Ne bekliyordunuz, "Bundan sonra gol sorunu yok, her maç en az 1 gol olmadı 1 asistim var. Hangi forvet olursa olsun, isterse en kazması olsun ben ona golü zorla attırırım. Nihat formsuz olsa da oynuyormuş, topları eziyormuş, olsun onun sorumluluğu da bana ait. O kadar para ödediniz ben de tek başıma takımı yarı finale çıkartıp bu parayı amorti ettireceğim" mi deseydi?

Burada soru soran muhabirin soruş biçimi de önemli. "Evet Tabata, camia senden çok şey bekliyor. Beşiktaş'ın derdine derman olabilecek misin, Beşiktaş'ı bu sıkıntılı günlerden kurtarabilecek misin" minvalinde bir soruyla karşılaşan her futbolcu aşağı yukarı aynı şeyi söyler. İşin komiği, Tabata gelecek dertler bitecek havasını da yaratan bizzat basının kendisi.

bu sorunun cevabı şu olsaydı
BEŞİKTAŞTA ÇOK GOL ATMAK VE ATTIRMAK İSTİYORUM
o zaman çıkacağı ilk maçta ki formsuz ya da etkisiz futbolundan sonra sizce basın dünyası ne yazardı ertesi gün ? peki ya camia dan ne tür sesler yükselirdi ? artık bizim oyuncularımız KARTALLAR YÜKSEK UÇAR değil biz aşağıdan uçalım diyorlar. artık bizde aşağıdan uçalım değil mi ?

sanırım yazıda, tabata'nın söylediklerinden çok; taraftar ve camianın futbolcu üzerindeki etkisine vurgu yapılmış.. bunun üzerinde durulması lazım.. mesela; takıma yeni gelmiş, çocukluktan beşiktaşlı (ki çok da önemli diil bu), gelecek vaadeden gencecik bir çocuğa, inönü'deki ilk seyircili resmi maçında, ayağından bir top kaçırdı diye el kol hareketleri yapmamak lazım, o çok sevdiğimiz beşiktaş'ın kalbi olan o kapalı tribünden..

olmasa daha da iyi ama ayağından top kaçırana ara sıra el kol hareketleri olacak, olmasa iyi ama ara sıra hal hatır da sorulacak ! olmasa iyi ama ara sıra stres de olacak. Bunlar olmadan pek tadı tuzu olmuyo bile.

tabatanın ne dediği umrumda değil aslında , önümüzdeki maçlara bakıcaz iyi oynadık bireysel hatalardan maç kaybettik tarzı bi söylem bu.

maça çıksın serdar özkan gibi 3 oyuncu arasında kaybolsun , sabri gibi şut çeksin o zaman görelim tabata efendiyi..

ben çok umutluyum kendisinden