.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Filip Holosko Bekleneni Verdi Mi?

Enteresan bir ülkede yaşıyoruz gerçekten. Bir hakem yorumcusu yorumunu pozisyonla alakasız gerekçelerle yapabiliyor. Örneğin futbol ukalalığı yapmışsanız, rakip topu faullü almış olsa dahi faul yoktur. Çünkü gol yemeyi hak etmişsinizdir. Futbol öyle oyundur. Enteresan bir yaklaşım. Bu yaklaşım pozisyon yorumlarını böyle yapıyorsa hakemliğini nasıl yaptı kim bilir. Manisaspor'lu oyuncu faulden kaçmamış. O yüzden penaltı değilmiş... Kardeşim, ortada kaçılacak bir durum varsa, mantık olarak bir de faul vardır. Hakemler kaçıp kaçılmadığıyla değil, faul olup olmadığıyla ilgilenirler. Renklerin çıkarlarına uygun olunca kaçmayı, uygun olmayınca kaçmamayı bir güzel öğütlüyorsunuz ama..? Örneğin Arda Turan Holosko'nun ayağına yönlenince "Arda penaltıyı aldı, Holosko çok amatör" deniyor, bir başka zaman başka futbolcu yapınca "kaçmadı ki, kaçmadı ki" oluyor. Bizim ülkemize has yorumlar bunlar. "Penaltı, penaltı gibi olacak" yorumu gibi. Fifa oyun kuralları kitabının kaçıncı sayfasında "Penaltı gibi olan penaltı" ibaresi var merak ediyorum. Arda Turan'ın kaçmadığı bacağın sahibine dönelim bir de; Filip Holosko. Büyük umutlarla transfer edilen Slovak oyuncumuz... Alındığı dönemde "Bir Holosko hamlesi bize şampiyonluğu getirebilir" denmişti bonservis bedeli üzerine yapılan konuşmalarda. Tabi o yarım sezonda Holosko iyi oynamasına rağmen şampiyonluğu getiremedi. Demek ki takımın eksik parçası o değilmiş. Şampiyonluk bir sonraki sene geldi. Ligin sonuna doğru kendini bulan Holosko bazı maçlarda "takımın en değerli oyuncusu" mertebesine bile yükseldi. Burak Yılmaz'ı da üzerine koyarsak yaklaşık Rodrigo Tabata bedeline yaklaşır Holosko'nun da maliyeti. İkisinin de bu düzeyde bonservis bedelleri "Dar zamanda yapılmış transferlerin yüksek maliyeti" başlığı altında tarih sayfalarına geçti. Beşiktaş kulübü zaten bir plan-program çerçevesinde yönetilmediği için yaptığı tüm transferler "Dar zaman" statüsünde oluyor. Apar topar Higuain, Diatta gelir. Apar topar Holosko gelir. Apar topar Tabata gelir. Gerçi uzuun uzuun sürelere yayılmış transferin aktörü de olsa olsa Tomas Zapotocny oluyor o da ayrı konu. Bir maça iki maça bakmadan oyuncuları değerlendirmek gerek aslında. Gelişimine, gittiği noktaya, potansiyeline bakmak lazım.
  1. Holosko'nun Beşiktaş'taki 1,5 yıllık serüveni sizce tatminkar mı?
  2. Holosko sizce iyi futbol oynama niyeti olan bir futbol takımının işleyen bir parçası olabilir mi?
  3. Holosko, kendisine verilen bonservis ücretinin hakkını verebildi mi?
  4. Abdel Kader Keita mı? Deivid De Souza mı? Filip Holosko mu?
  5. Colin Kazım Richards mı Filip Holosko mu?
Eh sen de abarttın diyebilirsiniz ancak hayatın gerçekleri bence bizim buradan gördüğümüz gibi değil. Kimse kusura bakmasın ama Filip Holosko'nun oyuncu kalitesinin Kazım Richards'tan önde olduğunu söylerseniz size katılmam. Kazım, Türk milli takımının rotasyon oyuncularından biri. Holosko da aynı şekilde Slovak Milli takımının rotasyon oyuncularından biri. En azından, kilit oyuncusu değil. Robert Vittek, Marek Mintal gibi oyuncularla dönüşümlü oynuyor. 34 maçta attığı 4 golle de takımın gol yükünü çektiğini söylemek mümkün! Zaten Holosko'nun oynadığı hücum hattının gol sıkıntısı çekmemesi mümkün de değil. Hani oyunun iki tarafı diye başlayan cümleler vardır ya, bu da onun gibi. Holosko oyunun iki yanından da öte oyunla ilgili tek bir şeyi iyi yapıyor; fiziği kuvvetli, hızlı koşuyor. Bunun dışında kalan hiç bir özelliği iyi değil. Bazıları vasat bile değil. Örneğin, top kontrolü. Ben tribünden topu kontrolde ne kadar zorlandığını, top daha ona gelmeden kendini kasmasından anlıyorum. Hızı olan bir futbolcu için ne kadar önemlidir top kontrolü. Çünkü topu iyi kontrol edemezseniz hızınızı kullanamazsınız. Ve neticede dripling. Dripling ise Holosko'nun belki de en kötü olduğu özellik. Bir oyuncu hızlı koşuyor diye iyi dripling yaptığını iddia edemezsiniz. Topa takılır, top arkasında kalır, topu istemeden ayağından açar, topla birlikte adama bodoslama çarpar basketbolda olsa hücum faul verilir... Holosko'da bunların olmadığını kimse iddia edemez sanırım. Peki Holosko ne yapar? Pozisyonun yeri, zamanı ne olursa olsun attığınız her pasta rakip kaleye yüzünü dönüp kaleye doğru topla koşmaya başlar. Kendini hayatın tüm dertlerinden sıyırır ve japon çizgi film karakteri gibi kaleye doğru koşar, sadece koşar. Çevre kontrolü yoktur, pozisyonu süzmez... Filip Holosko neticede bir açık alan oyuncusu ise Beşiktaş'ın oyuncusu değildir. Madem açık alan kovalıyoruz Youla bu işin kralını yapardı, onu neden gönderdik? Youla ile Holosko'nun farklı kalitelerin futbolcuları olduğunu söyleyebilir misiniz? Yuh artık, abarttım mı? Hayır, son derece ciddiyim. Holosko'nun bitiriciliği daha iyi diyeceksiniz sanırım. Daha iki gün önce altı pastan taça vurmadı mı? Neresi iyi? Hadi daha iyi olsun, bu Holosko'yu Beşiktaş seviyesinin oyuncusu mu yapar? Beşiktaş gibi topu oynamak zorunda olan takımlar Holosko gibi oyun sadece bir yerinde etkili olan oyuncuları barındırmazlar. Barındırsalar da takım içindeki yerlerini minimize edip sadece o şartlar oluşunca oynatırlar. Zira rakip ceza sahası çevresinde pas yapmak, rakibi pas yaparak yormak, baskı kurmak, rakip sahada kalmak ve oyunu orada oynamak istiyorsanız, üzgünüm Holosko yanlış bir adres. Pas trafiğine doğru katkı yapacak mentalite ve oyun zekası maalesef kendisinde bulunmamakta. Kendisine atılan her pasta dönüp kaleye koşmak isteyen bir zihniyet maalesef Ernst ve Fink'i ileri geri koşturmaktan başka bir işe yaramıyor. Beşiktaş'ın bu kadar koşan, bu kadar mücadele eden bir takım olmasına rağmen rakip kalede yıllardır baskı kuramadığını farkedemedik mi hala? Neden Ernst ve Fink gibi Türk ligi standartlarının çok üstünde iki oyuncuya rağmen oyunu rakip alanda oynayamıyoruz? Neden baskı kuramıyoruz? Cevap çok basit aslında. Holosko'nun her aldığı topu sanki maçın son 10 saniyesi oynanıyormuş gibi kullanması ve Da Silva Bobo'nun doğmak bilmeyen bebeği...
  • Sizce Holosko'nun bugüne kadar gelen Beşiktaş kariyeri tatminkar mı?
  • Bugünden baktığımızda Filip Holosko transferini başarılı bir transfer hamlesi olarak değerlendirebilir miyiz?
  • Bir de bonus sorusu olsun; Rodrigo Tello, Filip Holosko, Da Silva Bobo, Rodrigo Tabata. Bonservislerini ellerine verip yollasak bugün. Galatasaray ve Fenerbahçe kadrolarına katmak için hangisinin peşine düşer?

81 Yorum:

Cherubim dedi ki...

Veriyor bekleneni, lakin bu genelde sezon sonuna doğru gerçekleşiyor. Özellikle Tabata'ya verilen €8 milyon bonservisi düşündüğümde oldukça ucuza da aldığımızı düşünüyorum bu genç ve transfer potansiyeli olan arkadaşı..

Not: Sözlükte "... başlıklarını 100 metreden tanımak" başlıklarına paralel burada da Jessie'ninkiler aynı paralelde..

theotheo dedi ki...

bu takımın eksiği, yaratıcı oyuncu eksikliği, tabatayla giderilirse bu eksiklik bu takım komple bir takım olabilir.

holosko gibi çok çabuk ivmelenen bir oyuncudan, zidane gibi top kontrol etmesini bekleyemezsin. holosko walcott tarzı bir oyuncu, patlayıcı kuvveti fazla. şu aralar formsuz olduğunu kabul ediyorum, ancak onu forma sokacak ben değilim, mustafa denizli.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

evet başlıkların 100 metreden tanınıyor çünkü bugün holosko bla bla dediğime yarın büyüksün holosko demiyorum.

transfer edilmeden önce eleştirdiğim oyuncualr belli; holosko, fink, zapotocny... holosko için hala o noktadayım, zapotocny bursaspor seviyesi zaten. fink ise beklediğimden iyi çıktı ama fink üzerinde yapılan yorumlarda bir fikir birliği de yok neticede. beşiktaş'ın tabata ihtiyacı biraz da fink'in o yeteneğe sahip olmamasından kaynaklandı.

fink hiç alınmasaydı belki daha ofansif bir oyuncuya yatırım yapılsa idi tabataya da gerek kalmayacaktı. biz fink ve tabata'yı tek vücutta buluşturacaktık, yapamadık.

gelmeden önce sevindiğim iki oyuncu vardı. sözlük orada işte. blog da burada. biri tomas sivok. diğeri matteo ferrari. ikisi de kalitelerini ortaya koydular. gerçi sivok stoper değil o da ayrı konu.

asist time dedi ki...

tabata transferinden sonra sizde de oldu mu bilmiyorum ama iyice sogudum bu işlerden. olası Man. hezimeti bu sezonu erken kapamamıza bile neden olabilr.

theotheo dedi ki...

jessie herşeyi doğru bilmek zorunda değilsin.

en büyük hatan tello idi.

albayrak dedi ki...

