.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Mart 2015 Cuma

Şarkı, Türkü ve Demba Ba

Sıkı bir Premier Lig takipçisiyim. Demba Ba'nın kariyer zirvesi yaptığı Newcastle United dönemini de bilirim, pek fazla oynama şansı bulamadığı ama bulduğunda da çok iyi değerlendirdiği Chelsea dönemini bilirim. Newcastle'dan öncesi hakkında bilgi sahibi değilim.

Demba Ba, bir çok Afrika'lı meslektaşı gibi keyif adamı. İniş çıkışları olan, kontağının kapalı olduğu dönemler olan, keyfi yerindeyse gollerini ardı ardına sıraladığı... Uzağa gitmeye gerek yok, Fenerbahçe'li bir arkadaşınızı çevirin, Moussa Sow'u sorun, size aslında Demba Ba'yı anlatacaktır.

Demba Ba kimdir sorusunun yanında, kim değildir diye de soralım. Demba Ba, maç veya sezon içerisinde masaya yumruğunu vuracak, galibiyetle mağlubiyet arasında olumlu anlamda faktör olabilecek, oyun içindeki bir sorunu çözecek zihinsel yapıya sahip olan bir insan değil. Bu özelliklere sahip olmaması onu kötü oyuncu yapmaz zaten. Kadıköy deplasmanında "Benim adım Demba Ba, yıkılın karşımdan" diyecek bir ruh hali içerisinde olmayacak.

Peki Demba Ba kimdir? Fiziğine göre hızlı, top tekniği iyi, gol vuruşu iyi, kafa vuruşları iyi, oyun bilgisi iyi bir futbolcu. Esasında, adam futbolcunun tanımı. Zaten bunu yaptığı gol vuruşlarıyla, koşularıyla ortaya koyuyor.

Demba Ba'yı top yekün değerlendirdiğimizde ise şu sonuca varıyoruz. Sen Demba Ba'ya cephane sağlayabilirsen, Demba Ba o topu kaleye sokacaktır. Lakin sen oyun tutturamadıysan, takımdaki oyuncular zihinsel olarak baskı altındaysa, istenenler olmuyorsa, işte o anda Pascal Nouma edasıyla bir isyan, bir direnç koyması beklenen belki de son adamdır Demba Ba. Buna karakteri müsade etmez. O, kora kor oyundaki mücadeleyi değil, yapacağı gol vuruşunun hayalini kurar. O gol vuruşu şansı doğmadığında da, dünkü gibi, sahada manasızlaşır.

Rakiple ikili mücadeleye girmeyi sevmez, cepheden gelen hava toplarında sert stoperler karşısında faktör olamaz, zor psikolojik şartlarda -penaltı dışında, oyun içinde- sakin kalmayı başaramaz. Golle yaşadığı için, kendini golle var ettiği için, diğer alanlarda takımını eksik bırakır.

Demba Ba, sezon başından beri bir dolu gol attı. Bunlar zaten istatistik kağıdında yazıyor. İstatistik kağıdında başka şeyler de var. O gollerin önemli bir kısmı, penaltı golü. Çok kötü oynadığı bir maçta, attığı penaltı golü var diye, istatistikçileri kandırabilirler ama beni kandıramazlar. Ekstra performanslar gösterdiği maçlar olmadı mı oldu ama adına besteler, türküler yapılıyorsa, yılda 3.5 milyon euro garanti para alıyorsan ve bu takım ortalamasının 2 katıysa, eleştirilirsin. Serdar gibi, Oğuzhan gibi, Motta gibi de eleştirilmezsin. Çünkü onlara şarkı da yazılmaz, 3.5 milyon euro da verilmez.

Bu tip keyif adamları, Türkiye gibi ülkelere geldiklerinde, kötü oynadıkları maçta attıkları penaltı golüyle bile durumu idare edebileceklerini anladıklarında, kontak kapatırlar. Demba Ba'yı eleştiriyor değilim, gelirken de buydu. Tüm kariyerinde buydu.

Demba Ba eleştirisinin bir yerinde Hugo Almeida mukayesesi, kimse kusura bakmasın ama tam bir saçmalık. Almeida Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra 300.000 Euro'ya Cesena'ya imza atmıştı ve performans seviyesi de oydu. Futbolculuk kariyeri de bitti gitti zaten. Ben Almeida'yı mukayese etsem etsem, Mustafa Pektemek'le ederim, Demba Ba'ya Hugo Almeida'yı izletsen, bundan daha iyi oyna yeter desen, ancak şu an olduğu kadar kontak kapatabilir.

