25 Nisan 2010 Pazar
Genç Oyuncu Açmazı
aylardır blogda genç oyuncularımızı tartışıyoruz. blogu takip edenlerin hepsinin ortak isteği genç ve gelecekte banko oynayabilecek futbolcuların takıma girmesi ve hatalarıyla da olsa desteklenmesi yönünde.
peki şartlar bunun için müsait mi?
dün ben ilk defa 90 dk rıdvan şimşek'i izledim. ilk yarı fena değildi ama ikinci yarı felaket oynadı.
bir kere, bu adam "kademe" nedir bilmiyor. dün ilk yarıda o kadar belli etmedi ama ikinci yarıda devamlı aynı hatayı yaptı.
sağ bek oyuncusu rakip onun kanadından 2 oyuncu ile gelirken ve öndeki rakip oyuncu arkasındaki adama topu bıraktığında kalkıp da o topun peşine düşmez. o kendisine yakın adamı alır, başka bir arkadaşı da onun önüne kademeye girer.
rıdvan ise haldır huldur gerideki adama atılan topun peşine düşüyor. onun bıraktığı alanda rakibin öndeki oyuncusu için yayla oluyor. rıdvan'ın önünde kademeye girmesi gereken adam haldır huldur onun arkasına koşmak zorunda kalıyor.
şimdi bunu bir kere yapsan hata olur, iki kere yapsan şanssızlık. fakat ısrarla 3-4 kere yaparsan futbol cehaleti. rıdvan ısrarla aynı hatayı yaptı dün.
dün taraftar "sonuç ne olursa olsun takıma sitem etmeyeceğiz" modunda olmasaydı rıdvan şimşek hayatının en acı protestolarını yerdi ikinci devredeki oyunuyla. standart beşiktaş tribünü tepkileri verilecek olsaydı ağlayarak çıkardı o sahadan.
ismail köybaşı'nda da bu ve buna benzer çok hatalar var. defansta devamlı adam kaçıyıyor, hücumda ise basit oynayacağı yerde hep fantaziler peşinde. fenerbahçe maçında spiker melih şendil bile söyledi "ibrahim üzülmez ismail'e güvenmediği için çıkmıyor" diye. ayrıca ikinci yarıda 1-2 olumlu pası haricinde de o maçta da kötü oynadı.
onur bayramoğlu'nu ise hiç izleyemedim bilemiyorum.
bu adamların hiç birisi henüz hazırlık ve kupa maçından önemli maçlarda sürekli oynayacak standartta değiller.
şu anda bu takımda oynayacak tek genç adam necip'tir. o da henüz "olmuş" falan değil. olmak için güçlü bir aday. henüz kesinlikle banko oynayacak, sezonun yükünü kaldıracak durumda da değil. gençler arasında tek hazır adam olmasının karşılığı olan zamanı da aldı bu sene. seneye bozmazsa daha çok zaman alacağına inanıyorum, almasını da isterim.
şimdi, ben blogdaki "genç olsun, kötü de oynasa takıma alınsın" düşüncesine katılmıyorum. sadece genç diye adam alınmaz takıma.
"millet 17 yaşındaki adamı takıma koyuyor" ifadesi durumu açıklamaya yeterli değil. senin aynı yaştaki adamın "o kalitede" değil. olsa oynardı. bunun ölçüsünü futbolcunun yaşı değil becerisi belirliyor.
biz nasıl bir iş görüşmesine veya satış toplantısına gittiğimizde aslında o işin kaderi ilk 5-10 dakikada çiziliyorsa bu adamların büyük takım kariyeri de 1-2 bilemedin 3 maçta çizilir. bu çapta takımda kimse onlara daha fazla sabır göstermez, ancak işte hedef kalmadıktan sonra veya kupa maçlarında oynarlar.
benim gözümde formayı alacak olan genç adam kendini öyle bir geliştirecek, mental olarak öyle hazır olacak ki ilk olarak hafta arasında takımın başındaki adamı onu düşünmeye mecbur edecek. daha sonra şansı bulduğunda da en azından vasatın üzerinde oynayıp yerine oynadığını aratmayacak.
bu konuda bundan daha yufka yürekli olmanın bir lüzumu ve manası yok. hayat öyle senin önüne serilmiş bir gül bahçesi değil. nasıl biz işe ilk başladığımızda becerilerimizi sonuna kadar ortaya koyup kendimizi hazırlıyorsak, onlar da hazır olacaklar. çıkıp "bekleneni verecekler".
bu adamların hiç birisi bunu beceremedi bu sene. esasen uzun süredir de beceren yok.
şimdi burda işte "futbol kültürü" ve fundemental giriyor işin içine. maalesef türk futbolcusu eğitimsiz. bir kere hala türk futbolcusu toplumun düşük gelir grubundan geliyor. avrupa'daki genç adam gibi 13-14 yaşından itibaren mentörlerle, diyetisyenlerle, kondüsyonerlerle, taktisyenlerle falan muhatap olmuyorlar. olduklarının da çapı belli.
tanımıyorum kendilerini elbet bilmeden suçlamak istemem ama genellerim. anadolu'daki bir takımdan gelen adamı yetiştiren kadroların çaplarının çok yüksek olmadığını da biliyoruz. henüz türk futbolu üst düzey haricinde "kalifiye" futbol eğitimcisi kadrosu falan yok. bu zaten ülkenin genel bir sorunu, geri kalmışlık buna deniliyor. kadrosuzluk parasızlıktan kötü bir bela.
ayrıca, bu adamlar iyi bir futbol eğitimi almadan üst seviyelere çıktıkları gibi futbol dışı eğitimleri de doğru düzgün değil. taşradan gelen oyuncuların genel kültür seviyeleri genelde vasatın altında. türk futbolcusu 23-24 yaşından önce olgunlaşamıyor, büyük takımın ağırlığını taşıyacak seviyeye gelemiyor.
yeni geldiklerinde izleyin futbolcuların hallerini ve tavırlarını hiç birinde eğitimli bir bireyin izlerini göremiyorsunuz. büyük bölümü bu seviyelerde nasıl konuşacağını, nasıl davranacağını falan bilmiyorlar. izleyin bakın ilk geldiklerindeki hallerini, kılık kıyafetlerini, duruşlarını vs. ne demek istediğimi göreceksiniz.
zaten anadolu ile istanbul arasındaki fark olmuş 1500. ordan gelen adamın ilk karşılaştığı sorun bu uçurum oluyor. istanbul'da doğup büyümeyen adamın istanbul'u normal şartlarda bile anlaması, alışması, uyum sağlaması zor zaten. bir de kalkıp beşiktaş'a geliyorlar, bütün gözler üzerlerine çevriliyor. bir anda çok daha büyük bir çarkın içinde mücadele etmeleri gerekiyor.
bir diğer faktör de büyük takım ve onun hedefleri ile ilgili. türk futbolunda 3 büyükler için "uzun vadeli yatırım ve yapılanma" diye bir gerçek yok. evet örnekleri mevcut, gordon dönemi bizim için öyleydi, fatih terim'in ilk döneminde gs zaman içinde ve planlı bir kadro kurdu vs. fakat bu işin futbol kültürümüzün bir parçası olduğunu söylemekten çok uzağız. bırak futbolü genel kültürümüzün bile bir parçası değil planlı programlı hareket etmek.
bu üç takımın hocalarından hiç birinin dokunulmazlığı yok. misal kimse liverpool'un rafa benitez'e sabrettiği (bence katlandığı) gibi sabırlı falan değil. bir kere hocalar ister genç olsun ister yaşlı, ister kariyerli ister gelecek vaadeden "ne pahasına olursa olsun" onları eleştirmek ve baltalamak isteyen bir kitle elbette oluşuyor medya içersinde, futbol camiasında ve taraftarlar arasında.
bu ülkede ilk senesinde teknik direktörden şampiyonluk bekleniyor, yapamazsa beceriksizlikle suçlanıyor. onu da geçtim takımı şampiyon yaptığı halde kovulan ve şampiyon olduğu senin bir sonraki senesinde başarısız olduğu için gönderilenleri bile gördük biz. kaç teknik direktör var üç büyüklerde 3. sezonu görebilen?
sezon başında yere göğe sığdırılamayan frank rijkaard biraz tökezleyince onun için bile darağacını kurdular. türk futbol camiası ne kariyerine saygı duyuyor insanların, ne geçmiş başarılarına, ne de gelecek için yaptığı yatırımlara. onlar için tek bir gerçek var : bugün.