Delgado, Tabata, Yusuf, Tello, Holosko, Bobo, Nobre, Serdar Özkan.. Beşiktaşın hücum hatıını oluşturan oyuncuların tam listesi. Avrupanın 1. sınıf takımlarını geçtim, Lyon, Everton, Valencia gibi 2. sınıf takımlarından(yanlış anlaşılmasın 2.sınıf çok iyi bana göre BJK-FB-GS ancak 4.sınıfa girer) bu oyuncuların hiç teklif aldığını gördünüz mü. Bobo'ya Gomisi Lyona satan St.Etienne teklif yapıyor Lyon deil..Delgadoyu geçen sene Espanyol dışında isteyen oldu mu. Henüz Nobre için 6 senelik Türkiye kariyerinde teklif gelmedi hayret!
Holoskoda öyle... BJK son yıllarda bir Türk takımının oluşturduğu en iyi kaleci, defans, ön libero bütünleşmesini sağlamıştır aslında..Bu hattın üzerine inşa edilecek hücum hattında ise sınıfta kalmışızdır maalesef.. Herkes Bjk'ın kozu derken sayıyor Allah sayıyor, Bobo,Nobre, Holosko, Delgado, Yusuf, Tello...
Kimdir allah aşkına bu adamlar, necidir, kariyerlerinde hangi biri ne yapmış..BJK gibi hedefleri olan bir takımda bugün uygulamış olduğumuz 4-3-3 deniyor ama aslında 4-2-3-1 taktiğinde hiçbiri oynamamalıdır. Tello, Yusuf, Holosko ve Nihat sahip oldukları yetenekler sayesinde yedek olabilecek kapasitededirler okadar. Bobo, Tabata, Nobre, Delgadonun iddia ediyorum antremana çıkmaması gerekir Beşiktaşta. En önemli hücum silahı Holosko olan bir takımın karşı takıma sahayı dar etmesi, baskı kurması mümkün deildir. Dikkat ederseniz, son üç dört senedir Beşiktaş takımı bu Bobo, Delgado, Holoskolu dönemde geçen seneki Trabzon maçının ikinci yarısı hariç hiçbir maçta baskı kuramamıştır. Hepsi sizin yukarıda belirttiğiniz oyuncu profilleri ile alakalı..Sadece Holosko değil, Nobre, Delgado, Bobo için de geçerli aynı kelimeler.Siz büyük takım olmak istiyorsanız rakibe baskı kurabilecek, topu ayağında tutup kaybetmeyecek oyunculara ihtiyacınız olmalı.Kaçtane maç oynadık bu 3-4 senede. İnönü'de atmosfer çok güzel, taraftar çoskulu, takım hırslı, kazanma zorunluluğu var. Normalde baskıyla başlanır maça ama olmuyor 5. dakikada herkesin hevesi kaçmıyor mu (örnek geçen seneki Bursa, Fb maçları). O yüzden Holosko ile ilgili bütün tespitlerinize katılıyorum ama başlık Beşiktaşın bütün hücum oyuncuları olmalıydı..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

yok başlığı 100 metreden tanıma meselesine dedim.

tello'da hata yaptığımı düşünmüyorum. tello'yu ver galatasaray fenerbahçeye alırlar mı? 6 milyon euro verir andre santos'u alır adam. tello kim dünya futbolu için allah aşkına.

ha bonservisi elindedir, gelmiştir ok. ama beşiktaş'ın iyi futbolcusu mu hayır?

ayrıca tello iyi, bobo müthiş, holosko etkili diyen adamlar neden gol sıkıntısı çektiğimizi açıklayabiliyorlar mı onu da merak ediyorum.

e defans gol yemiyor, pozisyon vermiyoruz. tello holosko bobo da iyiyse müthiş bir takım olmamız lazım. ama bırakın saha sonuçlarını beşiktaş'ın herhangi bir maçta "iyi futbol" oynadığını göremiyoruz ki.

bir çelişki var yorumlarınızda bence

Cherubim dedi ki...

Benim sözlükte de burada da savunduğum ortak fikir bana göre Bobo'nun Nobre'den daha iyi olduğu ve Nobre'yi bu takımda şahsen istemiyor olmamdır. Aynı şekilde Delgado'da bu takıma gitmiyor bana göre. Ancak bu konuda yapabileceğim bir şey yok..

Kaliteli yabancıdan bahsediyorsak bonservissiz Atouba'yı görmek isterdim solbekte İsmail Köybaşı'na milyonları saymak yerine, ama yönetimin artık transfer politikası mı yoksa para aklama politikası mı desem ne bilmiyorum, farklı bir yönde çalışıyor..

ard dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
CDiS dedi ki...

taraflı medyanın gazına gelen beşiktaş taraftarı. belki de bizim sorunumuz bu?
Peki sorarım sizlere, arda turan bu kadar büyük futbolcu da neden hiçbir Avrupa takımı ciddi ciddi istemiyor onu? sizce isteseler galatasaray satmaz mı onu? nobre fenerbahçe'de oynarken başka bir futbolcu değildi? neden hepimiz gıptayla bakıyorduk? nobre'yi sevmem ama 2 sezonda 20 'nin üzerinde gol attı bu adam. gökhan zan'a demediğimizi bırakmadık, medya da demediğini bırakmadı, galatasaray aldı, türkiye'nin en iyi stoperi oluverdi adam. tümer beşiktaş'ta yedek kalıyordu çoğu maç, fenerbahçe aldı, bombacı tümer oldu. geçiniz efendim, karalar bağlamayın. nihat geçen sene gol atmadı, bitik adamı aldı beşiktaş deniyor, keita'yı iki kat maliyetle alınca, galatasaray bombayı patlattı deniyor. kewell'a galatasaray taraftarı tapıyor, medya tapıyor, adamın doğru düzgün 3 maç ardarda oynadığı zaman yok ama. bazıları o kargaların izinden gidiyor, denizli istifa etsin falan diyor. nobre-bobo-nihat-holosko-yusuf türkiye standartlarının üzerinde oyunculardır. her birinin birbirinden farklı özellikleri vardır. tabata bunları tamamlayıcı özellikte olabilir. fazla mı iyimserim bilmiyorum ama geçen sene bundan çok daha kötü durumlardan çıkıp şampiyon olmuştuk. ben bu senede bu kadar kolay teslim olacağımızı düşünmüyorum..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

7 senede bir şampiyon olabiliyorsak burada medyanın kewell'ı gazlamasından söz edemeyiz. neticede futbolcular çıkıp oynuyorlar. medya oynamıyor. tamam etkide bulunuyorlar ama medya nobre'ye kötü futbolcu dediği için kaçırmıyor o golleri.

medya sadece bizim algımıza etkide bulunabilir. neticeyi değiştirmez.

ayrıca medyada beşiktaş'ın ofans gücünün eksikliğini dile getiren kimse de yok. 10,5 numara eksik klişesinin dışına çıkan da yok.

hangi köşe yazarının gazına gelmiş olabilirim?

delgado dedi ki...

yahu nihat da sahip olduğu yetenek bakımından beşiktaş'ta yedek oturacaksa siktirsin gitsin yunanistan 2.liginde oynasın o zaman allah allah. ne tuhaf yorumlar bunlar. çok beğendiğimiz metalist'in taraftarları da kendi aralarında tartışıyor mu acaba böyle jaja'ya devic'e teklif yok biz çok iyi oyuncularımız var diye övünüyoruz diye. adamlar o bütçeyle az maliyetli adamlar almış malmış orası ilgilendirmez. şurda saçmasapan destekler üzerinden oyuncular eleştiriliyor bunu anlamıyorum.

yok kariyerlerinde ne yapmışmış beşiktaş gibi hedefleri olan takmımımımıaaaa diye gidiyor. yahu adam zaten manchester united'la final yaşasa, şaktar'la uefa finalini alsa beşiktaş'ta işi ne? ne olmalı size göre beşiktaş hücum hattında rol alabilmesi için? beşiktaş ne yapmış ki şu ana kadar avrupa'da, veya daha kadronun yeni oturtulmaya çalıştığı 1-2 sene içerisinde ne yapması gerekiyor ki kısa vadede hedefi olan bir takım şu an.

e aynı insanlar hücum hattına nihat gelince de "gereksiz transfer" dedi? o ne olacak?

Ze1903 dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
purplepurple dedi ki...

ana yazıdaki holosko ile ilgili söylenen her cümlenin altına imza atarım.

bekleneni vermek de ayrı bişeydir zaten. kleberson bekleneni verememiştir mesela. bu onun futbol yeteneği ve anlayışının yetkinliğini tartışmaya açmaz. keza nihat'ın şu korkunç görüntüsü devam etse dahi onun daha önce verdiklerinin ve aslında verebileceklerinin ne olduğu bakidir.

holosko'nun sorunu bekleneni verememesi değil, bekleneni zaten veremeyecek olması.

menderes mete dedi ki...

Holosko'dan ne bekliyoruz sorusunu sormak gerek önce.Ondan bir sezonda 15-20 gol bekliyorsak hiçbir zaman beklentimiz karşılanmayacak demektir.Holosko tarzı oyuncular bence muhakkak kadroda bulunmalıdır.Deplasmanlarda yada öne geçtiğiniz maçlarda oyuna alıp tabelayı değiştirirsiniz.Ama onu sağ açık yapıp asistler yapmasını yüksek pas yüzdesiyle oynamasını bekliyorsanız o zaman almayacaksınız.Yaklaşık bir ay önce büyük takımların yüksek rakamları hücum oyuncularına harcaması gerektiğini savunmasına bu kadar yatırım yapmasının büyük hata olduğunu söylemiştim.Gelinen noktaya baktığımızda maalesef haklı çıktığım görünüyor.Biz geçen sene şampiyon olduktan sonra şapkayı önümüze koyup iyice düşünmeliydik ve bazı oyuncularla yollarımızı ayırmalıydık.Bunlardan biride Tello olmalıydı.Onun olduğu takımda baskılı oyun oynayamayız.Hangi mevkiye koyarsan koy hep eksik bir tarafı var Tello'nun.Fink'i bugün tartışılır kılan şeyde Tello'nun varlığıdır.

CDiS dedi ki...

elbette futbolcular çıkıp oynuyor, benim bahsettiğim bizim tutumumuz. mehmet topuz 10,5 milyon euro'ya geldi, yedek oturuyor, hiçbir fenerbahçe taraftarı sorgulamıyor, medya sorgulamıyor. tabata 8 milyon euro'ya alınınca bizler kıyameti koparıyoruz. ismail köybaşı bir maç yedek kalıyor, milyon dolarlık adam yedek kaldı deniyor. sonuçta şunu demek istiyorum, futbolcularda gazete okuyor, televizyon izliyor ve bu adamlar robot değil. duyguları var, üzülüyorlar, gaza geliyorlar zaman zaman da isteksizleşiyorlar. medya buna çanak tutuyor ama daha kötüsü beşiktaş taraftarı bunu depreştiriyor. sadece ama sadece sabretmeyi bilemiyoruz biz beşiktaş taraftarı olarak. bir maçta adamları yargılıyoruz. bu da bize kötü değer olarak geri dönüyor.

maf dedi ki...

Uzunca bi yazım sayfa görüntülenemiyor a kurban gitti, çok iş olmazsa yazıcam öğleden sonra yine.

Ama şunu yazayım, Holosko'ya biri Serie A tarihinin en büyük takımı olmak üzere ,diğer ikisi de senin müthiş listenin ikinci torbasına girebilir, 3 teklif oldu.

Bunu araştırman zor kabul ediyorum, ancak o vakit itidalli ol bari.

O yok bu yok.Oldu.

asist time dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
asist time dedi ki...

@jessie

yazıyı yeni okuma fırsatı buldum. Harika bir analiz olmus. Guzel degerlendirmişsin. Ben de holosko yu pek tutan biri değilim. Ama elde ki oyuncular arasında da 2. bolge de direk kaleye gidecek baska oyuncumuz yok.

4-3-3 sisteminde onde ki 3'lu de kanatlarda daha teknik oyuncular oynamalı. Bence Tabata transferi ile sistemin değişeceğini dusunuyorum. Cunku bu sistem tutmadı. Ozellikle Bobo olmadıgı donemde Nobre'nin zaten bu sistemde hiçbir varyasyonu yokken Bobo olmadıgında Nihat'ın da sırtı donuk oynayamadıgı için ve yanında partner olmadıgı için gol sıkıntımız iyice boy gosteriyor.

Ozellikle son antep maçında nasıl hucum ettiğimizi merak edip hucum setlerini tek tek ala almak istedim.

Ama ne yazık ki bekler oyuna girmediği zaman hucum setlerimizin hepsi aksıyor. Benim farkedebildiğim 4 ayrı hucum setimiz var. Bunların ikisi sol ve sağ dışda oyuncular endeksli biri beklerin gerceklestirdiği kanat organizasyonları bir diğeri ise Fink ve Ernst endeksli uzaktan sut olusumları.

Tabata transferi ile artık Bobo'nun veya ileride en onde oynayacak oyuncunun arkasında bir tane tamamlayıcı olacagını dusunuyorum.

Mesela 2 farklı varyasyonu ele aldığımızda;


****Fink*************Ernst******

****Tabata*************Tello****

*************Nihat**************

*************Bobo***************


Yukarıda ki gibi bir sistem değişikliğine gidileceği dusuncesindeyim. Mustafa Hoca'nın dogru nun sadece tek oldugunu cok iyi bilir. Nasıl 4-3-3 de Nobre'nin hiçbir rolu yoksa Tabata geldiğinde de aynı şekilde ayakta cok top tutarız ama yine topu yine 3.bolgelere yayarken kapanan takımları acmak da cok gucluk cekeriz.

