.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

1 Temmuz 2010 Perşembe

Stoch - Keita - Quaresma

Üçü de aynı yolun yolcusu üç futbolcusu var artık üç büyüklerin.
Şimdi yorumlarda "Quaresma trivela yapıyor, Stoch'un hızı ve penetresi mükemmel, Keita'nın defansif katkısı yadsınamaz" gibi sanal farklılıklar yaratabilirsiniz. Sizin transferi yapan yöneticilerinizin bu farklılıklar umrunda değil, belki de bu farklılıkların farkında bile değiller.
Türkiye futbolunun bir vizyonu var ise, bunu futbolla senin benim gibi amatör düzeyde ilgilenen adamlar belirliyor. Bizden farkları, nüfuz ve de para sahibi olmaları. Sonra bu adamlar gidip transfer yapıyorlar.
Türkiye'ye yıllar önce Hagi geldi. Sonra her takım Hagi aramaya başladı kendisine. Fenerbahçe sonra Alex buldu, bu sefer herkes Alex aramaya başladı.
Ama artık fark ettik ki Alex çağı da bitti. Şimdi başka bir "yıldız" lazım. Şöyle kanatlardan yardıracak, oyunun kaderini değiştirecek bir adam: Sonuç Stoch ve Quaresma. Diğerlerinin Keitaları.
Aziz Yıldırım'dan kanınızın her damlasıyla nefret edebilirsiniz ya da ona tapabilirsiniz. Fakat hakkında yapılabilecek düz bir gözlem var. Mükemmel bir tesisleşme, bütün diğer branşları profesyonellere, o işin içinden gelenlere bırakma. Bunlar çok doğru adımları. Peki yanlışı nerede? Futbola inatla kendisinin salça olması.
Serdar Adalı, Haldun Üstünel vs. iyi pazarlıkçılar, ticaretten anlayan adamlar; bunu da icraatleriyle gösterdiler. Lakin arkalarında başka bir futbol aklı olmadan bu iş olmaz.
Deniyor ya mesela "Quaresma'yı hocamıza sorduk da aldık." Yahu hocan takımın başında bir kere bile idmana çıkmadan sorsan ne yazar? Adam "Ben takıma baktım, 4-4-2 oynatacağım Quaresma uymayabilir, defansif hede hödö..." diye teknik analiz mi yapacak sana?
Hocalar gider gelir, yöneticiler gider gelir. Ama kalması gereken bir adet futbol aklıdır her kulübün başındaki. Hocanın da, yöneticinin de üstünde olan konu futbol, basketbol vs. her ne ise.
Bu isim de senin benim kadar futbol tecrübesi olan biri olamaz.
Bir adam olacak, o adam teknik direktörü, futbolcusunu vs. artısını eksisini 6 ay önceden planlamaya başlayacak.
Yoksa biz "X'in Y'si varsa bizim de olmalı" zihniyetinde tek tip üretimsel vizyonlarla eğleniriz işte böyle.
Ekleme: Bakın yeni aklıma geldi, Sadri Şener forvet transferi için ne demişti geçen sene bir ara? "Diğer takımların 4-5 forveti varsa bizim de o kadar olacak".
Budur işte vizyon.

16 Yorum:

alper dedi ki...

1-Quaresma hepsine 5 basar.

2-O adam Mustafa Denizli olursa ne olacak.Futboldan soğurum ben o zaman.Ya da bir başkası için futbol aklını beğenmediği biri olursa ne olacak.

3-Arsenal'de futbol aklı varda ne oluyor.Her sene gelecek vaad ediyorlar ama o gelecek bir gün hiç gelmiyor.

4-Ben saha dışındaki futbol aklına inanmam, bakmam.Akıl bana sahanın içinde lazım.Bkz:Hagi..

