.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

12 Mayıs 2009 Salı

Tribün arızaları

Hepimiz az çok stadyumlarda maç izlemiş insanlarız. Tribünlere envai çeşit adamlar gelir. Kimi zaman yanı başımızda oturan bu adamlar maçın bile önüne geçer. Hareketleri, konuşmaları, tavırları yıllar geçse de unutulmaz. Benim unutamadığım adamlardan birisi bundan yıllar evvel Gaziantepspor ile Bursaspor maçında oynanırken ortaya çıkmıştı. Sepp Piontek o zaman Bursa'nın başındaydı. Maçı Gaziantepspor 3-0 kazanmıştı. Karşılaşma boyunca çekirdek çıtlatmaktan başka bir şey yapmayan adam maçın bitiş düdüğüyle hafifçe ayağa kalktı. Soyunma odasına doğru yürüyen Piontek'e seslendi. Piontek hafifçe kafasını kaldırdı. Ne olduysa o anda oldu. Gollerde bile tepki vermeyen adam göt cebinden çıkardığı uzun ve dolgun bir hıyarı (evet evet hıyarı) "al amuğa goyim al" nidasıyla adamın kafasına attı. Piontek'in bükülen dudaklarına eşlik eden o aşağılama bakışlarını ve yanımdaki bu manyağın akabinde "karına götür de oynasın huleaan" çığlığını asla unutamam...

14 Yorum:

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bir gün benim yanımda iki abi kavga etmişti. diyalog şu;

- mal ümit o topa niye kafayla vuruyorsun?

- abi ümit ne yapsın, vurduruyolar adama...

- lan vurmuş adam artık, o salak neden kafayla çıkartmaya çalışıyo?

- ya sen bıraksana onu ordan vurdurursan ne önemi var

- ulan kardeşim manyak mısın. adam vurmuş işte, bu ibne çizgide neden kafayla çıkarır?

- lan... ne diyosun oğlum sen

- ne var lan...

bu maç çok yüksek ihtimal 45. dakikada uzun boylu alamancı stoperin ön liberoda görev yaptığı, bushi'nin gol attığı bir istanbulspor maçıydı...

Cok psychedelic olmus bu.

aamet jr. dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
aamet jr. dedi ki...

Böyle bir abi de benim yanıma oturdu, şu Fevzi'nin ayağının altından kaçırdığı gs maçında.

Yanımızda Hıncal Uluç vari gayet entellektüel gözüken, "Allah allah bu adamın yeni açıkta ne işi var" dediğimiz bir abi. Bizimkiler maça çıkıyor ellerinde bir pankart. Fakat yeni açıktan görünmüyor. sağdan soldan "Ne yazıyor, ne yazıyor?" sesleri gelince bizim abi bizi kopartıyor:

Ne yazacak. Cimbomun anasını .ikecez yazıyor.Sonra Fevzi o malum hareketi yapıyor. Santra yapılırken tribünde Fevzi'ye bireysel küfürler gırla giderken, abi ikinci vecizesini yapıyor:

Küfür yok, küfür yok. Şimdi alkış, maçtan sonra anasını .ikeriz eşşoğlueşşeğin.

Malvinas dedi ki...

8 Aralık 2002 16. Hafta. Ali Sami Yen. Adnan Polat'ın yıllar önce stadın çeyreğine oturttuğu günlere dua ettirecek derecede bir bok çıkarma metoduyla bize 500 bilet verilmiş.

Hava inanılmaz soğuk ve bize ayrılan tribünün tuvaleti, büfesi hatta kapısı bile yok! Hatırlayanlar bilir numaralıya yakın tarafa oturtulmuştuk ve numaralı ile eski açığın arasındaki boşluktan tribüne girmiştik. Yani kapı yoktu. O soğukta botlarımız çıkarılana kadar arandık ve nihayet içeri girdik.

Tribüne giren ilk 3-4 kişiden biri olduğum için soğuk iyice içime işlemişti. Bu arada gözüm tribünün aşağısına ilişti saha içinden bizim tribüne doğru rütbeli bir polis ve yanında bir sivil genç yürüyorlardı. Tribünün önüne geldiler ve genç bizim tribüne girdi. Elinde sandvic, meyva suyu ve elmadan oluşan polis kumanyası var. Direkt sivil polis kıvamında yani.

Tribüne biraz göz gezdirdi ve geldi tam yanımda durdu. Açıkçası ufaktan uyuz oldum zira birazdan tribün dolacak türlü küfürlü şamata yapacaz. Adamın yanımda olması ufak çaplı tedriginlik sebebi.

Eldivenlerini çıkarmak için elindeki kumanyaları elime tutuşturunca bi yandan da muhabbete giriyor. Akrabasıymış o rütbeli polisin. Bilet bulamamış maça, ondan rica etmiş.

Genç gözükmesine rağmen yaşı epey var. Bana duruyor diyor ki biz Galatasaray'ı bu statta en son ne zaman yendik hatırlıyormusun?

Evet diyorum, 7 sene oldu Ertuğrul atmıştı 3 golle yendiydik. Heh işte diyo ben o hafta ilk karımdan boşanmıştım. Uğurlu gelmişti anasını satayım, bu hafta da ikinci karımı boşuyorum, görürsün bak yine yencez diyor.

Açıkçası çok üşümüş olmanın daha da önemlisi entresan totem sahibi bu arkadaşın medeni hal değişikliğini takımımla ilişkilendirmesi çok hoşuma gitmiyor .

Zaten o arada tribün doluyor eleman kaybolup gldiyor. Biz, arkadaşlar,küfür, Deli İbo falan derken maçı malum şekilde 1-0 alıyoruz.

