.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

11 Nisan 2016 Pazartesi

Karne: Beşiktaş 3 - 2 Bursaspor


Goller: Mario Gomez (22', 58'), Alexis Delgado (53')
En iyi üç: Atiba Hutchinson, Mario Gomez, Jose Sosa
En kötü üç: İsmail Köybaşı, Serdar Kurtuluş, Tolga Zengin

Karne:

Şenol Güneş6.8
Beşiktaş7.5
Bursaspor5.5
Barış Şimşek5.7


Tolga Zengin5.6
Alexis Delgado6.8
Marcelo Guedes6.6
İsmail Köybaşı (83')4.2
Serdar Kurtuluş (84')5.3
Atiba Hutchinson8.6
Oğuzhan Özyakup8.0
Jose Sosa8.4
Olcay Şahan (71')6.0
Ricardo Quaresma (90')6.9
Mario Gomez8.4


Necip Uysal (71')6.1
Dusko Tosic (83')6.0
Andreas Beck (84')6.1


Takım Ortalaması6.6

Anket: 98 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.


54 Yorum:

beagle dedi ki...

Birkaç maçtır oyun tutamiyoruz. Marcelo berbat top kullandigindan Aykut ona flört uyguladi. Herkese basip onu birakinca bizim oyun bitti. Herkes uygulamadan çözüm gerekli.

Maçi elimden geldiğince sakin izledim. Quaresma artik bitik bir adam. Biraz ileride top tutuyor mu evet? Ama ne adam geçebiliyor ne de etkin top oynuyor. Maç kritik hale geldiginde nefesi bitiyor. Arkasindaki bek de ayvayi yiyor. 30 dakikalik yedek yapip 3 5 macta bir 11 oynarsa fiziken ise yarayabilir ama kafaca buna uygun olduğunu da sanmiyorum. Gomezi bu kanatlarla oynatiyoruz ya...

Oyunu tutmak için Tolgayi sahaya koyup Sosayi kenara, artik yipranmis Oguzhani biraz daha one cekebiliriz. Hem kenar hem merkezden is yapabilirler. Kanat oyuncularimizda daha fazla israr gereksiz. Yetersiz oğlu yetersizler.

planck dedi ki...

maç öncesi dışarıda biber gazı, tazyikli su ve sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım, içeride alenin 3lüsü. ilk gol sebadan. 2 gol gomezden. son 15 dk kanser. q17 kırmızı kart. maç sonu saha karıştı. yani EVE DÖNDÜK, kesin bilgi, teyitli. SİYAH ULAN!!

planck dedi ki...

bu arada gomez karar realist bırak futbolcuyu çok az insan gördüm. takımın kaptanı + mentörü olsun valla seneye kalırsa. hocadan 100 yıl daha tecrübeli gibi herif.

YSY dedi ki...

Valla maçla ilgili yazmayacağım çünkü arkadaşlar yeterince yazdı. Ben stadla ilgili birkaç kelam edeyim.

Bugün maçtaydım. Öncelikle stad denildiği gibi avm kalitesinde yapılmış. Akustiği çok etkileyici, inanın yuhalamalar sırasında kulaklarınızı kapatmak zorunda kalıyorsunuz. Üst katların eğimi baya yüksek (dünyada valencia'nın stadından sonra 2.) fakat bu sebepten ve alan darlığından dolayı koltuk araları (ön-arka arası) baya dar. İnsanlar bir birlerine baya sürterek geçmek zorunda kalıyor. Bunun bir sebebi de güvenlik amaçlı konulan trabzanlar tabi. Stad bitmiş ama tam anlamıyla değil, yani temizliği kalmış, inşaat tozu hala duruyordu. Bana kalırsa yapılmış en büyük mimari hata wc lerin konumu. Tribünlerin boşaldığı kısa koridorların çıkışında hemen sağ ve soluna koyulmuşlar fakat devre arası aşırı yoğunluktan ötürü arkadan gelen insanlarla birlikte öbek oluşturdu ve insan trafiğini tıkıyor. Böyle bir hatayı yeni bir stadda nasıl yaparlar anlamadım. Kendimce gördüğüm ikinci sıkıntı ise mescitlerin büyüklüğü olmuş. İnsanlar ibadetlerini yerine getirmek için kadınlar mescidinide kullanmak zorunda kaldılar. Sığmayınca dışarı taştılar. Hoş gelen giden bayan yoktu ama yer biraz daha büyük tutulabilirdi.

Herneyse eskisi gibi kapılarda itiş kakışlar yaşanmadı fakat tabi eski stad alışkanlıkları bir nebze devam etti. Passoligi olmayan bazı tipler eskisi gibi girelim ayağına yetkilileri zorlamaya çalıştılar ama giremediler. Tabi bu benim gördüğüm ama illaki kaçak göçek giren yine olmuştur. Mesela benim yanımda oturanlar 1 kişi fazlaydı belliki bir şekilde girmiş stada ama maalesef başkalarını sıkıştırarak maç izlemek zorunda bıraktılar, birde tabi kimin nesi neyin fesi bilemiyorsun adamı.

Maçta merdivenleri boşaltın yoksa passoligler iptal olur yüz tanıma sistemi var anonsu yapıldı sonrasında merdivenlerin bir kısmı boşaldı fakat yinede %100 olmadı, kimisi pek takmadı bu anonsu. Artık bakıcaz dedikleri gibi iptal oluyor mu diye denemek istediler heralde :)

Zamanla oturacak şeyler var tabi. Giriş çıkışlar passolig vs o zaman tadından yenmez bir stad olur.

CDiS dedi ki...

Geçen hafta Kasımpaşa maçında oluşan mental yorgunluğun yerini coşku almıştı. Bunda yeni stadın ve 40.000 taraftarın payı büyüktü tabi ki.
Maça coşkuyla başladık ancak bu coşku heyecana dönüştü kısa sürede. Sosa, Gomez hatta İsmail hiç yapmadıkları üzere, 30-35 metreden şutlar çekmeye çalıştılar. Takım o kadar çok gol atmaya konsantreydi ki, savunma yapmayı unuttular. Attığımız gol ne kadar güzelse, yediğimiz golde o kadar amatörceydi. Bir ara pas, Necid 'in bir vücut çalımıyla, bir orta saha adamı o kadar boş kalmamalıydı.
2. yarıda, belli ki soyunma odasında da gazı almış takım, taraftar desteğiyle çok iyi başladı. Önde baskı yaptıkları dakikalarda, rakibin de çıkamaması üzerine goller ve pozisyonlar bulduk. 3-1 ‘den sonra, Quaresma ‘nın tekrar ilk geldiği günlere dönmesi hasebiyle bir çok pozisyon başlamadan bitti, zira bu sene genelde yaptığı üzere, direkt olarak orta tercihi yapmak yerine, çalıma, işin şov kısmına girmesi o dakikalarda, farkı arttırıp maçı bitirmemize engel oldu.
Yediğimiz 2. Gol, Serdar Kurtuluş ‘un, 30 maçtır oynamaması ve genel hantallığının getirdiği bir goldü, ilk pozisyonda, kendisinden daha kısa olan Deniz ‘e kafa vurdurması, ardından seken toptan sonra kolay bir çalım yemesi kabul edilebilir değildi. Zira, hoca da hatasını gördü, 80 ‘lerde Beck ‘i oyuna alarak o bölgeyi rahatlattı, aslında aylardır oynamayan bir adamı böylesine zor bir maçta ilk 11 başlatmak da hataydı.
Penaltı pozisyonu net penaltı. Hosagai, Sosa ‘ya net bir şekilde çelme takıyor ve dengesini bozuyor. Ayrıca maçın en kötüsü bu Japon futbolcu. Neredeyse kendi kanadından her pozisyonda rakibi kaçırdı, ilk golde ofsaytı bozdu, ardından penaltı yaptırdı. Biraz gaddar bir hakemle muhtemelen ilk 45 dakikayı tamamlayamazdı. Gomez ‘in pozisyonu da net penaltı. Batalla ‘ya 75 ‘de, Quaresma ‘ya da 90 ‘da 2. Sarıdan kırmızı kart vermesi (gördüğü kırmızı karttan önce) gerekiyordu. Maçta ilk 60 dakika modern taraftar profili çizildi, oyunun içinde, her karara, her pozisyona tepki veren, rakibi ve hakemi baskı altına alan bir tribün şekli. 60 ‘dan sonra şarkı-türkü faslıyla coşkusu azaldı, 80 ‘lerden sonra gerilimden dolayı coşku kayboldu.
Son dakikalarda, Bursa ‘lı oyuncuların aşırı hırsı dikkat çekiciydi, ama daha dikkat çeken daha 4. Dakikada, Hamza Hamzaoğlu ‘nun hatalı bir ‘taç’ pozisyonunda, topu yere vurmasıydı. Bu gerilim neden? Bu aşırı hırs neden? Geçen hafta, Kasımpaşa ‘nın aşırı hırsı neden? Acaba sadece Beşiktaş maçlarının hedef maç olmasından dolayı mı yoksa başka bir şeyler mi var? İrdelenmeli..
Yarın FB yenilirse hatta berabere kalırsa, rahatlarız, ancak kazanırsa, sıkıntılı süreç başlar, zira yeniden moral kazanırlar. İlk mağlubiyetimizde avantaj onlara geçebilir. Fikstür 2 takım içinde yakın birbirine, ne bizimkisi çok kolay ne de onların ki çok zor. Ancak biz çok daha iyi takımız, daha iyi bir hocaya sahibiz, en büyük avantajımız bu..