şimdi hal böyleyken ben de bu 3 takımdan birisinin başına geçsem "100% emin" olmadıkça hiç bir genci sürmem sahaya. elimde onun yerine oynatacak garantili adam varsa onu koyarım. çünkü biliyorum ki türk futbolunun hafızası toplam 10 hafta, vefa duygusu sıfıra yakın, sabrı ise neredeyse hiç yok. her şey günlük dönüyor ülkede.
bunlar bu kadar ortadayken hiç bir teknik direktör de cesaret edemiyor uzun vadeli plan yapmaya, iskelet kurmaya, plan program yapmaya, gençlerle uğraşmaya ve ona sabır göstermeye.
son olarak da taraftar. bir kere türk taraftarının futbol bilgisi futbola olan ilgisi ile ters orantılı. türkiye süper liginde -takım gözetmeksizin- 5 tane maça bile giden bir gözlemci tribündeki adamların ne kadar abuk subuk nedenlerle futbolcuları eleştirdiğini ve onları baskı altına soktuğunu görebilir.
türk futbol taraftarı sağlıklı biçimde değerlendiremiyor futbolcuları. bir kere çoğu hayatında spor yapmamış. spor psikolojisinden, sahadaki adamın oyunun saha dışında etkileyebilecek faktörlerden falan büyük oranda habersizler. futbolcuların birer "makine" olmasını istiyorlar. bunun "profesyonellik" olduğunu sanıyorlar.
üstelik gene milletçe bir türlü düzeltemediğimiz "iyiyi sınırsız göklere çıkartma, kötüyü de acımasızca yerin dibine sokma kültürü" futbol tribünlerinde de iş başında. ortasını bulamıyor tribünler. ya abartılı bir destek ya da acımasızca eleştiri.
bu sonuncusu sadece genç adamları da değil tüm takımı etkiliyor. türk futbol emekçisinin "huzuru" yok. bir sürü kendini bilmez serseri sırf o adamlar kulüpte profesyonel sporcu olduğu için onlara her türlü eleştiriyi getirebileceğini, fırça kayabileceğini, bağırıp çağırabileceğiniz sanıyor.
daha da vahimi "son paramla maça geldim oynayın lan" denen bir zihniyet var. taraftar yaptığı fedakarlıkların karşılığının futbolcudan çıkartılabileceğine inanmak gibi saçma sapan bir zihniyetin içerisinde. hep söylüyorum "çoluk çocuğunun rızkı olan son parayla" stada gelen adamın aklından aklından şüphe duyarım. bunu yaptığı için futbolcuya terbiyesizlik seviyesinde davranabileceğini sanan adamın aklından iki kere şüphe duyarım.
maçta sahaya yakın oturup futbolculara "bir köpeğe göstermeyeceği saygısızlıkla" bağırıp çağıran tipleri görünce erkut abi olup o adamları bayılana kadar tokatlamak geliyor içimden.
bu nedenle bu ülkede büyük takımların genç yetenekleri "parlatması" denen olay şansa kalıyor. herkes olmasını arzuluyor ama kimse bunun olması için gerekli ortamı hazırlamıyor, tam tersine köstek oluyorlar.
yazının daha da şişmemesi için bu konuya kimi zaman doğrudan, kimi zaman ise dolaylı olarak etki eden transfer plansızlığı, futbol takımlarının yönetimsel huzursuzluklardan etkilenmeyeceği sistemlerin kurulamamış olması vb gibi konuları da uzun uzun yazmayacağım.
özetle, ne türk futbolunda genel olarak, ne de maalesef bizim camiamızda genç futbolcuların başarılı olarak sisteme dahil edilmesi ve bunun bir düzene oturtulması için gereken şartların hiç biri yok ortada. tam tersi olmaması için bir sürü neden var.
bunlar düzelmeden "gençlere yatırım yapalım" demek hayalcilikten öteye geçmiyor, geçemiyor, geçemez.
not : yanlış anlaşmalara neden olmaması için bu yazıda bahsettiğim genç oyuncuların başka takımlarda bazı başarıları yakalayıp belli bir kredi ile bize gelmiş olanları kapsamadığını, "umit veren genç futbolcular" için olduğunu belirtmek isterim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
47 Yorum:
Ellerine sağlık harika bir yazı olmuş kardeşim. Bizim ülkemizdeki
genç oyuncu hastalığı dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar tavan yapmış durumda. Oyuncunun genci, yaşlısıyla, antrenörün genci yaşlısıyla veya yerlisi yabancısıyla büyük takım olunulmaz. Büyük oyuncularla büyük takım olursun. Sen büyük oyuncuları kendin yetiştirirsen finansal olarak kar edersin. Daha fazla para kasanda kalır.O kadardır. Bir takımda ilk 11de
30u geçmiş 11 oyuncunun olması o takımın kötü olduğu anlamına gelmez.Ne kadar daha fazla genç oyuncunun olması tabiiki daha iidir çünkü geleceğin garantidir, önündeki yıllara daha sağlıklı bakabilirsin ama o kadar da kalır.Bu senin sahada daha ii sonuclar elde edeceğin anlamına gelmez.
Anadolu dan yetenekli oyunculari alip onlarin performansini degerlendirmekten ziyade 20 yildir ozkaynaktan neden sadece topu topu 3 tane adam yetistirebildigimizi de tartsimak lazim.
Hala yorum yapan arkadaşlar gelecek senenin onbirinde sağbekte
Rıdvan, solbekte İsmail'den bahsediyorlar.Benim Rıdvan'ın ve İso'nun kalitelerinden hiçbir şüphem yok. Ancak bu ülkede oyuncuların altyapıda yetişmeleri ve gelişmeleri için büyük öneme sahip antrenör, tesis, vb. gibi
şartlar maalesef çağın oldukça gerisinde. O yüzden Avrupa'da 18 yaşındaki oyuncu 30 yaşındaki oyuncu gibi olgun, kararlı bir şekilde oynarken senin 20 yaşındaki oyuncunun acemiliği 100 km'den belli oluyor. O yüzden gönlümüzden geçmese de ayağı kopmadığı sürece hep İbrahim Üzülmez 2 sene daha Bjk'ın 1. solbeki olur, rıdvan da en az 2 sene Ekrem'in olmadı toraman'ın,
hatta kalırsa İ.Kaş'ın yedeği olur.Allah aşkına Necip yabancı olsaydı veya adı Uğur İnceman olsaydı bu seneki maclarda verdiğimiz tepkiyi verir miydik.Ben Necip'in oynadığı hiçbir maçta 10 üzerinden 5'i geçtiğini görmedim. Zaten doğal olan da bu. Bu oyuncular allah vergisi yeteneklerinin üzerine fazla birşey koymadan kötü şartlarda yetişerek hakettikleri gelişimi sağlayamıyorlar. Hele bir de 18 gibi yaşları geçmeden direkt A takıma geçerlerse bitiyorlar.O yüzden geleceğin Beşiktaşında fazla İsmailli Rıdvanlı, Necipli
hayaller kurmayın. Önce gerekli altyapıyı ülke olarak hazırlamamız lazım. O zaman bu ülkede her sene
iddaa ediyorum en az 20 tane Necip, 50 tane İsmail çıkar.
kademe, yer tutma, pası doğru kullanma öğrenilir ve geliştirilir ama özellikle ibrahim toroman-kaş-üzülmez gibi adamların hücum yetenekleri geliştirilemez. bu sebepten rıdvan, ismail gibi adamların denenmesinde, sahada kendilerini geliştirmeleri için şans bulmalarında bir sakınca yok.
