Öncelikle muacır(h'siz) Mustafa'nın doğum günü kutlu olsun... İşten yine 12'yi geçe çıktım, bir bayram gününde... Pazar'dan bu yana olanları teskeresini almasına saatler kala koğuşta çıkan manasız kavgayı bir köşede izleyen bir asker gibi izliyorum. Toraman için, içim cız etti yazmıştım. Aklıevvel bir Fenerbahçeli gelip, ne basında ne Fenerbahçe camiasında ne taraftar grupları arasında bir kimse Toraman'a en ufak bir laf etti, n'abeeeerrr deyip Çiçek Abbas formunda bir şeyler yazmıştı pazar gecesi yazdığım yazıya... Bugün ancak gece 8'de nete girebildim, olanlardan da geç haberim oldu böylelikle... İçim Toraman'a cız ederken, Rüştü klasikleşmiş hatalarından ötürü hedef alınmaz diye onu es geçmiştim, geçmeyenler olmuş. Ancak ben sıradan, takımını çok seven bir taraftarım. Mahalli bir gazetenin bile 10'da 1'i kadar okunan bir blogda ayda en fazla 2 kez bir şeyler karalayabiliyorum tek bir farkla... Sonuçta, ben bile burada bir şeyler karalarken birkaç kez düşünüp, araştırıp öyle yazıyorum. Bugün Büyük Fenerbahçe'nin Başkanı, Türk Futbol Tarihi'nin en büyük kalecisini anlamsız şekilde suçladı. Maçtan önce, iyi oyna haa diye tembihlenen Rüştü, önceki maçlarda Fenerbahçe'nin rakiplerini aradığı için eleştirildi. Rüştü, Kasımpaşa'daki yakın arkadaşı Murat Şahin'e iyi oyna ha dedi Rüştü ve Murat'tan başka kimse bilemez. Rüştü dese n'olcak demese n'olcak onu herkes bilir ki bir şey olmayacak. Fenerbahçe 2003 Mayıs'ında lig 6.'sı olarak İnönü'ye geldiğinde Rüştü'ye maçtan önce çiçek verilmiş, maçın son yarım saatinde yaptığı kurtarışlardan sonra da biraz da ironik bir şekilde tribünler Rüştü diye inlemişti. Epeyce gereksiz bir detay gibi gözükse de, Beşiktaş taraftarı gibi Fenerbahçe'den zerre hazetmeyen bir grubun Rüştü'ye olan bu yaklaşımı, Rüştü'nün duruşu konusunda sanırım fikir vermektedir... Buhran diye yazmıştım, buhranın sarsılmaz duvarlarının Bursa'da son dakikada Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak üzere atılacak bir gol ve Kadıköy'ün Beşiktaş'ın golüyle gol diye inlemesiyle sallanabileceğini söylemiştim. Aklıma dahi gelmeyecek bir şey oldu, beni tek ilgilendiren Kadıköy Beşiktaş'ın golüyle çıldırdı. Ve bugün, bir bayram gününde 12'ye kadar çalıştım... Ancak Fenerbahçe Başkanı sağolsun, keyfim sonunda yerine geldi. Ekranda her belirdiğinde reflümü azdıran Başkan, bugün düştüğü aczi resmen gözler önüne serdi ve sonunda kendi taraftarına bile İllallah dedirtti. Keyfimin içinde bulunduğum şartlarda uzun sürmeyeceğini, hatta yarın öğlene kadar bozulacağını bilsem bile, bu keyif için teşekkürler Fenerbahçe Başkanı...