turgay dedi ki...

ilk golde olcay-ismail-alexis yanyanalar sadece 1 bursalı oyuncuyu takip ediyorlar. necidi de mecburen marcelo alıyor böylece de golü atan arkadaş boşa çıkıyor. serdar oraya gitse bu sefer onun yanındaki adam boşa çıkacak yine gol olacak pozisyon. buradaki yerleşim hatası da bize gole neden oldu.

alta da yazdım tekrar edeyim. bu haftalar macera haftaları değil. tüm sezon adam gibi oynamamış serdara forma vermek demek 70ten sonra o kanadın bitmesi demek çünkü adamın 90 dakikalık enerjisi yok ki 80den sonra oyundan çıktı. tolgay sakatsa kadroda olmaması normal ama bildiğimiz kadarıyla bir sakatlığı yok. o zaman neden kadroda yok ? bu büyük bir fiyasko benim için. böyle maceralara gerek olmadığı gibi 75ten sonraki baskının da oyuncu seçimlerinin sonucu diye düşünüyorum.

kazandık herşey güzel diye bakmamak lazım. rakibimizin berbat futbolu var ama büyükte lobisi var. son 6 haftaya az kalsın elimize geçen fırsatı değerlendirmeden giriyorduk. daha dikkatli ve daha özgüvenli olmak lazım.

son olarak da süper stadımız oldu. gerçekten gelecek yıldan itibaren taraftarında alışmasıyla birlikte kolay kolay kimse çıkamaz bu stadtan.

YSY dedi ki...

Aslında başkanın hamza hocayla ilgili açıklamaları biraz yanlış anlaşıldı. Başkanın asıl kast ettiği niye asıldılar değil. Bu çirkefçe hareketler neden ? Rakip elbette asılacak, iyiki de asıldılar bu seferde yattı falan denilirdi ama bunun bir tık ötesinde maçı çirkinleştirecek, adam sakatlayacak kadar kasap vari oynamanın anlamı ne ? Bunu anlamadık.

Unknown dedi ki...

Şimdi de gol attıktan sonra gol yeme alışkanlığı türedi!
Bir kere de şampiyonluğa oynarken kesin gol pozisyonunu çıkararak bize hizmet eden bir kalecimiz olsa güzel olur!yediği gollerde hatası olmayabilir fakat önemli olan bu topuda iyi tuttu diyebilmemiz.
Defans berbattı,serdar ı görmek beni fena gerdi,ozzy beni mest etti,stad taraftar ve 3 puan ise beni çok rahatlattı.
Portekiz şoparı beni hayal kırıklığına uğratmadı..her zaman ki gibiydi.4-6 atacak maçta laubali tavırlar da beni rahatsız etti...
Stadımız Hayırlı ve uğurlu olsun

planck dedi ki...

2 soru:

-daha önceki maçlarda marcelo hep sol stoper oynamıştı, dün bu değişti mi ne oldu anlamadım. bazen sol bazen sağ oynadı gibi geldi bana, böyle saçmalık olabilir mi?

-stada giden bazı insanlar sesin boğulduğunu sadece ıslıkların etkili olduğunu söylediler, bu doğru mu? ilk maç olduğundan düzgün tezahürat yapılamadığı için olabilir mi?

kokocambo dedi ki...

necid'le birebir oynasın diye yapılmıştır. malum, alexis boy ve kalıp olarak dezavantajlı necid'e göre. ilk golde, yerleşik olmamıza rağmen, ozi'nin boş bıraktığı alandan gol geldi. orada yapılacak ilk ve belki tek hareket serdarın kayarak müdahalesi olurdu. kalecinin yapacağı pek bir şey yok.

QuaresmA dedi ki...

Başkanın açıklamaları saçma. Beşiktaş maçı Bursa'nın bakış açısından derbi gibi birşey. Üstelik ligin en güçlü takımı ve lideriyle oynuyorlar. Bu sebeple 100%'leri ile mücadele etmelerini doğal karşılıyorum. Başkanın futbol psikolojisinden haberi yok.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YSY dedi ki...

@planck

2. Soruya cevap

Ben öyle bir şey görmedim. Sadece tribünler arası koordinasyonsuzluk vardı, birbirine karışmalar çok oldu. Yoksa her türlü tezahürat net duyuluyor.

Basar dedi ki...

Takım bir ara Barcelona gibi oynadı, taraftar da bir ara hatayi bile alkışlayarak, pozisyonlarda hakeme korkunç uğultu çıkararak ve rakibi her atağında isliklayarak İngiliz taraftar gibi macı takip etti.

Sonra özümüze döndük, olmayacak bir gol ile macı sıkıştırdık, oyuncular pas yerine bireysel oynamaya başladı, taraftar laylaylom ve futbolcuya ahlayan haline dondü.

Takımda da taraftarda da korkunç bir potansiyel var. Üstüne konabilirse iç sahada izin sure zor puan kaybederiz.

Umit dedi ki...

Öncelikle stad konusunu yazayım. İstanbul dışından gelenlerin çoğunun yaptığı gibi erken saatlerde semte gidip bir miktar oturduktan sonra stadyuma doğru yollandık.

Özetle demek gerekirse: stadyum muhteşem olmuş. Ambians eksiksiz. C90 görüş açısını denemek için maç başlamadan elden geldiğince yukarılara çıkıp baktım, saha her yerden görünüyor. Çim gerçekten özel olmuş bildiğin Premier Lig sahalarındaki gibi, keza ışıklandırma da öyle. Ama beni en çok etkileyen akustik oldu. Bursaspor her atağa kalktığında tüm tribünler bir bütün şeklinde ıslıkla ve sesle bozmaya çalıştı. O anlarda kulaklarım delinme seviyesine kadar geldi. Şöyle bir baktım, kulaklarını tıkayanlar da bu şekilde ıslık çalamasalar bile bağırıyorlar. Memleketin her yerinden açılışa gelenler olduğu için tezahürat bütünlüğü çok iyi değildi ama buna rağmen yapılan tezahüratlar çok güzel iş yaptı. Kutu gibi bir yer, bu akustikle rakip takımlar için tam bir cehennem çukuru formatında.

