.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

5 Kasım 2018 Pazartesi

UEL I GRUBU 4.MAÇ Genk - Beşiktaş


Tarih:  8 Kasım 2018 Perşembe 21.55

Stadyum: KRC Genk Arena

Hakem Hakkında Bilgi: Tobias Stieler (GER)

Eksik Oyuncular:  - / Vlademir Screciu, Jhon Lucumi, Leandro Trussard

Cezalı Oyuncular : - / -

Not :  Sakatlık ve Cezalı Bilgileri Transfermarkt'tan alınmaktadır 

37 Yorum:

Murat dedi ki...

özür dileyerek bir önceki postta yazdıklarımı buraya da yapıştırdım:

Burak Yılmaz tabuta çakılan çivi olur, demirörenden en büyük beşiktas düşmanı bayragını alır fikret orman,

başkan gitmeden şenol güneşin gitmesi için inönüde protesto edilmesi lazım şenol'un,

Teknik kadroda guti veya ilhan kukla olduğunu başka düşüneniz var mı bu arada, kadrajda senol güneşin yanında hep başka şenol çiçek'i görüyorum, "gerçek" yardımcısı yani..Şenol gidince yerine bunlardan bir bakacak sonuçta ilk etapta değil mi?

Şenolun istifa etmesi için mağlubiyet alınması gereken maçlar Sivas veee pisliğin cerahatın camiası Galatasasay, bu serefsiz takıma inönü de yenilirsek Şenolun ipi çekilebilir, ben ilk protestoda istifa bile edebileceğini düşünüyorum,

Takımda 1 tane futbolcunun bile kalmaya değer olmaması tezimin arkasındayım..

ama kalacaksa ve yeni bir hocayla yeniden başlanacaksa gerçekçi olunursa, şunlar kalmalı (yaş, maaş ve geçmiş performanslara bakılduığında) oguzhan tolgay necip güven defanstaki ve bek bölgesindeki -sans verilmedikleri için- "zavallı" gençlerimiz, dorukhan denen genç ak mıdır bok mudur onu da göremedik ama genç işte, medel ve vida, maalesef caner, şartlara ve ibnelik yapıp yapmayacağına göre babel, kiralık durumları nedeniyle karius ve llajic kalmalı..

lens, queresma, pepe, adriano, gönül, tolga (kontartı bitiyormuş), pektemek,love larin, roco bunlardan bazılarının götüne tekmeyle bazılarına teşekkür ederek yollar ayrılmalı,

2 forvet, bir sol bir sağ bek, 1 orta saha, 1 kanat forvet ve 1 defans..yani 7-8 oyuncu alınmalı ve/veya altyapıdan monte edilmeli

gelelim yönetime, --yahu şaka gibi- bir klüpte hem yönetim hem teknik direktör hem de futbolcular aynı anda miyadını nasıl doldurura tarihi şahitlik yapıyoruz-- ilk önlem elbette hoca değişikliği ama sonrası malum..

2019 da seçim var değil mi?
1) Fikret o döneme kadar istifa eder mi?
2) seçimde bunun dışında kim başkan adayı olur (demirören döneminden akıllanmayan bu klüp beni öldürecek)

Twitter'da Beşiktaşın eski alt yapı hocalarından Hürser Tekinoktay (nevio scala zamanı kısa bir süre yardımcı ant. deneyimi de vardı sanırım) aday olduğunu ilan ettiği bir kampanya başlatmış gözüküyor.

Ben maalesef bu adamı tanıyorum, beraber çalışmak durumunda kalmıştım şirketinde, kendisi hakkında çok şey biliyorum %90 ı olumsuz, ve kişisel nedenlerden dolayı kendisinden nefret ederim, burada şimdi yazmamın anlamı yok daha fazlasını, ama sahipm olduğunu düşündüğüm %10 iyi özellikleri Fikret ve Yıldo gibi tüccarlardan daha iyi olduğunu düşündürtüyor..

Burada kongre üyesi olan arkadaşlardan tanıyan bilen varsa hakkında düşünceleri duymak isterim..

şaklaban mı, şansı 0 mı, ego mastürbasyonu mu yapıyor, sonuçta yıldırım demiröenin bu klupten ihracı için ter dökmüş, Fulya davasında makhemelerde koşuşturmuş ve kazanılmasında emek sarfetmiş değişik deli bir herif bu benim tanıdığım adam.

Sezonun en kritik maçlarından biri. Eğer Avrupa'dan elenirsek takımı kafada bitiren topçular olur lig zaten kötü yarıştan bayrak atarız, bu yüzden mutlak kazanmamız gerekiyor.

mustafakamış dedi ki...

