5 Ocak 2010 Salı
10 Yılın Tribün Değerlendirmesi
Ligin devre arasından faydalanıp gece yarısı listelemelerine devam ediyorum. Yazının asıl amacı son 10 yıla damga vuran besteleri listelemekti.. ama önce bir özet geçeyim derken; apayrı bir yazı çıktı ortaya. Bu sefer de listeye az zaman ayırdım (haydaa)
Yazı tamamen kişisel bir deneme, hatta geçmişe dönüp bakıp hatırlamada kolaylık sağlaması amaçlı bir özet olduğu için çok da şık bir yazı çıkmadı belki (sanki normalde İhsan Oktay Anar'ım ya neyse..) Detayına inmediğim çok fazla nokta da var çünkü genel hatlarıyla bahsetmek istedim. Okumaya azmedenler de kurdeşen döksün istemiyorum.
Yine de yaşı belki benden biraz daha genç olanlar için faydalı bile sayılabilecek bir yazı çıktı ortaya.
Son 10 yılın tribün değerlendirmesi demek; aslında genel, yani tüm zamanlar tribün değerlendirmesi demek. Çünkü tribün performanslarını; '2000'ler ve öncesi' diye ayırmak; hele ki söz konusu Beşiktaş tribünleri ise, mümkündür. Tamam 80'ler ile 90'lar arasında da bir değişim yaşanmıştır ve 2000'lere geçişler 90'lar ile başlamıştır.. Ama 2000'ler ile çağ atlandı tribünlerde.
Değişimi başlatan ise 'Beşiktaşım benim biricik sevgilim' tezahüratıdır. Daha sonra döneriz buraya. Önce kısa özet..
Canımız eski kapalı, iki direk arası mahşeri..
Benim dünya gözüyle gördüğüm ve az da olsa hatırladığım 80'li yıllarda kapalı üst orta; tribünü yüklenirken, kapalının sağ ve solu ve özellikle kapalı alt; kanıksanmış 'çekirdekçi' tayfadan oluşurdu. Yeni açık numaralı tarafı ise zaman zaman kapalıya söz dinletir, tribünü götürürdü. 90'larda da bu uzun süre devam etti. 90'ların sonunda kapalı alt katta bir grup oluşmaya başladı. Kocaelispor'dan 5 yediğimiz ve şampiyonluğu çimlere gömdüğümüz sezon kapalı alt kattaki bu grup 'cimbomlu olanın aklını.....' diye biten bir beste yaptı ('Üst taraf' nidasının mucididir onlar) Ne yazık ki çok uğraşsalar da kapalı üst oralı olmadı. Her denemeleri üst kattan alkışla karşılık gördü, ciddiye alınmadılar. En fazla 'gel gel gel' diye üst kata çağırıldılar. Alt kat grubu pes etmedi, tezahüratlara alt kattan eşlik etti. Ciddiye alındıkları tek anlar üst katın onlara yeni beste öğrettiği anlardı.
Bu durum bugünkü tribün ile, o günlerin arasındaki farkı ortaya koyuyor aslında. Bugün, yani 2000'lerde, tüm tribünlerin örgütlenip, tüm stadı boğan bir ses oluşturma çabası ile taban tabana zıt bir durum net şekilde. O günlerde üst orta ne kadar kalabalık; o kadar iyi mantığı vardı. Belki 80'lerdeki kapalıyı kapma kavgalarından kalma bir kalabalık olma içgüdüsünün devamıydı o, kim bilir.
Büyütülmüş stadın açılış maçı, Galatasaray ile. Kapalıda 65.000 kişi! :)
2000'lerin başında, o kadar başı ki; 2000/01 sezonunda 'beşiktaşım benim-biricik sevgilim' alt kat ile paslaşırak yapıldı. İlk hangi maçtı, nasıl başladı hiç hatırlamıyorum. Ama nefesimiz kesildi ortaya çıkan performans karşısında. Beşiktaşım benim! diyorsun, cevap tokat gibi, salisesinde geliyor..
Eski paslaşmayı düşününce hele: 'Övünmekte!'.. 1 saniye bekle.. önce yeni açıktan sallanan kollar.. (görüntü sesten önce gelir) 1 saniye bekle.. 'çok haklıyız'..
Ama bu öyle bir şey değil; beşiktaşım benim!biricik sevgilim! bismillahirrahmanirraym.. SÖYLE SENDEN BAŞKA!KİMİM VAR BENİM!
