hagi, Popescu, Taffarel'dir ilk basta. Ortega, Anelka getirdi diyorsun, ama bunlarin yanina Nobre, Ceyhun'u koydu, bu takimlarin antrenoru Lorant ve Daum'du. Kaldi ki Zico'nun takimda sadece U.Boral yoktu, dunya para verilen Appiah, Alex, Kezman, Lugano, Edu, R.Carlos vardi. Onlari niye soylemiyorsun? Isine gelen parcalari cikartip yorumluyorsun kendince.

@turkkant

Bu maalesf mumkun degil. Evet, Porto, Lyon ornekleri verilir hep, ama kazin ayagi hep oyle degil. Onlarda yabanci sinirlamasi yok bir kere, Brezilyadan Afrikadan istedigi kadar oyuncu getiriyor, kiraliyor, PAF'ta oynatir. Ayrica onlar da yeri geldigi zaman ciddi paralar harciyor ve husran olabiliyor. Farias, C.Rodriguez, Bastos, Makoun, Bodmer, Keita, bunlara kac para verip kac paraya sattilar arastir bakalim. Evet, belki BJK icin dogru kulup modeli onlar, ama o ha deyince olmuyor iste. Turlu turlu engeller var, ki en buyugu inanilmaz medya ve taraftar baskisi.

carlito dedi ki...

o değil de demirören'in tribünde dövdürdüğü adamlar şu anda neredeler napıyolar, hala kapalıdalar mı çok merak ediyorum ben.. acaba guti'nin imza töreninde "yetmez demirören" diye bağıranlar arasında o dayak yiyenlerden birileri de var mıdır? yoksa bile robinho geldikten sonra onlar da "çıldırt bizi başkan" diyenlerden olacaklar mıdır?

hepsi bi tarafa, ben dayak da yemedim.. dayak yiyenler sus pus olmuşke bnana ne oluyor? :)

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ben de dayak yemedim ama birileri dayak yerden hoop noluyor hocam demediğimiz sürece hepimizin dayak yiyeceğine eminim.

outlaw dedi ki...

@jessie,

ben su ali ece konusunu anlayamadim...

Levent dedi ki...

Üffff...

Ek olarak, 2012 kriterleri 2015'e kadar ertelendi diye bir yazı okumuştum. Ayrıca borcu olan kulüp lisans alamayacak diye komik bir önerme mi olur? Bırak Beşiktaş'ı, Real Madrid'in, Barcelona'nın bile milyonlarca Euro borcu var. UEFA borcu olduğundan dolayı Real Madrid, Barcelona, Man. Utd, Liverpool, Inter, Milan, Bayern Munich gibi takımları Avrupa Kupaları'na almayacak öyle mi?

Bu kriterler 3 yıl üst üste zarar eden kulüpler için geçerli, yoksa herkesin borcu var. Olmayan kulüp varsa mali sorumlularını transfer edelim Robinho'dan önce.

fabianernst dedi ki...

benim burada soylemeye çalıştigim şey sudur delgadolara holoskolara bu kadar para verilmez ayni şekilde tabataya da..bunlari eleştiririm çunku bunlar da haddinden fazla para almışlardir...fakat ya bu adamin karakterini az çok bilıoruz
hiçbirimiz sevmiyor ama suan inann maça giden veya gitmeyen çoğunlkuk yd yi istermisniz derse yok istemeyiz der..ama kalkıp da yeter yd yeter diye suan bagirilmasini istemek sadece beşiktaşa zarar verir..burada biraz yanlış duşunuyorsnusuz...ya bu takima delgado kalsin diyen insanlar var hala, geçn sene kulubu zor durumda birakan tekrar ayni şeyleri yazmiycam delgado postunda yazdim okuyan okur ne yaptigin hatrilmasiıonuz..burada yd ye haklı olarak sallıyoruz ama bu adama hiç sallamdiniz bu biraz ayip degil mi hani beşiktaşi savunuyoduk..burada JESSİE bu olaylari da konuşmak lazim degilmi nie bole bir post yazmıyorsunuz...bence beşiktaş turkkant arkadışımıziin dedigi gibi boboyu bulduğu gibi suarezi groningen den krasic i cskadan once bulmalı beşiktaşi açıkçasi ancak bole hamleler yapip kurtulabilir mali tablosundan bu anlaşılıyor...ben robinho transferine karşiydim ama nihat 3.5 delgado 2.2 holosko v e tabatayla kulubun zaten anasini aglattigimiz için artik hayal kırıuklığı içerisindeyim belki bu futbolcular iyi olsaydi agzimi açmiycaktım ama çok kotuler abi ve aldiklari paranin yarisıni bile hakketmiyorlar...bence kulup krasici veya suarezi bulmali delgadonun bile bole bir kulupte bu kadar çok sevilıosa zaten kusura bakmayın biz başarili bir kulup olamayiz zaten yd kulubu batirdi muhalif de maddi kulfetin altina girmek istemiyor.. off beşiktaşım off nasıl çıkçagiz aydınlık gunlere

RuFF dedi ki...

Jessie bu konulara çok ön yargılı yaklaşmana rağmen güzel özetlemişsin konuyu.

Tecavüzden zevk almaya çalışan bir adamım.Yapamıyorum, bırakamıyorum tribünü.Günde 50 kere buraya bakıyorum.50 kere haber1903 e 50 kere de forzaya.

1990 ların başından beri maçlara gidiyorum.Evde 300 den fazla bilet koleksiyonum var.Çekip gitmek kolay değil.Sende yapamıyorsun zaten.Ne kadar sinirli olsanda dönüp dolaşıp buraya geliyorsun.Yazıp çiziyorsun.
Senelerce anneme kızdım sigarayı bırakmıyor diye, her zaman " en büyük zevkim " derdi ve bu bana çok saçma gelirdi.Şimdi anlıyorum neden bırakamadığını..

@leventpolat

sadece klüplerin değil şirketlerin, insanların yani neredeyse herkesin borcu var. sorun borçlu olmak değil o borcu taahhüt ettiğin zamanlarda ödeyebilmekte. nasıl ki bir şirket verdiği çekleri zamanında ödeyemeyince belli yaptırımlara maruz kalıyorsa klüpler de ceza alacak. barcelonanın dünya kadar borcu olduğunu biliyoruz ama ödeme zamanı gelen borçları için bazı futbolcularını elden çıkarmak zorunda kaldı.

bu kriterlerin 2015 yılına ertelendiğini ise ben duymadım.

ederlezi12 dedi ki...

