.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

30 Nisan 2010 Cuma

Lümpenler Ordusu

Akıl alır gibi değil. Kesinlikle normal şartlarda açıklanamaz. Hayır, Inter'in Barcelona'yı elemesinden bahsetmiyorum. Maçtan sonra Türkiye'de kendisine futbolsever diyen bir güruhun yaptığı yorumlara bakıyorum, çıldırmamak elde değil. Dün akşam, o efsane atmosferde onbinlerce Katalan'ın önünde Barcelona rakibi ancak böyle oynarsa elenebilirdi. Sanırım büyük bir çoğunluğumuz bu konuda hemfikir. Barça'ya açık futbol, çağdaş hücum, agresif futbol hezeyanıyla saldıran bütün rakiplerin dramatik sonunu iki sezondur sürekli olarak izliyoruz zaten. Kendi sahasında neredeyse maç başına 3 gol ortalaması tutturacak kadar coşmuş bir takım, Inter karşısında tökezledi diye tu kaka olmaya başladı. Daha düne kadar Barça ve diğerleri diye ortalıkta gezinen, Messi'ye uzaylı, peygamber yakıştırmaları yapan, Guardiola kokulu osursa misk-i amber diyen bu muhterem futbolsever topluluğunun şimdi ortaya çıkıp Barcelona'ya, onun oynafığı futbola sallaması ne kadar feci. Hiçbir zaman Beşiktaş dışında bir takımın müptelası olmadım açık konuşayım. Barcelona veya başka bir takım yüreğimi hoplatmıyor. Ama şu var, ikili mukayeseye koyduğumuz zaman Real Madrid yerine illa ki Barcelona derim. Barcelona mı Manchester United mı derseniz iflah olmaz bir Cantona hayranı olarak bu sefer Manchester derim. Bu seçimler uzar gider, dediğim gibi Beşiktaş dışında hiçbir takıma sabit aşkım yoktur. Ama şu maçtan sonra Barcelona hakkında yazılanları okuyunca, insanların 180 derece dönüşüne şahit olunca bu kadar lümpen seyircinin olduğu bir memlekette futbolu izlemek ve okumak nereye gidecek diye insan düşünmeden edemiyor. Alacaksın eline Barça'nın bayrağını, dal taşak sokaklarda gezeceksin. O derece insanlıktan çıkarıyor yorumlar... "Messi milyon yöroları götürürken iyiydi" "Guardiola takımı yönetemiyor, oyuncular çok rahat" "Yere düşen her Barcelonalı ağlıyor, kart almaya çalışıyor" "Stadyumda ruh yok, seyirciler tiyatro gibi izliyor" Ve daha niceleri. Bu mudur yani? Son dönemin en iyi futbol oynayan, en çok gol atan, en çok pozisyona giren, en az gol yiyen sayılı takımlardan birisi ne hallere düştü bu acizlerin dilinde. Futbolu sevmek, futbolu sikmek değildir. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde her şey siker gibi seviliyor...

12 Yorum:

Erdem Karakuş dedi ki...

Barcelona seyircisini Galatasaray seyircisine kafadan tercih ederim. En azından sahada güzel bir hareket olunca, bir atak başlangıcı olunca bağırıyorlar, heyecan belirtisi veriyorlar. Galatasaray seyircisi de anca "bastır Galaaaaaaaaaaaaataaaaaaasaraaaay" deyip tezahürat yaptığını zannediyor.

Ha Galatasaray'ı niye soktun işin içine derseniz en çok Galatasaraylılar "tiyatro seyircisi" diyor Barcelona taraftarına.

pseudotimes dedi ki...

Herhangi iki takım maç yaparken "yae ben şu herifleri tutuyorum onlar kazansın" diye söylenerek maç izleyen biri değilimdir. Ben maçı izlerken kısacası eğlendim. İnter savunma yaparak turu geçmeye çalıştı, Barcelona hücum ederek. İki takımda seyri güzel bir maç izlettiler bana. Bunun dışındaki yorumlara "çekilin ben geldim fikirlerimle ezeceğim sizi" yaklaşımı yapan kişilerden de değilim.
Sanırsam bu "taraf olma-olmama" olayının suyu çıktığının en güzel örneklerinden biri oldu bu maç. Hayır seninle aynı düşünmeyen, aynı sonuçları çıkarmayan birine zorla bir şeyler anlatma, ispatlama çabası neden(?). Geldi geçti bitti güzel bir maç oldu tamam arkadaş.
Ha ben taraf olmadan izleyemem illa bir tarafa bağlayacağım kendimi diyorsan maçtan sonra iki geyik çevrilir, futbol üzerine iki kelam edilir ve sonra hayat normale döner. Ha sanane arkadaşım ben bu maçın muhabbetini üç ay yaparım beğenmiyorsan katılma uzak dur okuma görme diyorsanız bana ee tabi o zaman bana affedersiniz bok! yemek düşer. Onuda kabul ederim.

