.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

20 Mart 2015 Cuma

Karne: Beşiktaş 1 - 3 Club Brugge




50 Yorum:

planck dedi ki...

heyecandan izleyemediğim maçı 1-1 olup hakem hala saçma sapan kararlar vermeye devam edince kapattım. bugün bir dizi sorun vardı ama en önemlisi psikolojik olarak inanılmaz gergin ve sanki 5-0 yenmemiz gereken bir şampiyonluk maçı oynuyormuşuz gibi sahaya çıkmamızdı. ben olcayı veliyi fln hiç böyle telaşlı ve sinirli görmemiştim ilk yarıda. bu gerginliği teknik ekibin maçtan önce kesinlikle çözmesi gerekiyordu. aynı gerginlik seyircide de vardı fakat takım kendine güvenli oynayabilse taraftar da bunu fark eder destek verirdi. kısacası takım yine kazanması şart ve kazanması beklenen bir maçı daha gerginlikten ve sinirden oynayamadı. kadıköydeki maçta fener 10 kişi kalsın, aynı bu oyunu izleyecez emin olun.

aslında brugge de kapanmayıp ileride basarak stresimize stres kattı. aslında onlar içinde bir kumardı ama tahminen 2-0 öne geçsek de geriye yaslandığımız anda gol atabileceklerini anlamışlar. hoş hakem uefanın en kötü hakemi olmasa maçın başında 10 kişi kalabilirlerdi ama onların 10 kişi olması işimizi ne kadar kolaylaştırıdı bilemiyorum.

maça mustafa ile başlamak, karşımızda sahaya nasıl yayılacağını bilen bir takım olunca üstümüzde eğreti duran bir elbise gibi oldu. alan kapatmayı, yardımlaşmayı, ribantları almayı beceremedik. üstüne gereksiz gerginlik de eklenince doğru düzgün pozisyon bulamadığımız bir oyun oldu. sözde 442 oynadık ama mustafanın tribüne attığı top hariç net pozisyonumuz yok. ilk maçta da bu maçta da attığımız goller ekstradan gelen bonus goller zaten. sağlıklı bir sosa olmayınca olmuyor. yanlız demba ba da biliç de maçtan sonra iyi oynadık falan dediler, gerçekten böyle düşünüyorlarsa sorun ciddi. taraftarı da eleştirdiler ama taraftarın yaptığı ne kadar mantıklı da olsa anlamsız değildi.

ilk gol pedronun ofsaytı bozması ve tolganın malum mallığının eseri. 2. golde yine pedro ofsaytı bozuyor. 3de zaten necipin. daha bikaç dk önce ceza sahası önüne çıkıp topu uzaklaştıran tolga nasıl çıkmıyor orda inanılmaz gerçekten.

ama şimdi kişisel hatalara bakıp transfer önceliği oluşturmak yerine önce takımın ruhen, psikolojik olarak neye ihtiyacı var ona bakmak lazım. mental olarak üst düzeyde olunca zaten bu kişisel hatalar yapılmıyor. bu yüzden bize lazım olan bu işleri görmüş geçirmiş çelik sinirli biraz da eyvallah abi diyeceği bir ortasaha. yoksa para sat 15 20ye gökhanı, sosayı sağa at, yerine bu amcayı koy ondan sonra istediğini al takıma.

kveldsmork dedi ki...

yine final niteliğinde bir maç,yine acemi kenar yönetimi ,yine şaşkın ördek yavrusu bir takım.Liverpoola nefes aldırmayan takımı görmesek anlardım.Ama durum öyle değil malesef.En tecrübelilerinden Tolga'nın yaptıklarından sonra mental olarak kafaların maça hazırlanamadığı bir durum vardı sahada.Yazık oldunun ötesinde daha fazla zarar vermez takıma umarım.Fenerbahçe maçı da final niteliği olan bir maç zira.Korkulan olmaz umarım

sedila dedi ki...