Evet , bırakmak çekip gitmek kolay değil . Ama olayları görmemezlikten gelmek mi gerekir ?
Bu sene herkes transfer başarısından söz ediyor da Tello , Delgado'nun da bedavaya gittiğini görmüyor mu ?

Bu bir transfer plansızlığı değil de nedir ?_
Tribünden dayak yiyen insanlar oldu , kravatlının karısı güldü , alay etti . Bu durum bile başlı başına Messi de gelse Xavi de gelse Başkan 'ı istifaya her zaman çağırmanın başlı başına bir sebebidir bence.
Yani illa dayak mı yemek gerekir ?Yiyenler var kardeşim , yediler stadın ortasında.

Ben çok sevdiğim takımım mali başarısızlıklardan dolayı 2.lige düşse ''banane'' mi diyeceğim ? Yoksa protesto mu edeceğim ?

Beşiktaş hala kötü yönetiliyor , kötü yönetilmeye devam edecek .
Jessie'nin dediği gibi durum daha da vahim durumda. Sindirilmişiz , susturulmuşuz , gerçekleri söyleyince insanlara en azından bir çoğu kızıyorlar .İhraç ediyorlar seni , sus diyorlar! .Sanane diyorlar !
Evet , susus susun UEFA kupasını nasıl alırız yoksa ? Dur bak Delgado gitti Robinho gelcek ! Ses sus karışma !
Ben de dim şimdi araplardan belki para alırlar , yok kardeşim onu da beceremediler.Defolsun gitsin de ne hali varsa görsün dediler Delgado'ya. Umurlarında değil çünkü.

Zibidi dedi ki...

Yazı yerinde tespitlerle dolu lakin Ali Ece ye olan cümleler ağır kaçmış gibi.Tabii ki Cem Dizdar ve Altınsay gibi muhalif olamaz ama. Benim de hiç sevmediğim malum menejere az laflar söylememiştir...

Ben şu sponsor olayını anlamadım.Hiçbirimiz de bilmiyoruz.Eğer sponsor firma stadın ismine veya forma arkasına sponsor olacaksa bu kulübün gelirlerini kullanarak transfer yapmak demektir ama sponsor olacak şirket sadece transfer edilecek oyuncuya sponsor oluyorsa(Robinho'yu reklamlarında oynatmak,özel tanıtımlarda kullanmak vs... )buna kimse itiraz etmez sanırım.
Kaldı ki isim veya forma arkasına reklam alınsa bile yıllık ne kadar gelir geleceğini bilmiyoruz.Mesela forma arkası reklamı için M-oil'den yıllık 10 milyon euro bir gelir gelecekse ben yine ağızmı açmam.
En kötü ihtimali düşünürsek yani Robinho transferinin maliyeti stadını isim hakkı ve forma arkası reklamından gelecek paranın tamamıyla karşılanması durumunda bile kulübün geçmiş yıllardaki gelirlerine hiç dokunulmamış oluyor ama buna ben de karşıyım.Atıl durumda durmayan stad ve forma arkası sponsorlarının bu kadar borç varken transfer ücreti için kullanılmaması gerek.
Velhasıl daha hiçbir şey belli değil.Hüküm vermek için biraz daha beklemek lazım.

tomates dedi ki...

SAYIN DEMIROREN

MADEN BU KADAR POTANSİYELİMİZ VE KAYNAGIMIZ VARDI DA NEDEN ERTUGRUL HOCA DAN ESIRGEDIN BE ADAM...

TRANSFERİ GEÇTİM SADECE MAAŞ BÜTÇELERİNE BAKIN BÜTÇENİN NASIL DELİ(R)(N)DİĞİNİ GÖRÜN;


SEZON 2007-2008.
TEKNİK DİREKTÖR ERTUĞRUL SAĞLAM
FUTBOLCU SAYISI 22
TOPLAM MAAŞ TL 23.870.000
ORTALAM MAAŞ TL 1.085.000
ORTALAM MAAŞ EURO 571.053

EN YÜKSEK MAAŞ ALAN 5 KİŞİ


rico 3.325.000
cisse 3.040.000
rüştü 2.850.000
delgado 2.375.000
tello 1.710.000

****************************

SEZON 2008-2009
TEKNİK DİREKTÖR ERTUĞRUL SAĞLAM - M DENİZLİ
FUTBOLCU SAYISI 26
TOPLAM MAAŞ TL 30.356.500
ORTALAM MAAŞ TL 1.167.558
ORTALAM MAAŞ EURO 614.504

EN YÜKSEK MAAŞ ALAN 5 KİŞİ


Fabian Ernst 4.180.000
delgado 3.990.000
cisse 3.040.000
rüştü 2.850.000
nobre 1.716.000
********************

SEZON 2009-2010
TEKNİK DİREKTÖR M.DENİZLİ
FUTBOLCU SAYISI 30
TOPLAM MAAŞ TL 45.046.500
ORTALAM MAAŞ TL 1.501.550
ORTALAM MAAŞ EURO 790.289

EN YÜKSEK MAAŞ ALAN 5 KİŞİ


Nihat Kahveci 6.650.000
Matteo Ferrari 4.180.000
Fabian Ernst 4.180.000
delgado 3.990.000
holosko 3.325.000

*********************


SEZON 2010-2011
TEKNİK DİREKTÖR BERND SHUSTER
FUTBOLCU SAYISI 28
TOPLAM MAAŞ TL 64.565.000
ORTALAM MAAŞ TL 2.305.893
ORTALAM MAAŞ EURO 1.213.628

EN YÜKSEK MAAŞ ALAN 5 KİŞİ


robinho 12.350.000
Ricardo Quaresma 6.650.000
Gutierrez Hernandez 5.130.000
Nihat Kahveci 4.750.000
Matteo Ferrari 4.180.000

YEMEDİM İÇMEDİM KENDİ ELLERİNLE HAZIRLADIM...
SEVGİLER....

beko dedi ki...

