.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Röportaj: Melih Şendil

Hatırlayacağınız gibi, bundan bir süre önce Melih Şendil ile bir söyleşi gerçekleştireceğimizi ve sormak istediğiniz soruları kendisine iletebileceğimizi belirtmiştik. Geçtiğimiz günlerde Melih Şendil kendisine sorulan bütün soruları sabırla ve itinayla cevapladı ve ortaya güzel bir söyleşi çıkmış oldu. Kendisine ve soru soran okurlarımıza bu röportajın oluşmasında sağladıkları katkılardan dolayı EkşiBeşiktaş ailesi adına teşekkür ediyoruz.
baho 2004 yılında inönüde oynanan ve fenerbahçe'nin serhat(2) ve tuncay'ın golleriyle 3-1 kazandığı maçta 2. ve 3. golü neden matem havasında anlatmıştır? Fiziki şartlar açısından meslek hayatımın en zor maçıydı. Tribüne polisin bile giremediği bir ortamdı. Yayında, aile içinde kalması gereken bin tane sorun yaşadık naklen yayın arabasında. Bu kadarı bilinse yeter, yoksa o maçta ben de kendime zayıf not verdim. Cherubim Bu maçı ben anlatmalıydım dediği bir maç var mı Türkiye'den? Yok, hemen hepsini anlatma şansı buldum, birinci ligde en çok uçuş saati olan pilotlardan biriyim. Sayısız unutulmaz maç anlattım. Ama Galatasaray’ın UEFA finalini ve son Avrupa Şampiyonası’nda bizim oynadığımız bir finali isterdim. meo Hangi takımı tutuyor? Keşke eski bakir duygularım halen yerinde dursaydı. Mutfakta çalışınca yemeklerin nasıl pişirildiğini görüyor insan. lakerda Ronaldinho'nun 20 yaşında kullandığı toka rengi, Hakem Rosetti'nin 1 kız 1 erkek çocuk sahip olması gibi bilgiler vermeyi bir spiker olarak doğru buluyor mu, gerekli mi, bu konu hakkında ne düşünüyor? Bilgi vermeyi başlatan isimlerden biriyim. Ancak tam zamanında, yerinde vermezsen, kabak tadı veriyor. Ben bu işe başladığımda benim ulaşabildiğim özel bilgilere seyirci ulaşamazdı. Şimdi öyle değil. Abartmamak lazım. what makes you think i'm not a superhero Kendisinin Fenerbahçeli olması, maç anlatırken sıkıntı yaşatıyor mu? (ki bence yaşatması lazım, objektif anlattığını söyleyemem) Beşiktaşlı olduğuna dair iddialar da var, eğer doğruysa Fenerbahçe maçlarında hiç olmadığı kadar coşması nedendir? Lig TV'den böyle bir talimat mı gelmektedir? Dört büyük kulüpten de,Anadolu takımlarından da övgü ve eleştiri alıyorsan,bence doğrusunu yapıyoruz. Yayıncı kuruluştan talimat gibi safsataları, normal bir insanın düşünmesi bile abes. 17-18 yıldır bir kere bile böyle bir şey başıma gelmedi, gelemez de. Sonuçta benim anlattığım bir derbiyi 50 milyon insan izliyor. 50 milyon fark demek bu. Bunun üçte ikisi de fanatik. Kendi penceresinden bakıyor. Bu tip eleştirileri getiren arkadaşlarım, kendi çevrelerinde bile bu farklılıkları görmüyor mu? Bir gole anlam katmak için birçok dinamik aynı anda olmalı. Stadyum, fiziki çevre, skor, puan durumu, yayında yaşanan sorunlar. Öyle anlatım yerleri var ki önündeki 3 bin insan maçı değil seni izler. Gözüne lazer tutar. Cin ya… Atak geriden başlarsa ve golü hissedersen desibelin artıyor. Serbest vuruşta coşabilirsin. Penaltıda olmaz. Büyük ihtimal gol zaten. O an, farklı bir dünyadasın. Galatasaraylı bir fanatik cerrah, Fenerbahçeli fanatik bir hastayı ameliyat ederken ne düşünüyorsa aynı. Jessie ekşibeşiktaş'ı takip ediyor mu? :) İnternet ortamındaki sohbetlere, bloglara uzak duruyorum. Bizi biz eden değerlere aykırı diye düşünüyorum. İş görüşmesinde karşımda el pençe divan duran, işe alınmayınca blog kurup kafasınca eleştiri yazıyor, yalan atıyor. Delikanlılık mı bu? Adı üstünde sanal bir dünya bu. Bana bir şey söyleyecek adam gelir kahvemi içer, tanışır, beni klavye ile tanımaz. Sokakta zaten geri dönüşüm alıyoruz. Ama medenice,erkekçe. İnternette 16 yaşındaki çocuk, mahallenin kabadayısı oluyor. Eser Gokulu 1- Bugüne dek anlattığı en güzel gol hangisi ? 2- Ankaragücü maçında Ernst için yapmış olduğu ''üstün Alman teknolojisi'' yakıştırması maçtan önce forzabesiktas'ta mevcuttu. Bu da demektir ki taraftar forumlarını takip ediyor. Bu tip taraftar forum ve bloglarının basın medya üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyor ? Bu platformlarda yazılan bir çok şeyin çoğu zaman yazılı - görsel basına sıçraması ve bu ''kolaycılık'' hakkında neler söylemek ister. En güzelleri son Avrupa Şampiyonası’ndan: Semih ve Nihat. Üstün Alman Teknolojisini BJK muhabiri arkadaşımdan duymuştum o maçtan önce. Bu soruda bile yargısız infaz var. Bunu duydumsa tek kaynak internet diye düşünüyor bu arkadaşım. Çünkü O’nun tek dünyası bu. Asosyal. Buna karşıyım işte. serkan Profesyonel bir kurumdan (TSL takımı ya da federasyon) bir teklif gelse (basın sözcülüğü, oyuncu tarama ekibi içinde yer alma vb..) bu teklife yaklaşımı nasıl olur? Profesyonel her teklife açığım. Bu kadar futbolun içinde biri olarak, yeteri donanıma,bilgiye ve çevreye sahibim artık. futbol Hiç maç anlatırken argo kelime kullandığı oldu mu? TRT eğitiminden geçmiş birinin argo kullanması düşünülemez. Allah korusun da ağzımdan kaçmasın. can Dünyanın her yerinde yorumcularla maç anlatılırken, Lig TV'de sadece spikerin yorum yapmadan maçı anlatmasını nasıl buluyor? Yorumcuya da tahammül yok ki. Çünkü bizler hep tek doğrularla yetiştirildik, yetiştiriliyoruz. Karşı fikirlere saygımız yok, kredimiz sıfır. Keşke olsa. Sohbet halinde bir anlatım, nükteler, hatta kahkaha. 