.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

6 Aralık 2015 Pazar

Karne: Kayserispor 1 - 2 Beşiktaş


Goller: Mario Gomez (12'), Jose Sosa (41')
En iyi üç: Jose Sosa, Atiba Hutchinson, Mario Gomez
En kötü üç: Mustafa Pektemek, İsmail Köybaşı, Gökhan Töre

Karne:

Şenol Güneş5.8
Beşiktaş5.5
Kayserispor5.7
Bülent Yıldırım5.0


Tolga Zengin6.2
Dusko Tosic5.1
Luiz Rhodolfo6.1
İsmail Köybaşı4.3
Andreas Beck6.0
Necip Uysal6.2
Atiba Hutchinson6.7
Jose Sosa7.9
Olcay Şahan (84')5.0
Gökhan Töre (63')4.5
Mario Gomez (71')6.6


Kerim Frei (63')5.0
Cenk Tosun (71')4.7
Mustafa Pektemek (84')4.1


Takım Ortalaması5.6

Anket: 68 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.


37 Yorum:

Emrah dedi ki...

Takımda garip bir ciddiyetsizlik vardı. Maçta en çok sinirlendiğim anlar Gomez'in Sosa'ya attığı saçma pas (Sosa da iki adım geride kalıp pas opsiyonu yaratabilirdi), Kerim Frei'ın 30 dakika oynamasına rağmen adam kovalamaması ve gole gideceğimize vakit geçirmemizdi. İsmail'in bozduğu ofsayta artık alıştığım için çok kızmadım:) Necip'i beğendim. Sezon başında rakipler kaleye bile gelemiyordu. Bu maçta adamlar geldikçe geldi. Beşlik maç diyenlere katılmıyorum. Çok kötüydük. Bu kötü halimizle bile GSden iyiyiz. Haftaya Oğuzhan'ın da katılımıyla yenmemiz lazım. Ersan da yetişirse süper olur.

QuaresmA dedi ki...

Nasıl ki Şifo-Ayhan, Tümer-Sergen yan yana oynamazsa Oğuzhan-Sosa da yan yana oynamaz. İkisini de severim ama oyun tarzları birbirine çok yakın olduğundan birbirlerinin bölgelerini kapatıyorlar (basketboldaki spacing eksikliği gibi), bu yüzden de ortada Sosa-Oğuzhan olduğunda 2+2=4 etmiyor, 3 ediyor.

Sosa-Oğuzhan'ın birlikte oynayabilmesi için birinin kanada geçmesi ve oyun kapalıyken wide midfielder, oyun açıldığındaysa ise klasik kanat gibi oynaması lazım. Bence Oğuzhan-Sosa sadece şu formasyonla verimli bir uyumluluk gösterebilirler:

Kaleci
Beck - Rodolfo - Tosiç - Ramon
Sosa - Atiba -- Ozzy - Quaresma
------------ Olcay -----------
------------ Gomez -----------

Beşiktaş'ın sorunu 4-5 senedir aynı takım bir kere pick yaptıktan sonra aynı performansa sezonun geri kalanında bir daha hiç ulaşamıyor.

Taraftarın ümitsizliği , biliçaltındaki bu farkındalıktan geliyor. Beşiktaş'ın en iyi olduğu zamanlar geldi ve geçti , bir daha aynı oyunu göremeyeceğiz hissiyatından çıkmak artık alışkanlık haline gelmiş bir dögüyü kırmak mümkün değilmiş gibi görünüyor.