Demba Ba'nın performans düşüklüğü çok büyük oranda da Mustafa Pektemek'e yazar. Maçın 80. dakikası geldiğinde ve o ana kadar kayde değer hiç bir şey yapmamış Demba Ba çıkıp Mustafa girdiğinde, hepimiz tedirgin oluyorsak, Mustafa futbolculuk vecibelerini yerine getiremiyor demektir. O veya bu sebeple. Orada sorun artık Demba Ba'nın yokluğu değil, Mustafa'nın varlığı oluyor.

Ülkede, çok baskın bir din muhabbeti var. Her konuda, muhabbet dönüp dolaşıp din meselesine geliyor. Futbolcular bile dindar olanlar, olmayanlar diye tasnif edilmiş durumdalar. Beyaz Tv'nin hazırladığı Beşiktaş videolarının tamamında Demba Ba asıl figür olarak kullanılıyor. Gol attıktan sonraki secdesi vesaire. Sosyal medyada Demba Ba'nın golü sonrası dönen din muhabbetleri. Ülkemizde, bu muhabbetlerin en prim yaptığı dönemi yaşıyoruz.

Demba Ba, belli ki sıcak bir karakter değil. Belli ki, magazin malzemesi yapılabilecek hareketleri yok. Tribünle çok sıcak bir ilişki kurduğunu da söylemek kolay değil. Bunların hiç biri de olumsuz özellikler değildir. Daniel Opare mesela, ilk ropörtajında "Beşiktaş için gerekirse kendimi öldürürüm" demişti. Demba Ba, böyle saçma ama taraftarın hoşuna gidecek demeçler vermedi, tekmeye kafa uzatmadı. Gol atmak dışında, ne yaptı da taraftarın sevgilisi oldu, ben bilmiyorum. Dünyaca ünlü bir futbolcu ve Müslüman. Medya bu 2 parametre üzerinden bize Demba Ba satıyor. Arkadaş, bu sene Beşiktaş'ın bütün maçlarını gözünün önüne getir. Beşiktaş denince akla Demba Ba mı gelir? Demba Ba, Beşiktaş'ı tanımlayan bir oyuncu mudur? Nereden çıktı yahu?

İşte o besteler, o türküler, gün geliyor Demba Ba'nın müsait arkadaşına çıkarmadığı pas oluyor. Bir penaltı atar durumu idare ederim mantığı oluyor. Bu Quaresma'da da vardı, Fernandes'te de vardı. Onlar da bir çalım atar idare ederim diyorlardı.

Artık taraftar olarak, bir oyuncuyu takımdan ayırıp özel muamele yapmayalım. Bu adam en iyi performans gösteren oyuncu değil, en yararlı olan değil. Olsa olsa Beşiktaş'taki en iyi futbolcu olabilir. Onu da sahada ortaya koymadıktan sonra manası yok.

Şu yazıya yapılacak ilk yorum muhtemelen "adam bilmem kaç gol atmış, sen ne diyorsun" olacak, önlemimi alayım;  Attığı gol, istatistik kağıdında yazıyor zaten. Ben o istatistik kağıdının ardına bakmaya çalışıyorum. Attığı penaltı gollerini çıkar, geriye neyi kalır ki? diyorum. Geriye elbet kalan bir şeyleri var ama şu şarkı, türkü, tapınma ve Demba Ba'yı tabulaştırma yüzünden tartışamıyoruz.

Futbol bir istikrar oyunudur, bir takım oyunudur. Kadıköy deplasmanında da Demba Ba bizi kurtarmaz, kurtarsa kurtarsa Beşiktaş'ın sezon başından beri ortaya koymaya çalıştığı takım bütünlüğü kurtarır. O bütünlüğü bozacak her şey, Beşiktaş'ın aleyhine işler. O nefret ettiğin medya var ya, sezon başından beri Demba Ba goygoyluyor sana. Farkındasın umarım.

22 Yorum:

Tek pozisyonda atamadığı goller üzerinden konuşulabilecek bir kaygı bence bu.

Bu paraları alıyorsan dün o 2 poziyonda ya doğru pası vereceksin ya o golü atacaksın . Golcüler bu anlar için yaşıyor zaten . Almeida'da atamıyordu , Ba'da atamıyor ee nasıl olacak bu iş ?