Eleştirilere gelirsek. İlk günün telaşına verelim, kapı girişlerinde biraz arbede ve izdiham vardı. Bir şekilde içeri girdikten sonra klasik şekilde ufak çaplı da olsa koltuk numarası krizi yaşadık. Fakat herkes anlayışlı ve gayet nazikti, durumu belirttiğimde hemen kalkıp yer verdiler. Daha sonra da bir aile birleşmesine yardımcı olaraktan yerimi aynı tribünde başka birisiyle değiştirdim. Bunlar halledilebilir konular. İlerki haftalar içinse ilk ciddi eleştirim büfeler. Koca bir tribüne tek bir büfe ayrılmış ve devre arasında insanların çoğu sadece bir su almak için ikinci yarıya yetişmesi imkansız sıralara girdiler.

Mimari izin veriyorsa büfe sayısı artırılmalı. Ya da su ve kraker gibi temel ihtiyaçlar için otomatlar konulmalı (ikincisi daha muhtemel görünüyor). Çıkışta stadyum iç kapılarından çıktıktan sonraki merdivenlere açılan cam kapılar biraz fecaat. Bu da bir şekilde hallolabilir. Tuvaletler konusundaysa YSY’nin tespitlerine katılıyorum, biraz yanlış konumlandırılmışlar.

Umit dedi ki...

Maça gelirsem. Burada yazılan tespitlerin çoğunluğu bana göre de doğru. İsmail’in maç içindeki handikaplarını tribünden canlı izleyince daha net görüyorsunuz. Herkes maçın başında telaşlıydı, hatta tüm maç boyunca takımı ayakta tutanlar arasında önde gelenlerden Sosa ve Atiba bile. Bunda ilk golü atma isteği de vardı. Ancak sonra tribünlerin de desteğiyle hepsi konsantrasyonunu sağladı, İsmail hariç. Sorun sadece bu değil elbette, ciddi fundamental sorunları var bana göre. Sözleşme uzatımı konusunda kulüp daha dikkatli davranmalı. Tosic iyi bir yedek olur ve as bir sol bek gerekli.

Sosa ve Atiba bu maçın kahramanları. Atiba sürekli süpürdü, Sosa da hep doğru yerde doğru işi yapmaya çalıştı. Biraz daha takım oyunu oynamaya çalışsa skor daha farklı olabilirdi. Q17 gerçekten çok iyi oynadı, ama maç bittikten sonraki gereksiz kartında tüm tribünler öylece bakakaldı ne oluyor diye. Huydur çıkmaz sanırsam. Olcay etkisizdi ama maç içinde sürekli koşup alan boşalttı. Yerine giren Necip de bunu yaparak eksikliğini hissettirmemeye çalıştı. Gomez’e laf yok, en soğukkanlı oydu. İlk golde kaleciyi geçişi şiir gibiydi resmen.

Serdar iyi niyetli ama kapasite belirli bir yere kadar. Alexis-Marcelo ikilisinin en önemli sorunu ise uyum yani birlikte oynama süreleri. Maç içinde özellikle dikkat ettim, bazı anlarda alan kontrolünde tamamen koptular. Ama birebirde vasat üstü oynadılar. Tolga 1-2 ciddi topu çıkardı ama çaprazdan gelen şutlarda çok etkisiz bir kaleci. Bence en büyük sorunu kaleyi kapatırken aklındaki direk yerlerini doğru hesaplayamıyor.

Şenol Güneş iyi bir taktikle çıktı ama oyunun gidişatını yeterince yönlendiremedi. Tribünde herkes oyuncuların yorulduklarını gördü, hatta arkamda homurdanan 60 yaşlarındaki amca Gomez’e top aktarılamadığını bu nedenle top taşıyan Cenk’in daha uygun olabileceğini söyledi ve haklıydı. Hocaysa biraz 3-1 olayına kendini kaptırdı. Belli ki açılış stresi onu da kaplamış.

Evdeki 2 maça da banko yazın. Bursalı oyuncular çirkefe yattığında tüm tribün “Burası İnönü buradan çıkış yok” diye bağırarak takımı çok güzel motive etti. Kısacası tüm tribünlerin maçtaki her duruma göre farklı ve akıllı bir reaksiyonu var ve buna yeni stada kadar pek yapamadığımız top rakipteyken ıslıkla gürültüyle baskı kurmak ve hatalı oyun tercihlerinde bile ısrarla alkışlayarak motive etmek de dahil. Kimse bir uyarıda bulunmamasına rağmen yanımdaki 12 yaşlarındaki çocuk bile bunlara vakıftı. Sanki hiç ayrılmamışız gibi başladı o derece. Allah bozmasın.

Umit dedi ki...

Çok gevezelik ettim ama Oğuzhan'a da bir parantez açmak lazım. Soğukkanlılık konusunda Atiba-Sosa-Gomez üçlüsünün hemen ardında yer alsa da maçı alma isteği yönünden istisnasız en önde gelen oyuncuydu. Bu maçta özellikle hiç ezbere oynamadı. Bazen Atiba'nın bazen de Sosa'nın yanında yer alarak modern bir orta saha nasıl olur bunu gösterdi. Oğuzhan'ın genel anlamda en büyük handikapı olan pozisyona göre kısa pas-uzun pas tercihlerinde de gayet iyi işler yaptı. Oğuzhan sanki büyüyor arkadaşlar. Büyümüş haliniyse bizde tutmak zor olacak.

Bugün birileri işi gücü bırakmış Şenol Güneş Tolgay'la kavga etmiş haberi yayınlamış. Bizzat Tolgay tarafından sosyal medyada yalanlandı:

https://www.instagram.com/p/BEG3cNBzbOW/?taken-by=tarslan18

Ne diyem Mahmut mu diyem.

Unknown dedi ki...

@Barkın BAĞCI

Açık konuşacağım. Bazı arkadaşlar istemese bile burada diğer takım taraftarlarının da seviyeyi koruyarak Beşiktaş özelinde yorum yapmasını isterim fakat sen Galatasaray hakkında konuşmuşsun sonra da Beşiktaş için (Allah razı olsun) birkaç kelam etmişsin. Senin, basiretsiz yönetimin veya ruhsuz topçuların hakkında ne yapacağın beni zerre ilgilendirmiyor. Başlık Bursaspor maçı olduğu için, takımının Bursaspor ile olan yarışını değerlendirebilirdin mesela. Bu daha alakalı olurdu eminim.

Bir de, yeni stat ve Şampiyonlar Ligi falan sana 3-4 sene önceki halinizi anımsatmış. Sonumuz benzemesin. Fikret Orman iyice sıyırdı çünkü...

Son olarak da Fikret Orman'a çakmışsın kendince. Düşüncelerine sonuna kadar saygı duyarım ama bir laf ederken insan önce kendine bakmalı. Buradaki herkes o törenin açılış töreni değil, Cumhurbaşkanına teşekkür töreni olduğunu biliyordu. Eğer bilmeyen veya tahmin edemeyen varsa ülke gündeminden uzaktır. Doğrusunu söylemek gerekirse başkanın teşekkür kelimesini bu kadar kullanacağını ben de beklemiyordum. Duraksayarak ve telaffuz hatası yaparak konuştuğuna denk gelmiştim ama bu kadarını ilk defa gördüm. Karşısında 'Cumhurbaşkanımız' olduğu için mi, yoksa yalandan yere teşekkür ettiği için mi böyle rahatsızdı anlayamadım. İkinci seçenek olmasını dilerim.