Ali Ece'nin muhalif olup olmadığı öğrenmek için güzel bir söyleşi...

http://123golyetmez.blogspot.com/2010/06/ali-ece-roportaj-yonetim-taraftarn.html

simplextablosu dedi ki...

insanların alternatif bir yolu olmadıkça onlardan beklentilerinizi fazla yüksek tutmamak gerekiyor sanıyorum. biz geçen sene başkanı o kadar güçlü istifaya davet ederken bunun bir nedeni de kongre senesi olmasıydı. biz tribün olarak yolumuzu niyetimizi gösterelim, kongre gerekeni yapsın ümidiyle bağırıldı. kongre bitti Yıldırım Demiören tekrar başkan oldu. peki ben bir taraftar olarak bugün seçim olsa gitsem oy kullansam Yıldırım Demirören'e oy atar mıyım? hayır, üstüne para versen atmam. Peki Jessie'nin yaptığı yangını yapar mıyım? hayır onu da yapmam. çünkü kendimi yıpratmaktan başka bi işe yaramayacağını düşünüyorum. yani tecavüz falan bence hoş değil, üslup olarak keşke kendini daha farklı ifade etseydi ama Jessie sever bunları biraz. lakin kimse yönetimin yaptığı yanlışların acısını taraftardan çıkartmasın onu rica ediyorum ben şahsım adına.

Unknown dedi ki...

sponsor olayı soleymiş... bende yeni okudum ... turkiye de bazı alımlar vergiden dusulebiliyor... mesela o sirket patronları o jiplere falan para verip binmezler ...olay da aynen bole olucakmıs.. bu tip sponsorluklar vergiden dusuluyomus.. bence sponsorsa thy...

Bir de bir futbol adamından neden Demirören'e muhalefet etmesi beklensin ki adam Quaresma'yı,Guti'yi getirtmiş takıma.Futbol takımını yorumlayacak tabiki.Futbol alanında uzmanlaşmış bir kimsenin kulübün ekonomisiyle ilgili yorum yapması çok abes ve can sıkıcı olur.

Zahid Dinçer dedi ki...

yıllardır yıldırım demirören kulubü gerçekten çok kötü yönetti. ama bence bu yıl yaptığı işler genel olarak hep mantıklı. robinho transferi de beşiktaş için çok önemli şeylere vesile olacak bi transfer olabilir. sonuç olarak bunca yıl hepimiz yıldırım demirörene karşı çıktık ama, bence bu yılı öncekilerden ayrı değerlendirmeliyiz.

Bir de Cem Dizdar'ı ciddiye alan adamın akıl sağlığından şüphe ederim.Quaresma gelmeden önce gelmez o adam,feyk ulan feyk,gerizekalmısınız quaresma'nın geleceğine inanıyorsunuz anafikrinde bir yazı yazıp Quaresma geldikten sonra da anti milliyetçi(!) ve sosyalist bir duruşa sahip olduğunu iddia eden zat-ı alileri bu kadar şehit verdiğimiz bir gün bu tören olurmuymuş,bu törenin olması şehitlerimize çok büyük saygısızlıkmış gibisinden birşeyler demişti.Demirören'i eleştireyim de ne kadar çelişik olursam olayım ne kadar saçmalarsam saçmalayım tarzında bir adam.Ali Ece ve İbrahim Altınsay'la aynı cümle içersinde kullanmak bu 2 isme büyük saygısızlık olur.

fabianernst dedi ki...

ısrarla yd nin gitmesini ama delgadoya da bir post açılmasini rica ediyorum unutamıyorum onun bizim kaptanimiz olduğuna

Adsız dedi ki...

Ben Beşiktaş taraftarının eskiye kıyasla özeleştirel yaklaşımını ve objektifliğini kaybettiğini düşünüyorum. Beşiktaş sadece futbol kulübü değildir. Farz edelim ki sadece futbol kulübü olsun, iyi yöneticiliğin kıstasları sadece transfer ve futbolculara ödenen paralar değildir. Tamam Guti ve Quaresma güzel transferler, ben de beğendim. Ancak bu transferler Demirören'in diğer icraatlarını halı altına süpürmemeli, yanlış yaptığı konularda eleştirilmelidir. Lütfen olaylara sadece transfer odaklı bakmayalım, dönen dolaplara dı görmeye çalışalım azıcık. Benim sözüm anlayacaklara, zaten rengini belli eden arkadaşlar Demirören'e toz kondurmadığı için bana kulak bile asmayacaklar.

Adsız dedi ki...

@Great White: Harika özetlemişsin
@tomates: Eline sağlık hocam

Bu da benden gelsin, en aşağıda Tabata'nın bu güne kadar forma giydiği kulüpler ve ödenen paralar var. Yiyen yer, ben yemedim, düpedüz dolaplar dönüyor, sonra da Tabata niye gönderilmiyor da oynatılıyor diyoruz:

http://i38.tinypic.com/2hnnioj.jpg

kma dedi ki...

jessie'e tamamen katılıyorum..

en çok katıldığım da yahu ali ece aynen karalteri gereği muhalif olması gerekirken nasıl bu hale geldi onu anlayamadım.

programındaki diğer insanlar mantıklı savlar sunarken bu adam faşist bi tavırla bağırarak onları susturmaya çalışıyordu.

sanki beşiktaşta gizli bi darbe olmuş ve cunta hükümeti baskıcı bi rejim içersinde sert cümleler kuruyor..

tespitler yerinde..

imza.

Delgado olayini okudugum anda kan beynime sicradi. Baktim, tabir aynen oyle: Bu seneki alacaklarina karsilik bonservisi verilmis.

Ya iyi de birader, bu adami sen sattiginda zaten bu seneki alacaklarini odemeyeceksin ki? Ne demek "bu seneki alacaklarina karsilik?"

Bundan daha guzel bir "bedavaya verdik gitti" aciklamasi okumamistim ben daha once.

ian dedi ki...

...
Ne Deco'ya karşıyım, ne Robinho'ya. Bu ayrı konudur.

Lakin kimse beni Quaresma üzerinden satın alamaz.
...

Yazar Jessie Saat: 12:39


http://eksibesiktas.blogspot.com/2010/04/bu-takm-gol-rekoru-krar.html

adam robinhocu beyler :)

tesadüfen rastladım bu posta dikkatimi çekti, artniyet yok :)

Art niyete gerek yok zaten, adam o zaman ne diyorsa simdi de onu diyor :)

ian dedi ki...

biliyorum, yanlış anlaşılmasın diye belirtme gereği duydum.

Haklisin, ayni yazi icinde bile seksen tane yanlis anlama olabiliyorken :)

sozcelyk dedi ki...

yanlış anlamışsınız yine

jessie diattacı beyler :D

sozcelyk dedi ki...

az önce ali ece lig radyo'da ekşibeşiktaş'ta benimle ilgili saçma sapan iddialar yer alıyor ibrahim altınsay benim akıl abimdir bilip bilmeden konşuyolar dedi

söz jessie'de.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

Ali Ece çizdiği profil itibariyle muhalif olmalı değil mi?

soru net.

ibrahim altınsay kendisinin akıl hocası mıdır, değil midir diye sormadık ki :)

ayrıca saçma sapan iddia nerede?