Onun dışında yazıda belirtildiği gibi kendisine taşınan cephaneye , takımın kurgusuna baktığında , sürekli 2 stoperin arasında ölümüne yalnızlığa itilmiş bir adamı kötü futbol ve başarısız sonucun merkezine koymak da büyük haksızlık olur.

kokocambo dedi ki...

Yazı çok doğru bir zamanda ve doğru bir mantık kurgusuyla yazılmış. Ülkede, özellikle bizim taraftar yazıda bahsedilen hususta eline su döktürmez. Zaten, olaylar da bunun üzerine gelişiyor. Brugge taraftarının maçı ne kadar dozunda yaşadığına tanık olduk sanırım. Stadda olmak, 120 dk boyunca şarkı, türkü, tezahürat olmamalı. Olunca zaten, karşı tarafa çok da etkisi olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Bu minvalde güzel işlenmiş, teşekkürler.

Mustafa için; bu adamın aldığı süreyle yapmasını beklediklerimiz arasında çok muazzam uçurumlar var diye düşünüyorum (Yetenek, sakatlık vb bir kenara). Ba'nın yokluğunda da, Ba'nın yapamadıklarını yapmasını da istememiz artı'sı. Bu çocuk ya çift forvet başlar ya da dk. 70-75'te alırsan bir şeyler gösterir. Atınç değil bu adam, 89'da uzun topa karşı kaleyi savunsun ya da indirsin faul alsın falan. Geçmiş yıllarda pek çok defa tartıştığımız bir şey bu. Uzatmıyorum o yüzden.

Ben Brugge maçı için geldiğinden beri ilk defa Biliç'e gerçekten kızgınım ama aynı zamanda içeride çok kolay geçebileceğimiz bir rakip olduğu için de rahatım. Kızgınlığım ve endişem, ikinci yarıdan itibaren takımdaki tutukluluğun, ilerleyen süreçte silikleşme ihtimalinden kaynaklanıyor.

Basar dedi ki...

Yazıyı anlamlandırmakta zorluk çekiyorum. Malesef çok yanlış bir zamanda Quaresma seviyesine çekmişsin. Halbuki son 4-5 maçtır takım halinde sıkıntı yaşıyoruz, Demba Ba özelinde değil.

Demba Ba'nın iki yedeği var, biri sakatlıktan yeni çıkmış gol atamayan Pektemek diğeri ise sakat olan Cenk Tosun. Adam bu yoklukta alışık olmadığı bir maç temposunda oynuyor. Ayrıca adam bildiğin striker olarak alındı, forvet olarak değil. Öyle bir adam istiyorsak Pektemek'i koyarız deli dana gibi pres yapsın ileride. Demba Ba'yı gol atsın diye aldık. Penaltı veya değil atıyor. İşin enteresanı Balıkesir maçı hariç gol attığı her maçı kazanmışız. Kısaca takımın oynadığı, onu beslediği veya ceza sahasına girip ceza vuruşu kazandığı her maçta adam gol atmış.

Demba Ba'yı değil, takımı analiz etmeyi daha doğru buluyorum.

Basar dedi ki...

taraftar olarak ne istediğimizi bilmediğimizi düşünüyorum...

ayrıca bu yazı işlerin artık kötü gideceğine de dalalet ediyor çünkü suçlu aranmaya başlandı...

Coolio dedi ki...

Günümüz tabiriyle Demba Ba yazısının zamanlamasını manidar buluyorum. İlla eleştirel birşeyler ortaya koymak istiyorsak Cenk, Necip, İsmail, Mustafa ve Ersan'ın neden zam yapılarak sözleşme uzatıldığı yönünde bir eleştiri daha makul olurdu çünkü bu adamların o fiyatlardan takımda tutulması yerlerine başka adam bakılmayacak anlamına geliyor. Yani yedek klübemiz yine güven vermyecek. Yine kadro derinliği olmadığı için ordan burdan darbe yicez.