Şimdi aşağıya birkaç tane link bırakıyorum, onları okursun bir zahmet;

http://www.cnnturk.com/2012/spor.diger/01/27/unal.aysal.20.milyon.gsli.ak.partiye.oy.verdi/646619.0/index.html

http://www.ensonhaber.com/unal-aysal-baskabani-dinledim-3-cocuk-yaptim-2013-04-15.html

http://www.sabah.com.tr/spor/futbol/2014/12/26/galatasarayli-futbolcular-erdogani-ziyaret-etti

http://www.aktifhaber.com/yarsuvat-aksaray-ziyareti-bize-tum-kapilari-acti-1106624h.htm

http://www.fanatik.com.tr/2014/11/13/duygun-yarsuvat-devletin-zirvesinden-randevu-istedi-396340

Şunu da belirteyim, Fikret Orman'ın bu duruşunu(!) hiçbir zaman unutmayacağım. Başka camialara sallamadan önce bi' düşünelim istedim sadece. Şu da bonus olsun;

https://eksisozluk.com/entry/59858536

turkkant dedi ki...

Maçla ilgili benim de notlarım şöyle:

- Serdar değişikliği riskli olsa da, genel olarak herkesin forma şansı var mesajı açısından mükemmmel. "Bakın 1 hafta oynamamış oyuncumu Vodafone açılışında oynatıyorum," diğer yandan, "Kasımpaşa maçında böyle bariz hata yaparsan açılışta kendini kenarda bulursun". Haftaya da İsmail kendini kenarda bulabilir.

- Beklediğim kadar stresli değildik. Dönem dönem gayet etkiliydik. Olcay çok hareketli ve istekliydi. Bu sene üretkenliği düşük olsa da, Töre-Q17’de kanatların statik kalma, hep ayağa pas isteme sorunu Olcay’la olmuyor. O yüzden hala değerli bir oyuncu.

- Sahadan izleyince Oğuzhan’lı orta sahanın defansif yerleşimdeki sıkıntısını net görüyorsun. Yediğimiz ilk golde ikinci orta saha normalde yay önünde pozisyon almalı, alsa Traore o koşuyu yapamaz. Yoksa o pas, o fake ile defansın yapacağı fazla bir şey yok. Oğuzhan defansif pozisyon alma becerisini de geliştirdiğinde muazzam değerli bir oyuncu olacak.

- Atiba bu sene inanılmaz top oynuyor. İnanılmaz. Tuhaf olan bu yaşta futbolunu geliştirdi. Ölü toplarda pek etkisi olmayan bir oyuncuydu, bu sene onu da yapıyor.

- Sosa özel oyuncu, düşünün ki, 6 ay önce burada Sosa yerine M. Pektemek oynasın yazılıyordu. İlk golde ortadan delişi, üçüncü golde penaltıyı alışı... Bir oyuncunun bu kadar maç üst üste katkı verdiğini hiç hatırlamıyorum. Böyle devam ederse Gomez’le yılın oyuncusu konusunda kapışırlar.

- Değişiklikler yerindeydi, Necip biraz daha erken alınabilirdi. Hoca da güzek oyuna kendini kaptırdı. İki beki de değiştirmesi de isabetli. Özellikle yerleşik savunmada Beck çok iyi. Belki de Türkiye liginin en iyi hava hakimiyeti olan beki. Boyu öyle çok uzun olmasa da çıkıp vuruyor bütün toplara.

- Tolga bütün maç “çizgiden çıkmayan hata yapmaz” felsefesiyle oynadı. (Bunun stoper muadili Alves, hep geriye kaçıyor, sonra a adam hiç çalım yemedi diyorsun:) İkinci gol şamdel top, normalde yürekli bir kaleci çıkar ve o topu en azından yumruklar. Serdar da bir pozisyonda hem hava topunu alamadı, hem de çok kolay bir çalım yedi.

turkkant dedi ki...


Sene bitiyor. 5-6 maç kalsa da bence Beşiktaş’ın ihtiyaçları konusu netleşti. Geri kalan maçlara bakmaya gerek yok.

Birincisi, beklerimiz yetersiz. İki iki daha dört. Tüm sezon izledik. Andreas Beck sağ bek ve sol bek de oynayabilmesiyle iyi bir alternatif, ama büyük hedefleri olan takımın ideal sağ beki olamaz. Olmamalı. İsmail’i uzun yıllar sonra tüm sezon dikkatli izledik. Görece iyi sezon geçiriyor; ama defansif hataları bol. Mental anlamda zaaflı (Türkçesi kafasız). Ve esas sorun ofansif bek diyorsun, benzer defansif eksiklikleri olan Ali Tandoğan’ların, Caner’lerin, Cicinho’ların 10 üzeri gol/asist istatistiklerini anımsıyorsun. İsmail ne yapmış tüm sezon? 1 asist. Kusura bakmasın 1 asist için tüm sezon bu kafasızlık çekilmez. Mutlaka iyi bir sol bek alınmalı.

İkincisi, kaleci ve stoper konularında ciddi bir açmaz içindeyiz. Tolga vasat, sık sakatlanan bir kaleci ve seneye bir yıl daha yaşlanacak. Boyko ise şu an soru işareti. Muhtemelen kaleci almadan seneye gireceğiz. İmkan olsa Boyko’yu Kiev’e filan satıp Ospina peşine düşmek lazım. Stoperler de soru işareti, henüz tam bir fikir elde edecek kadar izleyemedik. Marcelo fena durmuyor, ama onun da bir hamle eksikliği var gibi. Seneye 30 yaşında çapraz bağdan Rhodolfo nasıl dönecek? Büyük soru işareti. 24 yaşında Tolgay bu seneyi full kaçırdı. İyi ihtimalle Rhodolfo ancak önümüzdeki senenin ikinci yarısı performans gösterir.

Benim fikrim hepsine kaliteli adam almaya paramız yetmeyeceğinden, defansa 2 (belki kaleciyle 3) Sosa muadili kalitede transfer yapmalıyız. Artık hangisi olursa. Artık hangi pozisyona iyisini bulursan.

Üçüncüsü, Quaresma ve Töre’nin en az birinin satılması gerek. Ben ikisini de elden çıkarırım. Quaresma iyi oyuncu, ama bir, yaşlanıyor, iki, bizim oyum tarzımıza uymuyor, üç seneye daha da hedefsiz kalacak. Töre’de ise para konuşur. İyi veren çıkarsa düşünme, yoksa tut. 12 milyon euro mu? Töre mi? 12 milyona Kjaer artı Gökhan Gönül kalitesi alır, savunmayı toparlarsın. Zaten arkadan K. Frei geliyor, Aras potansiyel, Tolgay geldiğinden Sosa’yı kanada çekme şansın var, Cenk’i maçına göre kanatta oynatma imkanın var, var oğlu var. Önde ikisi de gitse yerleri doldurulur.

İşin şov tarafında ise Ben Arfa güzel bir çilek olur. Tabi sorunlu adam alıyorsan, sorunlu adam göndereceksin(!). Bizde de sorunlu adamlar belli: Q17-Töre.

kokocambo dedi ki...

sözleşmesi biten oyuncular haberini görünce içim daraldı ve birkaç şey yazayım ben de:

tolga-serdar-ismail üçlüsünden imzalanması gereken tek oyuncu tolga; maalesef o da mecburiyetten ve 1+1 yıllık olmalı. hele, ismail için bonuslarla beraber 1,5 m€ duyunca kalbim duracak gibi oldu. Türk oyuncularla, kesinlikle TL üzerinden sözleşme yapılmalı. He, yarın Arda, Nuri, Çalhanoğlu, İlkay getirirsen onlarla yaparsın. uluslararası oyuncular istisna.

Şampiyon olamazsak, Sosa ve Gomez'i unutalım bence. Gomez'i istesek de teklifler tutamayacak; Sosa da yapacağını yaptı, sıla hasreti çekiyor kaç zamandır. Tutamayız.

GT-Q17'yi de daha önce yazmıştım; gitmeliler. Zaten, yüksek ihtimalle Ahmet Bulut götürecek onu daha önceki açıklamalarına göre. O konuda tek dezavantajımız, turnuvada oynayamacak olması.

