.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

28 Mart 2009 Cumartesi

Hangi Milli Takım?

Bir Beşiktaş'lı için -eğer biraz hafızası da kuvvetli ise- milli takımla gönül bağı kurmak çok zor bir iştir... Üç fotoğraf daha girer, beş fotoğraf çıkar. Buralara takılmayalım. Senin en iyi döneminde en iyi oyuncuların kadroya alınmamışlar (İbrahim Toraman). Alınmışlarsa da yeteri şans verilmemişler. En iyi döneminde İlhan Mansız yedek kalmış. Nihat İspanya'ya transfer olunca Beşiktaş'lı! etiketini kenara koyup Milli olabilmiş, Ahmet Dursun en iyi döneminde o formayı giyememiş. Feyyaz, Mehmet ve daha bir çok sporcun Beşiktaş forması giyiyor olmanın bedelini ödemiş. Aynı zamanda bu futbol yapısı içinde senin şampiyonlukların kupaların elinden almış, ensene tokat atıp lokmanı çalmışlar... Biz senelerce ne gözyaşı dökmüşüz bilir misiniz? Biz yıllarca Arda'nın "aldığı" kornerlerle, penaltılarla kahrolmuşuz. Dün Arif olmuş, bugün Arda olmuş, yarın Adnan olmuş... Sonra bayrağın ardına geçip bu düzenin Milli takımına destek vermemiz istenmiş... Şimdi Uğur Boral orta yapınca Tuncay indirip Arda atınca nasıl sevineceğiz? Aurelio'ya her top gelişinde Ricardinho'yu nasıl olacak ta hatırlamayacağız? Fatih Terim her kareye girdiğinde hangi anılarımız canlanacak? Bu sporcuları bir Beşiktaşlı olarak nasıl "bizim çocuklar" addedeceğiz? Bizim gibi "spor" severleri bu noktaya getirenler utansın...

27 Yorum:

zapotocki dedi ki...

Del Bosque: Aragonese tavsiyede bulunamam. Ben zaten Besiktasi tutuyorum.

VIVA ESPANA !!

delgado dedi ki...

istese de bulunamaz zaten, o dönemden bi delinho var.

baba adam olduğu gerçeğini değiştirmez tabi.

Temur dedi ki...

son foto'nun manası nedir. holosko aleni penaltı yapmış daha ne?

Temur dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
bilog dedi ki...

Haklısın. Arda'yı almamalı öyle hareketler yaptı diye. Beşiktaş kadrosuyla çıkalım olar mı?

Şu bloga uzun süredir okuyorum, çok büyük de saygı duyuyorum. Ama bu ne? Eskilere gidip milli takımda oynamış çirkef Beşiktaşlıları bulup yazalım biz de. Te allam!

Adsız dedi ki...

mantıklı yazan bir blogçudan antuya yazan fenerliye doğru direkt bir geçiş yapmışsın.

Adsız dedi ki...

noumaları zagoları çabuk unutmuşsun kardeşim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bir beşiktaş'lı için -eğer biraz hafızası da kuvvetli ise- milli takımla gönül bağı kurmak çok zor bir iştir... Üç fotoğraf daha girer, beş fotoğraf çıkar. buralara takılmayalım.

senin en iyi döneminde en iyi oyuncuların kadroya alınmamışlar. alınmışlarsa da yeteri şans verilmemişler. senin şampiyonlukların kupaların elinden alınmış.

arda'nın aldığı kornerle kahrolmuşuz. tuncay'ın 90 dakika baki mercimek'i oyundan attırma çabasına şahit olmuşuz, uğur boral'ın adam öldürme teşebbüsüne , aurelio'nun otopark dayağına şahit olmuşuz...

şimdi uğur boral orta yapınca tuncay indirip arda atınca nasıl sevineceğiz? aurelio'ya her top gelişinde ricardinho'yu nasıl olacak ta hatırlamayacağız?

bu sporcuları bir beşiktaşlı olarak nasıl "bizim çocuklar" addedeceğiz?

temel problemim buydu...yanlış anlaşılmasın

Yurtdisinda yasayan bir Besiktasli olarak konuya bakisim farkli olacak. Ha, buradan milliyetci ruzgarlar estirecegim anlami cikmasin; durum tam tersi. Libosun onde gideniyimdir; lakin Milli Takim benim, ister istemez sahip oldugum, secmedigim, dogustan edindigim kimliklerimden birinin mucadelesidir. Bu kimliklerimden biriyle, ayda yilda bir gaza gelme sansi; benim bilerek sectigim, ve Milli Takim'dan daha da cok sahip ciktigim Besiktaslilik kimligimden daha asagi durumdadir. Fakat bu, Besiktas'a yapilan, ve yahut yapildigini iddia edecegim "haksizliklar" yuzunden Milli Takim'a "bizim takim" dememe opsiyonunu sunmaz bana. O zaten benim takimim degil, benim sahip oldugum kimligin takimi; ve eger sahte bir 2 saatlik heyecan yasatacaksa bana, bundan vazgecmem soz konusu olmaz.