"Ali Ece gibi suya sabuna dokunmayan, Liverpool'dan türküler söylemek dışında bir işlevi olmayan kişiler talep ve ilgi görmeye başlıyor."

burada bir iddia göremiyorum ki saçma sapan olsun.

kişisel görüş bu.

sozcelyk dedi ki...

Liverpool'dan türküler söylemek dışında bir işlevi olmayan

bu biraz dokunmuş olabilir :)

Ali Ece hakkinda hicbir iddia yok yahu burada. Sadece kendisinin gazetecilik stili ile ilgili bir gorus bildirme var. Daha muhalif olmasi gerektigini oneren bir dokundurma bu.

Ayrica kendisi Lig Radyo'dan bunlari diyecegine keske gelse de burada yanitlasaydi oldugu varsayilan iddialari, verimli bir tartisma baslardi belki. Yerimiz belli yurdumuz belli.

Ki Eksibesiktas'in hepsinin Ali Ece hakkinda konsensusla bir bildiri yayinladigi falan da yok, oyle anlasildiysa yazik olmus.

Neden değil neye muhalif olsun işte bunu da sen açıkla jessie.Cem Dizdar gibi saçmalayınca daha mı fazla işlevi olacak.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@bobo cem dizdar'ı beğendiğim yok zaten. ancak muhaliflerin sesinin her zaman önemli olduğunu düşünmüşümdür.

cem dizdar bundan 3-4 sene önce tribünde ve camiada saygınlığı olan bir gazeteciydi. aynı çizgisini devam ettirdiği için bugünkü rüzgar onu köşeye fırlatıp alttı. en son yazısında "kapalı altta o ruhun olduğunu düşünüyorum" demişti... yani çember ufaldı ufaldı ve kapalı alta hapsoldu.

ben ali ece beşiktaşla ilgili ne diyecek diye bekliyorum bekliyorum bekliyorum.

iki necip güzellemesinden öteye gitmiyor söyledikleri.

necip'i öv. metrobüsle idmana gitmesini de öv, tamam. ama o zaman başka şeyler hakkında da sözün olsun.

veya sözün olmayacaksa da olmasın önemli değil. öyle bir imaj çizme o zaman.

Ali Ece yayıncı kuruluşun bir programında çıkmıyor mu ? Sırf Quaresma ve Guti transferlerinden sonra bir sürü Beşiktaşlı tanıyorum Ligtv'ye abone olan.Şimdi bu izleyici kitlesi Beşiktaş'ın mali durumunu,borçları,temlikleri vs... bir sürü can sıkıcı şeyleri dinlemek için para öndemiyorlar herhalde.Canlı maçlar dışında yayınlanan programlarda da futbol ve futbola dair güzellikleri izlemek istiyorlar.Ali Ece de işini başarıyla yapıyor bence.Beni şaşırtan Ali Ece'den böyle bir beklenti içerisinde olman oldu.Adam futbol konuşacak tabi ki.Ondan beklediğimiz de bu.

Ali Ece Twitter'da "suya sabuna dokunmayan demek hakarettir!" dedi.

Eger bu hakaretse, benim burada her gun hakaret davasi acmam/bana dava acilmasi lazim yahu...

Bu mudur yani?

Alp dedi ki...

ali ece suya sabuna dokunmadan liverpool'dan türküler çığıran beşiktaşlı'ymış. beşiktaş'ın hıncal'ı öyle buyurmuş.

ben de çığırırım arada bir liverpool'dan türküler. lennon'ın uzun havaları iyidir. jessie'ye de tavsiye ederim. akabinde insan olur belki. oksijen üst taraflara gider.

ekşibeşiktaş'ın "ayh çok çeşitliyiz ayol, muhteşem muhalifiz, birbirimizle bile geçinemiyoruz" tavrına da hastayım. suya sabuna dokunmayan bir blog varsa orası da burasıdır. amblemi ters çevirince, bir bele kadar girip çıkmış olursunuz belki suya. sabun kısmını bilemem.

kendi adıma konuşayım, kulüp dinamiklerine edilen tecavüz karşısında bas bas bağırmaya, quaresma transferinden, ya da denizlispor maçı dayağından sonra başlamadık biz. yani "yıldırım demirören yeter" bir popüler eğlence haline gelmeden önce de yeter diyordu o "suya sabuna dokanmayan" beşiktaşlılar. had bildirmeden önce had bilin.

stalker dedi ki...

shelbyl, o sözü en iyi anlayacak kişi sensin burada. adam kendisine böyle bir sözün söylenmiş olmasını hakaret addediyor. misal "ahmet çakar'ın söylediği şu söz zekamıza hakarettir" gibi bir vurgu var orada. ali ece'nin avukatlığı bana düşmez ama dayanamadım. adam kendisine yedirememiş o cümleleri. herkes yanlış anlayabilir de, senden beklemem böyle bir algıyı.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@Alp hala muhalif gruplar var yani beşiktaş'ta... gerçekten çok sevindiğimi ve umutlandığımı belirteyim...

biz de elimizden geldiğince, bir internet sitesi aracılığıyla elimizden geleni yapıyoruz. muhalifiz veya değiliz diyemem. 20 kişi var hepsinin ayrı görüşü var.

zamanında kimse öne çıkmak istemedi. biz de v for vendetta'lık yapalım dedik. "böyle bir organizasyon yoktur, olmayacaktır" dediler. sağlık olsun.

ben ne çarşıyı bilirim. ne semti bilirim. kimse de beni bilmez. elimizden geldiğince yazıp çiziyoruz. beşiktaş için iyi bir şey vaad eden her fikrin arkasında durmaya da hazırız...

biri gelip ali ece gayet iyi muhalefet yapıyor dese kabulumdür. muhalefet yapıp yapmayacağını sana mı soracak dese kabulümdür. ama siz kimsiniz denince sohbet orada sonlanıyor. çünkü benim kim olduğumun önemi yok. ben bir "fikir"im. getirilen eleştiri fikre mi hayır. yeni bir şey mi söylüyor hayır. biz sizden önce vardık deniyor... ben de gerçekten soruyorum; neredesiniz? ne yer ne içersiniz...

beşiktaş'ı kurtarmak sana mı kaldı? sorusuna cevabım yok. buyrun önden gidin, arkanızdan gelmeyen şerefsizdir...

