2 Ocak 2010 Cumartesi
Son On Yılın Unutulmaz Beşiktas Maçları
Öncelikle herkese mutlu yıllar; Acısıyla tatlısıyla hayatımızdan bir sene daha eksildi.Yeni yılın herkese sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl getirmesini dilerim. Malum futbol da şu sıralar ölü sezonu yaşasak da geride bıraktığımız son on yıl da Beşiktaş adına birçok unutulmaz maç yaşandı. Bunların arasından en dikkat çekenleri paylasmak istedim;
10) 19 MAYIS 2005 || Besiktas - Ulker (Beko Basketbol Ligi Yarı Final 1. Maçı)
Listeye 10. sıradan giren maçımız bir basketbol maçı. 2005 yılına kadar ligimiz Efes - Ulker ve diğerleri olarak adlandırılırdı. Ama 2004-2005 sezonunda bu tabular yıkıldı. Sezon içerisinde 2 defa yendiğimiz Ulker karşısında Plyoff yarı finalinde eşleşmiştik. Saha avantajımız da bizde idi. El Amin - Varda ve Haluk Yıldırım'lı kadro harika bir sezon geçirerek bunun ödülünü final oynayarak almak istiyorlardı. Akatlar'da o gün inanılmaz bir atmosfer vardı. Salonda 5.000 kişi bi o kadar da insan dışarda idi. Maç başa baş giderken Ersan Ilyasova'nın benchden gelip aldığı cok onemli 2 hucum ribaundı ve arkasından gelen Stombergas ve Kerem'in uclukleri skorda bir anda Ulker'in öne fırlamasına neden olmuştu. Ama Akatlar galibiyete o kadar çok inanmıştı ki bir önceki sezonun MVP El Amin'in yüzünde ki hırs son periyot da ödülünü vermişti. Son periyoda kadar kafaları kurcalayan iki şey vardı; Biri El Amin'in ne zaman sazı eline alacağı bir diğeri ise hakemlerin tutumu idi. Son periyoda girilirken El - Amin'in 7 sayısı vardı ve son periyot da içine tek kelime ile T-Mac kaçmış gibi tam 26 sayı atarak takımı maça ortak etti. Ve unutulmayan son 4 saniye skor 71-71 ; Ulker kendi pota altından topu oyuna sokarken bir anda El Amin'in faulu geliyor butun salon bir anda ne olduğunu anlamıyor bench ise yüzlerinden; Ulan El Amin o kadar getirdin şimdi de ortalığın canına okudun gibi bir yüz ifadesi ile serbest atışların basket oluşunu izliyordu. Skor 71-73 olduktan sonra da salonda büyük bir sessizlik hakimdi. El-Amin pota altından topu alıp direk yarı sahayı geçip topu potaya yolluyor. Ve daha sonra hatırladığım bütün Akatların bir anda salona inmesi idi. Bu basket ise, bu maçın unutulmazlar arasına girmesini sağladı.
9) 16 Eylül 2000 || Beşiktaş - Fenerbahçe (3-0)
Yine unutulmazlar arasına girmesi gereken bir diğer maç ise, Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'nin başında iken Balic - Rapaiç değişikliliği ile 6 yabancı kuralını ihlal ettiği ve 3-0 kazandığımız maç.
Beşiktaş: Ike Shorunmu - Dimitri Khlestov, Ümit Bozkurt, Erman Güracar - Nihat Kahveci(dk. 63 Rahim Zafer), Miroslav Karhan, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez, Markus Münch - Ahmet Dursun (dk. 69 Mehmet Özdilek), Nouma
8) 2 Aralık 2001 || Fenerbahçe - Beşiktas (1-2)
Bir takım düşünün üst üste 24 lig maçını kazansın ve bu konuda rekorun sahibi olan Arjantin'in River Plate takımının rekorunu egalini egale edip tarihe gömme şansını yakalasın. Işte bu unutulmaz maçında anlamı buydu. Yer Şükrü Saraçoğlu Stadı Beşiktaş cephesinde maç öncesi Daum'un istifası cebinde takım moralsiz biçimde gelmişti.