Her insan "Milli Takim"i elestirirken istedigi kriteri benimseme hakkina sahiptir; lakin bu kriterleri elestirmek kadar, bu kriterleri genele vurmak da sacmadir benim gozumde. Iyi seyirler, bol heyecanlar deyip koseme cekilirim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

elbette her beşiktaş'lı böyle düşünür dememek lazım. ama böyle bir genel durumun olduğunu yadsıyamayız. beşiktaş'Lılar, galatasaray ve fenerbahçelilere oranla milli takımla daha zor bir gönül bağı kurarlar diyorum ben... etrafımdaki insanlardan, sağdan soldan aldığım izlenim böyle. elbette bunun içine shelbyl veya başka herhangi bir beşiktaş'lı girmeyebilir. o konu da bi problem yok.

marpione dedi ki...

yok yanlış ve gereksiz olmuş bu.

zapotocki dedi ki...

goooooooooooooool

VIVA ESPANA !!

Gürcan Ulusoy dedi ki...

her yazı yazarın kendisini bağlar.

eğer benim bu gözlemim yanlış ise onu konuşalım. bu gözlem size göre yanlış ama mevcut ise onu konuşalım.

ama "bu gereksiz ve yanlış" derseniz ben de altını doldurmanızı beklerim.

yoksa bir fikrimin, fikirden öte gözlemimin "gereksiz" olarak nitelendirilmesi hoş değil.

lütfen..

marpione dedi ki...

jessie elbetteki seni bağlar bu fikirler.

ortaya koyduğun fikirden öte bakış açısı yanlış. kökünde hata olan bir bakış açısının sonucu olan fikirlerin nesini tartışacağız ki?

yanlış yaklaşmışsın olaya. daha detaylandırmaya gerek var mı?

Simdi Jessie'nin yaklasimina gereksiz demek de olmaz bence. Yukarida da dedigim gibi, her insan milli takima istedigi gibi yaklasabilir. Jessie fotograflar ile eksik olarak ortaya koydugu fikirlerini, daha sonra yaptigi aciklama ile detaylandirmis. Katilip katilmamak bizim elimizde, ki su ana kadar yorum yapan cogunluk katilmadigini belirtmis. Ama bu gereksiz bir beyan degil zannimca, beyan edilen her fikir degerlidir gozumde.

gökhan dedi ki...

benzer duyguları bende yaşıyorum. geçmişte yaptıklarından dolayı tepkimi çekmiş, nefretimi kazanmış oyunculara, sırf üzerinde kırmızı beyaz forma var diye yürü koçum demek ikiyüzlülük gibi geliyor. volkan, aurelio, arda, tuncay vs. hatta başta fatih terim.

fark yesinler, sahada ezilsinlerde demiyorum ama destekte vermiyorum, takım gol atınca içimde herhangi bir kıpırtı olmuyor. bende isterim desteklemek ama gelmiyor içimden...

tathar dedi ki...

yıllarca kadir ve ulvi alınmadı daha ne diyelim...

Adsız dedi ki...

Nouma'yla, Zago bizim futbolcularımızdı, milli takımda oynama gibi bir durumları olmadığı için sizi bağlamaz. Yazıya sonuna kadar katılıyorum, bu takım taşıdığı arma dışında birilerinin olacaksa, buna dahil olmamaktan mutluyum.

Beşiktaş...

berthelemy dedi ki...

beşiktaşlıların milli takımla gönül bağı kuramadığı doğru fakat bunun sebebi bahsedilen olaylar değil. ben şu andaki takımda türklerden 11 bile kuramıyorum ki milli takıma adam verelim. gökhan zan, ibrahim kaş, ibrahim üzülmez,batuhan çağrılıyor bu milli takıma daha ne olsun. şu takımdan ibrahim toraman hariç kimsenin çağrılmamasına itiraz gelmez.nihat çek cumhuriyetine o golü attığında ne ardanın kendisini atması aklıma gelir ne aurelionun uçan tekmesi. bu milli takım benim aidiyetimdir ve her şartta başarısına sevinirim. sapla samanı karıştırmayı bırakıp şu beşiktaşı nasıl yabancılarla doldurduğumuza bakalım. üstelik bunu yapan sınırsız yabancıya sırf aziz yıldırıma gıcıklık olsun diye karşı gelen bir adam.

Türlü ideolojik ve kulüp renklerinden arındırılamamış milli takım kadrolarının seçimi, çoğu zaman hakkaniyetten uzak kalmıştır. Bu konuda da en muzdarip olanlar da Beşiktaşlı futbolcular olmuştur. Bu gerçek yadsınamaz, isteyen istediğini düşünüp yazabilir bu konuda. Post'u yazan arkadaşa çoğunlukla katılıyorum.

bilog dedi ki...

Postu yazan arkadaş postu yazmamış. Yaptığı yorumu yazı olarak yazsa katılırdım. Ama gidip aralarında Türkiye'nin en yetenekli topçularının da olduğu kişilerin yaptığı çirkeflikleri, kendini yere atmaları foto olarak koyup "kimin milli takımı?" demek sanırım mantıklı bir insanın saygı duymayacağı bir yöntem.