Hatta üstteki konudan önce bence taraftar konusu birinci sırada eleştirilmeli. @kokocambo'nun dediğine katılıyorum ve hatta maalesef yıllardır aslında berbat bir taraftar olduğumuzu söylemektende yoruldum. Müthiş atmosfer diye yerli basının şişirmesinden başka birşey değiliz. Maçın belli bölümlerinde şarkı türkü söylüyoruz, geri kalanlarında da homurdanarak izliyoruz.. bu şekilde hiçbir oyuncu gaza gelmez, hiçbir rakip sinmez, hiçbir hakem korkmaz. Hele hele yabancı hakem ve yabancı rakiplere tın gelir. Bırakın siz Balotelli'nin açıklamalarını. Turu kaybetmenin bahanesini üretti.
Dün Bruj'ün 20 dakikalık baskısında taraftar o topu kaleye soktu hemde iki kere. inanılmazlardı. Sadece yaptıkları şey uuu,aaaa, alkış ve ıslık.. ama doğru zamanda ve hhep beraber yaptılar. O baskıyı Liverpool veya Arsenal'dan yememiştik. Dolayısıyla önce taraftarlığı öğrenmeliyiz. Şarkıları maç öncesine bırakalım. Biraz premier lig izleyip taraftar dersi alalım. Tüm dünyanın anlayacağı dile yani uuu, aaa'lara ve alkış ıslığa geçelim..

Coolio dedi ki...

İlla takımla ilgili birşeyi eleştireceksekte Demba Ba'nın zaten nasıl bir oyuncu olduğu analizinden önce duran toplarda ne halt ettik, niye biz duran top organizasyonu yapmıyoruzu eleştirelim.

Demba Ba yazısında hak verdiğim nokta bir oyuncu seçip şarkı türkülerle b.kunu çıkarmamız. O da zaten bir üstteki taraftar eleştirime geliyor. Yahu takım olarka mücadele edip çarpışıyorlar ama trübünde Demba Ba diye tempo tutup tekbir getiriyorlar. Orada Veli'nin bir yerlerinden ter akıyor, Töre 3 defansı yarıp geçiyor, Pedro kendinden iki kat iri defanstan top çalıyor ama sen git Demba Ba diye bağır. Demba Ba'yı şımartmaktan ve diğer oyuncuları küstürmekten başka bişey değildir bu. Ama öğrenemedik bir türlü. Ba zaten 3. alıyor, golcü olduğu için manevi tatminini gol atarak ve para kazanarak yaşıyor ama Serdar manevi tatminin ancak taraftardan alabilir. Desteklerken adaleti bile unutuuk. Eskiden Deli İbo'ya beste yapılırdı mesela.
Fernandes'i göklere çıkardıkda ne oldu, havaya girdi oynamadı.
Bunlardan bile ders almayan taraftarız.

yilmaz dedi ki...

Demba ba'nın performansı şu aralar çok kötü. ben mazisiyle ilgilenmem. bize geldiğinde özellikle ilk haftalarda oynadığı oyunu biliyoruz. partizan, asteras, sivas, ibb maçlarında harika oyunlar çıkardı. Lakin şu anda yerlerde sürünen bir performansı var. Belki de takımdaki düşüşle beraber kendisinin defoları da ortaya çıkmıştır, olabilir.

Maalesef ülkeminizin, -hadi kabul edelim takımımızın- imajı 3.5 m€'ya ancak bu profildeki "yıldız" oyuncuları almaya yetiyor.

Ama taraftar da hemen her dönemde bir oyuncuya sarılmıştır, bunu da büyütmemek lazım. Yıldız diye lanse edildi, taraftar da kabul etti. Bu kadar basit. Paragraf paragraf incelenecek bir durum değil bence.

gökhan dedi ki...

şu yazıdaki tavrın, yazıda eleştirilen tavırdan farkı yok. bütün övgülerin tek futbolcuda toplanması olumsuz bir olaysa tam terside olumsuzdur. bu yazıda yapılan da bu.

ha etki tepki diyebilirsin. ama bu olay tüm dünyada aynıdır. messi'ye, ronaldo'ya şarkı yazılır busquets veya pepe'ye değil. ayrıca stat yokken tribünle sıcak ilişki kuramadı demek biraz garip olmuş :/

ki maç içerisinde demba sorumluluktan kaçmıyor. arkadaşlarıyla sürekli iletişim içinde. orta sahaya gelip top alıyor, etrafındaki yönlendiriyor falan filan. onun dışında genel olarak atletik bir yapısı yok zaten. 1-2 yıldır düzenli de oynamıyordu. sezon başı kampının ciddi bölümünü kaçırdı, ayağı kırıldı derken düşmesi normal. en atletik diyebileceğimiz veli, olcay bile düşüşte. hatta takımın geneli düşüşteyken tek futbolcuya sarmak... ne diyeyim başa döndük işte.

niyet okumak istemiyorum ama haklı olup olmamaktan öte provakatif olma amacıyla yazılmış bir yazı gibi geldi bana. üzgünüm.