Aslında bunun temel bir sebebi vardı. Beşiktaş istikrarlı skor üretemiyor , ön alan baskısına uzun topla isabetli çıkmakta çok zorlanıyor bunun sonucunda orta sahada git gele bağlana maçların sonunu getiremiyordu. Bu sorun golcülerin 2 senedir upgrade edilmesiyle kısmen çözüldü ama hala istikrarlı skor katkısı alabildiğimiz oyuncu sayısı çok az . Bu bağlamda kanat oyuncularımızın da alana koşan değil ayağa isteyen oyuncular olması , Gökhan dışında sırtı dönük top tutabilen oyuncumuzun olmaması ve yetenekli olarak görülse de aslen pas oyunu değil direkt oyuna yatkın bir takım olmamız , dirençli ve sıkı kapanan takımları bize karşı olduklarından iyi gösteriyor .

Beşiktaş'ın çok umutlu olduğu bu çekirdek , şampiyonluk adayı olmadığı her hangi bir yerde büyük iş yapardı . Kendisine karşı kora kor çıkan her takımı kontrol altına alabilecek bir yapı neredeyse. Aynı dün ikinci yarı başladığında kendini Beşiktaş ile bir görüp biz bu maçı alırız pozuna girdikten sonra kalesinde 4-5 net pozisyon gören Kayseri gibi. Ha biz bu golleri atamayıp bu dandik takımları maç içinde tutuyoruz o bizim temel sorunumuz zaten.

Sezon başında Gürcan'ın kim kaç gol atar temalı bir yazısı vardı. Kağıt üzerinde Beşiktaş daha çok gol atıyor belki ama aldığı riskin karşılığı bu değil . Rakibi cezalandıramadığımız sürece dünkü Biseswar şutunun gol olan versiyonları bizi cezalandırır .

BurkayJK dedi ki...

Fenerbahçe berabere kaldı ve bir puan farkla yeniden lideriz. (Ben aynı puana geldik sanıyordum)

Galatasaray'ı yenemezsek o stadın lanet atmosferinden dolayı yenemeyiz gibime geliyor. Pazartesi günü orada havalar çok soğuk iken 20 bin kişi olursa iyi. Yazık. Keşke Başakşehir'de oynama şansımız olsaydı.

sports guy dedi ki...

Aziz yildirim konusmalarini izlemeyeni cok sey kacirdigini soyleyebilirim, kesin duser nete zaten izleyin derim :)

Adsız dedi ki...

@sports guy

hakemler hakkında hiç konuşmayanlar konuştuğuna göre ilginç olur diyecek olsam da "nedense" hiç öyle gelmedi.

Adsız dedi ki...

bak hele sosyal medyaya. onlar daha farklısını konuşuyomuş bi de:

http://www.cnnturk.com/spor/futbol/sosyal-medya-mehmet-topali-konusuyor

Adsız dedi ki...

Antep'in kazandığı penaltıda aslen takımının emeğinin içine eden bir Diego var pozisyonda. Ceza alanı içinde en az 4, muhtemelen 5 oyuncun daha var ve rakibin topu düzgün şekilde alıp alamayacağı bile belli değil, alsa bile vuruş açısını bulabileceği belli değil, bulsa bile söylediğim gibi 2 stoper dahil ceza sahası içinde yeterince hamle oyuncun var. Nedir bu göğe yükseliyorum tadındaki kollar. Düşünün, bizim maçta İsmail'in yaptığı hatadan daha vahim olanı. Bu ne lem. Üzülmedim tabii ama objektif bakınca gerçekten anlaşılmaz yaşanır.

sports guy dedi ki...

Antep denen takimin bu ligde olmasi ptt takimlarina agir hakaret zaten. Fener bugun 8 kisi kalsa oyun ustunlugunu birakmazdi, net.

Topal'in hakem korumasi da Beloz seviyesine dogru geliyor yavas yavas, ama "efendi" oldugu icin gundemden kaciyor inatla.

Su macta fenerin puan kaybi mucize, haftaya beraberlik kontenjani acti resmen bize. Hos, Denizli'nin bizdeki derbi performansi da cok efsane degildi. Gidip sneijder'i on libero oynatmaya falan calisabilir, ya da sene boyu hic kullanilmamis adami joker niyetine sahaya surebilir. Denizli "bize uymaya" calisirsa aliriz bence maci.