uzun süre oynatılmamaları günü garanti altına alma adına alınan kararlardı. birçok maçta skoru değiştirebilme adına mevcutlardan daha fazla katkı yapabilirlerdi ama oynamadılar ve bu sene yeteneklerinin üstüne hiçbir şey koyamadılar. ayrıca ismail beşiktaşa gelmeden önce zaten 11 oynayan bir adamdı, artık pişmesi değil oynaması gerekiyor.
asıl sorun performansları en üst düzeydeyken sakatlanmaları veya oynatılmamaları, farklı pozisyonda ve kötü günlerinde tercih edilmeleri.
ha onun dışındaki genellemelere katılıyorum.
aslında hem ismail hem rıdvan tam bek oyuncuları değil.defansif anlamda yaptıkları hatalarda bundan kaynaklanıyordur.bunun yanına bir de tecrübesizlik eklenince kötü performans kaçınılmaz oluyor.
takımda gençlerin oynaması meselesine gelince...türkiye gibi bir ortamda arsenal mantığıyla oynayan takım küme düşmemeye oynar.bir kere genç oyuncuların genellikle daha fiziği gelişmemiştir (ha gelişmişleri var tabi, ama çoğunluğu böyle).klişe olacak ama ismail güldüren tarzı adamlar genç, gelecek, iş etiği falan dinlemez adamın bacağını eline verir.
ayrıca taraftar baskısı var tabi.arsenal takımı (sergen mode on) yıllardır kupa alamıyor (community shield, barclays cup, league cup, premier lig, şampiyonlar ligi).bu konuda bildiğim kadarıyla taraftarın herhangi bir serzenişi olmadı (bu sene biraz moral bozucu oldu galiba, ama emin değilim pek yakından takip etmedim).burda geçen sezon çifte kupa aldık, bu sene olanlar, oyunculara taraftarın verdiği tepki ortada (iki kupayı unutma vefasızlık yapma omurgasızlığı yapmıyorum, sadece bir noktaya dikkat çekmek istedim).
her neyse, beşiktaş'a döneyim.ben de gençlerin oynamasını istiyorum takımda.ama sadece gerektiği yerde.mesela, her ne kadar ikince devrede toparlamış olsa da sezon başında uğur inceman dökülüyordu resmen.o dönem onun yerine necip oynayabilirdi.ha faydası olurdu olmazdı belki iyi oynardı belki kötü ama en azından uğur'dan kötü oynamazdı.ikisi de aynı performansı verecekse çıksaydı necip oynasaydı.şimdi öyle ya da böyle rotasyona girdi necip demek ki o zaman oynasa çok da birşey kaybetmeyecektik (şimdi ilk 18'e girmesi şu 23 yaş altı oyuncu oynatma kuralından dolayı olabilir emin değilim.ama öyle ya da böyle kadroda adam.)
sonuç olarak:maça 20 yaş ortalaması olan bir takımla çıkmayalım.ama GEREKTİĞİ YERDE gençleri oynatmaktan çekinmeyelim.belki en azından birisi faydalı olur da murat ceylan'a, volkan şen'e, murat duruer'e, veya yiğit gökoğlan'a 5 milyon euro + sivok'u vermek zorunda kalmayız.
rıdvan bildiğim kadarıyla 92 doğumlu. 92 doğumlu bir defans oyuncusu şu anda hiç bir üst düzey lig takımında yedekte bile durmuyordur sanırım.
o nedenle bu kadar üstüne gidilmesi ve takıma girmesi saçma. 17-18 yaşında bir sağ bek olmaz.
ismail yetenekli ilerde iyi bir gelişim gösterecektir. bu bek mevkileri çok tecrübeli olmayı gerektirir, o dediğin basit şeyleri onlar senden 10 kat daha fazla düşünüp uygulamışlardır ama. maç heyecanı ile kolay değil. bu hatalar çok normal.
ha gençlerle ilgili unutmadan söyleyim.türkiye'deki saçma sapan "haddini bil" ve "abilik" kültürü yüzünden kim bilir antremanlarda ne gençler sönüyordur, o apayrı bir konu.
Rıdvan-İsmail-Necip için konuşuyorum oynaya oynaya öğrenecekler veya antrenörü üstüne düşecek,eksiklerini anlatacak. Atla deve kadar eksikleri yok.
Bence asıl mesele her çıkan genci wonderkid olarak düşünmemiz. Bazı eksikliklerinde bundan birşey olmaz düşüncesi. Madem yazıda iş görüşmesi-genç oyuncunun kendini göstermesi benzetmesi yapılmış. Rıdvan iş görüşmesi aşamasından geçmiş. İşe ilk alınanlar nasıl belli bir eğitim sürecinden geçiyorsa, Beşiktaş'da kendisine böyle bir eğitim veriliyor mu, üstüne düşülüyor mu,farklı bir davranışa,değerlendirmeye tabii tutuluyor mu?
bu hafta toraman cezalı, ekrem sakat olmasaydı rıdvan oynar mıydı?
bu hafta ernst cezalı, tabata yarım sakat olmasaydı necip oynar mıydı?
ismail ibrahim üzülmez'in çok eleştirildiği ya da sakat & cezalı olduğu durumlar dışında oynayabildi mi sol bekte?
onur, batuhan, ali kuçik, korcan mustafa denizli'nin başı sıkıştığı zaman aklına gelecek isimler değil mi?
takımda küsen oyuncu çok fazla. lobi yapan, bağlantısıyla oynayan, oynamadığında sorun çıkartan oyuncular da var. ki hepsini biliyorsunuz aslında, bahsetmem gerekmiyor.
yönetim yusuf, üzülmez, inceman, toraman, rüştü'nün sözleşmesini bu kadar kolay uzatarak yanlış yaptı. duygusal davranmayın, bu oyuncularla gidebileceğimiz yeri siz de biliyorsunuz ben de, toraman dahil.
üzülmez beşiktaş'a 26-27 yaşında geldi, 10 senedir oynuyor. bu seneki iyi sayılabilecek performansına bu kadar sürede ulaşabildi.
madem dediğimiz gibi bir altyapımız yok, o zaman, yine de rıdvan, necip, ismail, batuhan'ın 18 yaşından itibaren de olsa oynaması lazım a takımda. 10 sene sonra iyi olacaklarsa bekleriz, yeter ki 10 sene sonra düzenli şampiyonluk ve başarı getirsinler.
altyapı bir an önce profesyonel ellere bırakılmalı evet, yönetimin yapacağı en büyük iyilik fulya değil bu olur. ama takımın başında 36 yaşındaki oyunculara boyun eğen bir denizli değil, derwall'in yanındaki cesur denizli olması lazım.
ayrıca yanılıyorsunuz, bu taraftar gençlerin en az 2 sene yanlış yapmasına ses çıkarmaz. yeter ki bize açık açık söylenmesin bu plan. söylenmese bile katlanmıyor muyuz zaten en az 2 sene. serdar özkan kredisini ne kadardır kullanıyor farkında mısınız?
Mis gibi yazi.
Taraftar bu kulübün deneme tahtası olmadığının farkında. Batuhan'la, Rıdvan'la, İsmail'le, Necip'le gelecek başarısızlığa razı. Bu saydığım oyuncuların yapacakları hatalar da, güzellikler de yürekten alkışlanacaktır eminim.
ismail'in fener maçında kötü oynadığının iddia edildiği kısımdan sonrasını okumaya gerek duymadım. o kısıma kadar fena değildi halbuki yazı.
Bu taraftar Ismail'le gelecek basarisizliga razi oldugu icin mi Gaziantep macinda yuhaladilar daha Inonu'deki ilk sinavinda?
