.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

2 Haziran 2009 Salı

Teşekkür

Yıldırım Demirören'i bugün bile eleştirmek, kötülemek mümkün. Kazanılan iki kupaya rağmen geçtiğimiz 6 yıl içinde öyle büyük hatalar yapıldı, öyle kocaman gafletlere düşüldü ki şu an için kazanılan bir şampiyonluk, bir kupa her şeyi çözmeye yetmiyor. Ama söylenmesi gereken doğrular var. Ve bu doğrular yüzünden de edilmesi gereken bir teşekkür var.
Öncelikle Ercan Güven'in bugün Milliyet'te yayınlanan köşe yazısından küçük bir alıntı:
"...Avrupa’daki futbol galasına eşi hanımefendi ile katılan rahmetli Hasan Doğan’ı alkışlamaktan elleri kanayan, klipler yapıp günde on kere yayınlayan, duygusal yazıların Everest’ine tırmanıp herkesi ağlatan medya, Türkiye’nin en hırçın seyircisine eşi ve çocuklarıyla el sallayan, en kritik deplasmana ailesiyle giden, en büyük törene bebeği ile çıkıp “aile-çocuk” kavramlarına gönderme yapan Demirören’leri görmezden geldi.
Neden?..
Başka kulüplerdeki mevkidaşları bir iki güzel sözle destekleyemez miydi? Hani futbolu yönetenler, hani tribündeki maçoluğun eziyetini çeken polisler, büyük konuşan bürokratlar, futbolun karanlık yüzünden şikayet eden siyasetçiler? Futbol mağduru anneler, aileler. Evet... Rahmetli Hasan Doğan’ın futbolu yumuşatan sevgi görüntüleri muhteşemdi. Peki bu değil mi?..."
Teşekkürler başkan...
Futbolu testesteron hormonuyla doldurup, estetizmden uzaklaştıran erkek hegamonyasınının orta yerinde eşini, çoluğunu, çocuğunu alıp tribünlere geldiğin için. Şirinlik muskası çocuğunla kupa tören alanına çıktığın için. Sahada oynayan takımı doğrularcasına hepimiz bir aileyiz mesajını verebildiğin için. Beşiktaşlılığını gözyaşlarına dökebilme cesaretini gösterip hepimizi duygulandırabildiğin için. Sezonun ikinci yarısından itibaren sahneyi Mustafa Denizli'ye bırakıp geri plana çekilebildiğin için. Teşekkürler başkan...

6 Yorum:

Gürcan Ulusoy dedi ki...

hahahaha jokond, benzer şeyi aynı anda gönderme başarısını göstermişiz :)

Jokond dedi ki...

pişti olmuş:)

marpione dedi ki...

bence de tebrik edilmeyi hak ediyor. özellikle son zamanlarda kendisi ve yönetimi işlere karışmadığı için daha bir takdir ediyorum. eski psikozlarından kurtulursa zamanla yaptığı saçmalıklar da unutulur.

umarım bu şampiyonluk ona beşiktaş'ın şampiyonlukları masaya yumruğunu vurarak, medya katakullisi yaparak, ortamları gererek, polemiklere girerek değil de sahada futbol oynayarak kazanma gibi bir tarihi ve kimliği olduğunu iyice öğretir. biz sansasyonla yönetilmeyi seven bir camia değiliz. önce bunu aklına koyması lazım.

norton dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
norton dedi ki...

Baskanın her ne kadar basiretsiz oldugunu düsünsem de sampiyonluk kutlamalarında esi ve cocuklarıyla cizdigi saadet tablosu kaydadegerdi.Besiktas'ı gercekten cok sevdigi,ailesinden cok Besiktas'a vakit ayırdıgı,Besiktas'ın her zaman oncü olmasını istedigi icin kendisine sükranlarımızı sunuyoruz.Ibrahim Uzülmez kadar iyi niyetli ve yetenek fukarası oldugunu gozardı etmeden.Ayrıca kızı ne kadar kendisine benziyor,bilhassa kafa yapısı.Umarım zihin yapısı benzemez..

krasotkin dedi ki...

jokond ve jessie. güzel bir konuyu önplana çıkardığınız için teşekkür ederim.

hadi bende size türkiye-bosna hersek maçını hatırlatayım. hani şu tüm ülkenin nefretini kazanan megafon çığırtkanının işbaşında olduğu, zor da olsa bir golle avrupa şampiyonası bileti aldığımız maç.

orada türkiye-bosna maçını değil, terim ailesinin heyecanını, sevincini, gözyaşını, kenetlenmesini izledik adeta. yönetmen eksik olmasın terim ailesinin bulunduğu tarafa bir kamerayı tahsis etmiş. maç bitince de sona ermedi bu eza. yok merve bayıldı, yok buse ayıldı, bu defa da bu mevzuulara kilitlendik.

hissesi, demirören ailesinin medya tarafından göz ardı edilmesi de, medya ve basının beşiktaş camiasına geliştirdiği o çok yakındığımız tutumla yakından ilişkilidir. dün 90 dakikayı izlediyseniz Hıncal Uluç her şeyi itiraf etti zaten.

Yorum Gönder

Ara