.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

26 Haziran 2009 Cuma

Öğlene Dek Beşiktaşlı'yız!

Algıda seçicilikten mi kaynaklanıyor tam emin değilim ancak şu doğuştan tutulan takımın bir ucu illa ki Beşiktaş'a değiyor. Ya giden futbolcu ya gelen futbolcu ya da gelmek isteyen futbolcu veyahut da hiç olmadı, ülkenin önde gelen teknik direktörleri... Mesela şu haber geçen hafta çıktı, Fatih Terim Adana Demirspor'dayken Beşiktaş'tan başkasına gitmem demiş. Ki çoğu kişi tarafından da dillendirilmiştir, Fatih Terim'in aslında Beşiktaşlı olduğu.

Beşiktaş'ın başına gelmezden evvel hep Beşiktaşlı olduğunu söyleyen bir başka isim de, malumunuz Mustafa Denizli. Denizli bunu çok fazla söylediği için belki de çok inandırıcı bulunmadı Beşiktaşlılarca ancak şampiyonluk gecesinde Ömer Güvenç ile konuşurken gözünden gelen bir damla yaş, en azından beni ikna etti.

İşin futbolcu boyutuna girersek liste uzar da gider. Önce şu son Mehmet Topuz olayında bol bol ahkam kesen Sergen'den başlamak gerekir. Fenerbahçe'ye gittiğinde "ben doğuştan Fenerbahçeli'yim" diyen Sergen, neden küçükken Beşiktaş'ı seçtiğini ise "evimiz Beşiktaş altyapısına daha yakındı" şeklinde açıklıyordu. Sonra tabii tekrar döndü yuvasına, şampiyonlukta büyük katkısı oldu ve söylenenlerin pek önemi kalmadı.

Ama asıl travmayı yaratan ise elbette ki Tümer Metin olmuştur taraftarlara. Daha transferinden bir hafta önce Sanem Altan ile yaptığı röportajda Beşiktaşlılık üzerine methiyeler düzerken bir baktık ki, öbür hafta sarı lacivertlilerle sözleşme imzalamış. Transferinden dolayı salt olarak kendisini suçlamamak gerek bence ancak işin sadece futbol kısmına dahi bakarsak, eğer Fenerbahçenin 100.yıl kadrosundaki Tümer, o sene bizim takımda Ricardinho'nun yerinde oynasa acaba sonuç yine aynı mı olurdu hep kafamı kurcalamıştır... Ha bir de bir başka nokta var ki, Tümer Metin Fenerbahçe'ye transfer olduğunda yeni camiasına yaranmak için pek birşey söylememiş, hatta hala Beşiktaşlı olduğunu dahi söylemekten çekinmemişti.

Takım değiştirme hadisesine başka bir kötü örnek olan Alpay Özalan, transfer olduğu gün doğuştan Fenerbahçeli olduğunu iddia ederek daha ilk günden inandırıcılığını yitirmişti. Halbuki daha Feyyaz Uçar Fenerbahçe'ye gideli çok olmamıştı ama onun ağzından hiç öyle birşey çıkabilir miydi ki? Hatta onu bırakın, Oktay Derelioğlu da bir büyük takımdan ötekine geçmişti ancak onun da ağzından bu tür açıklamalar çıkmadı diye hatırlıyorum.

Şimdi gelelim sadede. Önce Gökhan Zan'ın Galatasaray'a imza atarken utangaç hali ve milyonlara oynamak yerine sadece kendi işine bakması, ardından da Fenerbahçe kaptanlığına doğuştan Fenerbahçeli Emre'nin getirilmek istenmesi ve son olarak Lugano'nun Beşiktaş'a transfer dedikoduları... Büyük takımların birbirleri arasında transfer yapmalarına alışmak gerekli ancak tabii ki futbolcular da kimseyi enayi yerine koymamalı. Bu yüzden herşeye karşın yine de teşekkür etmek gerekli Gökhan Zan'a. Bence kendisinin gitme sebebi sadece kendinden kaynaklı değil, biraz da Beşiktaş kaptanlık pazubandının uğursuzluğundandı. Son yıllarda kim taktıysa o pazubandını, beklenmedik gelişmelerle karşı karşıya kaldı. Son kurbanı da Gökhan Zan oldu. Ne diyelim, transfer sezonunda sık sık tekrarlandığı üzere, hayırlı olsun camiamıza..

4 Yorum:

AQ-47 dedi ki...

Emeğine sağlık, paylaşımın için teşekkürler, +rep...Şaka bir yana, son zamanlarda beni en çok sıkan şeye parmak basmışsın freak, bu doğuştan Beşiktaşlılık muhabbeti bize zarar verir.

Jokond dedi ki...

aynı yaraya aynı parmak:

http://eksibesiktas.blogspot.com/2009/06/tumerden-tumore-gecis-gunleri.html

Temur dedi ki...

bu arada pek dikkat çekilmez ama Sergen'in Galatasaray kariyeri de başarı açısından Beşiktaş kariyeri ile yarışır. 2 şampiyonluk, 1 Türkiye Kupası, Şampiyonlar ligi 2. Tur.

molosztash dedi ki...

Abi rahatlatmak adına, Emre'nin mevzuu bize hiç dokunmamıştı. Keza Fatih Akyel, keza Luis Figo....

Yorum Gönder

Ara