Böylesine bir ivme yakalanınca da tribün sesini istediği gibi kullanıyor. Ses yükseldikçe katılım artıyor. Yetmezmiş gibi sahadaki futbolcu 'alahım geliyorlar, sahaya iniyorlar' korkusuyla dönüp tribüne bakar oluyor.
Sonuçta alt katta 2 hafta sonunda bağıran sayısı 3-4 katına çıktı! Ve artık taraftarın en sevdiği tezahürat 'beşiktaşım benim..' Santrayı bile altlı-üstlü 'beşiktaşım benim' ile yapıyoruz.
Bu değişim tabiri caizse; tribün adına bir devrim. Hatta evrim. Değişimle beraber insanların iştahı arttı, 90lı yıllarda maçın herhangi bir anında besteler 400-500 kişi ile yürürken artık 2000 kişi bilfiil işin içinde. Kapalının sadece üst kat - iki direk arasının değil, tüm kapalının tezahüratlara katılması gerektiği inancı oluştu ki 'burası kapalı herkes ayağa' sloganına kadar gider bu iş.
90larda Fenerbahçe maratonu ateşli tribünken; yaratıcılığı, mizahi yaklaşımları ve anlık tepkileri ile ön plana çıkan kapalı tribün; artık standardını kendisinin belirlediği ateşli bir tribün haline geldi.
Neden sonra stad kapasitesi arttı, kapalı alt kat semirdikçe semirdi, ses iyice gürleşti. Çıkan ses eskisinden dahi yüksekti artık. Ses yükseldikçe, bağıran sayısı arttıkça insanlara maç içinde dinlenme şansı doğdu. Bir kısım dinlenirken, bir kısım devam ediyor ama ses yine yüksek. Öyle olunca tempo da yükseldi. İnsanlar dinlenebildikçe sesini daha iyi kullanır hale geldi. Bunun sonucunda da 15 dakika mırmır giden besteler dahi sesin beste içinde dahi alçalıp-yükselebilmesiyle yağ gibi akan, sıkmayan bir kıvama geldi. O da yetmedi kısa ve takımı ateşlemesi beklenen ama 1 dakika içinde baygınlık veren tezahüratlar tam manasıyla takımı ateşler oldu. En basit örneği; 'oleey saldır beşiktaşım' adlı, bundan 15 sene önce söylense dinleyene işkence çektirme potansiyeline sahip bir slogan; 'OOOleeey! SALDIR beŞİİKtaşım!' şeklinde bir gök gürültüsüne döndü. Tüm tribünün bilfiil katıldığı anlarda ise kapalı tribün herhangi bir emsali olmayan tribün haline geldi.
Tribün sesini dilediği gibi kullanabildiğini anladığı anda da; artık her 'eeee'nin, her 'oooo'nun, her 'aaaa'nın önemi arttı. 'Çok seviyoruz deli gibi.. sen bu gönüllerin sahibi' tezahüratı da bunun ispatıdır herhalde.
Tüm bu değişimler sırasında ise 80-90'lardaki mizahi üslup, anlık tepki verme güdüsü kaybolmadı.
Keza yine 2000'lerin ortalarından itibaren popüler şarkıları tezahürata çevirmek yerine, el emeği göz nuru melodiler üretilebildiği keşfedildi. Hiç olmadı, uyarlanan şarkılar da genellikle kıyıda köşede kalmış şarkılar oldu. Artık insanlar popüler olana söz uydurmaya çalışmak yerine, söz yazıldığı zaman tribünde sıkmadan-kendi yolunda yürüyecek, zaman zaman da şimşek gibi çakacak melodileri arama peşine düştü. Çıkan sonuç diğer değişimlerdeki gibi; kusursuz oldu.
Bu sebepten, 'eski tribünler..' diye başlayan konuşmalara tamah etmem. Eski tribünlerin tadı da ayrıydı, güzeldi ama performans olarak 2000'ler başka bir derya.
Bunun yanında da sosyal mesajların artışını Demirören'in 'Beşiktaşlı duruşu' ezberine benzetiyorum. 90larda sosyal mesaj içeren pankartlar daha azken, kapalı iki direk arası çok daha sosyal duyarlı ve siyasi üslubu net olan bir gruptu. Sosyal mesaj veriyoruz dendikçe profil bozuldu, o günlerin güzel adamları tribünleri değiştirmeye, hiç olmadı demir diplerine kaymaya başladı. Ama bu apayrı bir yazının konusu elbet..