Tam amlamiyla karsit bir gorus olarak benimsenmesini istemiyorum fakat benim bir sualim olacak... Bizim su basarisiz buldugumuz genclerimiz, umit milli, genc milli, U19, U16 vesaire takimlarimizda tum dunyaya kafa tutuyorken, her daim abilerinin katilamadigi turnuvalara katilip iyi dereceler aliyorken nasil oluyorda bizim klup takimlarinda siritiyorlar? Mademki ecnebilerin 16 yadindaki topcusu 30 yasinda gibi olgun olabiliyor, e bizimkilerde o yaslarda onlari alt edebiliyorken nasil oluyorda abileriyle oynarken vasatin altina dusuyorlar? Burada ben iki seyi sorgularim ya klup tskimlarinin hocalari sevgili marpione'nin de belirttigi gibi daha garantici ve saglamcilik adina korkak davraniyor, yada bu cocuklarin beraber oynadigi abilerinde is yok... 92 yilinda akdeniz olimpyatlari sampiyonu olan genclerimiz 2000lerde tum avrupa ve dunyaya meydan okuyabilmisse ve bunuda kademeli olarak, terim, denizli ve senol gunes hocalarla yapmissa burada durup birazda bu cocuklara guvenip 2-3 mactan daha fazla sans verilmeli derim..
ynwa çok coolsun. bir dahakine kendi görüşlerimi değil de senin beğeneceğini yazmaya çalışırım. bilgin gökberk'e gıcık olurdum her yazısının sonunda "bence" yazıp durduğu için. kim bilir onun kaç yüzbin ynwa'i vardır.
ayrıca itiraf et. yazının hepsini okudun biliyorum :) okumadıysan da bu mesajdan sonra okuyacaksın.
Ahahah, su 'taraftar basarisizliga razi' kismina artik kicimla guluyorum. Ilk macinda Ismaili, 2-3 mac kotu oynayinca Burak ve S.Ozkan'i da yuhalayan benim zaten. Genc oyuncu zorla oynatilmaz, hatta hicbir oyuncu zorla oynatilmaz. Oyuncu formayi kapar ve oynar kardesim, bu kadar net. Ridvan ve Ismail net bir bicimde yetersizdir, bunu kabullenmeyip bunun uzerinden M.Denizli'yi elestirenler hala mi goremediler bunu? Simdi yetersizligini kabullenmek istemeyip 'bunlar bek degil' diyenler de var. Bildigin bek iste, gecen sene Antep ve Karsiyaka'da tum sezon bek oynadilar. Defansi ofansina gore kotu her kanat oyuncusu otomatikmen acik olmuyor beyler. Evra, Dani Alves ne kadar bek ise bunlar da bek, sadece arada seviye ve egitim farki var, onu da kapatiriz insallah. Ama dedigim gibi, daha cok firin ekmek yemeleri lazim. Bana gore Necip, Ridvan, Ismail 3'u de BJK'de ilk 11 oynayacak potansiyele sahipler, ama simdi degil. Hele ki Ridvan su an tam felaket, kendi ceza alani onunde rakibine bacak arasi atmaya kalkan oyuncudan simdilik birsey olmaz.
Ayrica sahane yazi olmus, ben ayrica bir Batuhan dokundurmasi bekledim, o eksik kalmis....
eline sağlık çok iyi analiz. arda, nasıl pozisyon almam gerektiğini rijkard'dan öğrendim diyorsa almamız gereken çok yol var. güya futbol okullarımız var ama sanırım ingiltere'deki futbol okullarındaki profesyonelliklerin çok ötesinde.
diğer temel problem ise gençlerin şans bulamaması. bunun için de türkiye kupası benzeri bir kupa daha organize edip takımların daha fazla maç yapması ve gençlerin bu maçlarda şans bulması sağlanmalı. veya A2 liginin cazibesi artırılmalı. örneğin Rıdvan A takımda oynayamıcaksa o hafta gidip A2'de mutlaka oynamalı. bunu yaparken de denizli çeşme'de olmamalı. oyuncusunun durumunu iyi görüp ona hatlarını vs iyi anlatmalı.
futbol kültürü iyi olan b,r millet değiliz. temel sorun burda. o yüzden futbol da mafya bozuntularının oyuncağı olmaya devam edecek bu ülkede malesef.
bu yazıyı da bir 1 nisan şakası sandım başta. ama yorumlara bakılırsa baya ciddi.
yahu adamın ilk 90 dakikası için biraz fazlaca uzun bi yazı olmamış mı? Valla helal olsun.
Rıdvan bu sene tüm maçlarda banko oynadığı için yetersiz görüldü. Toplayın bakalım kaç dk oynamış? Ayrıca İsmail'i hangi maçta kaç kişi yuhalamış? Abartıyorsunuz, önce bu çocuklara güvenip 3-4 maç üst üste 90 dakika oynatalım sonra olumlu ya da olumsuz uzun uzun konuşalım. Rıdvan'ı üzmeyin
Bu ismail ilk maçında yuhalandı hadisesini hala anlamadım ben yahu. ben o maçtaydım.
maçta y.d. protestosu vardı, tabata'ya küfür vardı ama ismail'e yuhalama falan yoktu.
2-3 üst üste pozisyonda rakibi omuz dalak fiziği koyunca bi oha yuh oldu diye hatırlıyorum
2 tane top kaybettiği için değildi yani.bir de her zaman olduğu gibi lan sağda boş adam vardı be (bu kadar kibar değil tabii) reaksiyonu oldu yahu.
belki de ben farketmedim nasıl olduysa
Yetenek her şehirden, her kulüpten çıkar, ama fundamental, eğitim, spor felsefesi her altyapıda verilmez. Bizim altyapımıza kaç yaşında giriyorsa sporcularımız, 7 yaşında diyelim, 7 yaşından itibaren beslenmeleri ile, ilk ve orta öğretimleriyle ve spor eğitimleriyle karşılamamız ve özkaynak düzenine dönmemiz lazım.
bir ismail köybaşı parasıyla 50 oyuncunun 7 yaşından 18 yaşına kadar eğitimini ve beslenmesini karşılarsın, bu çocuklar arasından bir ismail köybaşı, bir rıdvan şimşek, bir de onur bayramoğlu çıkmazsa ben de ne olayım. ama işte, bu uzun vadeli projedir, daha evvelden bu tipte bi yorum yazdığımda Jessie'nin dediği gibi, bir yönetim bunu şimdi uygulamaya başlasa meyvasını 10 sene sonra alabilir, 10 sene sonra burada olmayacaklarını bildikleri için kulübn parasını ismail köybaşı'na verip taraftarı coşturmayı tercih ediyorlar.
bu sistem beşiktaş spor akademileri ile desteklenirse, futbolcuların askerlik problemleri bile halledilir be. yolla askerlik dönemi gelen oyuncunu ağustos celbinde, ikinci devreye yetişir. fit döner hem birlikten :)
ama ben anadoludan gelen oyuncu ile birşey olacağını düşünmüyorum, kimse kusura bakmasın. artık yetenek geri planda kalıyor, arsenal'de futbolcular yetenekli falan evet, ama bakarsan hepsinin paslarının yerden gidişi bile aynı, adamlar pas vermenin eğitimini o yaştan alıyorlar. bizde bak, bir oyuncunun pası tıngır mıngır gider, diğeri düşmanına atar gibi atar, diğeri ara pası yapayım derken taca atar.
neyse duracağım yok benim. anadoludan futbolcu yerine özkaynak düzeni diyorum. altyapı eğitimini biz verelim, bencilce olacak biraz ama, işimize yaramayanın tanesini 500bin dolardan satsak, yine her biri maliyetini fazla fazla çıkarır. onların hepsi de futbolcu olmaz zaten. elenirler zaman içerisinde.
@BJK4EVER
batuhan'ı hem defalarca konuştuk zaten hem de o artık diğerleri ile aynı konumda değil. o çıkıp bir sürü maç yaptı hem bizde hem kiralık, "futbolunu" kabul ettirdi. o zaten bir adım önde. onun sorunu mental. adını bile anmak istemediğim o şişko bunu tehditle ve hethötle bile akıl edememişse ve denizli'nin geçen gün maçtan sonra söylediklerini duyunca onun epey umutsuz vaka olduğuna inandım ben artık.