Alp dedi ki...

@jessie

"beşiktaş'ı kurtarmak sana mı kaldı?" ahah theotheo efekti mi denir buna ne denir? yazdıklarımın hangi ucundan bu manayı çıkarttın, tebrik ediyorum. sonra hıncal deyince kötü oluyoruz.

bir internet sitesi aracılığıyla elinden geleni yaparken, savurduğun oklarının kapsamının da internet aleminde de var olan bir beşiktaşlıyı hedef alması kayda değer bir durum.

ben sana çarşı'dan, semtten bahsetmiyorum. "size tecavüz ediyorlar, ben bunu görüyorum ama siz zevk almaya bakıyorsunuz" tavrı ile beşiktaşta yolunda gitmediğine inandığın şeylere tepki verdiğini düşünüyorsun, eyvallah; ama sabunu biraz fazla kaçırdığının da farkında olmalı insan. "liverpool'dan türkü çığırmak" kalıbını araya sıkıştırarak gerekli yerlere mesaj gönderdiğini düşünüyorsan da adnan aybaba'dan çok da farkının olmadığını söyleyebilirim. ok fırlatma yeteneğine sadece sen hasıl değilsin.

bu eleştirinin kapsamının ali ece'den ibaret olduğunu söyleyebilir misin bana? hiç sanmıyorum. bu, misal vermek gerekirse, quaresma transferi ile kafasında soru işaretleri olsa da futboldan alacağı zevki de kenara atmayan; futbola ve beşiktaş'ın sahada oyadığı oyuna karşı hala heyecan duran herkese ithaf edilmiş bir laftır. hayatını, sizin deyiminizle "romantizm"e adamış insanlar üç satır guti ara pası ya da quaresma trivela'sı konuştuklarında muhalifliklerinden bir şey kaybetmiyorlar. o insanlar o muhalefetin içini doldurmayı biliyorlar. şov muhalefeti denizlispor maçından sonra başladı. örneklerini bu blogda sıklıkla gördük.

v for vendetta metaforu da cuk oturmuş. "ben bir fikirim" dedikten sonra, "ideas are bulletproof" şeklinde sahneni sonlandıracağını düşünmüştüm. yakışırdı.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@Alp quaresma'dan alınacak keyif ayrıdır, beşiktaş'ın gitmekte olduğu yol ayrıdır.

savurduğum okun ali ece'ye ulaşmasında ne gibi bir sorun olabilir ki? o duymasın diye kulaktan kulağa mı söyleseydim...

ayrıca ben ali ece hakkında bir yazı yazmadım. ibrahim altınsay ve cem dizdar'ın çok değil, son 5-6 aydaki camia içindeki değer kaybı ve ali ece'nin yükselişine dikkat çekmek istedim.

ali ece benim için önemli değil. daha doğrusu yazının vurgusu o değil. önemli olan cem dizdar'ın ve ibrahim altınsay'ın camia içindeki etkinliklerini kaybediyor olmaları.

bu iki spor yazarı babamın oğlu değil. cem dizdar'la bir iki sohbetim olmuştur. kendisini beğenirsiniz beğenmezsiniz o da önemli değil. ki ben de beğendiğimi söylemedim. ancak bu isimler açık bir linçe maruz kalıyorlar.

bu, camiadaki bir değişimdir, kabul edelim. neticede 20 sene evvel böyle eleştiriliyor olsalardı bugün bu konumda olmazlardı. demek bugüne dair bir şey var.

sen almışsın olayı, trivelaya veya romantizme getirmişsin. yazıyı yazarken bunlar aklımdan bile geçmedi.

ben hıncal uluçluk yapmaya falan da çalışmıyorum. samimiyim. okuyan bilir, bilmeyene de bir şey diyemem.

bugün bir kaç internet sitesine yazı yazmam için teklif aldım. ama yazmayı düşünmüyorum. daha doğrusu, tamam dedim ama yazamıyorum. elim klavyeye gitmiyor. kısıtlanacağımı düşünüyorum. dolayısıyla sadece buraya yazıyorum.

belki ali ece'nin konumuna gelsem ben de bugün yazdığım gibi yazamayacağım. belki bu onun mesleği, para kazandığı iş. o yüzden daha dikkatli gitmek durumunda. bunların hepsine tamam.

ama isimlerde değilim zaten. bu camiada muhalefet yok. şimdi hemen gelip rahmi koçlardan bahsetmeyelim. başka bir şeyden bahsediyorum.

bu kulüp hakkında en dosdoğru şeyleri söyleye söyleye mehmet demirkol söyleyecekse ben orada üzülürüm...

bugün demiş ki; "robinho roberto carlos'tan beşiktaş'a gelmek konusunda refarans almış. peki beşiktaş kimden referans almış"

budur. daha fazlası değil beklediğimiz.

Kalten dedi ki...

Bence Ali Ece eleştirisi üslup olarak biraz ağır kaçmış. Kendisine "romantik" diyebiliriz ama yazdığı yazılardaki bu romantizmin yapay olduğuna inanmamız için bir sebep yok kanımca. Yani tabii ki daha sert eleştiri yapmadığı için kızmak hakkımız, ama bunu Liverpool vb diye eleştirince sadece insanlar kırılmış oluyor.

Arada, "Hıncal" olmak bence hakaret değil, bir övgü. Hıncal sıkıcı ve tek görüşlü Türk medyasına "madalyonun öteki yüzü"nü sokmuş adamdır. Bunu son zamanlarda biraz abartılı yapıyor olabilir (e.g. Arda'yı herkes eleştirirken ona Messi demek ve daha bunun gibi binlercesi) ama ismini kötüleyici bir sıfat olarak kullanmayı gerektirecek bir hâli yok adamın.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

hıncal uluç bu ülkede "pembe gömlekli" diye resmi siteden yayınlanan yazının konusu olmuştur.

futbola dair söylediği şeyleri beğenirsiniz, beğenmezsiniz. futbola dair söyledikleri benim umurumda bile değil.

ama bırakın konuşsun adam.türk sporuna "pembe gömlekli" kadar zararı olmamıştır, emin olun.

ad hominem'in tarifi o pembe gömlek meselesi.

ben neden bugün yönetime muhalifim sorusuna vereceğim yanıtların başında pembe gömlek gelir.

utanç duyuyorum. adama ibne iması yapıyorsunuz. ibneliği kendinizce ve sokak ağzıyla yeriyorsunuz. ve tüm bunları beşiktaşın resmi sitesinden yapıyorsunuz.

neden? yönetimi eleştirdi diye.

işte muhalefet derken bunu kastediyorum.

benim için en iyi beşiktaşlı hıncal uluçtur. o kadar etkin pozisyonda olup o kadar çat çat çat diye konuşan başka birini hatırlamıyorum.

ben de kişisel olarak resmi sitelerin değil, pembe gömleklilerin yanında olmayı tercih ediyorum

@stalker

Abi benim bu "hakaret" muessesesiyle ciddi bir alip veremedigim var. Turkiye kulturunde "hakaret" cok onemli bir keyword, biliyorsun her elestiri aninda "hakaret" seklinde damgalanabilir ve oradan gogus kabarik, bas dik ayrilinir.

