.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

26 Kasım 2009 Perşembe

Kibar Feyzo

Feyyaz Uçar sessiz sedasız(!) Hürriyet'te yazmaya başlamış :
Ben çok sevindim görünce. Çocukluğumuz(un) en has kahramanlarındandır kibar feyzo. Benim gözümde her zaman da adam gibi adamdır. Şu satırları da bu kadar içten, bu kadar gerçekçi yazabilecek tek Beşiktaş yazarıdır :
"Serdar Özkan'ım, özkaynağım... Kaçırma artık şu golü... Kaptırma artık formanı... Sürekli ol Beşiktaş'ta... Kaptanı ol, jübileni yap doğduğun yerde... "
Bunları okuyup da, şu post için Feyyaz fotosu ararken onu Fenerbahçe formasıyla görmek de "tekrar" çok koydu bana. Bu camia neden kendi değerlerine sahip çıkamıyor?
Beşiktaş'lı olmanın bedeli neden bu kadar ağır?

13 Yorum:

aamet jr. dedi ki...

Şahsen gelmiş geçmiş 1 numaralı futbolcumdur kendisi. Beşiktaş için gözyaşımı çok döktüm -çoğu sinirden tabi :)- fakat Fener'e imza attığı gün salt bir futbolcu için ağladığım tek gündür. Kaleminin bu kadar sağlam olduğunu da bilmiyordum.

Seneler önce şöyle bir anlatmıştı. Şimdiki forvetlerin çok şanslı olduğundan, kuralların hep onları koruduğundan bahsetmişti son adam kuralına falan dem vurarak. Bizi yaka paça indiriyorlardı hiçbir şey yapamıyorduk diyordu. Hatta geçen hafta da TRT eski maçları veriyordu derbi hatrına. Hakikaten öyle olduğunu farkettim. Son adam yayın bir adım gerisinde adamı indirdi, sarı bile görmedi. Hatta indrilen Feyyazdı :)

Bu sebepten diyorum ki, bu adam günümüz futbolunda oynasaydı Avrupa'nın orjinalinin yanında bir de Türk Sheva'sı olurdu. Ya da orjinalinin yanında bir de Ukraynalı Kibar'ı olurdu, kestiremedim şimdi.

sembolist dedi ki...

bir galatasaraylı olarak Bşikatşı canı gönülden kutluyorum arkdaşlar.
Benim içimi acıtan taraf,Mehmet demirko'un 'manu yedeklerle çıktı' cümlesini kelime oyunuyla,istikrar gibi kelimeleri kullanarak ima etmesi,hatta ve hatta suratından düşen bin parça hali..
Tamam,spor basınında fener medyası her tarafa yayılmış durumda,fakat bu kadarına da pes diyorum artık.
Hafta sonları Bjk ya da GS kazandğında Rıdvan'ın asık suratlı maç yorumlaması rahatsızlık yaratmışken,Demirkol'un bu küçümseyişi yakışmadı.
Dikkatimi çeken olay da Fener tandanslı spor basınının bu zaferi manşetlere taşırken yaratıclıktan uzak bir tavır segilemesi..
tekrar tebrikler arkdaşlar..

@sembolist
Alkış...
Bana böyle gel hocam, bravo...

barfilozofu dedi ki...

O değilde FE'nin yazısı bugün tavan yapmış...

Jokond dedi ki...

"Bu camia neden kendi değerlerine sahip çıkamıyor?"

Aslında Feyyaz'ın gönderilişi bir yandan yakın futbol tarihinin en önemli Beşiktaşlılarından birinin takımdan koparılması anlamına gelmekte ama bir yandan da o bahsini ettiğimiz değerlere, prensiplere sıkı sıkı tutunduğumuz günlere nazire yapmaktadır.

Feyyaz uzun görüşmeler sonucunda Beşiktaş yönetimi ile anlaşır ve yıllık alacağının ilk taksidini içeren çeki alır kulüpten çıkar bankaya gider. Çek yazımında kaynaklanan bir hatadan dolayı para ödemesi yapılamayınca Feyyaz Beşiktaş kulübünün kendisine verdiği çekin arkasını yazdırır. Bunu duyan Süleyman Seba küplere biner ve anlaşmayı fesheder.

