.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

TSL 2. Hafta Beşiktaş 2-0 Antalyaspor

Stat: BJK İnönüHakemler: İlker Meral, Serdar Diyadin, Mustafa Sönmez, Çağatay Şahan (4.) Beşiktaş: Hakan Arıkan, İbrahim Üzülmez, Sivok, Fabian Ernst, Erhan Güven, Ferrari, Tello, Fink (Dk.65 Uğur İnceman, Bobo, Nobre (Dk.65 Holosko), Nihat. Yedekler: Korcan Çelikay, Uğur İnceman, Serdar Özkan, Holosko, Necip Uysal, Rıdvan Şimşek, İsmail Köybaşı. Teknik Direktör: Mustafa Denizli Antalyaspor: Ömer, Kerim, Yalçın, Orhan, Şenol, Zitouni, Eruğrul (Dk. Korhan), Sedat (Dk.70 Hakan), Fatih, Balili (Dk.78 Volkan), Veysel. Yedekler: Musa, Hakan, Polat, Volkan, Batak, Korhan. Teknik Direktör: Mehmet Özdilek Goller: Holosko (Dk.73), Tello (Dk.78) Sarı Kart: Erhan Güven (Dk.82)

75 Yorum:

Cherubim dedi ki...

2009-2010 sezonunun İnönü'deki seyircisiz ilk maçı. Bu seneki federasyon ve medyayla daha seyircisiz birkaç maç çıkaracakmışız gibi bir hisse sahibim..

Su seyircisiz mac cezasina adam gibi bir alternatif bulamadilar ya yillardir, ben ona yaniyorum. Ekran basinda izlemek bile eziyet oluyor (gerci futbolcular arasi "dinamik"leri net bir sekilde duymak ilginc bir tecrube..)

alper dedi ki...

Bu yavşaklar 4.haftada ki gerçek manada seyirci le ilk buluşmamızı da CUMA gününe almışlar.Bence esas sorun bu.Ki okuduğum kadarıyla o hafta cumartesi günü tv den maç yayınıda yok üstüne üstlük.Eee o halde bizimki niye cuma...

p.tesi
seyircisiz
bobo
yusuf tello sakat
10.5
transfer
demirören

eeehhhhhhhh ...

Kalten dedi ki...

Galatasaray'a beşer beşer verilen penaltıların bir kez daha Beşiktaş'a verilmediğini görüp delireceğimiz maçtır diyerek sözlükvari bi yorum yapalım

Okan dedi ki...

4. hafa c.tesi günü gs maçı varmış. maçı canlı yayınlanacak takımlar (fenerbahçe,galatasaray,trabzonspor,sivasspor) avrupa ligi ön elemesi oynayacakları için cuma-pazartesi maç oynaması en uygun takım şimdilik biziz.
antalyaspor maçı kolay geçecekmiş gibi geliyor bana. kötü bir puan kaybı yaşamayız umarım.

Gökhan dedi ki...

@ okan

emin misin gs'nin 4.hafta c.tesi oynayacağına,onlar da o hafta arası uefa macı yapacak,perşembe tallinn ile oynayıp 2 gün sonra lig maçı oynamaları zor,ben pazartesi oynayacaklar biliyorum.
cumartesi sadece anadolu takımları kendi arasında oynuyor.

Okan dedi ki...

ben epey yanlış bakmışım maçlara. ksusra bakmayın. cumartesi günü boşmuş hakikaten.
maç günlerini belirleyen her kimse buradan selam ediyorum kendisine.

alper dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

alper gol gol gol !!!

alper gol gol gol !!!

matiasemilio dedi ki...

biraz fazla küfürlü olmamış mı alper ?

AQ-47 dedi ki...

Seyircisiz maçta TV'den bile izlenmiyor kareşim...Adamlar stadda nasıl oynasın...Hakkaten hazırlık maçı.

Endişelenmeyin.Bizimkiler maça ne olursa olsun yüksek konsantrasyonla çıkacaktır.Daha resmi maçlarda galibiyetimiz yok.Rehavet veya konsantrasyon sorunu olmazAntalyaspor'da ligin en zayıf takımlarından biri.En etkili oyuncuları sağ kanattaki ali zitouni.Bu maçta sol bekte ibrahim üzülmez oynarsa daha iyi olur.2-0 alırız diyorum.

Kalten dedi ki...

Fener de ofsayttan gol attı, artık bu ligi neden izliyorum diye soruyorum kendime bir Beşiktaşlı olarak

Bütün bunların cezası bir yerden çıkacak, inşallah ben kendi ömrümde görürüm

Evet bu kadar kin tuttum

AQ-47 dedi ki...

Colin Kazım'ın pozisyon ofsayt değilse Ersen Martin'inki neden ofsayt? Sivas'ın geçen senelere göre oldukça gerilediği ortada, Mehmet Yıldız olmadan ilerde topu tuatmıyorlar, son 30 dakika defanstakilerin yürüyecek hali kalmamıştı. Hakemin golü de tuz biber oldu. Ancak Fener'in öyle ya da böyle golü atacağı belliydi. Fener'in Alex olmadan ne olduğu ortaya çıktı, karşılarında Sivas dışında herhangi bir Anadolu takımı olsa ne yaparlardı? Peki şu sorununun cevabını verebiliyor muyuz: Neden bizim takımımız Alex gibi organizatörü olmayan Fenerbahçe kadar bile karşı takımın üzerine gidemiyor da kontraatak oynuyor?

Adsız dedi ki...

hemen gaza gelmeyelim derim ben sadece, süper kupa'dan beri ayak oyunu lafları dönmeye başladı, olabilir, ama camianın stres seviyesi çok yükseldi şimdiden doğru değil bu.

jeankier dedi ki...

http://seviyoruzbuoyunu.blogspot.com/2009/08/ms-mis.html
tabak gibi ofsayt golü ile 1-0 öne geçmiş bir takım ile aramızdaki puan farkı 5' dir.. maçı almak lazımdır, gel gör ki 3 sene şamp. sözü vermiş adam iyi çalışmaktadır, saha içinde saha dışında.. Allah yardımcımız olacaktır.. inşalla..

Kalten dedi ki...

Fenerbahçe 50 senedir kulüp karakteri gereği bu işi böyle götürüyor, GS de Adnan Polat/Ergun Gürsoy duo'sunun yönetimde görev almaya başladığından beri böyle.

Bizim yarın yine nizami gollerimiz verilmez, yine penaltılarımız badem olur, ondan sonra yine unuturuz. Sonra televizyonlarda "Muhteşem Fener", "Galatasaray dört dörtlük", "BJK sorunlu" gibi yorumlar atılır, biz de "aman dikkat beyler", "bakın sağduyu" diye diye puanları veririz.

"PAF takımla çıkarız" tarzı karikatürize açıklamalar yapmakla değil ama, bir şekilde hakkımızı korumamız lazım bizim.

En azından bizim maçlarda yapılan hatalardan BJK lehine olanların oranının GSFB maçlarında yapılan hatalardan bu ikisi lehine olanların oranına yaklaşması lazım. Eğer bunun olması için renkli büyükler kadar "korkutucu" olup etki altında bırakmamız gerekiyorsa da bu etkiyi, bu "karizma"yı sağlayacak adamlar tarafından yönetilmemiz lazım.

