.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

10 Ekim 2015 Cumartesi

Karne Sonuçları Değerlendirmesi


Sezonun geride kalan 9 maçlık kısmında verilen karne notlarına göre, bir çoğu öngörülebilir sonuçlar olmasına rağmen futbolcuların genel bir değerlendirmesini yapayım istedim.

Kale: Tolga Zengin, Mersin'de takımın en kötüsü olarak başlamasına rağmen sezonun devamında istikrarlı bir güven sağlamayı başardı.

Defans: Luiz Rhodolfo neredeyse sil baştan kurulan savunmanın yıldızı(Skenderbeu maçında tüm takımın da yıldızı) olurken; Andreas Beck tahmin edilebileceği gibi Atiba Hutchinson'ı istikrar konusunda en çok zorlayacak isim oldu, 9 maçın 8'inde ortalamanın üstünde. Ersan Gülüm bildiğimiz gibi, istikrarlı vasataltı. Dusko Tosic ise tüm takım genelinde en kötü 2 performanstan biri. Oynadığı 6 maçın tamamında ortalamanın altında, bunların 3'ünde ise takımın en kötüsü.

Ortasaha: Takımdaki en başarılı 2 ismin yanyana oynadığı mevki. Atiba Hutchinson yine müthiş bir istikrar gösterisi sunmuş. 9 maçın tamamında ortalamanın üstünde, 2'sinde ise takımın yıldızı. Oğuzhan Özyakup ise onun kadar istikrarlı olmasa da yıldız sıfatını da en fazla hakeden olmuş: 7 maçın 3'ünde takımın en iyisi. Gökhan Töre fazlaca konuşuluyor olmasına rağmen, beğensek de o kadar övgüye değer bulmadığımız bir isim olmuş. Hiç bir maçta en iyi olamaması, takımdaki rolü açısından iyi bir işaret değil diye düşünüyorum. Jose Sosa ve Olcay Şahan vasatın tanımı olurlarken(Özellikle Sosa'nınki ciddi anlamda tehlikeli), Necip Uysal ise vasatın hemen altında yer alarak görevi düşünüldüğünde yetebilecek bir performans sunmuş. Sırada ise geride kalan haftaların hayal kırıklığı, Ricardo Quaresma. Görev aldığı 7 maçın tamamında ortalamanın altında konumlanırken, 5'inde ise takımın en kötüsü. Tosic'le önlü arkalı oynadıkları düşünülürse, sol yanımız hala acıyor hocam.

Forvet: Formayı ve krallığı kaptırdı(güzel sonuçlar doğuran bir kararla) ama hem istikrarıyla, hem toplam katkısıyla hala önde: Cenk Tosun. 9 maçın 8'inde ortalamanın üstünde, 1 maçın(sonradan girdiği Gençlerbirliği maçı) da yıldızı. Ve takımın kağıt üstündeki ve gol krallığındaki yıldızı: Mario Gomez. 9 maçın sadece 4'ünde ortalamanın üstünde puan almasına rağmen gol kralı. Bu 4 maçın 2'sinde de zaten takımın yıldızı. Fiziksel durumuyla birlikte saha içi aktiviteleri arttıkça daha da iyi bir ortalama da tutturacaktır.

Toplam ve Ortalama Katkı Puanları:


TK*OK*
Oğuzhan Özkayup7.71.1
Atiba Hutchinson9.71.1
Luiz Rhodolfo5.00.6
Cenk Tosun4.10.5
Andreas Beck2.50.3
Mario Gomez2.30.3
Tolga Zengin1.80.2
Gökhan Töre1.60.2
Jose Sosa-0.4-0.1
Olcay Şahan-0.6-0.1
Necip Uysal-2.5-0.3
Ersan Gülüm-3.1-0.3
Kerim Frei-3.9-0.6
İsmail Köybaşı-2.0-0.7
Dusko Tosic-7.1-1.2
Ricardo Quaresma -11.2-1.6
Mustafa Pektemek-1.8-1.8
Ramon Motta-2.1-2.1

*TK(Toplam Katkı), OK(Ortalama Katkı): Oyuncuların oynadıkları her maçta takım ortalamasından ne kadar farklı puan aldıklarının toplamı ve oynadıkları maç sayılarına bölümü.


25 Yorum:

QuaresmA dedi ki...