Başakşehir maçını kaybedeceğimizi söylemiştim.Tuttu😏Genk'i görünen nesnel bir durum olmamasına rağmen yeneceğimizi düşünüyorum. Bunun temel nedeni aldığımız sonuçlar kadar kötü bir oyunumuzun olmaması.Göztepe ve Başakşehir'e öngörülemeyecek kadar uzak gollerle yenildik.Konya da başımıza gelen belli.Sadece Genk maçında oyun aklı ve sistem açısından geri olduğumuzu gördük.Genk'in doğru bir planı olsa da futbol topu inanılmaz yuvarlaktır ve en kötü Beşiktaş en iyi Genk'ten daha büyüktür .

yilmaz dedi ki...

Valla skora yansır mı bilmiyorum ama, genk şuan Bayern filan seviyesinde bizim oyunumuza göre.

Adsız dedi ki...

Şöyle bir durum var, Genk'in halen piyasa değeri en değerli olan 5 oyuncusunun toplam mevcut değeri 40 milyon. Topunun kulübe reel maliyeti ise 3 milyon avronun altında. Geçmişinde Porto gibi, Benfica gibi, Atletico gibi al-sat başarıları olmayan sıradan bir Belçika kulübü halen liginde lider olarak bunu nasıl başardı. Elbette yönetim-teknik yönetim işbirliği ve birlikte yaptıkları olumlu işleriyle. Dolayısıyla benim için bu maçın sonucunun bir önemi yok zira kazanan daha baştan belli.

Eğer kendisine sorumluluk verildikten sonra aylar sonra istifa etme durumunda kalanlar bulunmasaydı illüzyona ben de kapılabilirdim belki de, herşey ayan beyan be kardeşim.

@james

Bizim memlekette spor ile ilişkilendirilebilen tek şey rekabet. Oyunun kendisinden zevk almak, sahada gördüğünün üzerinden analiz yapmak imkansız.

Sabah basketbolcular antrenmana çıkmıyor, akşam Fikret Bey Beşiktaş mali açıdan en iyi kulüp diyor. Bu kara komedi zaten birçok şeyin özeti.

Profesyonel bir iş bu. Adamların parasını vermessen performans alamassın bu kadar basit bir denklem. Taktik, geometri, uyum, atletizm filan çok sonraki mevzular oluyor bu haliyle.

Benim için de sonucun bir önemi yok.Beşiktaş feda ile girdiği bu yolda çok güzel bir rota tutturmuştu.Evet büyümesi gerekiyordu ama bu büyüme bundan daha kötü yönetilemezdi sanırım. Yine menajerlerin esiri olmuş yöneticiler, bonservise değil imza parasına abanmışsın ne farkın var Demirören'den.

Ben Şenol Güneş'ten de ümidimi kaybettim ama burası rehabilitasyon merkezi değil, hoca da psikolog değil. Psikolojisi başka ellerle bozulmuş insanlara kollefktif birşeyler yaptırmasını beklemek biraz insafsızca. Gerçi o da verdiği berbat kararlarla üstüne tuz biber ekiyor ya neyse ...

turgay dedi ki...

kazanma şansımız hiç yok. berabere dönersek kardır. takımın değişime ihtiyacı var. benim anladığım hoca bırakmadığı sürece yönetim hocayı değiştirmeyecek. ancak hedeften uzaklaşıyoruz ve böylece yönetimin de kredisi bitiyor. bence zaten bitti de işte bitmeyenlerin gözünde de bitecek. kulübün toptan bir değişime ihtiyacı var. bu yılı kaybettik. ama geleceği kurtarmak lazım.

dominic molise dedi ki...

bence de puan alma ihtimalimiz yok, diger mac berabere biterse diye totem yapalim bence. en cok berabere kaliriz, diger macta biri kazanirsa daha cok zarara gireriz aslinda.

Hem geride hem ileride amatörce işler yapan bir takımın Avrupa'da maç kazanma ihtimali çok düşük. Belki tecrübeli oyuncularımızın kazanma refleksiyle bir şeyler yaparız orası ayrı.

Basar dedi ki...

CL’de rekor kıran takımdan Genk’ten puan alamayız takımına... yönetim bu durum senin şaheserin! Sürdürülebilir başarı yerine menejer kuyruğuna takılan yönetim oldun.

FEDA, Cefa, Sefa, Heba, İstifa!

hastati dedi ki...

