.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Tümer'den Tümör'e geçiş günleri

Mehmet Topuz ismini yazmak bile artık mide bulandırıyor. Üstüne yapılabilecek her türlü dangalak yorum yapıldı zaten. Yöneticisinden sokaktaki vatandaşına şuursuzca geçen bir süreci izledik. Artık olan olmuş ama benim söyleyeceğim başka şeyler var...
Tümer Metin, Fenerbahçe'ye transfer olduğu sene hangi şartlarda takımını değiştirdi bir hatırlamak lazım. Berşiktaş Fortis Kupası'nı Tümer'in uzatmada attığı golle havaya kaldırmış, Yıldırım Demirören evladı gibi gördüğü Tümer'in koluna 22 ayar altın saat takmış, primler havada uçuşmuş ama hepsinden önemlisi başka bir gelişme yaşanmış. Sergen Yalçın artık Beşiktaş'ta oynamayacak. Tigana'nın kararı kesin ve basına da bu durum bildirilmiş. Yani bir anlamda koşulsuz, engelsiz bir şekilde takımın tek 10 numarası artık Tümer olacak. Yıllardır hep yakın çevresine şikayet ettiği Sergen'in gölgesi artık başında durmayacak.
Şimdi burada durup sormak lazım. Taraftarın el üstünde tuttuğu, başkanın maddi ve manevi kolladığı, şartların en elverişli hale geldiği bir kulüpte oynayan futbolcu sırf Fenerbahçe biraz daha fazla para veriyor diye bunların hepsini elinin tersiyle niye iter? Veya şöyle sormakta fayda var. Bir miktar fazla para, bu sözü edilen değerlerden ve dolayısıyla Beşiktaş'tan vazgeçmek için yeterli midir?
Tümer'in transferinde bana en çok koyan buydu. Bir ay önce taraftarla tempo eşliğinde Fenerbahçe'ye küfreden, önüne gelen her mikrofona Beşiktaş da Beşiktaş diyen bir adamın, gecenin bir yarısı Aziz Yıldırım'ın evinde sıcak dokunuşları ve tatlı sözleri arasında saatler içinde yıllarının içine etmesi beni en çok yaralayan konu olmuştur. Beşiktaş ne zamandan beri bu kadar kolay vazgeçilebilir bir kulüp oldu?

Samet Aybaba'yı günahım kadar sevmem ama zamanında yaptıklarını iyi bilirim. Kendisine gelen ciddi bir teklifi geri çevirişini ve diğer futbolculara gönderilen çekleri nasıl yırttığını iyi bilirim. Metin Oktay'ın duruşunu da söylemeye gerek yok. Geçmiş dönemde efsaneleşen diğer birçok futbolcuya baktığımızda o esaslı dik duruşun ardında aidiyet duygusunun ağırlığını ve lezzetini görüyoruz.

Beşiktaş bu kadar çabuk vazgeçilebilen, terk edilebilen bir takım olmamalıydı. İbrahim Üzülmez ve Toraman'ın sezon başında gönderilmesine karar verildiğinde gösterdikleri azim, çaba bu olaylardan sonra daha fazla saygıyı hak etmiyor mu? Futbol sadece yeşil zeminin üstünde oynanan bir oyun olarak kalsaydı futbol olamazdı zaten. 50 milyon euro verseler oynamam diyen adamların her ne şartta olursa olsun bugün gidip o dandirik şapkayı takıp boyalı eşekler gibi ortada dolaşması aleme ibret olsun. Her şey parayla pulla olsaydı Metin oktay halen baş tacı edilmez, Şeref Bey'in mezarı nesilden nesile aktarılan bir görevle yıldönümünde gençler tarafından temizlenmezdi.
Beşiktaş'ı bu kadar değişebilir, vazgeçilebilir hale getirenlere ve buna iğrenç transfer pazarlıklarıyla alet olan futbolculara yüz kere bin kere yazıklar olsun...

9 Yorum:

turgay dedi ki...

bravo cok guzel bır yazı olmus..ellerınıze saglık..

krasotkin dedi ki...

tümerin fenere gidişi bizden çok kendisine zarar verdi. ama sağlam temellere oturtamamakla birlikte, topuz olayından farklı olarak maddi kaygılar dışında bir kararla bizden ayrıldığını düşünüyorum. nedir o derseniz inanın fikrim yok, sadece o dönem öyle hissetmiştim.

şimdi adam futbolcu, başka klübe gidebilir. herkes bir yeten, toraman, totti, gerard değil ki ömür boyu bir klübe bağlansın. tümerin tolere edemeyeceğim hareketi gitmesi değil, beşiktaştan başka takımda oynamam demesinin hemen akabinde gidip başka klübe imza atmasıdır.

delgado dedi ki...

tümer bir röportajında beşiktaş'la sözleşmesi bitince kulübün sözleşmeyi yenilemek için o kadar istekli olmadıklarını söylemişti. yöneticiler, bak biz delgado'yu almak istiyoruz şöyle böyle takımı onun üzerine kuracağız falan demiş tümer'in de ilk opsiyon olmadığını söylemişler ilk 11 için. nobre'nin alınmasıyla da 11 numara nobre'ye verildiği için bozulmuş, bu da aziz'le görüşünce fener'e gitmeye karar vermiş. belki sallıyodur tabi bilemem.

kulübün sözleşmeyi yenilemek için istekli olup olmadığını bilmem. benim bildiğim 3 mayıs 2006 akşamı izmir atatürk'de, kupa töreni sonunda, bulunduğum tribünün hemen önünde durup "hakkınızı helal edin" dediğidir. birebir gözlerimle görüp kulaklarımla duymasam gitmek istemediğine inanacağım neredeyse. tabi o zaman askerlik mevzusu yüzünden yurtdışına gidiyor sanmıştık, meğer fenerbahçe'ye gidiyormuş. kendi bileceği iş. ama yalan söylemek o kadar kolay değil.

Özlemden dedi ki...

onu bunu bilmem bir beşiktaşlı olarak yediğim en büyük kazıktır.severdim keratayı

Sertug Ozgur dedi ki...

''50 milyon euro verseler oynamam diyen adamların her ne şartta olursa olsun bugün gidip o dandirik şapkayı takıp boyalı eşekler gibi ortada dolaşması aleme ibret olsun.''

Malum şahısa daha önce hiç laf etmeyeceğimi söylemiştim transferin nasıl olacağını/olduğunu az çok tahmin ettiğimiz için.

Ama bugünkü töreni gördükten sonra acıdım kendisine, hal,tavırlar, afedersiniz yavşaklık. Nedir bu adamın olayı diye sordum kendime ama cevabını bulamadım. ''Boyalı eşşek'' harika..

Tümer'e parayı ver gidip siirt jetpa da bile oynar.Tümer'in fevri tercihini baz olarak Beşiktaş'ın büyüklüğünü sınamak çok yanlış olur diye düşünüyorum.

thug love dedi ki...

Bence Tümer'in gidişinde sana en çok koyan yan o sene arkasında Tümer yazan nostalji formasının elinde patlamış olmasıydı :)

Jokond dedi ki...

Pandora'nın kutusu gibi oldun maşallah:)

Yorum Gönder

Ara