300 kelime ile maç anlatmak benim de hoşuma gitmiyor. Zamanla, kafamdaki projeleri uygulama fırsatı bulursam umarım bunu değiştiririm. M.A.F lig tv'de maç izlerken çoğu zaman sesi kısarak izlemek zorunda kalıyoruz. Maç spikerleri çok kalitesiz. Kendi platformlarındaki Spormax'te mesela EPL maçlarını sunan spikerleri ( ingilizce anlatan) ara sıra da olsa takip edip bir şeyler kapmaya çalışmıyorlar mı hiç? Maç anlatan arkadaşların kalitesini artırmaya yönelik projeleri var mı? Ekip arkadaşlarım hakkında kötü konuşamam. Hepsi birer pırlanta ve hepsine bir şeyler katmak için gece yarısı bile onları arayıp hatalarını gösteriyorum. Sonuçta genç bir ekiple çalışıyoruz. Burada da kredi yok,”Maç spikerleri çok kalitesiz”. Bu cümle çok kesin. Arkadaşımız kararı vermiş zaten. Peki O’nun gibi düşünmeyen binlerce maili görse ne diyecek. Her malın müşterisi vardır. Tek doğru diye de bir şey yoktur. 18 yaşında ben de dünyayı kurtarıyordum.Tecrübe; yenilmiş kazıkların bileşkesi sonuçta. Eser Gokulu Bugüne kadar bir çok yerde maç anlattı, görsel açıdan en beğendiği stadyum hangisi. (taraftar bazında değil) Anlattığı(izlediği) maçlar arasında henüz keşfedilmemiş fakat kendisinin dikkatini çeken ve beğendiği bir isim olarak kimi ya da kimleri sıralayabilir ? Görsel açıdan en iyisi İnönü. Beğendiğim isimleri saymak etik olmaz. Yarın transfer olsa etki etti derler. Hiç işim olmaz yani. i.meriç Türkiye Futbol Federasyon Başkanı olsa yapacağı ilk üç iş ne olurdu? Federasyon Başkanı olsam; 1- Takımları mali denetim altına alırdım. 2-Fiziki şartları uygun olmayanları Süper Lig’de oynatmazdım. 3-Futbol terörü için en sert tedbirleri alırdım. Starks Fb - Gs maçında ekip arkadaşı bir kameramanın kafası yarıldığında canlı yayında yaptığı "Derbi maçlarda böyle şeyler oluyor" yorumunu hangi duygularla yaptı? Bunu kendi düşüncesi olarak mı söyledi, yoksa bir telkin/talimat uyarınca mı? Bu cümleyi hatırlamıyorum bile. Ama olayı abarttığımı düşünen Fenerbahçelilerden çok tepki aldım. Bu telkin/talimat spekülasyonu nedir böyle ya? Bu kadar basit mi bu işler. Her gazeteci satılık mı? Böyle düşünen varsa zaten seyretmesin, akıl sağlığına yazık. matiasemilio Geçen yıl İnönü'de oynanan Bursa maçında takım 10 kişi kaldıktan sonra tribünün desteği üzerine 'İnönü'de taraftar 11. adam benim diyor' yorumunu getirmişti. Bu tarz yorumlar hazır kalıp bir yerlerde saklı mı duruyor yoksa bir anda çıkan tabirler midir ? Doğaçlama çıkıyor bu yorumlar. Maçta söyleyeceğim yorumlar bir yerde yazılı değil. helldoradotcom Futbol maçı anlatanlar bir pozisyonun tekrarında ofsayt olduğu bariz bir şekilde görüldüğü halde neden hala "yorumu size bırakıyoruz sayın seyirciler!!!" derler? Bu okulda mı öğretiliyor? Objektif olalım derken politik olduklarının farkındalar mI? İnisiyatif almak yasak mı? Keşke hedef kitlemiz sizin gibi eğitimli olsa. Öküz altında buzağı arandığı için topa hiç girmiyoruz. t2 Adaşı Gümüşbıçak ile karıştırıldığı oluyor mu ? (Gerçi Şendil'in göğsünde timsah izi yok:) Eşlerimiz bile karıştırıyor :) Gümüşbıçak’ın anlattığı maçtan sonra bana giydiren çok yazar oldu. Ya da tam tersi. One Shot Son 15-20 senede gerek ülkemizde gerek dünyada futbol tam anlamıyla yepyeni bir yüze büründü. Estetik ön plana çıktı. Seyirciler artık sadece destekledikleri takımları ve onların rakiplerini değil nerdeyse tüm dünyadaki futbol maçlarını izler oldular. Artık seyirci fanatik destekçi görünümünden estetiğe önem veren görünümüne geçti. Peki tüm bunlar olurken ülkemizde futbol spikerliği futbolun ilerlediği kadar ilerledi mi? Bu spikerliğin bir kriter topluluğu ne bileyim bir düzeni yok mu ki; ilginç bulduğu her cümleyi maçta konuşan insanlar spiker oluyor? Mesleğimiz işin paralelinde gelişiyor bence. Ama sağlıksız. Bugün maç anlatanların kaçı eğitim almış, kaçı birinin yeğeni, komşusu? Böyle şey olmaz. çimento Bir Fenerbahçeli olarak tuttuğu takımın maçlarını anlatmaktan mı daha çok keyif alıyor, yoksa diğer takımların maçlarını anlatmaktan mı daha çok keyif alıyor ? Yayın anında hiçbir şey hissetmeyiz. Ayrıca