Tek eksiğimiz forvet. Bulunca atan, bulmadan da atan bi tane. takıma güven veren, istiklal marşı söylenirken "hey be kocum" dedirten bi forvet.
pepe'ye caner'e abi su topu sallamayın rakip sahaya diyecek bi adam lazım bir de. Asist bonusu mu var anlamadım ki.

Zaitsev dedi ki...

**Sürdürülebilir başarı mevcut kadroyu yeni/genç takviyeler ile harmanlayarak olur. Giden oyuncuları yeni ve genç olanları ile ikame etmek gerekir.

**Bizim hocamız transfere karışmaz. Ben forvet istiyorum deyip çıkar işin içinden. 3 adam önermez. Orta gole yakın oyun oynar ama buna en müsait adamı göndermek için elinden geleni yapar. Sonra da 1.72lik adamla orta gol oynamaya çalışır.

**Yeni geleni pek sevmeyiz. Mecburcu değilsek oynatmayız. İlk 11de başlatırsa da hemen sonuç ister yoksa 45te eski sisteme döner, yenileri küstürür. Aboubakar, Negredo, Ljajic, Mitroviç, Lens ve hatta Boyko diye bu liste uzar.

**Bu konuda yönetimi takdir etmek lazım. Bu kadar mobbing’e maruz kalmalarına rağmen bu oyuncular oyunu hiç baltalamadılar. En azından karakterli adamlar buluyoruz.

**Genç oyuncuyu çok severiz. O kadar severiz ki İnönü’de B36 karşısında 2-0 öndeyken gider sahadaki en genç oyuncu Fatih’i çıkartır oyundan yorulmasın diye. Beşiktaş’a geldiğinden beri sürekli oynayan 25 yaş altı 3 oyuncu var. İlk sene Oğuzhan ve Töre. Geçen sene Talisca. Bir de genç Necip var :)

**Bu sürede gelen genç oyuncular hep yedekte kaldı. Hepsi Türkiye kupası topçusu oldular. Miloseviç, Mitroviç, Kerim Frei, alt yapıdan gelen çocuklar. Miloseviç neredeyse kariyerini bitirdi. Mitroviç erkenden uyandı bastı gitti.

**Mesela GG'nin yedeği yok ama Dorukhan oynamaz mı orada? U21'de oyuncu mu yok? Transfer yapsan getirebileceğin oyuncu yine 28 üstü olacak. Beck bile 31 yaşında olmuş mesela. O yüzden haydi genç Necip sağ beke :)

**Beşiktaş'ta genç/yeni isen oynayamazsın. Görüntü bu. Bu görüntüyü yönetim mi oluşturdu? Yoksa antrenör mü? Bunu gören genç oyuncu bize gelir mi gelmez mi? Vizyonu olan 20 yaş bandı hiçbir oyuncu eğer kalbinde Beşiktaş yoksa bize gelmez.

**Bizde ne genç oyuncu oynayabiliyor ne de yeni oyuncular süre bulabiliyor. Oynayanlarda mecburiyetten süre alıyor yoksa onların işi de zor. Yeni ve genç oyuncuları oynatmazsak sürdürülebilir oyun nasıl oynanır?

**Ayrıca menajerlerle iyi ilişkin yoksa Demba Ba, Gomez, Pepe, Adriano vb. oyuncuları getiremezsin takımına. Menajeri ikna edeceksin ki menajer de oyuncusunu ikna etsin.

yilmaz dedi ki...

@hasta ti kesinlikle katılmıyorum. Keşke tek eksiğimiz forvet olsa. Tek eksiğimiz forvet olsa şu anda Love şunu atsa, Pektemek bunu atsa derdinde olurduk. Bence tek eksiğimiz forvet değil, hatta sıralamada üçüncü, dördüncü sıralarda yer alır forvet eksikliği.

En büyük eksikliğimiz, takımın komple formsuz oluşu. Bir takımda hiç mi bir oyuncu için "idare etti" denemez? Vasat form durumunda olan oyuncu yok (nispeten iyi olan, Medel, GG filan da dahil) Takım formda olsa yine belki memnun olmayız oynanan oyundan, ama skor alırız.

Bir kaç kritik oyuncumuzun form durumunu yükseltsek, (Caner, Adriano, Atiba/Medel, Oğuzhan, Babel) belki biraz top oynamaya başlayabiliriz.

Oyun kalitemizi arttırırsak, bir maçta forvetlerimizi 6-7 pozisyona sokabiliriz.

İşte burada Pektemek ve Love golleri kaçırdıkça, "kodumun Eyşan'ı bok mu vardı gidecek?" derdik. Yoksa ben Love yerinde olsam, "bana bu asisti yaptınız da ben mi atmadım" derim.
http://tr.beinsports.com/lig/spor-toto-super-lig/goller/2015-2016/28/besiktas/mario-gomez-17724

Zaitsev dedi ki...