Stoper konusu muamma. Marcelo'yu aldık gözüyle bakıyorum. Kiralık pedro ve milo'dan pedro kesin elden çıkarılacak ama milo kalacak mı? O kalsa bile, en az bir tane uluslararası bir oyuncu almalıyız.

Beck ve Toşiç yedek için yeterliler. Gökhan Gönül haberleri yapılıyor ama o tarafta aziz'in iki dudağına bakar her şey, inşallah olur. Yabancı bir oyuncunun handikapları olmadan direkt + koyarız.

Her şeyden önemlisini unuttuk aslında, Atiba'yı yedeğe çekecek bir b2b. Bence bizimkiler yine İnler'e falan gidecek.

Gerçeklere bakarsak, sözleşmesi biten üç oyuncunun en azından ikisiyle (tolga ve iso) sözleşme imzalayacağız bence ne yazık ki.

Çok da uzatmamak lazım, önce şampiyon olmamız ve hem tff hem de uefa'dan gelecek parayla bir yol çizilir.

Coolio dedi ki...

@turkkant, @kokocambo
yazdıklarınıza katılıyorum. Eklemek ve sormak istediklerim var tüm ahaliye..

Gökhan Gönül olayına inanan varmı cidden? Ben kendisinin abartılmış olduğunu ve çok da iyi olmadığını düşünen biriyim (Tolga Trabzondayken gözümüze iyi geldiği gibi ama sürekli izlediğimizde yetersizliğini gördüğümüz gibi) ama Türkiye'nin en değerlisi sonuçta. Aziz neden bıraksın hem de bize? Ben bu söylentinin üzerinde durmaya bile gerek duymuyorum. Aynı şekilde Topal içinde geçerli (hem aşırı abartılmış olması hemde transferinin gerçekleşmeyeceği).

Yönetim bundan önce hem kademeli şekilde kadroyu güçlendirdi. Sağ beki daha bu sezon upgrade ettiği için önümüzdeki sezon sağ bek konumu transfer listesinde olmayacaktır.

İsmail medya ve yorumcular tarafından sevilen bir oyuncu dolayısıyla nasıl oluyorsa hep değerli bir oyuncuymuş gibi muamele görüyor. Bence yedek dahi olmamalı bu takımda ama biraz önce saydığım nedenlerden ötürü kadroda kalacak ama yönetim bir sol bek daha arayacak.

Necip ve Olcay bulundukları mevkinin 3. oyuncuları olarak kadroda durmalılar. Yani yedeğinde yedeği. Bunun ötesine geçtikleri her kadro planlamasında zaafımız olacak. Ve mevki itibarıyla yönetimin transfer hamlesi yapacağı mevkilerdeler, dolayısıyla umudum var.

Bu bağlamda yönetim sene sonunda önceliği ve bütçeyi 1 defans, 1 orta saha ve 1 sol bek transferine verecektir diye düşünüyorum. Gomez, Töre, Oğuzhan, Sosa'dan gidenler olması durumunda onların yerlerine de adam alacaklardır.

Coolio dedi ki...

Stad ile ilgili kısa bir görüşüm var. Her zaman İngiltere taraftarının maça en çok etki eden taraftar olduğunu düşünürüm. Bunu da çok basit ama etkili bir yolla yaparlar: uuuu, aaaa, ıslık, alkış.. Bütün bunların ortak bir özelliği var: Evrensel tepkiler. Senin takımındaki yabancı adam da yaptığı güzel bir hareket (Sadece çalım değil, pas, presten başarıyla çıkma, defansa yardım, ikili mücadeli vb..) sonrası alkışın anlamını biliyor, karşı takımdaki yabancı adamda ıslığın anlamını biliyorlar ve ona göre olumlu/olumsuz etkileniyorlar. uuuu, aaaa'lar ise maçın en güzel tepkileri.. oynayan oyuncuları şovun en önemli parçası olarak gören ve de bu şovu devam ettirmelerini isteyen bir tepkidir..

Bursa maçında akustiğin de etkisiyle ıslık olayını keşfettik gibime geliyor. Hele bursanın bir atağında sanki ıslığın akustik ile birleşen etkisini taraftar farketti ve o an bir doz daha arttırdılar ıslığı, yuhalamayı.. Bundan sonrasında da alışkanlığa dönüşecektir. Ama şu larkılar türkülerle olmuyor bu iş arkadaşım. Sahadaki oyuncuların %70'i yabancı zaten. Bir halt anlamıyorlar sözlerden. Türk olan oyuncu dahi zaten o atmosfer, adrenalin içinde sözlerini anlayamaz. Maçı 5-0 koparırız o zaman başlarsın şarkılara türkülere ama daha maç kora kor giderken "kartal gol gol" den bir gram dahi motive olan bir oyuncu olamaz..

QuaresmA dedi ki...

Kaleye çözüm:

Oğuzhan + Boyko -> Ospina + 12 milyon Euro

Wenger de yedek kalecisiz kaldım diye ağlamaz böylece. Sanki yedek kalecisi varken şampiyon olabiliyor da.

yilmaz dedi ki...

yetenek olarak ismail'in o parayı haketmediğini düşünebilirsiniz ama bu sezon takımın en çok oynayan oyuncularından biri ismail. Bu parayı istemesinde ben bir tuhaflık görmüyorum. Ha kulüp "İsmail'cim katkıların için teşekkür ederiz ama biz seni yeni sezon kadromuzda düşünmüyoruz" der, orta yolu bulurlar bu bizim dert etmemiz gereken bi şey değil.

turkkant dedi ki...

@Coolio
Fener özellikle 30’unu geçmiş Gökhan ve Topal’a para saçmak istemiyordur, muhtemelen menejeri oyuncuların pazarlıkta elini güçlendirmek için bizi yokluyordur, ya da haber çıkarttırıyordur. Bizim de işimize geliyor, nihayetinde bizim onlara kapımızın açık olması, Fener’in bu oyunculara fazla vermesine neden olacaktır. Bu durum menejer ve Beşiktaş için kazan-kazan durumu. Fener için ise her durum kaybettiriyor. Aynı geçen sezon bizim Veli-Pektemek olayında olduğu gibi... Yoksa o iki oyuncu da 500 bin daha ucuza imza atardı.

Bence Gökhan, Caner, Topal üçü de ihtiyacımız olan mevkilerin oyuncuları. Gökhan iyi oyuncu ama 31 yaşına geldi temposu düşüyor. Direkt gelmez, Fener’le anlaşamazsa, Rüştü gibi gelir. 1-2 sene Beck’le değişmeli oynayarak sağ bek sorunu yaşamayız.
Caner yaş itibariyle en değerlisi, gelmesi zor. O kalitede Avrupa’da da talibi vardır.

M. Topal’a Fener’in bir açmazı var. Topal-De Souze ve hatta Ozan aynı tip oyuncular. Üçü fazla. Belki diğer ikisine yer açmak ve parayı iki yönlü bir orta sahaya yatırmak için Topal’dan vazgeçerler. O zaman bizde hem 34 yaşında Atiba’yı hem de stoper bölgesini yedekler.
Muhtemelen şu olur: Aziz Yıldırım üçünü de tutacak, ama arzu ettiğinden fazlasını vermek zorunda kalacak. Biz de Avrupa’dan adam bakacağız.

Stat yorumuna imzanı atarım, bu arada.

QuaresmA dedi ki...

Aziz Yıldırım Beşiktaş'a topçu kaptırttı dedirtmez kendine. Ha Nobre, Rüştü transferleri gibi olabilir ama o bile zor. Rüştü bize geldiğinde Fener'de 3. kaleci durumuna düşmüştü mesela, bu boşa çıkan topçuların kadrodaki durumları daha değerli.