tuttuğumu düşündüğün takım ya farklıysa! Yine aynı şey. Sabit fikir. Suçlayıcı. Hem savcı, hem hâkim Çimento. Bize de mahkûm olmak düşüyor bu oyunda. Belki gardiyanlığa terfi ederiz zamanla:) Kartal Bafiler Genel anlamda futbolu takip etmeye başladığından beri. 3 büyüklerden hangisinin hakemler tarafından daha çok haksızlığa uğradığını düşünüyor? Üçü de aynı. Ama rakiplerine yıllardır haksızlık yapılıyor. Faullerde. Skora göre çalıyor hakemler. Asıl infaz orta sahada. tituspullo bir futbolcu şut cektiğinde şuuuuuuuuuuuut diye uzatmayı veya yine şut cekildiğinde -mesela baros- milan baroooooooooooos diye gereksiz uzatmalara ne zaman son verecek? Ya da azaltacak mı? Onun haricinde şeker gibi insan. Sağol Titu ama senin gereksiz bulduğun şeylerin fan kulüpleri var. Eeee? Vermante 1-) Ligtv'den daha doğrusu Şansal Büyüka'nın yanından ne zaman ayrılacak, bütün kariyeri boyunca orada mı kalacak? 2-) Diğer dijital kuruluştan veya NTVSPOR’ DAN hiç teklif aldı mı? Sayısız teklif aldım, alıyorum. Bu işi ve ekibimi çok seviyorum, biz bir aileyiz. algon Takim kanallarina (BJK TV, FB TV, vs...) bakışı nedir? Bence harika işler yapıyorlar ama ne kadar köfte o kadar ekmek. Ne yazık ki bütçeleri sınırlıymış. ahmetico madrid Statlarda meşale yakma ve özellikle derbilerde, deplasmana toplu halde gitme haklarımızın elimizden alınması konusunda ne düşünüyor? Herkes senin gibi gitmiyor ki maça güzel insan. Bu gözler elinde av tüfeği ile ailesini, işyerini koruyan insanlar gördü. Ne o, misafir takım. Misafir böyleyse gelmesin kardeşim. Bu karar çok doğru. delgado Maç içinde yorumcular zaten suskun kalıyorlar, maç sırasında bir pozisyon olduğunda veya ortam gerildiğinde yorumcuyla herhangi bir yorum alışverişi yapamamak, duygularını zapt etmek zor olmuyor mu? Veya aynı şekilde öznel bir yorum yapmak isteyip tarafsızlığı(!) korumak gereği konuşamamak nasıl bir duygu? (böyle anlarda nadir de olsa konuşan Gümüşbıçak var mesela) Oluyor tabii. Yorumcu uyumu çok önemli. Ben adaşım gibi değilim içime atıyorum, belki de doğrusunu o yapıyor. delgado Türkiye’deki futbol programları hakkında neler düşünüyor? Türkiye’de ne zaman sadece futbolun, taktiklerin, futbolcuların konuşulduğu bir program olacak? her fırsatta "her takıma eşitiz, objektifiz, futbol konuşuyoruz" diyen maraton, istese tüm lig maçlarını canlı/veya 90 dakika banttan gösterebilecek lig tv'nin futbol programı olan maraton, hala ve hala 10 senedir sadece 4 büyüklerin maçlarını enine boyuna tartışıyor? Anadolu takımları ne zaman çerez olmaktan çıkacak bu ligde, neden lig tv bir anadolu takımı taraftarının kanalı açıp takımı hakkında bilgi bulabileceği bir yer olmayı seçmiyor? Lig TV'nin programlarına bağlanan Anadolu takımlarının hocalarına hala nasıl oluyor da sezon başlarında maçlar oynandıktan sonra bile "bu sene kimleri aldınız hocam?" gibi sorular soruluyor? 4 büyükler için açık oturum programları yapan, bunları günde birkaç kez banttan gösteren Lig TV, neden Gençlerbirliği'ni, Gaziantepspor'u bir program olsun masaya yatırmıyor? Haklısın. 4 büyüklere endeksli yayın yanlış ama Eskişehir, Bursa gibi taraftarı olan da yok. Diğer yerlerde herkesin tuttuğu büyük bir takım var. Manu Bobo mu, Nobre mi? :D Açık ara Bobo. zubi Lig TV yorumcuları nasıl seçiliyor? Boşta kalan teknik direktörlerden mi? Belli bir kriter var mı? Yoksa işin içinde sadece arkadaşlık-dostluk ilişkileri mi var? Bu konuda bir bilgim yok. alper Aziz Yıldırım’ın uğurlu spikeri olduğu doğru mu? Sadece Aziz Yıldırım’ın mı uğurlu spikeri var? fitneci - Hakan Arıkan mı, Rüştü mü? - Ferrari mi, Gökhan Zan mı? Hakan Arıkan, Ferrari. thug love Nostalji maçları izliyoruz 2000'li yılların başı özellikle. Kameralara bakıyorum hala aynı çekimler hala aynı teknikler. Bir tek iki sene önce bir slow motion kamerası alındı onu da bir sene boyunca hatırlattı Şansal Büyüka bize sağolsun. Ama Avrupa'ya bakıyorum çok güzel kamera açıları var. Misal 5-5 biten Lyon-Marsilya maçında bir penaltı kamerası vardı hastası oldum. Oyuncunun ensesindeydi resmen. Biz hala topun çizgiyi geçip geçmediğine bulanık bir kamera görüntüsünden karar veriyoruz. Digiturk kendi müşterileri haricinde, maç öncesi-içi-ortası-sonu reklamlarından oldukça büyük paralar kazanmakta. Neden böyle bir yatırım yapmadı yayın teknolojisine? Çok haklı bir eleştiri. Tamamen stat şartları. İstanbul’da Kadıköy hariç, hiçbir statta simetri yok. O kameralar için her yükseltinin aynı olması lazım. Işığın uygun olması lazım. Kameramanımın yeri belli olmalı. Sadece radyo yayını düşünülerek yapılan,Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne aitti statlar.Yeni yeni düzeliyor işte.

