.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

29 Ağustos 2013 Perşembe

Maç Raporu: Beşiktaş 2 - 0 Tromso

Sanırım şimdiye kadarki yazdığımız ve uzun bir süre yazacağımız en buruk maç raporu bu olacak. Trajikomik, zira bir gün önce elediğimiz rakibimiz tarafından elenmiş oluyoruz. Beşiktaş'ın alnında ise minimum birkaç yıl boyunca temizlenemeyecek bir leke var. Neyse ki Serdal Adalı'yı başkan seçmedik, turu atlayıp cezayı da seneye erteletmedik diyerek bardağın dolu tarafını elimize alıp puanlara bakalım:

En iyi üç: Gökhan Töre, Oğuzhan Özyakup, Veli Kavlak.
En kötü üç: Michael Eneramo, Olcay Şahan, Ersan Gülüm.

Değerlendirme:

Fotoğraf: @0v3rm1nd_
Taraftar - 9.3 : Takımın men edileceği neredeyse garanti, maç cehennemin dibinde (merak eden yazarlardan antidoto'ya Trabzonspor maçından dönüş hikayesini sorsun), günlerden hafta içi, gitmek gelmek büyük işkence ve neticede tıklım tıklım doluş bir stad. Ne denir bilemedim.

Beşiktaş - 7.0 : Tamamen nasıl baktığınıza bağlı dünkü oyuna verdiğiniz not. Rakibi ilk yarıda domine etmemiz ve rahat bir oyunla turu geçmemiz notu yükseltirken; ilk yarıdaki Erciyes maçını anımsatan akılsız oyunumuz, son 15 dakika rakibi umutlandırmamız ve neticede oynadığımız takımın Norveç liginin güçsüzlerinden olması ise notu alçaltıyor. Bence bol bir not olmuş bu.

Slaven Biliç - 7.7 : Üç maçta üç müdahale ve üç tam isabet. Maç Oğuzhan diye bağırıyordu, kabul, lakin Atiba'yı sol beke çekmek gibi aslına bakınca gayet olası bir formül gördüğüm kadarıyla kimsenin aklına gelmemişti. Bilic'in puanı, eğer oyundan çıkan Gökhan değil de dili sarkmaktan öte kopmuş Fernandes olsaydı daha da yüksek olurdu kanaatimce, zira ortasahamız Muhammed'in de lakayt oyunu eklenince iyice düştü sonlara doğru. Bilic, kişiliğinin yanısıra uzun zamandır ilk defa takıma dair bu kadar erken umut beslememizi sağladığı için dahi haftalarca 7 puanın üzerinde kalacak gibi.

Tromso - 5.2 : Rakibin kalitesi belli, tamam. Lakin takım olarak hareket etmeleri, savunma disiplinleri ve de son dakikalarda dahi bizi zorlamaları takdire şayan idi, bu yüzden üst sınırlarında bir puan aldılar. Goller bireysel hatadan değil, olağan seyirden ötürü geldi, son dakikada Serdar pozisyonu bozmasa 30 dakika daha manasız bir maç izlemek zorunda kalacaktık. Bu durum Türkiye futbolunun fiziksel ve mental açıdan bulunduğu yere dair de bir şeyler söylemekte sanki.

Marcin Borski - 4.8 : Bu notu özellikle merak ediyordum, zira Türkiye hakemleri ile Avrupa hakemleri arasında sene sonunda nasıl bir fark oluşacak sorusunu cevaplamak arzusunda idim. Gelgelelim Avrupa maceramız sonlanınca, bu sorunun cevabını ümit ederim ki seneye bulacağız. Erciyesspor maçının hakemiyle benzer bir puan almasının sebebi kartlarına daha sık başvurmaması olabilir, fakat net bir açıklama yapamıyorum ben.

TAKIM

Tolga Zengin - 7.0 : Gene kendisine çok iş düşmeyen bir maç oldu, yan toplarda/oyun kurmada hata yapmadı, doğal olarak da takımın aldığı puan seviyesinde bir puan aldı.

Ersan Gülüm - 5.6 : Açıkçası daha yüksek bir puan bekliyordum ben kendisi için, zira hem defansif anlamda az sayıdaki görevini yerine getirdi (mesela Atiba ile en azından aynı seviyede oynadığı söylenebilir), bunun verdiği rahatlıkla ofansif anlamda da şimdiye kadar verdiğinin üstünde bir katkı verdi (Almeida'ya kestiği orta asist olayazdı örneğin) Tabii ki beklediğimiz ofansif bek olmayacak ve rakibin dünkü gibi konumlandığı maçlarda yetersiz kalacak eli mahkûm, fakat takımdan ayrı oynamadı dün.

Julien Escude - 6.1 : Tıpkı Erciyes maçında olduğu gibi Sivok'tan 0.8 puan düşük not almasını açıklayamıyorum.