Takimdaki psikolojik kirilganlik beni endiselendirmiyor degil ama..

Su lizbon maci bi gecse de, onumuze baksak.

Adsız dedi ki...

Denizli hakkındaki en dikkat çekici yorumu bir Beşiktaş sitesinde okudum, gelir gelmez röportajlarıyla algı işlerine girdi denilmiş. Sahaya yansıtabilir mi göreceğiz.

FB'nin kaybı bana mucize gelmedi açıkçası. Hocalarının oynatmaya çalıştığı formasyon hakkında henüz 3. haftada anlayamadım demiştim ve o zamandan bu yana da pek bir şey değişmedi. Aslında bu şekilde şöyle bir olay var: her maçı kazanabilirler; her maçı da, bırakın beraberliği, kaybedebilirler de. Çünkü sahada ne genel bir sistem ne de oyuncuya göre bir uygulama yok. İkincisini anlamak kolay, yok o mu şu mu yok bu benim eski öğrencim vs. Ama Porto seviyesinden sonra ilki çok garip.

Bu arada Antep-FB maçının hakemi sanırım Cüneytvari bir iş yapıp hamlenin tam yerine gelmemesine karşın niyete göre kırmızıyı basmış. Öncelikle: doğru karar. Devamında: her maç bunları yapabilirlerse daha yerinde olur. Böylelikle kimsenin bir diyeceği kalmaz. Misal bu maçta bir pozisyonda Kjaer müdahale yaparken koluyla Muhammet'e bastı, o da bir müddet yattı yerde. Premier Lig'de asla faul vermezler ama Bundesliga'da veriyorlar. Derdimiz onun faul görmemesi değil Gomez yaptığında bırakın faulü bir de sarı yemesi. Tutarlı olun canımızı yiyin.

Gerçi dokan-dep şeklindeki defansif hamleler dışında bize has bir ülke futbol ekolümüz yok ki hakemler de buna göre şekillensin, o da ayrı konu.

sports guy dedi ki...

Denizli'nin en buyuk olayi butun elestiri ve ovguleri kendinde toplamasidir. Oyuncu ustundeki baskiyi cok guzel alir. Atletico macina cikmamasinin da tek sebebinin o oldugunu dusunuyorum. Kadro o kadar elestiriliyordu galatasaray'da, simdi tek konusulan denizli oldu. Bu aralar da cikar bi "30. Hafta lig sekillenir" tarzi bi aciklama yapar, kamuoyuna unutturur umut bulut'u sabri'yi falan. Adam o isleri iyi biliyor.

Fener'in puan kaybinin mucize olmasinin sebebi Fener degil, antep. 10 kisiye karsi iki pas yapamadan mac tamamladi adamlar ya, saka gibi. Su macta karsisinda bi kasimpasa, bi akhisar olsa fener'in, en az 3 yerdi kirmizi sonrasi.

Adsız dedi ki...

Aynen o şekilde 27. haftayı bekleyin açıklamasını örnek göstererek bunu söylemişler bahsettiğim postta zaten :)

Bana göre bu işler 2015'te pek tutmaz, ama tutar belki de bilinmez. Zira oyuncunun üzerindeki baskıyı alma meselesi şu anki GS için tam anahtar-kilit olayı.

Bakalım görelim.

YSY dedi ki...

En sonunda birisi demiş ya. Şu sosa yı kanata atsak daha iyi olacak ama bir Allahın kuluda denemedi şu adamı orada ya.

Beni ürküten şey ise yıllardır girdiğimiz tutukluk psikolojisi. Takım bir kere tutuk oynamaya başladı mı bir daha o havadan çıkamıyor. Geçen sene takıma katılan 30 yaş ve üstü sosa ve demba ba dan bunu kırmaları konusunda farklılık beklemiştim ama maalesef ikisinden de cacık olmadı. İnşallah gomez bir fark ortaya koyar

Armagan dedi ki...