Yağmurlu bir havada oynanan maçın ilk yarısında Fenerbahçe daha baskılı oynuyordu, ancak Norveçli kaleci Myhre 2 önemli pozisyonda gole izin vermedi. 34. dakikada ise saha karıştı, taç çizgisi kenarında Mirkoviç, Tümer'e arkadan çok sert girdi. Tümer de karşılık olarak Mirkoviç'e yerden tekme salladı. Olaylar yatıştıktan sonra hakem Orhan Erdemir, Mirkoviç ve Tümer'e kırmızı kart gösteriyordu. Dakikalar 50. dakika yı gösterdiği Abdullah Ercan'ın şansı yine yanında oluyor ve kullandığı serbest vuruş hiç kimseye dokunmadan ve meşhur Myhre bakışları içinde ağlara gidiyor ve Fenerbahçe bu golle 1-0 öne geçiyordu. Ama cevap geçikmedi ve Ali Eren !!! 'in ortasında Tayfur aşırtıyor ve Ronaldo ayak koyup skoru eşitliyordu. Daha sonra klasik hale gelen Bayram-Sertan değişikliği yaşandı. Ve 77. dakika da Sertan'ın yine duran top sevdası pekişip korner kullanmak için topun başına geçti, kullandığı kornerde altıpasın zuak köşesinde topla buluşan Ronaldo plase bir vuruşla hem kendisnin hemde Beşiktas'ın ikinci golunu atarak hem bu maçın unutmaz oyuncusu oldu hem de maçı unutulmazlar arasında yıllar sonra hatırlanmasını sağladı.
Beşiktaş: Thomas Myhre- Ali Eren, Ronaldo Guiaro, Ahmet Yıldırım, İbrahim Üzülmez (dk.86 Ümit Bozurt)- Zübeyir Baya (dk.82 Dimitri Khlestov), Tümer Metin, Yasin Sülün, Tayfur Havutçu, Bayram Bektaş (dk. 70 Sertan Eser) - İlhan Mansız
7) 25 Şubat 2008 || Beşiktas73 -53 Hapoel Jeruselam (Uleb Cup 2.Tur 2. Maçı)
Beşiktas basketbol tarihinin en pahalı kadrosunu kurduğu sezon da takımın başına da bu bütçeyi güvenebileceği ellere yani Ergin Ataman'a emanet etmişti. Normal sezonu liderlikle tamamlayan ve harika bir sezon geçiren Beşiktas Uleb Cup'da da yolu dolu dizgin devam ediyordu. Yenilgisiz çıktığımız grupta rakibimiz Hapoel Jeruselamdı. Ve Ilk maçı deplasmanda şansız biçimde 15 sayı farkla kaybetmiştik. 25 Şubat akşamı salon yine inanmış biçimde hınca hınç doluydu. Takımı bu noktalara getiren Preston Shumpert maç boyunca 4 sayıda kalmış ve tam farkı açarız dediğimizde de rakibin hamlesi ile karşı karşıya kalmıştık. Son periyot da ilk dakikada her iki ekipte sayı üretememişti önce Drobnjak sonra da Christian Dalmau'nuın basketiyle 33. dakikayı 59-48 önde geçti. Ve daha sonra kilit çozuldu taraftarının da desteğiyle rakibine büyük baskı kurup salondan 20 sayı farkla 73-53 galip ayrılıp unutulmaz bir zafere imza atılmıştı.
6) 24 Ocak 2004 || Beşiktaş - Samsunspor
Unutulmaz maçlardan şimdi ki maçımız ise Türk Futbolu açısından olumsuz anlamda yerini alabilecek bir musabaka; Cem Papila'nın 5 kırmızı kart göstererek belki de Beşiktas'ın o sezon ki çöküşüne sebebiyet veren maç olan Samsunspor maçı sadece Beşiktaş için değil Türk futbolu için 2000'li yılların en acayip maçlarından biri idi.
5) 19 Eylül 2000 || Beşiktaş 3-0 Barcelona (CL Grup Maçı)
Daha üç gün önce yine unutulmaz maçlar arasına giren Fenerbahçe'yi 3-0 yenmenin morali ile çıkılıyordu dünya devi Barcelona karşısına. Maç öncesi belki de yıllar boyunca hiçbir Türk takımının Barcelona'ya karşı başaramayacağı tarihi farkı akıllarından ucundan bile geçirmeyen Beşiktaş taraftarı ilk Milan maçının endişesi ile stadın yolunu tutuyorlardı. Maçın başında bu endişe takıma da yansımış gibiydi. Ilk 20 dakika bir türlü oyuna ortak olamıyorduk ama ilk 20 dakikadan sonra yavaş yavaş takım pas yapmaya ve pozisyonlara girmeye başladılar. Rivaldo ile adam adama oynayan Tayfur'un Rivaldo'ya nefes aldırmadığı ve Ibrahim Uzulmez'in Munch ile beraber solda Overmars'a nazire yaparcasına oyunundan sonra taraftarlar da iyice havasını bulmuştu. Ve 38. dakika da Nihat'ın jeneriklik ortasında Ahmet Dursun'un yine fırsatcılığı ile attığı gol belki de tarihi bir zaferin habercisi idi. Çunku o golden sonra istikrarsız bir sezon geçiren Barcelona tamamen dağıldı. Oyunun hakimi olan Beşiktas'dı ve 2.yarıda önce Ahmet Dursun sonra da Ibrahim Uzulmez'in sol çizgiden getirip yaptığı harika pasla Nouma'nın ikinci şansında attığı golle sahadan 3-0'lık tarihi bir zafer ile ayrılıyorduk.
