.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Eylül 2009 Pazar

Serdar Özkan - Matteo Ferrari

Dün akşam her zamanki Ali Sami Yen derbilerinden farklı bir akşamdı... Bu defa futbol adına doğru işler yapan bir Beşiktaş gördük sahada. Maça çıkan kadronun, tıpkı geçen yılın derbilerinde olduğu gibi ne kadar yanlış olduğu ikinci yarının başında gelen değişikliklerle sergilenen futbolla görüldü zaten, o ayrı bir konu. Daha fazlasını yazmayacağım... Onun yerine maçta olmayanların göremediği, bilemeyeceğini düşündüğüm bir ayrıntıyı paylaşayım... Maç bitti, tabii ki üzgündük. Sahaya baktığımızda umut veren o futbolu oynayan takım, yine gol atamadı, yine beceriksizdi vs... Oynanan futbol, hele 45-65 arasındaki o kişilikli futbol Türkiye'de herhangi bir takımın 20 dakikalığına dahi oynayabildiği bir futbol değil. Bunu gösterdi Beşiktaş, Süper Kupa Finalinin ilk 25 dakikasında olduğu gibi... Bazen iyi futbolun yetmeyeceği zaten ortada, kaleciniz hata yapar, bir saniye uyursunuz, vurursunuz girmez ve kaybedersiniz... Hatta 3-0 bile kaybedersiniz! Bilinen, kabul edilmesi gereken bir gerçek bu. Bu gerçeğe isyan eden çocuk, mağlubiyeti kabullenemeyen, iyi futbolun en önemli parçalarından biri olan, pozitif futbol oynayan, iki maçtır demode tek adam futbolunu bırakan Serdar Özkan oldu... Maç bitti... Ferrari, tribüne doğru karşı taraftan yavaş adımlarla geldi, ellerini kaldırdı ve naif bir şekilde alkışladı bizleri... Müthiş duygulandım, o ayrı bir şey, tribün de alkışlarla karşıladı Ferrari'yi... Acı olan şey ise şu, Serdar Özkan o performansına, tribündeki herkesi 65 dakika boyunca ümitvar kılan, Salı gününe umut taşımasını sağlayan o performansına rağmen tribüne gelemedi... Başını önüne eğdi ve gitti... Sonra öğrendim ki beceriksizim demiş... O pasları, bizim sahaya baktığımızda göremediğimiz boşluklara kolayca atan çocuk, varsın topu içeri sokamasın, futbola dönsün yeter. Futbola döndüğünde, o topları da içeri atacaksın Serdar, senin isyanlarına ihtiyacımız olduğunu gösterdin bize... Umarım iki maçlık değildir etrafındakileri oyuna sokan futbolun...

27 Yorum:

purplepurple dedi ki...

başka bi forumda bugün yazmıştım bunu:

ha bi de serdar özkan'a teşekkür ederim. 2 haftadır muhteşem oynuyor. o pozisyonlara serdar istediği ve girebildiği için girdi. yani doğru zamanlarda oralara koşabildiği ve önünü boşaltabildiği için pozisyon buldu. varsın auta çıksın.

stfud dedi ki...

serdar'ı bu hale sokanlar utansın ne diyeyim.

ian dedi ki...

kişisel algılama olmasın da, küfür yememek için gitmemiştir tribüne doğru. dün sahanın en iyisiydi beşiktaş adına. böyle devam eder umarım.

delgado dedi ki...

maç sonu röportajda kaçırdığı goller hakkında iki kez "beceriksizlik mi diyeyim.. şanssızlık mı diyeyim.." falan bir şeyler geveledi. o sıralar ömer güvenç üzerine gitti "sence ne serdar?" diyerek, uyanık herif :) serdar da herhalde bu benim beceriksizliğim daha çok çalışıcam artık vs. falan dedi. şanssızdık şanssızdım iyi oynadım falan diyeceğine böyle demesine çok sevindim gerçekten. umarım gelişimini sürdürür. kendisi takımın en iyisi olduğu maçlardan sonra bile kendisine küfretmeyi gelenek haline getiren mongollarla diğerlerini ayırır da desteğimizi hisseder... birçok kez söyledim yalnız ortasahadaki üçlüde çok daha verimli olabilir diye oraya monte edilebilirdi mesela tabata alınmasaydı.. görücez bakalım.

yuki the zorba dedi ki...