Uzun süredir ilk defa bir mağlubiyet sonrası bu kadar kızgınım. Takımın iyi yönde olduğunu, futbolcularımızın mücadelesinin, azminin üst düzeyde olduğunu düşündüm ve hala düşünüyorum.
Bu takımın potansiyeli yüksek, şimdiye kadar başardıkları gurur verici,ve ben geleceğe umutla bakıyorum.
Ama dünkü maçtanda gereken dersler mutlaka çıkarılmalıdır.
Her ne kadar iyi bir insan olsa da artık Tolga'nın bu takımın potansiyeline uygun olmadığı ortaya çıkmıştır. Seyircinin yuhalamasına çok kızamadım açıkcası, çünkü 2 yıldır biz iki kalecimizden de bir kazanç sağlayamadık. Tolga topu elinden kaçırsa, sektirse belki anlarım ama dünkü anlık bir hata değil yetersizlikti. Ve bu yetersizlik en önemli maçların birinde tekrar hepimizin gözüne sokuldu. Önümüzdeki sezon planlamasında 1. önceliğin kaleci olması gerektiğini düşünüyorum.

cochise dedi ki...

Öncelikle seyirci; ıslıklama falan bir tarafa; daha maçın ilk yarısı Franco biraz riskli hareket yapıyor seyirci öyle bir tepki veriyor ki 5 gol yedik adam altıncıyı yediriyor; en sakin adam bile abuklaşır. Seyircimiz gerçekten çok kötüydü. Bu iş nasıl düzelir bilemiyor. Konya maçını hatırlayın; adamların seyircisi çok daha iyi baskı kurmuştu.

Maçın akışı kendini belli etmese Biliç'e daha az kızardım. Birden 2. yarı çıksa o tablo. Misal ilk maç. Yahu ilk yarıda şu blogdaki tespitler bile maçın ne olacağını anladığını gösteriyor. Biliç acaba çok iyimser bir insan mı? Biraz farklı mı yaşıyor olayları diye düşünmeye başladım valla.

Franco sol stoper oynadığı maçların hemen hepsinde vasat oynadı. Neciple beraber berbat oynadılar ama biz o golleri yiyecektik. Tolgaya çok kızıyoruz -haklıyız çünkü yine yapacak benzerleri- ama biz o anlayışla yine gol yiyecektik.

Şunu söyleyeyim kurt hocası olan ve atletik-psikolojik güçlü her takım bizi yener. Teknik takımlar o kadar sorun olmuyor ama taktik disiplini iyi olan agresif takımlara bunu yaşayacağız. Bu kısım üzücü. 1-1 sonrası sendrom çok çok üzücü. Kötü sinyaller. Ama epi topu 10 maç kaldı; ben hala şampiyon olacağımıza inanıyorum. Bu inancı bizim takım değil rakipler veriyor.

Not: Bir arkadaşın sözü var; hocayı seçerken çin'den bile olsa şampiyon olmuş seçeceksin diye. Muhtemelen Biliç'teki bir çok özellik yoktur rakip hocada ama şu iki maçta maç için değişsek bambaşka şey olur. Adam shahab'ta da olsa şampiyonluk kazanmış. Büyük kaleciymiş zaten zamanında. KAleciden anladığı da belli.

YSY dedi ki...

Aslında baştan beri düşündüğümüz dün başımıza geldi. Bu takım yüksek motivasyonla ancak kurtarabildiği için rakibin ismi görece zayıf olduğu zaman motive olmakta zorlandı. Deplasmandaki mağlubiyet bizi çok üzmedi çünkü nasılsa burda yeriz dedik adamları, taraftar dahil herkes böyle düşündü, süper bir özgüven. Heleki fikonun kurradaki havalara uçuşları takıma sirayet etmiş. Sonuçta herkes elinde telefon görüyor bunları. Sadece hoca-futbolcu değil başkan klüp taraftar yani camia olarak elendik biz bu takıma. Ders olsun ama ne desem boş, 112 yıllık klüpte bugüne kadar mazimiz bu denli derslik olaylarla dolu ama yine olmuyor maalesef. İnşallah ileride olur. Bu yılların birikimi olan kafayı mantaliteyi değiştirmek birkaç yılda olmaz. Bize daha çok seneler lazım. Adamlar abartısız ortalığı velveleye vermeden neyse onu oynadılar temiz yendiler ve gittiler.

mehmetozy dedi ki...

