.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

7 Haziran 2010 Pazartesi

2 Resim

Üstteki fotoğraf, Mustafa Denizli'nin çocukluk hayalim dediği Beşiktaş'ın teknik direktörlüğüne getirildiği gün çekildi. Alttaki ise sağlık sorunları sebebiyle Beşiktaş'a veda ettiği basın toplantısından... Elbette iki fotoğraf arasındaki çekim kalitesinden, açısından bahsetmek mümkün ama yine de Beşiktaş'a hizmet etmenin neleri götürdüğünü bu iki kare çok net bir şekilde yansıtıyor. 2009 yılında kendisinin aktardığına göre günde sadece 1-2 saat uyuyarak haracanan bir mesai, verilen emek, harcanan efor... "...gittim ve yittim! oralarda usul usul talazlanan nehirlerde yaz kalır yaslarım günleri yüzüme gözyaşım beyaz kalır ağla sevdiğim... buralarda döne dönemem! artık bir yeşile dolmasak da anılardan haz kalır siyah bir orman olur gençliğimiz. oralarda usul usul talazlanan nehirlerde yaz kalır; fahişeler terli kasıklarıyla sahaba uğurlanır, daha çağırırken beni, anı bile kalmaya tenezzül etmeyen dağ dorukları, sömürgem yaslar durur sesime kırgın ayrılıkları... burada yıllar küfürle uğurlanır. ben büyürüm içimdeki haylaz çocuk uslanır... ve günler geçer, herkes gider, pistler boşalır; sahnede bir kurtlar, bir ben bir klasik dans kalır." (Yılmaz Odabaşı-Dağınık Gazel)

12 Yorum:

sihroje dedi ki...

Benim de aklımda kalan bi kare var. Yanılmıyorsam Beşiktaş'a ilk geldiği gün. Tüp baronuyla birlikte kamera karşısına geçip imza töreni sırasında ayağa kalkıp önünü iliklemesi ve bu esnada yüzündeki tebessüm ve utanma arası ifade. Karşısındaki şişman,şımarık adamın tavırlarını anlatmama gerek yok.

Müdürün görevden ayrılması sağlık sorunlarından veya yönetimin ağırlıklı olarak ondan memnun olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Ama Beşiktaş'a gelirken birşeyi çok iyi biliyordu. Bu başkan 5 senede 5 teknik direktör harcamıştı ve onu da harcayacaktı. Öyle veya böyle , harcadı bence...

İki resim arasındaki farka neden olan eforunu ve bize bıraktığı 2 kupayı unutmayacağımızı belirterek güle güle diyelim.

delgado dedi ki...

yalnız denizli ikinci sezonun ilk hazırlık maçında da böyle bembeyaz saçlıydı, rengi solmuştu. tatilden gelince yani. kulüple bir alakası var mıdır bilemem.

kveldsmork dedi ki...

Sabah işe gelirken radyoda Denizli'nin altyapıda çalışmak istediğini dinledim.
umarım gerçekleşir.

kma dedi ki...

teknik direktörlük profesyonel bir meslek. denizli gibi üst seviye teknik adamlar yılda 2-3 milyon kazanıyorlar. futbolcular gibi.

bu noktada bir teknik direktörün iyiliğini işkoliklik derecesine göre değerlendirmek ülkemize özgü bişi. tesislerde ne kadar kalıyor? ne kadar uyuyor? sanki ortada çekilmesi gereken bi sıkıntı var. teknik direktörün görevi o sıkıntıyı çekmek. eve gidip uyursa çekmiyor o sıkıntıyı demek ki.
normal bi insan gibi günde 7-8 saat uyusa daha dinç kafayla verdiği zamanı daha verimli kullansa.
yahu bu adamlar yıllardır çözülemeyen matamatiksel bir fonksiyonu gece gündüz uğraşarak çözmeye çalışmıyorlar. altı üstü futbol. basit bir oyun.

teknik direktörlerimize bu misyonu aşılıyoruz. profesyonelliğin gayesi buymuş algısı yaratılıyor. sonra da patlıyor işte. 1,5 senede tükenmiş bir adam.

yabancı teknik adamlar çok daha metodik. rasyonel. olması gerektiği gibi. ama onları da kendimize çevirmeye çalışıyoruz. rijkaard örnediğindeki gibi. kamp yaptırmamak başarısızlık sebebi mesela. tibetli rahipler gibi başarı için herşeyini klübe vereceksin arkadaş. dinin, sosyal hayatın, kız arkadaşın herşey klüp olacak.

