.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

21 Haziran 2010 Pazartesi

Mesut Özil ve diğerleri

2010 Dünya Kupası'nda Türk futbolseverlerin birçoğunu Türkiye'nin bu turnuvada yer almaması ne kadar üzdüyse elden kaçan Mesut Özil de bir o kadar etkilemiştir büyük ihtimal. Almanya'nın ilk grup maçında ortaya koyduğu hünerli futbol, özgüvene sahip liderlik göz kamaştırıcıydı. Bugün için yıldız futbolcumuz Arda bile hem kendi takımında hem de milli takımda o liderlik vasfını tam anlamıyla yürütemiyorken, Emre Belözoğlu en başta hırçın karakteriyle kendisini heba ederken, Hamit Altıntop'un Türk ortamından uzak kalmasından dolayı abiler-kardeşler ayrımıyla bu payeye uygun görülmemesinden dolayı milli takımda her daim eksikliğini duyduğumuz adam şimdilerde borusunu Almanya'da öttürüyor. Turnuva sonrası Avrupa büyükleri tarafından çekiştirilmesi de an meselesi... Geçtiğimiz günlerde Erman Toroğlu köşesinde Mesut Özil'i yazdı, yazarken de skandal bir olayı ortaya çıkardı. Ne garip, Güney Afrika'daki hava sıcaklığını bile saat başı raporlayan anlı şanlı spor medyası Erman Toroğlu'nun sözüm ona Fatih Terim'e destek vermek için yazdığı yazıda kırdığı potu görmedi, göremedi... Toroğlu, iddiasına göre Mesut Özil ve ailesi ile Fatih Terim'in ricası üzerine görüşmüş. Yazısından aynen aktarıyorum: "...Tam bu sıralar bir gün beni Fatih Hoca aradı; “Erman” dedi ve ekledi: “Bu Mesut Özil konusunda n’olursun bize yardımcı ol. Çünkü konu Türk Milli Takımı. Mesut Özil’e ihtiyacımız var ve onu Milli Takım’da görmek istiyorum. Sen Mesut ve babasıyla görüşüyormuşsun. Aracı olursan çok sevinirim.” Ben de haliyle “Seve seve” diye cevap verdim ve Mesut’un babasını bir kez daha aradım..." Burada Erman Toroğlu'nun Mesut Özil'e olan yakınlığı nedir diye soracak olursanız, bu milli takım olayı belirlenmeden önce Hürriyet Erman Toroğlu'nu Almanya'ya göndermiş. Toroğlu da bu gezisinde gurbetçi oyuncularla ve aileleriyle görüşmüş. Yani işin özü, Erman Toroğlu'nun Özil ailesiyle herhangi organik bir bağı bulunmuyor. Aile büyüğü değil, Mesut'un teyzesini araba kazasından kurtarmamış, Özil ailesinin mortgage taksidini ödememiş. Tek yaptığı şey, bir elin parmağını geçmeyecek sayıda Özil ailesiyle yüz yüze ve telefonla görüşmek. Hem de bir futbol adamı olarak değil, gazeteci vasfıyla yapılan görüşmeler. Şimdi bir anlığına düşünmenizi istiyorum. Daha 16 yaşındayken ortalığı kasıp kavuran, futboluyla parmak ısırtan bir Mesut Özil var karşınızda. Almanya Federasyonu sırf bu çocuk için özel ekip oluşturmuş, her anı izleniyor ve takip ediliyor. Fakat sizin görünmez bir avantajınız var. Bu çocuk göçmen bir ailenin dişiyle, tırnağıyla büyüttüğü bir Türk çocuğu. Her ne kadar Alman kültürüyle büyümüş olursa olsun, içinde bir yerde bu ülkenin ezgisi, kokusu, tadı var. Hal böyleyken ne yaparsınız? Koskoca milli takımlar teknik direktörü, çok büyük ihtiyaç duyduğu bir mevkinin parlayan yıldızına sırf bitmek tükenmek bilmeyen egosu yüzünden adeta artistik yapıyor. Görüşmek için araya Erman Toroğlu'nu koyuyor. Böyle bir rezalet, böyle bir kepazelik olur mu? Fatih Terim'e milli takımlar teknik direktörlüğü görevi verildiğinde sadece senenin 20-25 günü faal olarak çalıştığı bir ortamda, ondan devre aralarında futbolculara ara gazı vermesi istenmiyordu. Yurt dışında oynadıkları kulüplerde yedek kulübelerinde çürüyen futbolcularla, tribüne dönüp eliyle hareket çekse de kaptan kalan futbolcularla gidilemeyen bir dünya kupası arefesinde asıl konuşulması gereken bu takıma ve genç milli takıma ekibi kaç futbolcu kazandırmıştır? Bu futbolcuları takıma kazandırmak için neler yapılmıştır veya yapılmamıştır? Mesut Özil ve ailesine Erman Toroğlu denen adamı rica minnet gönderen bu büyük kibir dağı yüzünden biz bu Dünya Kupası'ndan mahrum kaldık. Daha da kötüsü çok yetenekli bir Türk çocuğunu onun yüzünden Almanya formasıyla izleme işkencesine tabi tutuluyoruz. Fatih Terim Mesut Özil ve diğerlerini niye elden kaçırdığımızın hesabını verebilse, mantıklı açıklamalar getirebilse kimsenin Dünya Kupası'nı sorgulayacak hali kalmayacaktır, emin olun...