32 Yorum:

Şendil internet alemine biraz fazla mesafeliymiş gibi geldi

hani önyargı demiş ya, biraz da kndisinde varmış gibi geldi o önyargı.

bi ercan taner röortajı da yakışır hani.

yalnız eser gökulu'ya çok pis giydirmiş haaa... :) tek dünyası internet, asosyal falan... çok ayıp ifadeler bunlar

Pamukk dedi ki...

bende güntekin onay röportajı istiyorum o zaman

Deniz dedi ki...

eser'e cevap hakkı doğmuş :)

zubi dedi ki...

Zaman ayırmış cevaplamış, teşekkür ederiz. Yine de bazı kısımlar rahatsızlık veriyor.

Blogları ve interneti çok küçümsemiş. Ligimiz vizyonsuz olunca bu spikerlere de yansıyor heralde. Yer yer de ukalalık sezdim ben, işallah sadece bana öyle gelmiştir.

O bloglarda yazan insanlara şans verilse yaptığınız mesleğin çıtasını yükseltirler.

Çok da bişey söylemiyim eleştiriden pek hoşlanmıyormuş gibi geldi. Bi gün yayında maçtan önce falan laf sokar neme lazım.

twenty_one dedi ki...

Geçmiş olsun eser; o kadar uzun soru sormuşsun, adam tek cümlede yanıtlamış :)

sozcelyk dedi ki...

çok politik cevaplar bunlar ayrıca eser e bariz ayıp etmiş , emek vermiş röportaj yapmışsınız bizim sorularımızla ama öğrendiğim tek şey stadlarımızn akustiğinin daha kaliteli izlememize uygun olmayışı , belki de sıkıyor bilemedim..

aşkla şevkle güntekin onay röportajı bekliyorum hiç bitmeyeninden..

çok güzel bir söyleşi olmuş. herkesin eline sağlık.
hatta buradan önyargılı olarak sorulan soruları bile güzel cevaplamış bence.
benden öncekiler yeteri kadar bahsetmiş zaten. eser gökulu'dan yazı bekliyoruz :P

Gürcan Ulusoy dedi ki...

hep söylüyorum, onların muhabirleri var. bunu görev olarak yapıyorlar.

biz aşk ile yaşayarak yapıyoruz.

onlar şampiyonluk kutlaması stadyumda yapılır sanırken biz balık pazarına koşuyoruz.

---

bloglar önümüzdeki dönemde işi nereye götürürler bilemem ama nereye gidecekse ekşibeşiktaş orada olacaktır.