@ hasta ti

* Forvetten ziyade 6-8-10 uyumuna ve etkinliğine ihtiyacımız var. Bu 3lünün en az 2si efektif oynamadıkça bu oyun devam eder. özellikle 6 ve 8 ne kadar az sorumluluk alırsa o kadar çok uzun top atıyoruz. Uzun top attıkça da takımın boyu uzadıkça uzuyor. Bizim en etkin olması gereken pozisyonlarımız en pasif oyunu oynuyorlar ve Q7 ve Caner gibi sorumluluktan kaçmayan adamlara oyun yıkılıyor.

* Bugünkü forvetlerin hepsini 2015-2016 takımına koysan en az 15 gol atarlar. O sezon topu hızlı taşıyorduk. Gomez de işi bitiriyordu. Gomez'e yapılan servis yok şu an takımda. Hız yok. Pas yok.

@ yilmaz

Formsuz kadronun yanı sıra zorlama kadro ve pozisyon denemelerimiz var. Zorlama tercihlerde maç öncesi motivasyon kaybına sebep olabilir. Aşağıdaki fantezilerden de vazgeçmeliyiz.

* İlk yarı gol atamazsak yeni transferlerin oyundan alınması
* Ozzy = 10 numara denemesi
* Adriano/Necip = sağ bek denemesi
* Necip = stoper denemesi
* Caner = sol bek inadı
* Medel = stoper inadı (Avrupa'da belki işe yarar ama Türkiye'de zarar)
* Pektemek = 10 numara zorlaması (Yeni trend)
* Ljajic = kanat denemesi (Beklenen yeni trend)
* Babel = forvet denemesi
* Maç giderken Atiba'yı çıkarmama inadı

** Ljajic harici bu adamların hepsi en az 1.5 senedir hoca ile çalışıyor ama hala bu aksiyonların işe yaramadığını hoca kabul etmiyor. Maç içi 15-20 dakika lokal olarak bu hamleleri yaparsın ama maçlara bu şekilde başlanmaz. Pepe muhtemelen kadroda Atiba-Ozzy'yi görünce yine uzun vuracağız diye düşünüyordur maçtan önce.

* Oyuncularımız iyi niyetliler en azından. Mücadeleden vazgeçmiyorlar. GG'yi görünce üzülüyorum mesela. Bir yerde yığılıp kalacak. Kaptan yapılacak adam.

yilmaz dedi ki...

@Zaitsev, Oğuzhan 10 numarada oynasa da formsuz, 8'de oynasa da. Babel forvette de formsuz, kanatta da.

Söylediklerinin çoğuna katılıyorum zaten paralel şeyleri ben de yazdım, fakat şu anda oyuncuların formsuzluğu mazeret uyduramayacakları kadar kötü. Oyuncuların bu kadar formsuz olması -herşeyi de ona bağlamak istemiyorum ama- hocanın ve teknik heyetin problemi.

Ben, oyuncuların haftalardır yerlerde sürünen formlarını biraz arttırabilirseler her iki lige de ucundan kıyısından tutunabileceğimizi düşünüyorum devre arasına kadar. Bu maçta da beraberlik, Napoli deplasmanında alınan galibiyetle eşittir benim için (önemi açısından değil, zorluk bakımından)

Bu yorum yazar tarafından silindi.

Bu sezonun en büyük hayal kırıklığı Llajic olacak gibi. Şimdi takım ne oynuyor ki Llajic faydalı olsun diyeceksiniz ancak kazın ayağı öyle değil. Mesela Sosa ilk oynadığı maçta anında kalitesini belli etmişti. Fiziği ve oyun zekasıyla izleyeni mest ediyordu. Sosa'yı geçtim asırlardır sakat olan Gökhan Töre bile sahaya çıktığı gibi potansiyelini belli ediyor. Llajic'teyse biraz Oğuzhan havası var. Tüm takım iyi olacak ki kendini gösterebilsin. Maalesef on sezonda bir olur ancak o.

Zaitsev dedi ki...

@ Mustafa Yıldırım

Ljajic patlar patlamaz bilemem ama Sosa 'da öyle iz bırakacak bir başlangıç yapmamıştı.Sosa 2015-16 sezonunda 16.cı maç olan Osmanlıspor maçına kadar idare etmişti. 1 gol 2 asist gibi bir istatistiği vardı. O maçla çıkışa geçmişti. Sosa ağırlık koyuncaya kadar oyun Töre üzerinden dönüyordu.