Bu sistemi ele aldıgımızda; malum beklerimiz de bu kadar aktif iken soldan; Ismail*Ersnt*Tello uclusu ile sağdan ise; Ekrem*Fink*Tabata uclusu hem kanat organizasyonlarında hem Nihat'ı dışarıda ki oyunda daha aktif hal almasını sağlayacaktır.

Ikinci olarak dusundugum sistem değişikliği ise;

Lig de tek on liberolu sistem;

*******Tello********Ernst******

*******Tabata*******Ekrem******

*************Nihat*************

*************Bobo***************

Bu sistem ise benim şahsi kanaatimce ozellikle tabata transferi ile beraber ligde 3 buyukler dışında oynamamız gereken sistem oldugunu dusunyorum. Bekler oyuna girerken her kosulda Ekrem-Ismail gibi sol koridor ve onların boşlugu kapatacak Ernst diğer kanat da ise Tabata ve Tello gibi oyuncuların eksikliği ise anca Ibrahim Kas gibi veya Toraman gibi savunma gucu yuksek bir oyuncu oynaması ile sağ ve sol koridorda hucumda önemli katkıların yanında Nobre'nin de bu sistemde verimli olabilecektir.

albayrak dedi ki...

Beşiktaş ne yapmış Avrupa'da şu zamana kadar diyorsun haklısın. O zaman az maliyetli oyuncular alacaksın. M.Unt Ronaldoyu sattı o kadar gelir elde etti. Zaten dünyanın en zengin kulübü..İstese yapamaz mıydı 150milyon Euroluk transfer. ama yapmıyor işte o yüzden sistem çalışıyor.Liverpool Xabi Alonso'dan gelen paranın üzerine bütçe koyuyor mu. O da bilir istediği oyuncuyu almayı. Alıyor mu. Milan kaç senedir başarısız son beş senede yaptığı transfer sayısı bizim bir senede yapılan kadar deil.. Aresenal Adebayoru satıyor yerine adam alıyor mu niye alsın. O zaman nasıl oynayacak alttan gelen Vela, Bentner..Arsene Venger'e sor şimdi önümüzdeki beş sene içinde hangi oyuncuları satacaklarını altyapıdan kimi çıkartacaklarını hepsini söylesin sana..Biz ocak ayında kadro nasıl olacak onu dahi tahmin edemiyecek durumdayız şu anda..Sen Rıdvanı alıyorsun genç yetenek diye gayet güzel.O bölgede Ekrem ve Toraman var. Yetinmiyor Erhanı alıyorsun, o da kesmiyor Kaş'ı alıyorsun. Onuru almışsın, Delgado Yusuf varken. Yetmiyor Tabata'yı alıyorsun. Elinde Holosko var, Serdar Özkan var Nihatı alıyorsun. O zaman ben bu gençlerin transferine nasıl sevineyim. Planlama yok klüpte. Şampiyon olsan kaç yazar.Yarın birgün ilk yabancı hakkıyla yabancı solbekte alırlar bakın yazıyorum buraya.

theotheo dedi ki...

@albayrak

liverpool zaten aquillaniyi aldı, genç oyuncu ve ekonomik planlama konusunda premier ligin en zayıf ekiplerinden biri liverpooldur. rafa benitez ve amerikan sahipli son döneminde.

yetenekli genç oyuncular için doğru bir çalışma planı, 2.3 yıl sabır gereklidir, ancak bu durumda genç oyunculardan faydalanacak hale gelebilirsiniz.

bana göre son yılların her yönden en komple beşiktaşı kuruldu, bu kadar iyi oyuncu hiçbir zaman biraraya gelmemişti beşiktaş'ta.

galatasaray maçı bir çok şeyi tersine döndürme maçıdır. allah yüzümüzü kara çıkartmasın.

delgado dedi ki...

o değil de artık "şuna teklif var" "buna teklif var" haberlerinin nerden geldiğini öğrenelim bi zahmet. yok holosko'ya inter 10 milyon dolar teklif etmiş, şu olmuş. doğruluğunu kesinlikle bilebilir bu iddiaları ortaya atan ama bi zahmet nerden duyduğunuzu ve teklifin kimin ne zaman ettiğini bi duyuruverin. inanmaz kimse sonra. mesela ben inanmıyorum holosko'ya milan'ın falan teklif götürdüğüne.

@albayrak

hani kıstas alınacak oyuncunun bundan önce üst düzey takımlarda ne yaptığı olmalıydı. e hangi az maliyetle alıyosun bu adamları?

kaç zamandır yazmayı düşündüğüm bi konuydu bu. holosko yu özellikle geçen sene ligde fenerbahçe maçında attığı müthiş golden beri özellikle takip ediyorum. yorumum ise şu jessie gerçekten ne düşündüysem yazmış.eksik ya da fazla bişey göremedim gerek oyun karakteri gerek diğer rakip oyuncuları ile karşılaştırmaları olsun. kendi adıma ekleyebileceğim şey ise japon çizgi film karakteri değilde eskinin nintendo da oynadığım sensible soccer oyuncusu olduğu yönünde.
bu neden böyle diye düşünüyorum,acaba diyorum bu holosko futbola geç bi yaşta mı başladı. futbol topuna bu kadar soğuk bi hücum olmasının başka nedeni aklıma gelmiyor doğrusu...
beklenti konusuna gelince beşiktaşın durumu ne olursa olsun takımda görmek istediğim hücumcunun daha altında özelliklere sahiptir holosko..ha bu benim futbol görüşüm nedeniyle olabilir ama kesinlikle beşiktaşın çok büyük ve kaliteli bi takım olduğunu düşündüğümden değil..
bu konuyla ilgili son olarak tansfer teklifi meselesi..
yahu inter ya da milan holosko yu istemişte kimsenin niye haberi yok ki beşiktaşın transfer meseleleri memleketimizin en ücra köşelerinde bile duyulurken...

okka dedi ki...

"Bir de bonus sorusu olsun; Rodrigo Tello, Filip Holosko, Da Silva Bobo, Rodrigo Tabata. Bonservislerini ellerine verip yollasak bugün. Galatasaray ve Fenerbahçe kadrolarına katmak için hangisinin peşine düşer?"

bu soru olmamış bence.Bügün hiçbiri peşine düşmez.çünkü hepsinin yerinde adam var fb-gs de.Ama transferler yapılmadan önce diye sorsaydın daha mantıklı olurdu.

maf dedi ki...

delgado,
napııım ertunc soğancıoğlunun twitter linkini mi veriim.ister inan ister inanma.var.

usttekine ek su da var, sen elindeki değerini böyle pisletirsen, kimse sana teklifle gelmez, çok normal.
Kadroda kimsenin tamamen arkasında kalmaya mutabık olduğu bi isim olmaması kimin suçu.

Bu kadar tesadüf olur mu, sevilmeyen yeteneksizler ordusuyla mı şampiyon olduk biz.

Dönün kendinize bakın biraz, onlar futbolcu olarak başarısız mı, yoksa sen mi başarısızsın taraftar olarak ?

Beklenti konusunda Fener'i geçtiniz yahu, bi dur durak bilin.

maf dedi ki...

italyanın en buyuk takımı da milan değil juventus'tur.once bunu bil.

Temur dedi ki...

Bekleneni verememek derken beklentilerin ne olduğunu belirlemek lazım. Holsko'dan takımı alıp hücum bölgesinde tutması yıllık15-20 gol atması mı bekleniyordu. Hemen rakiplerden örnekler verelim. İStatistik olarak bakarsak geçen sene Lincoln Kewell'dan daha etkiliydi. Bununla birlikte bedavaya gelmiş ve son 2 yıldır sakatlıktan neredeyse maç oynayamamış bir oyuncudan elde edilebilecek maksimum fayda elde edilmiştir. Lincoln ise maliyetini karşılayamamıştır. Beşiktaş'ta ise Tello'ya bildiğim kadarıyla bonservis ücreti ödenmemişti ki bence Tello faydalı oldu ve geldiğinde ona karşı olan beklentilerin üstüne bile çıktı ama Holosko için aynı şeyleri söylemek için beklentilerinizin ne odluğunu belirlemeniz lazım.ç

öncelikle seni kınamak istiyorum sevgili arkadaşım jessie, sırf şu "x futbolcuyu sat bakalım galatasaray, fener'den hangisi alıyor" klişesine girdiğin için. yahu bu kadar havada bir soru olmaz ki, eğer uygun şartlar oluşursa bobo, tello, holosko, delgado hatta tabata'yı da galatasaray veya fenerbahçe isteyebilir, transfer edebilir. ki tabatayı geçen sene lincoln'ün yerine, galatasaray para vererek almayı istedi bir ara.. bir futbolcunun iyi veya kötü olduğunu ispatlamak için böylesi afaki bir soruya gerek yok bence.

herneyse, gelelim holosko'nun meziyetlerine ya da eziyetlerine. aslında bu açık alan oyuncusu mevzusunu geçen sene ben dile getirmiştim. öncelikli şikayetim beşiktaş gibi büyük bir takımın bu kadar açık alan oyuncusunu bir arada oynatmasıydı. çünkü büyük takımlar topa hükmeder, oyunu rakip alanda oynar. kaybederse de, kontradan bulduğu bir gol ile maçı kaybeder. beşiktaş ise taa lucescu zamanından beri rakibi bekleyen, gerektiği zaman dişleyen ve flaş gollerle de sonuca giden bir takım hüviyetinde. o yüzden zaten galatasaray veya fenerbahçenin futbolcuları ile bizimkileri karşılaştırmak bu açıdan da anlamsız. çünkü galatasaray geçen sene en kötü kadrosu ile inönüye geldiğinde dahi, pas yapan, oyunu oynamaya çalışan ekipken biz şampiyonluk maçımızda yine bildik oyunumuzu oynadık. oyun anlayışımız değişirse, oturur konuşuruz ancak, şu an oynadığımız oyun yine bu.

o zaman sadede gelirsek, holosko bizim şu anki anlayışımız için ideal bir oyuncu. fakat oyunu rakip alana yığdığımızda ne kadar etkin olduğu tartışılır. ancak sırf istatistiklere bakarsak, geldiği ilk yıl yarım devrede takımın diğer hücum oyuncuları kadar skora katkıda bulunmuş. ikinci yıl şampiyonluk ve türkiye kupasında bir çok kritik maçta, kritik gole imza atmış... eğer kaçırdığı golleri, ya da topu kontrol edememesini bir kıstas olarak koycaksak ortaya, attığı golleri de incelemekte fayda var. ligde 2-1 yenildiğimiz fener maçındaki golü, topu orta sahadan alıp slalomlar ile rakip ceza sahasının önüne kadar gitmesi ve vuruşu... ya da türkiye kupası finalinde yine güzel çalımların ardından bobo ile yaptığı verkaç ve sonrasında ayağının üstü ile attığı şık gol.. ya da kupada ankarasapor'a attığı bazuka golü... bu adam çok çeşitli goller atmış beşiktaştayken. öncelikle bunları yeteri kadar övelim ki, ondan sonra bu eleştirilerin anlamı olsun. yoksa sadece eleştiri yapan, herşeyden mızmızlanan taraftar profili çizmekten başka birşey yapmamış oluruz.

holoskonun şu ana kadar yaptığı müspet işleri şans,rastlantı olarak addetmek haksızlık olur ya da şu anki formsuzluğunu iyi incelememek de yanlış olur. iyi yaptığı işler var, yapamadığı veya yapamayacağı şeyler var. ama hepsinin toplamında, futbolculuğu, golcülüğü, takım oyununa yatkınlığı, insan ilişkilerini topladığımda, ortaya deivid de souza ve collin kazım'dan daha iyi bir futbolcu çıkıyor. yahu bu adamlar yeni gelmedi ki, ikisi de aynı oranda başarılı ve başarısız dönem geçirdiler holosko ile. kazım o zaman geçen sene kötü adamdı, holosko iyiydi mi diyeceğiz. bu üçüncü senesi, napmış yahu kazım fener'de. ya da deivid işte, bi yıldır top oynamıyor. keita'ya ise hiç girmiycem şu an. bunu da ilerleyen zamanlarda görceğiz ama, keitanın da ben holosko gibi açık alan topcusu olduğunu düşünüyorum ve ligin boyu kısaldıkça ve rakipler geriye yaslandıkça, ne kadar etkisizleşceğini hep beraber göreceğiz, naçizane görüşüm.