Bu tip adamlar gelmediği sürece Nihat'a verilen 4 milyon euro'luk bonservis ücreti çokmuş diye tartışılır, Topuz'a verilen 9 milyon euro başarı olarak sunulur. İtalya'da yıllarca kalburüstü takımlarda oynayan Ferrari'nin aldığı ücret aşırı bulunur, Lugano'nun tüm İtalya'yı turlayıp takım bulamadıktan sonra imzaladığı "şartları açıklanmayan" kontratı başarı olarak sunulur.

Hatalı olanlar aslında kızıp söylendiğimiz, organize işlerden sorumlu olduğunu düşündüğümüz A.Y., A.P. değil, biziz.

Yapı olarak acıyı seviyoruz, ondandır.

Zaten -belki biraz sert bi yargı cümlesi ama- acıyı sevmeyip, golleri, puanları, şampiyonlukları sevseydik, Beşiktaşlı olmazdık.

alper dedi ki...

ben dün daha maç oynanmadan sövmüştüm.:)))
bu sene bu ligde bize ekmek yok..ama Allah büyük be.elbet bizim göztepe gibi olacak bu ..........

alper dedi ki...

@kalten

tebrik ve takdir ediyorum seni.uğursuz terim yaygarasının kopacağı ve 4 yıl şampiyonluk falanda gelmeyeceği 96 da vanspor maçında verilmeyen penaltıdan beri yapılan kasıtlı!!! hataları bir ajandaya yazsaydık kırtasiyeci zengin olurdu bize ajanda satmaktan.etrafımdakilere hep derim zaten..şu hayatımda bir kere beni çok izlenen bir tv kanalında akşam haberlerine çıkarsalar gs yi ve yapılan haksızlıkları anlatacağım o ekranda.program bitiminde ertesi gün ülkede darbe olur.insanlar ayaklanır.bu kadar ahlaksızlık ve haksızlık karşısında.

AQ-47 dedi ki...

Denizli şu 10,5 işini içerden adam bulur çözeriz gerekirse demişti, belki de Antalya maçı tam da sırası...Takımın ilk onbirine bakacak olursak üst düzeyde mücadele eden 8-9 kişi sayarız. Denizli sol açık veya orta 3lünün ortaya şu Onur Bayramoğlu'nu koymayı bence bu maçta denemeli, transferi daha ortada yokken hakkında yazılanlar çok etkileyici, denildiği gibiyse kendini bir-iki maçta parlatabilir. Yanına gerekirse Yusuf, Tello veya Serdar abileri konabilir. Seyircisiz maç, hata yapsan da tepki almazsın, hatta bir sonraki seyircili maçta arkanda belki moral vermeyi düşünen taraftarlar da olabilir. Üzerinde ciddi düşünülmeli.

Ze1903 dedi ki...

Antalya maçını ne olursa olsun kazanmalıyız mümkünse bol gollü. Galibiyet basın tarafından umutsuzluğa zorlanan ,sindirilmeye çalışılan Beşiktaş taraftrına geçen senenin 2 kupalı şampiyonu olduğunu hatırlatacaktır.

Ze1903 dedi ki...

Denildiği gibi ilk seyircili maçımız cumartesi maç olmamasına rağmen cuma günü ise bu yönetim ne iş yapar anlamıyorum.Aziz denen adam geçen sezonun bitiminden beri dün attıkları ofsayt gollerinin yolunu yaparken bizim yönetimimizden Beşiktaşın hakkını korumya yönelik hareketler görememek çok üzücü.
Geçen sene devre arası istifası istenen başkan ve yönetimin;yıllardır yapılan kötü icraatların,hareketlerin,demeçlerin,transferlerin.... 2 kupa ile unutulmuş olması beni dahada üzüyor.

matiasemilio dedi ki...

ofsayttan gol atan fenerin golden önce penaltısının verilmediğini unutmayalım arkadaşlar,gerek yok şimdiden tezgah komploları üretmeye,düşünmeye..
bu maç serdar'dan patlama bekliyorum..

asist time dedi ki...

Bobo'dan bu gece iyi bir kapak bekliyorum.

stfud dedi ki...

kötü mü oynuyoruz bana mı öyle geliyor?

Ze1903 dedi ki...

Sana öğle gelmiyor bildiğin kötü oynuyoruz.Özellik ilk 25 dakika hucüm anlayışımız ileri topu şişirelim bakalım ne olcak diyeydi.Sonradan biraz pas yapmaya çalıştık ama takımda isteksiz ve formsuz oyuncular var.

delgado dedi ki...

biraz fazla erkek oyunu oynuyoruz gibi geldi.

gerçekten de maçın bazı bölümlerinde herkesin göremediğini görecek, ince oynayacak bir adama ihtiyacımız var. mesela delgado şu maçta birkaç sayıda daha fazla gol pozisyonuna sokabilirdi takımı.

ilk yarının sonlarında ibo'nun zitouni'ye ana avrat küfredip şifo'dan azarı yedikten sonra ne diceni bilmeden ağzında iki üç laf geveleyerek özür dileyip sırıtması mükemmel bir andı. nazar değmesin iyi gözüküyor bugün.

asist time dedi ki...

Uzerimizde bir olu toprak var sanki, hazırlık macları olsun lig macları olsun. Bir gol atarsak bu olu topragı uzerimizden atıcagımızı dusunuyorum. Cunku herkes de bir telas bobo ben atıyım diyor Nihat ben atıyım diyor.

Aslında hucumda ayagı pas oynayarak rakibin savunma duzenini cok rahat bozabiliyoruz ama ne yazik ki Guiza veya Baros gibi bir forvetimiz yok Nobre yine aynı kimseyi şaşırtmadı ve 6 pasdan kacırdı golunu.

Son olarak da dikkatinizi cekti mi bilmiyorum ama Omer ortalama 20 top kullandı ise bunların 15 ini direk Ali Zitouni'nin kafasına attı.

Mustafa Hoca Nobre'yi çıkarıp Bobo'yu one cekip Ismail'i sol one koyabilir.

Nobre'nin Omer'i iceri soktugu pozisyonu mu diyorsun golunu kacirdi derken?

asist time dedi ki...

ewt telaşdan topu kafa ile koşeye atmak yerine omerin kafasına topu nişanlamayı başardığı pozisyonu diyorum.

Adam ucarak kafa vurdu abi, bence cok insafsiz davraniyorsun.

delgado dedi ki...

yok arkadaş, bobo iyi pozisyon alıp gol atar gol kaçırır bobo topsuz oyunda mükemmel, "golü kokluyor adeta" denilir, nobre pozisyona girdi mi "kaçırması şaşırtmadı". olay bu.

bu arada bu kadar rezil bi hakem görmedim, sırf hakeme yazmak için geldim maç bitmeden. maçın başından beri antalyalılar istisnasız her faulde topun önünde durdu, buna rağmen ne en ufak bir uyarı ne de kart. kaç kontra atak kestiler kaç formadan çekme çelme oldu uyarı bile yok ulan. şimdi de erhan veya holosko gördü ta ebesinin şeyinde yapılan faule. hakemlere yüklenilmesin fazla tamam da bunlarda da baya bi denyoluk var be abi.

delgado dedi ki...