Sanırım hepimizin kızgınlığı yenebileceğimizi düşündüğümüz bir takıma kişisel tercih ve hatalarımızla yenilmek. Ilk maçı anlarım fakat ikinci maçta yapılan teknik taktik hatalar bariz kenar yönetiminin eksikliğini gösteriyor. Şimdi bende biliçe sallama taraftarı değilim yenildi diye fakat maç içerisinde benim bile gördüğüm aksaklıklara hiç bir önlem almaması akıl alır gibi değil. Maçla ilgili öngörüyü analizi vs. geçtim ama maç içerisinde bunu değiştirebilmen için birçok hamle şansın var. Hiçbirini yapmadı. Hatta üç oyuncu değişikliğik hakkını kullanmadığı bir çok maç hatırlıyorum puan kaybettiğimiz. Kulüben iyi olmasa bile sahadaki oyunculara bir mesaj vermesi açısından değişiklik haklarını kullanmalı diye düşünüyorum.
Bende son bikaç maçtır parlayan Necip’i ödüllendirmek isterim, Pektemek’i desteklemek, Olcay’ın hırsını kullanmak, Töre ne olursa olsun sahada kalsın isterim. Hatta elimden gelse hiç bir oyuncu yedek kalmasın hepsi oynasın isterim. Çünkü ben taraftarım takımla aramda duygusal bir bağ var. Heyecanıma yenik düşerim, bir maç kızarım sonra Veli’yi hayatımın ilk sırasına yerleştiririm. Ben taraftarım çünkü duygusal davranırım. Ama tüm bunları Biliç’in yapmaya hakkı yok. E o insan değil mi diyebilirsiniz fakat buna ragmen çok ciddiyim benim gibi düşünmeye hakkı yok. Benimle, sizinle bir farkının olması gerekiyor bu seviyeye çıktıysa. Kimse kusura bakmasın bir maç sonra biliç’i izin verirseniz asmak istiyorum. Yenince iyi yenilince yerin dibine sokmak istiyorum. O şuan fb maçına konsantre olabilir fakat ben hala dünün kızgınlığını atamıyorum. Arsenal’a yenilebilirsin ama şu takıma yenilemezsin hemde her iki maçta

Maçı yerinde izleyenlerdenim.

Bu ihaleyi Tolga'ya yıkmak büyük resmi kaçırmak olur bana kalırsa. Ben de oradaydım ben de kızdım sinirlendim , sövdüm ama ıslık olayına resmen kanım dondu . Ulan hiçbirşeyi düşünmüyorsun da hafta sonu oynanacak maçta kim koruyacak kaleyi ? Sambade mi geçecek ? Maç 1-1'ken takım ıslıklanır mı yahu ? Walla çok doldum bu konuda ama yapacak da birşey yok ...

Yukarıdan izlediğinizde çok net görüyorsunuz iki takım arasındaki farkı.

Oyuncuların yerleşimi , taktik disiplini , yardımlaşması , görev tanımları o kadar net ki herşeyi okuyabiliyorsunuz.

Bizim çok temel sorunlarımız var. Oyuncu özelliklerinden başlar saha parselasyonuna kadar gider. Bunlar yeni oluşan sorunlar değil , süregelen sorunlar. Çözümlerine dair işaret yok .

Geçen senenin Beşiktaş'ını izlediğinizde Fernandes'in ne kadar ayrık olduğunu kafasına göre takıldığını , takım bütünlüğüne zarar verdiğini , Olcay'ın alan boşaltarak yaptığı saçma sapan preslerin nası kontralara döndüğünü , Veli'nin teknik ve denge problemlerinin nasıl dar alanda sıkıntı yarattığını izliyordunuz.

