10 Eylül 2009 Perşembe
Neden Hedef Beşiktaş?
Askerliğini yapmış her er kişi bilir “Neden Hedef Türkiye” videosunu. Herkes bizim düşmanımız, herkes bizim kuyumuzu kazıyor olduğundan ordumuza daha da sıkı sıkı bağlanmamızı öğütleyen bu kısa filmin, uzun olanını yıllardır Fenerbahçe yönetimleri çekiyordu. Türkiye’nin en çok taraftara ve en güçlü ekonomisine sahip olduğunu iddia eden Fenerbahçe Cumhuriyeti, aynı zamanda da en çok düşman yaratan kulübüydü ki hala da böyledir. Federasyon, hakemler, medya ve futbolun içindeki diğer unsurlar hep Fenerbahçe karşısındadır. Yönetimin ve taraftarın algısı bu yöndedir.
İşin Beşiktaş kısmına geldiğimizde ise, ne mutlu ki bizlere! artık rakibimizi bu konuda yakalamak üzereyiz. Seba dönemi hepimizin malumu. O zamanlar kolun, yen içinde kaldığı zamanlardı. Ardından Bilgili, değişimi Seba dönemine dair ne varsa değiştirmek zannederek başladığı işi tam öğrenmek üzereyken, kurumsallaşma adına doğru hamleler yapılmışken, her şey tepe taklak gitti ve sonunda hepimizin başkanı! Demirören geldi ve yıllardır düşman yaratmakta bir numara olmuş Fenerbahçe’yi kendisine düşman bellemekle başladı işe. Yıllarca bir kere bile duruş demeden, sadece doğru bildiğini yapmaya çalışan koca camia birden, duruş diye sayıklamakta, aynı zamanda da sürekli irtifa kaybetmekteydi.
Paranoya hepimizin aklını aldı. Komplo teorisini üretmeyenimiz biraz eksik kaldı. En kötü senaryoları kafamızda yokladık hep. Fenerbahçe’den farkımız şu ki, kulüp sadece dışarıda değil, içeride de düşman yaratmakta çok usta. Demirören’in amacı kulübü almak… İki büyük yaratılmak isteniyor… Ertuğrul Sağlam’ı kulübün içine sokan yeşil sermayedir… Mustafa Denizli Beşiktaş’ı bitirme projesinin son hamlesidir… Derken o son hamle, son şampiyonluğu getirdi. Umudum artık bu karamsar tablonun ve komplo teorilerinin bitmesiydi ancak bitmedi ne yazık ki.
Bitmesin dertler bir yana da, sıkılıyorum bu durumdan. Ben de az komplo teorisi üretmedim, az inanmadım ortada dolaşan söylentilere, kabul. Zaten konu teorilerin gerçekliği değil. Sadece sıkıntıya gelemeyen bir bünyeye sahibim. İstiyorum ki sadece futbol konuşulsun, taktik, teknik, psikoloji üzerine yoğunlaşalım, afaki konulara çok kafa yormayalım, arada da geyik yapıp eğlenelim ama mamafih mümkün olmuyor. Hep bir bittik, bitirildik, yandık, kül olduk, etik, vergi, borç, duruş, medya, hakem. Öeeh..
Şimdi de Galatasaray maçı. Son yıllarda o statta hakeme rağmen kazanmak zorundayız hep, eyvallah da, maçtan önce buna yoğunlaşmaya gerek yok. Daha önceleri de maçtan evvel kıllandık, hakemden tırstık, sonuç yine aynı oldu, hakemler bildiğini okudu. O yüzden bunları düşünmenin faydası, endişelenmenin manası yok. Ben takımdan yana rahatım, rahat olmayan da nasıl olsa yeniliriz diye izlesin, onlar da rahat olsun ancak maçtan önce, hatta maçtan sonra kimse Ümraniye’dekilerin kafasını bulandırmasın. Son iki yıldaki Avrupa hüsranlarının öncesindeki maçları düşünürsek, bu biraz daha anlamlı olabilir belki de. Kadıköy’deki malum düdükler ve arkasından sinir krizine giren bir camia ve Liverpool hezimeti, geçen seneki İBB maçında verilmeyen 2 gol ve yine kendinden geçen bir camia, sonucunda da 4 gollü Metalist mağlubiyeti.
Pazar günü gazetelerde “Ali Sami Yen’de Seri Sonu” başlığını görmek üzere…
Etiketler:Beautiful Freak
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
3 Yorum:
Ne "duruş"sa bir duramadılar, bugün de Kenan Öner hakeme (Bülent Yıldırım) güvendiğini açıklamış. Celal Kolot abimizde yönetime girerse dünya çapında hoca getirecekmiş, ya Ertuğrul'u getiren ekipte yok muydu bu arkdaş, yanlış mı hatırlıyorum? Ya sabır...
GS'ye karşı puan kazanılan son 2 deplasman maçı hakemlerini ve kararlarını da hatırlatırım.
katılıyorum. beşiktaş "duruşu" kendiliğinden olan bir duruştu. söze dökmeye gerek olmazdı. siz hiç "ben çok ahlaklıyım, tevazu sahibiyim, farklıyım" diyen birinin bu hasletlere sahip olduğunu düşünür müsünüz? duruş kelimesi ağza alındıktan sonra kayboldu o büyü işte