@ryu
yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan?
adam oynamadığı için yetersiz değil, yetersiz görüldüğü için oynatılmıyor. çıkış noktaları farklı. siz "genç olsun taştan olsun" umuduyla sarılıyorsunuz bu çocuklara ve onların lehine tavır alıyorsunuz da kaçınız adamın antenmandaki halini biliyor? belki orda da hatalar yapıp duruyor? haberiniz var mı bunlardan?
@yılmaz
rıdvan değil sadece bu yazının konusu. o çok taze bir örnek olduğu için orda. sanırım sonuna kadar okumamışsın yazıyı, genel bir değerlendirme(m) bu. ayrıca sadece "berbat oynadı" gibi genel bir yorum yapmayıp gördüğüm en net -ve bir bek için hayati olan- hatasını da yazdım. maçı çıplak gözle izleyenler daha net görmüşlerdir eminim.
@tribal
gaziantep maçı olup olmadığından emin değilim -ve benim hafızam kötüdür ama- ben ismail'in inönü'de vasat da değil alenen çok kötü oynadığı için taraftarın ciddi tepkisini çektiği, hatta epey moral bozukluğu içinde oyundan alındığı bir maç hatırlıyorum gibi. yanılıyorsam hafızası daha iyi olan düzeltsin lütfen.
--o--
ayrıca ben ismail'in bu sezon aldığı şansları da yeterli görüyorum. bu kadar standart dışı inişli çıkışlı bir grafiği olan adamı kimse banko oynatmaz eğer takımında alternatifi varsa. acı ama gerçek bu sezon en iyi bekimiz 35 yaşındaki deli ibo'ydu. o da ne yapıyorsa artık sularına ilaç mı katıyor takıma gelen sol beklerin nedir, bir kişi de gelip kesemedi adamı yıllardır.
Türkiye'de genç futbolcuya sürümden kazanma mantığıyla yaklaşılır.
Belli bir yeteneği veya fiziği varsa kariyer olarak dikey bir yükseliş yaşar, bu yükseliş esnasında üzerine birşey eklenirse veya ekleyen olursa ne ala, olmazsa üzerine çok birşey katmadan en üst kademeye ulaşır.
Neden? Herkesin amacı bir an önce o futbolcunun üzerinden para kazanmaktır da ondan.
Yıllar evvel amatör semt takımlarındaki çocuklarla konuştuğumda korkunç şeyler duydum.
Alkolik - göbekli ''hocalar''ın tek yaptığı çocukları hababam koşturmak.
- Koşu bitti şimdi ne yapalım hocam?
- 20 tur daha koşun çocuklar
Geçen Ntvspor'da bir görüntü vardı.
Trabzon'da, futbolcu cenneti Trabzon'da farklı yaş gruplarındaki çocukların tamamı aynı sahada antrenman yapıyor.
Sahaya iğne atsan yere düşmez, dehşetengiz bir görüntü.
Kulüpler bununla uğraşmaz, onların umuru değil.Yaparsa federasyon yapar.
Efsane forvet Hakan Şükür:
Son vuruş özürlüsü
Efsane defans Bülent Korkmaz:
Topu oyuna sokmasını Galatasaray'dan göderileceğini öğrendiği zaman mecburen öğrendi
Efsane yetenek Hasan Şaş:
Tüm takımı çalıma dizip dönüp bir daha dizdiğinde Demirspordaki hocaları aferin diyordu
Efsane kaleci Rüştü Reçber:
Sadece refleksleri üzerinden yükseldi, kaleciliğe dair hiçbir özellik (yer tutuş, pozisyon alma, topu oyuna sokma) edinmedi.
O refleksler yaş ilerledikçe bitince de vaziyet malum.
Lejyoner Tuncay Şanlı:
Topu kaval kemiğiyle istop ediyordu
Bugün Arda Turan biraz olsun umut vaadediyorsa Ersun Yanal'ın farklı mevkilerdeki tedrisatının katkısı büyük.Onu da futbol dışı etmenler bitirecek gibi.
Başka sözüm yok hakim bey.
Genç oyuncuyu oynatacaksanız sezon başından itibaren bu güveni oyuncuya vermek lazım.Hazırlık kampındaki hazırlık maçlarında sürekli üzerinde durmak lazım.
Yukarıdaki yazının tamamına katılıyorum.Bundan 2 sene önce Batuhan muabbetleri dönerken forzaya da yazmıştım " bu takımda genç oyuncu olmaz, bu taraftar sabredemez" diye.
Bir kere bu genç oyuncuların en büyük eksiklikleri fizikleri.Necip ,Rıdvan ve İsmail oydadıkları bölge itibari ile köpek gibi güçlü olmak zorunda olan adamlar.
Necip ön libero oynuyor kol kalınlığı 29-30 cm filandır herhalde.Keza İsmail ve Rıdvan'da aynı şekilde.
Bu çocuklara nasıl olurda halter çalıştırmıyorlar anlamıyorumki.Doğru bir diyetle 3-4 ayda köpek gibi fizik yapabilecekken neden kendilerini geliştiremiyorlar aklım fikrim el vermiyor.
Serdar Özkan'da aynı şekilde 5 sene önce fiziği nasılsa şuan hala aynı.Adam hiç mi şut çalışmaz, hiç mi halter yapmaz inanılacak gibi değil.
Ben günde 8 saatlik bir işte çalışmama rağmen 3 aylık kıytırık bir diyetle boğa gibi olabiliyorken bu adamlar senelerce spor yapıp nasıl oluyorda çöp gibi kalıyorlar arkadaş :|
Yazı çok güzel; fakat bir başka arkadaşın da dediği gibi yetenek öğretilmez, öğretilemez. Kademeye girmek, pozisyon bilgisi vs. ise zamanla ister çalışarak deyin, ister oynayarak deyin öğrenilir de öğretilir de. İsmali ve Rıdvan'ın yetenekleri konusunda geçen sene Karşıyaka'nın ve Antep'in üç beş maçını izlemiş birinin pek şüphesi olacağını sanmıyorum. Yazıda eleştirilen yönlerine gelecek olursak geçen sezon bu oyuncular zaten kademeye girmeleri ya da pozisyon bilgileri ile değil hücuma olan katkıları ile konuşuldular, gündeme geldiler. Bizim biraz da üzerinde durmamız gereken konu sanırım bu oyunculara Beşiktaş'ın neler verebildiği. Lafa gelince çok büyük takımız; ama koca bir sezon boyunca bu futbolcuların oyunlarında eksik olduğu zaten bilinen yönlerinin gelişimine ne katkımız oldu?
Beşiktaş, Arsenal modelini uygulaasın. Gelecek sezondan itibaren altyapıdan 5-6 oyuncu çıkartsın, takımdaki 25 yaşını geçmiş bütün yabancılar yollansın genç, gelecek vaadeden yabancı adamlar alınsın bakın seneye kombine, forma satışlarıda patlar, kimsede birşeyi yuhalamaz.
Serdar Özkan bundan 2 sene evvel yuhalanmıyordu, bu sene Diyarbakır dışında içerdeki her maça giden biri olarak İsmail'in bir kere yuhalandığına şahit olmadım.
Sen insanlara sene başında asacaz, keseceazz namağlup şampiyon olucaz der, 30. haftaya kadar elindeki gençleri oynatmayıp şampiyonluk maçında oynatır onlarda bunu kaldıramazsa taraftar o maçın stresinden illa ki istemeden de olsa tepki verir maç esnasında. Mustafa hoca'yu beğenen biriyim ama bu seneki en büyük yanlışı gençlere yeteri kadar şans vermemesi oldu.
Seneye Fink'i severim ama gitmeli, yerine Necip ilk maçtan itibaren ilk 11'e yerleştirilmeli. Bakın 5-6. haftadan sonra ne kadar yetenekli bir ön libero kazanıyoruz.