"Topa takılır, top arkasında kalır, topu istemeden ayağından açar, topla birlikte adama bodoslama çarpar basketbolda olsa hücum faul verilir..." Yani şu satırları cuma gecesi gelip ben yazacaktım buraya, neyse dedim. Özellikle son maçta resmen ayağına gelen topa "çarptı" holosko. Bu adamdaki teknik zaafiyet çok önemli boyutlarda, elalem ona 50 60 metrelik boş alan bırakacak da o zaman hünerini gösterecek holosko amca.

Holoskonun artıları hızı ve önü boş kaldı mı çektiği sert ve düzgün şutlar ama bunlar 4-3-3 için yetmez. Sözlükte de yazmıştım, 4-3-3ün kanat forvetleri için Serdar Özkan tarzı oyuncular lazım, hatta Serdar Özkan takımın 1 numaralı sol açık adayıdır. Holosko'dan faydalanmak istiyorsan çift forvetli bir sistem oynatacaksın. Zaten en baştan beri neden 4-3-3'ü (ve varyasyonu sayılabilecek 4-2-1-3'ü) zorladığımızı da anlamış değilim. (4-4-1-1 RuleZzZ diyeyim biraz yön katayım tartışmaya)

Beşiktaş'ın diğer oyuncularına yapılan yorumlara da katılmıyorum. Tello geldiğinden beri çok maç kurtardı. İstikrarlı bir oyuncu olmayabilir ama performansındaki düzensizlik aldığı görevlerle alakalı. Bu adam forvetle ortasaha arasında köprü görecek kadar fizikli bir oyuncu değil, R.Carlos o görevi ne kadar yapabilirse Tello da o kadarını yapar, hatta bence biraz daha fazlasını yapıyor gene. İşin özü bombok bir taktik oynadığımız için bazı oyunculara kaldıramadıkları yük düşüyor, ki bu başka bir başlığın konusu...

Delgado, Tello süperdi de neden teklif gelmiyor sorusu için... Türkiye'de yere göğe sığdırılamayan Arda'ya bile teklif gelmiyorken(Büyük bir kulüpten gelse GS satmaz mıydı sanıyosunuz) bu sorunu Beşiktaş'ın sorunu olarak görmek ne kadar doğrudur? Ayrıca oyuncularına teklif gelme yüzdesi takım başarısını arttırıp azaltan bişey değil. Nobre sezonda 20-25 gol atsın ama kimse teklifte bulunmasın, hiç sorun değil. Geleceğe yatırım olarak yapılacak transfer istiyorsanız bu sene birdeğişikliğe gidilip bir kaç tane genç alındı. Sonları fenerin gençlerine benzer mi zaman gösterecek.

Şu Tabata muhabbetini de bırakalım artık, adam daha bir maç oynamadan tadımız kaçtı. Evet kötü yönetiliyoruz ama ne yapalım, Tabata'yı yuhlayalım mı?

Saygılar

d.amokachi dedi ki...

Bence konu dağılmış biraz ama Holosko oynadığı dönem içinde faydalı olmuştur. Bundan sonrada özellikle Tabata'nın gelişi ve Yusuf'un da düzelmesiyle daha da faydalı olacaktır. En azından Nobre gibi bomboş kale yerine gidipte topu kalecinin kafasına nişanlamıyor!!!

Gökhan dedi ki...

holosko ilk geldiği yarım sene bence süper oynuyordu,ya da yeni geldiği için sadece iyi yanlarını düşünüyordum o da olabilir tabi.ve o zaman genellikle 4-3-1-2 oynuyorduk.arkasında delgado yanında da genelde nobre vardı holosko nun.bu da holosko ya uygun bir ortam olmuştu.
ama geçen sene hem kaleye daha da uzaklaşmaya başladı hem de rakip takımlar daha ciddi önlem almaya başladı ve artık boş alan bulup da depar attığı pozisyonları da nadir görüyoruz çünkü alan bırakmıyorlar,bu durumda da tabi teknik yetersizlikleri ortaya çıkıyor.
takım içinde holosko stilinde bir adam olması gerekli bence ama bariz handikapları olan bir oyuncu için verdiğimiz bonservis ücreti de fazlaydı.2010 dünya kupası nda parlaması haricinde de avrupa ya satacağımızı hiç sanmıyorum holosko yu.

Ze1903 dedi ki...

Holosko nun driplinginin kötü olduğunu söylemek insafsızlık olur.Aklıma hemen dripling üzerinden attığı 2 gol geliyorki bu özelliğin olduğunu göstermesi gerekir(adanadaki bursa maçı ve geçen seneki fb maçı).

Oynadığımız sistemde holosko'nun sınırlı tenik kapasitesi ve adam geçme özeliğinin olmamasına rağmen 10 gol civarı bir ortalama tutturması onun daha başkada özelliklerinin olduğunu gösteriyor.0-0 giden bir maçta özellikle formsuzsa holosko çok sırıtacaktır antep maçında olduğu gibi ama 1-0 öne geçtiğimiz anda rakip için çok büyük bir tehlikedir.

3 yıldır lig sonunda belli bir ortalama yakalayan holoskonun 3 haftalık performansına bakarak kazımla kıyaslanmasınıda anlamıyorum.Eğer son 3 haftalık performansa göre değilde genel olarak yapılan ve galibin kazım olarak belirlendiği bir kıyaslama ise kimin ne verdiğine bakmak gerekir.Geçen sen ilk yarı bittiğinde lincoln basın tarafından alex ve hagi ile kıyaslanıyordu sonuç malum.

Sertug Ozgur dedi ki...

Jessie öncelikle Holosko'nun oyun stili ile ilgili tespitleriniz doğru fakat size bir sorum var.

Sorumdan önce Beautiful Freak'in dediği gibi şu oyuncuyu sat kim alır olayı doğru değil. Bakın beğenmediğimiz Gökhan Zan havada kapıldı. Her takımın ihtiyacı farklıdır. Alex'i sat kim ister Avrupa'da diye bir soru da aklıma gelmiyor değil bu mantıkla.

Sorum ise şu:

Holosko santrafor mu kanat oyuncusu mu?

Keita,Deivid ve Kazım ile karşılaştırdığına göre kanat oyuncusu veya belli teknik kapasitesi olması gereken orta saha oyuncusu kabul ediyosun izlenimi doğuyor bende.

İşte geliyoruz; kabul edersin ki sorun oyuncu yapımıza uygun olmayan sistemde. Karşılaştırdığın oyuncular top saklama kullanma becerisine sahip oyuncular ve gerçek mevkilerinde veya ona yakın oynuyorlar. Holosko ise iyi kötü ama 2li oynaması gereken bildiğimiz santrafor. Yani Nihat gibi Nobre gibi Bobo gibi Youla gibi. Senin yaptığın iş Nihat ile Keita hatta bu seneki manyakça oynatılış tarzı ile Bobo ve Kewell/Arda'yı kıyaslamak gibi oluyor.
Lafı gelmişken, hasta olurum özellikle altyapılarda hücum özelliği olan sol ayaklı çocukları, adam yok diye sol bekte hadi daha iyisi sol açıkta oynatırlar. Holosko'da sürati var diye sağ açık yapılır; Amokachi'yi sağ kanatta oynatmayı düşünsenize.

Sonuç olarak Holosko sahayı gezen pozisyon arayan, asiste göre etkili olan bir santrafor.Ondan pozisyon yaratmasını beklerseniz haksızlık edersiniz. Evet açık alanda daha etkili ama Youla gibi tek özelliği buna dayalı adam değil, vuruş ve top tekniği daha yüksek. Kaldı ki Youla'dan daha iyi olduğunu ben tartışmam.

Son olarak Lyon,Porto, Bayern seviyesine gelmedikçe takımda niye bu var denilmemesi gereken bir oyuncu.

Rattlehead dedi ki...

deivid ve colin kazım'ı barcelona;arda turan'ı manchester;gökhan gönül'ü real madrid istiyor da benim mi haberim yok yahu?kaldı ki holosko'yu yanlış hatırlamıyorsam milan veya juventus'tan biri,werder bremen,hamburg,fulham falan istemişti.bobo'yu werder,olympiacos,st. ettiene istedi.tello'nun yaşı fazla istenmemesi normal.allahaşkına oyuncularınızı bu kadar itin götüne sokmayın biraz da fenerbahçe ile galatasaray'a bakın.her futbolcularını 20 milyon euro'ya arsenal'e mi satıyorlar?

Rattlehead dedi ki...

ayrıca zaten holosko'yu sağ kanatta kullanamazsınız.elinizde nihat ve holosko gibi iki tane ideal second striker varken birinden sağ kanat birinden de santrfor yaratmayı denemek intihardır.holosko ve nihat ancak 4-4-2 veya 4-4-1-1'de birbirlerinin yedeği olurlar nobre veya bobo'nun yanında.bunu bir denese mustafa denizli...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ben bazı kabullerden yola çıkıyorum.

holosko iki teknik direktörle çalıştı. ikisi de holosko'yu aynı yerde değerlendirdiler.

holosko yerinde oynamıyor deniyorsa, o zaman gönderelim holosko'yu yerinde oynayacak adamı alalım. beşiktaş zaten öyle bir takım ki yerinde oynayanı görmedim henüz.

holosko'nun yeri sence ne derseniz şu an oynadığı yer derim. ama adam oynamayı bilmiyor. asıl mevkisinin orası olduğunun farkında değil.

zira 4-3-3'ün sağ açığı olmak forvet oynamaktan daha komplike bir iştir. rakip beki takip edeceksiniz, oyun içinde kendi savunmacınızı nerede ekarte edeceğinizi bileceksiniz, nerede top almanız gerektiğine hakim olacaksınız.

normalde holosko bir maç içinde 7-8 defa defansın arkasına koşu yapmalı. ama bunu 1 kere bile göremiyoruz. tek gördüğümüz dörtlü savunmanın üzerine tam depar atan bir holosko. dörtlüyü kurmuş bir defansın içinden hızınızla geçemezsiniz.

holosko topu nerede alacağını bilmiyor, aldıktan sonra pozisyonun gereği nedir onu çözmüş değil. nerede pas yapılır, nerede rakibin üzerine gidilir anlamış değil.