Önce sneijder'in küfürü,sonra fb'ye verilmeyen kartlar... sorsan beşiktaş'ı kolluyorlar.

EC dedi ki...

Turkiye de futbol bir kordogusu.. Taktik, plan yok.. Rakibe -hakemin goremedigi muddetce- sert gir, topu kaleden uzak tut, skor lehine ise vakit cal, yere yat, agla , sizla.. Sahaya bizdeki kadar 2.ci top atilan ulke de yoktur herhalde.

Futbol oynanmali ama hakemler, oynanmamasi ve topun kontrolunun surekli kendilerinde olmasi icin ufleyip duruyorlar..

Sinir harbi kisacasi.. Hakemle, rakiple bazen kendi takim arkadasinla..

Besiktas a gelirsek; Tolga nin cabuk ( genelde pek yapmaz, 2 dk surat burusturur, saga sola bakar ve orta sahayi geciremedigi bir vurus yapar ) el ile baslatmasi, guzel bir asist oncesi pas oldu. Daha sik denemeli bunlari ( Sosa ya Oguzhan a Quaresma ya ve Gokhan a) surekli apartta bekleyen oyuncularimiz var..

Defans da herkes birseyler yapmaya calisirken Ismail in vurdumduymazligi ( Aynisi Kerim de de vardi, bazen Gokhan da yapar ) cildirtirtmakta tum Besiktas lilari..bir de sanki takim ondeymiscesine, hizla ciktigimiz bir iki atakta ileri dogru suruklemek yerine, topa basip geri donusler yapti ki, takimin silahi hizla ileri gitmek o ise set e donusturuyor. Ben olsam onu 18 e bile almam..

Kerim de son dakikalara dogru aynisi yapti 4 e 2 yakaladigimiz pozisyonda, gidip 3'u atmak yerine, tac cizgisinin oraya saklandi ve devaminda da o Biseswar sutu geldi.

Takim ilk yarida 1-2 kez, 2.ci yarida da 3 kez karsi karsiya kaldi kaleciyle.. Atamadik.. Atsaydik 5 lik bir mactan bahsediyor olacaktik.. Kendimiz sikintiya soktuk.

Hakemler etkilemezse, Galatasaray i yeneriz. Sporting maci ne olur bilmiyorum ve o kadar da umurumda degil, bence Iskender Bey Lokomotiv e celme takabilir..

Akhisar maci yazisinin altina yazdim, o macta Gome gol kacirdi diye, 4.2 alirken, Ismail 2 gol yediren defans da nasil oluyorsa 4.5 a mu 4.7 mi ne almis! O macta ne olursa olsun defans ve kaleci golu yedi, 14 sut cektik atamadik.. En azindan yenilmemeliydik kendi sahamizda.. Ilk golu atan Guray Ismaili paspas yapti defansif Ahmet Cebe ile beraber ve buraya yazanlar bunu goremeyip Gomez e ceza kesiyorlar! Anlayamiyorum..

Neyse birakalim renkliler birbirine girsin ama, aklima kotu seyler geliyor.. Bizim ulke de arka planda birseyler olacaksa, birileri dugmeye basar ve suni gundem yaratir FBvsGS hikayelerinde oldugu gibi..

Bolgemiz 3.cu dunya savasi gosterisi icin hazirlaniyor , 7-8 ulkenin savas gemileri bolgede, orta dogu da haritalar degisecek gibi ve dilerim biz, bir butun olarak cikariz bu 3.cu Dunya Savasi / Silah Fuarindan..
Bu hafta Ekonomiye dikkat cekiyorlar..

Sonumuz hayirli olsun..

sports guy dedi ki...

@EC

Hocam sen yazinca aklima geldi, bizim ligde de BPL'deki gibi tek top usulu oynansa futbol neler olurdu acaba :)

Taraftar kesin topu calip vermez geri, hele bi de derbi falan olsa takim ondeyken, neler olur neler

Ozan Nazım dedi ki...