Tomas Sivok - 6.8 : Az iş düştü, düştüğü anda da görevini yerine getirdi, ikinci yarıda bir pozisyonda kritik bir müdahalesi vardı. Bir de kaş feda etti, standardını oynadı.

Serdar Kurtuluş - 7.0 : Defans hattının en yüksek puanını almayı hak etti dün. Hem ofansif bindirmelerdeki varlığı fena değildi, hem de gene son dakikada yetişip pozisyon bozma/müdahale etme katkıları oldu birkaç defa. Serdar'ın pozisyon bilgisinin iyi olduğunu hatırlıyorduk, hatta o yüzden ön liberoluğa terfi etmişti, fakat belli ki o becerilerini ve öğrendiklerini sağ bek mevkiine de transfer etmiş.

Atiba Hutchinson - 7.2 : Kendisinin ilk iki maçındaki performansı, çıtasını apayrı bir yere çektiği için standart oynadığı maçlarda dahi hafif bir hayal kırıklığı oluyor. Dün ilk yarıda daha çok inisiyatif almasını bekliyordum ben mesela ve o pozisyonda kalsaydı zannımca puanı daha düşük olacaktı, fakat sol beke geçmesi ve orada ihtiyaç olan dinamizmi getirmesi sahip olduğu "joker" ünvanının ardını gösterdi, iyi de oldu.

Veli Kavlak - 7.3 : Veli'nin takım için önemi şu ana kadar gölgede kalıyordu, fakat dün ortasaha direnci konusunda ne kadar önemli bir oyuncu olduğu daha da net kanıtlanmış oldu. Skor katkısı yapmadan takımın en iyi oyuncusu olamayacak, fakat ilk üçe girmesi dahi taraftarın gözünde daha çok değer görmeye başladığını gösteriyor.

Manuel Fernandes - 6.9 : İlk yarıda takımın gelişmeye çalışan ataklarını da kesti hatalarıyla desem kimsenin itirazı olmaz sanırım. Yorgunluğu belliydi, ve bu yorgunluk sadece fiziksel miydi ondan da emin değilim. Lâkin rakibin kilidini açan isim de duran toptan yaptığı asistle yine o oldu. Topsuz alandaki oyunu bir yana, skora direkt katkısı öbür yana. Fakat Oğuzhan ile olası bir forma rekabeti için aradaki fark son iki maçtır kapanıyor.

Olcay Şahan - 5.3 : Olcay'ın son iki maçtır sergilediği oyun, kimyevî bir sıkıntı olup olmadığına dair sorular uyandırıyor. Olcay sıfırdan atak yaratabilen, rakibin sendelediği zamanlarda patlayıcılık ile bir şeyler yapabilen, hücum zekası gelişmiş bir futbolcu. Fakat Erciyesspor ve Tromso gibi pozisyon almış rakiplere karşı, topa sahip olarak oynadığımızda Olcay'dan katkı minimize oluyor. Savunma anlamında pek katkısı olmaması da puanını düşürüyor. Bu konuda nasıl bir formül bulunacak, bilmiyorum.

Gökhan Töre - 8.2 : Takımın dün en iyisi idi. Gökhan'ın ne kadar bilinçli bir transfer olduğu gün geçtikçe ortaya çıkıyor, tam da takımın ihtiyacı olan yaratıcılık ve adam eksiltme özelliklerini kullanıyor. Dün ilk yarıda hücumda aksiyon yaratan ağırlıklı isim oydu; birebir oynadı, uzun paslar denedi, top sakladı... Bunların üstüne savunmaya defalarca yardıma geldi, Serdar'la birlikte sağ kanadı işlediler. İyi gidiyor, nazar değmesin. (Ayrıca dünkü maçta kendisinin bir tek fotoğrafını çekmeyen basın mensuplarına da buradan teessüflerimi iletiyorum)

Hugo Almeida - 6.7 : Yüzü gülünce aldığı puan otomatikman yükseldi sanırım. Gene top indirdi, rakibi meşgul etti, üzerine iyi de bir kafa golü attı. Fakat topsuz alandaki oyunu, ofsayt ile yaşadığı yasak ilişki vs. daha iyisini yapmasını engelliyor. Fakat Eneramo'nun performansı ile de gördük ki, şu hâlde ondan iyisi yok Beşiktaş'ın kadrosunda.


Oğuzhan Özyakup - 8.1 : Dün bir Tsubasa hikâyesi izledik resmen. Nankatsu FC rakibini geçmekte zorluk çekmekte, teknik direktörleri ise takımın o olmadan bir şeyleri başarmasını istemektedir. Taraftarların hepsinin aklında onun oyuna girmesi vardır, nitekim maç sıkıntılı olmaya başlayınca oyuna girer, hücuma dinamizm getirir, golünü de atar ve maçı alır. Oğuzhan'ın ne kadar öenmli bir silah olduğunu yeniden gördük dün. Küsmesin, yeter.