2 şampiyonluk zamanı mevki standardımız vardı. Garip oyuncu-mevki tercihlerimiz yoktu. Hoca takımla bu şekilde oynamaya devam ederse sadece Ljajic değil herkes patlayacak :)

Pheaglix dedi ki...

@mustafa yıldırım

sosa 14/15 sezonunda gelmişti. ilk sene performansı da çok kötü olmamakla birlikte, öyle kalitesini belli edecek bir performans değildi. ayrıca sosa'nın burada geçirdiği iki sezonda çok daha kompakt ve uyumlu takımlarda oynadığını da hatırlatayım. sosa oynarken takım birbirine yakın ve herkes kimin ne yapacağını biliyorken, ljajic'i monte etmeye çalıştığımız takım utanmasa oyunu yüz metrede oynamaya çalışacak, sanki hepsi takımdan ayrı antrenman yapmış gibi görünen oyunculardan oluşuyor. bu takıma sosa'yı eklesek çok da bir şey değişmezdi bence.

ama söylediğine kısmen katılıyorum. ljajic takım kötüyken girip tek başına oyunu değiştirecek bir oyuncu izlenimi vermedi bana da. burada sıkıntılı olan nokta şu ki: biz neden oyuna girip tek başına oyunu taşıyacak oyuncu arayışındayız? veya takımın ideal orta üçlüsü olabilecek olan atiba-oğuzhan-ljajic'in üçünün de performansları takımla beraber yükselen oyuncular olması, ve üçünün de son zamanlarda performanslarının düşük olması ne ifade ediyor? son olarak da; tüm takımın kötü oynadığı ama bir oyuncunun çıkıp takımı kurtardığı senaryoyu planlamaktansa, tüm takımın iyi oynadığı ve kimsenin bireysel performansına - en azından sezonun çoğunluğunda - muhtaç olmadığı bir takım planlamak/oluşturmak daha doğru olmaz mı?

Sosa'nın ilk maç bursa deplasmanıydı. Olcay'a asist yapmıştı. Tottenham deplasmanında da müthiş oynamıştı. Llajic'in pili bitmiş gibi bir hali var. Bu akşam da silik bir oyun oynarsa umudumu keseceğim kendisinden. Hiç takım halinde kötüyüz falan demeyin bu arada. Arkanda Tolgay Oğuzhan sağında solunda Babel, lens, Quaresma. Hücumda bize bir şeyler göstermesi lazım.

Pheaglix dedi ki...

abi verdiğin örnek bile sıkıntının takımda olduğunu gözler önüne seriyor. sosa olcay gibi sürekli topsuz koşu atan, hareketsizlik nedir bilmeyen, sürekli ceza sahasına girmeye çalışan birisine asist yaparken ljajic korner direğindeki quaresma, ceza sahasına kesinlikle girmeyi reddeden oğuzhan ve tolgay, ve slapstick komedi filmlerinden çıkma bir love ile katkı vermeye çalışıyor. adamın beraber oynarsa katkı verebileceği oyuncular lens, babel, töre ve - yine de - oğuzhani onlardan da biri ezelden beri formsuz, biri istediği kontratı alamadığından takımı kafasında bitirmiş, biri son vurul özürlü, diğeri de ya yedek kulübesinde ya da revirde duruyor.

dediğim gibi, şu ana kadarki performansı kesinlikle iyi değil, ama ljajic tipinde bir oyuncunun düzgün performans vermesine uygun bir ortamımız da kesinlikle yok. daha düzgün bir takımda, özellikle ligimiz standartlarında çok üst düzey performans verebilecek bir oyuncu.

Hidayet dedi ki...

beşiktaş'ın son iki yılının en büyük hayalkırıklığı şenol güneş'tir . diğer bütün hayalkırıklıkları ondan sonra gelir şunu unutmayalım ki , medel ,negredo , vida , aboubakar.. ve son olarak ljajic . hocamız yeni geleni pek sevmez . bizim takımda yeni gelen sevilmez . kredisi azdır . kendiliğinden uyum sağlama yeteneği düşükse çekilecek çilesi vardır . bu gözler napoli'ye karşı aboubakar'ı deplasmanda seyrettikten sonra iç saha lig maçında yerli-milli cenk'e mahkum kaldı . allah'tan adam sezonun ikinci yarısı sazı eline aldı da kurtardı bizi .

BJK4EVER dedi ki...

