.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

3 Kasım 2009 Salı

İnönü'deler, Bu Gece...

Dişlerimi sıkmaya başladım... Heyecanlandığımda, gerildiğimde, sinirlendiğimde yaparım... Bu geceki heyecandan olsa gerek...
İki yıl önce Marsilya'yı bu heyecanla beklemiştim. Marsilya'yı da izlemeyi sevdiğim için... Liverpool da aynı şekilde tabii... Binlerce kilometre mesafeden izlediğin, bildiğin ve bir şekilde beğendiğin takımları kendi stadında, iki haftada bir gidip, evin bellediğin yerde izlemek çok acaip bir şey... Derbiye falan da benzemiyor, başka bir heyecan bu.
Wolfsburg'la geçen sene tanıştık... Fazla kilolar yüzünden yirminci merdivende tıkanmaya başlayınca spor salonuna gitmeye başladım... Salonda bu adamların üst üste 3. galibiyetine konu olan Hertha Berlin maçını izleme şansım oldu... Sonra destansı maçlar izlettiler bana, 4-3 Schalke, 5-1 Bayern, 3-1 Hamburg deplasmanı, ve son iki haftada artık Marsilya'yla beraber şampiyonluk yolunda tuttuğum Wolfsburg'un 5-0 ve 5-1'lik müthiş maçları... Biz biraz kasıla kasıla kazanırken, adamlar gümbür gümbür, bağıra bağıra şampiyon oldular. Marsilya'nın ikinci yarı dirilişlerinin aksine, bu adamlar 80 dakika oyunu rakip ceza sahasında oynayıp öyle kazandılar bu maçların çoğunu... 10 maçlık seri zaten dünyanın her yerinde şampiyonluk demek. Onlar için de öyle oldu... O seride bana fena da para kazandırmadılar, sağolsunlar...
Aradan 5 ay geçti, takımın başına Weh gelince onlar lige kötü başladı, hocası gelmek bilmeyen, yönetimi sorunlar yumağı olan Beşiktaş da... Biz asıl sevgili için kahır çekmekten metres bellediğimiz Wolfsburg'a üzülecek zaman ayırmadık. Kader de elvermedi, üzülelim, adamlarla aynı gruba koydu bizi...
Şimdi geçen sene futbol tatmini yaşamak için izlediğim bu takımı bekliyorum İnönü'ye... Eğer yer bulabilirsem, çizginin dibinde olmak istiyorum, psikolojik olarak bir santim daha aşağı çekebilmek için onları... Dile kolay, futbol oynayarak zirveye çıkılabilen ligin şampiyonu onlar... Yarın bu adamları yenip de gönderirsek Almanya'ya, varsın gök yarılsın, kafamıza 20 kilo daha yağmur düşsün. Razıyız nihayetinde... Saldır Beşiktaşım...

11 Yorum:

Gürcan Ulusoy dedi ki...

futbolculara yönelik "beklediğiniz gün, bugündür" pankartlarının bence tekrar ortaya çıkması lazım.

beşiktaş tribünü bu sene hiç bir maçı "kazanmak" üzerine oynamadı. ama bugünkü maç sadece kazanmak üzerine kurgulanacak. 1. dakikadan 90. dakikaya kadar.

belki 1 saniyeliğine bile heyecan dinmeyecek.

bu maça tribün de etki etmeli.

mad devil dedi ki...

yağmurlu bir günde görmüştüm seni
üstünde çubuklu formalar wardı
bir anda tutuldum aşık oldum ben
hayatın anlamı siyah beyazdır
ölümle yaşamı ayıran çizgi
siyahla beyazı ayıramazki
her yolun sonunda ölüm olsada
sevenleri kimse ayıramazki

esgo dedi ki...

Lazio ile oynadığımız çeyrek final maçından önceki psikolojiye bürünmüş vaziyetteyim. Heyecan, stres, korku birbirine karışmış durumda, muhtemelen birazdan yatağa girdiğimde de Ekrem Fink Ernst'li orta sahayı hayal edeceğim. Serdar Özkan'ı sağ çaprazdan ceza sahasına sokup, kaleci ile burun buruna getirecek, PSG maçındaki gibi golleri yağmurla dans ettireceğim.