4) 9 Aralık 2003 || Chelsea 0-2 Beşiktas (CL Grup Maçı)
Ingiltere zaferlerimizin başlangıcı Chelsea maçı ile başlıyor diyebiliriz. Roman Abramovic'in yeni takımı satın aldığı zamanlar ve yapılan transferler bir kenara maç öncesi benim en çok merak ettiğim soru acaba Lucescu yine 3-5-2 sistemi ile mi takımı sahaya sürecek yoksa 4-4-2'ye dönüş yapacak mıydı sorusuydu ki kadroları açıklandığında 3-5-2 oynadığımızı görünce içimi bir korku saldı bir anda. Maçın ilk 25 dakikasının nerede ise 10 dakikasını pas yaparak geçirdik. Dakikar 25'i gösterdiğinde yine tarihi bir maç ve yine başrolde büyük kaptan Ibrahim Uzulmez vardı. Bir duran topta Ilhan Mansız kendisinden topu isteyen Ibrahim Uzulmez'in koşu yoluna topu bırakıyor ve Ibrahim Uzulmez de topu kale alanı önüne doğru ortalıyor ve Sergen kariyerinin en anlamlı gölünü atıyordu. O golden sonra Ingilizler büyük bir şaşkınlık içerisinde iken 2. gol geldi. Cordoba'nın aut atışından gönderdiği topu takip eden Sergen Yalçın önce topa müdahale etmek istedi ancak kaleci Cudicini boşa çıkıp savunma oyuncuları da topa müdahale edemeyince topu bir kez daha ağlara göndererek hem kendisinin hem de takımın 2.golünü atıp tarihe adını altın harflerle yazdırıyordu. 2. yarıda ise maç tamamen bizim yarı sahamızda geçmişti; Takım savunmasında inanılmaz bir direnç örneği gösteriyorduk ki Ilhan Mansız'ın düdükten sonra vurduğu ikinci topta gördüğü kırmızı karta rağmen takımın direncinde hiçbir eksilme olmadan tarihi bir zafere imza attıldı.
3) 17 Nisan 2005 || Fenerbahce 3-4 Beşiktas
Bu unutulmaz maçın özetini direk vermek istiyorum;
17 Nisan 2005 gecesi saat 19.00'da Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda bulunan Fenerbahçeli, Beşiktaşlı taraftarlar, yöneticiler, futbolcular, görevliler ve televizyonları başındaki milyonlarca sporsever, sadece 90 dakika süren bir derbi mücadelesi izlemedi. Aynı zamanda Beşiktaş'ın yazdığı tarihin de tanıklığını yaptı.
Derbi öncesinde çok şeyler söylendi; yazıldı, çizildi. Ancak hiçbiri gerçekleşmedi. Beşiktaş, tarihinin sayfalarına altın harflerle yazılacak bir doksan dakikaya başladı. Fenerbahçe Anelka ile Tuncay ile geldi. Alex ile Selçuk ile Cordoba'yı denedi. Binlerce Fenerbahçeli, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nı Beşiktaş'a dar etmek istedi. Ancak golün adı Tümer'di. 27. dakikada Tümer Metin yükseldi, topu rakibinden söktü. Luciano'nun üzerinden aşırdı. Kaleci Rüştü ile karşı karşıya kaldı. Kendisini takip eden savunmanın pozisyonu bozma çabasına, açıyı kapatmak için üzerine doğru gelen kaleciye karşın, muhteşem top kontrolü ve vuruşu ile Beşiktaş'ı 1-0 öne geçirdi.
Kadıköy'de 1800 Beşiktaşlı sevinç çığlıkları atıyor, televizyonları başındaki Siyah-Beyazlılar havaya sıçrıyor, Fenerbahçe tribünleri buz kesiyor, Fenerbahçeliler'in ağzını bıçak açmıyordu. Ancak hiç kimse bu golün bir destanın başlangıcı olduğunu da henüz bilmiyordu.