Kadroyu gordum ve okkali kufur ettim.
Basimizdaki pislik siktir olmadigi surece belimizi dogrultamayiz. Yine kendine pay cikarmamis beyimiz, ihaleyi Karius ve V.Love'a yikmis.
Karius hatasi olmamasina ragmen yedek, gunah kecisi bulundu. Babel forvette olmayacak, bu cok belli, ama santrforlarimiz kotu diye yonetimi acik acik hedef gostermeye calisiyor.
Tek sevindirici olay Dorukhan, o da mecburiyetten. G.Gonul sakatlanmasa veya Atiba listede olsa onu da goremeyecektik.
Ljajic yedek, sasirmadim. Ben bu cocugun moralini kanatta falan oynatarak bozar demistim, ama direkt yedek birakarak daha cabuk bitirmeyi hedeflermiz laz ajanimiz belli ki. Oguzhan yine 10 numarada bol bol kufur yer, Ljajic kenarda somurtur.
Bu pislik herif egoistin teki. Yonetimin aldigi sasali transferleri zorda olmadigi surece oynatmayip (Medel, Negredo, Vida, Lens, Love Ljajic) surekli kendi kahramanini yaratip on plana cikma hevesinde.
Insallah agir bir yenilgi aliriz da siktir olup gider. Icimize renkli bir ajan soksak bu kadar zarar veremez takima. Ljajic bu saatten sonra gram mucadele gostermeyip takimi sabote etse yeridir.

Pheaglix dedi ki...

bence oyuncuları sigortalattık ve sakatlık başına sigortadan para alıyoruz. bu kadar sakatlığın başka sebebi olmamalı.

Çok iyi pres yaptık ama son onbeş dakika yorulup baskı yedik. Biraz Bilic'in Beşiktaş'ı gibi oynadık. Maçtan önceki karamsar havayı düşününce oynanan futboldan memnun kaldım diyebilirim. Oğuzhan serbest düşüşe devam ediyor.

turgay dedi ki...

Geçen seninin şampiyonalar ligi oyununu oynuyoruz iki maçtır ve iyi görünüyoruz. Önde baskı topu kaparsan direk hücum. Bunu oynayabiliyoruz ama skoru arttıramıyoruz neden çünkü ileride Mustafa var. Neyse 70dk iyiydik sonra yorulduk ve oyun koptu. O golü bir şekilde yiyecektik. Ben layiçi almak yerine vidayı sağ beke alıp rocoyu stoper necipi de ortaya alırdım. Necip o kadar kötüydü ki o pozisyonda taç atışını bile doğru atamadı. Bu sezon öne geçip kaçıncı kez 3 puanı alamadığımız maç hatırlayamadım. 4 ya da 5 olması lazım. Galibiyete hiç şans vermediğim bir maçta 3 puanın gidişine üzüldüm. Hoca biraz toparlanıyor gibi ama oyuncu değişiklikleri yine geç geliyor.

yilmaz dedi ki...

Aslında şut atsak kazanıyorduk maçı. Pektemek'in o golü atamamaktan daha büyük kabahati maç boyu o pozisyonun etkisinde kalması. Kaç pozisyonda vurmak yerine salak saçma hareketler yaptı. Neyse 1 farklı yenilgiye bile tavdım. Puan sürpriz oldu benim için.

görkem dedi ki...

Hocaya da sövemedik bu maçta ama olsun inşallah bidahaki maçta pislik aşağılık inatçı laz hatalar yapar da şöyle küfür kıyamet bi rahatlarız.

Yalnız menajer dostu muhteşem yönetimimiz yabancı sınırlaması genişledikten sonra iyi ki bu goldemekle sözleşme yenilemiş.Rakiplere kaptırsak falan nasıl kıskanırdık

Hele lens nazar değmesin o deparlarından sonra her topu kaleciye nişanlaması yok mu.Pis laz manevi oğluyla bunun başını yiyeceklerdi ama söke söke aldı formayı valla

Kariusa mobbinge başladı şimdi de.Neymiş pek yanlara eğilmeyi sevmiyormuş.Ne var ya kusur mu bu bi kaleci için üstüne atsınlar.

Yönetim sana daha napsın daha love’ı Larin gibi wonderkidleri saymadım bile

Pislik mobbingci laz.Zaten looser biliçin ekmeğini yedin hep.Biliç kendi ekmeğini yiyemedi daha ama olsun.Pislik mobbingci.Pislik demiştim değil mi işte öyle bi pislik

Görkem : ))

Dostum bırak üslup fakiri ergeni. Hormonlarıyla yorum yazıyor. Sokakta böyle konuşsa temiz dayak yer de burada coşuyor işte.

Serkbal dedi ki...

forumun kuralları değiştimi acaba?hakaretlerde bulunanlar için burası onun yeri değil deniyor ama adam her gün Beşiktaş'ın hocasına hakaret ediyor

BJK4EVER dedi ki...