Yine hatırlayanlar bilir dönemin futbol şube sorumlsusu Yıldırım Demirören maç bitimiyle tribüne gözyaşları içinde gelip tellere çıkmıştı.

Biz de tellere doğru hücum ediyoruz galibiyeti yöneticimizle paylaşcaz. Fakat ben gitmekte biraz zorlanıyorum zira montumun kapşonundan birisi çekiştiriyo!

Arkamı dönüp bakıyorum iki üç sıra yukardan bizim totemci arkadaş uzanmış asılıyo bana ve döner dönmez yüzüme haykırıyor;

"Ne dedim ben sana birader? Her sene bi karı boşiycam a.koyimmmm her sene!"

Sami Yen'de ne zaman galip gelsek bu adam aklıma gelir yine boşandı mı acaba diye...

cem dedi ki...

inönü'de bir beşiktaş maçı. rakibi hatırlamıyorum.

maç berabere bitmişti. maç sonu bir abi ayağa kalktı, cebinden maç biletini çıkarttı ve bileti havaya kaldırarak bağırdı. ''amına koyim yine biletix kazandı''

bu seneki gençlerbirliği maçındayız. takım 2-0'ı yakalamış, kafalar rahat. hemen yanımda bir dayı duruyor. maç başladığında ayakta duramayacak pozisyondayken, maçın sonlarına doğru biraz ayılıyor ama hala gözleri 8 bakıyor. o sıralarda kapalının üstünden bir martı uçuyor, biraz dolaşıyor havada, sonra dönüp kapalının çatısına konuyor yeniden. bunu gören dayı da şöyle söylüyor: "anaaa! bah la bah... hıck! ordan birisi... hıck! ...bi şey atıyor... hıck! ...aynı yere geri dönüyor." onun kuş olduğuna ikna ettiğimizde holosko 3. golü çoktan atmıştı bile:)

---------------------------------

bundan 3-4 sene önce 19 mayıs'ta ankaragücü-diyarbakır maçındayız. ankaragüçlüler arasında maratondayız 2 arkadaşla birlikte. diğerleri galatasaraylı, bir de ben. zaten kendimizi elit hissediyoruz o topluluk arasında, her şey komik geliyor. o sırada aramızda olmayan erhan isimli, her halı saha maçında kaleci olan bir arkadaşımız var, ki kendisi "erkeğin orospusu" olarak bilinir.

neyse... diyarbakır kalecisi şenol -evet, o şenol- yalandan kendini yere atmalara, hakemle oynamalara falan başlar. ag seyircisi iyice kıllanır. birlikte geldiğimiz gs'li arkadaşlardan şükrü, "aynı erhan lan bu" der. o sırada hemen bir sıra arkamızdan "erkeğin orosssppuuusssuuuu!" diye biri şenol'a doğru çığırır. şükrü döner ve "tanır mısınız?" der. biz yıkılırız:D

what makes you think i'm not a superhero dedi ki...

Güncel olarak 2 sezondur kapalı üst eski açık tarafında, her rakip atakta tarzan gibi "aaaaaaağ aaaaaağ aaaaağ" diye anıran adamı tek geçiyorum. Plasem ise, ASY'deki Türkiye Belçika maçında tribünlere gülen rakip oyunculara makosen ayakkabısını çıkarıp atan adamdır. Sürpriz olarak, havlayan polis köpeğini "bi sus ulağn" diye elindeki meşaleyi atıp hayvanı iyk, iyk diye inleten genci kuponlarınıza yazabilirsiniz.

yıllar önce bi maç ki hangisi olduğunu hatırlamam yeni açık en üstteyiz. yanımızda bir tane eleman. ama adam fransız asilzadesi gibi mübarek. beyefendiciğim, efendim türkiyenin en büyük sorunu eğitimsizlik falan diye konuşup duruyor. eleman kumaş pantolon üstte spor bir ceket ki hepsi iyi duruyor.

neyse maçta hakem cozurttu her zamanki gibi. o ana kadar adam altyapı, şirketleşme dediğinden biz en fazla eşşoleşşek tepkisi bekliyoruz. o yüzden küfür de edemiyoruz.

ilk anan seni doğurmamış sıçmış lafını ben o kibar adamdan duymuştum. vaya amına goduum

krasotkin dedi ki...

tihehehe @malvinas, senin totemci lavuk çok iyiymiş. belki on kişi bir araya gelip sezon açılışında karıları boşasak yaratacağımız sinerjiyle o sene şampiyonlar ligini bile kazanabiliriz ;))

aamet jr.
senin eleman sanki bizim kerim'e benziyor az biraz da, kerim dedik, kerim kayboldu...huuu huuu, kerim! bloğumuzun en eski okuyucusu, neredesin, gelmedin fener maçı buluşmasına, ondan sonra da ortadan kayboldun.

krasotkin dedi ki...

geçen sene inönü'de oynanan diyarbakır-eskişehir playoff maçında "fenerin alexi varsa, bizim de hasomuz var ulann!!" şeklinde çemkiren taraftarı unutmam mümkün değildir. işte "öz kaynak" bilincinde en son nokta.

T. Egemen Gul dedi ki...

Göztepe maçı. 2 hafta önce.

"Sıçarım böyle sahanın orta yerine, oynasanıza lan ipneler" şeklinde bağrışlar geldi uzaktan ve yanımdaki iki abi yaklaşık ilk devrenin sonu (7dk) + devre arası (15dk) "Sıçar mı? Sıçamaz mı?" muhabbeti yaptılar. Hayır ikisi de "Bence sıçar" diyordu ama o muhabbet nası bu kadar uzadı bir türlü anlayamadım.

Oha direkt "Cekirdek Yiyiciler".

Yorum Gönder

Ara