34. dakikada Fenerbahçe Luciano'nun rövaşata golü ile skoru 1-1'e getirdi. Bu sefer sevinme sırası sarı-lacivertlilerindi. Ancak bu sevinç de fazla uzun sürmedi ve sahneye bu sefer John Carew çıktı. İlk yarının uzatma dakikalarında daha önceden çalışılmış bir organizasyonla Rüştü'yü mağlup etti.
Beşiktaşlılar biliyordu; Kadıköy'de yenilmeyeceklerdi. Beşiktaşlılar biliyordu; tarih tekerrür edecek ve Fenerbahçe'nin rekoru bitecekti. Beşiktaşlılar inanmıştı; çünkü sahaya Hakkı Yeten ruhuyla, 100. yıldaki şampiyonluğun kutlandığı formalarla çıkmışlardı ve yenilmeyeceklerdi.
2. yarıda sahada kendine güvenen, galibiyete inanan ve atmosferden hiç etkilenmeyen bir Beşiktaş vardı. Beşiktaş atıp, kaçıyor. Fenerbahçe kovalamaya çalışıyordu. 69. dakikada yine böyle bir sahne yaşandı. Alex, Carew'in golüne yanıt verdi, skor tabelası eşitlendi (2-2).
Dakikalar 76'yı gösterdiğinde Ahmed Hassan'ın çabasıyla kapılan top, İbrahim Akın'ın önüne geliyor, genç oyuncumuz da önce kaleye bakıp, atacağı yeri belirliyor, sonra da Milli kaleci Rüştü Rençber'in kapattığı köşeden meşin yuvarlağı ağlarla buluşturuyordu. Bu Kadıköy'de yazılan destana yakışır, muhteşem bir goldü. Yine Fenerbahçe tribünleri susmuş, Beşiktaşlılar ayağa kalkmış, tek bir ağızdan haykırmışlardı, "Biz Beşiktaşız, rekor tanımayız."
Fenerbahçe, bu sezon Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda tam 14 maç yapmış ve hiç bir maçını kaybetmemişti. Fenerbahçe, üstelik bu 14 maçta sadece kalesinde 4 gol görmüştü. Ancak dakikalar 76'yı gösterip İbrahim Akın, fileleri havalandırdığında bu rekorlarının Beşiktaş'a sökmeyeceğini herhalde hissetmişlerdi.
Maçın hakemi Bülent Demirlek, takdir haklarını Fenerbahçe'nin lehine kullanmasına karşın, en büyük hatasını Tuncay'ın ceza sahamız içinde kendisini yere atmasını O'na sarı kart göstererek değil de, Beşiktaş'ın aleyhine penaltı çalarak değerlendirmesiydi. İşte bu an Kadıköy Destanı'nın da yazıldığı andı. Cordoba'nın haklı tepkisini sarı kart ile cezalandırarak, Kolombiyalı kalecimizi 2. sarı karttan kırmızı kartla oyundan atan Demirlek, bir anlamda Pancu'nun kalede devleşmesine de fırsat tanımış oldu. 3 değişiklik hakkını kullanmış olan Beşiktaş, hem kalecisiz kalmış, hem de gol atması için oyuna aldığı ve diri futbolcusu Daniel Pancu'yu kaleye geçirmek zorunda kalmıştı. Penaltıyı Alex golle sonuçlandırıp skoru 3-3 yapmasına karşın, henüz Beşiktaş son sözü söylememişti.
Beşiktaş'ın son sözünü söylemeden önce sahadaki kadro şöyleydi:
Kalede; Daniel Gabriel Pancu
Savunmada; Guiaro Ronaldo, İbrahim Toraman, Çağdaş Atan, Ali Güneş
Orta Sahada; Ahmed Hassan, Koray Avcı, Tayfur Havutçu, İbrahim Akın
Forvette; John Carew
Fenerbahçe kalede Pancu'nun bulunmasını fırsat olarak görüp, şutlarla, kafalarla Rumen oyuncuyu denemesine karşın, Pancu'nun gol yemeye hiç niyeti yoktu. Yemedi de...
Böyle bir mücadelenin, böyle bir özverinin, böyle bir ruhun hakkı elbetteki galibiyetti. O da Koray Avcı'nın muhteşem golüyle geldi.