şimdi eminim forvette nobre'nin yanında oynamalı diyenler nobre'nin aşırtacağı topla savunma arkasına yapacağı koşuları örnek gösteriyorlar. nobre/holosko bunun bir çok örneğini gösterdi. tamam da sağ kanatta oynarken neden aynısını yapamıyor?

barcelona'da henry soldan girip ceza sahasında fink atarken holosko neden giremiyor. topla girmesine gerek yok, topsuz koşudan bahsediyorum.

holosko neden sağ çizgide aldığı topla çizgiye kadar depar atamıyor? çalım atmasına gerek yok. taç çizgisine paralel gidecek. illa hücum etkinliği yaratmasına da gerek yok, topu rakip sahaya taşısın yeter. alsın götürsün topu, sonra dönsün versin ernst'e problem değil.

ama görüntü bu değil maalesef

QuaresmA dedi ki...

holosko; youla, preko, martins tipi küçük zencilerin daha fizikli olanı, bitiriciliği daha iyi olanı. sinan kaloğlu tipi "anadolu topçusu" hatta.

bekleneni veremedi çünkü çok para harcandı ama ödenen paraya bakmazsak bizim forvetimizin de anadolu topçularına ihtiyacı var. arkadaş biz bütün maçlarımızı denizli ile kasımpaşa ile oynamıyoruz ki, holosko da daha açık oynayan takımlara karşı etkili bi opsiyon.

ayrıca sezon sonlarında daha iyi oynamasının sebebi derbilerin sezonun sonlarında olması. açık alan buldu mu da oynar işte holosko..

voodoo girl dedi ki...

harbiden o son soru nedir, bir oyuncunun iyi ya da kötü olması gs ve/ya fb nin onu isteyip istemediğine göre mi belirleniyor?

beautiful freak yorumundaki her cümleye katılıyorum bu hususta.

ian dedi ki...

kötü oynadığı maçın ardından bunlar konuşulacaktı tabi ne konuşulacaktı başka.. haftaya serdar kötü oynar yine ona bir yazı yazılır.. kötü oynayana yazılır.. iyi oynayınca sevinilir..

beşiktaş'tan barcelona olmasını mı bekliyorsunuz allasen.. iki sene önce şampiyonlar liginde attığımız gollere bakın.. bir de öyle düşünün holosko'yu.. ki bu adam türkiye liginde de atıyor, asist de yapıyor.. istikrar sorunu var kabul.. hangi oyuncumuz istikrarlı.. bitiriciliğinin çok iyi olmadığı kabul.. bobo'dan kötü nobre'den iyi bu açıdan..

yani metin tekin'i çok iyi izleyemedim yaş itibariyle ama, bugün oynasa beşiktaş'ta "beşiktaş'ta böyle adamın ne işi var, youla'dan farkı ne" falan derlerdi heralde =)

@jessie
yazını baştan sona bir solukta okudum. ironi şimdi uç verir diye bekledim ama vermedi gitti. holosko'ya hızlı koşan bir ali eren muamelesi yapman gerçekten geniş analizine holoskodan beklediğin joe cole performansını görememenden kaynaklanan bir kötümserlik. kendisi hakkında söylediğin bir sürü şeye katılmıyorum, tek tek sıralasam herhalde ben de bir analiz yapmış olurdum. Vakit yetersizliğinden kısa başlıklarla geçiştireceğim:
"Hani oyunun iki tarafı diye başlayan cümleler vardır ya, bu da onun gibi. Holosko oyunun iki yanından da öte oyunla ilgili tek bir şeyi iyi yapıyor; fiziği kuvvetli, hızlı koşuyor. Bunun dışında kalan hiç bir özelliği iyi değil. Bazıları vasat bile değil."
+
"Örneğin, top kontrolü. Ben tribünden topu kontrolde ne kadar zorlandığını, top daha ona gelmeden kendini kasmasından anlıyorum. Hızı olan bir futbolcu için ne kadar önemlidir top kontrolü. Çünkü topu iyi kontrol edemezseniz hızınızı kullanamazsınız. Ve neticede dripling. Dripling ise Holosko'nun belki de en kötü olduğu özellik. Bir oyuncu hızlı koşuyor diye iyi dripling yaptığını iddia edemezsiniz. Topa takılır, top arkasında kalır, topu istemeden ayağından açar, topla birlikte adama bodoslama çarpar basketbolda olsa hücum faul verilir... Holosko'da bunların olmadığını kimse iddia edemez sanırım"
+
"Daha iki gün önce altı pastan taça vurmadı mı? Neresi iyi?"
Bunlara cevaben geçen 1,5 senede attığı iki gol ve bir asisti öne süreceğim.
Trabzon maçı. Rakibinin önüne doğru topu açıyor, dribbling özelliğinin en çok anlaşıldığı anlardan olan dribbling tekniğini öne çıkaran bir topu açış ve akabinden dünya starlarından biri bizim takımda dedirten bir koşu. sonrasında kusursuz bir pas ve nobrenin dokunmasıyla bir gol.
antalyasporla olması lazım, kupa maçı. sırtı kaleye dönük holosko vole ile topu öyle bir noktaya öyle bir hızla gönderiyor ki, sadece bu şutla ben bu adam ederine alınmış demiştim.
bir lig maçı, kimle olduğunu hatırlayamadım ama farklı kazanmıştık. ceza sahasına bir dikine kesme, kaleci açılıyor, ondan önce ayağını sokan holosko yine ingiltere liginde adını bağırarak futbol oynayan çocuklarımızın premier lig den izlemeye alışkın oldukları bir teknik ve bitiricilikle önce topu düzeltiyor, sonra da golü yazıyor.

kendisinin efendiliği ve beşiktaş sevgisinden hiç bahsetmeyeceğim.

Futbolcu değirmeni olmaya giden yolda taraftarlara düşen görevi layıkıyla yerine getiriyorsun bence. böyle yönetime, böyle medyaya, böyle çivisiz dünyaya böyle yorumlar yaraşır!
Tabii ki bence.

barış dedi ki...

burada bazı arkadaşların ardadan gökhan gönülden sıradan oyuncular gibi bahsetmesi artık kendilerini kandırdığını, takıntılı olduklarını gösteriyor, beşiktaş yönetimi transfer konusunda hata yaptığı zaman bu muhabbetin dönmesi kabak tadı verdi artık. arda manchester, real madrid düzeyinde değildir belki ama 22 yaşında 8 maçta 12 asist yapabilmiştir, beşiktaşın sezon başında attığı gol kaçtır? tabii ki bu beşiktaşın tüm oyuncularından iyi olduğu anlamına gelmez lakin, türkiye şartlarında yıldız bir oyuncudur veya o patansiyeldedir. avrupaya gitmemesinin nedeni ise galatasarayın kendisine olduğundan daha çok değer biçmesidir, topuza, köybaşıya, sercana yapılanlar gibi. gökhan gönülse bana göre ardadan bile daha değerlidir mevkiisindeki türk oyuncuları düşünüce ve kesinlikle üst düzey avrupa liglerinde oynar. takıntılı olduğunuz, düz adam dediğiniz diğer bir isim hakan balta da ayrıca çok değerlidir, savunma yönü her lig için yeterlidir, sylvinho ya da abidal de müthiş hücum yetenekleri nedeniyle o takımda değildiler zaten.

demek istediğim artık kendinizi avutmayın "biz holoskonun değerini bilmiyoruz, millet ardayı şişiriyor" söylemleriyle. bunu arkasındaki tek dayanağınız transfer olmayışı ama adam istatistiklerle de oyunuyla da belli bir seviyenin üstünde olduğunu kanıtlıyor, istiyorsanız izleyin bir kayseri maçındaki asistini. transfer konusu ise takımların vizyonsuzluklarından gerçekleşmiyor, biz dünya 3.sü olduğumuzda da, euro2008den sonra da oyuncu pazarlayamadık, hiç mi iyi oyuncumuz yoktu yani. hatamız kayseri gibi bursa gibi antep gibi küçük klüp durumuna düşmemizdi. bayernle juve ilgilendi ardayla, arda için 20 milyon istedi yönetim, hayaldi vs. ismail için ödenen bonservisi neredeyse avrupanın en önemli kulüpleri beklerine veriyor, bizim yönetimlerimiz de bunları görünce vizyonsuzluklarından kendi futbolcularına böyle uçuk değer biçiyor. tuncay boroya gitti belki ama adamı 20 yaşında bıraksalardı everton aston villa düzeyinde kulüpler alacaktı en az, ondan sonra büyük kulüplere gitmek kendi elinde olacaktı. zaten fm veritabanında tuncay her sene ptansiyelli oyuncuydu mesela, siz ne kadar dikkate alınmaz deseniz de adamların itibarı var. ayrıca transfermarkt sitesinde de ardanın fiyatı belli, sadece bizim ardaya bakışımıza göre fiyatları belirlemiyorlardır emin olun, ardayla holoskoyu, telloyu da aynı kefeye koymayı bırakın lütfen. kefeye

menderes mete dedi ki...

@BARIS
Biz Beşiktaşlılar kendi oyuncumuzu kötüleriz,Galatasaraylılarda şişirirler öve öve bitiremezler.Sene başı kampında rickard'a messi ile arda'yı kıyaslar mısınız diye soran beşiktaşlılar değildi sanırım.Evet dediğin doğru bü ülke içinde yıldızdırlar.Ama sadece bu ülke içinde.Holosko,Tello'da bu ülkede yıldızdır.Bu nedenle kıyaslanırlar.Hakan Balta düz adamdır tabiki sadece savunma yönüyle bundan çıkıyorsa kusura bakmada Üzülmez için biz boşuna bunca senedir atıp tutmuş oluyoruz o zaman.Türkiye'nin avrupa düzeyinde son yıldızı Hakan Şükür'dü ,bugün oynayanların hiçbiri bu seviyede değil....

Rattlehead dedi ki...

şöyle bir şey söyleyeyim o zaman.dünyanın gelmiş geçmiş en kötü oyuncusu muamelesi gören sabri sarıoğlu ile überbek hakan balta arasındaki fark nedir?sabri hızlı ve topu ileri taşır,iyi kötü orta yapar ve bunları yaparken defansını da boş bırakmaz.ha iyi orta yapar yapamaz salaktır vs. ama topu ileri taşıyan ve bunu iyi yapan bir adamdır sabri.hakan balta ise etliye sütlüye karışmayan,savunmacı bir bektir.ben daha hiç ileri çıktığını,orta yaptığını falan görmedim.şimdi dünyanın en kötü bekinin(ki sabri bek de değil) dünyanın en über bekinden farkı topu ileri taşıyıp kötü orta yapması mıdır?

Rattlehead dedi ki...

oo pardon beyler konuyu saptırmışım baya kusura bakmayın=)

delgado dedi ki...

@barış

onu bilmem de sizin "arda'ya da laf söylerler şimdi" adını verdiğim garip bir takıntınız var. herhangi bi futbolcu tartışmasının olduğu yerde ctrl+f yapıp arda yazıp sonucu bulduğunuz anda saldırıyorsunuz sağa sola. kimse arda'ya sıradan, kötü falan demiyor. yukarı bak arda'yla ilgili kim ne yazmış, hangi argümana karşı kendisini örnek vererek fikir oluşturmuş, onu incele önce. siz çıkmayın bi de garip garip yerlerden.

gökhan yıldız'ın holosko hakkında söylediklerine de tamamen katılıyorum, jessie gerçekten korkunç bir holosko portresi çizmiş bence de. ali eren'in hızlı koşanı, hahaha.

alper dedi ki...

arda nın ben taa....

holosko transferi beşiktaş tarihinin en büyük transferidir.çünkü karşılığında burak yılmazdan kurtulduk...:))daha ne istiyorsunuz.
holoskonun attığı gol sayıları ile nobrenin attığı gol sayıları aynıdır hemen hemen.ki biri sağ kanatta oynarken yapıyor bunu.asıl mevkiinde oynamadan yapıyor hem bunu.bu dünyada bir çift göze sahip olan hiç kimse de holoskonun nobre kadar beşiktaş için mücadele etmediğini etmeyeceğini edemeyeceğini söyleyemez.nobreye laf yok holoskoya laf çok.ki holosko nobreden daha hızlıdır.ikiside teknik olarak birer kazma olsa bile.ee yanlış ismi tartışmayın yav..

alper dedi ki...

bu satırların yazarından aynı şekilde birde nobre yazısı bekleriz.
nobreyi satsanız fener -gs havada kapar dimi.
o zaman satın holoskoyu alın colin kazımı yav.içinize sinerse.

bu arada italyada LİVORNO dan başka takım mı var..:))

Gürcan Ulusoy dedi ki...

işte sizin argümanlarınızı patladığı noktaya geliyoruz.

nobre'nin sözleşmesi bittiğinde 2,5 milyon euro yıllık anlaşma yapmak zorunda kalıyorsunuz. çünkü adınız gibi biliyorsunuz ki o günün akşamında galatasaray veya fenerbahçe'ye imza atacak. bunu nobre'yi övmek veya yermek için söylemiyorum.

nobre sözleşmesini eline alsın türkiye'de almak için girişimde bulunmayacak bir büyük takım yoktur.

yattara varken onu gönderip holosko'yu alan, keita'yı gönderip holosko'yu alan bir anlayış olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum.

beşiktaş ile fenerbahçe-galatasaray arasında bir kalite farkı varsa -ki bende var- bu tamamen bobo-holosko-tello nedeniyledir.

yoksa nobre-fink-ernst-ferrari-ismail-toraman bu rakiplerimizle kafa kafaya oynar.

sorumu beğenmediyseniz tersten sorayım....

keita yı ister misiniz holosko yerine?

elano? tabata?

dos santos? tello?

cevaplar çok açık maalesef.

nobre'yi ise semih/umut bulut/ümit karan ile mukayese edeceksiniz.