@ian
haklisin. Bunu da yazacaktim ama atlamisim detaylarda. Anlatmak istedigim de tam buydu zaten...

Unknown dedi ki...

@yuki
çok güzel ifade etmişsin sana tamamen katılıyorum.
ayrıca
@arif,serdar özkan bu hale kendisi geldi aslında,1,5 senedir yaptıklarını hatırlarsak saçımızı başımızı çok yoldurdu.ama şu 2 maçtır iyi bi havası var,akıllı işler yapıyo,takımı sahipleniyor,gerçekten varsın gol atamasın böyle devam etsin.biz onu bağrımıza basmayı da biliriz.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

g.antep maçında oyundan alınırken bile ıslıklandı bu çocuk... tribune nasıl gelsin yahu?

Deniz dedi ki...

Ya ben oyununda değilim. Devamlı diyoruz ya Beşiktaşlılık diye. Adam güzel örneklerinden birini sergilemiş. Ali Cansun vardı, 101. yılın son haftasında yenilmiştik de taraftarın tepkisine "ne deseler haklılar, iyi oynayamadık, haketmedik, özür diliyoruz" demişti (Okan Koç aynı maçtan sonra yaa bu hakemler bıraksın bizle oynamayı yaaa diye konuşurken)

Veya Baki vardı, adamın öküzce penaltı yaptığı maç sonrası puan kaybetmiştik, taraftar dellenmişti. O da maçtan sonra taraftar haklı, özür diliyorum demişti. Aynı pozisyonda oynayan Çağdaş Atan aynı işi yapıp bizi üç puandan edince tepki görmüş, "bu kafayla 10 yıl şampiyon olamazlar" demişti.

Diyeceğim o ki, inanılmaz iyi oynamasalar bile, bu tip adamların takımımda olmasını, öbür türlü adamların takımımda olmasına yeğ tutarım her zaman. Futbolunu da geliştirebilir, daha genç.

esgo dedi ki...

Şampiyonluk töreninde bile tribüne çağırılmayan bir adamın böylesi maçtan ve o pozisyonlardan sonra bu psikolojiye bürünmesine her ne kadar şaşırmasam da, özgüven aşılanan bir Serdar'ın neler yapabileceğini bildiğim için aradaki bu soğukluğa cidden üzülüyorum. Uzun zamandır Serdar'ı kazanmak adına kimsenin en ufak bir adım attığı yok, ama buna karşın beklentiler de o biçim tavan yapmış durumda.

Antep maçında her pozisyonumuzda topla teması ve %90a yakın isabetli pas yüzdesi tutturmuştu, dün gece de kazanmak adına canını dişine takıp, takımı ileri taşımak adına kıçını yırtan ve bunu başaran tek adamdı diyebiliriz, ama işte skor gelmediği için olası bir kötü performansında protestoların hedefi olma riskini ve stresini hala üzerinde taşıyor.

Antep maçının devre sonunda yakalayıp da sol ayakla kaleciye teslim ettiği pozisyon beni fazlasıyla umutlandırdı. Geçmiş sezonlardaki Serdar, o pozisyonda topu kaybetme riskine aldırış etmeksizin sağa çekip daha net bir vuruş yapmaya çalışır, muhtemelen de kaybederdi; ama buluşur buluşmaz doğru tercihi yapması ve hızlı düşünmesi saç baş yolduran ''top sevdasından'' yavaş yavaş arındığının göstergesiydi.

menderes mete dedi ki...

