.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

3 Ocak 2010 Pazar

Kimlik ve Hakemler

"Celtic fans are a special case. They don't just believe that referees try to ruin them. They believe that they've definitively proved the phenomenon. The case against the "masons in black" has been made on the op-ed pages of broadsheets and in the pages of the Glasgow archdiocese's newspaper, and, most elaborately, by a Jesuit priest called Peter Burns. Basing his study on several decades' worth of fame accounts in the Glasgow Herald, Father Burns found that referees had disallowed sixteen Celtic goals, while denying Rangers a mere four. Celtic had won two "dubious penalties" to Rangers' eight. "It seems reasonable to conclude," he wrote, adopting the tone of a disinterested academic, "that the oft-made and oft-denied charge of Rangers-favoring bias by match officials, at least in Old Firm games, does indeed stand up to scrutiny." When Celtic supporters make their case, they invariably point to a string of incidents. First, they point to a passage in the memoir of a Rangers player recounting a retired referee bragging to him of preserving Rangers victories with bogus calls. Next, they recount that a player was ejected from a game in 1996 for crossing himself upon entering the pitch - a deliberately provocative gesture, the referee called it. In the mainstream press, there is a phrase to describe these complaints: Celtic paranoia. The notion is that Catholics have imagined the crimes committed against them, have grown too attached to the idea of suffering. This smells of victim blaming, but the closer one examines the evidence the more reasonable the thesis becomes. Celtic fans have a predilection for dredging up ancient history and conflating it with recent events. Burns's jesuitical study, for exaqmple, relies on newspaper clippings from the 1960s to make the case against the Scottish referees." (Foer, Franklin, How Soccer Explains The World: An Unlikely Theory Of Globalization. New York, NY : HarperCollins, 2004, 50-51 pp.) Tercümesi: "Celtic taraftarları özel bir vaka. Hakemlerin onları mahvetmeye çalıştıklarına sadece inanmakla kalmıyorlar, bu fenomeni açık bir şekilde kanıtladıklarını düşünüyorlar. "Siyah giyen masonlar"a karşı argümanlar gazete köşe yazarlarınca ve Glasgow başpiskoposunun gazetesinde, ve de en ayrıntılı biçimde, Peter Burns adlı bir Cizvit papazınca dile getirilmiş. Çalışmasını birkaç onyıllık Glasgow Herald arşivine dayandıran Burns, hakemlerin 16 Celtic golüne karşılık sadece 4 Rangers golü iptal ettiğini tespit etmiş. Celtic'in 2 tartışmalı penaltısına karşın Rangers'in 8 tartışmalı penaltısı var. Sanki önyargısız/tarafsız bir akamedisyenmiş gibi yazdığı makalesinde şöyle diyor Burns: "Sıklıkla dile getirilen ve de reddedilen hakemlerin Rangers'a iltimas geçtiği düşüncesinin, en azından Celtic ile yapılan derbi maçlarında geçerli olduğu sonucuna varmak bu inceleme itibariyle makul duruyor." Celtic taraftarları iddialarını sunarken istisnasız bir dizi olaydan bahsediyorlar hep. Öncelikle eski bir Rangers oyuncusunun anılarında yer alan, emekli bir hakemin nasıl çaldığı uydurma düdüklerle Rangers'in kazanmasını sağladığıyla övündüğü bir pasajdan bahsediyorlar. Ondan sonra da 1996'daki bir derbide sahaya girerken istavroz çıkaran bir oyuncunun hakem tarafından kışkırtıcı bir jest yaptığı gerekçesiyle oyundan atılması geliyor. Popüler medyada bu iddialar "Celtic paranoyası" diye adlandırılıyor.Bu isimlendirmenin dayanağı olan görüş Katoliklerin kendilerine karşı işlenen suçları hayal ettikleri ve mağdur olma konseptine fazlasıyla bağlanmış olmaları. Bu ilk bakışta "kurbanı suçlamak" gibi duyuluyor, fakat kanıtlar daha yakından incelenirse tez daha mantıklı geliyor kulağa. Celtic taraftarları ilkçağ tarihini didikleyip bulduklarını şimdiki zaman ile birleştirmeye meyilliler. Mesela Burns'ün Cizvitbilimsel çalışması 1960'lardan gazete küpürleri ile hakemleri suçlamakta." Yorum: Uygun yerlere Türkiye futbolundan isimler getirerek okuyunuz. İpucu: Celtic ile Beşiktaş değişecek.