Rattlehead dedi ki...

ben de nobreyi bobodan daha çok beğenirim ama nobre beşiktaş'tan ayrıldığı zaman teklif gelecek en iyi takım eskişehirspor'dan öteye gitmez.gs fb napsın nobre'yi?
bide jessie az önceki örneklerinden yola çıkarak soruyorum.sana deseler nobre mi baros mu yada nobre mi güiza mı diye ne cevap verirsin?

Gürcan Ulusoy dedi ki...

nobre'yi nasıl guiza ve baros'la mukayese ediyoruz ve neden ediyoruz?

yabancıları yabancılarla, yerlileri yerlilerle mukayese edersek doğru bir sonuca ulaşabiliriz.

o yüzden bobo'yu baros ve guiza ile mukayese etmek gerek.

galatasaray'ın türk golcüsü yok o yüzden mukayese edemiyorum. ama semih, mehmet yıldız, umut-gökhan gibi oyuncularla mukayese edebiliyorum. artıları ve eksileriyle bu oyunculardan geride olmadığını görüyorum.

holosko beşiktaş'ın yabancı oyuncusudur. fark yaratması gereken oyuncusudur.

semih te bizim basına göre müthiş oyuncudur, guiza ise futbolcu değildir. ama hep biri oynuyor. çünkü beklentiler eleştirileri belirliyor.

barış dedi ki...

öncelikle şunu söyleyeyim "ardaya laf söylerler şimdi" takıntım kesinlikle yok. evet galatasaraylıyım ama sadece bu postun yorumlarını okumak için girmiştim ve 3-4 yorumda ardayı şişiriyorlar postunu görünce ki, bu blogda sürekli görüyorum bunu, düşüncelerimi söyledim. bazı galatasaray taraftarı gibi ardaya taptığım falan da yok. yalnız şunu söylemek istiyorum benim ardanın yıldız olmasıyla ilgili kastettiğim şey farklıydı, tello mesela beşiktaşın iyi futbolcusudur bence ama arda galatasarayın yıldız futbolcusudur, galatasarayın da iyi oyuncuları vardır onun dışında beşiktaşın da. ama tellonun oynayacağı en üst düzey takım, atıyorum sportingse, ardanın valenciadır, sevilladır, ya da bunlar değişebilir ama arda tellonun bir kademe üstü takımlarda oynayabilir. bunu sahadaki oyununa ve yaşına bakarak söylüyorum, kabul etmeyebilirsiniz tabii ama bence bu duygusal bir yorum olur ve oluyor da.

hakan balta meselesi ise çok farklı, ibrahim üzülmezle hakan baltayı hakikaten eş değerde mi tutuyorsunuz, bu gerçekten subjektif bir düşünce olur. bir kere hakan almanyada yetişmiş ve savunmayı sadece fiziğiyle yapmıyor ibrahim üzülmez gibi, oyun bilgisi gayet iyi, maç sonu konuşmalarından da anlayabilirsiniz bunu. ayrıca basit oynuyor gibi görünüyor ama ibrahim üzülmez gibi anlamsız pas hataları, tercihler, top kayıpları yapmıyor nedense. tabii canım o meşhur bahaneniz var, etliye sütlüye karışmadığından hepsi, üzülmeze söyleyin de o da karışmasın o zaman. ayrıca hakan baltanın almanyada bayern hariç her takım için piyasası vardır. üzülmezse madrid'de oynar değil mi?

alper dedi ki...

keita yı ister misiniz holosko yerine?

elano? tabata?

dos santos? tello?

cevaplar çok açık maalesef.

nobre'yi ise semih/umut bulut/ümit karan ile mukayese edeceksiniz.

valla güzel soru.benim için tabata ve holosko.gerçekten bak..:))
dos santos ise halı sahada oynar ancak uğru boral keser onu.
bu argüman meselesi de iç gıcıklayıcı bir kelime.seksi.çekici.holoskoyu satsan kimse almaz ama nobreyi koysan kapı önüne herkes alır ha.benim görüşüme göre ise tam tersi.bu mudur argüman.kesin bişey olmadan içinden geçenleri kendi görüşüne göre olanı yazmak savunmakmıdır argüman.
ve açık net söyleyim:antep maçında nobre oynasamıydı skor dğeişird yoksa bobo oynasamıydı skor değişirdi.
bu takımı geçen yıl şampiyon yapan kalite farkı bobo ile başladı.:))

delgado dedi ki...

yahu farkı yaratır zaten sorun neyinde bunun? neyine göre dos santosla elanoyla deividle karşılaştırıyoruz, iyi misiniz? her aldığımız yabancı maliyet gözetmeksizin diğer takımın yabancılarından daha mı iyi olmalı? o zaman al sana ernst mi linderoth mu, ferrari mi bilica mı, fink mi cristian mı? senin 8 yabancının 8i de ezeli rakiplerinin en iyi yabancılarından iyi olursa zaten ne diye lige katılıyoruz yahu. zamanında holosko'yu gelecek vaadediyor farklı özellikleri var diye almışız zamanında 5 milyon dolara. ne yapalım şimdi türkçe öğrenmeye başlayan 5 senedir türkiye'de barınan takımının bi parçası olan holosko'yu sırf keita'dan daha iyi değil diye satıp 10 milyon euro'ya sağ açık mı alalım? savunma ve ortasaha hattımız diğer takımlardan kat be kat iyiyse sırf hücum hattımız genelde 1-2 kademe düşük diye (o da sen öyle dedin diye) şampiyonluğu baştan mı kaybediyoruz? nası bi matematik nası bi aritmetik bu jessie?

Gürcan Ulusoy dedi ki...

dos santos, beşiktaş'lıların bobo savunması savını aldı çöpe attı. aynı şekilde elano.

sizin 1 maç bile oynamadan geri döndüğü brezilya milli takımına seçiliyor bu oyuncular.

başka yerde "ama bobo milli takıma seçildi" demeyelim bu saatten sonra.

halı saha topcusu dos santos ta oynuyor orada robinho'yla falan beraber. elano ha keza.

peki tello? şili milli takımına çağırılırsa bayram ediyoruz. gerçi çağırılmasın daha iyi. gidip geliyor 4 hafta yok ondan sonra.

holosko ise slovak takımının rotasyon oyuncusu. slovakya kim allah aşkına? üst düzey bir oyuncuları var o da hamsik. o takımın bile yıldızı değilken gelsin burada yıldız olsun diyoruz.

argümansa argüman.

Sertug Ozgur dedi ki...

Konu nobreye gelmiş madem ben de fikrimi söyleyim.

Elimde Batuhan varken Batuhan derim. Keramet Türk pasaportunda ise Batuhan türk oğlu türk hem de kaç kez milli olmuş. Zaten bu zihniyet yüzünden sonra neden genç oyunculara şans vermiyoruz geyiği dönüyor. Ulan beğenmediğim Fatih Terim bile en kritik maçta en kritik anlarda Batuhan'ı koydu da biz hala nobre de nobre. Allah aşkına Nobre'nin Batuhan'dan çok üstün olduğuna beni ikna edin.

Haa madem semih'le karşılaştırma şansımız var düşünmeden semih derim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@delgado

ali samiyen'de yaşanacak muhtemel hezimete hazırlıyorum sizi :) benim gördüğüm şey o çünkü.


---------

ben holosko'yu gönderelim demiyorum. sadece holosko'nun yetersizliğini ortaya koyuyorum. eğer siz holosko'yu yeterli sanarsanız gelişim kaydedemezsiniz.

beşiktaş'ın problemi o bu şu değil, tello-bobo-holosko'nun oyuncu kalitesidir diyorum naçizane.

çünkü beşiktaş hep sorunu yanlış yerlerde aradı. yok stoper dedi yok bilmem ne dedi.

galatasaray şu ana kadar ligi sürklase etti. bizim bir türlü yenemediğimiz kayseriyi 4'ledi. biz gol atamıyoruz o takıma. yeni hoca, yeni oyuncular hem de...

bu kalite farkını görmek lazım. görüp ona göre strateji belirlemek gerek. bu oyuncular rekabet için yetersizler.

ian dedi ki...

pele'nin futbola geri dönüp türkiye süper ligi'nde oynamaya başlaması bile, bobo'nun dünyadaki o kadar brezilyalı forvet arasından milli takıma seçilmesinin önemli bir olay olduğu gerçeğini değiştirmez..

ian dedi ki...

@ jessie

abi anlamıyorum ben.. ne demek samiyen'de yaşanacak muhtemel bir hezimet.. gs gol atarsa oh olsun mu diyeceksin.. beşiktaş yenerse haksız çıktım diye üzülecekmisin.. yeniliriz yeneriz o ayrı ama, objektif olucam diye de maça 1-0 geride başlanmaz.. benim taraftarlık anlayışımda bu yok.. sen bildiğin tarafsız spor yazarı olmuşsun =) yanlış anlaşılmasın, körü körüne fanatik olalım da demiyorum ben.. yine saygı duyuyorum senin "beşiktaş'ın samiyen'de hezimete uğrayacağı" fikrine..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

beşiktaş'ın alisamiyende galip gelmesi için sadece futbol değerleri yetmez. holosko'nun driplingi, bobonun bitiriciliği falan işlemez alisamiyende.

yıllar yılı gelen beşiktaş'ın makus talihini değiştirecek başka faktörler gerekir. öncelikle oyuncuların kişilik yapıları önemlidir.

zago-giunti gibi adamların varsa değil alisamiyen, londradan da galibiyetle dönersin. bu adamların özgüvenleri vardır ve "winner" karakterdedirler.

kabul edelim ki beşiktaş futbol takımı, yönetiminden aldığı değerlerle "loser" bir kişilik sergiliyor. bunu kabul edelim.

mustafa denizli zaten 1 senedir bunu değiştirmeye çalışıyor. oyuncuların ali samiyene çıktıklarında bir anadolu takımı gibi değil beşiktaş olarak oynayabilmeleri çok önemli.

anadolu takımı gibi oynadığımız çok maç gördük. çünkü takımın kendine güveni yok, oyuncu tipleri de buna uygun değildi.

holosko bence winner oyuncu değil. ruh hali o değil adamın. daha içe kapanık, daha kendine.

orada 1 adet winner oyuncu var hiç şüphesiz; fabian ernst. çıkar alayıyla dövüşür. yener yenilir ama geri adım atmaz.

ibrahim üzülmez'le falan arda'yı yenemezsiniz o yüzden. bobo gibi düşük mental kalitede oyuncular orada iş yapmazlar. gol atarlar vs o ayrı. ama beşiktaş'ın samiyenden galip gelmesini sağlayacak düzeyde bir etki gösteremezler.

beşiktaş işte bu nedenlerden dolayı, ne kadar iyi takım kurarsa kursun alisamiyende galip gelecek bir mental direnç gösteremeyecektir. çünkü elinde yeteri sayıda winner oyuncu yok.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ve son olarak beşiktaş'ın manchester united'ı inönü'de yenme ihtimali galatasaray'ı samiyende yenme ihtimalinden daha fazladır.

ian dedi ki...

herhangi bir takımın zor bir deplasmandan galibiyetle dönmesi, kadrosundaki "winner" karakterli oyunculara bakar o zaman öyle mi.. ya aslında bunu tartışmıyorum ben.. maçlara hep 1-0 geride başlıyoruz biz.. sen orda hezimete uğrayacağız de, ondan sonra vah benim winner'ım yok.. bu futbolcu karakteri kadar taraftar karakterine de bağlı.. son antep maçında da gözümle gördüm, hiç umutsuz olmamamız gereken bir yerde millet basından da almış gazı, "bizden hiç bişey olmazcılık" almış başını gidiyor.. olmaz tabi.. sen takımına inanma, sonra nerde benim winner'ım...

Adsız dedi ki...

hücum hattımızdaki hiç bir adamın(tello-bobo-nobre-holosko-delgado) üst düzey olmadığı o kadar açık ki.. ve aralarındaki en iyi adamın da holosko olması da ayrıca üzücü...

gs nin öndeki dörtlüsü(elano-arda-keita-baros) bizde olsa, bu takım uefa liginin 1 numaralı favorisi olurdu..