Yaklaşık 2 yıldır çevremde ki herkesle Serdar Özkan yüzünden tartışırım.Bunu altyapıdan çıktığı için de yapmıyorum.Çok yetenekli olduğunu düşünüyorum.Bazen çok küfürde etmişimdir kendisine ama haksızlığa çok uğradığını düşünüyorum.Milyon eurolara alınmış ama takıma onun kadar katkı yapmamış oyunculara bile daha çok sahip çıkılmıştır.Bu zor dönemlerde aslında takımımıza çok önemli bir şans doğdu.Gördük ki elimizde çok yetenekli gençler var.Bunlara yatırım yapma zamanı gelmiştir.Aslında 2010 seçimlerinden sonra gelecek yönetim istemeden de olsa gençlere yönelecektir.Bu kadar borç varken yapılacak başka birşeyde yok bence.Ama bazen zorunluluklardan çok büyük kazançlar elde edilir...

frankenstein dedi ki...

teşekkürler sonunda serdar özkan'ı öven bi yazı gördüm bir yerde.beşiktaş taraftarına kızdığım tek konu budur.serdar özkan antipatisi hatta düşmanlığı.ne yapsa yaranamıyor.bence müthiş futbolcu.ayrıca altyapı ürünü.beşiktaş çocuğu.el üstünde tutulması gerekirken düştüğü durumlar üzücü..

Unknown dedi ki...

100 maçın ikisinde iş yapmış bir adamdan bahsediliyor. serdar çoğunlukla banko oynadı bugüne kadar. gs maçında parladı ama bal yapamadı.
liverpool maçında da gol atınca da(rakip kendi kalesine atmıştı ya neyse) bir heyecan oldu taraftarda benim pek paylaşmadığım. inşallah ben yanılıyorumdur yıllardır. fakat hiç inancım yok serdara.

ben gs maglubiyetinden cok serdarın kahraman ilan edilme ihtimaline üzülüyorum. yorumlara ve çevreme baktığım zaman da korktugum başıma gelmiş gibi :(

geloraptor dedi ki...

Mustafa Denizli'nin geçenlerde "Serdar'ı ne olursa olsun Beşiktaş'a kazandıracağım" gibi bir demecini okumuştum.

Serdar şu iki maçta yaptığı sıçramayı 3 sene once yapsaydı su an arda yerine onu konuşacaktık. bence serdar 25 26 yaşlarında biraz geç de olsa çok daha faydalı olacaktır...

Taraftar ile barışırsa daha yararlı olacak fakat yenilirken herkes günah keçisi arar ve bu günah geçisi son bir bucuk iki senedir hep serdar özkan

bundaki hata ise bence taraftardan cok kendinde çünkü becerisi olmasına rağmen onu nası kullanacağını veya geliştireceğini bilmeyen bir oyuncu yine de gelecek için hala umut var

Bu yorum yazar tarafından silindi.
esgo dedi ki...

Tello'nun sağ ayağına gelen bir topta, sol ayağı ile vuruş hazırlığı yaptığı andaki kadar heyecanlanan var mı çok merak ediyorum. Bence pek yok, varsa bile Serdar'ın sol ayağına gelen toplarda mutlak gol bekleyen kesimden az olduklarına eminim. Hal böyleyken Serdar'a bu açıdan bir eleştiri getirmek biraz ağır kaçıyor gibi.

Yalnız Serdar'ı, Arda ve Messi gibi ters kanatta kullanmak onun üretkenliğini de arttıracaktır; şu an sağ kanattan ilerlediği her pozisyonda çizgiye inip orta açmaktan ve topla buluşup ceza sahasına girdiği pozisyonlarda topu sola çekip açısını genişletmekten ve ters ayakla şut çıkarmaktan başka şansı yok. Hele bir de ceza sahası içinde yalnız kalmışsa, kaleci ve defansın beklediği ve tahmin ettiği hamleyi yapması kaçınılmaz oluyor.

valla eser ben de tam tersi olarak, serdar'ın kötü oyunun sağ kanattan, sola geçtiğine döneme denk geldiğini düşünüyorum. çünkü ilk çıkış yaptığınsa, ertuğrul sağlam onu sağ kanatta oynatıyordu, oradan sürekli gidip gelip orta yapıp, içeri giriyordu, ne zaman ki sola çekti, tek yaptığı her pozisyonda topu sağ ayağıyla çekip orta yapmaya ya da çalım atmaya çalışan bir adama dönüştü.

halbuki ben de aynı şeyi düşünüyordum, solda sanki hasan şaşın iyi zamanı gibi oynayabilirmiş gibi geliyordu ama olmadı. şimdi sağdayken yine kendini bulmaya başladı, bakalım şu haliyle en azından kadroda kaliteli bir türk oyuncu daha kazanılmış gibi gözüküyor ama tabii bir kaç maç daha bakmak lazım, umarım geçiçi değildir bu yükseliş.