Bir yanda ilkeler, sorumluluklar diğer yanda sembol bir futbolcu.

marpione dedi ki...

jokond, bir şeyi hepimiz (ben dahil) bazen unutuyoruz.

bu futbolcular 17 yaşında oynamaya başlayıp 30'lu yaşlarda bırakıyorlar.

biz onları genelde 20'li yaşlarda tanıyoruz, biliyoruz. 20'li yaşlar da hala "olmamış" yaşlardır. o yaşta hala "öğrenir" insan hayatı. karakter dediğimiz olay daha bir 30'lardan sonra oturuyor.

feyyaz 30'larına yakındı elbet o olay olduğunda ama 70'lik olgun ve bilge seba'nın yanında hala çocuk sayılır. çekip bir kenara konuşurlardı kendisiyle, bir kulağını çekerlerdi bu sorun çözülebilirdi. harcamak zorunda değildik.

bilmiyorum benim kendisiyle gönül bağım olduğu için "hoş görerek" bakıyorum belki de. gene de bu adam beşiktaş'ın sembolüdür, olmalıdır. bir sürü adamdan daha çok hak ediyor bunu.

tanju dedi ki...

feyyaz'ın teknik direktörlüğü de iyidir. hoş, son yıllarda beşiktaş menşeli olup da başarısız olan bir türk teknik direktör hemen hemen yok gibi. rıza'sından, ertuğrul'una, şfo'sundan, ziya'sına gepsi ortalamanın üstünde teknik direktörler.

bu postun amacı kendi değerlerimize sahip çıkalım asla değil ama şifo da olur lan?

marpione dedi ki...

Bir röportajı var feyyaz'ın bu çek olayı ile ilgili. Orda başka önemli şeyler de söylemiş :

http://www.porttakal.com/haber-feyyaz-seba-beni-affetmedi-161393.html

marpione dedi ki...

Feyyaz, transfer çeklerinde yaşanan bir sorundan ötürü Beşiktaş'tan gönderildi.

Ancak, bu ayrılığın öncesine bir pas atmak lazım.
Beşiktaş'ın sahadaki başarısının sırrı için "kolej takımı" benzetmesi yapılırdı ama o takımın transfer görüşmelerinde de bir takım gibi hareket ettiği unutulmasın: "Transfer görüşmelerine 5 kişi giriyorduk. Ben, Rıza, Metin, Gökhan ve Recep. Sonra Mehmet de katıldı. Bir taban ve tavan fiyatımız vardı. Gol kralı olduğum yıl bile diğer arkadaşlarla aynı parayı aldım. O sistem olmasaydı belki daha fazla alacaktım. Yönetimin de işine geliyordu. Ama başarımızın sırrı da buydu. Zaten ayrılmamın sebeplerinden biri de bu geleneğimizin bozulmasıydı."
1994-95 sezonu öncesi yapılan transfer görüşmelerinde Feyyaz'a diğer arkadaşlarından daha düşük bir para teklif edilir. Ama bunun önemi yoktu, zira nasılsa diğer arkadaşları "anca beraber, kanca beraber" diyecekti; öyle değil mi!
Bakalım pozisyon gerçekten öyle miymiş? "Gökhan ve Rıza'ya 14, bana, Recep ve Şifo Mehmet'e 12 milyar uygun görüldü. Dışarı çıktık ve ben sıkıntı olduğunu söyledim. Ben gol kralıyken sizinle aynı parayı aldım, bu içime sinmiyor' dedim. Recep ve Şifo destek verdi; Gökhan ile Rıza da haklı olduğumu söyledi. Görüşmeden imzalamadan çıktım."

Pişkin yönetici sinir etti
Burada bir "ara top" yapalım. Çünkü görüşmede bir yönetici Feyyaz'ın tepesinin tasını attırmış: "Net hatırlıyorum. Adı lazım değil, uyanık (!) bir işadamı yönetici Onlar 14 alıyor ama senin 12'yi ver biz onu da 14 yaparız' dedi. Bu laf beni çok sinirlendirdi. Onu ben de yaparım, sizin şeyinize gerek yok' dedim ve vurup kapıyı çıktım. Bak şimdi bile sinirleniyorum. Adamın pişkinliği hoşuma gitmedi."
Peki "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" diyen arkadaşların transferde tavrı ne olur? "Diğerleri hepsi imzayı attı. Recep'in bir sıkıntısı vardı. 5 maçlık cezası var. O yüzden kulüp isterse sözleşmesini otomatikman uzatabiliyordu. Recep mecburen imzaladı. Diğerleri de imzaladı. Bütün arkadaşlarımın bana destek vermesini bekliyordum. Ama farklı telkinler almış olabilirler. Neticede saygı duyuyorum."
Kulüp 35 milyar bonservis bedeli açıklar. Bu yüksek bedel aslında kulübün de Feyyaz'dan ayrılmak istemediğinin kanıtıydı. Çünkü bu parayı başka bir kulübün vermesi çok zordu.

marpione dedi ki...