---

bir basın mensubu kapalı tribününde oturup oradan yazı yazabiliyor mu? biz yazabiliyoruz. o yüzden orayı bizden daha iyi bilmelerine imkan yok.

---

onlar bilseler bilseler ümraniye'yi, oyun alanını bilirler. biz tribünü biliriz. biz tribün ne ister onu biliriz. onlar ribünün ne isteyeceğine karar vermek isterler. ama artık güç dengeleri değişiyor...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

not. kapalı tribünde maç izleyen cem dizdar vb insanlar hariçtir. onlar orada iş için değil aşk için bulunuyorlar. biz de zaten cem dizdar'ı okurken bir beşiktaşlı okuduğumuzu düşünüyor, profesyonel bir basın mensubu değil.

Bukan dedi ki...

3 soru sorulmuş 3 cevap okudum bu adamın ne kadar boş biri olduğu ortaya çıktı. Ünlü biri bir şey yazınca hemen pohpohlanır güzel konuştu güzel söyledi bilmem ne diye. Bu adam Atilla Gökçe Hıncal ile program yaparken el pençe divan durmuyorlar mı ? Bu adamlar Aziz Yıldırım'ın yalakalığını yapmıyorlar mı ? Sanal ortam asosyallerin buluştuğu ortammış o yüzdendir ki habertürkte blog programı yapıldı. O yüzdendir ki her sabah bloglarda ne yazılmış ne çizilmiş diye ntvsporda spor sayfasında blogları olanlara yer veriliyor. O yüzdendir ki Mehmet Demirkol Okay Karacan Aceto'nun bloglarında yazıyor. O kadar asosyal ortamdır ki mehmet demirkol ile ersin düzen twitter üzerinden muhabbet giriliyor. Size bu adamın en basit tarafsızlığından bir örnek. Koskoca yüzyıllık camiaya itaat et diye bir kartonet yaparken Fenerbahçe bu adam o maçı sunduğunda tek kelime etmemiştir. Ama aynı adam Manisa'da yarım saat cıyak cıyak ağlamıştır Fener'e şöyle yaptılar Fener'e böyle ettiler diye. Bu adamlar böyledir işte vesselam

esgo dedi ki...

Yeniden asosyal durumuna düşmek istemem, ama sizler de okuyun diye cevabı internetten veriyorum, yoksa mektup yazmayı, insan arasına karışıp PTT’ye gitmeyi, bankodaki görevliyle sosyal ilişkiler kurmayı inanın çok isterdim.

Asosyal, sosyal olmayan demek ise ve sosyal hayat dediğimizde TDK sözlüğünde karşımıza ‘’insanın toplum içindeki yaşama biçimi, sosyal yaşam.’’ gibi bir tanım çıkıyorsa öncelikle; tamamen özgür iradesiyle kabul ettiği ve soruların ne şekilde kimlerce hazırlandığını bildiği bir röportajda, saldırgan tutumlar sergilemesinin ve toplumbilimci olduğuna dair bir diploma getirmediği sürece hakaret olarak kabul edilecek asosyal ifadesi kullanmasının toplum hayatına ne kadar uygun düştüğünü takdir edersiniz.

Sevgili Melih Şendil’e kendimi kanıtlamak gibi bir kaygım olmasa da asosyalden ve sosyal olmanın gereklerinden bahseden detaylı bir açıklama yaptığı takdirde, bu kapsama uygun harcama kalemlerine ilişkin faturaları kendisine gönderebileceğimi (faturalandırılmayan sosyal faaliyetler için ise yapacak bir şey yok maalesef) ve roportaj ruhuna uymayan, fikir açıklaması olmaktan ziyade şahsıma saldırma niyeti güden hareketi karşısında bir özür olarak ödemesine izin vereceğimi belirtirim.

Kabul edilmelidir ki, birçoğumuz artık haberleri internetten ve hatta haber sitelerinden ziyade forumlardan alıyoruz, çünkü haberlerin kaynağında çoğu zaman forum yazarları oturuyor. Bu kapsamda ve forumlar karşısında gittikçe kan kaybeden spor servislerinin, bu platformlardan çekindiğini, forumları-blogları takip etmek ya da ettirmek suretiyle haber kovaladığını duyuyordum, lâkin kendilerini bu kadar ürküttüğümüzü açıkçası tahmin etmiyordum.

* Hem belki muhabir forumdan okumuştur, ki zaten Lig Tv Beşiktaş muhabiri Ersoy Özdem de Forzabesiktas forumlarının bir üyesi :)

Cetin dedi ki...

Gereksiz sert bir üslup kullanmış. Kendisine dair herhangi bir fiktim yoktu ama şu noktadan sonra itici ve "ben bilirim"ci biri diye aklımda tutucam kendisini.

Bi güntekin Onay iyi olurdu be..

zubi dedi ki...

Bidahaki programda da elini kafaya koyup "L" yapıcakmış. Luğğzırsınız lan asosyal herifler diyecekmiş.

Ligtv deki Esat Yılmaerli muhteşem program mı yoksa bloglar mı?

Bi efsane Chicago Bulls röpörtajı daha çıkaracaksanız vallahi oturur izlerim de, buralar daha ferah be Melih Abi=)

esperanza dedi ki...