Sertug Ozgur dedi ki...

Serdar Özkan'ın bu hale gelmesinde en büyük hata kendisinde. Kiralık geldiği ilk sezon, Ertuğrul Sağlam'lı ilk dönemde büyük bir çıkış yakalamış, bu çocuk çok iyi olacak diye beni beklentiye sokmuş, fakat sonrasında fizik ve mental olarak 1.5 senedir büyük bir çöküntü yaşamıştı. Kendine bakmadığı belliydi ve gece klüplerinde çıkan purolu görüntüleri de bunu doğrulamıştı.

Bir futbolcu kendine iyi bakmıyorsa düşer, taraftar da tepkisini koyar, bu kadar basit.

Duygusal bir oyuncu olduğu belli, mesela Arda kadar kendine güveni yoktur kişilik olarak tahminimce.
Ama bu hale gelmesinde en büyük suç kendisindedir dediğim gibi.

Hazır yaptığı açıklamalar ile futbol oynama isteğini göstermesiyle birlikte taraftarın bundan sonra daha toleranslı olması temennim. Bu çocuğun bu sene son şansı olduğunu düşünüyordum sene başında. Neticede kendisi de bunun farkında olmuş olmalı ki iyi yolda gidiyor, oynadıkça kendine güveni gelir zaten. Umarım eski hatalarından ders almıştır, bu taraftar neyin ne olduğunu görür ve desteğini de verir.

Not olarak: Ben de Serdar'ın sağda daha iyi oynadığına inananlardanım.

esgo dedi ki...

Yalnız Ertuğrul'un Serdar'ı kullanma şekli ile Denizli'nin şu an verdiği görevler arasında fark var. Şu an herşeyden önemlisi doğrudan forveti destekleme ve golde 1.adam olma gibi vasıfları olmalı; bu yüzden rakibi iki tarafından da ekarte etme şansının olması ve güçlü ayağı ile şut açısı yakalamasın onu daha etkin kılacağını ve rakip tarafından çözülmesinin daha zor bir hal alacağını düşünüyorum; sezon öncesi Porto maçını hatırlarsak sol tarafta sakatlanana kadar yine sahanın en iyisiydi. Bu sezon zaten belirgin bir yükseliş var ve iyi hazırlandığı her halinden belli, görev aldığı iki resmi maçta da sağ tarafta oynaması ''sağa geçtiği için başarılı oldu'' şeklinde yorumlanıyor gibime geldi; belki de gerçekten böyledir ama şu an her açıdan hazır olduğunu düşündüğüm Serdar'ı sol tarafta izlemeden sağlıklı bir kıyaslama yapamıyorum. Yani evet bu sezon sağda iyi oynuyor ama bu haliyle solda neler yapabileceğini henüz görme şansımız olmadı :)

carlito dedi ki...

Klasik 4-4-2 oynasak bi maçta, Tello solda Serdar'da sağda oynasa, Nihat'ta en iyi oynadığı yer olan ileri ikilide oynasa yanında da Sociedad'da Kovacevic'in yaptıklarını yapacak bi Batuhan oynasa herşey daha güzel olur sanki...


Dünki maçta bi pozisyon vardı, Serdar tam topu kaleye atacakken H.Balta araya girip golü engellemişti, eğer Serdar fizik olarak biraz daha güçlü olsaydı o pozisyonda Balta o kadar rahat müdahale edemezdi topa, biraz yedirsinler güçlendirsinler şu çocuğu artık.

Sertug Ozgur dedi ki...

@Eser Gökulu

Geçen seneki Serdar'ın soldaki performansına göre sağda daha iyi oynar dedim, ama sen yazdıktan sonra aklıma geldi; sanki sağ tarafta ne oynadı ki?

Aslında Gaziantep maçında solda oynadı bunu unutmuşsun -iyi de oynadı- ama tabii ki haftalar geçtikçe göreceğiz.