BJK4EVER dedi ki...

Ben de acikcasi katilmiyorum yaziya. Ki Demba Ba bence Asteras, Partizan vs maclarinda da cok iyi oynamadi. Sadece firsatlari degerlendirdi o kadar. Acikcasi Demba Ba zaten oyun icerisinde fazla gozuken bir oyuncu degil. Ara sira iyi duvar oluyor, top sakliyor, ama topla akabilen, adam gecebilen veya teknigi ust duzey bir forvet degil.

Elestirilecekse bence takimin genel durumu elestirilmeli. Demba Ba Brugge deplasmaninda girdigi tek pozisyonu harcadi diye degil, neden BJK gibi Brugge'den kat kat daha pahali ve kaliteli bir kadroya sahip takim Brugge'ye karsi koca macta forvetini sadece 1 pozisyona sokabiliyor tartisilmali.

Kanatlari kullanmiyorsun, orta sahani sadece mucadeleci oyunculardan kuruyorsun, takimin genel mentalitesi tamamen defansa yonelik, duran top organizasyonun sifir, sonra neden Demba Ba gol atamiyor. Atamaz tabii.

Umit dedi ki...

öncelikle medyada da gördüğüm, beni şaşırtan bir konuyu netleştireyim, brugge ve beşiktaş’ın kadro maliyeti kıyaslaması. halihazırda transfermarkt verilerine göre 2 katı gözüküyor. tabii sivok hala 4,25 milyon, motta 3,8 milyon, oğuzhan 6,75 milyon ve cenk tosun 7 milyon diyorsanız. daha bunun gibi çok örnek var. bana göre kadroda asıl değerine yakın gösterilenler bir elin parmağını geçmez; demba ba, gökhan töre ve cenk gönen bunlar arasında. bu maliyet konularının farklı nedenleri var, detaya girmeyeyim.

demba ba tek golcü pozisyonunda oynayan bir oyuncu olarak dün ne yerden ya da havadan yan top aldı, ne de cepheden ara pası. ayrıca bir çok defa orta alana kadar gelip top almak durumunda kaldı ki bu tek tabanca oynayan bir golcü için fecaat bir durum. Bir de 2 uygun pozisyonda kendisine pas atılmadı, bunu da eklemek gerekli. bu yüzden bence de o değil, öncelikle takım performansı değerlendirilmeli.

beşiktaş’ın mevcut oyun düzeninde orta saha kilidin de kilidi durumunda. oğuzhan 8 numarada oynamaya çalışılırken bireysel olarak 13 pas hatası yapmış. ismini maç boyunca zaten zor duyduğumuz bir orta alan oyuncusu için çok yüksek bir sayı. ortadaki diğer oyuncu veli bir hayli süredir formsuz ve vasat. olmasa da öyle uzun pas ya da ara pası beklemek pek mümkün değil. geriye kalan tolgay ise oğuzhan-veli ikilisinin bu hali nedeniyle oynamasını beklediğimiz mesafenin 2 katında oynamak zorunda kalmış. sağ bekimiz son haftalarda iyi oynasa da ağır. sol bekimiz 6 ay maç yapmadan 3. maçına çıkmış. olcay-töre ikilisinden ilki kanat ve içeri kat eden bir oyuncu olarak bireysel işlerde sınırlı, takım her beraber rakip defansı dağıtınca aralardan iyi işler yapabiliyor. geriye bunu yapabilen töre kalıyor ki o da bu becerisiyle maçı izlerken “yine napıyor bu adam” dediğim bir pozisyonda gitti, daldı ve golünü attı.

