Samsun Asfaltı... Çakallı Virajı...
Son 7,5 yıldır ise İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul-Bafra arasındaki 850 km'yi kaç kez teptiğimi bilemiyorum, öyle ki sayısız desem yeri... Eğer otobüsle gidiyorsam, Çorum Osmancık benim için 2. molanın müjdecisidir, evime 4 saat kalmıştır, adrenalin de özlem de doruktadır artık. O son 4 saati her daim uyuyarak geçirmeye çalışırım, çoğu kez de ilk 8 saatlik süreçte 1 dakika bile uyumamışımdır zaten. Kalan 4 saatte uykuya olan inadım, ne özlemin neden olduğu zamanın izafiyete dayalı uzamasıdır ne de yorgunluk... Çakallı denen virajı gözüm açık almak istemem ben.
20 Ocak 1989 tarihi aklımda mıh gibidir unutmak şöyle dursun, Bafra'da dedemin mezarını her ziyaret ettiğimde, güzel dedemle beraber Muzaffer'e, Mete'ye, Tomiç'e, Nuri Asan'a, adını hep unutsam da Asım Özkan'a gider benim dualarım. Güzelinden bir Samsunsporlu abimiz olan Timofte 1965'in youtube'a koyduğu video'yu 2-3 ayda bir açar nemlendiririm yanaklarımı, belki hatırlamak istediğimden izlerim, belki de zaten gözlerde birikmiştir o yaşlar da bir dokunuş ister en derine sadece...
5 yaşımdaydım kaza haberi geldiğinde. Evde oturuyorduk, telefon açıktı, ben Almanya'da gelen Transformers oyuncağımla oynuyordum, Optimis Prime'mış meğer kendisi, hoş henüz çizgi film yayınlanmaya henüz başlamadığından pek bir anlam veremiyordum robot kamyona. Babam olamaz diye ayağa kalktı, babasını 24'ündeyken kaybetmiş olan ve o andan sonra bir daha ağlamadığını söyleyen koca babam hüngür hüngür ağlıyordu. Futbol topunu görse bomba zannedecek annem elini ağzına götürmüş gözyaşları içinde babama sarılıyordu. Küçüktüm, anlamıyordum ama kötü bir şey olmuştu. Futbol hakkındaki bilgim Feyyaz'dan ve Beşiktaş'tan ibaretti, evde topa vururken Feyyaz diye bağırmanın dışında annemin anladığından fazlasını bilmiyordum. Televizyonda 0302 otobüsün pert görüntüleri vardı, Muzaffer'in fotoğrafı belirdi sonra da... Daha birkaç ay önce babamla Bafraspor'un sezon açılışında karşılıklı oynayan Muzaffer'in resmi de televizyonda belirince babam iyice koyverdi. Hayattan da futboldan da anlamıyor, hatta Beşiktaş'ı sadece Feyyaz'dan ibaret zannediyordum. Ama ölüm ile ilk tanışmam o an oldu.
O gün babam pek az konuştu, cenaze evi kavramını ilk kez o beter günde öğrendim. Teyzemin eşi olan bir abim geldi, kendisi Bafraspor'un kumbara lakaplı kalecisiydi, babamla karşılıklı ağlaştılar. Ahh be Nuri Hoca diye ağlıyorlardı. O anlar belleğime çok net kazanmış, belki de benliğimin sarsılmazı babam böylesine dağıldı diye işlemiz zihnime bahsettiğim anlar. Nuri Hoca'dan bahsettiler, 2 sezon önce Bafra'yı çalıştıran bu güzel ancak tatlı sert adam hakkında hatıralar dinledim. Kulübenin içinde duramazmış pek Nuri Hoca, sağ eliyle "Hadiii hadiiiii" diyerek hücuma teşvik edermiş takımını hep. O gün defalarca "Hadiii hadiii" dedi babamla eniştem birbirlerine gözler dolu dolu. O anları hep çocuk mantığımla hatırlıyorum, bu yüzden anlatışımda da bir parça çocukluk hissediliyor olabilir. Ben kendi odama geçtim, bana o sıralar aptalca gelen ancak sonrasında çok seveceğim kamyon robotla oynamaya devam ettim.
Babamlar cenazeye gidip geldiler ertesi gün. Eve döndüğünde gazeteyi eline aldı babam ve sövmeye başladı. "Kasap Muzaffer öldü" diye bir şey yazıyormuş gazetede, ben henüz sökememiştim okumayı, gazeteyi çok da hatırlamıyorum, (o dönem eve giren gazeteyi hatırlıyorum ama burayı bilen birisi doldurur umarım) Samsun'da o gazeteye bir süre boykot uygulanmıştı.