Üzülmez Allah var bu sene iyi mücadele etti ama Hakan Şükür'ün düştüğü yanlışa düşüyor,bilerek kötü oynasın demiyorum ama yerini İsmail'e bırakmanın zamanı geldiğini kendisinin de farkında olması lazım. En azından 2 haftada bir basına çıkıp ''ben 40 yaşına kadar ilk 11 çıkmak için çalışacağım, takıma kimlerin geldiği umrumda değil'' mealinden açıklama yapacağına antremanlarda gitsin İsmail'e oyunun defansif yönünü öğretsin. Gerçek Beşiktaş'lılık sadece kendini 11'e kitlemekle olmuyor, git öğret gencecik terbiyeli bir adam var yanında.
Batuhan mental olarak beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Anlatılanlara göre maddi durumu iyi olmayan bir aileden kendisi, annesi babası hayatın zorluklarından çekmiş. Sen tam Türkiye'yi sallayacağın yaşa gel ve futbolu filan .iktiredip karıya kıza dal, aklım almıyor açıkçası. Hiç öyle gözükmüyor ama umarım çıkan haberlerin hepsi yalandır ve bu sene sakatlığından form tutamıştır. Çok büyük bir oyuncu olabilir ama çok üzülüyorum işte şu durumuna.
Rıdvan konusunda defansif yönü cidden ortada. Bu daha ilk maçı olduğu içinde böyle olmuş olabilir ama sivas maçında bile o kadar savunmacı adamı gördükten sonra Rıdvan oraya bir heyecan getirdi. Bindiren sağ kanat görmeyeli çok olmuştu. Seneye İsmail-Rıdvan bekini görmemiz Beşiktaş Arsenal modelini ele alacağını açıklamadan imkansız, çok gol yeriz diyen arkadaşlara katılıyorum fakat bir o kadar da gol atarız eğer bir sistem seçer ve onu hakkıyla yapmaya çalışırsak.
Çok istiyorum açıkçası bir senede olsa sırf gençlerden oluşan bir Beşiktaş'ı izlemek, ister 10. ister 15. bitirelim ligi ama bu en fazla 1 sene sürer. O bir sene içersinde hem mali tablo çok büyük ölçüde düzelir, hemde çok fazla yeni oyuncular çıkartırız, büyük bir örnek ve gelecek için büyük oyuncular olur.
sezonu erken açacak olmamızın bie faydası olur umarım genç oyuncularımıza
Arkadaşım hakikaten aynı maçı mı seyrettik senle.Rıdvan hayatının en acı protestosunu yermiş vs gerçekten şaka gibi bişiler yazmışsın :)Adamın birinci ligteki ilk defa 11 de oynadığı maç bu ona rağmen inanılmaz güvenli teknik ve de hızlı.Pozisyon hatası tabiiki yapacak oynadıkça azalacak bu.Senin Fenerbahçe maçında girebildiğin tek pozisyonda İsmail in imzası var iki kişiyi pazara gönderdi.Luganonun elle oynadığı pozisyonda da boboya pası veren oydu.Ne diyeyim saygı duymak lazım demekki oradan öyle görünüyor.
@marpione
yazıyı okudum, ben zaten rıdvanla ilgili kısmının bile yeterince uzun olduğunu düşünüyorum.
"Genç oyuncu" derken kimse korcan rüştünün yerine geçsin demiyor. ama icab ettiğinde de sudan çıkmış balık gibi olmaması için bir-iki maç oynaması lazım. Bu rıdvan için de geçerli.
inönüde oynadığımız ilk antep maçında kapalı tarafında topu ayağının altından kaçıran ismaile, kapalı altta yanımdaki 1 grup hayvan öncelikli olmak üzere kapalının bir kısmı tarafından yuhlandığına bizzat şahit oldum..
@RuFF
o senin azminden kaynaklanıyo bence :) necip i görünce benim de aklıma direk aynı şey geldi.. ön libero oynayacaksın, boy müsait de o fizikle ezilir bu adam direk... bu yazı çok iyi geçirmesi gerekiyo fizik açısından.. yoksa şimdilik tek top oynamaya çalışan, garanti oynayan ve şimdilik toplu oyunda sırıtmayan bi yapısı var..
"özetle, ne türk futbolunda genel olarak, ne de maalesef bizim camiamızda genç futbolcuların başarılı olarak sisteme dahil edilmesi ve bunun bir düzene oturtulması için gereken şartların hiç biri yok ortada. tam tersi olmaması için bir sürü neden var."
şu cümleyi kuran biri; ne şikeye, ne kötü tezahürata, ne sahadaki fairplayden nasibini almamış oyunculara, ne kasaplara, ne mafya yöneticilere vs vs karşı sesini çıkaramaz. işine geldiği zaman ortam böyle ne yapalım de, o ortamı o hale getirenlere edecek lafın olamaz o zaman. bi kere bizim ne istediğimizi bilmemiz lazım. mutlak doğruyu mu arıyoruz? yoksa ortamın gerektirdiği doğruyu mu?
-genç oyuncular oynamasın.
-niye?
-ortam müsaade etmiyor.
-hmm.. duydun mu falanca yönetici hakemleri tehdit etmiş.
-aa ne kadar yanlış.
-işte ortam öyle ya ondan, demekki öyle yapmak lazım.
-ama..
-sıs lan!
not: ismail'i yuhalayanlar da kapalı altın ön sırası. genç-yaşlı ayrımı yapmaz kendileri. her türlü oyuncuyu itina ile yuhalarlar. ibrahim üzülmez'e sormak lazım.
@ marpione
mesajından sonra da okumadım maalesef yazının devamını ama bir ara okurum söz :)
benim beğeneceğim görüşler yerine kendi fikirlerini yazmaya devam edebilirsin, o konuda bir sıkıntı yok ancak benim de senin görüşlerini beğenme zorunluluğum yok sanıyorum. bilgin gökberk kısmı ise "bence" lüzumsuz olmuş zira altı üstü görüşüne katılmadığımı söyledim o kadar.
@ suspicious1903
Bunun azimle alakası yokki.Bu adamlar sporcu her gün idman yapıyorlar.İdmandan sonra ağırlık çalışmak ve beslenmeni bol karbonhidrat ve protein üzerine kurmak yeterli olacaktır.
Ön libero ve bek oyuncularının özellikle boyları kısa ise çok güclü olmaları lazım.Ön libero olarak aklına Essien gelsin.Boyu kısa olmasına rağmen adamın boynu köpek sırtına dönmüş durumda.Kaldı ki Necip in boyuda uzun böyle bir şansıda var.
Rıdvan için konuşursak kendine Daniel Alvesi örnek alması lazım.Alves sahada basmadık yer bırakmıyor fizik olarakta kısa boylu olmasına rağmen çok güçlü.
Kilo almalarına da gerek yok.Kas kütlelerini arttıracaklar.Güç idmanı yapacaklar.Sokucaksın bunları 2 aylık bir programa basacaksın piramit sistem çalışmayı.Bak gör sonra nasıl Allah ağlatan oluyorlar.
O oynamasın defansı kötü bu oynamasın kademeye giremiyor,E bu adamlar ne zaman öğrenecek bunları.İbrahim üzülmez ve toraman bek oynasın 28 maçta 33 gol atalım
ağzına sağlık. kim oynarsa oynasın bir kulp takacak bir kitle çıkacak taraftar içinden. ferrari'ye bile sallamaya başlayanlar var. hem iyi savunma yapsın, hem iyi hücum yapsın, beşiktaş'ın topçusu olsun, adam olsun. kim mesela diyosun? karşılık alamıyosun. uzaydan indirecek adamı, ya da editörden yapacak. kafayı yediler. messi'yi transfer etmeden rahatlamayacaklar.
...omzuyla top sektirsin, 3 dil bilsin, yoga yapsın, fransız sinemasına ilgi duysun, greenpeace üyesi olsun, en kötü günü böyle olsun vs vs..
@marpione
Iste Batuhan'in olayi mental oldugu icin zaten dokundurma yapmani bekledim, yazinda bahsediyorsun ya.:)
@Ruff
Diyet konusunda da haklisin, bizimkiler eminim kuru-fasulye pilavi dayiyordur, hatta Vassell kendi futbol blogunda surekli kebap ve baklavadan bahsediyorum, yeterince aciklayici sanirim.