@asist time

öyle bi pozisyonda "köşeye nasıl kafa atılır"ı açıkla, inönü'deki ilk maçta stada gidip nobre'ye ana avrat küfretmezsem noliyım :)

sy dedi ki...

Mac degerlendirmesi:

Yine takimca duz, fizige dayali, aslinda takim oyunu oynamaya calisan, ama yaraticiligi eksik bir mac oynadik (70-80 arasini saymazsak). Tipki bundan onceki maclarimiz gibi.

Nobre yine cok calisti, top indirdi, kanatlara adam kacirdi. Kacirdigi kafa topunda bence cogu futbolcu kafa bile vuramazdi.

Bobo formsuz, ama ona ruhsuz diyemem. Genel olarak kotu bir mac cikardi. Bence iyi niyetli cabaliyor, eger sol on oynayacaksa pas yonunu gelistirmesi lazim.

Sanli Kaptan aksini savunuyor, ama Tello'dan gayet de 10 numara oluyor. Ara pas veriyor, calim atiyor, sut cekiyor. Allah askina adam napsin daha? Fundamental eksigi var Fink ve Ernst'in onunde oynamasi icin, ancak kesinlikle kritik seviyede degil. Olacak.

Nihat kendini kanitlama cabasinda- sanki ihtiyaci varmis gibi. Basindaki sakat haberlerinin tersini cikarmak icin cabaliyor, ama fizik olarak yeterli oldugu hala tumuyle soylenemez. O da olacak.

Fink & Ernst bildiginiz gibi. Ernst yine daha aktifti, ama Fink daha yeni. Anlasilabilir.

Deli Ibo, adamim ya. Bu adam yine de belli standardin altina hic dusmuyor. Gayet iyi mac cikardi.

Erhan Guven ilk yari cok bindirdi, ama parlayamadi. Ikinci yari da sanki yorulmus gibi geldi bana. Ikinci yari daha ortadan oynamamizin da etkisi vardir bu devrede one cikmamasinda.

Ferrari telasliydi, ama ciddi hata yapmadi. Adamda tam "iyi defans" tipi var, ama bir turlu istedigimiz noktaya gelemedi. Ben daha iyilesecegini dusunuyorum. Sivok hatasizdi.

Holosko gol atti, ama baska da hicbirsey yapmadi. Ugur Inceman bekledigimden iyiydi: Hem topa iyi basti, hem de yerini bulan paslar yapti.

Antalya topu rakip sahada tutmaya calisarak basarili bir taktik uyguladi. Ta ki golu yiyene kadar. Butun Anadolu takimlari gibi onlar da golu yiyince cozulduler. Omer de yine Besiktas macinda panter oldu.

Sablonu tam oturtamadik. Bu takimin playmaker'i kimdir? Kanattan mi oynariz, ortadan mi yukleniriz? Kanatlar cizgiye mi iner, onden ara pas mi yapar? Uzun top atacaksak bu toplar neden bunlari indirecek tek kisi olan Nobre'ye atilmaz? Duran toplarda kim nerede durur? Bunlar gibi onlarca soruya Denizli cevap verirse rahat rahat mac izleriz artik. Cunku kadro yeterli.

Su aralar bence ilk hedef mumkun oldugu kadar az puan kayiplari yasamak, hatta hic yasamamak olmali. Zira biraz ileride milli mac aralari var, hem eylulde hem ekimde... Takim dahada toparlanir ve istenilen forma ulasir diye dusunuyorum. Cogu arkadasa katiliyorum, bu maci fizik gucumuz ile aldik, isi kolaylastirici bir iki adama daha ihtiyac var gibi sanki...

Bu arada 17 agustos deprem yildonumune denk gelen kizilay reklamlari cuk oturmus...

Adsız dedi ki...

Mücadele olarak bence çok iyiydik. Holosko girdikten sonra Tello'nun açılması, Nihat'ın da rahatlaması dikkate değer. Nihat asist yaparak sonuca etki etti, bu onu da olumlu etkileyecektir. Ama bence maçın gizli kahramanı Uğur İnceman'dı. Forma giydiği 25 dakikayı çok iyi kullandı, ilk 11'e göz kırptı.

Deli İbo, Sivok ve Ferrari de günündeydi. Serdar Özkan'ı oynadığı on dakikada bile çok istekli gördüm, galiba pabucun pahalı olduğunu anladı o da.

Keyifli bir galibiyetti, hekesin de moralini düzeltti bence. Ama 4-3-3 oynayamayız, bu iyice çıktı ortaya.

Gökhan dedi ki...

savunma olarak bir problemimiz yoktu,bunda antalya nın çok zayıf bir takım olmasının da payı var ama zaten sezonun en az gol yiyen takımı olacağımızı düşünüyorum.
hücumda ise ne ideal üçlü bulunabilmiş durumda ne de ilerideki adamlar formda.formda olmayı geçtim çoğu kötü durumda,nihat ise çok kötü.
yusuf da sakatken oyunu değiştirebilecek tek adam tello'ydu.maçın sonlarında tello biraz oynamaya başladı,maçı çevirdik.ama antalya dışında daha iyi bir takım olsaydı karşımızda bu kadar kötü 60-70 dakikadan sonra maçı çeviremeyebilirdik.
hakem de ilk yarıda 18 tane faul yapan antalya ya bir tane kart vermedi ve temposuzluğun sebeplerinden biri oldu.
ismail ise hele yedeği üzülmez ise her maç oynamalı hele böyle rakiplere karşı.

maç ile ilgili yazdığım geniş yazıyı okursanız sevinirim

http://biroyundandahafazlasi.blogspot.com/2009/08/besiktas-2-0-antalyaspor.html

AQ-47 dedi ki...

Takım seri paslaşıyor gibi görünüyordu ilk yarı, aslında seri değil telaşlıydı. Niye Köybaşı oynamadı anlamadım, sol kanat sağ tarafa göre hücumda hiç yoktu. Böyle bir rakibe karşı İsmail değerlendirilmeli. Playmaker yok, bu kadar telaşlı ve sert kıvamda pas yapan adamlar arasında yumuşak oynayan birileri de lazım. İlk yarının sonunda Nihat'ın, ikinci yarı ortasında Tello'nun bencilce harcadığı pozisyonlar var. Özetle, ilk yarı beklediğimden iyi bir takım vardı, Nihat çok istekli fizik gücü yerine gelince çok seyi değiştirecek. Maçın sonunda Denizli'nin Bobo'yu mecburen ve şimdilik solda oynatıyorum demesi de yüreğime su serpti. Maçın pozisyonu Nobre'nin kafa şutu, gol olsaydı keşke. Nobre bugün kaleye daha yakın oynadı, daha iyi oldu. Koşacaksan o sahada koş kardelşimi geri kalan bölgede zaten Ernst ve ekürisi koşuyor. Kaleye yakın oynarken faydalı olan 2 adam var bu takımda, Nobre ve Bobo. Ya 4-4-2 oynarsınız ikisini ileri koyarsınız ya da tek forvet oynarsınız, ancak o durumda Nobre Bobo kadar skorer olamıyor.

geloraptor dedi ki...