2) 24 Ekim 2007 || Beşiktaş 2-1 Liverpool (CL Grup Maçı)
Ve listede son iki maça geldik. Tigana gider ayak bize yaptığı en güzel iyiliklerden biri de 3 sene sonra Inonu'de bize Şampiyonlar Ligi maçı seyrettirmek olmuştu. Inönü ' ye gelen herkes bu özlem ile stada geliyordu. Ve bu heyecan ve özlem stad da maç boyunca inanılmaz bir atmosferin sağlanmasına neden oldu. Maçın başında yaşanan karambolde hatalar zinciri ile gelen gol, Chelsea maçında atılan 2.gol gibi yine bir zaferin işareti gibiydi. Golden sonra taraftarların inanılmaz desteği zaten maçı bırakıp taraftarları izlememize neden olmuştu. 2.yarı da ise bu durum değişmedi kontrollu oyunumuz devam etti. Dakikalar 75'i gösterdiğinde ise Tello'dan Higuain'e harika bir kısa pas geldi. Higuain süratle ceza sahasına girdi fakat Istanbul'dan kardeşine selam yollama şansını yakalayamadı ve mutlak bir gol pozisyonundan yararlanamadı. Bu pozisyonun hemen ardından daha çok risk alan Liverpool açıklar vermeye devam etti ve yine büyük kaptan Ibrahim Uzulmez'in (Barcelona 3.gol,Chelsea 1.gol) defansın arkasına Bobo'yu kaçırarak attığı pas ve gelen gol ile skor 2-0'a geliyordu. Daha sonra Liverpool'un baskısı ve gelen gol de sonucu değiştirmiyordu ve Inonu'de tarihi bir zafer yaşanıyordu.
1) 25 Kasım 2009 || Man.Utd 0-1 Beşiktaş (CL Grup Maçı)
Ve bu unutulmaz zaferi anlatmak benim haddim değil diyip bizzat Ingiltereden maçı takip eden jessie ve yuki the zorba'nın izlenimleri ile sizi baş başa bırakıyorum;
jessie@ Ingiltere Izlenimleri
yuki the zorba @ sweet november and old trafford
Etiketler:asisttime
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
30 Yorum:
küçük bir düzeltme. el aminin son saniye üçlüğünde önce durum 71-73 idi. sonra üçlükte durum 74-73 oldu.
bence 100.yıldaki gs maçının da olması gerekirdi.
sergen attı şampiyonluk geldi,hatırladığım ilk şampiyonluğumuz.
Söyleyeceğimi yanlış anlamazsın umarım asistime
Kinaye yada dalga geçme maksadında söylemiyorum ama bu listede liverpool deplasmanıda olmalıydı. son 10 yılın değil bence tarihinin en unutulmaz 10 maçından birisidir. İyi yada kötü
Ulker ve Happoel maclarinin atmosferinin Inonu de yasanmasi imkansizdi. O yuzden o iki macin apayri bir yeri var. Ozellikle El Amin in 2 saniye icinde tribunlerden once ''hay ben senin..'' sonra ''kocum benim bee'' lere maruz kalmasi cok degisik olmustu. Sampiyonluk sansini o sezonku gibi bir daha yakalayabilecegimizi zannetmiyorum, belki bi 30 yil sonra.
Hapoel macinda takim farki arttirsin diye Akatlar da tribunde 5000 kisinin ikinmasinin yarattigi metan gazi bulutu uzaydan bile gorulebilecek seviyedeydi.
Bu arada kisisel fikrim 1 numaraya Chelsea veya Liverpool maclarindan birisi gelmeliydi.
Herkesin ayrı bir degerlendirmesi olabilir. 100.yıldaki gs maçını koyabilirdim ama Ulker ve Hapoel maçlarının yeri bende apayrıdır. Sadece o heyecanı yaşayanlar bilir :)(bknz: esperanza)
listeye tek itirazım 1. sırada manu maçının olmasına. o maçtaki heyecanımla barcelona ve liverpool la oynadıgımız maçları karşılaştırdıgımda o maç o kadar yavan geliyor ki bana.
liste top 20 olsaydı dinamo kiev(inönü), slavia prag ( inönü- son saniyede nizami gollerinin verilmediği maç), gençlerbirliği (kupa maçı) , göztepe (7-3 lük maç) girebilirdi belki. aklıma ilk olarak gelenler bunlar.
Man Utd macinin 1'de olmasina anlam veremedim, hele ki Chelsea, Liverpool ve Barcelona gibi maclar dururken. Ayrica bir arkadasin belirttigi gibi 100.yildaki GS maci kesinlikle olmali, hatta ilk ucte olmali. Bence basket ve futbol icin de ayri listeler yapilabilir. Mesela E.Ataman'li sezonda iceride FB ve disarida Efes'i darmadagan etmistik. Negatif yonden ise Turk Telekom serisinin tamami girer bence, inanilmaz uzulmustum. Hatta final oynadigimiz sezon Varda'nin sayesinde sampiyonlugu kaybettigimiz mac da var. Birde ULEB'de Cuneyt'in son saniyesiyle yari finali kacirmistik.....
bence BJK-Samsun maçı sonaki 10 yılın konjöntürünü etkileyen yegane maç,çünkü o maç olmasaydı BJK büyük bir şampiyonluk serisi yakalayıp avrupadan bir kupa ile bunu taçlandrcaktı..Bence Türk futbol tarhinde dönüm noktası(bjkliler açısndan olumsuz,gs-fbliler açısıdnan oumlu) olan yegan maçtır..taraftar saysı-reyting-fb ve gs deki yöntim istikrarsızlığı gibi bir çok şeye sebep olacaktı..
