13 Mayıs 2009 Çarşamba
Che Ya da Feyyaz
Yıllar önceydi... Bir akşam uzun zamandır görmediğim annemleri ziyarete gittim. Gece, o zamanlar 12 yaşlarında falan olan kardeşimin odasını paylaştık. Yerimi yadırgadığım için sabah ezanında uyanmışım. Evdekileri uyandırmamak için kalkamadım tabii ve yatağımda sessizlik içinde beklemeye başladım...
Sıkıntıdan yıllar önce benim , artık kardeşimin olan odamızı incelemeye, burada geçmiş yıllarımı, gençliğimi, anılarımı düşünmeye başladım. Benden sonra pek bir şey değişmemişti. Köşede eski bir büfe, üstünde yattığımız karşılıklı iki çek yat, yerde çocukluğumdan beri kullandığımız Isparta halısı ve boyaları dökülmüş duvarda bir benim bir de Che'nin gençlik fotoğrafları...
Tek değişiklik ikisinin ortasına özenle asılmış büyükçe bir posterden yarısı ayakta, yarısı oturarak bana bakan, üstlerinde siyah beyaz çubuklu formalarıyla Beşiktaş'lı futbolculardı...
Ben de Beşiktaş'lı sayılırdım ama o zamanlar futbolla da, futbolcularla da pek aram yoktu. İçlerinden bir tek arada bir üniversitede gördüğüm Metin Tekin'i tanıdım. Tam posteri incelemeye başlamış, futbolculara, formalarına filan dalmıştım ki ,bir anda içim ürpererek tam karşımda yatan kardeşimi farkettim. Bana doğru yan yatmış ve gözleri açıktı. Ne bir kıpırtı, ne de bir hayat belirtisi olmadan öylece bana, aslında beni de aşıp ötelere bakıyordu. Nasıl korktuğumu anlatamam...
Uzun süre hareket edemeden, bir tek kelime söyleyemeden, aklıma gelen bin bir kötü düşünceyle bekledim. Ve sonunda kendimi toparlayıp usulca "Cemil" diyebildim. Cemil bir ölünün canlanışı gibi yavaşça kıpırdadı ve daldığı yerden sıyrılıp sessizlikte fısıldadı.
"Efendim abi " Rahatladım.
"Napıyorsun sen, uyumuyor musun?..."
" Yok abi..."
"Oğlum n'oldu, korkutma beni, sabahın bu vaktinde ne düşünüyorsun?"
Cemil biraz bekledi ve seslendi
"Abi, Feyyaz na'pıyordur şimdi...?"
Cemil'in ne kadar kendine dönük , ne kadar saf bir çocuk olduğunu biliyordum ama duyduğuma yine de inanamadım. Uzun süre cevap veremeden öylece yüzüne baktım. Sonra başımı kaldırıp duvardaki postere... Önce Feyyaz'ın , bu siyah beyaz çubuklu formalının, içlerinde hangisi olduğunu bulmaya, sonra da bir futbolcu parçasının beni, belki Che'yi bile kıskandıracak bir biçimde bir çocuğun kalbine, düşlerine, hayallerine böylesine nasıl girebildiğini anlamaya çalıştım... Ama bunu anlamak zordu. Hele benim gibi kendini beğenmiş bir solcunun anlaması daha da zordu. Çünkü bunu anlamak için maç sabahları erkenden ve kalbin ağrıyarak uyanmak gerekiyordu. Sıkıntı içinde , sinirle maç saatini beklemek, çubuklu olmasa bile siyah ya da beyaz bir forma giyip kar demeden, çamur demeden yollara düşmek gerekiyordu. Bunu anlamak için Dolmabahçe'ye yakınlaşıp tezahüratları duyduğunda panik olmak, geç kaldım endişesi ile adımları sıklaştırmak gerekiyordu. Bunu anlamak için yağmurda bilet kuyruğu beklemek, en acısı yemeden içmeden bütün hafta biriktirdiğin harçlıklarınla açlıktan da olsa bir bilet alıp İnönü'de, mümkünse Kadıköy'de, ya da başka bir yerde, mesela İzmir'de, bir Fenerbahçe maçında Beşiktaş'lı bir taraftar olmak gerekiyordu...