5-Metin Tekin-Feyyaz Uçar gibi bir futbol aklına sahip olup her sene 3 veya 4.olmak mı yoksa futbol aklı olmadan yönetici-teknik direktör-futbolcu-taraftar iteklemesi ile her yıl şampiyonluk mu.

renom dedi ki...

epl'de ki gibi takımla ilgili tüm yetkileri teknik direktöre verip kulübün sadece mali yapısı ile uğraşan bir yönetim kurulunu ben bu ülke de kolay kolay göreceğimizi sanmıyorum. bir kere biz de ki başkanlık kavramı baştan yanlış. başkan denilen kişi kulüp mali krize girdiğinde veya herhangi bir transfer çıkmaza girdiğinde kişisel servetini kullanarak takımı yardım etmeliymiş gibi saçma bir algı var insanlarda. tabii cebinden para verince kulübü babasının çiftliği gibi kullanma hakkını kendinde görüyor. bunun en örneği de başımızda ki zat-ı muhterem...

st. pauli ile ilgili izlediğim bir belgesel de kulüp başkanı '' ben st.pauli'nin başkanı olduğum kadar (rakamı tam hatırlamıyorum) x milyon euroluk bir şirketinde başkanıyım , kulüp ile ilgili idari işleri profesyonel kişiler yapıyor'' demişti. şu model bir kulüp anlayışımız olsaydı geçen sene cl'den gelen bütün paraları antep'e kaptırmazdık en azından veya transfer yaparken y.d.'nin servetine muhtaç olmazdık..

en dipnot: shelby , gayet güzel yazıyorsun hocam takipteyiz , devam et lütfen :)

@alper

1 - Kac bastigi sahada, alinan sonuclardan sonra belli olacak. Dogmamis bebege don bicmeyelim.

2 ve 5 - Hem diyorsun "boyle kaos ile her sene sampiyon olmayi tercih ederim." (sanki her sene sampiyon oluyoruz ya), ondan sonra da sana tek sampiyonlugunu hasbelkader kazandirmis adam icin "futboldan sogurum." diyorsun.

Ahmet Kaya'nin Basim Belada sarkisinin nakarati vardir, bildin mi? Nerden baksan... diye gider.

3 - Herkesin de tek ornegi Arsenal. Sanki dunya uzerinde bir tek Arsenal'de boyle bir sistem var heh. Ki adamlar 3-4 senedir sektirmeden en onemli oyuncularini uzun sureli sakat;iga kaptirdilar.

Ferguson, Magath falan kimsenin aklina gelmiyor nedense.

4 - Bul Hagi getir o zaman, nerede Hagi? Hagi'yi sen 20 yilda bir bulursun, sonra 20 yil getirdigin her adami "yeni Hagi olacak" diye lanse eder, her seferinde de patlarsin.

gnyz dedi ki...

Bu arada nialy yiğit'i tekrar almışız. Geçen sefer iyi inip binememişti herhalde.

güzel yazı hafız. verdim repini

Strateji dedi ki...

Türkiye'de 3 büyüklere başkan olmak isteyen adamlar, takımını çok sevdiğinden, rengine aşık olduğundan falan olmuyor. Sen Demirören Şirketler Grubu olarak Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan kolay kolay randevu koparamazsın ama Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe Başkanı isen koparırsın. Ya da çok ekstrem bir durum olmadıkça -yolsuzluk, hile, iflas, büyük miktarda vergi cezası vb.- para vermeden gazetelerde haberini çıkaramaz, reklamını yapamazsın. Ama kulüp başkanıysan söylediğin her söz gazetelerde manşet olur. İş dünyasında da bunun getirisi, prestiji çoktur. Dolayısıyla başkan olan kişinin yetkilerinin yarısını teknik direktöre, yarısını da mali profesyonellere bırakmasını bekleyemezsin. Zira bu durum adamın başkan olma amacına ters. Bunu yaparsa adam nasıl o makamdan yarar sağlayacak, menfaat elde edecek?

Beşiktaş tarihindeki en iyi örnek Serdar Bilgili aslında. Başkan olmadan önce kaç kişi tanıyordu bu adamı? Şimdi ise adam başkanlığı bırakalı kaç sene olmasına rağmen, hala gazetelerin magazin sayfalarında yer bulabiliyor. Başkanlığı bırakışı da ayrı bir hikayedir ya. O küfür olayı falan bahanedir, başkanlık süresince reklamını yapmış, kamuoyu nezdinde tanınırlığını artırmış, işi bitince de "bırakıyorum" deyip gitmiştir. Bir başka deyişle Beşiktaş'ı kullanıp atmıştır.

Kara para aklama olayına ise hiç girmiyorum. Cebinden milyonlarca dolar veren başkanlar, sırf kulüp zor duruma düşmesin diye veriyorlar bu paraları değil mi? Güldürmeyin beni. Futbol milyar dolarlık bir endüstri haline geldi diye konuşup duruyoruz, kara para aklama da bunun doğal bir sonucu. O kadar büyük meblağda para dönerse futbol piyasasında, birileri de bunu manipule eder tabii ki. Roman Abramovich'in geçmişine bakın, en doğru cevabı orada bulacaksınız.

erosabi dedi ki...

ilk defa bi yazınıza katılıyorum.