Harika bi liste olmus. Ellerine saglık asisttime. Okurken o günlerin heyecanını tekrardan yaşıyor gibiydim.
Liste için bazı arkadaşlar man utd maçına takılmış ama bence de 1 numara old trafford galibiyetidir. Adamlar Avrupa'da son 60 senede 8 kere yenilmişler en son yenilgisi de Besiktas. Gecen BBC'de dahi 4 kere "Besiktas'dan beri "kelimesi gecti, bu bile bana yeter. Daha dune kadar 8-0 konusulurken simdi Old Trafford zaferi ile hatırlanıyoruz.
8'deki rekor boca'nındı.ayrıca manchester maçı ilk 5 e giremez bence.
Fazla kişisel bir liste olmuş. Genelin fikrini daha fazla yansıtması gerekirdi şahsi düşüncem. Shelbyl'nin yaptığı listeler bu açıdan daha çekici gözüküyorlar. Kişisel top 10 listemi de yapayım futbol bazlı..
10. Galatasaray - Beşiktaş (0-1)
9. Beşiktaş - Fenerbahçe (3-0) 2000
8. Liverpool - Beşiktaş (8-0)
7. Manchester United - Beşiktaş (0-1)
6. Beşiktaş - Liverpool (2-1)
5. Chelsea - Beşiktaş (0-2)
4. Beşiktaş - Samsunspor (1-4)
3. Fenerbahçe - Beşiktaş (3-4)
2. Beşiktaş - Gençlerbirliği (3-4)
1. Beşiktaş - Barcelona (3-0)
herkesin soylemek isteyip de soyleyemediği tek şey var o da ; ne işi var bu listede basketbol maçlarının :)
kusura bakma asisttime biz besiktas ı sadece futbol klubu olarak goruruz basketbol umrumuzda olmadıgından unutulmaz maclar arasına asla basketbol macları giremez.
Herşey bi yana bu kadar genel bir listeyi de kişisel dediniz ya daha ne olsun :)
Bence de güzel bir liste olmuş. Benim listemde de 1. sırada 4-3 luk fenerbahce maçı yer alır.
Bazı yorumlar da çok ilgimi çekti özellikle Tigana'nın giderayak bize yaptığı şampiyonlar ligi iyiliği ve Ibrahim Uzulmez'in bütün unutulmazlar maçlar da ya olumlu ya da olumsuz olarak maça damga vuması.
unutamayacağım tek maç kadıköy'deki 3-4lük maçtır..sonra 3-0 barcelona ve 2-1 lik liverpool galibiyetleri gelir..
3-4 lük maçlar(fb-bjk, bjk-gençler) bir efsane olsa da anlam olarak tabiki old trafford zaferi 1 numara olmalı. çünkü man u öyle böyle bir takım değil. kadrosu ne olursa olsun, sıralamada nerede olursa olsun man u dünyanın 4 büyüğünden biri. (milan, real, bayern, man u) diğerleri benim gözümde sadece çok ama çok başarılı kulüpler olabilir. şimdiye kadar man u'yu yenen her takıma imrenmişimdir. biz de yendik ya daha ne isterim. barça, liverpool, ve chelsea galibiyetleri benim için man u'dan sonra eşit değerdeler. tabiki liverpool maçının tribün şovu ve yarattığı sansasyon diğer ikisini gölgede bırakmadı değil. bir de valencia maçı var. 3-2 yenildiğimiz. bence o maç avrupada bugüne kadar en güzel futbol oynadığımız maçtı. skor dezavantajından dolayı 5. sıraya aldım :)
benim sıralamam
1- manu 0-1 bjk
2- bjk 2-1 liverpool
3- bjk 3-0 barça
4- chelsea 0-2 bjk
5- valencia 3-2 bjk
6- fb 3-4 bjk
7- bjk 3-4 gençler
8- malmö 1-4 bjk (bir takım medyaya iyi kapak olmuştu, ondan)
9- metalist 4-1 bjk
10- gs 0-1 bjk
@BJK4EVER
Sampiyonlugu Varda yuzunden degil, takimda ''Varda sorunu'' yaratan Burak Biyiktay yuzunden kacirdi. Ikisi farkli seyler
Ayrica basketbol maclari nedne unutulmaz maclar arasina girmesin ki ? Hatta Tekerlekli Sandalye Basketbol takiminin 2005 te Izmir BB ile Izmir de oynadigi final maci bile girer bu listeye.