Bu arada Akhisar maçının anket sonuçlarına yeni baktım, beşiktaş 5,6 almış tüm kadroda bu ortalamayı geçebilen sadece 3 oyuncu var onların da en iyisi 6 düzeyinde not almış . Bu durumda beşiktaş nasıl oldu da 5,6 aldı anlayabileniniz var mı? Hepsi çok kötüydü ama takım halinde kötü olunca ortaya bir iyilik mi çıktı? (5,6 'Nın bir çok oyuncunun ortalaması olan 4,3'lerden daha iyi olduğunu görerek iyi diye nitelendiriyorum)
Hence bu anketleri doldururken taraftar olarak biz de şapkamızı önümüze alıp düşünmeliyiz, saçmalıyıruz da demek istemiyorum ama sonuçların saçma olduğu aşikar.

Alper dedi ki...

bu hafta en iyi üçün biri kayseri diğeri hakem olur. Şenol hocayı da sorgulamaya başladım. arkadaş insan hiç mi yeni bir şey denemez yaw.

yilmaz dedi ki...

@sports guy antep ile ilgili yorumlarına misliyle katılıyorum. Bu takımın bu ligde puan alabiliyor olmasından daha ilginç olan bu takımın halen bu ligde oynayabiliyor olması. Üstelik de senelerdir -bildiğim kadarıyla- düşme korkusu bile yaşamıyorlar.

Yalnız Orkan denen gencoyu çok beğendim. İşte bana bunlarla gelin. Kişşke bizim olsa :p

Unknown dedi ki...

Türkiye Kupası'nda grubumuz belli oldu:

C Grubu
Beşiktaş
Karabükspor
1461 Trabzon
Sivas Belediyespor

Grup sistemi çok gereksiz ve yorucu ama bir yandan da Türkiye Kupası'na tutunmalıyız. Fikstürden Avrupa Ligi çıkarsa hem lig hem kupada rahat ilerleyebiliriz. Lige erken havlu atmamız veya şampiyonluğu kaçırmamız halinde kupa bizim için teselli ikramiyesi olacak. Eskiden ligde şampiyon olamasak bile Türkiye Kupası alırdık, az çok sevinirdik. Kupa sonuçta anasını satayım.

Coolio dedi ki...

@Burkay
o dediklerin eskidendi. artık hiç bir önemi olmayan bir teneke. Tam tersine pedro franco, eslem, pektemek, motta gibi adamların oynayacağı ve kendilerini hazır tutacakları bir fırsat. Geçen sene Bilic o hatayı yaptı zaten. Yorgun Atiba, Velilerle çıktı kupa maçlarına ve daha da yordu adamları..

Coolio dedi ki...

Haa sen yedek kadromuzla asılalım, alalım kupayı diyorsan o başka. ona katılırım.

dominic molise dedi ki...

sporting farkli yener, lokomotiv berabere.
iskendey bey macinda kacirdigimiz golleri arar, tam besiktas'a yakisan sekilde eleniriz.
bay,

QuaresmA dedi ki...

Kupada yarı finale kadar yedeklerle oynayıp, yarı final ve finali aslarla oynamak uygun. Hatta yarı final ve final de yedeklerle oynanabilir, çünkü sonuçta takımı yedekler ilerlettiği için finali oynamak da onların hakkı denebilir.

Sporting maçını kazanma ihtimalimiz çok çok düşük, beraberlik bile zor. Pozisyonları gole çevirme oranımız son haftalardaki gibi olursa yenilgi kaçınılmaz, şanslı ve becerikli olursak gollü beraberlik mümkün. Tahminim Sporting 1.5 üstü olur.

YSY dedi ki...