Bana kalırsa solda oynadığı zaman gol veya tehlike bölgesinden uzak kaldığını, gol bölgesine yönelik pozisyon almada dezavantaj yaşadığını ayrıca birebirde daha zorlandığını düşünüyorum. Daha da açıklamak gerekirse, Serdar'ın stili daha çok dikine gidip yani çizgiye inip, öldürücü darbeye yönelik. Arda veya Hasan Şaş gibi top hakimiyetiyle-tekniğiyle değil de driplingle adam geçme özelliği öne çıkıyor. Buna mukabil, sol ayağı zayıf olduğundan, sağ açıkta oynaması çizgiye indiğinde daha iyi pas atma ve 'ceza sahasındaki dağılımı görme' şansına yol açıyor ve soldan sağa topu çekiyim gevelemesine yol açmıyor.

Kısacası, sağ tarafta daha 'efektif' olacağını düşünüyorum.

Tabii ki biraz daha güçlü ve kendine bakmasının devam etme varsayımları doğrultusunda geçerli yaptığım naçizane bu tespitler.

Demedi demeyin serdar'ın Manutd'ye golü var! bilen bilir kendisini en baştan beri savunmuşumdur, şimdi bakıyorum sözlükte de kendisine 7 tane entari girmişim.

Kendisine güvenmeye devam etmek lazım diyorum ama özellikle ayakta kalabilme konusunda çok eksiği var, omzu yedi mi düşüyor. Sağda ya da solda oynama farkı da aslında burdan geliyor. sağ kanatta topu önüne açarak, gerekirse solundan atıp sağından geçerek rakibini geçiyor ama ters kanatta dripling yeteneği yanında fiziki temasa dayanıklılık da önemli. çünkü ters kanatta yaldır yaldır koşacak yeriniz yok, sıfıra inmeyeceksen topu içeri çekerken rakibin amiyane tabirle sürtmesine karşı koyacaksın, gerekirse elin kolun da çalışacak ama ters kanattaysan yıkılmak gibi bir seçeneğin yok.

bu adamı 2 3 ay kondisyon salonunda çalıştırmak lazım, o zaman sol forvetin değişmez ismi olur bakın görün.

tartışmasız takımın en iyisiydi serdar.biraz becerikli olsa 3 yememize rağmen daha fazlasını atabilirdik.
ama bun adı beceriksizlik midir, onu bilmiyorum.
bildiğim şey bu gidişle beni kanser edeceği.

Pamukk dedi ki...

hala takılı kalmış plak gibi serdara küfür edenlere saygılar.
son vuruşlarını geliştirememiş kendi kadar senelerdir başındaki hocaların da suçu vardır heralde.

ferrariye gelince, kazandığmız br maç sonunda mutlu halde tribüne geldiğini görmek istiyorum

esgo dedi ki...

@lakerda

antep maçında genelde sol tarafta gözükse de, maç boyunca çok dolaştı; yani oynadığı bölgeyi g.saray maçındaki gibi net tanımlamak pek mümkün değildi ama haklısın yine de ağırlıklı olarak sol diyelim. ( dün hangi ruh haliyle sağ dediysem:) )

ama Serdar'ın sadece ofanstaki verimliliğini düşünerek tercih etmek de sıkıntı doğuruyor; özellikle İsmail tercihi yapıldığında Serdar'ın savunması diğer kenar hücumcularına oranla nispeten daha gelişmiş olduğundan İsmail'in yaratacağı sıkıntılar minumuma iniyor; aksi taktirde süper kupada wederson, g.saray maçında da sabri'nin göze batması kaçınılmaz oluyor.

***

şu çocuğun yaşadığı acıların 10'da 1'ini yaşamamış adamlar (Allah yaşatmasın) her olumsuzlukta tüm stresini Serdar'dan çıakrır oldu; yine de iyi dayanıyor,sabrediyor, ağzını açıp da tek kelime etmiyor. Salı günü buzlar erisin artık!

berthelemy dedi ki...

geçen sene eskişehir deplasmanında tüm takım tek tek tribüne çağırılırken bir tek serdar özkan çağırılmamıştı. evet o günlerde çok kötü oynuyordu ama maç öncesi bu psikolojiye soktuğun adamdan nasıl performans bekleyebilirsin. desibel rekorları kırarak iyi taraftar olunmuyor maalesef.

Yorum Gönder

Ara