öndeki yabancıların hepsini değiştirme şansımız yok... bu adamları değiştirmeye ernst'in futbol hayatı yetmez ve bu kısır döngü böyle devam eder.. sonra içerde anadolu maçlarında yine kanser olmaya devam ederiz..

Rattlehead dedi ki...

@barış
bana diyorsan eğer ben hakan balta ile üzülmez'i mukayese etmedim.hakan balta ile sabri'yi mukayese ettim.

menderes mete dedi ki...

@barış
İspanya milli maçında 3 metre geriden Guiza'dan çalım yerken o meşhur oyun bilgisi neredeydi Hakan'ın.Almanya'da piyasası vardı da Manisa'ya neden geldi.Yurtdışında spora başlamış olmak tek başına iyi topçu olma kriteriyse Baki Mercimek bu ülkedeki en iyi stoper olmalıydı.Maç sonu açıklamalarla yeteneği birbirine karıştırmamak da gerekir.İbrahim Üzülmez çoğu maçta tek başına koca kanatı kullanmak zorunda kalıyor evet gol pası veremez ,asist kralıda değildir ama burada tartışılan Holosko'dan daha çok kanatda verimlidir daha çok hücuma katılır ve savunmasıda çok iyidir...

occasion dedi ki...

winner oyuncu gereksinimine katılıyorum. fiziken ve beynen yumuşak oyuncularla evimizde bile kazanamazken deplasmanda nasıl kazanacağız. evet, geçen yıl şampiyon olduk ama iki rakibimiz bu yarışta safdışıydı ve tarihte örneği olmayan bi şekilde bir anadolu takımıyla şampiyonluk yarşındaydık. tabi ki iki rakibimiz de akıllandı bu sene. mevcut güçlü kadroalrını güçlendirip teknik heyetlerini yenilediler. geçen sene bizim kadromuz onlardan iyi ve dengeli olduğu için değil, sebepler zinciriyle şampiyon olduk. birçok iş lehimize gitti anlamadığımız şekilde. hiç derbi kazanamadığımızı unutmayalım. evet, jessie doğru söylüyor. beşiktaş büyük rakiplerinin karşısına son yıllarda hep anadolu takımı hüviyetinde çıkıyor. bu yenilmekten de acı. çünkü hücum oyuncuları yumuşacık adamlar. vernelle yıkanmış gibi. efendiler doğru ama mental seviyeleri fiziki özellikleri, kavrayış kabiliyetleri çok ama çok zayıf.

@Jessie,

o giuntili, zagolu kadroda ayrıca, cordoba, tümer, mansız, nouma, sergen, tayfur, pancu gibi başka yırtık adamlar da vardı. anadolu topçusu görünümünde olmayan fırlama adamlardı bunlar. o adamlar uefa da çeyrek final oynadı. chelsea yi yendi.

holosko kardeşimiz ne iyi beşiktaşlıdır, bobo da pek efendidir, delgado desen ağzına vur lokmasını al.tello da sevimlinin teki. ama yeterli değil bunlar. bu adamlar kafa olarak niye mi bu kadar yumuşaklar. çünkü büyük takımı taşıyacak, sürükleyecek kapasitede olmadıklarını biliyorlar. yetersizlik bilinçaltına yerleşmiş ve isteiklerini yapamayınca çöküş yaşıyorlar.mutsuz çocuklar oluyorlar. bize ernst gibi değil azğındaki, kendi masasındaki ve hatta arkadaşlarının masasındaki lokmayı koruyacak adamlar lazım. bu da hem fizik, hem zihin hem de yetenekle olur. kendini bilen insan da özgüven olur.

menderes mete dedi ki...

Mustafa Denizli bu takım için büyük bir şanstır ve çok şeyi değiştirecektir ama umarım sabrederiz.Benim yaşıtlarım daha iyi hatırlayacaktır Denizli'nin Kocaelispor yıllarını.İlk sezonunda İnönüde bizden yarım düzine gol yemişti ve o gün basın toplantısında bugün yiyoruz yarın atacağız dediğinde herkes gülüp geçmişti.Çok değil bir sezon sonra bize İnönüde aynı takım 5 attı ve çok iyi bir sezon geçirmişlerdi.Herkes ona ballı felan diyor geçecekler bunu ben geçen sezon derbilerde özelliklede deplasman maçlarında yenilmemize rağmen utanmadım sahadaki diziliş ve taktikten galibiyet için çıkıldığını anladım.Birinde Cisse birinde de Delgado oyundan atılınca yenilmiştik.Mustafa Denizli muhakkak değiştirecektir bazı şeyleri yeterki biz skora göre davranmayalım...

Gökhan dedi ki...

konu holosko'dan çok takımın genel hücum hattına gelmiş.
holosko,bobo,delgado gibi oyuncular belki arda,alex vs. gibi winner değil ama hırs olarak çok da düşük olduğumuzu düşünmüyorum.nobre,nihat hatta holosko hırslı ve gerektiğinde skora isyan edebilen oyuncular,takımın geri kalanı için zaten böyle bir sorun yok.bu durumda da gs maçını düşününce hakem hataları olmazsa iş kaliteye kalır.
savunmamız bu kadar sağlamken de kolay gol yiyeceğimizi sanmıyorum.oyun 0-0 gittiği sürece de yavaş yavaş avantaj bize doğru geçecektir.
asy'de son yıllarda oynanan ve klasik şekilde kaybettiğimiz maçların bir benzerini görmeyiz bence.
ama yine de man utd maçında şansımızın daha yüksek olduğuna katılıyorum.

yuki the zorba dedi ki...

Jessie, Tello vs. andre santos kiyasinda tek kriter milli takim midir? Cunku benim sahada izledigim oyunun adi futbolsa Santos bu yazida neredeyse fonksiyonsuz kildigin Holosko'dan daha etkili ya da daha faydali bir futbolcu degil. Adami izliyoruz, eger mesele gol atmasiysa onu Holosko da yapiyor zaten. Kriter milli takimsa o zaman Ferrari'yi neden aldik? Dunya Kupasi'na kosarak giden Turk Milli Takimi'nda oynayan stoperimiz bedelsiz kapisildi rakip tarafindan!

Holosko'yu su tribunde on kisi seviyorsa, en cok seveni benim. Benim icin boyle futbolcularin onemi buyuk. Orasi uzun hikaye, anlatiriz elbette yeri geldikce.

Holosko'ya "acik alanfutbolcusu" dendiginde aklim almiyor bunu. Evet Holosko acik alanda cok etkili ve evet Holosko onune topu alirsa patlaya patlaya o topu tasiyabiliyor. Bu tarafta iyi olmasi onun illa ki toplu oynsmasi gerektigini ortaya koymuyor. İsin ozu, Holosko acik alan topcusu yazmak Holosko'nun gollerini internette izleyip yazacak adama gore maclari canli takip eden biri adina fark yaratmiyor. Maclari canli izleyen her insan Holosko'nun tek basina kalmadiginda girdigi ver kaclari ya da Nobre'nin mac 0-0'ken Olimpiyat Stadi'nda soluna topu atamayip ezdigi pozisyonda Holosko oldugunda o topu dogru kullandigini gorebilmeli. bugunku sablon Holosko'nun zaaflarini one cikariyorsa, adamin adaptasyonu icin ona bir firsat vermek daha dogru olmaz mi? Henry'nin 4-3-3'un soluna ilk gectiginde, bakin Henry diyorum; 10 mac orada tipki Holosko gibi yolunu kaybetmis sinek misali cama carpa carpa donusumunu gormediniz mi? Gecen yil form tuttu dediginiz Holosko'nun ugrasa didine o sablonda kendine rol bicisini nasil kucumsersiniz?

Uzun yazmak lazim, simdi zamanim yok maalesef. Holosko'yu, Nobre'yi ya da kusura bakmayin ama cirkinligi disinda sahada sergiledigi futbolla hic bir zaman siritmamis Ali Eren'i boylesi harcayarak 7 yilda bir sampiyonluk noktasina geliyoruz. Sahada attigi her adimla karaktersizligini, umursamazligini ortaya koyanlardan temizlendi bu kadro. Maliyetler vs konusacaksak onu ayrica konusalim.

Ben bu takimdan umutluyum. Holosko'suyla, Nobre'siyle, Tabata'siyla 6 puan farki 6 puan farka cekebilecegini biliyorum. Diyorsaniz ki Besiktas elden gidiyor, oturalim konusalim; dediigim gibi, o ayri konu...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

kadronun temizlendiği çok doğru. kendini atan, rakiple didişen, antipati yumağı bir oyuncumuz yok. bu kesinlikle çok güzel.

ama ben holosko'yla ilgili bir şablon problemi olduğunu düşünmüyorum. çift forvet oynansa etkili olabilir tamam ama sağ ön holosko için ideal mevki bence.

ayrıca ben holosko'nun oyuncu tiplemesi üzerine konuşuyorum. büyük takımlar pas yapan takımlardır diyorum. dingin, kontrollü ve bilinçli hücum eden takımlar. ben holosko'nun topa basıp yana oynadığını hiç görmedim. devamlı dikine, devamlı dikine.

top dönüp gelecek holosko'ya basacak topa, dönecek fink'e, o ernst'e, o tello'ya... tello ters top atacak holosko'nun içeri attığı depara...

beşiktaş bu ve buna benzer şekillerde hücum etmeli. topun bir şekilde holosko'ya ulaştırıldığı onun da kaleye doğru bilinçsiz koşular yapmasıyla değil.

holosko'nun bunu yapabileceğine inancım olsa mustafa denizli'yi eleştiririm. inancım olmadığı veya bunun bir örneğini ortaya koymadığı için holosko'yu eleştiriyorum.

barış dedi ki...

beşiktaşlı arkadaşlar kusura bakmasın bu postla çok alakasız şeyler söylüyorum ama yorumlarda konu hep bir şekilde galatasaraylı futbolcuların abartıldığı noktasına gelince, ben de durduk yere ortalığı karıştırıyor gibi oluyorum, neyse.

ilk olarak şunu söyleyeyim, hakan baltanın sabriyle karşılaştırılması ibrahim üzülmezle karşılaştırılmasından bile komik:)

@shyvbyz

balta manisaya herthadan gitmiş, 20 yaşında, evet demek ki yıldız potansiyeli yokmuş zaten ben de öyle olduğunu iddia etmiyorum ama onun üstüne manisada kendini geliştirmiş, galatasaraya gelmiş, euro 2008de portekiz, hırvatistan maçlarında iyi oynamış, milli takımda da avrupada da en üst düzey olmasa da kaliteli birçok takım karşısında kalitesini belli etmiştir. zaten onu eleştiren beşiktaşlıların guizadan yediği çalım dışında elle tutulur bir argümanı yok. adam ne yattaraya karşı rezil olmuş, ne ronaldoya, ne barnettaya karşı kötü oynamış, tecrübe kazanmış. zaten 20 yaşında geldiğinde piyasası var demedim ben ama sen bu adamı werder bremen istemez diyor musun, bence ister ki istediler de. anlık bir hata konsantrasyon eksikliği ya da hepsini geçtim hadi pozisyon bilgisi eksikliğinden bir gol yedirmiş. peki bu kaç kere olmuş, kaç maçta galatasaray onun kanadından açık vermiş? ha evet bir kere guizadan çalım yemiş ama di mi, kötü futbolcu! almanyada yetişmiş olmasını veya demeçlerini ise futbolu iyi bildiğini kanıt göstermek için söylemedim, sahadaki oyunu zaten kanıtıdır ama bunlar da destekler. ama siz illaki laf cambazlığı yapıp baki de yurtdışında yetişti zaten basitliğine getiriyorsunuz. hepsini geçtim yıllardır beğenmediğiniz illallah dediğiniz ibrahim üzülmezi çıkıp şimdi bana savunuyorsunuz sırf baltayı kötülemek için hatta sabri bile karşılaştırılır diyorsunuz, bunlar sizin taraflılığınızın, duygusallığınızın kanıtı değil de nedir?

aslında gsli futbolcuları özel olarak tek tek savunmak değildi amacım buradaki genel gsli futbolcuların abartıldığı görüşünü eleştirdim sadece. ve evet tüm futbolcularımız sizinkilerden iyi değil zaten boboyu barosa tercih ederim mesela, bilmem anlatabildim mi.