11 Yorum:

arkadaslar bloguma yazar araniyor ilgili arkadaslar http://asvalttaicenler.blogspot.com/2010/01/besiktasli-yazar-araniyor.html
ziyaret edebilir:D

03 Ocak 2010 23:49

i. meriç, bir postun yorumuna atmışsın talebini, bence spam yapman hoş değil

Pamukk dedi ki...

"bak gene ağlamışsınız"
diyenler gelmemiş hala

sertano dedi ki...

96-97 sezonu, Vansporlu smaçör Aykut. Aklımda hâlâ.

vanspor maçını hatırlıyorum da, ya ben lan neyse bişey diycem ulan yetti be !

esperanza dedi ki...

100. yilda 2-1 lik Kocaeli macinda Ahmet Dursun hem faul, hem ofsayt, hem elle mudahale ile attigi gole dayanarak fenerbahcemizi ve galatasarayimizi goreve davet ediyorum

threepoint dedi ki...

o topta ne faul ne el vardı, ironi yapmış olabilirsin çaktırma sabah 8den beri çalışıyorum, gece yarısına kadar da çalışacağım kaçamak yapıp yorum giriyorum. ama net bir ofsayttı... bir önceki hafta metin'in tokatladığı 2 puanın diyeti gibi bir goldü ünsalın verdiği o gol. haa metin tokat demişken, Y.D. ile olan davası o bursa maçı yüzünden daha halen devam ediyor sanırım hırsızlık muhabbetine.

alper dedi ki...

bu blogda shelby hep damarıma basıyor.sövecem şimdi yine.yeni yılda küfür yok diye söz verdim kendime ilk gs ile olan maçımıza dek.

Kitabi okurken bu pasaja denk geldigimde hakikaten cok sasirdim, resmen bizim tahlilimiz yapilmisti. Biz de cok eminiz hakemlerin bize karsi art niyetli oldugundan, diger kuluplerin kollandigindan vs. Ama tipki son paragrafta yazarin da dedigi gibi; bazen tarihe cok fazla takili kaliyoruz. Mesela hala 87'yi, 93'u unutamamisiz. Sene olmus 2010. 15-20 yillik travmalar bunlar.

Kitabi yazan bir Amerikali, ve adamin tam bir "disaridan" bakis acisi var konuya. Bu "hakemler bize daha cok hata yapti" fenomenini cok fazla icsellestirmemiz, "magduriyeti" cok fazla sevmemiz falan ayni biz.

Ben bunu okurken Besiktas taraftari icin guzel bir elestiri oldugunu dusundum. Yorumlardan ise anlasiliyor ki biz kitabin yazarindan cok Celtic taraftari ile ozdeslestirmisiz kendimizi. Merakimi gidermis oldum boylece.

AQ-47 dedi ki...

Ben kendimi o kadar özdeşleştirdim ki formaları bile var enine çizgili yeşil beyaz...Bu yazıyı da tipik Amerikan yüzeysel yaklaşımı olarak değerlendiriyorum, böyle bir tahlili ancak tepeden inme bir Amerikalı kovboy yapabilirdi, futbolun içinde büyümüş herhangi bir Avrupalı sosyolog "aa deli la bunnar, hala art niyet arıyorlar, 15 sene olmuş yeea, yarında takılı kalmamak lazım, her yeni gün yeni fırsat..." demezdi heralde. Bence yazar oldukça "dışarıdan" bakmış, yazar üstüne alınsın sen üstüne alınma shelbyl...Amerikan bakış açısının yerel rekabet ve çekişmeleri (sadece futbol değil) nasıl önemsiz addettiğine ve küçümsediğine güzel bir örnek olmuş.

Yok ne alinacagim abi :)

Kitabi yazan adam "Everything is Illuminated"in yazari adamin abisi. Dilinde akicilik var, guzel bir portre ciziyor, sokaga iniyor, bardan adamlarla muhabbet ediyor falan; ama is "tez" olusturmaya gelince hic de basarili degil. Ama su ana kadar Red Star - Partizan ve Celtic - Rangers cekismelerini okudum, ve sanki oralara gitmis de yerel halkla konusmus gibi oldum, o bakima isabetli.

Ilginc olan, Amerika'daki sporlara da yaklasimin boyle olmasi. Yani mesela biliyoruz ki San Antonio ve Detroit hakemler tarafindan kollandilar essek gibi, ama ben hicbir Amerikalidan bunu bizim dillendirecegimiz gibi duymadim, bilakis ben daha cok sinir oldum, daha anti-Spurs/Pistons oldum onlardan. Cok ilginc bir psikoloji aslina baktiginda. Sunun uzerine ciddi sosyoloji tezi yazilir yani.

Yorum Gönder

Ara