Ya şu sporting maçında atiba yedek çıksa çok iyi olacak. Adam dili dışarda geziyor. Haftasonu oynayacağımız gs maçı çok daha önemli. Veli yok mu henüz ?

Adsız dedi ki...

@YSY

Tolgay döndükten sonra Töre'nin bu hali devam ederse Sosa kanatta değerlendirilir diye tahmin ediyorum. Zaten Atletico'nun La Liga şampiyonluğunda aldığı sürelerde bu bölgede oynamıştı. Atiba işi ise kesinlikte düşünülmeli. Son maçta yorgunluk belirtileri barizdi. Ancak Veli konusunda pek umut yok gibi:

http://www.fanatik.com.tr/2015/11/11/veli-kavlak-takimla-calisti-631833

Yapılacak en iyi iş Sporting maçına Necip'le birlikte çıkması. Önlerinde Oğuzhan, Sosa hamle oyuncusu olarak girer ve hamle bakımından iyi de olur.

@yilmaz

Orkan benim de tikatimi çekmişti. Wolfsburg altyapılı. Antep 50bin avro ödeyip almış. Türkiye U takımlarında oynamışlığı da var. Bu kadar başarılı ve az maliyetli gurbetçi transferi bizzat kendi kulübümüzde kabak gibi dururken Beşiktaş transfer işleri ne yapar artık bilinmez.

@Ozan Nazım

Anket işleri her daim subjektiftir. Bu nedenle şahsen kimsenin "benim adamım" demediği isimlerin aldıkları puanlara bakıyorum, daha objektif sonuçlar çıkıyor.

@Esat Armağan Kaymaz

FB maçının önemli bir kısmını izledim. Topal ve Gönül başta olmak üzere asıl sertliği yapan taraf FB oldu. Misal, ilk yarıda Topal'a verilmeyen sarı diyorlar ama aynı pozisyonu yani balet ayağı halini 2. yarıda da yaptı. Gönül'ün rakibin dizine yaptığı bir hamle var ki evlere şenlik. Bu işler hep vardı yine olacak. Biz kendi işimizi becersek keşke.

Unknown dedi ki...

Kalecinin oyunu başlatma şeklinin ne kadar önemli olduğunu attığımız ilk golde gördük. Ancak Tolga bunu sürekli yapabilen bir kaleci değil, hiç bir zamanda olmadı zaten orası ayrı konu. Neyse, artık klasikleşmiş şekilde Tolga'nın degajlarının oyun içerisindeki sakıncasını görmeye devam ediyoruz ve ne yazık ki bu problemi çözemiyoruz. Çözemediğimiz gibi rakipler bu zaafımızdan da faydalanmaya başladılar. Kayserispor sahaya neredeyse 4 stoper ile çıkmıştı. Stoperlerinin önünde kesici meziyetleri fena olmayan iri kıyım defansif ortasahaları yerleştirerek, Tolga'nın bütün "degajcık"larını topladılar. Olimpiyatın esintili havasını geçtim, normal şartlar altında bile ortasahayı zaten zor bulan, zayıf kaleci vuruşları Kayseri orta sahası tarafından toplandıktan sonra kalemize 21 şut olarak geri döndü! Esasında denklem basit; geriye iyi yerleş, beyaz formalı arkadaşlara yakın oyna, Tolga'nın topu oyuna ayağıyla sokmasını sağla, gelen topu kap, eğer ayağı düzgün bir adamın varsa topu ona teslim et, hızlı çık, şut çek. Bu sistem bizim bug'umuz oldu gibi (geçen sezonlarda da bu sorun vardı).

Sezon başından beri Ersan'a yönelik en büyük eleştirilerden biri de geriden şişirdiği uzun amaçsız toplardı. Gerçekten de Ersan bazen gerekli gereksiz bir çok topu "Toraman"vari şekilde ileri şişirdi ve itiraf ediyorum, sezonun geri kalan kısmında ekran başından birçok sefer kendisine bende yağdırmıştım. Halbuki o şişirme vuruşlar ne değerliymiş!