Neyse...
Cemil şimdi 30'un üstünde. İşsiz. Onun bu Feyyaz sevgisi yetmezmiş gibi üstüne bir de Sergen Yalçın, Tümer Metin, İlhan Mansız ve Pascal Nouma sevgisi de eklenince kaldıramadı çocuk. Kendisi de çok çekti, bize de çok çektirdi. Beşiktaş'ta oynayabilmek için çok ter döktü, çok çalıştı, stad kapılarında ömrünü yedi. Ama bu amına koduğumun hayatı Fener'e bir gol atma fırsatı vermedi çocuğa. Olsun hiç önemli değil. İyi, dürüst ve namuslu bir adam oldu Cemil. Hiç yoldan çıkmadı. Bendeniz abisi, arkadaşları ve ailesi onu seviyor. Ama bu aralar sabahları pek erken kalkmıyormuş... Duyduğuma göre 4 Mayıs sabahını bekliyormuş...
Madem bu hikayeyi anlattım şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Biz , Cemil büyüdükten sonra birbirimize ilk kez İnönü'de, kapalıda, Bir Fenerbahçe maçında Carew gol attığında uzun uzun sarıldık... Ve ikimizde neredeyse ağlayacaktık.
Büyük Beşiktaş'ımızın sevgili futbolcularına...
Zeki Demirkubuz
Not: Şu yazıyı her okuduğumda, hatta şu an buraya yazarken gözüm dolmak zorunda mı?
Etiketler:Zeki Demirkubuz
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...3 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...6 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.8 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...9 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...10 yıl önce
-
-
6 Yorum:
DOLMAK ZORUNDA ... DOLMADIĞI AN BİRŞEYLER KOPMUŞ ESKİLMİŞ KAYBETMİŞ OLURSUN . OLURUM . OLURUZ .
yazıyı okuduktan sonra internetten tüm z.demirkubuz filmlerini satın aldım.her ne kadar içlerinde olumsuz eleştiri alanlar olsa da...seyrettiklerim de dahil.
lan ne biçim bi şey şu beşiktaş?futbolun çok ötesinde...nasıl bir yapıştırıcı?carewin bir golü iki kardeşin,kardeş olduğunu hatırlatıyor
keşke hiç okumasaydım yazıyı.
yazık günah,içim dışıma çıktı.
kardeşi çooook uzaklarda olan birisi için fazla geldi hakkaten.
zaten gerim gerim geriliyorum...şu 1 ay geçse diye...şu yazı benim bütün makaralarımı gevşetti..
yok yok ...bizimkisi gerçekten bir aşk hikayesi...tırışkadan teyyare değil...
saygılar
http://forum.forzabesiktas.com/viewtopic.php?f=1&t=11778
bu da tatlı olsun bunun üzerine
Demirkubuz'un olumsuz elestiri hak eden filmi yoktur nazarimda. Kendisi Turkiye'deki yeni nesil yonetmenler arasinda en iyilerdendir. Altioklar, Cetin (bu sonradan bozdu), Egilmez, Guneyer, Tibet (bu da Cetin ekolunden) gibi isimlerin asik attigi piyasada Reha Erdem ile birlikte her urunu kalite kokan bir adamdir.
Reha Erdem'e gore artisi Besiktasli olmasidir tabii ki.
evet herkes kendi takımını çok sever, dünyada kendi takımından daha iyi takım yoktur ama
beşiktaşlılık başka birşey ))
ilk okuduğum zamanı hatırlamıyorum ama okuduğumda bu adamı ve de beşiktaş'ı boşuna sevmediğimi anlamıştım. yeni dönem türk sinemasının da en iyisi bence.