Eline sağlık, geçtiğimiz yıllarda bu karne verileri daha anlamlıydı. Şimdi ise gayet iyi oynadığı maçlarda bile objektif olamayıp çocuk gibi Quaresma'ya en düşük puanlar basılıyor, bu da veri analizini biraz hedefinden saptırıyor. İnsanlar sonuçlarını kimsenin görmediği anketlerde bile kendilerine karşı dürüst olamıyor.

kokocambo dedi ki...

q17 konusunda arkadaşıma katılıyorum tabi ama değişmesi için oyuncunun da bunun aksini ispatlama çabasında olması gerek. Necip, ismail ve pektemek gibi oyuncularda da genel olarak bu problem yaşanabilir ancak hem geçen sezon hem de bu sezon, yine olağana yakın bir puanlama olduğu kanaatindeyim. Başta yazamadım ama sonunda da unutmayayım; emre bey'in polemik ve kargaşadan uzak, istatistik işinden sorumlu oluverdiği bir blog ortamı çok şık değil mi :)

sadrazam dedi ki...

Dağdaki çobanın oyu ile, forumun elitist üyelerinin oyu aynı kefeye koyulduğundan Querasma nın istatistikleri böyle çıkıyor.
Bir de anket sonucu beğendirme kaygımız var insanlara.herkesin ki doğru, quaresmanın sonuçları manipüle ediliyor.

@Sadrazam haklı olabilirsin ama bari burada insanları sınıflara ayirmayalim. mecazi bile olsa, zaten bu yüzden neler çekiyor bu güzel ülke.
Ama beni Çobanlar tarafina yazabilirsiniz.

Bu yorum yazar tarafından silindi.
hastati dedi ki...

Deniz Çoban naapsin...

Adsız dedi ki...

Kerim frei'ın eksilerde olmasını çok ilginç buldum.

Pheaglix dedi ki...

@Hasan Ti

yorumcu olsun, zaten piyasasını da yaptı.

@Apodaca

sonradan girip gol attığı antep ve miy maçları hariç çok bi katkısı yoktu takıma (o maçlarda da 5. ve 4. golleri attı). gerçi doğru dürüst bir tek skenderbeau maçında süre aldı, ama çok büyük bir katkı vermiş değil. ama evet biraz düşük olmuş puanı.

yilmaz dedi ki...

kerim'in bu sürati, yeteneğine rağmen 2 senedir neden olcay'ın arkasında kaldığını kendisinin sorgulaması gerek. Bence Kerim Beşiktaş'ta uzun yıllar kalabilir. Benim için hiçbir sakınca yok. Ama 11 oyuncusu olarak değil. Bu kadar savruk olmaması lazım. 11 başladığı her maçta yokları oynuyor. Rakibin çözüldüğü ya da yorulduğu anlarda ise Robben'e bağlıyor. Bu özelliğinden dolayı yedek kulübesinde bulunması her zaman için yararlıdır. Ama bu şekilde devam ederse 11'e çok zor girer.

QuaresmA dedi ki...

Kerim Frei şu haliyle Anadolu takımı yıldızının sözlük karşılığı. Koy Eskişehir'e, 2 sene sonra 7-8 milyona FB'ye okutsun.

Unknown dedi ki...

Kerim'den ne köy olur ne kasaba!

Kerim Frei oyunu ileri taşıyabilecek oyuncularımızdan biri olarak gözüküyor, gösteriliyor ancak bunu sadece ve sadece oyunun koptuğu, orta sahaların düştüğü ve çabuk geçildiği maçlarda yapabiliyor. Geçtiğimiz yıl Kayseri de Erciyes ile oynadığımız maç bunun istisnasıdır. O maç dışında ise ben tek maçta dahi faydasını gördüğümüzü hatırlamıyorum. Özgüveni yok diyemeyeceğim çünkü topu ayağına aldığı anlarda içerisine Messi kaçmış gibi davranıyor! Halbuki şu an ki durumu en fazla Sertan Eser.

BoQ17 ise geçtiğimiz haftalarda istikrarlı bir şekilde uzak ara takımın en kötüsüydü. Gol bulduğu Trabzonspor ve asist yaptığı Eskişehir maçları dahil. Sezon başı bölgesel olarak oyuncularımızdan beklediğimiz katkı ile ilgili bir hesap kitap işine girmiştik. Geride kalan haftalarda hazreti ricardo’ya biçilen rol 1 gol, 1 asist, 1 kırmızı kart mıydı? Kendisinden beklenti içinde olanlarda lütfen artık vaz geçsin, umursanmadığını gördüğünde belki o zaman top oynaması gerektiğini hatırlayacaktır!

