.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Demirören Çok Yaşa!

Bugüne kadar Yıldırım Demirören'in yöneticilik becerisine dair ne dediysem geri alıyorum bugün itibariyle.

Biz en başta Demirören'in gerçekten tüm derdi Beşiktaş başkanlığı sandık. Beşiktaş'ın başında olmanın ona kazandırdığı rütbenin farkındaydık, hatta bu makamı niye bu kadar istediğinin de farkındaydık; lakin hep kendisinin icraat bağlamında cidden yeteneksiz olduğunu düşündük.

Şiştik.

Demirören'in yıllar boyu bizi borçlandırmasının bir sebebi varmış meğer. O sebebi zaten oğlunu forma tanıtım defilesinde "İşte geleceğin başkanı" diye tanıtırken anlamıştık. Ondan gayri, zaten kendisi biliyormuş yeterince statü kazanınca bir telefonla 90 milyonluk vergi borcunun şak diye silineceğini...


Bu seneki yıldız transferlerini "vizyon" olarak değerlendirmiştik. Vizyon Beşiktaş'la alakalı değilmiş, onu da Demirören'in Mourinho ile pozlarında, Ronaldo ile ortak açılan otellerde, Serdal Adalı'nın "Atletico Madrid başkanı ile kankayız" minvalindeki açıklamalarda anladık. (Zaten bu Madrid başkanı süper adam, tam bir Türk dostu. Delnan Polat isteyince düzmece transfer isteği faksı da hemen yollanıvermişti. Bizim esprilerimize bayılıyor yani, sırf o yüzden.)

Neyse, bugün de "Beşiktaş basında daha çok yer alacak, almalı" beyanatının meyvesi geldi. Demirören - Karacan ortaklığı, Milliyet ve Vatan gazetelerini satın alacakmış NTV'nin haberine göre.

Yıldırım Demirören, "Ben Beşiktaş'ı vallaha çok seviyorum, süper seviyorum" dedi. Ona oy veren üyeler "Valla çok iyi niyetli, süper niyetli" dedi. Taraftar "Büyük başkan istediğimiz oyuncuyu aldı, yıldızlar getiriyor, zaten yıldızsız futbol oynanmaz ki?" dedi.

Sonunda nur topu bir Berlusconimiz oldu, güle güle kullanalım.

12 Yorum:

Kalten dedi ki...

İmparator!

Kalten dedi ki...

Milliyet'ten Mehmet Çiftçi'yi kovsun, başka ihsan istemem.

Tuco Salamanca dedi ki...

beşiktaş düşmanı medyaya karşı artık kendi medyamız olacak. bunun nesi kötü acaba?

tearkan dedi ki...

berlusconi deyince kızıyla pato geldi aklıma. mamiyle demirören'in kızının arasını da yaptık mı tamamdır.

milliyet ve vatan Sn. Ertuğrul (soyadını biliyosunuz) Bey'e giydirip giydirip duracaksa ben de destekliyorum arkadaş :))

Adsız dedi ki...

Maalesef bizim ligimiz sadece futbolu değil kirli oyunları da rol modeli aldı İtalya'dan. Futbol çoğu zaman zevk vermediği gibi herkesin az buçuk bildiği dolaplar da asla kanıtlanamıyor. Bunu sadece Demirören'in yaptıklarına istinaden söylemiyorum, bence çok daha karanlık adamlar var. Mesela Demirören asla bir Aziz Yıldırım karanlığı çökertemeyecek lig üzerine, şu an padişah Aziz. Ayrıca Demirören'in Berlusconi olması için de 40 fırın ekmek yemesi lazım. Şimdi kızanlar olacak ama Berlusconi'yi malum kankasının bir yandan Fenerbahçe başkanlığı yapan versiyonuna benzetiyorum. Hem memleket hem kulüp üzerinde hegemonyasını kurmuş, zafere giden her yol mübah felsefesini benimsemiş, yakınındakileri yükseltip işine gelmeyenleri "ayıklayan" bir yönetim. Her işte parmağı var, tek eksiği seks skandalları; o da onlara ters, şoförlerinden bildiğiniz üzere.

Gel gelelim Beşiktaş'ın basında 3üncü takım olduğu bir gerçek, ellerinden geldiğince bizi FB ve GS'nin arkasında tutuyorlar. Yeri geldiğinde bizim de hakkımızı savunabileceğimiz, ya da en azından takımımız hakkında doğru dürüst haberler okuyabileceğimiz bir kaynağın eksikliği var. Peki bu gazeteler bize derman olur mu? Hayır. Haberler ilk önce Demirören filtresinden geçecek, o filtreden süzülenler de memleketimdeki rakip taraftar duvarına çarpacak. Yani o gazeteler ne kadar haklı yere Beşiktaş'ın hakkını savunursa savunsun, her zaman birileri çıkıp "Demirören'in gazetesi" diyecek. Bu da objektifliğe vurulan en büyük darbedir, birinin dıdısı olmak.

Demirören Beşiktaş camiasını kullanarak ticarette "gücüne güç katmaya" gelmiş, bu bariz. Önce Beşiktaş'la adını duyurdu, sonra transferlerle adını duyurdu, sonra federasyonla kavgası, AVM bilmemne derken her gün Demirören haberi okur olduk; "rockstar" olmak istedi ve oldu. Şimdilik 3 ayda bir teknik direktör kovan Palermo başkanı Zamparini kıvamında, ama Berlusconi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Fakat 'Aziz başgan' gerçeği olduğu sürece kimse şah olamaz bu memlekette, özellikle futbolda.

Pamukk dedi ki...

şikeci berlusconi. has sçtk

Adsız dedi ki...

yazının amacını anlamadım, bi yere varmamış yani. varmış da nere varmış belli değil :)

powerslide dedi ki...

spor sayfaları yalan haberi bitirsin o bile yeter bize.. hep derim fenerin çirkin basını bizde olsaydı bizim de 20ye yakın şampiyonluğumuz olurdu çoktan..

Adsız dedi ki...

bjk (borç olarak )batıyor demirören güçleniyor ben bu işten birşey anlamadım ?

Yazinin vardigi yer su:

Hani Thug yazmisti ya bir ara "Biz tek cocuguz" diye. Artik tek cocuk degiliz, FB ve GS'nin kardesiyiz.

can dedi ki...

Demiroren'in guclenmesine sevinen arkadaslarin Besiktasliligindan suphe etmek bana dusmedigi icin bir ongoru eksikligi icinde olduklarini dusunuyorum. Demiroren'in guclenmesinin Besiktas'in zayiflamasi ile dogru orantili oldugunu son 8 yil net bir sekilde gosterdi. Bu seneki icraatlar ve basarisizligimiz da gosteriyor ki bu ters orantili denklem devam edecek. "Baskanimiz" bize Forlan alacak, biz de simarik cocuk gibi sikilincaya kadar onunla oynayacagiz. Seneye aldigi ucretin 4-5 misline Turkiye'ye gelmeye hevesli baska bir 30 yas ustu "yildiz" bulunur elbet. Eksi Besiktas yazarlari da Tayfur gidip Schuster benzeri bir sey bulununca rahatlarlar. Fotomac'i da al baskan, senin gazeten o!

Yorum Gönder

Ara