EnisteKolaKoy dedi ki...

millet olarak geleneksel davranışımız: 1 günde göklere çıkarma, 1 günde yerden yere vurma. davranış değil daha doğrusu, huyumuz. bir de bok atma var tabi o da ayrı bi konu.

delgado dedi ki...

şu iş ilker yasin kadar abartılamaz ama: "messi zaten durdurulması kolay bir oyuncu."

aydın dedi ki...

Benzer eleştiriler meğer Jose Mourinho hayranı ve Barcelona düşmanı oldukları intibası bırakanlar için de yapılabilir.
''Jose siker'' nedir aga?
Finalde Bayern kazanınca be sefer de ''Van Gaal siker'' mi diyecekler?

bacon1903 dedi ki...

Ben barca seyircisine bu macta hayran kaldim bir takim ancak bu kadar itilir bu kadar desteklenir.Adamlar 83de gol attiktan sonra 10 dakika stad yikilcak gibiydi.Genelde tiyatro seyircisi gibidirler ama bu maca el classico gibi hazirlanmislardi.Birde bu ilker yasin sampiyonlar ligi finalini allahini severseniz anlatmasin diye post felan acin adam futboldan sogutuyo herkesi ya!!!

Adsız dedi ki...

Aslında Barça olaya uyanmıştı.
Geçen sene Chelsea karşısında olduğu gibi tuzağa düşmeyeceklerdi.
Bu sefer de imdada yanardağ patlaması ve otobüs yolculuğu yetişti.
Yine de futbolun ve hayatın adaleti işledi belki, geçen seneki Chelsea eşleşmesinde çalışmadıkları yerden soru gelmiş ve yardım almışlardı Yuki'nin postunda yazdığı gibi.
Bu sene onun bedeli ödendi.
Başarısı için bu takıma sempati duyan varsa yol yakınken vazgeçsin.
İngiliz takımları daha dominatif.
Hemm günümüzde hem de geçmişte.

TA dedi ki...

çoğu futbolseverde mağdur durumda,yenik durumda olanı (barca) koruma refleksi vardır.yazı da buna kaymış.örnekler çoğaltılır.rijkaard skor anlamında mağdum durumdadır.ve onu korumakla görevli taraftar ''hayır rijkaardı yedirmeyeceğiz''diye ortalığa atılırlar.guiza'nın gözleri dolar bir hafta sonra hepimiz guizayız denilir.
ama işin ilginç yanı yaklaşık 2 senedir rakipleri sahada aciz bırakan,ezen,yok sayan bir barcaya herkes ''güzel futbol'' dolayısıyla kol kanat gerdi.helal olsun dediler.çok iyi eziyorsun rakiplerini dediler.son londradaki arsenal maçının ilk 20 dakikasında bu tipler coştular.zirve yaptılar.
hasıl-ı kelam işine gelince mağdurun yanında işine gelince ezenin yanında olmak ilginç bir durum olsa gerek.

Ben yaziyi Barca'yi koruma yazisi olarak gormuyorum. Daha cok bir gunde, bir olayla kesin yargiya varma halini elestiriyor. Aslinda altta benim yazdigim ile bu noktada paralellikleri de var.

Emrah sarki yapmisti ya "Sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde" diye zamaninda, iste o sarki ile buyuyen nesillerin geldigi hal bu. Ya siyah ya beyaz; ya 0 ya 1. Arasi yok. Tarafsiz bakarsak ölürüz cunku.

TA dedi ki...

taraf olmayan bertaraf olur.

Bertaraf edenler gene taraf olmaya zorlayanlardir ama, cunku zayifliklarini ortmenin yolunu "Onlar yanlissa biz dogruyuz" demekte gorurler. Bakip "Sen de yanlissin, ama sen de yanlissin" diyecek adamlar lazim. Ki onlar bu isi hobi olarak yapiyorlar zaten.

ian dedi ki...

boyan'ın attığı gol buz gibi goldü bence. onu verselerdi şuan çok farklı şeyler konuşulurdu. uefa istifa!!!11 bir tane de kafayla kaçırdı boyan.. pike sen nesin abicim ya :) kordoba'yı kanarya adalarına gönderdi resmen. buskets de barça'nın yasin sülün'ü gibi birşey olacak sanırım. :) o da atardı kendini yere.

inter de mükemmel oynadı. zanetti'den dolayı ufak bir sempatim vardı zaten, bir de morinyo eklendi buna benim açımdan. adam bir değil iki değil üç takımla birden sınırları zorladı şu ana kadar. böyle giderse futbol tarihinin efsaneleri arasına girecek. söyledikleriyle değil sadece, yaptıklarıyla da.

Yorum Gönder

Ara