Heee sovulecek birsey yok tabii. Rakip antrenor maci cevirecek oyuncu hamleleri yaptiktan sonra oyun goz gore gore giderken seyirci gibi maci seyredip gol yedikten sonra 89. dakikada degisiklik yapan da dedemdi zaten. Ilk 20 dakikadaki oyun goruntusu zaten Genk'in abartildigi kadar iyi takim olmadigini gosterdi zaten. Biraz pres ve dogru paslarla dakikada bir karsi karsiya kaldik ama lakayitlik ve beceriksizlik firkin acmasini engelledi. Ve tabii rakip savunma arkasinda bu kadar bosluk verirken Love yerine Pektemek tercihini yapan dahi antrenorumuzun de etkisi oldu.
Ama takim kaliten ne kadar iyi olursa olsun antrenorun maca etkisini unutmustuk, ki rakip antrenor mac goruntusune bakmadan elinden gelen dogru hamleleri yaparken bizim antrenorumuz yine sah-mat oldu. Melekler kalemizi korudu da yenilmedik Allahtan.

Usluptan bahsedenler de bir zahmet saklaban, kimil laflarini bir zahmet Quarmesma'nin karsisinda dururken etsin de gorelim o zaman. Neyse, an itibariyle Genk-Malmo-Sarpsborg grubunda sonuncuyuz ve Genk deplasmaninda beraberligine sevinir olduk. Pazar gunu yine bogaziniz patlaya patlaya Senol Gunes diye bagirirsiniz yine.

turkkant dedi ki...

Bu futbol bence maç özelinde iyi olsa da, ligin gidişatı için bize bir ümit vermiyor.

Hatta, hoca bu futbolda umarım ısrar etmez, zira bu oyun kapanan Anadolu takımlarına karşı pek işe yaramaz. Bilmiyorum, deplasman başarısızlığına karşı sadece deplasman özeli ultra-pragmatist bir futbolla sonuç alır mıyız? Cevaplaması zor.

İç sahada bence mutlaka Ljajic-Oğuzhan'ın birlikte olacağı oyunu bulmamız lazım. Oyun dinamizmini artırmak için ilk 11'deki 32+ oyuncu sayısını bir şekilde maç maç sınırlı tutmamız lazım. Yani Adriaono-Quaresma-Atiba-Pepe-Gökhan-Love'un aynı anda ilk 11 olduğu bir takımın tempo yapması mümkün değil.

Dorukhan belli ki akıllı bir oyuncu, kendini geliştirebilirse orta saha rotasyonunda yer bulabilecek bir oyuncu gibi. O teknik kapasiteyle direkt 11 oyuncusu olacağını söylemek çok zor, zira devasa bir fiziği de yok, çok teknik bir oyun görüşü de... Ama Necip gibi rotasyonda yer alabilir sanki.

Sonuç olarak lig maratonu biraz oyun oturtma işi... Kadromuzda şöyşe bir açmaz var, kaliteki oyunu oynayabilecek oyunculardan bir 11 yaptığında takım yaş ortalaması "dede" mertebesine ulaşıyor. Agresif hücum futbolu oynamanın gerekliliği tempo-fizik kalitesi olan bir 11 yaptığında ise teknik kalite sıradanlaşıyor.

Bu durumda bir şekilde "ekstra" performanslar bazen o açıkları kapatır, Sosa-Oğuzhan-Atiba üçlüsünün üst seviye performansı, M. Gomez'in bulduğunu atması, o yılki beklerimizin vasatlığını, kalecimizin kötülüğünü örtmüştü. Maalesef şu ana kadar olağan dışı bir performans da göremedik. Özel bir kaleci performansı, ya da Ljajic'in sazı eline alması defoları örtebilir, bizi moral-motivasyon olarak yukarı çekebilirdi.



BJK4EVER dedi ki...