Ha bu adamlar gelebilir mi? Gelebilir. Fener ile teklif savaşına gireriz ve tüpçü transferleri gibi parayı bastırıp alabiliriz elbette ama bizim takımda maaş dengeleri çok iyi toparlanmış vaziyette. Bu adamların biri ön libero, diğer ikisi bek. En fazla kaç verilir ki bu mevkilere? Hadi Gomez klasman dışı, ondan sonra ikinci en çok kazanan Quaresma. O da 1.75 milyon Euro alıyor yıllık. Hadi bu adamlara tavan maaş olan bu rakamı verdik desek (ki o bile uygun değil defansif topçulara) Aziz bu rakamı gözü kapalı geçer.

Ama yine de Caner veya Mehmet Topal'ın birini yüksek bedelle bile isterdim taraftar olarak. Esas olarak mesaj transferi olur hem Fener'e, hem de diğer takımlara. "Beşiktaş toparlandı, artık Fener'in Türk yıldızlarını bile ayartabiliyor." mesajı veririz ki bu 100 yıllık tarihimizde bile olmuş birşey değil. Biz hep Fener'e yıldızlarımızı kaptırdık (Şenol, Birol, Feyyaz, Tümer, Egemen vs.) ama hiç koparamadık. Bu mesajı vermek demek Anadolu'da oynayan oyunculara da bir mesaj vermek anlamına gelir. Fener Türkiye'de bir oyuncuyu isterse 90% alıyor. Bu sezon Bursa'dan aldıkları topçuların hepsi bizim de çok işimize yarardı ama adamlar rotasyon topçusu olacaklarını bile bile Fener'e gittiler, hem de hepsi. Birini bile alamadık. Fener'den ayartılacak bir yıldız bu dengeleri değiştirebilir.

turkkant dedi ki...

@QuaresmA
Orada şöyle bir alternatif var. Maaş dengesini bozmamak için 3 yılık sözleşme ve 1.750 verirsin ama, 2-2,5 m. da imza parası yazarsın. Beck'e 2 m. Euro bonservis vermişsin, Topal-Gökhan Gönül kalitesinin bonservisi en az 4-5 m. Euro eder. Haliyle bunu kamuoyuna açıklamak kolay.

Oyuncunun eline aslında senelik 2,5 m. Euro geçer, ama kağıt üzerinde 1.750 m. Euro ile maaş dengesini bozmamış olursun.

Bu durumda oyuncu Beşiktaş'tan senelik 2,5 kazanacağım diye Aziz Yıldırım'la pazarlığa girişir. Aziz Yıldırım da 30'unu aşmış oyunculara ciddi bir para bağlamakla rakibine kaptırmak arasında aşağı tükürse yukarı tükürse durumunda kalır.

QuaresmA dedi ki...

@ turkkant

Yalnız imza parasını genelde maaşa bölerek yansıtıyoruz Cenk Tosun transferinde olduğu gibi. Hadi direk avans olarak verip listede görünen şekliyle kamuoyunu ikna ettik diyelim, oyuncu grubunu nasıl ikna edeceğiz? Zaten maaş dengesi oyuncular için var, kamuoyu için değil. Bir sonraki sözleşme döneminde de hücum oyuncuları der ki "Madem Mehmet Topal her şey dahil senelik 2.5 milyon alıyor, ben de kapıyı 3.5 milyondan açıyorum."

Basar dedi ki...

CL seviyesinde hücumumuz, 2. lig seviyesinde defansif organizasyonumuz var. Beck-Tosiç yedek olur, Serdar-İsmail ile CL seviyesi çıkmaz. Marcello-Alexis Türkiye liginde idare eder-zorlar arası bir yerde. Ben buna Rhodolfo'yu (sakatlanmamış hali) da eklerim. Daha iyi hatta ihtiyaç var. Kale çok büyük sıkıntı zira Boyko cidden kötü çıktı. Tolga'nın seviyesinin de gerisinde.

Gerideki 5 komple değişemeyeceğine göre eğer 3'e indiriyorsak Kaleci-Stoper-Sol Bek, 2'ye indiriyorsak Kaleci-Sol Bek transferi yapmamız lazım. Bunun yanı sıra Gomez %95 gider, onun pozisyonunun tekrar doldurulması lazım. Sosa'nın maaşı artarsa gitmez ama esas Ozzy'ye teklif gelebilir. Aslında bir yıl daha kalsa iyice sıçrama yapar ama... Kanattan da Töre gidebilir ama sanırım Aras oraya yerleşecek.

Seneye iyi paramız olacak. İnşallah çar çur etmeyiz ve CL'de düzgün oynayacak bir kadromuz olur.

Not: fenerliler hemen sinirlenmeyin! İlk defa şampiyonuz demiyoruz, haftalardır yapılan tüm yanlışlara rağmen bunu söylüyoruz.

Basar dedi ki...

Büyük not: Pektemek'in mutlaka gönderilmesi lazım. O aldığı para nedir arkadaş?

planck dedi ki...

Caner, topal, gönül 3lüsünden en fazla caner katkı sağlar ama verilecek paraya değer mi + takımın oyun ve oyuncu yapısına uyum sağlar mı sorunu var. fbli caner karaktersizin teki, gelince düzelir mi bilinmez.

gönülü 2 sene önce çok isterdim fakat bu sene hem formda değil hem de hala çok çok sık sakatlanıyor. ona senelik 2M€ bağlayıp beck ile 20 maça çıkmak mantıklı olmaz.

topal içlerindeki en karakterlisi. fakat şu durumda atibayı kesemez. banko stoper de oynayamaz o bölgeye adam alınacağını düşünürsek. haliyle yine 2M€yu boşa, yedek oyuncuya bağlamak ne kadar mantıklı sorusu oluyor. bilemiyorum altan, bilemiyorum.

son iki senedir yaptığımız transferlerin en az 3de2si değerini yükseltip satabileceğimiz oyuncular oluyor. bu oranı gözekmekte de fayda görüyorum.

yilmaz dedi ki...

Biz beklerimizden pek memnun değiliz kabul ama ben Caner'in de bizim ilacımız olacak bir bek olduğunu düşünmüyorum.

Caner aslında en az ismail kadar defosu olan bir oyuncu. Oynadığı maçlarda fener'in en fazla atak yediği yer onun kanadı. Ayrıca istinasız her maç cebinde sarı kartı ile oynuyor. Bazıları oyun dışı kartlar olsa da bazıları başka çaresi kalmadığından gördüğü kartlar. Fakat iyi orta yapan, sert şutları olan bir oyuncu. Bu tehdidinden dolayı da onun önde oynamasına izin vermemek için rakipler yeteri kadar işlemiyorlar orayı. Benim tespitim, eğer biz iso'nun yerine caner'i alırsak, sadece 5 ila 8 gollük bir asist+gol katkısı kazanırız. Savunmada yaşadıklarımız aynen devam eder, ayrıca fener'de çıkmayan kartlar bizde çıkacaktır.

Bence ne oyun sistemimize uyar, ne de yıllardır çoğala çoğala büyüyen sol bek problemimizi çözer.

Beck'in bu sezon bize kaybettirdiği sadece tek maç var. Bence güvenilir bir sağ bek. Asist + gol katkısı yeterli değil ama Beşiktaş uzun arayışlardan sonra Beck'i aldı. Belki de hocanın birincil önceliği skor katkısı değil atak devamlılığı sağlamak. Bu yüzden bu tarz görece hızlı, önde basmayı seven bir oyuncu aldı.

Bir sezonda iki bek'i değiştirmek çok kolay değil. Beck'i kesecek oyuncunun baya kariyerli olması gerekiyor. Bence Beck gelecek sezon da takımın birinci sağ beki Beck olacak. (Ne çok Bek dedim ben)

planck dedi ki...

caner derbinin 18ine alınmamış ama: https://twitter.com/OptaCan/status/720263346105266176

şu maçta oynamayacak kadar arızalı olan adam buraya da gelmesin ya..