Michael Eneramo - 5.1 : İçinde olduğu bir pozisyon var (Gökhan'ın kaçırdığı gol), onun haricinde sahada dolaştı, durdu. Performansı oyundan düşmüş takımdan bağımsız değerlendirilemez belki, fakat takımın oyundan düşmesinde onun katkısı ne kadar, onu da bilemiyorum. Şu hâliyle daha yolu var ilk 11 için, orası kesin.

Muhammed Demirci - 5.7 : Düne dair performansı net bir hayal kırıklığı idi. Erciyesspor maçından sonra kendisinin sahaya nasıl akıl enjekte ettiğinden dem vurmuştum, bugün ise tam tersine tehlike ve umursamazlık getirdi takıma. Top kovalamadı, mental olarak kayıptı, direncin düşmesinde pay sahibi idi. İyi bir kamp dönemi ve başlangıç performansının üzerine bu hiç gitmedi, umalım ki bir seferlik bir durum olsun.

16 Yorum:

Taraftarin eklenmesi 10 numara olmus. tebrikler..

detre dedi ki...

Bu sene en çok yapılan eleştirlerin haksızlığını gördüğümüz bir maç oldu.

1.) Almeida konusu: Ben de kabul ediyorum mental olarak hiç hazır değil. Maç içinde arada gidip geliyor. Ben farkındaysam, biz farkındaysak Bilic ve Önder Özen zaten farkındadır ama ortada çok net bir durum var: Bu adam şu an bulabileceğimiz en iyi forvet. Bırakın gol kaçırsın bol bol. Onu çıkarınca gol kaçıramıyoruz bile herkesi meşgul ediyor ve bunu yapabilecek başka adamımız yok alacak durumumuz hiç yok. Bence transfer sezonu kapandıktan sonra daha çok maçın içinde olan ve istekli bir Almeida göreceğiz aynen geçen sene olduğu gibi.

2.)Benim için çok daha önemli olan konu Oğuzhan'ın yedek kalması. Evet 45'te oyuna girdi ve 2-0 olana kadar takımın ileri gidip skoru değiştirmesinde dolaylı ve doğrudan katkısı oldu. Fakat 2-0dan sonra takım savunmasının çökmesinin ana nedenlerinden birisi ortada alan kapatamaması, iyi pozisyon alamaması ve en kötüsü geri eneramo ile ileride takılmasıydı. 70dk. topu vermediğimiz tromsö orta sahamızı diklemesine geçmeye başladı ve çok eleştirilen Veli'nin ne işe yaradığını gördük.( en azından isteyenler görmüştür).

Tek forvet oynuyoruz ve forvetimiz sürekli sola deplase oluyor.

Forvet gerektiği zaman gezici olabilmeli ama maçın 60 dakikasını sol kanatta geçirmemeli sanırım ?

Ben net bir şekilde Fernandes ve Almeida'nın maç içerisinde takımla birlikte hareket etmediklerini düşünüyorum.

Bunu zaten maçı yerinde izleyen ve topsuz oyunda bu iki adamı takip eden herkes görür.

Artık özel bir görevleri mi var nedir ben çözemedim ...

yaw Gökhan Töre gibi kariyerinde yarı saha çizgisini kendi tarafına çok az geçen bir adam dün Serdar'ın ileride kaldığı pozisyonda geldi sağ bekte savunmayı 4 ledi.Kaç defa Serdar'ın yetişemeyeceği hızlı adamlara yetişip müdahale etti.

Günümüz futbolunda koşmayan çabalamayan adama yer yok.Ben bu adamların çabalamadığına 1. elden şahidim 2 maçtır.

Neyse hep aynı şeyi söylüyorum theo'ya bağladım iyice.

Takım iyi yolda bu kesin.Bunların yerine takım oyununa daha yatkın Mandzukic gibi , Rakitic gibi Biliç'in tanıdığı bildiği tipte adamlar alabilirsek Beşiktaş'ın önü çok açık.

planck dedi ki...

karardan sonra kimsenin tek kelime yazası, iyi kötü eleştresi gelmiyor. herhalde ilk defa bloglar bu kadar sessiz kaldı bir avrupa maçı sonrası. umarım bu hava takımın üstünde yoktur, lig maçını kayıpsız geçeriz. bu maç kasımpaşada oynanıcak olsaydı keşke, sahaya yakın olan tribünleri fuller en azından takımı gaza getirebilirdik..

can dedi ki...

Kulubun ikinci baskani hala cikip ceza almadik bu tedbir filan diye sacmalayabiliyor ya pes!

Adsız dedi ki...