Şimdi bakıyorum aynı sorunlar yine var. Birşey çözülmüyor.

Samimiyetle soruyorum : Beşiktaş neyi iyi yapıyor ?

Yani ortalama bir futbol izleyicisi olarak bakıyorum , iyi kontra atak yapamıyor , oyunu rakip yarı sahaya yıkamıyor , pas oyunu oynayamıyor , duran top organizasyonu yapamıyor , topun arkasına geçince alan kapatamıyor , ceza sahasına adam sokamıyor , sırtı dönük oynayabilen oyuncusu yok . Eee neyi iyi yapabiliyoruz abi biz yada birşeyleri iyi yapabildiğimiz maç sayısı niye koca sezonda 5 maç oluyor ?

Bu maç özelinde ben Biliç'in çıkardığı takımın kesinlikle doğru olduğunu düşünüyorum. Oyun stratejisi de kesinlikle doğruydu , maçı kenarlara yaydı sıkışan oyunu açmaya çalıştı , biraz daha bekler oyuna girebilse daha erken gol de bulurduk . 2. yarıda Cenk - Mustafa değişikliğine kadar yaptığı her şey doğruydu . Orada yanlış tehşis yaptı bence . Topu ileri götüremediğin bir ortamda forveti değiştirmenin ne manası var ? Orta saha oyundan düştü çok net bir şekilde. Gol lazım ama top götüremiyorsun abi 2 forveti oyunda tutmak anlamsızlaştı orada. Bunda forvetlerinde etkisi var. Kayseri maçının en önemli aktivitelerinden biri Demba'nın sürekli orta sahaya gelip pas istasyonu yaratmasıydı. Bu maçta iki forvette savunmanın kucağında son derece hareketsiz oynadılar. Hadi Demba'nın profili bu da Mustafa'nın özelliği zaten gezgin olmak , niye bu kadar sabit durduğunu hiç ama hiç anlamadım.

Söylemek istediğim çok şey var ama buraya 10 word sayfası yazı yazmam gerekir , kimsenin de canını sıkmaya gerek yok . Lig devam ediyor sonuçta henüz bitmedi.

kokocambo dedi ki...

Tolga veya işte hep bahsediyoruz ersan mustafa denklemini aşmak mevzuları. Bugünlük olay değil, ancak 1-1'ken adamı yuhalarsan kazansan bile kayıpsın. Hayır, biz ne zaman adam harcayan tribünlere dönüştük anlamıyorum, benim aklıma pek isim de gelmiyor açıkçası. 4 hafta 5 hafta maç alamayıp yine de gelen adamlar, bir maç için takımın kaptanını nasıl satabiliyor, ben nerede kaçırdım meseleyi anlamıyorum. Beşiktaş'la ilgili gözlemim, ülkenin defolarının birebir yansıdığı bir oyun silsilesi içerisinde olduğudur. Bunu daha büyük resimde milli takımda yaşadık, yaşıyoruz. asmaya kesmeye gerek yok, hepimiz gördük görüyoruz. Brugge maçında antrenörün biri, diğerini çok net ezdi. Lâkin mesele o değil.

Biz, bugünü sorgulayıp geleceğe yatırım yapmıyor muyduk? Öyleyse, yeni stadda en az 1 sene biliç'e şans vereceksin. Tribün de bunu isteyecek, yok öyle bana zaten dünya alemin takip ettiği maçta stadı doldurmak ama geri kalanlarında boş arazide oynatmak. Geldiğin bir iki maç oluyor zaten onda da 250 bin tl ekstra zarar veriyorsun, para kazanıyormuş gibi kulüp.

Tekrar ediyorum, bugünü sorgulayıp geleceğe yatırım yapıyorsak, sene biter bitmez açıkla özen'i, biliç'le devam et. İş adamı, tüccar adam bana istediğim transferi ucuza kapatsın, projelerimi uygulayacak iradeyi koysun kâfi.