10 Yıla Damga vuranlar (Bunlar en sevdiklerim listesi değil, bana göre son 10 yılın en fazla söylenen, tribünleri en fazla hareketlendiren veya tribünlerdeki değişimi başlatan/gösteren tezahüratlar. Arada unuttuklarım oldu illa ki. Eklerseniz sevinirim. Elediklerim de oldu içim kan ağlayarak. )
Rakiplere Sataşma:
10.lavicert sarısı- Kadıköy'ün...
9. haydi ... Galatasaray.. al ... Gal...
8. çok harikasın.. bir numarasın..
7. 92-93 sezonunda..
6. ... ye fener
5. laylaylay i... Galatasaray o-oo
4. ekinler dize kadar
3. an.. .... k.... Feenerbahçe
2. avrupa fatihiymiş...
1. burası Beşiktaş - alayına gider
Kısa Slogan-Besteler:
10.bizim için x'e koy, kartal gol..
9. allah allah allah saldır beşiktaş..
8. haydi kartal... tam zamanı şimdi
7. Saldır Beşiktaş.. allah aşkınaa
6. Dale
5. Kaaraakartaaal o-ooo (anlayan çıkar umarım)
4. oooo Beşiktaşım oleey
3. ooooleey saldır Beşiktaşım!
2. Üçlü
1. Kartal gol gol gol
Damgasını Vuran Tezahüratlar:
10. Sen benim her gece efkarım
9. Haydi bastır Beşiktaş - ölümüne Beşiktaş- sevdik gönül verdik
8. Çok seviyoruz deli gibi
7. Şampiyon Beşiktaşım ne istersen iste benden (ve versiyonları)
6. Beşiktaşım hayat sensin..
5. Şampiyon olacağız Beşiktaşım bu sene
4. Bu sene şampiyon görelim sizi..
3. Gündoğdu
2. Yağmurlu bir günde görmüştüm seni
1. Beşiktaş benim - biricik sevgilim
Etiketler:Purplepurple
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
29 Yorum:
benim için çok özel bir yazı. ellerine sağlık purplepurple.
değindiğin çoğu şeye, geçiş dönemindeki tespitlerinin hepsine katılıyorum.
''Ses yükseldikçe katılım artıyor. Yetmezmiş gibi sahadaki futbolcu 'alahım geliyorlar, sahaya iniyorlar' korkusuyla dönüp tribüne bakar oluyor.''
bence de tribün adına bir devrimdir bu.
bjk tv'nin açık olduğu zamanlar nostalji maçlarına bakardım. 90'larda epey kötüyümüşüz hakikaten.
'beşiktaşım benim biricik sevgilim' tezahüratının alışılmışın dışında söylenmesi, bence de bir devri başlattı.
sonra devamı geldi ve bugünkü muazzam koro ortaya çıktı.
ben de tıpkı bu şekilde düşünüyorum.
da bir sorum olacak;
sence de bu sene, özellikle de ilk yarının son haftalarınde tribünlerde bir performans düşüklüğü oldu mu?
olduysa neden oldu?
sağol tanju, senin de ellerine sağlık.
ilk yarının son haftalarında düşüş olmuş olabilir, çünkü son 5-6 hafta ben yurtdışındaydım :P
şaka bi yana 1. gözden bilemeyeceğim düşüş var mıdır, ama var diyor herkes. tüm tribün liderlerinin yasaklı olmasının etkisi vardır pek tabi azımsanmayacak ölçüde.
daha önce de alen'in 6 ay yasaklı olduğu bir dönem vardı, tribün o dönemde de ritmini kaybetmişti
pek az maçta beşiktaşı canlı seyretme şerefine nail olmuş biriyim ama çok uzun zamandır magic box tan beri hatta öncesinde kısa bir trt dönemide var tv de hiç bir maçını kaçırmadım beşiktaşımızın.tv den gözlemleyebilidğim kadarıyla beşiktaş tirbünlerini tirbün ve büyük bir güç haline getiren tezahürat kesinlikle beşiktaşım benim biricik sevgilimdir.özel olarak bu tezahüratın tavan yaptığı bir maç ise sanırım 93-94 sezonunda içeride bursaspor ile oynadığımız maçtı.2-2 biten maç.mususi diye bir kara bomba vardı bursada o zamanlar.o maçta o tezahürat ve beşiktaş taraftarı tavan yapmıştı yada tv başında bana öyle gelmişti.
maçı doğru hatırlıyormuyum bilenler varsa söylesin lütfen.
