.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

23 Temmuz 2010 Cuma

Saygıyla

bjk plazanın önünde yirmiye yakın gazeteci ellerinde fotoğraf makineleri, kameralar büyük bir merakla az sonra karşılarına çıkacak olan basın sözcüsü cenk koray'ın yapacağı önemli açıklamayı bekliyordu. yaşlı ve yorgun adam ağır hareketlerle çıktı gazetecilerin karşısına. yüzünde bir solgunluk, bir üzüntü hali vardı. önüne uzatılan mikrofonlar karşısında bir süre suskun kaldı. bu uzun suskunluğun ardından zar zor yapabildi açıklamayı: "değerli kamuoyu, yeni teknik direktörümüz john benjamin toshack dün akşam saatlerinde kulübümüze bu sene takımımızda bulunmasını düşünmediği futbolcuların listesini vermiş bulunmaktadır. bu futbolcu kardeşlerimize yeni kulüp bulmaları konusunda her türlü yardımı ve ilgiyi göstereceğimizi belirtmek isterim. yıllar boyunca türk futboluna, milli takıma ve beşiktaşımıza..." cenk koray derin bir nefes alır burada. konuşmasının başında olduğu gibi boğazı düğümlenir. kelimeler çıkmakta zorlanır ve işte o anda buğulanmayı daha fazla gözlerinde esir tutamaz ve dudakları titrerken bir damla yaş süzülür yanağından. ve konuşmasına güç bela devam eder. "...büyük hizmetlerde bulunmuş olan değerli futbolcumuz recep çetin ile hocamızın kararı gereği malesef yollarımız ayrılmış bulunmaktadır." işte bu açıklamanın tam yumuşak karnında yer alan "o cenk koray'ın yüzündeki ifade" ,"o istemeyerek yapıldığı her halinden belli olan ayrılık kararı"dır. yıllar sonra türk futbolseverler anlayacaktır ki bu ayrılık, bu hüzün yani cenk koray ın yüzündeki o ifade; 2000 li yıllarda hızını artıracak olan sermayeleşen futbolun başlangıç durağı olacaktır. yıllar boyu türk futbolunda geçmişe saygının, özdeğerlere sahip çıkmanın onur savaşını vermiş olan beşiktaşın ilk düşen kalesidir cenk koray'ın yanağındaki gözyaşı. bu sebeptendir ki cenk koray çok büyük adamdı. o, türk futbolunda isilikle karartılmış yüreklerde son kalan narenciye çiçeğiydi...

4 Yorum:

Emrah D dedi ki...

benim, "benim besiktasim" dedigim besiktasimin yitmeye basladigi yil bu yildir. Takima cok guzel futbol oynatip turlu serefsizlikler sonucu sampiyonluktan edilen Rasim Kara bir sezon daha sabredilmeden kovulmus (sampiyon olamayan her hoca sonraki sezon baslamadan veya basladiktan kisa sure sonra kovulmustur bu yildan sonra), Recep gibi bir kaptan yollanmistir.

Formalarimin arkasina numara isim yazdirmam, fakat illa yazdiracaksam tek yazdirdigim numara "2"dir. Bir Recep Cetin postu isterim ey blog sahipleri.

threepoint dedi ki...

sözüm olsun hocam, bu ara yoğunluk var işte öğle yemeğinden yazıyorum sana, bu akşam erken çıkabilirsem bu akşama yazacağım. hoş recep 88-98 arasında oynamıştı diye hatırlıyorum, filmi 92'den bu yana alacağım, ondan öncesi konusunda kopya çekerim belki, veya çekmeyeyim, çünkü önemli olan okuyup bilmek değil, hatırlayıp ifade etmektir bana göre.

kafsinkaf dedi ki...

recep çetin bir aralar beşiktaş bağcılar futbol okulunda hocalık yapıyordu bir dönem kendisinin yanında oynama imkanı bulmuştum belki hala ordadır

Emrah D dedi ki...

threepoint: hocam bekliyorum.

2005 yilinda isyerindeki yemek baymisti yakinda umraniye carrefour vardi orada biseler yiyelim diye oraya gitmistim. Iki tane cocuk gordum kucugu 5-6 buyugu 8-10 yaslarinda gibi ikisi de Besiktas formasi icindeydiler. Yanlarinda da babalari vardi. Uzaktan bu ucunu gorunce icim kipir kipir oldu kendi kendime "yahu dedim ne guzel bir babaymis bu baba cocuklarina giydirmis formalari gezdiriyor" diye, biraz yaklasinca bir farkettim baba Recep Cetin. Ne sari firtina, ne atom karinca, ne baskasi. Hep en sevdigim futbolcuydu cocukluk yillarim boyunca. Sonra Recep gitti, ben buyudum.

a.k.dumun dunyasi.

Yorum Gönder

Ara