Nobre'nin çıkıp Holosko'nun girmesi ve santrafora Bobo'nun geçmesi ile maç geldi. Nobre çabalasa da kazmalığından faydalı olamıyor. Tello Holosko oyuna girince birden kendini buldu. Nihat da biraz daha iyiydi bence bugün. Sivok 2-0'dan sonra kart görmek için çabaladı ama başaramadı. Saçmasapan fauller/hareketler yapıp durdu. Ama bu maç 3 saat sürse antalya'nın gol atması için mucize lazımdı.

Her ne olursa olsun İnönü seyircisiz hiç çekilmiyor.

asist time dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
asist time dedi ki...

@ delgado

o kadar cok ornegi var ki asıl 7 metrelik kalede oradan nasıl Omerin kafasına topu nişanlandı asıl takdir edilmesi gereken o dur.

Cok uzagı gitmeye gerek yok takım şampiyonluga giderken kim vardı onde Bobo, eger ki sistemimiz 4-3-3 de en onde kesinlikle Bobo olmalı. Bir kez daha gorduk ki Nobre cıkınca onde ki 3 lu cok rahat ayagı paslarla 10 dk da momentumu saglayıp bir anda skoru 2-0 yapıverdiler.

Su Nobre sevdasından artık vazgeçelim. Nobre bu takımda direk oynayamaz. Oynarsa da 5 mactır izlediğimiz gibi hucumda herhangi bir uretkenliğimiz olmaz. Yerinde oynayan Bobo-Holosko-Nihat uclusu ise 10 dk da momentumu sağlayıp seyir zevki yuksek bir takım haline getirdi.

delgado dedi ki...

bu dönemlerde önemli olan oyun içinde 10-15 dakikalık bir iki bölümde ideal hücum paslarını görmek, sonuçta yeni bir takım sayılırız ve 4-4-2ye geçsek de böyle kalsak da sancılı bir süreç geçecek... ismail'in de kendini bulmasıyla oyunu geniş alana yayarsak bu takım ayakta çok alkışlanır, fink hücum bakımından ernst'den üstün görünmüyor belki ama oyun geniş alanda oynandığında tello-nihat-fink-nobre veya bobo'nun pas oyunlarını izlemek büyük keyif verecek.

@asist time

ben bu maçta nobre'nin kötü oynadığını düşünmüyorum, çok iyi gününde değildi sadece. nobre'nin takıma yaratıcılık katamayacağını düşünmek birkaç hafta önce oynanan barış kupası'nı da geçen sene inönü'de oynanan maçları da görmezden gelmek demektir... şu "bobo şampiyon yaptı" laflarını da bırakalım, assolist aşkıyla yanıp tutuşabilirsiniz ama 6.yken 2.liğe yükselen takımın o sıra 1.forvetinin kim olduğunu da unutmayalım. kardeş kardeş geçinelim.

AQ-47 dedi ki...

Nobre çıkınca Tello'nun açılması rastlantı olamaz.

delgado dedi ki...

yahu kusura bakma da bu tarz eleştirileri çok desteksiz ve mantıksız buluyorum... sağdan depar atan bir holosko olunca tello belki gözleriyle sahayı daha geniş görüp daha rahat oynamış olabilir, ama tello'nun karakteristik oyununun nesini bu kadar etkiliyor nobre'nin çıkması? koşu yollarını mı kapatmış nobre, tello şut atacağı yerde elini kaldırıp pas isteyince adamın dikkatini mi dağıtmış? hadi öyle olsun bakalım neyse, holosko ve bobo'nun oyuna katılımı tello'yu daha rahat oynatmaya sevk etmiş olsun, bu maç için.

"messi 3lünün ortasında gudjohnsen varken rahatsız oluyor, oynayamıyor."

"berbatov formayı kaptırınca ronaldo'nun performansındaki artışı siz de gözlediniz di mi çocuklar?"

"drogba'nın yanına partner olmaz, adam yalnızlığı seviyor. ortasahayı 5lesin hep chelsea."

ona bakarsan tello'nun nobre'yle müthiş uyum içinde olduğu nobre sahadayken tello'nun döktürdüğü tonla maç sayarım ben de sana. şu an sayamıyorum tabi, geçen senenin başında şu gün nobre hakkında şöyle bir eleştiri getirileceğini bilsem o gözle bakıp dikkat ederdim galiba.

yani bilmiyorum, her şeyin dönüp dolaşıp nobre'nin "kazmalığına" gelmesi çok tuhaf geliyor bana. iyi geceler herkese, dersanede sabahçıyım yarın.

Gökhan dedi ki...

koca 90 dakikada antalya gibi zayıf bir rakibe karşı takımın santrforuna sadece 1 pozisyon hazırlanabilmiş.(bobo değişikliklerden sonra ortaya geçince onun hiç pozisyonu yok)

bu durumda o bir pozisyonda uçan kafası kalecinin kafaya çarptı diye yine mi suç nobre de oluyor.bu maçta pozisyon bulamıyoruz,nihat a laf yok,ilk 60 dk. sahada gezinen tello ya laf yok,ismail varken üzülmez i oynatan denizli'ye laf yok.ama koca maçta hazırlanan tek pozisyonda kafa vuruşu kalecinin kafasına çarpan nobre yine eleştiriliyor.

nobre den önce diğer ofansif oyuncular formlarını arttıramazsa daha böyle çok kısır maçlar seyrederiz,esas sorun orada

gökhan dedi ki...

"6.yken 2.liğe yükselen takımın o sıra 1.forvetinin kim olduğunu da unutmayalım."

ama takım 6.lığa düşerken de bir numaralı santrafor nobre idi :)

tabi herşeyi bir oyuncuya bağlamak doğru değil. ama bazı gerçekleride görmek lazım. özellikle bu blogda gerçekler sürekli inkar edilmeye çalışılıyor. ama olsun yine de severek takip ediyoruz:)

gerçeklere gelirsek; bu takımın en iyi oynadığı dönemlerde ileri uçta hep holosko ve bobo vardı. 4-2-3-1 olsun 4-3-3 olsun ileride bu ikisinin oynaması şart. yanlarında nihat ta var ki o da büyük bir artı.

bana kalırsa mustafa denizli de farkında bobo nun ileri uçta oynaması gerektiğinin. ama yabancı sınırı ve sakatlıklar elini kolunu bağlıyor. kızamıyorum da ona.

neyse sonuç olarak son 20-25 dakikalık bölüm bu takımın idealidir. fanteziye gerek yok...

asist time dedi ki...

"6.yken 2.liğe yükselen takımın o sıra 1.forvetinin kim olduğunu da unutmayalım.""

@ delgado

Kim oldugu degil nasıl verimsiz oldugunu unutmuyoruz merak etme.

2. yarıyı soyle bir hatırlıyorum da;

Denizli Macı; Kapanan oyun, yine Nobre'ye şişirilen toplar ve Kratochvil'in kendi kalesine attıgı gol ile 1-0 lık galibiyet.

Hemen ardından sanırım Antalya ile oynadık yine Nobre dediğin gibi 1.forvet verimden uzak oyun ve Tello'nun inanılmaz golu ile gelen 1-0 lık galibiyet.

Daha sonra Inonu'de Trabzon ile oynanan mac yine Nobre 11 de kısır gecen ilk yarı yenilen gol ve 2. yarı oyuna Bobo giriyor ve yine momentumu yakalayan takım inanılmaz bir ayagı paslarla tm 4-3-3 oyununu oynarak seyir zevki yuksek oyunla beraberligi yakalıyor. 2.yarının en iyi maçını cıkardıgımız Trabzonspor macında 2. yarıda Nobre mi nerde diye sorarsan 2. yarının basında oyundan cıkmıstı.