@can

Kulübün 2. başkanı doğruyu söylüyor; ki ta en başından beri bildiğim bir konuydu bu. Zira karar metinlerinde de bu vardı: FB için CL harici bırakılmıştır derken, Beşiktaş için "not eligible" ifadesi kullanılmıştı. Kişisel gözlemim Ahmet Nur Çebi bu kulüp için bir şans zaten.

Karara gelince: az çok beklenen bir şeydi. Hala abuk sabuk reyiz nitelendirmesi yapan aklı evveller dışındaki Beşiktaşlılar için diyorum tabii. Bu aşamadan sonra taraftar için yapılabilecek tek şey takımıyla büyük bir bütünleşme gerçekleştirmek. Bunun için bir çok neden var ama bence en önemlisi belirleyici olur: Çünkü biz hiç kimselere benzemeyiz, çünkü biz Beşiktaş'ız. Haydin Olimpiyat'a.

Adsız dedi ki...

Çok sevdik be abi

http://www.youtube.com/watch?v=m2Ee8n19g9s

KCKF dedi ki...

@Can,

Tedbir diyerek, seneye gideceğimiz kesin değil diyor. Mahkeme sonuçlanıp 1'den fazla yıl men cezası alma ihtimalimiz var. Çebi bununla ilgili açık kapı bırakıyor. Ben böyle yorumladım.

Mayor dedi ki...

Ben tromsoye daha cok puan verilmesini beklerdim.
Oldukca iyi kapandilar, acildiklarinda ise oyle kurgular, oyle ataklar yaptilar ki karsimizda mançester yunaytıd var zannettim.

Bizim de zihnen bir bitisimiz oldugu bariz 70. dakkadan sonra. Bu gecen senelerde de kanser vakalarina sebebiyet veren en buyuk rahatsizligimiz. Umarim yol yakinken bilic caresini bulur.

Benim kafamda bu tip durumlarin caresi olarak, takim dustugunde oynamaya daha ac genc oyunculari oyuna surmek var ama Muhammed oyle isler yaptiki bu neyin acligi neyin toklugu anlayamadim.

YSY dedi ki...

Ard arda oynayacağımız antep, bursa, gs maçları takım için belirleyici olacak. Sıkı maçlar.

alper dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Fatih Hoca çakal ya.6 tane BJklı almış millet diyor hakkını teslim etti.

Bırak bu işleri hocam benimkiler sakatlanacağına bunlar sakatlansın diyorsun di mi :)

Şaka bir yana uzun süre sonra oturup milli takım maçı izleyeceğim sanırım.

can dedi ki...

@ james snejder
Abi gozunu seveyim bari sen yapma, nasil ceza almadik. Tedbir medbir palavra, bal gibi "match fixing", yani sikeden ceza aldik ve ustelik cezanin artma ihtimali var, muhtemelen yargitaydaki sonuca gore. Forumlarda biz usulsuz transferden ceza aldik filan geyikleri donuyor, tamamen kendimizi kandirma isleri bunlar. Cas metnini okudum, ozetle Besiktas UEFA'ya bir suru sacma sapan itirazda bulunmus, hic birinin gecerliligi yok, biz UEFA'nin sikeden verdigi 2 yillik cezayi onayliyoruz diyorlar. (Dikkat edin ceza da bir sene degil, iki sene, bir senesi 5 yil icinde tekrarlamama kosuluyla ertelenmis)

Unknown dedi ki...

ceza almadık derken olayı açıklamaya çalıştı sanırım. UEFA bize hali hazırda şikeden dolayı ceza vermedi, gerçek dışı bildirim ve hakkında süren yargılama sürecinin bitmemiş olmasından dolayı katılma haklarımıza tedbir koydu. eğer mahkeme bitmeden ceza verse tersi olup mahkemede beraat edersek maddi sorumluluk riskini almak istemediler. bunun yerine haklarına tedbir koydum diyerek ileride kendisine fatura edilebilecek zararların önüne geçmiş oluyor. ne yazık ki bizim için henüz beklemede UEFA, sonucu bize zaman gösterecek.

neyse o değil de ben bu şikeye karışan diğer oyuncu ve takımların UEFA'dan ne ceza alacağını merak ediyorum asıl..

Unknown dedi ki...

birde gs'nin fikstür olarak bizden iki maç önce aynı rakiple oynaması sanırım biliç'in ligi tanıması açısından önemli bir avantaj oluyor, tüm hazırlıklarını en azından bir defa rakibin karşısında oynadığı futbola göre yapıyorsun, böyle olunca özellikle ilk haftalarda diğer takımların bize karşı sürpriz yapma olasılığı azalıyor.

Unknown dedi ki...

2-0 iyidir iyi.. etti 9.. bursa'dan da kayıpsız dönmek dileğiyle..

Yorum Gönder

Ara