Cok komplike sorulara bile gayet yuzeysel cevaplar vermis, surekli "onyargiliyiz, tahammul yok, hitap ettigimiz kitle soyle boyle" den oteye gecememis maalesef. Bizim memlekette boyledir iste, ligtv de anket falan yapildiginda SMS ile katilan taraftar "elit ve egitimli" bloglara yazanlar "asosyal" .

yunus dedi ki...

Melih Şendil pek sevdiğim spikerlerden biri değil ama internet insanlarına söylediği sözleri "kısmen" doğru olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle Şendile elekştirilerimi söylim:
-Bu devirde "internetle ilgilenmiyorum, blog okumuyorum" demek övünülecek değil utanç duyulacak birşey.
-Bütün herkesi genellemek yalnış.

Destekledğim yerler:
-"Karşımıza gelse el pençe divan duracak insanlar internette atıp tutuyor".Güzel söz aynen katılıyorum.
-Bir spikerin maç esnasında söylediği bir şey haftalarca konuşuyor.Ama o insanın o hafta o maçı anlatmak için ömründe ne kadar çalıştığı hiç düşünülmüyor."emeğe saygı" lafını artık sadece porno paylaşım sitelerinde kullanıyoruz.
-Çoğu internet kullanıcısı(özellikle 15-21arası) kendini dünyanın sırrını çözmüş zannediyor.Spor,sinema,tv,siyaset..vs konu ne ise ahkam kesme hakkını kendinde buluyor.Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor.Artık herhangi bir sitede bir konu hakkında okuduğunu 100 yorum, istiklalde rastgele çevirdiğiniz 100 kişinin yorumundan üstün değil.


Diyeceğim bu kadar.Tv de internet sitelerini, internet kullanıcılarını hedef alan ünlülerin aslında o kadar da haksız olmadıklarını düşünüyorum.

not: yazıda kimseyi hedef almadım.alınmayın (olay eser denen arkadaşın üstüne yoğunlaşmış.bu postda onunkinden sonra geldi.ona söylüyorum gibi algılanmasın)

DeX dedi ki...

verdiği cevaplar kullandığı üslup bir yana bence hiçbirşey katmayan bir röportaj olmuş.soru soran herkesi ortaokul lise çağında görmüş değerlendirmiş. blogun hitap ettiği kesime uygun bir isim olmayınca haliyle sorular da biraz uygunsuz kaçmış. çabanıza teşekkürler ama baştan sona hata bence..

Yaw ne yüklendiniz be kardeşim . Adam sadece kendi fikirlerini söylemiş üstüne bir de evde bir türlü duramayan Eser'e asosyal demiş . Nedir yani , canını mı alacaksınız ? Zorla sordurmuş soruları kendine de cevaplarına burun kıvırıyorsunuz , yüzlerce soru yazan Melih Şendil sanki ! Kendi fikirleridir , ister blog okur ister ister Mehmet Okur sizene , sanane , banane . Buldunuz birini açığını saldırıyorsunuz kapalıdan ...

Teşekkrüler deyip geçin onu bile çok görmüşsünüz aferin ...

aydın dedi ki...

Bence en güzel kısmı şuydu:
''Böyle düşünüyorsanız ülke futbolunu takip etmeyin, ruh sağlığınıza yazık''
Sorularda bile gel-git var.Fenerli mi Beşiktaşlı mı hala karar verememiş sitenin okuyucuları.
Aynı olay çalıştığı kurum için de geçerli.Beğenmeyen takip etmesin.
Ben şahsen takip etmiyorum.
Kulübüme sevgim azaldı mı? Hayır.
Futbola sevgim azaldı mı? Hayır.
Beşiktaş'ın şampiyonluk sayısı arttıkça belli tutumlar değişecektir.

Jokond dedi ki...

röportajı yapan kişi olarak ben de birkaç şey söylemek istiyorum. en başta eser arkadaşımıza verilen fevri cevap dışında -ki onda yazıyla iletişim kurmanın eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum- verilen bütün cevaplar samimi. Çok ciddi bir ticari kuruluşun vitrindeki figürlerinden birisidir Melih Şendil. Fakat cevaplarına baktığımda ben hiç o kurumsal politikliği hissetmedim. İçinden ne geçiyorsa ne düşünüyorsa onu yazmış ki bu bence çok önemli. Ve bir husus daha var, kabul edelim ki okurlarımızın sorduğu bazı sorular ciddi derecede provokatif içerik taşıyordu. Buna rağmen bütün sorulara cevap vermesi de güzel. Ben Ekşibeşiktaş olarak iyi bir söyleşi yaptığımızı düşünüyorum. Kendisine bize zaman ayırdığı için de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Unknown dedi ki...

kameraların kötü görüntüsünü stadların asimetrisine bağlaması bence asıl bomba. hadi slow motion için stadlar asimetrik de yayın kaliteniz hep aynı -ve sanırım bundan memnun olan da yok- bu da mı simetri ile alakalı. hamamböceğinin afrikan dan nasıl geldiğini anlatabn fırınıcı canlandı birden gözümde.