O maç 1-2 yenildik diye hatırlyorum, bir Fethi vardı Bursa'da GS'ye transfer olmuştu...Maçın ertesi günü Mususi'den hususi diye manşet vardı be..
1-2 kaybettiğimiz inönüdeki bursa maçı 94-95. 93-94'te 0-0 berabere kalmıştık, hatta son dakkada şifo gançevi de geçip golü yapıyordu ki ceza sahası dışında elle tutmuştu. 96-97'de nihayet 2-2 biten maç vardı, 2-0 öne geçmişken peşpeşe 2 gol yemiştik. rasim hoca dönemiydi.
@purple'ım
güzel olmuş yazı eline sağlık. damgasına vuran tezahuratlar arasında "yakışır sana"yı ve "güneş doğar sabah olur ufuklarımda"yı da görmek isterdim. Gerçi her ne kadar damga vurmasa da, hatta söylendiğini 2 kez görmüşsem de baba filmi müziğiyle söylenen "Beşiktaş sevgisi işlemiş kalbime"nin tadı bambaşkadır.
Beşiktaşım hayat sensin dümyam sensin ... en sevdiğim
nefret ettiğim Allah Allah saldır Beşiktaş..
teşekkürler threepoint'im. tezahüratları şimdi sen yazınca hatırlayıp, ah dedim.
bu arada sen vardın hiç birisi yokken listeye girebilsin çok isterdim ama hit olmadı o beste gitti :{ (üzgün smiley değil bu, black metalci smiley. immortal!)
Samiyen'e gidişlerden önceki "hasret bitti samiyene gelicez yine" ile "neyleyim cebimdeki milyon doları" ve versiyonları da sanki haketmiş listeye girmeyi.
Şahsen 2000-2006 arası kapalı performansını arıyorum. İnşallah son 2-3 senedir kapalı altta artan çekirdekçi profili de azalır.
Eline sağlık öncelikle purplepurple.
Damga vuranlarda 10'dan başlıyo insan. Her okuduğuna "ee bu daha yukarıda olmalıydı", sonra listenin başına gelince de "evet evet bunlar da haketmiş burayı" diyosun. Hatta liste bitince "ee bu niye yok" denilebilecek iki üç tane geliyor hemen akla.
Ben de hem Beşiktaş sevgisini içermesi, hem de rakiplere hafiften giydirmesi hasebiyle 'Seninle başladı hayat'ı çok severim misal.
aldırma kartal aldırma...
sen benim her gece efkarım ı söylerken tüylerim diken diken oluyo, hatta gözlerim hafiften yaşarıyo bile... ve tabii ki 85 civarı başlanan gündoğdu... gerçi son zamanlarda gündoğdu gümbürtüye gidiyo ama hayırlısı :))
yazı çok güzel olmuş... özledim beşiktaşımı, özledim tribünleri... en kısa zamanda buluşmak dileğiyle...
ne zaman şampiyonuz diye bağırsaaakk..çok anlamlı bi tezahürat(pek sayılmaz ama) benim için ki şampiyonluğu ilk söylendiği ankaraspor macının getirdiğine inanırım..ve listede de görmek isterdim acıkcası..
Abi şu tezhüratları yazarken orjinal küfürlü halleriyle yazsan daha iyi olurdu sanki, çünkü bazılarının hangi tezahüratlar olduğunu anlayamadım.
Tribünde 5-10 bin kişi söylerken ve tv başında 10-15 milyon kişi dinlerken ayıp olmuyosa burda da olmaz !...
harika bir yazı olmuş.
nakaratı "hani dolmabahçe'de yürürken.." diye başlayan tezahürat da çok güzeldir bence.
opera 6. sırada kalmış. ben ilk üçe koyarım.
opera altta kalmış bence de.
benim kişisel favorim "haydi bastır beşiktaş" da bana göre altta kalmış :)
"seninle başladı hayat" arada biyerlerde olsaydı keşke.
hep "şu olsaydı, bu olsaydı" demişim. ellerine sağlık purple diyor, yorumumu noktalıyorum :D
Hepsi güzel tabi ama,Musalla taşı, Şampiyon olacağız Beşiktaşım bu sene ve Beşiktaşım seni ben değişmem hiçbir şeye benim için çok ayrı,çok güzel tezahüratlardır..