"Tolga'nın degajlarında yer çekiminin etkisinin olduğundan daha fazla hissedilmesi" ve "Ersan'ın dünya yörüngesine yerli uyduyu oturtma çabaları" olguları birlikte değerlendirilmelidir. Zira sistem açığı olarak nitelendirdiğimiz benzer sorunları, özellikle Ersan'ın oynamadığı, Akhisar ve Kasımpaşa maçlarında daha fazla hissettiğimizi görüyoruz. Eğer karşımızdaki takım ortasahada iyi kesicilere sahip değilse, topu ileride tutma ve daha ileride yerleşebilme konularında sorun yaşamıyoruz. Ancak çıkarken kaptırdığımız toplar, ne yazık ki kalemize fast-break olarak geri dönüyor ve Tolga da ne yazık ki bu konuda baş rolü oynuyor. Uzun vurmaya çalıştığı topları alarak geriden oyuna sokacak bek veya stoperlerimiz yok. O zaman ortasaha oyuncularımızın stoperlerin arasına kadar girerek topu oyuna sokmada defansa yardım etmesi gerekiyor. Bu halde de skor yapma anlamında sorun yaşıyoruz.

Devrenin sonu yaklaşırken sorun içeriden çözülebilir mi tartışılır. Tolga'nın vitaminsiz vuruşlarını düzeltemeyeceğimize göre, Oğuzhan'dan oyunu başlatması amacıyla faydalanabiliriz, hatta zaman zaman faydalanıyoruz da, hatta Sosa da zaman zaman bu manada sorumluluk almaya çalışıyor veya kendisine verilen görevi yerine getirmeye çalışıyor. Ancak genellikle Sosa buralarda kaptırdığı toplarla sıkıntı yaratıyor. Mümkün olan tek çözüm olarak Oğuzhan'ın hücum başlangıçlarında mutlaka ilk topu alması gözüküyor.

Devre arasından sonra ise;
1. ihtimal: Sert ve çabuk bir stoper mi, yoksa geriden oyun kurabilen, yerleşim konusunda iyi ve topu oyuna sokabilen bir stoper mi alacağız/almalıyız. Bence ikincisi.

2. ihtimal: Devre arası topu oyuna sokabilen bir Alman kaleci alacağız (Zieler gibi).

3. ihtimal: Tolgay'ın bir an önce takıma dönmesi için dua edeceğiz.

Unknown dedi ki...

Sezon sonu Daniel Agger'in sözleşmesi bitiyormuş, her zaman bir iskandinav bir güney amerikalı tandemi sevmişimdir. Sezon sonu beklenmeden Agger stopere alınabilir.

Kaleye ise Lokomotiv Moskovanın gol yemeyen kalecisi Guilherme alınabilir, o da sezon sonu free oluyormuş. Devre arası çöreklenelim işte, adam taş gibi kaleci. Sezon başı gelmek istemeyen Mandanda'ya da yeniden sulanabiliriz. Kendisi de sezon sonu free.

Ortasahaya Veloso için şartlar zorlanmalı, bizde rahat rahat iş yapar.

Ayrıca Lokomotiv Moskova Boussoufa'yı sezon başından beri oynatmamış (sezon sonu serbest), gitmesi için gün sayıyorlar sanırım. Devre arası bonservis olmadan gelse, kulübeden girip Ahmed Hassan effect yaratabilir.

Yine sezon sonu serbest kalacak olan Joel Campbell da sol kanat için savunma arkasına koşular yapan x-factor adayımdır.

Unknown dedi ki...

@Coolio Tabiki, en azından çeyrek finale kadar yedeklerle çıkıp, ondan sonrasında as oyunculara başvurabiliriz. Yedeklerle eleneceksek de elenelim.

Adsız dedi ki...