Başka da sözüm yok. Bu maç özelinde yorumlarda yeni yeni isimler görüyorum ve birkaç kişinin hırsını hala dizginleyememesi dışında herkesin aklı başında olduğunu görmek çok mutlu edici.

Zaten, bu ortamı ilgi çekici kılan, sitede her maç önü ve sonrası hitleri artıran şey Gürcan'ın ara ara girerek kendini tatmin edip çıktığı yazılar değil, altındaki pırıl pırıl yorumlar. O yüzden seviyoruz zaten. Nokta.

P.S.: James_Sneijder ve BesiktaskUlan'a saygı ve selam.

Barreto dedi ki...

Bu taraftar, bu oyuncular ve bu hoca ile yani bu malzeme ile bu Brugge'u eleyemezmişiz. Malzemeci Süreyyayı kenara ayırıyorum. Herkes bütünlemeye kaldı. En fazla taraftara, sonra sakar oyunculara, sonra hocaya, biraz da hakeme kızdım. Yazacak çok şey olmakla birlikte sezon sonunu beklemek en iyisi olacak.

SinnFein dedi ki...

@Övünç,

Abi taraftara çok uyuz oluyorum. Bu kadar hiçbirşeyi beğenmeyen bir topluluk görmedim.. Gelen hiçbir hocayı beğenmiyoruz. Bu kadar çabuk medyanın manipülasyonuna gelmemeliyiz bence!

Ben takımın tamamına 10 verdim. Buraya kadar geldikleri için bizi tekrar heyecan yaşattırdıkları için ki kimse böyle bir başarı bile beklemiyordu sene başında. O yüzden bu kadar vurmamak lazım..

Taktik, takım oyunu yorumlarına gelirsem. Tamamına katılıyorum. Bu takım neyi iyi yapıyor? Takım oalrak komplike oyun oynaması dışında aslında bir başarısı yok.. Veli, Olcay, Ersan gibi adamlar rotasyon oyuncusu olmadıkları müddetçe istediğimiz başarıları, dominant oyunları ortaya koyamayız bu çok net.. Olcay, veli gibi adamlarla oynayacaksan Dortmundvari oynaman lazım. Topu rakibe bırakıp, şok presle kazanmak ve hızlıca kaleye inmek. ama bunun için de uzun gelecek toplar için veya ters kanada atılacak toplar için çok iyi bir ön libero ve stoper ikilisine ihtiyacımız var. Bu var mı yok malesef!

Bizim oynadığımız sistemde kapanan rakiplere karşı bekleri oyuna sokman lazım. bunu da yapacak olan kanat forvetlerin. Topu alıp beki boşa çıkarttıracak, kaçmasını sağlayacak. İlk yarı Gökhan bunu 1 kere bile Opare'ye yaptıramadı..

1 kaleci
2 sağlam stoper
3 Makalele tadında ön libero
4 iyi bir kanat forvet..

bu adamların hepsi de mutlaka şampiyonluk yarışına girmiş yaşamış adamlardan seçilmeli..

Ve BİLİÇ'E MUTLAKA YENİ STADTA BİR ŞANS VERİLMELİ

turgay dedi ki...

35 metreden gelen bir golle elenebilirsin, 90da karambolden bir golle elenebilirsin veya frikik olur ne bileyim organize bir atak olur korner olur falan filan her şekilde gol yenir de o gol yenmez kimse kusura bakmasın. tolga maç boyunca hiç güven vermedi ve en sonunda da güzelce sıvadı. yanında rakip oyuncu varken geriye doğru hareketlenip topu uzaklaştırmaya çalışmak ve yanındaki adama topu nişanlamak müthişti gerçekten. çok kızgınım. her türlü elenmeye varım ama böyle saçma sapan elenmeyi yediremiyorum. 1-1'den sonra resmen uyku moduna giren takıma nasıl müdahale edemiyor bilic ? hem de geçen maç aynı sıkıntıyı yaşamışken nasıl müdahale olmuyor. böyle saçma sapan yanlışları yapma lüksümüz yok bizim.

turkkant dedi ki...