Bu durumda futbolcu açıklanan bonservis bedelinin beşte birine 1 yıl daha kulüpte kalıyordu: "Bir anda ben diğerlerinden daha kârlı duruma geçtim. Baskılara dayanamadık. Sevdiğim bir iki yönetici ağabeyimin de ısrarıyla imzaladık."
En azından 1 yıl daha Feyyaz, Rıza'nın sağdan kestiği "muz orta"lara kafa vurmaya devam edecekti! Öyle mi dersiniz? "Bana 5 çek verdiler. Sekreter kızımız onları yazarken yanlışlık yapmış. Mesela şimdi 2008'deyiz. Çekleri Ağustos 2008, Aralık 2008 vs diye kesmiş. Ancak 2009'a yazacağı çekleri de 2008'in aylarına yazmış. Hiç dikkat etmemişim.
Atari işi yapan bir şirketin hissedarıydım. Ortaklar çekleri görünce espri de yaparak Sen bunları başka türlü kullanırsın' dediler."
Derhal kulüp muhasebe müdürüne gider ve yanlışlığın düzeltilmesini ister. Bu kulübün menfaatinedir üstelik. Ancak nedense muhasebe müdürü buna yanaşmaz.
Feyyaz, şaşkındır: "Ve enteresan bir şey oldu. O yanlış tarihli çeklerden birinin günü geldi çattı. Takdiri ilahi gibi bir şeydi sanki. Gittim Bak bunların tarihini düzelt' dedim. Ona rağmen düzeltmedi adam. Çekleri avukata verdim ama muhasebeci onunla da görüşmemiş. Bunun üzerine avukat da çeklerin arkasını yazdırmış. Tabii avukat çeki yazdırmanın futbol camiasında ne anlama geldiğini bilmiyor."
Feyyaz, bu olayı 10 dakika sonra bir gazeteciden şöyle öğrenir: "Sen çeki yazdırmışsın. Senin Beşiktaş'ta işin bitti!"

Seba'nın kırılmayan inadı
Yani Rıza'nın ortalarına artık kafa vuramayacaktır Feyyaz. Yuvadan "uçar".
Çek davasını ise şöyle kapatıyor: "Herkesi Allah'a havale ediyorum. Hiçbir suçum yok. O zaman yine de iyi niyet gösterisi yaparak o tarihi yanlış çekleri gidip kulübe iade ettim."
Olaylar bir kartopu gibi büyürken Feyyaz, kalemi kırıp kendisini kulüpten gönderen Başkan Süleyman Seba ile hiç görüşmez.
O "kolej takımı" acaba dağıtılmak mı istenmişti? MAF'nin F'sinin düşmesiyle artık bir dönem kapanmıştı çünkü: "Oysa bizi toplasalardı ve sizin vizyonunuz bitti deselerdi, biz de teşekkür ederdik."
Hayatı altüst olur Feyyaz'ın. İnsan içine çıkamaz olur. Güya, Feyyaz, "açgözlülük etmiştir ve para için Beşiktaş kulübünü küçük düşürmüştür".

Zaman ki her şeyin ilacı (!) o halde Süleyman Seba ile Feyyaz Uçar barışmıştır.
Fakat ne yazık ki yaşarken heykeli dikilen Seba, hâlâ daha affetmiş değil Feyyaz'ı: "Seba ile barışmaya çalıştık. Ama başkanım hâlâ bana sinirli." Feyyaz bu sözleri söylerken gülüyor. Ama belli ki "kibarlığından".
Ortak bir dostun düğününde Seba'nın elini öpmek ister Feyyaz ama ne çare...
"Elini öptürmedi. Dolmuş. Sinirli de olabilir. Şeyden de kaynaklanmış olabilir; daha sonra yazarlığım döneminde de bir iki yazım rahatsız etti herhalde onu. Başkanla ilişkimiz çok farklıydı sanki. Futbolculuğumda beni çok sevdiğini hissediyorum. Bizim aramızdaki kopukluğun büyük olmasının da nedeni bu. Sevmediği biri olsaydım ya da benim onu sevmediğimi düşünseydi belki önemsemezdi beni hiç. Onu çok sevdiğimi biliyordu. O yüzden gönül koymuştur. Olsun, büyüğümdür. Şimdi çağırıp 'gel buraya' dese hemen koşar giderim. Ama böyle yani. Yapacak bir şey de yok."
Seba'nın "değerler abidesi" Beşiktaşında Feyyaz'lardan sonra yaşananlara bakınca efsane başkana buradan Müslüm Gürses'in sesinden bir "sitem dolu pas" atmadan edemiyor insan:
"Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş/Tanrı istemezse insan ölmezmiş/Sen Tanrı mısın beni öldürdün/Eşime dostuma beni güldürdün…"