7 Yorum:

Adsız dedi ki...

mesut alman alt yapısında yetişmiş alman futbolunu yaşayan alman bir adam. altını çiziyorum alman bir adam. bu konu biraz milliyetçiliğe giriyor gerçi ama spor açısından bakarsak.

spor turnuvalarının düzenlenmesi ülkenin sporcusunu spor politikasını görmek yarıştırmak için yapılır. yani göçmenlerden oluşan bir türkiye milli takımı kesinlikle sportif açıdan bu ülkeyi temsil etmez. alman tarzında bir oyun ortaya çıkar. oraya imrenmek onların çalışı çıkardığı eğitimini verdikleri oyuncuları 18 19 yaşına geldiğinde türk yapmak milli takımda oynatmak ne adilce ne sporun ruhuna uygun bir hamle. mesutun alman milli takımıyla oynaması normal asıl anormal olan halilin yıldırayın türk milli takımında oynaması.

QuaresmA dedi ki...

Mesut; Alman altyapısından yetişmiş, Alman futbolunu yaşayan, anası Türk, babası Türk, sinirlendiğinde Türkçe küfreden, rüyalarını Türkçe gören, Almanca bir metin okurken araya sayı girdiğinde onu Türkçe söyleyen bir Türk.

Milli takım seçimini kulüp takımı seçer gibi yapamazsınız. Her gol veya asist yaptığında gurur duyacağım (çünkü Türk) ama o gol veya asistleri Türk Milli Takımı adına yapmadığı için sinirleneceğim. Milli Takım yetkililerinin suçu nedir bilmiyorum ama iş biraz da oyuncuda bitiyor. Erken davranmamış olabiliriz ama eninde sonunda Mesut seçimini yapmadan davrandık. Yemişim turnuva takımını da, Almanya'sını da. Mesut bizde olsaydı hücum potansiyeli olarak Dünya'nın ilk 5'inde biz olurduk, şimdi Almanya var.

tearkan dedi ki...

@ Quaresma

Halil ve Hamitle yapılmış bir röportaj okumuştum; sanırım Hürriyet Gazetesindeydi. Rüyalara ilişkin, benim de çok merak ettiğim, bir soru sormuşlardı. Her ikisi de rüyalarını Almanca gördüklerini belirtmişlerdi. Yani bu seçimler o kadar da kolay olmuyor.

QuaresmA dedi ki...

Ya rüyayı hangi dilde gördüğünü veya im Jahre 2010'u okurken im Jahre ikibin on diyip demediğini bilmiyorum ama Avustralya maçında kaçırdığı golden sonra hay aq dediğini hepimiz gördük. Yani bu adam büyük ihtimalle Türkçe düşünüyor, Türkçe düşündüğünü göstermek adına verdim o örnekleri. Alman Milli Marşı'nı okumayıp o sırada dua etmesi bile şark kültürü göstergesidir. Yalan olmasın da, bence milli marşı bilmiyordur bile.