Unknown dedi ki...

biraz daha uzasa `yilansi fareler` felan diyecek diye korktum blog yazarlarina


kendisini ben de hic tanimazdim ama on numara politikaci meslegin kasari olmus bi adam olduguna kanaat getirdim
yakinda genel yayin yonetmeni olur lig tv nin :)

Bence roportaj guzel. Bu tur toplama soruyla yapilan roportajlarda zaten belli bir seviyenin ustune cikilmasi cok zor olur. Yani roportajin birebir yapilmasi lazim, belli bir taslaga bagli olarak, cevap verenin tepkisine gore takip edilen ya da es gecilen sorular olmasi lazim falan. Boyle "20 soru, sureniz x dakika" tadinda sinav gibi roportaj olunca bir yere kadar. Bu acidan bakarsak yeterlidir bence.

Benim dikkatimi ceken noktalar sunlar:

- Internet ve blog alemini cok kucumsemesi/ciddiye almamasi. a) Kendisi blog'larin geldigi noktanin -takip etmediginden- farkinda degil ve de "unlulerin eksisozluk algisi" duzeyinde kalmis b) Aslinda farkinda ama Hincal Uluc gibi otoritesinin sorgulaniyor olmasindan rahatsiz, "Ben bu ise yillarimi verdim boyle mi olacakti?" diye dusunuyor.

- "2-Fiziki şartları uygun olmayanları Süper Lig’de oynatmazdım." Su cumleyi anlamadim. Mesela hangi illerin takimlarini Super Lig'den atmayi dusunur ki? (Iste bahsettigim mukemmel bir follow-up imkani, keske birebir roportaj yapabilseydik..)

- Meleke-Toroglu diye bir sporpolitik yelpaze olusturursak Toroglu tarafina daha yakin oldugunu dusunuyorum kendisinin; "av tufegi ile gidenleri gordum o yuzden deplasman seyircisi alinmamasi dogru" gibi muhafazakar yuzeyselligindeki birkac cevabi itibariyle.

Eser bence Melih Sendil ile bir bira icmeye ciksin, anlatsin maruzatini diye civiklasip kacayim.

barış dedi ki...

asosyal fena olmuş ama yargısız infaz yorumunda haklı.

Cipher dedi ki...

Genel olarak iyi bir söyleşi olmuş. Anlatım şeklini beğenen olduğu gibi beğenmeyen de vardır bu bakış açısı doğru. Sorularda Fenerbahçeli olduğunun kesin kabul edilmesi sanıyorum sinirlendirmiş biraz kendisini. O sorudan sonra cevaplar bozuluyor. O tarz soruların da çok olmasından dolayı kendisine hak verilebilir.

İlginç nokta

"Ben bu işe başladığımda benim ulaşabildiğim özel bilgilere seyirci ulaşamazdı. Şimdi öyle değil."

Şimdi öyle olmamasının sebebi ne peki internet değil mi, ekşisözlük, ekşibeşiktaş vs. değil mi, haklı olduğu noktalar var yanına yaklaşamayacak adamlardan eleştiri alıyordur haklıdır ama bu kadar önyargı ilginç geldi bana herkesi aynı kategoriye koyuyor. Yada bu durum hoşuna gitmiyor.

Güntekin Onay röportajı yapılırsa hem sorular hem cevaplar bakımından o daha samimi olur sanıyorum.

stalker dedi ki...

melih şendil'in neyi çekici geldi de röportaj yaptınız, anlam veremedim ben. şu söyledikleri incir çekirdeğini doldurmaz. bir de internet bebelerine getirmiş lafı. ne böyyük kariyerli adamım ayakları, iş görüşmelerine girerim filan.. çalıştığı kurumla kendisinin ne güzel örtüştüğünü göstermiş sadece. futbolu bunlar öldürüyor, bi de yüzü kızarmadan deplasman yasağını savunuyor. çayın yanında kurabiye? dur lan internetti di mi burası. kolay salladık yine bak.

Sertug Ozgur dedi ki...

Bana kalırsa gerçekçi ve doğru cevaplar vermiş. Verdiği cevaplara göre eski kafa diyebileceğimiz bir spor adamı olduğunu düşünüyorum. Aslında kariyeri itibarı ile çok da sürpriz değil. Tamam son yıllarda bloglar spor servislerini geçmiş olabilir ama çok da bloglarla vakit geçirmesi gerektiğine inanmıyorum kendisinin. Sonuçta asıl işi spikerlik, bilgi ihtiyacı fazla değil.

fazlaca kendini beğenmiş,herşeyi ben bilirim havalarına girmiş.gözümde çok değeri olan bir sunucu değildi,bu röportajla daha antipatik biri benim için artık.

Kalten dedi ki...