QuaresmA dedi ki...

Tam tersine Caner'in kadro dışı kalması bir fırsat olabilir. "Beşiktaşlı duruşu" dediğimiz şey ne yazık ki son yıllarda hakkımız defalarca elimizden çalınırken oturup izlemek veya en ufak şeyler yüzünden insanları silip elimize birşey geçmeden sadece kayıplar elde etmeye doğru evrildi.

Ama oyunun kuralı böyle değil. Biraz daha oportünist ve pragmatik bakış açısına ihtiyacımız var. Fikret Orman'ın en sevdiğim yönü de bu özellikleri zaten. Hadi bakalım başkan; eline Caner'i şikecilerin elinden kapıp onları rezil etme fırsatı geçti.

Umit dedi ki...

@Coolio. Seyircinin bu maçtaki hali bence Türkiye'nin her yerinden açılışa gelmiş olmalarından kaynaklanıyor. Tamamen maça ve oyuna odaklanan bir seyirci vardı stadyumda. Hatta olay o kadar ileri gitti ki, sağımda solumda önümde arkamda bulunan amcalar çocuklar gençler yaşlılar vs birbirlerini tanımasalar bile maç sürerken analizlerini paylaşıp görüşlerini ortaya döktüler. Islık olayının, Beşiktaşlı oyuncuların her eforlarında alkışlanmasının ve maçın gidişatına göre ateşleyici tezahürat yapılmasının yegane nedeni buydu. Bundan sonra klasik taraftar kitlesinin daha fazla olacağını varsayarak şarkı-marş kısmının artacağını ancak -maalesef- oyuna etki eden bu tür diğer işlerin azalacağını tahmin ediyorum. Gerçi bir ara bir tribün marşlara başladı ve Bursa ataktaydı. Stadın büyük kısmı buna uymayıp ıslığa başladı. Bu şekilde marş söylemeye başlayanlar da ıslığa katıldı. Dilerim bu bir örnek olur ve bahsettiğin gibi her zaman maça odaklanılır. Marştır şarkıdır bunların yeri ve zamanı belli.

cochise dedi ki...

Caner ve Beşiktaş her açıdan anlamsız;

1) Caner muhtemelen zaten avrupa'dan bir takımla anlaşmıştır.
2) Caner gibi havalı adam Beşiktaş gibi görece aklıbaşında camiayı takımı benimsemez
3) Caner baya baya arıza adam. Her türlü sorun potansiyeline sahp. Anca Ersun Yanal dönemindeki gibi oynayacak da çekilecek. Bizim gibi takım olma üzerinden ilerleyen takım için çok riskli.
4) Hadi herşey bi kenara; geldi diyelim. Fener'de gördüğü hakem toleransını bizde göremez ve iyice çıldırır. 5 maça bir kırmızı görür..

2 yıl önce Hasan Ali gündemdeyken (çok da ciddi gündemde değildi de lafı geçiyordu) ah keşke diyordum ama millet Fenerin yedeği geyiği yapıyordu. Bugün o Hasan Ali'yi kesemiyor Caner. topal-gökhan tamam ama canere hayır.


kokocambo dedi ki...

@coolio

stad-taraftar bağlaMındaki güzel görüşlerine katılıyorum. gonul konusunda şunu söyleyebiliriz; şenerin gelişiyle artık vazgeçilmez değil, yaşı da var. bir iki sene yararlanabilirsek geçici olarak kafi. hatta o arada beck'i yollayıp gökhan kalitesine de yukseltilebilir. eldeki serdar seçeneğinden yeğdir her türlü yedek olacak beckin oynaması.

@q17

hocam bu teklifle gidersen, şampiyonlukları, avrupayı unut. oğuzhanı satmak, takımın aklını satmaktır. arsenal muhtemelen şezni'yi geri alacak. illa gideceksek bonservisle gidelim. ama orada ozinin turnuva performansına gore de karşı koyamayabileceğimiz bir şey olabilir. ingilizler yazıyorsa, vardır bir alameti.

roma, salihi almayacak gibi. bu durumda mehmet topal'ın oluru daha fazla.

Umit dedi ki...

"Dünya Derbisi" değil mi. Allah'ın sopası gerçekten yok.

Umit dedi ki...

https://www.youtube.com/watch?v=W7GfW_NWZNA

YSY dedi ki...

@Coolio

Evet tezahürat ile ilgili yorumlarına katılıyorum. Bende aynısını düşündüm sahadakilerin çoğu yabancı bunların hiçbirisi anlamaz diye. Ayrıca hangi dakika hangi tezahüratın yapılması konusunda da sıkıntılarımız var. Mesela maç 3-2 ye gelmeden önce yapılan tezahürat oyuncularında konsantrasyonunu bozdu.

Şu demode romantik türkülü tezahüratları bırakmak ne zaman nasip olacak bakalım.

YSY dedi ki...

Bu arada çok temkinli olmamız lazım. Geçen senede 29. hafta trabzonu yendik liderdik sonrası malum. Aman diyeyim.

Biz hala ikinciyiz lideri kovalıyoruz kardeşim

Umit dedi ki...

30. Hafta puan farkı 8 olur. Cenabet değilim rahat olun :)

Unknown dedi ki...

Coolio'nun dediklerine aynen katılıyorum.

İkinci golü yediğimiz andaki tezahürat şuydu:

https://www.youtube.com/watch?v=_fZbgwDUYoQ&ab_channel=FatihSelimElma

dale cavase.

golden birkaç dakika önce başlamıştı, golle birlikte bitti. umarım temelli bitmiştir artık!

Bizim taraftarın kendi kendini tatmin ettiği, anlamsız, saçma, hiç bir değeri olmayan kusura bakmayın ama "geri zekalıca" bir tezahürat! goy goy'dan daha fazlası değil. küçük takım taraftarının yapacağı işler bunlar, eğer şampiyonluğu alacaksak sahadakiler kadar tribündekilerin de oyunun içinde olması lazım. karşılıklı el kol sallama ile, bir tribünden diğerine sırtını dönerek zıplama ile sahadakilere hiç bir yardımın olmuyor! bırakın artık şu küçük takım işlerini! vazgeçin allah aşkına...

kartal gol gol gol bile şu tezahüratın 5 gömlek üstünde..

BJK4EVER dedi ki...

Serdar, Ismail ve Tolga'nin akibeti bu bolgedeki transfer dusuncesiyle paralel. Ilk 11'e sagbek ve solbek dusunuyorsak kesinlikle sozlesme yenilenmemeli. Tosic net Ismail'den daha iyi yedek; hem stoper oynayabilmesi itibariyle hem tecrube itibariyle. Ismail cok daha hataya meyilli bir oyuncu. Bu seneki cikisina saygim var, ama 1 full sezon oynadiktan sonra hala taraftarin tamami solbek istiyorsa olmamistir maalesef. Ki kendisi icin 1.5 milyon euro istiyor vs diye haberler var; tam bir 2. Pektemek olur. Tore-Oguzhan baninda para alacak hicbirsey yapmadi kendisi. Gule gule denmeli.
Serdar keza oyle. Beck'in yerine daha iyisi alinacaksa kesinlikle gitmeli, kadroyu sisirmeye gerek yok. Ama iyi bir sagbek alacak butce olmayacaksa yedek olarak 1 sene daha kalabilir, makul bir ucret karsiliginda.
Tolga'yla yollar ayrilmali, net. Ciddi bir para aliyor ve 11 oyuncusu guvenini hicbir zaman veremedi. Yedek icin fazla luks, kesinlikle sozlesme yenilenmemeli ve kale Boyko'nun olmali seneye.
Fener'in 3'lusunun tamami kalite anlaminda yararli olur, ama bizim maas butcesi malum. Bu maas standardini tutturmak kolay olmadi, bu kadar kolay da bozmamak gerekir. Geleceklerse 1.6-1.7 bandinda buyursun gelsinler, yoksa harbiden almayalim. Ama 3'unden 2'sini alabilme imkanimiz olsa net deprem yaratiriz, olay olur. FB'nin en buyuk avantaji zaten son 3-4 yildir tecrubeli kaliteli cekirdek yerli kadrosu ve bekleri. Bu avantaji sokup almis oluruz, ki CL icin net olarak tecrube+kaliteye ihtiyac var arkada. Hatta Gomez'le birlikte 2 bek+stoper ile transfer kapanabilir bile. Birde bulursak Atiba'ya ayni tipte bir alternatif.