Benim favori tezahürahatım
Haydi bastır şanlı kartalım
Fenere Cimboma koyalım
Anınla şanınla sen yürü
Arkadanda taraftarın gücü
10 numero çalışma olmuş öncelikle teşekkürler.
Listeden göremeyip ilk çırpıda aklıma gelenler ise
1)Beşiktaşlı olunmaz,beşiktaşlı doğulur
2)Misirlou
3)Oof oof Yeter artık beşiktaşım
4)Elbet bir gün öleceğiz
5)Yakışır sana
6)Şerefsizler şike yapar şikeyi de gs
7)a.... a.. ankaragücü
Birsey soyleyecegim, su kartal gol gol'u inanilmaz sinir bozucu ve gicik bulan birtek ben miyim? Resmen soylenmeye baslayinca televizyonun sesini tamamen kapatiyorum. Hele bazen rakip takim korner atarken veya hemen macin basinda soylenince cok sacma oluyor, bence gereksiz bir tezahurat. Bence takim ataga kalkinca saldir besiktasim tezahurti cok guzel oluyor.
Bir de listede ucalim goklere koyalim cimboma fenere eksik, o da cok guzel. Top3'e de aynen katiliyorum, adece besiktasim benim yerine besiktasim hayat sensin daha guzel olurdu.:)
oooo şanlı karakartala ayrı bir sempatim vardır (:
"kaldırsın kaldırsın parmak kaldırsıın cemal nalga hanginiz parmak kaldırsın(jingle bells)" diye beste yapan tribüne top 10 mu yapılır ya:) sevmediğim beste yok nerdeyse şahsen. şaka bi yana güzel olmuş elinize sağlık
yazı gerçekten çok güzel mesela eskiden sadece çok küçük bir grubun bağırdığını hiç bilmezdim,yazılan tezahüratların da tamamı güzel ve arada ilk 10a giremeyenlerin olması doğal tabi,mesela benim ilk aklıma gelen de 2006-07 sezonunda söylediğimiz her zaman her yerde seninle birlikte ölüm gelsin isterse... tezahüratıdır,acayip severdim onu ama artık o da neredeyse hiç söylenmiyor.
efes maçıydı sanırım; "1903`te doğdu şanlı kartalım" söylenmişti aralıksız ve her seferinde daha da büyük katılımla...çok severim bu marşı...
bir de basket maçlarının en eskisi "siyah beyaz güm güm güm bombalasi bombalasi bom bom bom"
feneri DELgadoooo OOOOOO
-I.NE HAKEM(ozellikle selcuk dereli hakemken cok yakistigini dusunuyorum kendisine bu marsin)
-KEBAPCIMISIN AMIGOMUSUN
-UEAFYI S.KTIRET SALDIR BESIKTAS
-Y.......MI YE FENER
unutuldu gitti ama 'ne bir heves ne bir tutku, Beşiktaşım anlatılmaz bir sevgi bu...' çok güzel bi tezahürattı yahu...biraz yapmak lazım onu da...
"ibrahim delirdi şampiyonluk istiyor" da listede olmalıydı bence...
abi çok güzel bir şekilde her şeyin listesini yapıyorsunuz. benim ricam; tribün olarak çok iyi olduğunuz son 10 yıldaki 10 maçı da yazsanıza...
listede 2004-05'te fener'i 2-1 yendiğiniz maç olsun ama muhakkak :)
Terlik dogru soyle terlik dogru soyle Yilmaz misin sen?:D:D
Yazi cok guzel olmus Purplepurple,
bir de tribunde ''ugursuzluk'' getiren ve soylendiginde mutlaka puan kaybinin oldugu tezahuratlar ve satasmalar icin de bir liste yapilabilir.
Mesela:
1- Sallasana sallasana mendilini Adnan Polat kurtarsana p..
(Soylemeyi biraktigimiz gunden beri gs yi icerde yeniyoruz)
2- Besiktasli olunmaz Besiktasli dogulur Besiktasli olmayanlar o..
(Soylemeyi biraktik takim mac kazanmaya basladi)
gibi, simdi aklima cok gelmiyor ama heralde cok vardir.