Daha sonra Belediye macında yine 80 dakika Nobre ile açılmayan oyun ve Tello'nun yine harika golu ile gelen galibiyet.

Ve en ilginci Genclerbirliği maçı sıkca ornegini gordugumuz gibi Nobre ilk 11 de baslıyor yine kısır gecen bir mac ve 61. dakikada Nobre oyundan cıkıyor ve bugun ki gibi takım bir anda 4-3-3 sistemin de momentumu yakalayıp macı 3-0 kazanıyor.

Bu liste boyle surup gider simdilik hatırladıklarım bunlar. Yani @delgado assolist askı 6.lık 2.lik filan diyip iyi guzel konusuyorsunda afedersin ama bos konusuyorsun. 6.lık dan 2.lige evet ilk 11 de oynamıs ama ne oynamış bir de ona bakmak lazım.

Sistem 4-3-3 ise Nobre bu takım da direk oynaması takımı yarar dan cok zarar getirecegi dusuncesindeyim.

ard dedi ki...

takıma ernst ve fink'in yanında oynayacak bir oyuncu daha şart.tello'dan oyun kurucu olmaz.
delgado'nun sözleşmesi dondurulması saçma olacağına göre bir yerli alternatif şart bence.
manisalı sezer bile denenebilir.

asist time dedi ki...

Bir de ek olarak gecen sezon ki şampiyonluk da en kilit nokta daha once de burada bahsetmiştim Nobre ve Delgado'nun sakatlıgıdır.

Gecen sezon ilginctir ki müfettiş clouseau misali yaptığımız her yanlış veya oluşan her negatif durum bize hep olumlu yansıdı.

Gökhan dedi ki...

sezonun en iyi futbolunu oynadığımız 1-1 lik trabzon maçında devre arası nobre oyundan çıkmadı.yusuf-s.özkan çıkıp bobo-delgado girdi.
nobre 2.yarıda da ilk yarı olduğu gibi rakip defansı canından bezdirdi.

1-0 lık denizli,antalya maçlarına da gelince takım kaç pozisyona girdi ki nobre den gol bekliyorsunuz o maçlarda.
bu maç da aynı,adama 65 dakikada bir top geldi çaktı kafayı,kalecinin kafasına çarptı top.şanssızlıktan başak nedir bu?

nobre bugün çok iyi oynamadı,orası ayrı ama eleştirilecek adam bence nobre değil,ha bence bugün için bobo da değildi.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bobo, nobre çıktıktan ve onun yerine geçtikten sonra nobre'nin yapamadığı neyi yaptı ve son 15 dakika kaç defa topa değdi. bunları ortaya koyan biri olacaksa tartışmanın bir anlamı olur.

yoksa tello'nun frikikten attığı golde bobo'ya pay çıkarırsanız, inceman'ın ortaladığı nihat'ın indirdiği, tello'nun sürüklediği ve tekrar nihat'ın pasında holosko'nun attığı golde de bobo'ya pay çıkarırsanız... bir şey diyemem.

son yarım saatteki oyunda temel bir kaç değişiklik vardı.

1- süre kısalıyordu, kimse girip çıkmasa da tempo yükselecekti

2-uğur inceman dripling üzerinden pas yapabilme yetisiyle fink'e fark yarattı

3- bobo-nobre ve nobre/holosko değişiklikleriyle oyuncular orjinal yerlerine geçtiler.

burada temel farklılık bobo'nun nobre'nin yaptığı işleri daha iyi yapmasından öte sol önde bobo kullanımının sona ermesiydi.

yani bir fark yaratıldıysa bobo forvette özel performans gösterdiği için değil, sol kanatta skandal performans göstermeyi bıraktığı için yaratıldı.

...

nobre bugün iyi oynamadı. 3-4 maçtır 90 dakika oynayıp gol atamıyor olmasının denenmişliğiyle denizli bu sefer nobre'yi oyundan aldı. daha önce holosko ve bobo'da aynısını uygulamıştı. belli bir mantığa oturtulabilir mi bilemiyorum ama bence rotasyon yapmaya çalışıyor.

bobo
holosko
fink
tello
ernst
sivok
ferrari

7 oldu be sizin bobo'lu takım beyler...

duyamadım?

holosko mu oynamasın?

serdar özkan mı oynasın peki?

duyamadım...

sivok kesilsin değil mi?

evet toraman gelince sivok kesilsin.

peki toraman yok. o zaman ne olacak?

fink mi kesilsin? kesilsin o zaman. ama şu ana kadar olan bölümde uğur inceman'ın 90 dakika iyi oynadığı bir maç göremedik.

ama olsun bobo oynayacak diyorsunuz ya, takım şablonu, yabancı kontenjanı ne olursa bobo oynasın o zaman...

bir klasiktir. spor yazarı ideal takımını 7 kişi olarak yazar. sonra da der ki; eeee bu kadroyu da oynatmak mustafa hocanın işi canım... sizinki de o hesap

"özellikle bu blogda gerçekler sürekli inkar edilmeye çalışılıyor.

gerçeklere gelirsek; bu takımın en iyi oynadığı dönemlerde ileri uçta hep holosko ve bobo vardı."

Yilin en sallamasyon tespiti odulu, bu tespitiyle gokhan'a gidiyor. Kendi goruslerini "gercek" ilan etmek, nazarimda basaridir cunku.
-----------------------------------
Nobre ilerideyse bu takim hic organize olamiyor, atak gelistiremiyor olsun. Gencler'e 3, Kocaeli'ye 5 attigimizda; Eskisehir'i, Ankara'yi eze eze yendigimizde de Bobo'nun kulubeden ya da evinden yaptigi voodoo buyusune baglayalim basariyi o zaman.

Dort soru:

1. Bobo'nun ilk 11 basladigi her mac super atak, organize, gol firsatlarinin girla oldugu maclar miydi? (Bobo girince takim hep sahlaniyor iddiasina ithafen)

2. asisttime'in Nobre'yi kazmalikla itham ettigi pozisyonda, Nobre orada dahi olmasa, Erhan'in ortasi daga tasa gitse kim suclu olurdu?

3. Nobre cikip Bobo ortaya gectikten sonra daha organize olunmasinin sebebi sol tarafi Bobo'nun bosaltmasi, Tello ve Nihat'in orta ve solu daha etkili kullanmasi, oyuncu degisikliginin getirdigi gecici tempo, Ugur'un daha cok basip Tello'yu rahatlatmasi vs. gibi sebepler olamaz mi? Tek Nobre midir durumun musebbibi?

4. Nobre'nin ilk 70 dakikada yapmayip, Bobo'nun son 20 dakikada yaptigi sey nedir? (Top indirmek, verkaclara girmek, gol pozisyonuna girmek? "Tello'yu rahatlatti" da, Bobo Tello'ya muamele cekmedigi surece garip bir varsayimdir gozumde.)

cemekici dedi ki...

@ jessie, katılmıyorum.