Hasta Ti abartmis olsa da soylediklerinde dogruluk payi kesinlikle var.
15-16'daki oyundan bahsedilirken hep Sosa uzerinden yorum yapiliyor, ama Gomez'in katkisi yadsinamaz. Bunu liderlik, winnerlik anlaminda soylemiyorum, daha ziyade gol vurusu anlaminda.
Ligimizde ilk golu atmanin onemi cok buyuk, hele ki kendi sahanda oynuyorsan buyuk takim olarak 1-0 one gectigin an mac bitiyor. Deplasmanda da gol geciktikce gol yeme sansin artiyor ve atmadigin surece puan kopartmak zor oluyor.
Goztepe macinda penaltiyi atacak Gomez olsa farkli olurdu. Belediye macinda Lens atsa oyunun sekli cok degisik olurdu. Kadromuzda bir Gomez olsa o baskin oldugum ilk 15 dakika dogru pozisyon alip atardi bir tane, veya Love'un son dakikadaki pozisyonunu atip 1 puani getirirdi. Acin seyredin 15-16'daki maclari, cogu macta Gomez daha girdigi 1. pozisyonu ilk devrede atip maci kopartiyor. O takim da baya sallanan, defansta aciklar veren takimdi, ama girdigini atan forvet oldugu icin skoru yakaliyorduk ve sonra farka gidebiliyorduk. Simdi dise dis gecen maclarda forvetimizle fark yaratamiyoruz maalesef.
Sadece bizim acimizdan degil, GS acisindan da bu veri net ortaya konuyor. Takim gecen seneden buyuk oranda farksiz; yine kaotik futbol, kotu bir defans, ama gecen sene Muslera kurtariyordu Muslera kurtariyordu ve Gomis atiyordu mac kopuyordu. Simdi atacak Gomis olmayinca Muslera 1 kurtariyor 2 kurtariyor 3.de gol oluyor ve mac kopuyor.
Benim icin de 15-16'daki takima gore en buyuk farklilik su anda forvet kalitesi/bitiriciligi. Sosa falan hikaye.

beagle dedi ki...

16/17 den beri(dahil) Şenol Güneş iniste. Zorluklarla kurulmuş takımla sefa edecekken heba etti (@basar)
Takımı lime lime etti. 2 onliberoya dönüp batirdi takimi. Yeni transferleri mundar etti.

Takim bu haldeyken manevi oğlu iyi gibi kaldı. Hah beraber saadet yasasinlar. Senol Güneş kaybetmelerin adamıdır. Avcı'ya karşı performansı ortada. Son 7 maç 1 galibiyet.

Beşiktaş'ın bu adamla kaybedecek daha fazla zamanı yok. Yönetim de menejerlerin kucagindan inmeli.

EC dedi ki...

bu sezon 18 - 19 sezonu.. hic birsey 15/16 sezonu gibi olmayacak. uyanalim artik...

eldekilerle nefes alma donemine kadar gidecegiz.
para yok sacmak icin, gidip sasaali transfer yapamayacagiz.. genc ve potansiyelli adamlari alsak yeter.. git KAsaimpasa dan diagne yi al.. adam dovusuyor kosuyor vuruyor ayakla kafayla.. citkirildim Love ve Sakatlik paratoneri Pektemekle olmaz.. bizi sahada dover rakip defans...

Senol Gunes e de bu kadar saldirilmasini kufredilmesini anlamiyorum

teşekkrler
http://www.tamirediyorum.net/

yilmaz dedi ki...

@EC kasımpaşa'dan diagne'yi alma olayı geçti, unut onu. Diğer takımlar harıl harıl transfer yaparken, Kasımpaşa transfer sezonunun son günü Diagne, Trezeguet ve bir kaç oyuncuyla 2021'e kadar sözleşme uzattı ve serbest kalma bedellerini kaldırdı. Şimdi Diagne Beşiktaş için top class forvetlerden daha zor.

Ben aslında, senin dediğin sebeplerden dolayı Genk maçındaki oyunu önemsiyorum. Ben yıllardır süren uykumdan uyandım. Bu takım Ne Liverpool'u uzatmalarla birlikte 1 saat yarısahasından çıkartmayan, Ne Tottenham'ı evinde kevgire çevirecek kadar pozisyon bulan ne de Napoli gibi bir takıma deplasmanda iki kez yakalanıp üç kez öne geçen takım. Biz maalesef o günleri geride bıraktık.

Ben uzun süredir Genk maçındaki kadar gerilmedim. Maça önem verdiğimden değil. Her an bir gol atacaklar, atarlarsa hayatta çıkaramayız diye. Biz sanki Bilic'in gelişiyle başlayan Avrupa'daki lale devrimizin sonuna geldik. Önümüzde Sarpsborg deplasmanı var, yenersek kaderimiz kendi elimizde olacak. Ama bu turnuvanın en düşük puanlı bu takımına bile galip geleceğimizden şüpheliyiz.

Tek umudumuz yöneticilerin "biz ne bok yemişiz" demesi. İdeal defans ikilisi 10m€ maaş ana bir takımın ŞL'ye katılması da yetmez. Bunu defalarca yapıp bir de üst turları görmesi gerek. Aksi takdirde bu kontratlar uçuruma götürecek bizi.

Yorum Gönder

Ara