özetle tekrar diyebilirim ki, bu takım sosa sakatlanıp iğneyle maçlar yapmaya başladığından beri çöktü. orta alandaki diğer her türlü sorun öncelikle takım defansıyla ilgili. işte veli biraz vasatın üzerine çıkabilseydi rakip bu kadar rahat gelemezdi ve özen’in dediği gibi topu beşiktaş’ı yıpratmak için kanatlara kolayca aktaramazdı. atiba oynayabilseydi zaten defans işi en az x2 ileri giderdi. ama hücum konusu ayrı bir olay. kadroda sadece tolgay buna çözüm olabilir, ama orta alandaki defansif sorunlar onun da inisiyatif almasına ve ileri gitmesine engel oluyor. bu bakımdan oğuzhan’ın kötü olması sadece kendi işini ilgilendirmiyor, tüm takımı doğrudan etkiliyor.

bilic sadece oğuzhan-necip ve ersan-pedro özelinde yanlış oyuncu tercihlerinde bulunmadı. aynı zamanda brugge hocası maçı iyi takip edip gerekli zamanda gerekli değişiklikleri yaparken sadece seyretti. son 15 dakika atınç hamlesini bile düşünemedi, ki bence büyük bir zaafiyet. aslında oyuncu değişikliklerini de ezbere yapmaya başladı; 60’ı bir geçsin koy kerim’i sonra da pektemek’i olsun bitsin tadında. oysa preud’homme beşiktaş’ı iyi ezberlemiş. herkes açık bir futbol beklerken karşımızda birden klasik bir anadolu takımı futbolu oynayan bir ekip bulduk. ilk yarı oyunu kapattılar ve hızlı toplarla ileriye çıkmaya çalıştılar. beşiktaş’ın ikinci yarılar özellikle 60’lardan sonra oyundan düştüğünü de iyi analiz etmiş, tam 60’la baskıya başladılar, üstelik golü yemelerine karşın.

umarım bilic ve ekibi bu maçtan yeterli dersleri çıkarırlar. yoksa rövanş beklendiği kadar rahat geçmeyecek.

not: keşke sezon için yedeklerimiz arasında de sutter olsaydı. bunun için tam biçilmiş kaftan. hem bariz ihtiyacımız, hem oyun görüşü, hem de ligimize cuk oturacak mücadele tarzı yüzünden.

Umit dedi ki...

biliç'in yapacağı muhtemel gereksiz hareketi şimdiden yazayım. dün pozisyon ve hamle bilgisi en iyi stoperimiz olan pedro ile başlaması gerekirken ersan'ı oynattı. şimdi ilk maç ersan kötü diye 2. maç pedro'ya forma verir. oysa tam tersi olması gerekiyordu. pedro golle başlamamamız gereken maçta yediğimiz muhtemel bir kontrada hızlı bir rakibini kaçırırsa hepten asılacak.

planck dedi ki...

Demba ba, jardel ile nouma arasında bir yerlerde olan bir oyuncu. yazıda da belirtildiği gibi beslenmedikten sonra pek faydalı olma ihtimali olan bir oyuncu değil. ve fiziksel olarak düşüşte olduğu da gerçek. yine de almedianın kaçırdıklarının yanında demba ba'nınkileri kaçan gol saymam ben. yazıda demba ba goygoyu denilen şeyin 5-15 yaş arasındakş çocukları beşiktaşlı olmaya iten faktör olduğu unutulmamalı.

dikkat edilmesi gereken nokta bir oyuncu özellinde beklentilerin arttırılmaması. adam almedia gibi her maç 3 pozisyon harcasa eleştir zaten ama takım olarak pozisyona giremiyoruz, hücum organizasyonu yapamıyoruz. sosa geldiği zaman takıma cuk diye oturmasının nedeni adamın tekniğinden ziyade mental ve taktik kapasitesi idi. Sosa yorulduğundan beri takım hücum edemiyor. zira ozzy ve tolgay teknik olarak belki de sosadan daha iyi olsalarda mental olarak yeterli olmadıklarından şablonu bozmadan takımı ileri götürebilmeleri için uzun süre beraber oynamaları gerekiyor. tabi teknik ekibin de onlara hücum oyunları çizmesi gerekiyor. bu sene şampiyon olma şansımız %20 civarında. eğer epl'de başaltı takımlardan birine gitmek istiyorsa burada şampiyon olması gerek. ama seneye de ocak sonası bu sorunlar baş gösterir ve sorunları çözemezse elinde ne epl teklifi olur ne beşiktaş sözleşmesi.

