.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

11 Mart 2009 Çarşamba

Nasıl Gol Yiyoruz?

Her ne kadar futbolda artık nihai stratejinin 'total futbol' olduğu herkes tarafından kabul edilse de, oyunun iki yönünü oynamak bir futbolcu için öyle çok kolay olmadığından, takımlar hücum futbolu ya da savunma futbolu oynayan takımlar olarak ikiye ayrılabilir. Bu açıdan baktığımızda, Beşiktaş için net bir tanım yapmak pek mümkün değil. Sadece attığı veya yediği gollere bile bakarsak, ikisinde de ortalama bir görüntü veriyor. Oysa zirvedeki takımlar içinde en az gol yiyen Sivassporu bir savunma takımı ya da en çok gol atan Galatasarayı da hücum takımı ilan etmek çok da yanlış olmaz. İşin hücum kısmına baktığımızda, bu konuda Türk futbolunun organizasyondan çok, futbolcu yeteneğine terkedilmiş bir anlayışı olduğundan, atılan gollerin analizini yapmak pek mantıklı değil. Gerek sabit sistemleri gerekse de sabit 11'leri olmayan takımların, antremanda hangi sistemle ya da hangi 11'le organizasyon çalışmaları yapabileceği, futbolcuların hangi hücum varyasyonlarını ezberlerine alabileceği meçhul tabii ki. Fakat işin savunma yönüne geldiğimizde burada işler biraz değişiyor. Sonuçta en yetenekli savunma oyuncularını yan yana dizseniz bile bu gol yemeyeceğiniz anlamına gelmez. Gol yemek istemiyorsanız sistem, organizasyon, takım disiplini gibi kelimeleri antremanlarda sık sık zikretmek lazım. Oysa Beşiktaş'a baktığımızda, sene başından beri değişken bir sistem, isimleri değişen bir savunma hattı, savunma hattının önünde değişen savaşkan isim sayısı ile 23 hafta geçilmiş ve bu 23 haftada toplam 22 gol Beşiktaş ağları ile buluşmuş. Yenilen 22 golün, 4 tanesi kornerden, 2 tanesi serbest vuruştan 3 tanesi ise penaltıdan gelmiş. Yani toplam 9 gol duran toplardan... Burada ilginç bir noktaya değinmek gerek, Ertuğrul Sağlam'lı Beşiktaş çıktığı 6 lig maçında toplam 4 gol yemiş ve bu 4 gol de duran toplardan gelmiş. Yani Ertuğrul Sağlam'ın statik oyunu sadece duran toplarla aşılabilmiş süper ligimizde. Bir başka ilginç nokta ise, serbest vuruş sonucunda yenilen iki golü de İ.B.B.Spor atmış Beşiktaşa karşı. Hatta yenilen iki golün de cepheden kullanılan serbest vuruşlarda benzer şekillerde (birbirine simetrik) geldiğini söylemek mümkün. Duran toplardan yenilen bu 9 gol dışında gelen golleri kategorize etmek biraz güç, herkese göre değişebilir. Nacizane kategorizasyonum ise, 'paslı kontra goller' (3) , 'rakip stoperlerin uzun toplarının ardından gelen goller' (4), 'çıkarken kaybedilen toplardan gelen goller' (2) ve 'aktif oyunun ardından gelen goller' (4). Burada beni en rahatsız edenleri, rakip stoperlerin şişirdikleri topların ardından gelenleri; zira bunun en önemli nedeni gerideki ikili veya üçlülerin yerleşim hatası yapmaları, birbirleri ile aralarındaki mesafeyi iyi ayarlamamaları ve konsantrasyon kaybı yaşamaları. Bunun en net örneğini Fenerbahçe maçında, Guiza'nın golünde gördük. Guiza'nın golü demişken, yenilen gollerdeki kişisel hata payını hesaba katarsak ne yazık ki en öne çıkan isim Zapo. Sivasspor maçında ayağının altından geçen toptan sonra yenilen gol, Kocaelispor maçında savunmadan top çıkartırken yaptığı hatalı pasın ardından gelen gol, Fenerbahçe maçındaki hatasının ardından gelen gollerden özellikle Fenerbahçe ve Sivasspor maçlarındaki oldukça can sıkıcıydı. Tüm bunların dışında yediğimiz gollerdeki ilginç ayrıntılardan biri de, sadece 3 tane kafa golü yemiş olmamız. İlk İBB. maçında Adriano, Kocaelispordayken Semavi, Fenerbahçe maçında Selçuk bize kafa golü atan isimler. E zaten Toraman, Zan, Zapo ve Sivok gibi isimlerin oynadığı bir savunma hattında bundan daha fazla kafa golü yeseydik ayıp olurdu.

3 Yorum:

Adsız dedi ki...

zapo nun gerçek yüzünü bir nebzede olsa ortaya çıkaran güzel bir kritik. kendi adıma bu sene memnunum savunmadan. toraman ın üst düzey futbolu, zan ın form tutması, sivok un zekası fazlasıyla mutlu ediyor beni. elinize sağlık.

Adsız dedi ki...

Elnize saglik. Birkac rakam daha.

Yedigimiz 22 golun 12 tanesini maclarin ilk 30 dakikasinda yemisiz. Mac baslarinda bu kadar cok gol yemek oldukca ilginc. Konsantrasyon bozuklugu mu, rolantide oynayayim derken carpilma mi dersiniz bilmiyorum.

Yedigimiz 3 penaltiya karsin, hakemler bize sadece bir penalti calmis, onu da Delgado atamamis.

Kornerden 4 gol yememiz cok felaket bir rakam bence. Ozellikle de 1564 tane korner kullanip iki tane gol atabilen bir takim icin.

Gökhan dedi ki...

her ne kadar gs ve fb den az gol yemiş olsak da 22 golu bıraz fazla buluyorum.ts,fb,gs maclarını bır kenara koydugumda sivas ın m.yıldız a top şişirmesi ankara ve g.antep in cok pasla sonuca gıtmeye calısması dısında hiç bir takımın bize karşı(ve diger buyuklere karsı(fb ye karsı edu-lugano nun arasına atılmaya calısılan toplar hariç))cok planlı bir şekılde gole ulaşamadıgını düşününce bu ligde su ana kadar daha az gol yemelıydık diyorum.özellikle ernst in gelişi ve genelde yanında sivok ya da cisse nın oynamasıyla birlikte kolay kolay baskı yemeyecegımız düşünülürse bu 1 civarı olan ortalamayı biraz daha düşürmemiz gerekir bunun yolu da muhtemelen bireysel hataları azaltmakla olacaktır.

Yorum Gönder

Ara