Şu mutluluğu yaşamayı herkesten fazla hakediyoruz aq hadi bu sefer olsun ya ! Aşağıdaki tabloyu çok özledim.

http://i0911.hizliresim.com/2009/11/3/623.jpg

Yok abi bu iste bi terslik var, ben acayip derecede rahat hissediyorum, sanki konyasporla oynayacakmisiz gibi geliyor. çok rahat aliriz gibi hissediyorum, hadi hayirlisi diyelim...

"Şu mutluluğu yaşamayı herkesten fazla hakediyoruz" olay budur.
bizim kadar oyuncular da inansın yeter.

barfilozofu dedi ki...

Hava soğuk, bir o kadar da içim sıcak bugün, her şey hazır. Bir anda ayağa fırlama efektlerimiz, içimizden geçmese bile hüzün dolu suratlarımız bile içimizin bir yerinde… Sözlerimiz, bağrışlarımızı şimdiden duyar gibiyim. Senin için bu hava da yalnız bırakmamak benim hayalim. Bilirsin hayaller gerçek olması için hayal edilirler. Hayallerimi yıkma Beşiktaş’ım, bırakma beni kapalının orta yerinde yapa yalnız. Nefes alışlarımı ısınmak için değil senin için kullanmak ister, bu kalbim. Bırakma beni orta yerde, yapayalnız. Bırakırsan yıkılır, bu beden kalır, orda yapayalnız…

sozcelyk dedi ki...

bobo tello delgadonun inönüde marsilyayı ağlattığı günden beri inönüdeki hiçbir maç bugünkü kadar değerli olamadı. kazanırsak 2. turu bize getirmesi muhtemel olan bu maçı , yarım kilometre ötede kapalıda gündoğdu ile hissetmek varken yine evde yine ekran başında sikko spikerlerle takip edicez.

bu aşkın ızdırabını mı yoksa şansımı mı bilemedim..

kalbimiz ruhumuz beynimiz her şeyimizle 21:45 inönü..

zubi dedi ki...

Sabah boynuma doladım atkımı çıktım evden. Bazı günler maça giderken insanın ağzına bi beste dolanır, söyler söyler bırakamaz. Saat 9:23. İşten çıkıp semte gidene kadar içimizden, ondan sonra da bağıra bağıra "Saldır Beşiktaş'ım oooleeeey"

Bugün daha fazla post bekliyorum. Yoksa bu saatler geçmeeez=)

beşiktaş kravatımı takıp geldim bugün işe. maça verecek param da yok aslında, daha maaş almadık ama eğer kaldıysa, sanırım dayanamayıp alacağım bugün bilet. akşama gırtlağım patlayıncaya kadar bağıracağım "saldır beşiktaşım" diye.

yuki the zorba dedi ki...

"Saldır Beşiktaşım" bugünün tezahüratı olmalı...

Tribünde çok net hissedilir ya bu tezahüratın gelişi, çok seviyorum onu... Zaten tezahüratın kendisi böyle fena şekilde gaz, fena şekilde heyecanlı... Geçen sene Trabzon maçında bunu bağırırken Bobo golü attığında nasıl da yıkılmıştı ortalık...

Bu maç Marsilya maçının kopyası olsun. Herkes bir psikolojide ya, ben o psikolojiyle gidiyorum... Zor ama kazanılacak olan olsun. Bu sefer rakipte topa Taiwo gibi vuracak bir hayvan da olmasın mümkünse...

Pamukk dedi ki...

buraya girdikçe yazılanlar iç hoplatıyo,heyecan daha da artıyo...

bugün taraftara büyük iş düşüyor çok büyük evet yapabiliriz!daha önce de yaptık!

hadi akşam olsun mutlu bitsin. Amin...

Yorum Gönder

Ara