Umit dedi ki...

planck. yorumuna büyük oranda katılsam da ozzy ve tolgay’ın sosa ile kıyaslanmasındaki argümanlara katılmadığımı belirteyim. evet sosa takıma oyununa yatkınlığıyla gelir gelmez adapte oldu ve bu önemli bir artısıydı. ancak diğer artısı da gözden kaçmamalı. buysa halen beşiktaş takımının hücum yapısı ile çok uyumlu bir oyun yapısına sahip olması. yani bana göre sadece alışma konusu değil. bir futbol takımını +1 veya -1 şeklinde oynatabilecek yegane oyuncu bölgesi orta saha. sosa bu +1 olayını en son ts maçından başarmıştı. sonra zaten fıtık olup badem oldu. yaptığı iş ise gayet net. başarılı olabildiğinde pas dağıtımını o kadar hızlı ve doğru tercihle yapabiliyor ki bu şekilde olcay oturmayan rakip defansta istediği alanları bulabiliyor, töre daha da ileri gidip verkaçlara girebiliyor, demba ba ceza alanı içinde istediği pozisyonları alabiliyor ve hepsinden önemlisi takım defansı en azından hücumdayken her daim orta alan çizgisinin arkasına geçmiyor. çünkü sosa’nın oynayamadığı maçlarda gördük ki bu defans konusu hücumda bile arıza veriyor. zira en iyi savunma hücumdur derken bu tek şeye bağlı, pas yüzdesine. sağlam bir sosa gezer-basar kimliğiyle takım defansı için de çok önemli işler yapabiliyor-du. bu bakımdan hala ciddi tedavisini yaptırmayan teknik ve sağlık ekibine teessüflerimi sunuyorum. tekrardan, yerine tek aday tolgay bana göre. yeter ki arkasındaki ikili işini en azından vasat altı yapmasın.

Barreto dedi ki...

Demba Ba bir bütün olarak bir sorunmuş gibi böyle bir yazıya konu olduğuna göre daha gidecek çok yolumuz var. Yazıya fevkalade şaşırdığımı söylemeliyim.

Ne hocanın Demba Ba yı daha iyi besleyecek bir oyun planı geliştirdiğini ne de ön taraftaki elemanların (kısmen Sosa hariç) Demba Ba ile gereken uyumu sağlayabildiğini söyleyebiliriz.

Diğer taraftan, Medya ve iletişim çağında yaşıyoruz Demba Ba önemli bir enstrüman aslında. Rahatsız olacağımıza menun olmalıyız.

Ben Biliç'le ilgili yazı bekliyordum, bu çıktı bahtımıza.

ya kardeşim şu an türkiye de basının aradığı nitelikte yıldız golcü (özellikle yabancı ve skor üretenler tr de prim yapar)sende demba ba var,fenerde emenike,gs de pandev tabii ki basın demba ba yı yazacak.

her zaman şikayet ederiz basın bizi haber yapmıyor diye.şimdi medyanın beşiktaş a taraftar kazandıran bir obje yi işlemesi neden bu kadar zorunuza gitmiş anlamadım.

bakıldığı zaman sosa sakatlandığından beri demba ba nın performansının düştüğünü herkes görüyordur herhalde.

yani elindeki değeri değersizleştirmeyi çok seven bir taraftarız hakikaten.(adamın penaltı atmasıda çok rahatsız etmiş sizi.)

her futbolcu eleştirilir,her hoca eleştirilir fakat bu olmamış bence.hiç katılmıyorum yazdıklarınıza çok yüzeysel olmuş sadece eleştirmek için.(sadece şu söylediğiniz kesin doğru. bir topçuyu takımdan ayırıp özel muamele yapmak) ondan önce pektemek ve tosun u ele alın ikiside adamın yedeği bize ne katkı sağlamışlar ona bakmak lazım onları eleştirmek lazım demba ba dan önce.aldıkları parayı da katın ama değerlendirirken. ayrıca almeida nın bizden aldığı para bizi ilgilendirir. cesena da kaç para aldığı değil.

kadıköyde demba ba kurtarmaz diyorsunuz tamam,takım oyunu olmazsa tabii ki başarı gelmez.ardından da unutmayın ki iyi futbol, iyi futbolcu ile oynanır.takımdaki 3-4 iyi futbolcudan biri de demba ba dır.

bu sizin goy goy dediğiniz haberlerin çocuklar üzerindeki takım tutma,sevme etkilerini de tartışalım.o çocuklar teknik taktik bilmez 2 erkek evladı olan bir baba olarak söylüyorum.

taraftarımızın çoğalmasını istiyorsak eğer.
bırakın gs liler melo yu,fb liler volka nı,emre yi sevsin.

beşiktaş lı ve belki de onun sayesinde beşiktaş lı olacak çocuklar bırakın da demba ba gibi bir değeri sevsinler.