şöyleki, bana göre 7 yabancıdan holosku'yu kesebiliriz. mustafa hocanın oturup, holosko'ya neden ikinci yarı oyuna girmesinin daha faydalı olacağını anlatması gerekiyor. yoksa holosko küsüyor. bunun için nba'de mesela 6. adam örneği var; mesela ginobili. adam sonradan girdiği durumlarda daha iyi ve etkili oynuyor. holosko'nunki de o hesap. dinç bir holosko yorulmuş ve hata yapma ihtimali artmış bir defansa karşı deli fişek oynar.

bu durumda kadro şöyle oluyor,

rüştü
erhan sivok ferrari ismail
fink ernst
yusuf
nihat tello
bobo

şimdi burada alternatifler artabilir, nihat yerine erkan ve ekrem oynayabilir. tello ve yusuf'un yeri değiştirilebilir, yusuf'un yerine serdar özkan ve uğur oynayabilir. delinho sol beke geçip, ismail sol açık oynayabilir. bobo yerine ileride nihat veya duruma göre nobre oynayabilir. nihat yusuf'un yerine çekilip, sağ açığa yusuf, ekrem, erkan, serdar özkan alternatifleri düşünülebilir.
bir de bunların yanında gençler var tabi pek değinmediğim, duruma göre onlar da rotasyona girebilir, onur olsun rıdvan olsun necip olsun.

ikinci yarıda da, nobre ve holosko ikilisi aynı anda, ya da teker teker oyuna alınabilir; biri alınmayabilir; her ikisi de alınmayabilir.

holosko girecekse çıkan yabancı, eğer yusuf sahada ise(ikinci yarı oyuna girmişse) tello olabilir; uğur'u da oyuna sokarak fink olabilir; nobre veya nihat'ı ileriye alarak bobo olabilir.

bu varyasyonları rakibin kapanması, açık oynaması, dizilişi, adam adama savunması, ofsayt taktiğine vb. göre uygulayabilir mustafa hoca. elimizde bol alternatifli bir kadro var ve yılların mustafa hocası, burda akham kesen, alternatif veya öneri sunan vb. herkesten daha iyi kuracaktır kadroyu. takıma güvenim tam; sivok-ferrari-ernst-fink dörtlüsü sezonda en fazla 4-5 maç bozulmak zorunda kalırsa(saaktlık, kart vb.) bu takım şampiyon olur.

Adsız dedi ki...

Nobre ve Bobo'da kötü bence.Hangisi oynasın diye sorarlarsa ben Bobo derim ama bunu beğendiğimden söylemem.Ben Nobre gibi topa bombaymış gibi davranan birinin büyük bir takımda devamlı ilk tercih olmasını kabullenemiyorum. Pascal Nouma dan sonra herkes sadece koşan basan oyuncu hayranı oldu nedense ama Pascal sadece koşmuyordu yaratıyordu da.Açıkcası son 5-6 yıldır şu koşan oyuncu sevdası yüzünden teknik adamları izleyemez oldum.Antalya ile oynuyorsun 2 önlibero 4 savunma 1 kaleci çıkıyorsun.Garibim Tello yaratacak bunlarda atacak sonra.Hocamız lige formsuz girdi inşallah düzelir.Geçen günde söyledim Fink Ernstin yedeği olur...

asist time dedi ki...

@jessie

Gozle gorunur bişey var sistem 4-3-3 ise ve Nobre ile de maca baslanıyorsa Nobre'nin sonucta driplingi de olmayan bir oyuncu direk stoperler yardımlasarak nobreyi kilitleyebiliyorlar ve kenar hucum oyuncularını ise rakibin bekleri rahatca kontrol edebiliyor.

Cunku gecen sezon dan artı 1 olarak bir dafansif agırlıklı bir oyuncumuz daha kadroda. Cisse cogu zaman yedek bekleyip onun yerine daha ofansif oyuncu kadroda oluyordu ve orta alanda bir nebze olsun ileriye top tasıyabilyorduk ama şimdi top 2. bolgeden degil anca 3.bolgeden hucum daglımı olusması lazım. Cunku ne Ernst ne de Fink ileriye direk ayaga pas yaparak top taşıyan degil daha cok ileride topun kontrolunu saglayan oyuncular. Sartlar bu sekilde de olusunca ileride Nobre'nin olması demek hucum varyasyonlarımız da sadece bekler cıktıgında anca işe yaraması demek. Zaten bu yuzden beklerimiz sık sık ileriye cıkıyor cunku baska alternatifimiz yok anca 3. bolge de yani en onde topun kontrolunu saglayabiliyoruz.

Bu nedenle sistemimiz 4-3-3 ise en onde kesinlikle Bobo olmalıdır yoksa ileride daha cok sıkıntılar cekeriz.

Kontenjan konusuna gececek olursak da; +2 den biri zaten Nihat geldiğinde Holosko olmuştu. Diper yabancı da değişmeli olarak Fink ve Sivok olacaktır.

@ shelbyl

1) Konu farklı irdelenmesin Bobo mevcut kadroda bulundugu icin karşılaştırma yapılıyor; Sistem 4-3-3 ise ve elimizde Nobre ve Bobo olduguna gore artık 4-3-3'un Nobre ile olmadıgı aşikar. Bunun nedenlerini de sıkca bahsettik.

2)Pozisyon alma olayına bence hiç girmyeelim, Sizce eskişehir macında yusufun herkesi calıma dizerek son cizgiye gelip holoskoya cıkardıgı topta veya bugun ki holosko nun golunde sizde o poziyonlarda holosko degil de nobre olsa nerelerde olurdu ben soyliyim ya topun onunde olur ya da topa hareketleniyim derken rakibe faul yapar.

3) Iste dediğin gibi herşey zincirleme birbirini takip ediyor. Bu yuzden Nobre'nin zararı bu yonde. Belediye macına kadar Nobre onde Holosko kenarda oynuyordu ama hiçbir organize atak goremedik hazırlık maclarında, eskisi gibi solda Bobo oynadı ve yine olmadı cunku Nobre ile olmuyordu. Sistem de sonuclar dogrular basarıları getirir. Bu sistemin de tek dogrusu vardı onu da bugun gorduk; Nihat-Holosko-Bobo

gökhan dedi ki...

@shelbyl

uzun uzun yazmayı isterdim ancak yorgunum ve hastayım. o yüzden direk noat samisa ın antalya maçı için yaptığı analize yönlendireyim seni. aklımdan geçenleri hemen hemen yazmış. başka bir günde de uzun uzun tartışabiliriz ama şimdi zamanı değil.

ancak ne olur geçen sezonun son 11-12 maçlık dönemini görmemezlikten gelmeyin. bu maçında son 20 dakikası da o dönemin devamıdır. ne ödülü verecekseniz verin ama ben gördüklerimi söylüyorum. söylediklerimin de gerçek olduğuna inanacağım tabi ki. bundan daha doğal ne var ki.

neyse ödülüm hazır mı bu arada?

Gökhan dedi ki...