Birde su fiziksel guclenme mevzusunu bir ornekle aciklamak istiyorum. Yabanci bir spor kanalinda CR7 aldi C.Ronaldo belgeselini izledim. Cocouklugundan itibaren M.Utd'a kadar adamin her donemini anlatiyorlar. Ve adamin Sporting'de ve Manu'ya 17 yasindaki hali ile su anki halini gosterdiler, resmen aygir olmus adam. Adam sirf 2 sene Ferguson fizyoterapistlerin gozu altinda fitness calismis, protein ve kreatin destegi ile hayvan gibi olmus. Ki beni hayretlere gark eden baska birsey ise adamin kendi evine fitness salonu yaptirmasi ve kendi evinde bile agirlik calismasi. Yani bizimkiler kendi evine havuz veya dugmeye bastiginda kiz cikan jakuziler yaparken adam fitness salonu yapiyor. Simdi bir C.Ronaldonun 17 yasindan su ana kadarki fiziksel gelisimine bakiyorum, bir de Arda'nin giderek gobeklesmesine, sonra neden bizim bir dunya yildizimiz olmuyor lafini cok iyi anliyorum acikcasi....
@ian
aynı soruyu sana soracağım :
yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan?
o cümleden
"gençlere yatırım yapılmasını engelleyen nedenler bu saydığım şartlardır"
yerine
"ortam boktan o yüzden genç oyuncu yetiştirmeyelim"
anlamı çıkartmak için çok sağlam bir taş olması lazım idrak yollarında. yazının tamamından eğer benim "genç oyuncu almayalım ve oynatmayalım" dediğimi çıkarttıysan eğer daha vahim şeyler düşünüyorum ama söyleyip kalbini kırmayayım.
yanlış anladığın yetmezmiş gibi bir de diyalogla falan sulandırmışsın olayı laf sokma sevdasına.
bak not yazmış birisi mesaj penceresine, yazmadan önce bir yüksek sesle okuyun diye. lütfen okuduğumuzu da anlamaya çalışalım. duvara konuşuyormuş gibi hissettirmeyin insana.
Yazıdaki fikre genel olarak katılmakla beraber birkaç noktada farklı düşünüyoruz; onları belirtmek istedim.
Taraftar olarak tabii ki abartmaya meyilliyiz: emre çolak, serdar eyilik, aydın'ı yeni Arda/Hagi yapan gsliler kadar olmasın, bizim de Serdar Özkan'a "Sergen kadar yetenekli", Mehmet Sedef'e de "Sol ayağı süper" demişliğimiz çok.
Rıdvan resmi bir maçta ilk defa ilk 11 çıktı yanlış kalmadıysa aklımda, yaşını da göz önüne alırsak hakikaten kötü oynadığını düşünmüyorum.
Hücum yönü kuvvetli, bir defans oyuncusu olarak topa gayet hakim, süratli, yaptığı birkaç orta yerini bulmamış olabilir ama verkaçları, boş alana -ısırır gibi- yara-yara girmesi çok iyiydi. Pozisyonunu kaybedip adam kaçırmıştır tabii, kaçırır, ama bir düşünürsek 35 yaşında Liverpool maçında Benayoun'dan 3 tane gol yerken Üzülmez'in yaptığı hataları biliyoruz, defansif yönü çok kuvvetli olan Üzülmez az mı adam kaçırıyor? Kendisinden 6 sene daha tecrübeli olan Kaş sağ bek oynayınca nasıldı? Ya Ekrem'in felaket Antep maçı bek tecrübesi?
Yukarıda da denildiği gibi savunma tarafı öğrenilir bence, ama top sürüşü, hız ve boş alanları görme özellikleri biraz da doğal yetenek. O ışığı gördüğümüzü düşünüyorum, özellikle de 91-92 doğumlu olan biri için bu çok büyük özellik. "Kumaşı iyi" geyiği artık komik hâle gelmiş de olsa biraz doğru bence.
Bu aynıları İsmail için de geçerli. Trabzon maçında Bobo'ya verdiği pas, Ankaragücü maçında (savunmaya çarpmış da olsa) uzaktan çekip attığı gol, CSKA maçındaki gol pası... Bütün bunlar İbo'nun kariyeri boyunca yaptığı ofansif katkıyı geçer bile bence.
Savunmayı öğretmek oynata-oynata olacak. Belki de bu sezon erken kopmamız bu yüzden hayırlı oldu, son maçlarda Rıdvan, Necip ve İsmail'i daha fazla izleyebileceğiz.
Kuvvet konusunda yorum yapan arkadaşlara katılıyorum, Avrupa'da -eğer Barcelona değilseniz- ensesi kalın olmayan 17-18'lik futbolculara ekmek yok (misâl Rooney, John Obi Mikel vs vs). Özellikle bek veya ön libero iseniz bu doğru.
Bizde de aslında Batuhan'ı bıraksan Servet'i teke tekte alma ihtimali var ama karaktere çok önem vermemiz yüzünden forma yüzü görmesi zor.
M. Denizli'yi çok seviyorum ama elinde Cristiano Ronaldo olsa idi "önce efendiliğini bilecek" tarzı yorumlarla oynatmazdı büyük ihtimalle. Ferguson ise döve-döve oynattı ve adam son 3 senedir dünyanın en iyi 3 futbolcusu arasında. Ferguson şimdi aynısını Nani'ye de yapıyor, birkaç seneye o da böyle olur.
Ertuğrul Sağlam'ı karakter olarak bizim takımın başına yakıştıramıyordum, hatta belki ona sezon sonuna kadar sabredilmiş olsa şampiyonluk gelmezdi ama Batuhan şu anda ilk 11 oyuncusu idi. Kim bilir...
@ marpione
tekrardan okudum yazdıklarımı. yanlış birşey göremedim ben. ben burada insanlara değil zihniyetlere yorum yapar gibi yazıyorum. yani yazdığım şeyin seni kızdırmasına anlam veremedim. kişisel bir çaba içinde değilim.
ayrıca "buranın kralı benim" havasında beni uyarmışsın, tarzıma kızıp aynı tarzda karşılık vermek de çelişkili olmuş. olsun, ben kızmadım. kalbini kırmayayım falan demişsin, gerek yok bu tarz şeylere, nasıl kıracaksın.
laf sokma sevdası falan da yok. sana söylemiş gibi algılaman yersiz olmuş. yazından alıntı yapmam öyle bir algıya neden olduysa, o da benim hatamdır. kusura bakma. ama arkasındayım hala söylediklerimin.
kişisel tartışmayı bırakıp, posta dönersek; bir insan ya birşeyleri değiştirmek için uğraşır (mutlak doğru), ya da var olan düzenin kurallarıyla devam eder (pragmatik doğru). ben bu konuda mutlak doğru tarafındayım. olayım budur yani.
@ian
o forum yöneticisi modunda o yüzden bazen o tarz çıkışlar yapıyor malesef:)
@ian
ilk yazdıkların yazının bir paragrafını alıp onu yazının genel içeriği dışında yorumlayarak beni şikecilerin şakşakçısı, her pisliğe eyvallah diyen adam durumuna sokuyordu.
bu da beni sinirlendirdi çünkü tespit ile kişisel fikirleri (ya da senin söyleyişinle zihniyeti) karıştırıp, bu tespitlerin benim kişisel fikrimmiş gibi yorumlanmasından hoşlanmadım.
"durum budur" demek ile "bunlar normaldir" demek arasında fark var.
benim yazımdan alıntı yapıp "şu cümleyi kuran biri" diye lafa girersen eleştirinin bana yapıldığını düşünürüm. benden başkası o cümleyi kurmuyor çünkü.
yazdıklarımın bu şekilde çarpıtılması beni rahatsız (hatta mutsuz) etti, o kafayla yazdım. açıkçası senden bu çeşit bir tutum görmek de şaşırtmıştı beni çünkü yazdıklarını takip ettiğim ve beğendiğim yorumculardan birisin. şimdi sen konuyu açıklığa kavuşturduğuna göre olanları unutup önümüze bakabiliriz umuyorum.