Ali Ece ne dedi? "Elestiri tamam, ama bu hakarettir!" Ama iste elestiri ile farki yaratan ne baba?

"Sen beni yanlis anlamissin, burada elestirdigin sey yersiz, cunku..." dersin, ama siyasilerin de siklikla kullandigi "elestiri tamam, ama bu hakaret, bu kirmizi cizgi..." jargonuna girdigin anda benim salter atiyor.

Alp dedi ki...

@shelbyl

üçüncü maddeye katılmadığımı belirteyim. yenilsendeyensende'yi özellikle ilk dönemlerinde takip ettim, hatta kongre öncesi programını özellikle izledim. hangi yazarlar oradaydı tam hatırlamıyorum, jessie hariç. orada "bizi dövdürmesin istiyoruz"dan çok daha sert, çok daha net ifadeler ile eleştiri bekledim, olmadı. ha kanalın tavrıdır, orada dile getirmek zordur vs. düşününce anlayışla karşıladım. ama neticede bir fark mevcut oldu blog - medya ürünleri dahilinde.

sürekliliği ve nerede başladığımızdan ziyade nerede "bitirdiğimizi" hangi noktada değerlendirmeye alıyoruz, onu pek anlayamadım. bugünün ve geleceğin olmadığını, şu yazının bile geçmiş olduğunu düşünürsek; yapacağımız tahliller de geçmişi veri alarak gerçekleşmiyor mu? ali ece'nin başladığı yerde bitirmediği sağlıklı bir sav olamaz, çünkü bir süreklilik mevcut.

ne zaman bitirecek olduğu, ya da ali ece ile paralel düşünceye sahip insanların ne zaman bitireceklerinin öngörüsünün harcında neler mevcuttur?

olayları karşılıklı kişiselleştirme mevzusuna ben de girmek istemiyordum ama iş oraya geliyor elde olmadan. bu blogla ilgili bir sorunum yok. aynı yolun yolcularıyız. ama zaman zaman "cam kenarında ben oturmalıyım" tavrı seziyorum jessie'nin yazılarından, ki kendisi karşı çıkacaktır, bu durum hoş değil.

beşiktaş'ın gittiği yol, futbol heyecanımızdan elbette bağımsızdır. bu nedenle guti'nin bobo'ya attığı pası, kendi doğumgünümde izleyip mutlu olmamın hemen akabinde aklıma o gidilen nokta'yı getirip hüzünlenebiliyorum. bu tecavüzden zevk alıyor olduğum anlamına gelir mi bilmem, ama sonrasında orgazm sigarası yakmıyorum.

hepimiz adına "gidişat" dediğimiz şeyden hoşnutsuzuz; ancak yazdığımız cümleler maksadını aşan noktalarda 'yoldaş'larımızı haketmedikleri pozisyonlara sokuyor. "bunu hakaret addederim" konusunu da bu bağlamda değerlendirebilirsin.

jessie haklı, mesele ali ece değil; ama mesele, sizin için mazi gibi görünse de, bu gidişata karşı tavır gösteren, bana göre hala göstermekte olan kişilerin, sığ metaforlar ile adres gösterilmesi noktasına indirilirse serdar bilgili bodrumdaki yatında güçteki bu dalgalanmayı hisseder, olmayan bıyıklarının altından gülmeye başlar.

bunları anlatıyorum, ki popülizmin bokla kapladığı alanların ucundan dahi geçmeyelim. yoksa bir youtube genci gibi "bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar anlamıyor musunuz!!!!11birbir" noktasında kafam rahat, elimde sigara cehaletin derin uykusuna yatabilirdim.

bu gerginliğin içinde cazip görünmüyor da değil hani.

stalker dedi ki...

shelbyl,

ben bahsettiğin türden bir anlam çıkarmadım ali ece'nin cümlesinden. tanıdığım kadarıyla öyle bir politikacı algısına sahip de değil. "bana bunu nasıl yakıştırabildiniz" sitemi var orada.

hakaret konusunda ise tamamen katılıyorum sana. şalter bende de çabuk atıyor.

Alp pardon, maddeledigim elestirileri jessie ile sohbetinizin akiciligi bozulmasin diye sildim yazar yazmaz, ama yeterince hizli olmamis, boyle de havada kalmis gibi olmus.

Ama soylediklerinin altini -her zamanki gibi- ilk agresyondan cikarip doldurunca -her zamanki gibi- uzlasi noktasina geliyoruz. :)

@Stalker

Abi Ali Ece'ye Twitter uzerinden nazik ve olumlu bir mesaj attim bu konu uzerine. Ama daha sonra kendisinin bana cevap vermeyi secmedigini, lakin "o adam Bobo-Veysel karsilastiriyor bosver" diye bir tweet'i retweet ettigini gordum. Bu noktada da samimiyetine inanasim gelmedi hakikaten. Politikaci degildir, dogrudur, ama iste olmuyor bazen.

Simdi o hakaretse bu da hakaret. Ya da ne bileyim iste, ucu bucagi yok bunun.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

"bizi dövdürmesin istiyoruz" dan daha net ve daha sert bir eleştiri getirmeye kelimelerim yetmemiştir...

çok kişi de, aman abi hayatından, mutluluğundan önemli mi, koyver gitsin demiştir...

programlardan sonra çoğu kişi çeşitli kanallar aracılığıyla teşekkürlerini iletmiş, destek vermiştir.

ahmet, mehmet, hasan, hüseyin. bizden çok daha güçlü insanlar var medyada. sesimizi duyursunlar istiyoruz. ali ece'yse ali ece, her kimse kim. ama eğer "bu olamıyor" diyor iseler. ona da saygı duyarız. beklentimiz olmaz. o zaman öyle bir imaj çizmelerine de gerek yok.