Geçtiğimiz yıla göre daha kolay gol bulabilen, daha kolay gol yiyen bir takımız; bazı oyuncularımızda gözle görülür performans artışları var (Tolga ve Oğuzhan), ancak geçtiğimiz yıl takım boyu konusunda çok daha kompakt gözükürken bu yıl o birlikte hareket eden takım olgusundan uzaklaştık. Bu sistem bize ülkemizde şampiyonluğun kapısını açabilir lakin Edirne ötesinde başarı beklemek hayaldir. Olabilecek minimum hasarla Avrupa defterini kapatmak oradan da şampiyonluğa yürümek lazım…

Emrah dedi ki...

Az daha kırıyordu adamın ayağını psikopat Gökhan

QuaresmA dedi ki...

İyi oldu kırmızı görmesi, gerçek dünyaya iniş yapmasına yardımcı olur.

hastati dedi ki...

Gokhan sinirlenipte dalsa boyle; enerjisi azalmis, yorgun, rakip kizdirmis,felan... o zaman kizabiliriz belki. ama zaten dogru zamanda dogru seyleri yapamadigi icin kiziyorduk hep. sol kanatta daha faydali olmasi da o yuzden galiba. rakibini gec orta yap. soldan iceriye donerken bile,rakip yakinken(rakipten faul calma cabasi zannediyordum ilk başlarda) israrla sol ayagini kullanmasi da seceneklerini fazlasiyla kullanmamasindan. ters kanatta daha yuzu donuk kaliyor sahaya, secenekleri arttikca kina gecesindeki damat gibi ne yapacagini kestiremiyor.

Basar dedi ki...

Biz Töre ile şampiyon olamayız. Aynı guarejma gibi bu da... Yorgunluk olsa anlarım ama bu başka birşey. Stresi kaldıramama, zor anda sorumluluk alamama ve baskıdan beynin bypass olması.

Zaten geçtiğimiz 2 yıldan aşinayız. Hele geçen sene son virajda katkısı yoktu. Büyük oyuncu olacaksa herşeyden önce bunu geliştirmesi lazım.

sadrazam dedi ki...

Törenin dünkü olayı fazla konsantrasyondan bence. Kısa sürede bir şeyler yapabilme çabası. Sonradan oyuna girip büyük beklentilere sahip olan oyuncularda zaman zaman görüyoruz bunları.Volkan dallaması yerine ilk 11 başlatılsaydı hem faydalı olur, hem de böyle bir şanssızlık yaşamazdı. Ama klasik fatih terim salaklıkları.

planck dedi ki...

fatoş gazına alışkın değil gökhan, ondan oldu. yoksa böyle faul yapacak adam değil.

QuaresmA dedi ki...

Yalniz Fatih Terim'deki deli cesareti inanilmaz gercekten de. Hollanda'dan gorup de uyguladigi tarihin en sacma 352'si ile Izlanda'dan 3 tane yemek yetmemis, simdi de "460 diye bir dizilis buldum panpa, cok orijinal" kafasina ulasip Roma'nin 8-10 yil once oynadigi taktigi en kritik macta oynatiyor. Zamaninda Ispanya deplasmanina cift forvetle cikan adam simdi Izlanda'ya forvetsiz oynuyor. Su 460'i kulup takimlarinin 99%u oturtamaz 1 yil ugrassalar ama Imparatore milli takimda oynatabilecegini saniyor.

Artik kafa iyice gitmis.

Adsız dedi ki...

@QuaresmA

Aynen coni vaynen. Öncelikle şunu anlamamız gerekli. Benim için Yaradan, başkası için futbol ilahları vs. Milli takımın bu şekilde bir sonuç alması tamamen mucizedir. Bir diğer değişik olay ise İzlanda'nın Çek Cumhuriyeti kadar gol için istekli olmamasına karşın Çeklere hem de deplasmanda daha büyük hezimet yaşatmamız. Aslında grubun en başından itibaren ortaya sistemli ve sürekliliği olan bir futbol ortaya koyabilsek bunlara da gerek kalmazdı ya, şimdi kimse bunlara bakmaz o nedenle boşveriniz.

Şimdi ben milli takım sorumlularının yerinde olsam, eğer eski halinde geri dönerse Tolgay'ı ve burada birçok kez yazdığım Tolga Ciğerci'yi (DM değil CM olarak bir maçta 13 km yapmış bir adamdır kendisi) Euro 2016 kadrosuna eklerdim. Ondan sonra rakipler düşünsün. Tolga Türk milli takımını çoktan seçmişti zaten.