Geçen sezon en iyi oynadığımız dönem ne zamandı bence bu da tartışılabilecek ve kişiden kişiye göre değişebilecek bir konu.
Lig maçlarını sayacak olursak Nobre kayseri maçında sakatlandı.
-kocaeli deplasmanı ilk yarı hatta ilk 60 dakika çok kötü oynadık,daha sonra kondisyonumuzla maçı kazandık
-bursa maçında ilk yarı çok kötüydük,2.yarı 10 kişyle baya bir gaz durumu oldu ama çok pozisyonumuz yoktu.
-eskişehir deplasmanı ilk yarı üçlünün ortasında holosko vardı,bobo 2.yarı girdi ve attığı golden başka pek olayıı olmadı
-fb maçı belki de sezonun en kötü maçıydı
-ankara deplasmanı 1-4 bitse de öacın hakkı bana göre o skor değildi.
-a.güüc deplasmanında nerdeyse bütün maç önde oynadık,ve genel olarak skoru korumaya çalıştık
-gs maçında yine 0-0ken bile kontrol bizde değildi,pek pozisyonumuz yoktu
-denizli maçı için de çok konuşulacak bir şey yok bence,zaten şampiyon olacağımız belliydi pek taktik konuşulacak maç değildi.

kısaca bu maçlarda çok küçük dönemler hariç bana göre nerdeyse hiç baskı kuramadık ve nobre yoktu.
nobre nin olduğu maçlarda sürekli olarak kontrol bizdeydi.

Bu kadar nobre bobo tartismasindan ortaya cikan bence sudur:

nobre rakibi yoruyor, digerleride vuruyor... Bu kadar basit... Nobre tarzinda bitirici vuruslari yetersiz ancak surekli rakibi hirpalayan baska bir oyuncun varsa onu oynatirsin. Yoksa nobre devamli oynar, rakibi yorar sonrada digerleri gelir skoru tabelaya yazar... Yaniliyormuyum?

Benim sonucum basit:

Nobre'yi takima koydugun zaman verecegi katkiyi bilirsin (ne yapacagi bellidir). Bobo'nun katkisindan emin olamazsin (istikrarsizlik, motivasyon vs.). Bu durumda iki tercih sansin var:

1. Bobo'ya guvenirsin, baktin skor uretemiyor; Nobre'yi sokar, baskiyi kurar, karambole oynarsin.

2. Nobre'ye guvenirsin, Nobre yerli oldugu icin 1 yabanci ekstran olur, koyarsin aciga Holosko'yu, ortaya Tello'yu, alacagin yabanciyi (alacaksan eger), takilirsin. Nobre is yapamadiysa Bobo'yu surersin, kisitli kondisyonunu 30 dakikaya yayar. Tipki bugun Ugur'un yaptigi gibi.

Ben ikinci senaryoyu savunuyorum. Onunla her zaman basariya gidecegim garantisi de yok. Ama benim futbol anlayisim, planim, tercihim budur.

Ben bugune kadar bir kere "Bobo kazma zaten, Bobo hep soyle zaten" demedim. Ama gidip de "kazma Nobre ucan kafayi kaleciye nisanladi" diye elestiri gelirse, bu benim futbol anlayisima ters.

Ha, bence Nobre ile Bobo arasinda abartildigi kadar kalibre farki yok, ama bu subjektiftir, tartisilmaz zaten. Oyuncunun yetenegi kiloyla olculmuyor.

@asisttime

Benim bahsettigim Eskisehir maci ilk yaridaki Eskisehir maciydi, hani su kazma Nobre'nin gol attigi. Kocaeli maci da Nobre'nin ceza sahasi disindan gol attigi macti. Falan filan.

Peki sistemin dogrusu diyorsun; Bobo hic oynamasaydi, Nihat-Tello-Holosko-Nobre dortlusuyle baslasak ne olurdu dersin? Bobo'nun soldan merkeze gecmesiyle, sol rahatliyorsa; Bobo'yu sola hic koymayalim, onu deneyelim, o niye olmuyor?


@gokhan

E n'oldu; simdi de gercekler Noat Samisa'nin gorusleri oldu. Ben sana yanlis soyluyorsun demiyorum; kendi fikrine yakin olan fikri "gercek" diye etiketliyorsun; sacma oluyor diyorum. Kimi yazara gore de Nobre'nin iyi oyunu gercek, o zaman bu blogda gercekler goz ardi edilmiyor. Oldu mu simdi, verimli mi oldu bu tartisma?

Ayrica bu blogda 20 tane yazar var, hepsini genelleyip bir yorum yapilmasi beni deli ediyor. (Gecenlerde biri daha ayni yaklasimdaydi, ondan da biraz sert ciktim) Burada hic "bir tek" ses yukselmedi; bu blogda o yuzden hicbir gorus gozardi edilmez, bu blog'un genel gecer gorusu yoktur.

Neyse, hastaymissin ama, ona verelim. Gecmis olsun.

bence bu takımın forveti ne bobo ne nobredir. belki romantik diyeceksiniz ama batuhan tam istenen- aranan forvet

neden?

nobre dripling yapamıyor - batu yapıyor
nobre topa bomba muamelesi çekiyor - bariz biçimde batunun teknik özellikleri iyi
boborakibiyormuyor, fizik mücadelede etkisiz- batu hayvan

en son olaraken önemlisi, nobre mi bobo mu tartışmasını da ortadan kaldırıyor, takım 7 yabancılı olmuyor, batu 2 milyon almıyor vs vs.

bence denenmeli.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

oyuncu oynamayınca para vermiyor muyuz? :)

alper dedi ki...

Herkes Rıdvan Dilmen e uymuş sanki.İsmini çıkaramadım şimdi ama yukarılarda bir arkadaş güzel anlatmış.Oyun kalitesi Bobo merkeze geçti diye değil Bobo sol tarafı boşaltıp sol kanatta işlerlik kazanmaya başlayınca arttı.Yoksa bu Beşikatşın merkezinde Bobo veya Nobre oynamış farketmiyor bence.Önemli olan ikisinin birden sahada olmaması.Eğer ikisi birden sahada olacaksa 4-4-2 oynayalım madem.Yok 4-3-3 te ısrar edeceksek o zaman Nobre ve Bobo ikilisinden biri klübede dursun.Çünkü bir Henry yaratma sevdasından sol kanatımızı kullanamıyoruz Bobo sayesinde.
Herkesin futbola bakış açısı başkadır ve başka şeylerden zevk alır sahada.Benim için önemli olan ise oyunda gol yememektir.Ve sivok-ferrari-ernst-fink dörtlüsü bozulmadığı sürece az gol yiyeceğimiz görüyor ve inanıyorum.Buda bana şampiyonluk için daha çok umut aşılıyor.
Birkaç soru soracağım bilen ilgilenen arkadaşlar cevap verip aydınlatırsa çok sevinirim..
1-son 20 yılda çok gol atan mı az gol yiyen mi şampiyon oluyor?
2-son 20 yılda defansı tamamen Türklerden oluşan (şuan ki gs gibi) bir kadroyla şampiyon olan olabilmiş olan varmı??
3-Beşiktaşın en son hat-trick yapan oyuncusu kimdi,ne zaman hangi maçta yaptı?

Bu takımı seviyorum çünkü 10 numarasız oynuyor.:))Deco dan ziyade Ballack ı tercih ederim bu takımda mesela.

Kalten dedi ki...

Bikaç yıl önce İnönü'deki bi maça giden arkadaşım anlatmıştı, Batuhan o zamanlar 14-15 yaşlarında sanırım, Muhammet'in aksine o yaşlardayken ismi de duyulmamıştı.