@ryu
kısa sürede iki konuda fikir uyuşmazlığı yaşadık diye böyle yapma lütfen. yazdıklarına bazen katılmasam da seni de takip edip yazdıklarına değer vererek okuyorum. tartıştığımız konularda sana yönelttiğim sorulara cevap vermek yerine böyle beni kötü gösterme çabalarını da hiç yakıştıramadım.
Yorumcular genellikle yazının ana fikrine katılmışlar. Doğrudur, genç futbolcudan büyük takım futbolcusu yapmak zordur. Ancak Beşiktaş son 5 sezonda kaç tane maçı büyük takım gibi oynamış ki, bu takımda kanat hücumu yapılabileceğine dair umut uyandıran iki tane adama ilk onbir layık görülmüyor? Nobre denen vasıfsızın santrofor oynatılabildiği takımda Batuhan'ın zihniyeti mi engel onbir oynamasına?
Üçünü de izledim, İbrahim Kaş ya da Ekrem sağ bek pozisyonunda hiç bir koşulda Rıdvan Şimşek'i kesemez.
İbrahim Üzülmez için aynı şeyi söyleyemem İsmail Köybaşı karşısında. Burada da, şu soru ortaya çıkıyor? Rakibe sırtını yaslayıp faul ala ala maçı bitiren İbo'mu? Yoksa rakip takımın aut çizgisinden gol pası verebilecek, uzaktan şut atabilecek, isabetli orta yapabilecek, verkaçla ilerleyebilecek İsmail Köybaşı mı? Her iki bekte de Beşiktaş'ın as oyuncusu olabilecek potansiyel var, bir sonraki sezonu beklemeye gerek yok. Adam gibi bir sezon başı kampı, özgüven verecek şekilde bir kaç maç üst üste ilk 11ve deneyimli hocaların (gökhan, ulvi?) özel ilgi ve desteği yeterli.
Bu tercih konusu aynen sigarayı bırakmak gibidir: Sigara içmezsen yemeklerden sonra, çayla, içkiyle vs. aldığın keyfi kaybetmekten korkacağına, sigarayı bırakmanın sana kazandıracaklarına (zinde bir sabah, düzgün bir ağız tadı ve ferah bir boğaz, sağlıklı bir ciğer vs.) odaklanırsan daha kolay bırakırsın bu mereti.
Tercihinizi yapın, 1,5 maç oynamış Rıdvan'la ne Kaş, ne Ekrem kıyaslanır. Dani Alves'i ya da Gökhan Gönül'ü almayacağımıza göre, bekimiz budur. Büyük takımsan, İso'ya da buna da kademeyi öğretirsin. Öğretemezsen bi nane değilsindir zaten.
Yalnızca bu dördü, yani Necip, İso, Rıdvan, Batuhan tam bir sezon 25-26 yaşlarında yabancılarla ve Rüştü ile Toraman'la oynasınlar, o sezonu ilk altıda bitirmemeye razıyım. Ertesi sene izleyin bakalım o takımı. Beşiktaş'ın çıkar yolunu Okay Karacan Zaman gazetesinde yazdı, ilgilenen bulur yazıyı, transferle vs. ile FB ve GS'ye karşı rekabet edemeyiz. Bize 89'un takımını yaratan 2 yıllık sükunet, sabır ve proje gerek..
@farfallone
Kardeşim ağzına sağlık kesinlikle katılıyorum sonuna kadar yazdıklarına.Türk oyuncu bulmak zorundaysa bu takım işte genç,yetenekli çocuklar elimizde üstelik 4 ü de kendine güveniyoki bu en güzeli.Rıdvan ilk maçı olmasına rağmen rakibinin üstüne gidip artistik hareketler yaptı misal,İso manchester da aynısını obertan a yapmıştı bunlar genç oyuncu için en önemli özellikler çünkü sorumluluk aldıklarını gösterir.Batuhanın kendine güvenini söylemeye gerek yok zaten :))
Bence bu sene her mevkide birer yabancı dışında tüm yabancıların gönderilmesi gerek.Bence Ernst,Ferrari,Bobo,Delgado kalabilir.Nasılsa Avrupa ya gitmek de yalan oldu tam sırası revizyonun.Yetenekli U20ve altında alabileceğin gençlerden al kapa transferi .Hem de bütçeni düzeltmiş olursun.Bir arkadaş yazmıştı bu dörtlünün yanına oynayabilecek bir iki tane daha genç olsun onbirde stat full çekmezse başka da bişi bilmiyorum ben.10 uncu da olsak önemli deil.Bir sonraki sene oturan iskelete yap yabancı transferini .
Taraftar sabretmez düşüncesi genelde genç oyuncuların oynatılmamasının ilk sebebi olarak sunuluyor bizlere.5-6 yılda bir şampiyon olan takımın taraftarı olarak sabır konusunda ihtisas yaptığımızı düşünüyorum.Kimlere sabretmedik ki bu gençlere etmeyelim.Futbolcu maç yapmadan sadece idmanla felan gelişemez elbette extra idmanlar yapılır ama maç yapmak ayrı bir olaydır.Oynatılmadan bu oyuncular nasıl gelişecek? İsmail ve Rıdvan'ın savunma yönleri eleştirilmiş hep anladığım kadarı ile Mustafa Denizli zihnimize kabul ettirmiş savunma futbolunu.Hücum etmek savunmaktan zordur çok fazla taktik çalışma ve veryasyon gerektirir.Topu oyuna sokamayan ve sadece savunan beklerle oynamak sanki kaderimiz oldu.Büyük takım gibi oynasın diyoruz ama savunması zayıf etiketi yapıştırıp yetersiz diyoruz.Ama asıl mesele bu da değil.Ekonomik anlamda malesef kötü durumdayız ve sadece şampiyonluk düşüncesi ile para harcayıp duruyoruz.Hadi diyelim ki bu gençler yetersiz oynayamaz peki tonla para harcanıp alınan oyuncular yeterli mi ve takım şu an başarılı mı? Ayrıca ülke içerisinde alabileceğimiz yabancı olmayan yeterli yerli oyuncu kim?? İsimleri ortaya koyalım ki çözüm var mı yok mu tartışalım..
@ marpione
ben alınacağını düşünmedim, çünkü ortaya söyler gibi, bir zihniyeti eleştirir gibi yazmıştım. açıkladım zaten yukarıda kişisel olmadığını. bundan sonra yanlış anlaşılmamak için dikkat etmek lazım. insan hassas olduğu konularda bazen iki adım sonrasını düşünemeyebiliyor.
bir de insanın hayatında önemli bir yer tutan beşiktaş var, ve işin ucunda o beşiktaş'ın en güzel güzel yıllarını yaşadığı bir anlayış varken..
neyse, dediğin gibi ileriye bakmak lazım.
@ farfallone
yorumuna katılıyorum. son paragraftaki rekabet durumuna bir ek olarak, diğer iki takıma x bir adam gelir, yıldız derler, adam bir adam önde başlar.
beşiktaş bir adam alır, bir daha ağustos ayından o adamı tartışmaya başlarız. bu tarz faktörler de var, biraz düşünmek lazım üzerine.
---
taraftar sabretmeli bence. benim doğrum budur. farazi konuşuyoruz tabi şuanda, 6 yılda bir şampiyon olup, geri kalan yılları kaosla geçirmek var, bir de planlı projeli sağlam gelmek var. bunun dışında, başarı iki adam takviyesi ile de olur, para bol tabi :/
Bu yaz sonunda yayinlanacak denetim raporunu heyecanla bekliyorum, bakalim ne kadar iflas ediyoruz...
Hem yönetim, hem taraftar yanlış oyunculara odaklanmış durumda. Bakın izleyin a2 maçlarını, Nobre şu hali ile 10 tane Batuhan eder.
Beşiktaş'ın a2 takımdan asıl üzerinde durması gereken oyuncular Ali Kuçik ve Furkan Şeker'dir. Gerçekten çok ama çok iyi oyuncular.