Unknown dedi ki...

Sezonu bitirip kadroyu dizmeye başlamışsınız. Bence hiç gerek yok. Bu takım daha finali oynamadı, biraz daha bekleyelim. Stadyumu falan konuşalım. :)

Ben, genel kanının aksine sürekli ıslık yapılmasını doğru bulmuyorum. Maçın başlamasından itibaren rakip her atak yaptığında veya topu ayağına her aldığında ıslık çalmak bir süre sonra rakibin o ıslığa duyarsızlaşmasını sağlayabilir. Bana göre, maçın skoruna göre önemli dakikalarda (özellikle ikinci yarı) ıslık olayını sağır edercesine abartmalıyız.

Aynı durum aleyhimize verilen ve lehimize verilmeyen pozisyonlar için de geçerli. Yani pozisyonu izlemeden gürültü yapmamalıyız. Açıkçası rakibe faul yaptıysak veya oyuncumuza yapılan faul değilse hakemin kararına saygı duymalıyız. Ben körü körüne, haklı veya haksız her pozisyonda ıslık çalınmasını rahatsız edici buluyorum. Islık olayını özellikle rakibe kart aldırmada çok iyi kullanmalıyız. Yıllardır bundan yoksun oynuyoruz.

Bu söylediklerimin dışında kalan zamanlarda ise ateşleyici/agresif tezahüratlar yapmalıyız. Bu stadyumda pek mümkün olmayacak gibi ama bir tribünün alt-üst karşılıklı yaptığı tezahüratlar buna en iyi örnek olabilir. Tribünler çok yakın olduğu için belki Kapalı-Yeni Açık böyle bir şey deneyebilir.

Yeni sezonun açılış maçında, şampiyon da olursak, bayraklar ve pankartlar ile çok güzel bir tribün şovu bekliyorum. Asıl açılış o zaman olacak.

(Yukarıdan büyük pankartların indiği, karton kaldırmalı koreografilere bulaşmayalım. Bizim tribün kültüründe o tip görsel şovlar yok.)

CDiS dedi ki...

Dünkü GS-FB maçı ile birlikte şampiyonluk şansımız %80 'lere geldi. Sivas ve Akhisar deplasmanlarından 6 puan alırsak artık bayrakları çıkartabilirsiniz. Minimum 4 puan bile büyük avantajı beraberinde getirir.
GS maçımızdan korkuyordum, karşımızda bu veya buna yakın bir GS olursa biz rahat yeneriz. Üstelik ligin sonuna doğru motivasyonları daha bir düşecektir. Ayrıca, son 4 yılda 3 şampiyonluk kazanmış bir takımı bu hale getirmek de büyük bir başarıdır, onu da söylemeden geçemeyeceğim..
Avantajlıyız ama daha şampiyon olmadık, futbol tarihi son 3-4 haftada verilen şampiyonlukları çok yazmıştır. Sakin, temkinli ve hırslı olmalıyız. Kalan 6 maçımızda soğukkanlı ve diri kalırsak mutlu sona ulaşırız.

kokocambo dedi ki...

cdis'in dediği gibi iki deplasman 4p ve içerideki iki maçtan 6 puanı cebe koymalıyız. sivas akhisar maçları, takımların hedefleri açısından tehlikeli olabilecek maçlar, muhakkak asılacaklar. osmanlı maçını atmosferle çözeriz bence, keza kayseri de düşmesi durumunda atmosferle beraber çok rahat üstesinden geliriz. kesinleşmese bile, o coşkuyu arkamıza aldığımızda dayanabilecek bir takım değil.

Laylaylay olayının tribünde bitmesi değil ama azalması ve tadında yapılması taraftarıyım. dikkat ettiyseniz, maç başlarında acımasızca saldırırken sosa inanılmaz bir coşku içindeydi suratındaki gülümseme ve coşkusuna bayıldım. İnşallah, stadın rutini olur bu.

turkkant dedi ki...

Bizim açımızdan daha çok yol var. Konsantrasyonu bir an kaybetmemek gerek. Fener iyi değil, ama 2 maç dışındaki maçlarını bir şekilde kavga dövüş rahat kazanacak güçleri var.

6 maçımız var: 2si düşme potasında (Sivas-Kayseri), biri Akhisar deplasmanı ilk yarı yenildiğimiz, geçen sene yine puan kaybettiğimiz bir takım, gayet zor maç. Osmanlı içeride çok zor maç, bizim oyun tarzımıza çok ters gelebilecek bir takım. İki kontra bir anda 0-2 geriye düşersin, o derece tehlikeli, bence en zor maçımız. Konya son haftaya kalırsa zaten zor geçer, GS 6 maç içindeki belki de tek kolay maçımız. GS asılmaz, biz konsantre olur, bir şekilde kazanırız.

Yani bu seriden 1 galibiyet 1 yenilgi almak hiç azımsanacak bir ihtimal değil. O yüzden Sivas çok kritik... Akhisar maçına beraberlik cepte gitmek lazım.

Fener'in maçlarında ise Başakşehir ve Trabzon harici maçlar çok zor değil. Bir şekilde geçerler. Trabzon en zor maçları olur, Başakşehir ise Emre Belezoğlu, Bekir filan? Yani Emre filan asılmaz o maça... 2 maç geriden girerlerse puan kaybedebilirler, ama yarış kafa kafaya olursa yine kazanırlar gibi.

Unknown dedi ki...

Katılıyorum yazdıklarına..trabzon en zor maçları ama bana göre sonra ki en zoru gençlerbirliği.başakşehir maçı konya nın performansına bağlı..3.lük iddiası olursa maça çok asılırlar aksi takdirde dediğin olur..
Bize dönecek olursak sivas/akhisar ikilisinden 6 puan çıkarırsak işi koparırız.aksi taktirde son düdüğe kadar mücadele devam eder..umarım son haftaya kalmadan şampiyon kim olursa olsun ki o stresi yaşamayalım!!
Ama gerçek şu ki kalan 6 hafta bjk tarihinin ve taraftarın gelecek 10 yılını belirleyecek kadar önemli.
Umarım bir delilik yapmaz,bizi delirtmezler.

planck dedi ki...

şampiyonluk oranımız 1.10 olarak güncellenmiş. bence şu an için erken bir tahmin, çok yüksek bir oran. ama tabi fbnin takım içinde dönen caner harici başka olayları varsa ve artık olmaz gözüyle bakıyorlarsa durum başka. fener bu hafta da puan kaybederse ve biz kazanırsak o zaman anca 1.10 verirdim ben.

Emrah dedi ki...

Beşiktaş şampiyonluğu garantiledi gibi bir hava yaratıldı ama bence de çok zor maçlar bizi bekliyor.

Umit dedi ki...

İnsanda biraz vicdan olur. Bursa maçındaki ilk golde yapılan paslaşmaları ligimizin hangi maçında gördünüz ey memleketimin fitbolunun medyasar Sarumanları. Muhteşem. Lem Q17 hızlı tek pas yaptı ya lem. Gözlerim doldu resmen.

Yorum Gönder

Ara