Bir de unutulmaz 3-4 luk Gencler maci vardi, onu da unuttuk mu yoksa ?
BEYLERRRRRRRRRRRRRRRRRRRR
POSTLARI GIRMEYE BASLAYIN ARTIK YAAA
KRIZE GIRMEYE BASLADIM HER 10 DAKIKADA BIR SAFAYI TEKRAR ACIYORUM
3 GUNDEN BERI KARSIMA O MUTLU YILLAR DILEGI CIKIO
AYIPTIR GUNAHTIR YEEAAAAAAAAA
HEE YAZAMIYORUZ DIYOSANIZ FANATIK GAZETESINE 8 MILYON EURO VERIN ORHAN YILDIRIMI TRANSFER EDIN..
Liste bi kaç kişisel değişikilik haricinde gayet güzel.
Ha bi de,neredesyse kritik ve destansı maçların tamamnında Delinho'nun parmağı var.Bu listeden ben bu mesajı,hatırlatmayı aldım.
eline sağlık. liste kişisel sonuçta, o yüzden yorumlar da 'ben olsam şöyle yapardım' ekseninde olabilir pek tabi. ama bu maçın burda ne işi var gibi yorumlar da ilginç.
kişisel fikrim; 1-0'lık manu maçı ilk 10 değil, ilk 20'me girer mi bilmiyorum.
liverpool 8-0'lık maç ilk 5'ten aşağı inmez.
gençler 3-4 kaybettiğimiz maç, hele ki o gün 2. yarıdaki taraftar+ilhan mansız performansını düşününce; 1. sıraya ciddi adaydır.
100. yılın 2. haftası, kocaeli maçı, listelerin olmazsa olmazıdır.
eh tabi; sergen attı şampiyonluk geldi maçı.
Listede belki tek itirazım Manu maçının ilk sırada olmasına olabilir. Tabi önemli bir galibiyet, sonuçta deplasmanda bırak maç kazanmayı puanı bile zor görüyorduk grup maçlarında bu sezona kadar.
Yine de ilk sıra bu sezon olması sebebiyle daha yeni olduğundan olabilir.
Benim en çok aklımda kalan maçlar TR kupasında İlhan Mansız'ın şov yaptığı Gençlerbirliği maçı.
Tabi ki Kadıköy'de ki 4-3'lük maç. ''Sergen attı şampiyonluk geldi'', 100. yılda ki Gs maçı da çok iyiydi.
Avrupa da Chelsea maçı kesinlikle benim için ilk sırada. Slavia Prague ve Barcelona maçları da güzeldi. Yine içeride ki Liverpool maçı süperdi.
Basketbolda ise kesinlikle %100 Hapoel maçı. Harikaydı.
Suq
bence;
1-f.bahçe 3-4 beşiktaş
2-beşiktaş 2-1 liverpool
3-beşiktaş 1-0 gs(100.yıl)
4-beşiktaş 3-0 barcelona
5-beşiktaş 3-4 g.birliği
6-beşiktaş 1-4 samsun
7-liverpool 8-0 beşiktaş
8-chelsea 0-2 beşiktaş
9-beşiktaş 73-53 hapoel
10-g.saray 0-1 beşiktaş
11-beşiktaş 2-1 kocaeli
12-f.bahçe 1-2 beşiktaş(ronaldo x2)
bunların dışında izmir deki 3-2 lik fb kupa finali,man utd maçı,4-2 lik slavia prag maçı,kezman ın golüyle kaybettiğimiz şampiyonluk maçı olabilir.
Coğunluğun listede man. utd. macını tartışmasına şaşırdım.
Yorumlar da sinantown da belirtmiş. Bugun basket maçını Salih (Noat Samisa) ile beraber izledik. O da sanırım aynı programdan bahsetti. Alan Shearer programda en az 3-4 defa Besiktas'ın yaptığı savunma duzeni , Besiktas'ın oyun kurgusu, buna benzer Besiktas ile alakalı birçok olumlu yorumda bulunmus. Bu maçın unutulmazlar arasında ilk sırada olmasının nedeni en çok da galibiyetin içerdiği anlam da saklıdır.
Cok sag ol asisttime, uzerimize olu topragi serpilmis su gunlerde (benim uzerime hastalik serpildi, iyilesemedim gitti yahu) ilac gibi geldi.