ERCAN SAATCI NIN yazisindan paragraflar
baslik soyle:YARADANA SIGINDILAR
Rüştü de hem sahada, hem de şahane oynuyor... Daha ne olsun...
Yıllar önce Fenerbahçe, Boliç’in muhteşem golüyle yıkmıştı Manchester’ı
Umarım Mustafa Denizli ve öğrencileri her zaman yaptıkları gibi "hiç beklenmedik anlarda" Beşiktaş’ı ikinci bir galibiyetle Avrupa Ligi’ne taşırlar.
O kadar da değil sayın Alex Ferguson. "Yedeklerinle", yenebileceğin kadar kolay lokma değiliz
YORUM SIZIN DIYECEGIM AMA IKI LAF ETMEZSEM ICIMDE KALIR.
sayin "ercan"
rustu harika oynadi eyvallah o 3 "..." noktalarin ne anlama geldigini ilkoulda bana ogretmenim ogretti.. cakallik yapma...uc nokta
bu mac dun oynandi neden 15 sene onceki fenerbahce macini atifta bulunuluyor onu anliyamiyorum.. yoksa yeni yeni takim tutacak cocuklarin akillarini karistirmak, diger balik hafizali taraftarlara ise ertesi gun iste konusacak bi mevzu yaratmak icin olmasin sakin...uc nokta
besiktas tarihinin en basarili serilerinden birisini yakalamis deplasmanda trabzon 2-0 icerde fener 3-0 deplasmanda manchester 1-0 ve sen cikmissin utanmadan, yuzun kizarmadan, gevis getirerek, agzindan salyalarar akitarak, kalemini satarak besiktas icin ustelik inonude CSKA ile olan maci besiktas icin beklenmedik bir galibiyet alirlar diye temennide bulunuyorsun haaaa ustalik burada bunu yaparkende ,VATAN MILLET SAKARYA muhabbeti yapiyorsun,
dinle SATILIK KALEM besiktas o maci inonude dove dove alir, almanyadaki mac ne olur orasi muamma, eger avrupada yolumuza de vam edersek biz BEKLENMEDIK galibiyetler almaya devam edecez ama A takim ama PAF takim

sy dedi ki...

Bugun MANU maci yazisini tesadufen, havaalaninda bosta duran bir Hurriyet gazetesinde okudum (hayatta para verip Hurriyet almam mesajidir bu). Inanilmaz guzel yazmis.

Isin asli Ercan Saatci yuzunden o kadar elestirdigim Hurriyet spor sayfasindaki tek pozitif ozellik de bu degildi. En son ne zaman gordum hatirlamiyorum; ama dizayn guzellesmis, sayfanin en ustune dunyadan kucuk kucuk haberler koymuslar. Korkum odur ki; Ercan Saatci bu spor mudurlugu isinde basarili olsun, ama yonlendirmesini yine Fenerbahce'den yana yapsin.

Bir bakin demek istemiyorum; cunku Hurriyet'e para kazandirmak istemem. Ama gercekten son gordugumden beri guzellestirmisler.

open your mind dedi ki...

gelmiş geçmiş en büyük en yetenekli golcümüz, sanırım hep de öyle kalacak. eski maçları bazen yeniden izliyorum da yetenek fışkırıyor kibarımdan.

ama muhasipin yanlış tarihe yazdığı çekin arkasını vurdurarak beşiktaş'tan gönderilmeyi hak etmişti..
vefadan bahsedeceksek metin'in vanspor, ali'nin kayserispor'da oynamasından bahsetmeliyiz bence, feyyaz kendi tercihini yaşadı...

Yorum Gönder

Ara