@emir mfc

Artık açıkça yazmakta beis görmüyorum. Keşke Beşiktaş yönetimi de bahsettiklerini görecek kadar kafasını kuma gömmese, çekirdek taşıma yerine böyle reel işlerle uğraşsa. Ah ki ne ah.

Agger benim sevdiğim özel adamlardandır. Lakin asla seviyesinde gelmez bize. Kendisi Liverpool'da tonla para kazanıp taraftarın biricik sevgilisi olmuşken pat diye "beni yetiştiren kulübüme diyet ödemeliyim" diyerek adayı terketmiş bir "adam"dır. Bu işinden kısa süre ciddi teklifler de almıştır ama hepsini yine bu gerekçeyle elinin tersiyle itmiştir. Ekranlarınızda bir Robbie Fowler, De Rossi imajı mevcut. Bize de böyle ilkeli kalabildiği için hayatı boyunca mutluluklar dilemek düşer. İyi ki varsınız.

Not: Bu örneklere göre kısmi de olsa, Oğuzhan'ın "hedefimdeki 3 kulüp olmadıkça bir yere gitmem" demesi de takdire şayandır ayrıca.

Unknown dedi ki...

@james
İşin doğrusu, kontrat ne kadar büyük olursa olsun, Aggerin yerinde olsam bende danimarkayı bırakıp gelmezdim :)
Gelen adamın da aklından şüphe ederim.. :)

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

@emir mfc

1 hafta Norveç yaptım. İskandinav ülkeleri gerçekten cennetten bir köşe gibidir. Hatta ahalide bu kadar kibarlık olur mu diye de aklından şüphe ettirir. Fekat o kuzey iklimini yaşayan bilir. 1 yıl UK'de Kopenhag ile Oslo arasında meridyen yapan bir yerde yaşadım. Kışın hava öğleden sonra 15'den itibaren kararırken yazın 23'de kararıp tekrar 02'de aydınlanmaya başlıyordu. Allah'tan tek başına yaşamadım, flatmate'ler sağolsun. Netçe itibariyle iklim etkisi gerçekten var yav. Şeklin şaşıyor resmen. Özetlen alışmamışız. Ki ben sıcaktan hiç hazzetmem normalde. Agger alıştığı ortam itibariyle yaşasın tabii :)

Unknown dedi ki...

@james

hocam trabzonda da hava o saatlerde kararıyor, belki 30 dk daha geç ama dünya buradan bakıldığında o kadar da güzel değil :)

nuri mu dedi ki...

hocam Trabzon zaten gün içinde çoğu zaman kapalı olduğu için karanlık olmasa da grimsi bir hava oluyor :)
ben çukurovadan kalkıp gittiğimde kalmış olduğum üç yıllık zaman diliminde ilk zamanlar garipsesem de sonradan alışmış hatta sevmiştim..
hala da özlerim trabzonu.. bir gün gemileri yakıp tayin alıp geri dönmek geliyor içimden... :(

Unknown dedi ki...

@Nurettin İnce

Ben 13 yıldır yaşıyorum ve artık havasına da, suyuna da, özellikle insanına da doydum desem yeridir. Özellikle insanlara artık tahammülüm kalmadı ne yazık ki...

Şu son dönemi de atlattıktan sonra arkama bakmadan kaçmayı düşünüyorum, kısa zamanda.. Bundan birkaç yıl sonra bende özlerim belki, kim bilir?

nuri mu dedi ki...

ben bir yıl önce evlilik arefesinde trabzon mersin arası çok uzak biraz daha yakın olur diye -yalan değil biraz da sıkılmıştım:)- konyaya geldim(hizmet puanı meselesinden direkt mersin olmadı) ama şimdiki aklım olsa hayatta gelmezdim..
memleketine veya sevdiklerinin olduğu bir yere gidebilirsen git yoksa hiç bilmediğin bir yeri hayatta tavsiye etmem..

Yorum Gönder

Ara