Unknown dedi ki...

@shyvbyz@gmail.com
İspanya maçında 89. dakikada bütün takım oyundan düşmüşken oyuna yeni girmiş guiza tarafından geçilen hakan balta mı kötü yoksa ellerini saklaması gereken yerde sanki tekme tokat dövülüyormuşcasına topa girip takımı oyundan düşüren ibrahim üzülmez mi? hakan baltayı o pozisyonda eleştirmek nasıl bir körlük gerektirir.....

Ryu dedi ki...

Holosko Beşiktaş'ın en kaliteli ve yetenekli futbolcusudur. Çok değil 2 sene içinde daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Bizde beklenen patlamayı yapamamasının yanı sıra bazı finansal problemler de var. Keza şu yapılan saçma zamlardan sonra (Delgado ve Nobre) Holosko, Bobo ve Tello mırıldanmaya başlamış (içerden gelen bilgi bu)

geloraptor dedi ki...

Konuya çok sonradan dahil olunca yazacak çok şey var.
@jessie
Futbol bilgine, görüşlerini okuyorum, beğeniyorum ama katılmadığım noktalar var ki gayet normaldir bunlar. Ama şöyle bir sorunun olduğunu düşünüyorum ki yanlış anlamazsın umarım ne laf sokmak ne de aşağılamak gibi bir maksadım var, bazı noktaları takıntı haline getiriyorsun. Misal Bobo, Tello ne yaparsa yapsın asla iyi futbolcu olamazlar gözünde. Sivok ise her zaman sütten çıkmış ak kaşık. Hata yapsa stoper değil çünkü diye savunmaya geçeceksin. Ön libero oynarsa da beşli savunma oynar hale geldiğimizi görmezden geleceksin.
Holosko da takıntı noktasına gelmiş demek ki yavaş yavaş. Yaptığın tespitlerin bir çoğunda haklı olmana rağmen bilerek mi bilmeyerek mi anlamadığım bir şekilde öyle cümlelerle bitiriyorsun ki yazını yazdığın doğru şeylerin üstünü kendin örtüyorsun. Evet Holosko pas yapamıyor ama driblingi de dediğin kadar berbat değil. Mustafa Denizli'nin elinde ben gelişeceğine inanıyorum. Bonservisinin hakkını verdi mi dersen, vermedi bence de ama diğer yaptığımız transferlere bakınca öpüp başımıza koymalıyız. Hele son Tabata olayından sonra. Antep ve Gençler maçlarında berbat oynadığı gerçek ama bunun nedeni formsuzluğu. Şu an yedekten gelmesi onun adına en faydalı hareket olur. Sonradan girip o getirdiği hareket ile daha verimli olduğuna inanıyorum bakınız Antalya maçı.
Fink alınmasaydı diyorsun ama ön liberoda o zaman Uğur ya da Sivok'tan birine mecbur kalacaktık ki evlerden ırak.

Oyuncu karşılaştırmalarına gelirsek Tello'yu bıraksak şu anda Fener de Gs de havada kapar. Tello'yu bizdeki gibi tek başına başrole koyunca istikrarsız bir görüntü veriyor. Hücumdaki tüm etkinliğimiz Tello'ya bağlı kaldı bu sezon. Tello'ya 90 dakika muhtaç olunca adam normal olarak oyun içinde çok düşüyor. Alex gibi defansif yönüyle hiç ilgilenmeyip diri kalsa bu sefer de savunmada hiç yok denecek. Ama öyle de değil vaziyet. Bugün Fener Dos Santos ile birebir takas önerse Tello'yla bas git derim. Gs'de tello'nun karşılığı olarak da Kewell'ı alırsak yine Tello derim.
Diğer karşılaştırmalara geçeceksek bir diğer kazanacağımız mevkii forvet olur. Benim sıralamam Bobo-Baros-Guiza şeklinde olur. Holosko'yu ise pek tabii ki Keita'nın gerisine koyarım. Çeyrek final senesindeki Deivid de geçer Holosko'yu ama geçen seneki Kazım+Deivid=Holosko/2 anca eder. Çok sevdiğin yerli forvetimiz Nobre'yi Semih'e dünya üzerinde tercih edecek kaç kişi olur bilemiyorum. İstersen bir anket aç soralım diyeceğim ama çoğu kişi tarafsız bakmadan Semih kazanmasın anketi diye Nobre işaretler. Ama öyle bir takas olsa tüm bjkliler sevinir. 10 numaralara gelirsek de Alex>Elano derim. Elano'nun türkiye'de ispat etmesi gerek kendini. Değil City'den isterse Chelsea'den gelsin. Tabata/Delgado ikilisini kıyaslayamıyorum maalesef bunlarla. Ve bizim asıl kaybettiğimiz nokta da bu.

geloraptor dedi ki...

Winner'lık meselesine gelirsek ise burada sana katılıyorum holosko konusunda. Ama her takımda bu tipte oyuncular olabilir. Olması gereken ise sahada winner karakterli bir liderin onları ayağa kaldırması. Burada da teknik açıdan yanlış olsa da bu bakımdan doğru olan Nihat transferi devreye giriyor. Böylesi sakatlıklar yaşamasa şu an dünyanın sayılı forvetlerinden olabilecek bir isimdi Nihat. Şu anda Türkiye liglerindeki Carlos'dan sonra en kariyerli isim o. Bahsettiğimiz adam Sociedad gibi bir vasat İspanyol takımının bir numaralı oyuncusu olup Real Madrid ile şampiyonluk yarışına girdi ve az farkla kaybetti. Ronaldo'ya gol krallığını kaybettiği gibi. Ki o Ronaldo son 10-15 yılın gördüğü en iyi golcü. Nihat La Liga'da sergilediği duruşun onda birini bizim siktiriboktan ligimizde sergilerse bu sorunumuz da ortadan kalkar.

Bir de son olarak Hakan Balta ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. Kendisi koyunun olmadığı yerdeki abdurrahman çelebidir. Üzülmez'den öyle fersah fersah üstün gibi gösterilmesi komik sadece. Bugün ikisinden sadece bir yıl faydalanacaksın deseler Üzülmez'i seçerim. Uzun vadede yaştan kazanır ancak Balta. Wederson'u ikisine de tercih ederim o ayrı ama o da isimden kaybediyor. Kısaca Balta pek bi bok değildir.

adophis dedi ki...

abi bi kere holosko kazim'dan, deivid'den hatta kanaatimce keita'dan daha iyi bir oyuncudur. ve takim oyuncusudur ve benim gozumde digerlerinden daha degerlidir ama besiktas'in super ligdeki oyun planina veya hucum planina uygun degildir. muhakkak denizli cl icin kontra ataga dayali farkli bir oyun plani benimseyecektir. bobo ve holosko'nun degeri de bu maclarda anlasilir diye umud ediyorum.

adophis dedi ki...

ayrica holosko bjk'ye gelmeden 2 ay oncesine kadar arsen wenger'in ve o zaman ki juventus'un squad ekibi izlemisti ve lig tv de bunlara zoomlamisti yayin esnasinda. hatta juventus'un squad ekibinden olan arkadas manisa-bjk macina gelmisti holosko da heralde o macta bi gol atmis veya attirmisti diye hatirliyorum

Ozgur dedi ki...

Holoskoyu izlerken karnıma ağrılar giriyor. Bel yok, bilek yok, adam dümdüz gidiyor,rakibin içinden geçmeye çalışıyor. Yaratıcı, rakibi oyundan düşürücü hiçbir meziyeti yok, hava topuna çıkmaz, kafa vuramaz. Bir takım hücüm hattını Holosko ile kuruyorsa işi çok zordur. Şu güne bakınca, Tabata ya verilen ücret yüksek ise, holoskoya verilen ücret astronomik olarak nitelendirilmelidir diyorum. Umarım Bobo formunu bulurda Beşiktaş bir şekilde Holosko'yu elinden çıkartabilir.

Adsız dedi ki...

@barış @ömer
size göre hakan balta iyidir bana göre değildir.Ben sizin abarttığınız kadar iyi olmadığını söylüyorum.Üzülmez şu an 35 yaşında Hakan o yaşa gelir ve aynı performansla oynar ondan sonra konuşursunuz.Erman Toroğlu ağzıyla tekme tokat oynuyor laflarıyla üzülmeze bk atmayın.2008 Avrupa Şampiyonasında biz yediğimizden fazlasını attığımız için başarılı olduk.Savunmamız -ki buna Hakan BALTA da dahildir- iyi olsaydı biz final oynardık.O kadar iyi olsaydı emin ol çoktan giderdi.Ama kimse kalkıp böyle düz bir adama milyon eurolar vermez.Bu arada Sabri'yle hiç kıyaslamam kimseyi ,kıyaslamamda gerekirse Forrest Gump'la kıyaslarım...

AQ-47 dedi ki...

Çok ama çok karalayıcı ve karamsar tablo çizilmiş...Beşiktaş'ı ya da Holosko'yu hiç izlemeyen biri olsam bu nasıl transfer der gülerdim. Maalesef taraftarımızda komşunun tavuğunu kaz görme sendromu iyice yerleşti. Yazık, şimdi yukarıdan alıntı yapmakla hiç uğraşmayacağım, Holosko'nun boş koşmaları, açık alan futbolculuğu, aceleci (?) oyun tarzı vb. sıralanmış. İnsaf, adam 2 senedir yanında oyun kurucu, 10 numara, 10,5 numara, ince pas atabilen adam adına ne derseniz deyin olmadan oynuyor (tabii sadece o değil, Nobre, Tello ve Bobo da). 1,5 yıldır da (Ernst gelene kadar)orta sahada tek savaşan adam olarak oynuyordu (Cisse demeyin)...Holosko'nun gelişiyle o sene 2. yarı maçları ne kadar coşkulu oynayabildiğimizi hatırlayın, deplasman maçlarında oyunu karşı sahaya yıkışını hatırlayın, attığı golleri hatırlayın...Bence "bu adam bizim oyuncumuz olamaz" diyeceğimize "bu adam bizim başkanımız olamaz" desek tartışmayı o noktaya çeksek en azında elle tutulur sonuçlara ulaşırız. Holosko'yu bir bırakın bakalım GS ve Fener ne yapıyor eğer bırakınc anlayacaksak değerini...Adamlar gelip senin İnceman'a talip olmuyor, Zan boşta kalınca alıyor sen gidip Ali Güneş'i alıyorsun...Fener Alex'le anlaşamıyor, fazla para versen sen alacaksın ama sen gidip Nobre'yi alıyorsun...Yani komşunun kazını alamıyorsun, tavuğunu alıyorsun...Sonra hatalar hataları getiriyor, Holosko ve Tabata gibi acele transferler yapılıyor bu sefer oyuncu bizim oyuncumuz değil teranesi başlıyor...Hepimiz Demirören'leşiyoruz, gelsin 20 yılda 3 bilemedin 4 şampiyonluklar...
Not: Herşeye rağmen Tabata'nın birşeyleri değiştireceğine inanıyorum..

adophis dedi ki...

aq47 dediklerine sonuna kadar katiliyorum, ben sahada mucadele edecek oyuncu gormek istiyorum, takim yenildiginde en az benim kadar uzulecek, takim gol attiginda en az benim kadar sevinecek oyuncuyu gormek istiyorum, ilhan'i pascal'i gormek istiyorum. puan kaybetmisiz onemli degil, takim puan kaybettikten sonra ferrari gibi oturup uzulen, mac bitince cart diye formasini degistirip koy gotune gitsin modunda adam degil. besiktas sampiyon olmus, rastgele puanlar almis umurumda degil. biri takim arkadasina yumruk attigi zaman kalan 10 oyuncunun biseyler yapmasini istiyorum. takim 10 yesin umurumda degil, gerekirse 5. kez kirmizidan atilacak adami gormek istiyorum....
cok bisey mi istiyorum:)))

theotheo dedi ki...

tekrarlıyorum beşiktaş'ı bu tarz sonuç,oyuncu,başkan üçgeninden çözümlemeler yaparak başarıya ulaştıramazsınız.

beşiktaş ekonomik olarak güçlenmelidir. bunun içinde stad yapılmalıdır.

Yorum Gönder

Ara