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

V For Vendetta cok yalan filmdir, Avatar'dan daha yalandir hatta oyle diyeyim.

Ama tam da o noktada degil miyiz?. V For Vendetta yalan ise, burada bikmadan usanmadan yazacaksin o "bilincsizlik"ten gelisemeyen bilinc gelissin. Bizim amacimiz bu degil mi? O eylemsizligi madem ki bizim bu halimizle yaratamayacagimizi kabul ediyoruz, o bilinci gelistirmek ve bizden daha fazla kisiye ulasma sansi olana o yonde telkinde bulunmak gerekmez mi?

Yarin 5000 kisiyi ikna etsen, yarin o grubu olusturursun. Biz 50 kisiyle yapmaya calistik onu, tribune gittik, ciktik; baktik arkadan kimse gelmedi. Abiler "biz yapmiyoruz" demisti bile cunku.

Niye Denizli'yi tekrar tekrar hatirlatiyoruz? Niye bikmadan usanmadan bunlari yaziyoruz? "Entel" olmak icin mi? "CHP'li" olmak icin mi?

Yoksa unutmamak icin mi?

Yazinca kiziyorsunuz, ama alternatifi gene de yazmak.

Eh ne yapalim o noktada?

Gürcan Ulusoy dedi ki...

eyleme dökmek istedik, "böyle bir organizasyon yoktur, olmayacaktır" dediler. daha neyin hikayesini anlatıyorsun?

Alp dedi ki...

"zamanım ve gücüm yettiğince beşiktaş'la ilgili her mevzuya, branşa, etkinliğe koşturmaya çalışıyorum. bir gün olsun buradan kimseyi göremedim çevremde."

şu kısımla ilgili herhangi bir cevap gelecek mi, bekliyorum. sabaha kadar yolu var bakalım.

yoksa mevzu bu noktadan ziyade, tribün terketme eylemi ve destek bulamaması noktasında mı kalacak? görelim.

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gürcan Ulusoy dedi ki...

yaşım 28. 3 sezon kombinem vardı. ikisi yeni açık. geçen sene kapalı.

50'ye yakın erkek basketbol maçına gittim. 4-5 daha, kadın basketbol maçına gittim. ikisi fenerbahçe deplasmanıydı.

fenerbahçe - galatasaray deplasmanlarına gitmiyorum. ibb deplasmanlarını evime yakın olduğu için kaçırmıyorum.

geçtiğimiz sene beşiktaş'ın yanı sıra kasımpaşa kombinem vardı. ama 3-4 maçtan fazlasına gidemedim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

15. dakikada şeyi şeyetmiştik olayına saçmalık diyorsan elimden bu kadarı geldi diyorum ben de.

Valla oyle bir sey sordun ki, yazar kadrosu hic bir maca etkinlige kongreye gitmiyor, bir tek sen gidiyorsun ve cetele tutuyorsun ve de biz seni utandirdik?

Besiktas ile ilgili her mevzu, brans vs. nedir mesela? Sen hepsine gittiginde biz yaninda yoktuk, cunku sen hepimizi simaen taniyorsun ve de yokluyor musun?

Bu elestiriyi anlamadim ben. Cidden anlamadim.

Ben iki senedir Turkiye'ye gitmedim mesela. Ama seni de New York Besiktaslilar Gunu'nde gormedim stalker ve Alp? Bu mu yani?

Hikaye anlatmayalim, ne yapalim? Onerin o zaman, guclerimizi birlestirelim. Ya da o etkinlikler oldugunda haber ver de sevgili Stalker, biz de gelelim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

2 senedir maça gelemiyorsan nasıl beşiktaşlısın sen birader? nasıl ahkam kesersin oradan?

sanırım beşiktaşlılığımız sorgulanıyor. ama ben ciddiye alıp cevap verdim. bakalım gittiğim maç sayısı nasıl yorumlanacak...

Alp dedi ki...

@shelbyl

hikaye anlatmadık. bu 15. dakika şeysinin kitlesel başarıya ulaşamayacağını ve zayıf bir tavır olarak kalacağını; kitlesellikten uzak olduğunu -çeşitli dinamikler nedeniyle- anlattık kendi blogumuzda. yazının linkini bulmaya üşendim şimdi, belki stalker bulur.

simaen tanınmama mevzusuna buradan bakmak da önemli olabilir sanki değil mi? çıkarken arkanızdan gelmeyenlerin gelmeme sebeplerini "abi"lerden ibaret görmemeye de neden olabilir, bilemiyorum. wishful thinking gibi bir şey benimkisi.

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Abi bana getirilen "o etkinliklerde seni goremedim" elestirisini ben anlamis degilim.

Sen dedin ki: ""zamanım ve gücüm yettiğince beşiktaş'la ilgili her mevzuya, branşa, etkinliğe koşturmaya çalışıyorum. bir gün olsun buradan kimseyi göremedim çevremde."

şu kısımla ilgili herhangi bir cevap gelecek mi, bekliyorum. sabaha kadar yolu var bakalım."

Demek ki oradaki elestiriyi anlamissin ki cevap beklemissin. O zaman aciklayin, cunku ben anlamadim. Senin son verdigin yari-metaforik cevabi da anlamadim cunku.

Sucum nedir? Yargilanan olarak ogrenmek istiyorum.

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Alp dedi ki...

bir hareket başlatma iddiasında olup, örgütsüzlüğü bir sorun olarak temel alma gereksinimi duymadan "kıvılcımı yakalım ve büyüsün" parolası ile başarılmaya çalışılan şeyin başarısızlığa uğraması karşısında gözlemlediğimiz tepkinin "biz yaptık ama sizden destek gelmedi, tecavüzcünüzle evlenin" olmasında ve kabahatin "abici" diye nitelenen topluluğa yüklenmesinde bir sorun yok mudur?

merak ettiğim cevap bu. daha da açık edemem sanırım.

ha yok, karşılığında ironik cevaplar ve göndermeler alacaksak ki, en iyi anladığım iştir ironi, ona göre klavye tıklatalım biz de. hayır, sonra agresyon falan deniyor, siz dalai lama ben kadir inanır durumu oluşturulmasın.