Bir de dikkatimi çeken diğer konu; Çekler dar omuzlu ama atletik yapılarıyla, İzlandalılar ise hepten şekilli formatlarıyla oynarken bizde Arda, Hakan ve Ozan gibi bu standardın dışında fizikli adamlar var. Özellikle Arda'nın son 30 dakika fiziği bitmiş haldeki çabası gerçekten takdire şayandı. Türk mucizesi bu olsa gerek. Turnuva'da ise ne olur o başka mesele; nasıl olsa herşey tek tabanca. Buna karşın en az çeyrek finali görebileceğimizi sanıyorum. Ötesi yine mucizelere kalmış.

Basar dedi ki...

@quaresma

Hoca da mucizeye inanmamış olacak ki gol atama gerek yok ben yemeyeyim yeter modunda 4-6-0 ile tiki takaya dönmüş. Ama her zaman olduğu gibi şans yanındaydı.

@James
Bence takım iyi ama forvet eksiği var. Teknik taktikten öte gazla motivasyonla oynadığımız için bu tip turnuvada üst turları görme olasılığımız var. Aynı sebepten elemelerde başarısız oluyoruz.

Unknown dedi ki...

Turnuvaya gittikten sonra Fatih Terim'in de etkisiyle yardıran bir yapımız var. İlk üçte bitiririz diye düşünüyorum fakat turnuvaya kadar bu oyuncuların çok maç birlikte oynaması lazım.

Tolgay iyi dönse de turnuvaya katılabilse keşke.

kokocambo dedi ki...

tolgay, bu sene bizde oynayabilseydi çok yüksek ihtimalle kadroda olurdu bence. Öte yandan, orta sahası gerçekten kaliteli ayaklardan oluşan bir milli takım var. Öyle ki, en başta sakatlıkların da etkisiyle nuri şahin'den bile yararlanamadı bu takım. Forvette ben cenk'in iş yapacağını düşünüyorum çok istekli çok iştahlı ama ozi gibi bunu biraz dozunda kullanması gerek, ikisi de çok kart yemeye başladı (ozi hep öyleydi gerçi). forvette burak-umut-cenk yanına sağlıklı olursa muhammet'i görmek isterim, hatta pektemek'le bir takas güzel olurdu şahsen. Ama hocanın batuhan'ı tercih etme ihtimali daha yüksek gibi (son dk doldur boşaltı için). Yine de sene sonundaki duruma göre değerlendirilir. Belki üç forvetle bile gideriz. defansa, atınç'ın da çağrılacağını ve çağrılması gerektiğini düşünüyorum.

kokocambo dedi ki...

düzeltme 1: ozi de dahil

düzeltme 2: ne batuhan'ı ya :D enes ünal var orada. ama fatih terim kayırmacılığını da akılda tutmak gerek.

QuaresmA dedi ki...

Batuhan'i ben de milli takim kadrosuna alirdim dogrusu. Hic degilse her forvetten farkli bir oyun tarzi var. Hedef santrafor alternatifi baska pek yok, kadroda illa bir Heskey olmasi taraftariyim.

Armagan dedi ki...

geçen postta belirtildiği gibi töre-q17'nin birlikte oynama olayını bir kenara bırakmalıyız. bu adamlar birbirinin yedeği ve isimlere takılmadan hangisi formdaysa o oynatılmalı. ben puanlama olayına o kadar toz pembe bakamıyorum, olcay'ın 1-2 tık üstü birisi getirilecekken(ve haliyle onu yedek bırakacak) takım ortalamasını düşüren bir adam aldık. sezer-süzen'den bir şekilde kurtulup q17'nin aldığı paranın üstüne eklesek gomez transferinin üstüne kaymak olacaktı, cidden büyük bir yönetim hatası oldu. takım en zayıf oyuncusu kadar güçlüyse bu ersan-tosic-q17 arasında gidip gelen sıralama oluyor gibi gözüküyor.

Sezon başında konuşmaya dönersek, madem topu tutmuyoruz yani yediğimizden çok atmalıyız kim attıracak ve atacak? Sosa ve q17 bu anlamda hayal kırıklığı oldu şimdi kadar, değişmeleri dileğiyle...(olcay vs. q17 yapacaksak kazanan belli şu ana kadar!)

Kerim işi biraz da ritimle alakalı,şimdiye kadar 87 dk oynamış. düşük puan alması normal bu anlamda.

Son olarak Töre'nin kırmızı görmesi gerçekten iyi olabilir, mental olarak sorun yaşıyor sanki. Ya kayboluyor ya da gereğinden çok sorumluluk alıyor. (Şenol hocanın Bilic'ten farkı, bu sorumluluğu genel anlamda daha iyi paylaştırması sanki. Oğzuhan tercihi herkesin gördüğü gibi çok çok önemli bir faktör.)

Yorum Gönder

Ara