Milli takım seçimi bence o takımın daha güçlü olduğunu düşünmesi ve Almanya'daki ortamında baskı görmemek adınaydı. Yoksa Löw onu aradı, Terim aramadı olayı değil bu. Terim dün vardı, bugün yok. Löw de gruptan çıkamazsa yarın yok. Ben Mesut'un seçimine saygı duymuyorum, saygı duyanlar olabilir tabi.

Feridun Bitir dedi ki...

adam ilk macta gol kacirinca a.q dedi resmen, yani alman degil

bencede nuri den sonra futbolcular alman basinindan ve takimlarindan büyük baski görüyorlar. ayrica alman vatandasi yapmiyorlar türk milli takimi secenleri. almanyada cifte vatandaslikta yok diger medeni avrupa ülkeleri gibi

tearkan dedi ki...

Çifte vatandaşlığın kaldırılma sebeplerinden birisi de bu zaten. Hem zamanında çalışmak için o ülkeye gitmiş olan ve şimdi emekliye ayrılmış kesimi milliyetçi duygularından yakalayıp ülkeden postalmak (Türk vatandaşlığını kolay kolay bırakamayacaklarını biliyorlar çünkü), hem de Yıldıray, Hamit, Halil, Nuri furyasının önüne geçmek.

İlk kısmı bir kenara bırakacak olursak, futbolcular bakımından çok da haksız sayılmazlar. Şu adamların hangisi sıfırdan Türkiye'de yetişseydi bu potansiyele sahip olabilirdi? Eh Almanya'da bizim için oyuncu yetiştirmiş olmak istemiyor normal olarak.

Hem maddi, hem manevi açıdan bu oyuncular üzerinde baskı kurmaları çok ama çok normal. Adamlar Nuri'yi kaptırmış Mesut gibi bir potansiyeli kaptırmak tabi ki istemeyecekler.

Ayrıca Mesut seçimini yapmış olmadan davranmak erken davranmak yada zamanında davranmış olmak mıdır? Yahu bir düşünün, yaşadığınız, çalıştığınız; kısaca içinde bulunduğunuz ve çalıştığınız ortamdaki insanların çoğundan yoğun tepki alacaksınız. Buna karşı durup da Türkiye'yi seçmek için seçtiğiniz tarafın ne kadar ciddi olduğunu görmek istemez mi insan? Kendi ağzınızla söylüyorsunuz bu adamlar Türk gibi tepki veriyor diye. Eh buna rağmen biz bu adamı Türk Milli Takımında oynamaya ikna edemediysek valla haklısınız bence de adam kararını vermeden önce ve baya bi zamanında aramışız.

Değişen zamana zihniyet olarak pek ayak uyduramıyoruz maalesef. Eskiden Mehmet Scholl hariç herkes nasılsa bizi seçiyo mantığı vardı ve o mantık hala devam ediyor. Sonra da adam doğru düzgün teklif bile almadığı için yada o kadar yıl gündemde olmasına rağmen lütfen çağırıldığı için kendisine görünüşte değer veren tarafı seçti diye tepki alıyor, vatan haini ilan ediliyor. Bu işi adam gibi yapması gereken; ama yapamayanlar, zaafiyetlerini ve hatalarını Mesut ve Mesut gibileri vatan haini gibi göstererek örtmeye çalışıyor. Onu da beceremediklerini görmüş olduk bu yazıyla.

Erdem Karakuş dedi ki...

Fatih Terim'in yanlışları ayrı mevzu da, futbolcu piyasaya çıktıktan sonra değil de daha başkaları görmezken çıkıp "bu futbolcu neden alınmıyor" diye bir yazı yazarsan o zaman seni de ciddiye alırız tabi. Mesut Özil'i şu an herkes görüyor zaten, görünmeyenleri veya hakkı yenenleri de yaz da bu kadar sallamaya hakkın olsun bir zahmet.

Yorum Gönder

Ara