.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

6 Nisan 2009 Pazartesi

Son Düzlük

Ligin bitmesine topu topu 8 hafta kaldı. Şöyle bir tabloya bakınca akıl "Sivasspor neden şampiyon olmasın?" derken, gönül "hadi be ordan!" diyor tabi ki. Açıkçası 1,5 yıldır sürekli olarak Sivassporun düşüşe geçeceğini iddia eden biri olarak artık daha itidalliyim. Şaka maka, şampiyon olmasalar bile en azından Şampiyonlar Ligine gitmeyi başarmak üzereler. Durum böyle olunca Bülent Uygun'un tüm o antipatikliğine rağmen düşük bütçesiyle buralara gelerek saygıyı hakeden bir rakibimiz oluyor karşımızda. Adettendir, bakalım iki takımın kalan maçlarına: Beşiktaş: Kocaelispor (D), Bursaspor, Eskişehirspor (D), Fenerbahçe, Ankaraspor (D), Ankaragücü (D), Galatasaray, Denizlispor (D) Sivasspor: Antalyaspor, Konyaspor (D), Trabzonspor, Gaziantepspor (D), İBB, Hacettepe (D), Gençlerbirliği, Galatasaray (D) Bu iki takım dışındaki üç takımı şu an için değerlendirmeye almıyorum. Zira 15. haftada aynı puan farkıyla bu sefer geride olan Beşiktaş medyaya göre yarıştan kopmuş ilan edilebiliyorsa, tarafsız olması çok da yadırganmayacak bizler için de bu üç takımı yarıştan kopmuş olarak düşünmek yanlış olmaz. Özellikle bu akşam Gaziantepspor-Galatasaray ve haftaya oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçları bu tabloyu daha da netleştirecektir. Dileğimiz pek tabi ki 27. hafta itibariyle Galatasaray ve Fenerbahçenin yarıştan tamamen kopması. Trabzonspor ise yeni kurulmuş bir kadronun ve sürekli aynı 11 ile oynamanın sıkıntılarını çekmeye başladığından, şu an için toparlanmaları zor görünüyor. Gel gelelim üstteki ikiliye. Beşiktaşın avantajı oynadığı iştahlı futbol, Sivasspor'un avantajı ise istediği kadar kötü oynasın sonuca ulaşabilmesi. Gerçi ligin ikinci yarısında şu ana kadar toplam 10 maç oynanmış ve Sivasspor üst üste iki maçtan galibiyetle ayrılamamış. Elbette ki şampiyonluk yarışındaki bir takım için önemli bir soru işareti bu ancak; İntervari bir oyunla, gerideki güvenilir yapıları ve bol alternatifli hücum hattı ile konsantrasyonlarını birleştirince ortaya ciddi bir şampiyonluk rakibi çıkıyor. Fikstüre göre Sivasspor için en kritik hafta; deplasmanda Konyaspor, içeride Fenerbahçe ile kupa maçı ve yine içeride Trabzonspor maçlarını oynayacakları hafta olacak. Bunun dışında, uzun zamandır çıkışta olan Şifo'nun takımı Antalyasporla da oynayacakları maç öyle kolay olmayacağa benzer. Ancak herşeye rağmen en kritik karşılaşma elbette ki son maç olan Galatasaray deplasmanı. O zamana dek Galatasaray nerede, Sivasspor nerede olur bilinmez ama Galatasaray'ın şartlar ne olursa olsun bu maçı kolay kolay bırakacağını düşünmüyorum. Beşiktaşın fikstürü ise tek tek baktığımızda 8'de 8 için oldukça müsait ancak toplu olarak baktığımızda elbette ki çok kolay birşey değil bu. İçeride güçlü takımlarla, dışarıda zayıf takımlarla oynamak avantaj mı dezavantaj mı ancak ligin sonunda belli olacak. Bu maçlarda takımın en büyük gücü tıpkı Sivasspor gibi defansif uyumu. Bu uyumun temel direkleri de şu an için Cisse,Ernst, Sivok ve Toraman. Takımın göbeğini sıkıca tutan bu isimlerin yanlarında bulunan Ekrem ve İbrahim Üzülmez ise şu an için vasatın üstünde performans göstermekteler ve ayrıca enerjileri ile takıma büyük yarar sağlamaktalar. Bu isimlerin daha önünde bulunan dörtlüde oynayanlar ise maçtan maça ve maç içinde değişmekte. Nobre, Bobo, Holosko, Delgado, Tello, Yusuf, Serdar Özkan gibi isimler şu an için bu 4 formayı dönüşümlü giymekteler fakat henüz ortaya çok uyumlu bir hücum hattının çıktığını söylemek mümkün değil. Tek sevindirici husus Tello ve Yusuf'un yüksek performansları ancak daha ne kadar bu isimlerle maç kazanmaya devam edilir, forvetler ne zaman devreye girer bilinmez. Özellikle Bobo'nun o meşhur Trabzon maçındaki "Bobooo Boboooooo" tezahüratlarıyla oyuna girmesinden sonra sadece Hacettepe maçında gol atmaya muvaffak olabilmesi dikkat çekici. ( Bu arada farkettim en son gittiğim iki maç Trabzonspor ve Hacettepe maçları, demek beni bekliyor gol atmak için) Holosko zaten yapı gereği öne geçilen maçlarda etkili olduğu için, onu değerlendirmemiz ancak sadece sonradan girdiği maçlardaki performansıyla kısıtlı. Ancak Mustafa Denizli'nin dediği gibi takım olmayı başarmış gibi gözükten Beşiktaş'ta şüphesiz herkes bu 8 haftada elini taşın altına sokacak, her futbolcunun etkili olduğu maçlar olacak ve taraftar da artık sadece isimlere takılmayıp, çıkıp bu yolda herkesi; Deli İbo'sundan Serdar Özkanına, Delgado'sundan Bobo'suna kadar destekleyecektir şu saatten sonra.