öyle olacaksa evlerimize dağılalım, yatsı ezanı okunacak.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

voleybol maçına da hayatımda gitmedim. hentbol maçına da gitmedim. küme düştüğünü de küme düşünce öğrendim. ama hiç bir zaman da gitmiş gibi yapmadım. sevdiğim spor dalları değil. ama orada mücadele eden sporcular emeklerinin karşılığını alamadıkları için yazdım. yazdın da ne oldu diyorsan haklısın. ama maça gitsem ne olacaktı ki?

ben zaten kendimi ahım şahım bir beşiktaşlı olarak görmüyorum.

burada da 5000 kişi takip ediyorsa fena bir şey yapmıyoruz demektir. 1 senede gelinen nokta bence başarılı.

yavşaklığın alemi yok diyerek ayıp ediyorsun ama canın sağolsun... Alp ikinci defa aynı şeyi söyleyince gittiğimiz etkinlikleri yazma gereğini duydum.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ayrıca 15. dakikada çıkma eyleminin başarısız olduğunu düşünmüyorum. her tribünden ortalama 25'e yakın kişinin çıktığı bilgisini almıştık çıkan arkadaşlardan...

çıkmayanlara da kırgın değilim. neticede bireysel bir eylemdi. zaten bugün de bunu konuşmuyoruz. ne yaptınız dendiğinde bunu yaptık diyorum. oldu olmadı o bizimle ilintili değil.

Ya benim derdim su: Madem bir seyi tartismaya calismaya basladik, sonlandiralim.

Sorun bizim yeterince orgutluluk calismasi yapmadan kendi capimizda elestiriler getirmemiz mi?

Bu blog'un ne yapabilecegini denedik, anaakim medyayi kullanarak da denedik, gazetelerde "protesto olacakmis" diye haberler cikti. Ayni gazetelerde daha sonra "Protesto aslinda yokmus" diye haberler cikti.

Simdi burada da "haddimizi bilerek" dedigimizi demeye devam ediyoruz. Oncelikle tepkiyi olusturalim, sonrasi gelir diye.

Ilk asamaya itiraziniz var, tamam. Ikinci asamaya da itiraziniz var, o da tamam. Peki cozum onerisi ne? Gelin beraber dusunelim.

Ama bu "ben her etkinlige gittim, seni de hicbirinde gormedim" duzeyinde olacaksa neyi konusuyoruz ki burada? Yani o zaman egolarimizi yaristiriyoruz biz su an.

Hakikaten de bir yere varamayacaksak, birakalim Allah askina o takdirde.

Haydaaa.

""biz yaptık ama sizden destek gelmedi, tecavüzcünüzle evlenin""

Bu iyice ozet gec lan oldu.

8 ay onceki sureci bugunku yazi ile iliskilendirip, sanki tepki buna verilmis gibi yapmayalim.

Biz blogosferde takilan insanlariz, kendi capimizda fikir beyan ediyoruz. Daha once bir eylem de denedik. Oldu ya da olmadi. Elestirilere devam ettik.

Simdi siz elestirimize kizdiniz, sonra eylemsizligimize kizdiniz, simdi geri donduk gene elestirimize.

Abi o zaman susalim ve bu konulari gundeme getirmeyelim ve kimse rahatsiz olmasin ve mutlu mesut yasayalim. En guzeli bu galiba.

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Alp dedi ki...

sorun, sen olmasan da bu blogun istanbul elemanlarının, eylemi hazırlayan ya da destek verenlerin, vaktiyle yaptığımız eleştirileri klasik bir tayyip erdoğan refleksi ile hiçbir şekilde analiz etmeyip, dikkate almayıp sadece "madem çemkiriyorsunuz çözüm öneriniz ne?" noktasından öteye taşımaması; taşımadığı gibi o günden bugüne devam eden süreçte yapılan göndermeler ve bu yazıdaki genel tavırdır. tecavüz metaforu sanıldığı gibi sınırlı bir kesime yapılan bir gönderme değil. buna inanmıyorum.

"dikkate alınmadığını nereden çıkarıyorsunuz?" sorusu gelirse eğer diye söylüyorum: karış karış arayıp link bulamam. ancak o dönemde bu blog ve diğer bloglardaki tavırları net bir şekilde gözlemledim.

etki ve tepki yasasını açıklamama gerek var mı? üslup çeşitli ironilerden ve "biz biliyoruz ama siz bilmiyorsunuz, bu arada biz haddimizi de biliyoruz" noktasından ibaret olursa, karşılığında gelen cevap "sizin gibi gençleri sahalarda görmek isteriz biz" tadında olur. burada bir anormallik göremiyorum.

neyse, o stalker'ın meselesi. ben sorumu sordum ve tatminkar bir cevap aldım. sataşma olmadıkça da bu konuyu uzatmayacağım.

iyi geceler.

O zaman jessie su herkese dert olan tecavuz metaforunu aciklasin da rahatimiza bakalim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@stalker

bir voleybol veya hentbol maçına organize edelim de hepberaber gidelim. belki tanışmamıza vesile olur. bir şey kaybetmeyiz...

konunun tecavüz meselesi olduğunu düşünmüyorum.

yavşak dışında sohbet için teşekkür ederim...

iyi geceler...

stalker dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Ben biraz buruk ayrildim acikcasi, cunku hala daha metaforlari asip meselenin ne oldugunu anlayabilmis bulunmamaktayim. Daha dogrusu anladim sandim ama Stalker gene kafami karistirdi :)

Neyse, umarim ileride faydali olacak bir dinamige baslangic olur bu ve de daha olumlanabilir hallerde fikir paylasimi yapariz.

Iyi geceler.

Kalten dedi ki...

Tartışma o kadar uzadı ama yüzüncü yorum gelemedi bi türlü

Obsesif kompalsif misin arkadasim? :P

Kalten dedi ki...

Bozdun ulan!

Esas sen bozdun, 101 ne guzel simetrikti.

Ve sanirim ben an itibariyle tirlatmis bulunuyorum. Alacagin olsun Besiktas...

RuFF dedi ki...

Gençler neler yapmışsınız ya.Sen benim etklinliğime gelmedinlere kadar götürmüşsünüz olayları.

Bu muabbetleri tribündeki yeni yetme gençler kavga ederlerken söylerler birbirlerine.Ben şu akdar deplasman yaptım sen kimsin diye..

15 dakikada bu blogda yazan 3 kişi ayrıca yazamayn bir kişi yani toplamda 4 kişi ile beraber çıktık.Bizle beraber belki 10 kişi daha çıktı kapalı alttan.Bu taraftar koyun olduğu için o organizasyon başarısız oldu.Buradaki herhangi birinin suçu değildi orası kesin

Seni göremedim ,sen gelmedin gibi çocuk muabbeti yapmayın valla yakışmıyor size..

Yorum Gönder

Ara