Serdardiyebiri dedi ki...

Jessie ekşiden ve diğer bloglarında yazılarına denk gelince okuduğum bir insan.

zaman zaman yazdığı yazıları akıl mantık çerçevesinde değerlendirmek mümkün, fakat üzülerek söylüyorum ki şu yazı ile tamamen renkkörü cahil taraftar profili çizmiştir benim nazarımda. bunu kesinlikle hakaret maksadıyla söylemiyorum. lütfen öyle anlaşılmasın fakat arda'nın pozisyonunun penaltı olduğu gün gibi aşikarken, ricardinho'nun türk köpeği gibi aşağılayıcı sözlerine ve o dayağı gün gibi haketmesine rağmen, son ispanya maçında onca eleştiriye rağmen milli forma altında beşiktaşlı ibrahim üzülmezi izlemişken, eğer sakat olmasa gökhan zan'ı da izleyecekken, böyle bir bakış açısınını, böyle bir yorumu, böyle bir ayrımı kabul etmek mümkün değil.

sevgili jessie, postu kendini spor sever olarak betimlemişsin fakat bu olayları bu şekilde yorumlayan birine sporsever demek çok zor gerçekten, sadece beşiktaşsever deseydin kendine keşke.

sevgiler saygılar.

tekrardan belirtmek isterim ki kesinlikle hakaret, laf sokmak, ayar vermek gibi hiçbir maksat ile yazılmamıştır bu yorum.

serdar / düş gezgini ( ekşi )

serdar arkadaşım şu dayağı haketmek ne biraz açar mısın? kim, ne yaparsa dayağı hakeder? dayağı hakettiğine kim karar verir? saha içinde adrenalinin yüksek olduğu anda kavga etseler hadi dediğin bir nebze anlaşılır da, saha dışında arkadan saldırmak senin için çok mu normal ve uzun uzun mantıklı birşeymiş gibi bunu burada anlatmaya mı çalışıyorsun?

madem konu açılmış, açıkçası cumartesi maçı dahi izlemedim. zira milli maçlar düzeyindeki futbola katlanmak için, milli duyguların çok üst düzeyde olması lazım, hele fatih terimin teknik direktör,volkanın kalede, emre aşık'ın stoperde, emre'nin kaptan olduğu bir milli takımı izlemek için üstüne para isterim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

özür dilerim ricardinho dayağı hak etmişti diyen bir anlayış mı beni cahil taraftar profili olmakla suçluyor? yanlış anlama hakaret etmek gibi bir niyetim yok.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

herkesin görüşüne saygılıyım lakin şu gördüğümüz holosko / arda pozisyonunda holosko'nun penaltı yapabilmesi için yarım metre daha yakın olması ve dizini koyması lazım araya.

futbol oynayan insanlarınız bilirsiniz ki bir oyuncunun kaval kemiğiyle faul yapabilmesi için ayağın hareketli olması gerekir.

holosko'nun ayağı yerde. ayak uzanmış lakin arda'nın kafasında ne olduğu açık. ben her ayağını uzatanın ayağına ayağımı koyup penaltı alabilirim. ancak bence bu doğru değil.

burada penaltıyı "alan" arda'dır. holosko dahil tüm medyaya yedirmiştir. bu da benim fikrimdir.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

resmin bir komik tarafı da holosko'nun sabit ayağının arda'nın sabit ayağına faul yaptığı iddiasıdır... ben bu pozisyondaki iyi niyete inanmıyorum açıkçası. ha iyi niyetli mi olması gerekir? olsa daha iyi olur ama gerekmez. burada problem arda'nın iyi niyetli olduğu iddiasıdır. hepsi bu.

Serdardiyebiri dedi ki...

sevgili freak; kim, ne yaparsa dayağı hakeder? dayağı hakettiğine kim karar verir? diye sormuşsun, nacizane görüşlerim altında cevap vereyim. dayağı herhangi birisi, herhangi biri için hakaret maiyetinde saldırı sayılabilecek şekilde konuşursa, benim nazarımda dayağı haketmiştir. bu çok hanzoca gelebilir sizlere, ama sizlerden birine sokakta biri herhangi bir tercihiniz için hakaret etse, sizin tepkiniz ne olur ?

ayrıca belirtmek istediğim bişey dha var, aurelio'yu bu ligde yıllarca izledik, kötü niyetli bir oyuncu olmadığı ortada, hakarete uğrayınca böyle davranmış. (gs maçında delgado'nun kart gördüğü pozisyonda delgadonun iyi niyetinden bahsettiğinizi biliyorum,bu açıdan bakıyorum ben de olaya.)

ayrıca renkkörü cahil derken öne çıkarmak istediğim şey sizin olayları sadece siyah beyaz açıdan değerlendirdiğiniz. tamam bir taraf olduğunuz ortada fakat tek taraflı bakmak pek güzel bişey değil. buna değinmek istemiştim, o kadar.

Ayrıca yorumlara cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. rengim farklı olsa da takip edeceğim bir blog daha oldu bu.

saygı & sevgi.

Yorum Gönder

Ara