6 Yorum:

içeride derbiler , dışarıda küme düşmemeye oynayanlar ...

bizimki or onlarınki kolay ...

bir an önce puan kaybedip paniklemeliler . yoksa gitide güvenleri yerine gelecek ve sanırım olmayan olacak ... korkum bu ..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ben ligin son haftalarına 4 puan önünde girmeyi istiyorum galatasaray'ın. bizim için galatasaray'ın kopmaması lazım.

galatasaray'ın kopması demek son hafta sivas'a maçı vermesi demek. sivas'ın şu 8 haftada kaybedeceği iki rakip varsa trabzon ve galatasaray'dır. durum böyleyken galatasaray'ın kopması sivas'ın işine gelir.

en azından ligin son haftası şampiyonlar ligi için saldıran bir galatasaray bizi denizli'de şampiyon yapacaktır. ayrıca bu 4 puanlık fark bizim inönüde rahat bir psikolojiyle oynamamıza yol açacaktır.

neticede fenerbahçe koparsa kopsun, çok önemli değil. trabzon / galatasaray arkada kalsınlar ama kopmasınlar. ligin devamı için bize lazımlar.

başüstüne jessie bey, emriniz olur :) ama son iki haftaya 3 puan arkanızda girersek her halukarda inönü'de sizi yenip şampiyon oluruz, hak veriyorum sana.. lincoln sorunu bi şekilde çözülse zaten rakibimiz olamaz da kendi kendimizi bitirmekte ustayız hakkaten..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

galatasaray'ın şampiyon olması için haftaya fener'i, sonra beşiktaş'ı, sonra da sivas'ı yenmesi gerekiyor. işin trajik tarafı bunlar olurken beşiktaş ve sivas hala galatasaray'ın 2 ve 3 puan önünde olacaklar...

Azwraith dedi ki...

eğer fenerbahçe ve galatasaray o haftalarda hala çekişme içerisinde olurlarsa galatasaray o maçı sivas'a vermez. bunu da akılda bulundurmak lazım, galatasaray 'aman beşiktaş şampiyon olmasın' diye bütün her şeyi bırakıp kaçacak değil ya...

ati99 dedi ki...

iki sezondur beşiktaş'ın fikstur avantajı olduğu söylenip duruyor.

neymiş? ligin ilk yarısında derbileri dışarıda oynuyormuşuz.

sanki deplasmanda galtasaray'dan fenerbahçe'den puan alıyoruz? ulan dışarda oynadığın derbileri kazanamazsan fikstur avantajı mı kalır? kendi evinde oynadıklarını kazanacağın da garanti değil zaten...

demem o ki, bu fikstur avantajı-dezavantajı saçmalığına prim tanımayalım. hesabımızı kitabımızı bu düşünce üzerine yapmayalım. 8 de 8 yapıp bu sene kaldıralım şu kupayı.

Yorum Gönder

Ara