Unknown dedi ki...

Tespitler çok yerinde.
Futbolda profesyonelleşmenin yönetim ve şube idaresi bazında başlaması lazım ama bu bizim ulusal genlerimize aykırı. Sistem kuracak, onu işletecek kadar uzun süre bir görevi sürdürmek bizde mümkün değil. Biz adamcıyız, akrabacıyız, toprakçıyız, eşdostçuyuz. Böyle olduğumuz sürece de o 6 ay sonrasını planlayan adamları o görevlerde tutamayız, oldu ki tuttuk, işine karışmadan rahat edemeyiz. O basiret kimsede yok, bunun camialarla da alakası yok. Ülkeyle, ülke insanıyla ve onun yapısıyla alakası var.

Pamukk dedi ki...

murat tosun bu 3 isme de 5 basarmış

Pamukk dedi ki...

orhan gülle gitmiş antepe.

neyse canım kardeş takım nasıl olsa
parası neyse verir geri alırız

highhopes dedi ki...

Orhan Gülle nereye gidiyorsa gitsin.Beşiktaşa ne katkı sağladın da telefonlara çıkmıyorsun?Çalıyorsan,hakediyorsan bu formayı alırsın.Necip niye 5 yıllık sözleşme imzaladı?Ali,Sezer,Onur,Erkan neden kamptalar?Çok gitmek istiyorsan konuşursun teknik ekiple.Oynamak istiyorum,pro sözleşme istiyorum diye.Telefonlara çıkmamak ne demek?

Bu arada,


Bursaspor`un gözde yıldızı Ozan İpek Haber1903`e özel açıklamalar yaptı.

Yıldız futbolcu yeni transferlerle güçlenen Beşiktaş`ta forma giymeyi çok istediğini ve Ertuğrul Sağlam`dan izin çıkması durumunda önümüzdeki sezon siyah beyazlı formayı giyeceğini açıkladı.

İşte Ozan İpek`in bomba açıklamaları ;

`` Ben Beşiktaş kulübünde oynamak istiyorum. İlk başlarda Bursaspor`da kalma planlarım vardı. Fakat daha sonra kararımı değiştirdim ve Beşiktaş`ta oynamak istediğimi yöneticilere ilettim. Beşiktaş bu yıl çok güçlü bir kadro kurdu. Quaresma transferi çok büyük bir olay. Bence bu sene şampiyonlukta en büyük favori Beşiktaş olacaktır. Menajerim şuanda Bursaspor yönetimi ile görüşüyor. Şuanda en büyük engelim Ertuğrul Sağlam`dır. Ertuğrul hocam izin verdiği an ben Beşiktaş`tayım. ``

- HABER1903 -

kma dedi ki...

raul gündemdeymiş.

yahu isimler güzel de hangisini oynatacaksın. raul gelince bobo yedek mi kalacak? guti gelince sivok yedek mi olacak?
hepsini geçtim, mesela delgado avusturya kampının yıldızıymış. tam kafa karıştırıcı durum. holosko 1 yıldır yok ve dünya kupasında da 30 dk oynadı. ama buna rağmen ondan umutlular var.

yabancı kontenjanımız çok şişmiş durumda. kaliteli yerli sayımız çok az.

holosko, tello, zapo, tabata hatta delgado gönderilmeden yabancı transferi, kocasının kredi kartını kullanan kadın misali bir alışveriş çılgınlığıdır.

sozcelyk dedi ki...

tribüne gidecek olan ve yedek kalacak olan 4 yabancı sezon içerisinde beşiktaşın ipini çekebilir.

quaresma , bobo , delgado , ferrari ,sivok sakatlık ve ceza gibi mecburi sebepler dışında yedek bırakılırsa olay çıkar.

Unknown dedi ki...

bu arada yerli messi aydın karabulut "ankaragücü" tarafından disiplinsiz hareketleri nedeniyle kadro dışı bırakılmış.

kafsinkaf dedi ki...

sezonun ilk maçı bu gün kimse değinmemiş ona

Yorum Gönder

Ara