İlk yarı bir Beşiktaş klasiği olarak 0-0, 0-1 gibi sevimsiz bir skorla tamamlanmış, takım soyunma odasında, (hoca da ya Rıza ya da Tigana) top toplayıcı çocuklar da sahaya çıkmış uzaktan abanıp duruyorlar. İki-üç tanesi şut çekiyor, bir eleman da kalede atlayıp-zıplıyor, tribünler eğleniyor falan..

Sonra bu üç çocuk içinde bir boy büyük olanı bir abanıyor 30 metreden, üst direğe çarpıp doksana yazıyor topu. Bir tane daha yakından vuruyor, tekrar köşeye, bir de sol ayağıyla yazıyor --yine gol!.. Kapalı bir dalgalanıyor, "ulan kim bu çocuk, koyun şunu oynasın!" Tahminen o zaman kadroda Ailton/Youla ikilisinden biri var, tepkiler daha çok onlara yönelik, bırakın çocuğu oynasın denmesi bu yüzden --daha kötüsü olamaz diye! O zamanlardan beri tribünlere aralıksız giden varsa bu olayın gerçekliğini teyit edebilir belki, kendim gidemediğim için bilmiyorum.

Her neyse, sonuçta adam sonraki 1-2 seneyle birlikte 84 maçta 226 gol atıyor yaş grubunda --tabii bunu fizik üstünlüğüne bağlayıp Özgürcan örneği vs. verilebilir ama, Batu'nun tekniğinin de çok üstün olduğu aşikâr. Ayrıca isterse Green Hulk olsun adam, maç başına 3'e yakın bir ortalama tutturmuş yahu, topa vuramayan, tekniği zayıf bir adam 34 dakikada 1 gol ortalamasıyla oynayamaz ki..

Neyse, özet olarak, dört sene geçmiş, hala koyun çocuğu oynasın diyoruz, birşey değişmemiş :)

Kalten dedi ki...

http://medyaspor.com/v02/news.aspx?id=30096

Bu haberi gördünüz mü?

Sonra paranoyak diyorlar adama

Adsız dedi ki...

@alper
"Henry yaratma sevdasından sol kanatımızı kullanamıyoruz Bobo sayesinde"
@YUKI
"Bobo solda laf olsun diye oynuyor"
Burada ki hata Bobo'nun mu yoksa Mustafa Denizli'nin mi? Santrafor sol açık oynar mı? Tigana zamanında aynı şeyi yaptığında Sanlı kaptan canlı yayında küfürle karışık vermiş veriştirmişti.Denizli oynattığı sisteme kendisi ihanet ediyor. Beşiktaş bu kadrosuyla 4-3-3 oynayamaz.Oynayacaksa da ileri 3 lünün solunda Tello dışında oyuncu oynatamaz.Tello orada oynatıldığında da malesef ortada ki 3lü de oynayacak adam kalmıyor.Acilen 4-4-2 ye dönmemiz gerek.Bu hem oyuncu tercihlerindeki hatayı azaltacaktır hemde kadronun daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır.

Pamukk dedi ki...

Nihat 1gol atsa da rahatlasa tamam olucak.
mustafa denizliye hala karşıyım
hakemlere karşıyım
habire topu ileriye şişirmeye karşıyım
acele panik halde oynamaya karşıyım
holoskonun yedekliğine karşıyım
bobonun solda oynamasına karşıyım

bu seneden umutsuzum.

http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=60005

Batuhan konusunda aciklamalar icin son 1 dakikayi dinleyin..

Adsız dedi ki...

Beşiktaş kendisine altın tepside sunulan şeyleri hep geri çevirmiştir.Tarihi dönüm noktaları vardır.Mesela 3 sene üst üste şampiyon olduktan sonra kadro revizyonunu yapmayıp G.Saray'ı diriltmesi,101.yılında devre arasında çalışmayıp,oyuncu satıp takımı zayıflatarak F.Bahçeyi diriltmesi ve Yıldırım Demirören'i başımıza bela etmesi.Bu sene de aslında hem G.S hem de F.B'yi kaosa atabilme şansını yakalamışken yanlış transferlerle ve yapmadıklarıyla bence yine onlardan birini dirilteceğiz.Bazen ne pahasına olursa olsun büyük takımlar risk almalıdır.Ş.L oynayacaksın oturmuş iyi bir kadron var ve sen 2-3 yıldızla güçlenip arayı açacağına abuk sabuk işler yapıyorsun.Aylarca Queresma ve Deco ismi geçti Beşiktaş'da.Almalıydı bunları.Psikolojik üstünlük sağlanırdı rakiplere.Bundan sonrasını da rakipler düşünürdü.Ama şimdiki tabloda düşünen biziz malesef....

gökhan dedi ki...

@shelbyl

yahu herkes kendi görüşlerinin gerçek olduğunu düşünmez mi? buraya yazanlar benim düşüncem yanlış diye mi düşünüyor. hayır cümlede illa ki "benim gerçeklerime göre" diye belirtmem mi lazım. iki kelime için niye bu kadar sinirlendin anlamadım. 3 yıldır izliyoruz ikisini de. "bana göre gerçek olan" bobo nun çok daha faydalı olduğudur.

dediğim gibi uzun uzun yazacak halim yok, paralel düşündüğüm için noat a yönlendirdim. ayrıca blog da 20 yazar vardır da düzenli yazan 2-3 kişi ve onların da görüşleri birbirine çok yakın. o yüzden tek görüş yaftalaması kaçınılmaz oluyor...

yuki the zorba dedi ki...

@Gökhan
Tatil zamanı kimse birşey yazmadı doğrudur ama ben şimdi hemen gidip son 20 posta baktım, 10 tane adamın adını gördüm bloga yazan... Haksızlık olmasın...

@syhvbyz1903@gmail.com
Bobo evet solda laf olsun diye oynuyor. Mutsuz, keyifsiz, isteksiz. Oraya onu öyle koyan adam benim gözümde birinci hatalı zaten, ama isteksizliği, ortaya geçince yine topa dokunmayışı da Bobo'nun kabahati...

Ze1903 dedi ki...

Bence birlikte oynamaması gereken futbolcular Nobre-Bobo değil Nihat ve Bobo.İkisininde birbirine benzer özelliklere ve sahip olduğunu düşünüyorum.Nihat'ın kendini biran önce kanıtlama derdinden kaynaklanan bencilliğini,Bobonun isteksiz ve çok basit top kaybeden futboluna tercih ederim.4-4-3 oynamaya ve Deniz'li solda Tello yerine Boboyu oynatmaya devam ettikçe bu sene bol bol dünkü maça benzeyen oyunlar izleriz.

alper dedi ki...

4-4-3 oynasak keşke..:)))

Adsız dedi ki...

@yuki the zorba
Bobo'yu beğendiğimden söylemiyorum bunları.Ama bu adamı da satmak için uğraşan bir yönetim var.2 senedir yollamaya çalışıyorlar.Ona yüksek ücreti veren kulüpte beşiktaşla anlaşamıyor.Rusyaya bile pazarlamış bizimkiler.Bunlar olurken oynama arzusu olmaması şaşırtıcı gelmior.İş ahlakı yok mu da diyebilirsin bende haklısın derim.

Yorum Gönder

Ara