Tomiç günler süren bir mücadeleye girdi Azrail'le ancak atamadı çalımı... Takım kaptanı Emin felç olmuş ve belden aşağısını kullanamaz hale gelmişti. Bugün bile Samsunspor'un maçlarında kenarda kırmızı eski bir Opel görürsünüz, Emin'in özel arabasıdır işte o. Yüksel’in de futbol hayatı bitmişti. Yedek kaleci; bidon lakaplı Şanver ise yaralı kurtulduğu kazanın ardından Altay formasıyla milli takıma kadar yükseldi. Milli kaleci, bir dönem Beşiktaşımız'da da oynamış Fatih Uraz'ın kaburgaları kırılmıştı, futbola devam etti ancak bir daha form tutamadı. En trajik hikaye ise Nasır'a düştü. Nasır kazadan sonra Kayseri'ye transfer olmuş, transfer parasıyla da spor bir araba almıştı kendisine, o arabayla bir kaza daha geçirdi Nasır, yüksek hızla giderken, perte çıkan arabadan sağ kurtuldu ancak hız tutkusundan vazgeçmedi, sonu ne yazık ki yine bir trafik kazasında gerçekleşti. Final Destination tadında adeta Azrail peşine takılmıştı Nasır'ın, ama bu film değildi, ölüm buz gibi soğuk bir sondu...
Samsun'da kaza unutulmadı diyebiliriz en azından şekil itibariyle. Şehrin hemen girişinde 20 Ocak parkı vardır o kara günün ve kaybedilenlerin anısına. Muzaffer Badaloğlu halı sahası vardı bir dönem hala açık mı bilmiyorum gerçi, bir de unutmadan ekleyeyim Samsunspor'un tesislerinin adı "Nuri Asan Tesisleri"dir. Ve en çok da kırmızı beyazın yanına 3. renk olarak eklenen matem rengi siyah unutturmayacaktır 20 Ocak 89'u.
Çok küçüktüm, 5 yaşımdaydım... O günden aklımda kalan en net imge, babamın Nuri Asan'ı anarken defalarca kolunu makara şeklinde kullanarak "hadiiii hadiii" deyişiydi.
94'te kaybettiğimiz altın saçlı güzel çocuk Müjdat Gürsu'yu da analım 20 Ocak vesilesiyle.
Futbol şehitlerinin anısına... Mekanları cennet olsun...
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
5 Yorum:
çok güzel ve içten bir yazı olmuş...
O günleri Samsun'da yaşamak ne kadar anlamlı, yıllar sonra lige dönen takımın bir de Müjdat'ı kaybetmesi ne kadar hazin...Binbir güçlükle kurulan o kadronun zaman geçip de küme düşmesi ne kadar ayıp...Otogar'ın yeri değişmeden önce her Samsun'a girişimizde o parkı görmek ve o acıyı Samsun'a gelmenin mutlluğuyla beraber yaşamak...O yas artık Samsun'da yaşayandan çok memlekete dönenlerin aklındadır artık, her eve dönüşte deşilir yaraları...
Bir Samsun'lu olarak bu paylaşımı için Bafra'lı hemşerime teşekkürlerimi sunuyorum..
Bu ve bunn gibi acıları hatırlamak ama bir daha yaşamamak...
AQ'nin de dedigi gibi Samsun'un girişinde, limanın ordaki Gençlik Parkı'ının önünde (şu anki raylı ulaşım inşaati nedeniyle onun da önü kapandı ya, hoş) yer alan levhaya her bakışımız, o yürek acıtan kazayı zihnimizin en ön sırasına işliyor...
bir daha yaşanmaması adına...
deplasmana gideceklerdi ... :((
ben teşekkür ettim hemşom.
alttaki pankartta göreceğin üzere, biz Beşiktaşlı'yız.
yazıda unuttuğum bir ayrıntıyı hatırlatmak da isterim, fenerli Turan Sofuoğlu o sene takımının 100. golünü atmış, karşılığında ödül olarak kazandığı arabayı Samsunspor'a bağışlamıştı.
evet evet, ben de hatırlıyorum Turan'ın 100. golünü ve Samsunsopr'a bağışladıgını..
dipnot için de ayrıca sağol.. ;]