hepimizin ortalama bi işi var. belli seviyelerde iş sorumluluğumuz da var. zamanında eşşek gibi çalışıp saat 6 olunca memur gibi çıkanları eleştirirdim. ama onlar eşleri kız arkadaşlarıylayken ben 4 duvar arasında sanki dünyayı kurtarıyordum. olan sosyal hayatıma olmuştu. daha çok çalıştığım için kimse bana plaket vermedi.

iş sorumluluğu, iş ile özel hayatın dengesini de kurabilmeyi gerektiryor. iyi bi sosyal hayat daha verimli bi iş hayatı da demektir.

denizli'nin bu hale gelmesine üzülüyorum ama buna gerek yoktu. buradan hareketle adam beşiktaş için hayatını ortaya koydu ne büyük adam demek de garibime gidiyor.

pseudotimes dedi ki...

Beşiktaş kanseri dedikleri şey bu olsa gerek. Hepimiz öyle değil miyiz zaten(?) Sırada kim var acaba

matiasemilio dedi ki...

aynısını ertuğrul sağlamda da gözlemlemiştim;doğru tespit..
@kveldsmork; umarım gerçekleşmez,farklı bi göreve gelsin..

b.b.king dedi ki...

adam hayatını ortaya koydu bence de biraz abartılı oldu ama sözkonusu beşiktaş olunca teknik direktörün yıpranması normal zira denizli nin beşiktaş ta yaptıkları normal bir teknik direktörün yaptıklarından çok fazla...darmadağın olmuş bir yapıyı gücünün yettiğince toparlamaya çalıştı.tek başına demirören le uğraşmak bile sağlıklı bir bünyede tahribat yaratır

Unknown dedi ki...

beşiktaşlılık işte böyle birşey,erken yaşta çökme,saçlara ak düşme,kalp,tansiyon,kolesterol(!)gibi rahatsızlıklara daha erken yakalanma sebebidir.kendi yaşıtım fbli ve gslı arkadaşlarımla yan yana gelince taraflı ve tarafsız birçok insan tarafından yaşlandıgım,çöktügüm ve kendime bakmadıgım-bakamadıgım ortaya çıkıyor.eminim birçogumuz mustafa denizlinin yaşına gelince neler yaşarız ne gibi rahatsızlıklarla boguşuruz bilemem.

Sercan dedi ki...

http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?h_no=17511
Yeni teknik direktör başlığı lazımm
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş., İMKB'ye gönderdiği yazıda teknik direktör konusunda görüşmelere başlandığını duyurdu.
Şirketten yapılan açıklama şöyle:

"Mustafa Denizli’nin ayrılması ile boşalan Futbol A Takımımızın Teknik Direktörlük görevi için, Yönetim Kurulumuz’un verdiği yetkiye istinaden, Yönetim Kurulu Başkanımız öncelikli olarak ;

- Bernhard Schuster
- Manuel Pellegrini,
- Felix Magath
- Mircea Lucescu
- Ronald Koeman
- Juande Ramos

ile teknik direktörlük görevi için yurtdışında görüşmelere başlamıştır."

yapay dedi ki...

Kör ölünce badem gözlü oluyor demekki. Ne kadar doğru bir söz. Halı saha takımına bile almayacağım nobre'den medet uman, sırf nihat form tutsun diye bir çok maça eksik çıkaran, tabata rezaletinde ilk elden suçlu olan, batuhan'ı kazanamamış kişidir denizli. Sağol hocam şampiyonluk ve kupa için, geri kalan kısmında ben sizi başarısız bir teknik direktör olarak hatırlayacağım.

Jokond dedi ki...

adam takımı çifte kupalı şampiyon yapıyor, başarısız olarak hatırlanıyor.

Unknown dedi ki...

kim ne derse desin ama lutfen benim gercek besiktasli mustafa denizlimi, adam gibi adam oldugu iddia edilen ama beni adam olmaktan sogutan, futlbocu tuccari, arsiz hirsiz, malum teknik direktor ile, kiyaslamayin.
Bu kulube sadece 7 aylik surede 80 milyon tlnin uzeinde gelir saglmamistir ki benim hatirladigim milne ve lucescu ile birlikte en fazla maddi deger saglamis teknik direktordur.Ismail Ridvan Necip gibi gencleri kazanmis,oldtrafordda manchester galibiyetini bizlere yasatmis, hocadir ve benim icin hocalarin hocasidir...

Yorum Gönder

Ara