bizlerin metin i,feyyaz ı,rıza yı sevdiği gibi.biz topçuluklarından ziyade onların beşiktaşlılık duruşunu,adamlığını sevdik.

powerslide dedi ki...

yazı son zamanlarda benim de rahatsızlık duyduğum çok güzel tespitler içeriyor. özellikle zamanlaması açısından çok geç olmadan taraftarın dikkatini bazı şeylere çekmek son derece önemli. daha ortada somut bir başarı olmadığı halde futbolcu kendi adına besteler türküler düzenlendiğini görünce haliyle yatışa geçer. özellikle yabancı oyuncular ne yazık ki böyle, aynısını quaresma ve fernandesde yaşadık. bunlardan ders alınmış olması gerekiyordu ama taraftar hala işin romantizm boyutunda. 2015 yılında olumlu tek bir hareketi olmayan demba banın ismi maçtan önce belçika sokaklarını inletti, o da maçta müsait bir pozisyonda üst düzey bir forvetin yapmayacağı bir boşvermişlik haliyle aşırtma şut denedi. adam neden asılsın ki maça? idare etmelik oynasa bile taraftar koşulsuz şartsız daima arkasında. nedense o haller, o tavırlar tanıdık geliyor.

Basar dedi ki...

Bu yazıyı yazan arkadaş basında çalışmıyorsa İsmail Er'in tahtına adaydır.

Beşiktaş'ta neden düşüş var, neden bu kadar sakat var, kadroda 5 stoper varken meden defansta Necip oynuyor, neden bazı yedek oyunculara yüksek para verildi gibi analizi hak edecek konular varken suçlu yaratma telaşına girmiş.

Sanırsın oyuncular hala o beğendiğimiz takım oyununu oynuyor da Demba Ba takımı sekteye uğratıyor. Ayrıca bu adam lider veya forvet olarak takıma gelmedi, striker olarak geldi. Kısaca topu içeri tepsin diye... Takımın oynadığı kadar Demba Ba'n iyi olur veya etkisizlesir. Buna deginmeyip şu durumda adama yüklenmek haksizliktir.

Üst tur mümkün şampiyonluk hala mumkunken taraftara düşen kulubü havaya sokmak oyuncuları ayağa kaldirmaktir. Fener'den GS'den 13 maç fazla oynayan oyunculara robot muamelesi yapıp tek tek adamların şahsına yazı yazmak bana sorarsanız taraftarlık degil İrlandalılıktır. Oyuncular da insan, şu donemde de destege ihtiyacları var. Ya terminatör filminde tekrardan yanan kırmızı ışık gibi onları gercek kimliklerine geri döndüreceğiz ya da çevremizi olumsuz etkileyecek maclarda adam bitiren kimliğimize geri donecegiz!

Biliç hoca degil, Ba'dan adam olmaz, Töre halı saha topçusu, Sosa topçu değil, ha bir de Shaq adam değil...!

arkadaşlar biraz gerçekçi yorum yapalım.şimdi serdar ile demba ba yı aynı ilginin gösterilmesini beklemek romantizm değil de nedir? bize romantik düşünüyorsun diyorsunuz verdiğiniz örnekler çok absürd duruyor.

ee yani demba ba ile Q7 ve fernandesi kıyasladınız ya pes doğrusu gerçekten.

Alper dedi ki...

arkadaş bu yazıyı komiklik olsun diye yazmış sanırsam.

Alper dedi ki...

yok yok demba nın secdesine çakmak için yazmış yanına da bir kaç garnitür eklemiş:)

turgay dedi ki...

son zamanlarda okuduğum en mantıksız tespitlerin olduğu yazı. demba ba penaltıdan gol atıyor, isyan etmiyor diye eleştirilmiş. taraftar kendine bir idol bulmuş diye eleştirilmiş. kimse kusura bakmasın ama demba ba'nın sahada olması bile rakibe korku verirken, bizlere güven verirken o pozisyonu bulduğunda %80 atacak denirken böyle bir yazı yazılması çok manasız geldi bana. tabiiki taraftar kendine bir oyuncu seçecek. kimse serdar'ın yükselişini veya necip'in yükselişini küçümsemiyor. aksine herkesten övgüler alıyorlar. demba ba bir figür ve bunu her halükarda kullanmalıyız. kullanıyoruz da. bir anlık sinirle ve fevri olarak düşünmeden yazılmış bir yazı olmuş.

Yorum Gönder

Ara