Liste yapmak nankor is abi, ne koysan olmuyor; 30 - 40 tane maci onune alip "g.tunden kriter uydurman" lazim ki 10'a dusurdugunde "Haa, bu yuzden" densin. Ben zaten az sayida olan derbi gollerinden secerken bile dusundum iki saat. Bizimle birlikte alayina gidip, 3 hadta sonra bizim alayimiza giden adami koymadim, rahatladim mesela.
Ise iyi yanindan bakarsak, son 10 yilda, ki cogunlukla hayal kirikligi ile gecen son 10 yilda, bizi gercekten heyecanlandiran, adrenalinimize tavan yaptiran, ve ugrunda tartisacagimiz maclarimiz olmus. Ne guzel.
---------------------------------
Ben de biraz kisisel anekdot sunayim. 8-0'lik mac mesela cok fenaydi. ABD'de maci ESPN veriyordu, o yuzden internetten degil de, yatakhanemin alt katindaki televizyon odasinda izleyeyim dedim. Oda soguktu, hava kasvetliydi, ben yalnizdim, ve goller yagmur gibi yagdi. O gunku yasadigim mini-depresyonu hic unutmuyorum. 3-4'u asagida bir yerlerde anlatmistim zaten; oluyorum sanan Pakistanli oda arkadasim ve adamin 5 dakikada Besiktasli olusu.
0-1'in anlami sorgulanmis, benim icin anlami buyuktu. Sirf Fenerbahce macindan sonra seri tamamlayici olmasi, Besiktas'in adinin yurtdisinda duyulmasi, bana 70 dakika boyunca yasattigi Chelsea-Besiktas maci havasi.
O maca da deginelim. Lisede yatakhanedeyiz. 48 kisilik yatakhanede maci izleyen 1 FB'li, 3 BJK'li ve de 1 Chelsea'li (GS'li) var. Chelsea'li dememin sebebi, arkadas "5 atacaklar olm size ehuehue" diyerek izliyor maci. Haksiz da degil aslinda.
Ilk gol oldu, biz deli gibi bagirdik, 10 kisi daha gelip maci izlemeye basladi. Ikinci golden sonra televizyon odasinda 40 kisi vardi.
Neyse, daha fazla kafa sisirmeyelim. Nostalji iyidir.
10-20 yıl falan tanımam.bence yüzyılın en güzel golü en anlamlı golüdür.küçük metin yada dişlek metin 30 metreden vurdu hayrettinmiydi simoviçmiydi neydi onla birlikte sokacaktı topu.daum un ilk geldiği yıl.ergenliğe girdiğim yıllar 15 falandım sanırım.orgazm olmuştum.:))
Kimse yazmamış ama 4-0 öne geçip 4-2'ye gelen Slavia Prag maçı da olabilirdi.Hatta son dakikada bir gol daha yemiştik neyse ki hakem iptal etmişti.Hayatımın travmasını yaşıyordu az kalsın.
futbol maçlarının bize kattıklarını görmezden gelmem mümkün değil lakin prestij dışında beşiktaşa kazandırdığı pek bir şey yok çünkü kazandığımız o maçların sonunda ya kpadan elendik ya da şampiyon olamadık
ama efsane sezonda ülker ile oynadığımız maç bence hepsini geçer sonucu ve önemi itibariyle , ilk üç periyot bişey yapmayan el amin in son saniyede reklam filmi çekermiş gibi salladığı o üçlük kesinlikle beşiktaş basketbol takımının şu ana kadar bana yaşatmış olduğu en büyük mutluluktu.
liste iyi seçilmiş fakat benim için her zaman Kadıköy'de Pancu'nun kaleye geçtiği 3-4'lük maç son 10 yılın en önemli maçıdır. Yine aayrıca 100.yıl'da şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz galatasaray maçı her açıdan lisetede olmayı hak ediyordu gibime geliyor. Yine 3-1 kazandığımız PSG maçı da bir yerden listeye girebilirdi belki.
0-2 biten chelsea maçı 9 aralık'ta değil de 1 ekim 2003'te oynandı sanki?
basketbol maçları ülker ve hapoel le olanlar, kesinlikle katılıyorum.
ülker maçında hstr ulan ah vah derken bi anda saliseler içinde herkes birbirinin üstündeydi, bikaç basamak aşağılara uçmuştuk, net hatırlayamıyorum bile..
hapoel maçında da sinir stres gerginlik uu wuuuu sanki biz oynuyormuşuz gibi terden gerilimden ve sonunda sevinçten sırılsıklam terlemiştik.