Cevapları gerçekten biraz agresif aslında, ama sorulara bakınca anlayabiliyor insan kızdırıldığını :) Yukarıdaki bir arkadaşın da dediği gibi gittikçe yükselen bir kızgınlığı var :)

Bizim blog'larda yaptığımız eleştiriler karşısındaki isimsiz olarak atıp tutuyor vb. gibi yorumları bir yere kadar haklı aslında, sonuçta Eser Gökulu gibi birkaç istisna dışında burada gerçek ad-soyadıyla yorum yazmıyoruz hiç birimiz, "yemiyor" belki de, biri seni google'layınca küfürler çıkacak, olmuyor (şimdi düşündüm de, NTV'deki arkadaşların da kimlikleri ortada, onları da tenzih edeyim). Hem çok sıkıştırılırsan değiştir nick'ini yeni kimlik al, hakikaten kolayına kaçmak oluyor bizim çoğunluk olarak yaptığımız :)

Biz buradan farketmiyoruz ama bu şekilde kamuoyunun gözönünde olan insanlar aynı soruları her gün o kadar çok duyuyor ki, verdikleri cevaplar otomatikleşiyor, 3. kişi olarak bunu görünce de "ne kaba adam yahu" diyoruz biz de. Misal, uzun boylu bir adamsınız diyelim, 2.05 falan. Yolda sizi her gören bakıyor, her muhabbete giren "basketçi misin" diyor, sonra da evet cevabını alırsa en zekisi oymuş gibi "basketçiysen kesin pivotsundur ehe" şeklinde devam ediyor --bir yerden sonra "sokarım basketboluna da" der insan. Biz bu röportajda biraz bunu gördük --IQ'su 120+ insanların okuduğu bir blog'a verilen cevaplar sanki 80-90 aralığına hitaben yazılmış gibi olmuş, doğru olmamış ama bu yüzden onu suçlayamayız :)

Kendini biraz üst görmesi normal, sonuçta "blog soruyor ben cevaplıyorum" ortamında bulunca biraz lise ziyareti yapıyor gibi de hissetmiş olabilir. Kendisinin 35-40 yaşları arasında olduğunu düşünüyorum, eğer öyleyse biraz gerçeğe uzak kaldığını düşünebiliriz. Sonuçta bu blog'un yazar profili 25+ değil mi çoğunlukla? Ekşisözlük çıktığında 16 yaşında olan adam şimdi oldu 27, interneti, playstation'u, "sanal ortam"ları çocuk oyuncağı olarak görenler erken yaşlanacak, kopup gidecek.

Neyse ben de konudan kopup çözümlemeye giriştim yorumumu bitireyim :)

bu nick arkasına saklanma hadisesi hakikaten canımı çok sıkıyor benim. eser gökulu isminin fake olma ihtimali yok mu mesela?

tribal enfexion yerine gerçek isme benzyen fenasi kerim ismini kullansam ne olacak ki?

bizim millet aleni eleştiriyi kaldıramıyorken anonim eleştiriyi hayli hayli kaldıramıyor.

sonra da o saçma "gerçek isim, bilmem ne diyor"

ertem şener'e vakti zamanında yaptığım feykten bir sür sonra inönü stadında karşılaştık. muhtemelen benim kendisini kumpasa düşüren adam olduğumu bilmiyordu.

ha söylesem ne olurdu? inönü stadında sırtı dönük fotoğrafını sözlüğe bilmem nereye koymuş, tribal enfexion deyince gerçek ismimden daha net sonuç getiren (foto video vs) bir internet var yahu.

daha ne olsun?

Kalten dedi ki...

Tabii ki fake olabilir, ama degil :)

Yaptigi elestiriye isim yazmak demek gerekirse soyledigi sozlere gelecek bir tepki durumunda contact edilebilecegini ve/veya calistigi iste bile bunun karsisina cikma ihtimalinin oldugunu bilmek ve ona gore yorum yapmaktir bence. Bu "korku" yuzunden de nick name'ler ile yapilan yorumlar gercek isimle yapilan yorumlardan daha sert oluyor genelde. Fehmi Koru/Taha Kivanc'in ilk ciktiginda oldugu gibi mesela. Bu yuzden de elestiriye ugrayanlar bakiyor ki kendisine yapilan elestiriler hep nick'lerden geliyor, tepkiyi de ona yoneltiyor endirekt olarak.

Ha ozunde haklilar mi, tartisilir, ama aslinda bizim yaptigimiz bence yine de isin kolayina kacmak :)

24 yasindayim. Su gune kadar seksen tane gazete yazarina e-mail attim yazilarini elestiren, yorum yapan vs. 1-2 tane cevap ya geldi ya gelmedi. Oyle Ozdil'e falan da yazmadim; Ismet Berkan, Altan Oymen, daha mantikli isimler. Hatta Oymen'in sekreteri (Altan Bey su anda yurtdisinda, e-mailiniz cok ilginc, donunce hemen iletecegim) falan dedi, piyk.

Ben bu insanlara gercek ismimle elestiri getirdim, ciddiye almadilar. Ama eksisozluk'te haklarinda bir sey yazsam duyuyorlar. Ben mi sagladim yani bu sartlari?

eksisozluk'e de Burak Tekin 24 m diye girecek halim yoktu, sectim bir nick kendime, ne yapayim?

Mesele internet kulturunun daha olusamamasidir. Mesele birilerinin getirdigi ciddi elestirileri "takma isimle yazmis bana ne" diye goz ardi edecek genislige sahip olmaktir. Mesele elestiri kulturunu bilmemek, elestiri/hakaret/mizah/ironi arasindaki farki anlayamamaktir.

Amerika'da bir gun Sarah Jessica Parker'in "Bana urbandictionary'de boyle boyle demisler takma isim arkasina gecen korkaklar himpf" dedigini duymadim birader. Bir bizde var. Neden, dusunmek lazim.

Yorum Gönder

Ara