Övünç'e ben tam katılmıyorum. Bu takımın bu sene aldığı puan, Avrupa'daki sonuçlar bazı şeyleri doğru yaptığını gösteriyor. Özellikle 0-0'ı gayet iyi oynayan bir takımız. Genelde bir şekilde golü de buluyoruz. Sorun devamı... İki maçı da aynı şekilde 1-0'u oynamayı beceremediğimizden kaybettik. Temel soru şu, bir takım öndeyken neden hep düşer?

Bir, rakip otomatikman daha ofansif oynar, haliyle ister istemez sizi ceza sahasına iter. Kaleni savunman gerekir. Beşiktaş'ın geri dörtlüsü ve kalecisinin kalitesi bu yönden düşük. Cenk-Tolga değil de Muslera olsaydı, kendinize sorun, şu an kaç puan fazlamız olurdu? Bence lig bitmişti. Keza tek usta bir stoper çok fark yaratabilirdi.

İki, hocanın kıfayetsizliği. Ki bu çok bariz. Takım telaşlanıyor, hemen koruma psikolojisine giriyor, bunu çözecek olan da hocadır. Oyuna müdahaleleri de genelde yetersiz. Herkes golden sonra ortayı üçler diye bekledi, ama hoca yapmadı. Neden? Muhtemelen Atiba'nın sakatlık sonrası fizik kalitesine güvenemedi, Oğuzhan alırsam iyice kısalırım diye endişelendi. Sahada Necip yerine Ersan olsaydı aynı telaşı yaşar mıydı acaba? Muhtemelen hayır, ama işte Necip iyi oynadı ya, ona yer açması lazım...

turkkant dedi ki...

Tolga-Cenk eleştirilerine ben pek katılmıyorum. Benzer saçmalamaları ilk maçta Cenk de yapmıştı. Tek fark, şanslıydık, gol olmadı. Al birini vur ötekine. İkisi de vasat kaleci. Haydi Tolga'nın iki sene daha kontratı var, gönderemiyorsun, hangi akla hizmet Cenk'le yeniledik, anlamak mümkün değil. Toplamda sanırım 4-5 m. euro bağladık. Şimdi nasıl kaleci alacaksın, haydi çık bakalım işin içinden...

Aynı mantıksızlık Ersan için de geçerli. Necip kadar güvenemiyorsan, senelik 1,4 milyon euro verilir mi güvenemediğin stopere? Tuhaf...

@SinnFein

Abi bence Biliç maç stratejisi oluşturma , üzerine kafa yorma konusunda çok üst düzey bir adam . Rakibi çok doğru okuyor maçtan önce . Bunda yardımcılarının etkisi ne kadardır veya nedir bilemiyorum ama işi hakkıyla yapıyor .

Mesela devre arasında Demba'ya "çok hareketsizsiniz , biraz orta sahaya çıkıp top alın " dediğini görebiliyorsun sahada ama iş bununla bitmiyor işte.

Maç sonu ne dedi Biliç dinlediniz mi ? Ben yazayım :

" Devre arası ısrarla takım bütünlüğünü bozmamalarını söyledim "

Beşiktaş'ın takım bütünlüğünün bozulmasının 1 numaralı faili kimdir ?

Taraftar mı , oyuncular mı , teknik direktör mü , rakip mi , hakem mi , zemin mi ?

Buradaki arkadaşlarla anlaşamadığımız nokta tamamen bu .

Taraftar olayını gerçekten aklım almıyor , Maç başlığında da yazmıştım GS Liv Hospital maçında ki taraftar saçmalığını . Adamlar tamamiyle kendini tatmin etmeye geliyorlar , bu zihniyetin değişme ihtimalini çok zor görüyorum . Türkiye standartlarında renklerden bağımsız çok zor. Cehalet zor iş .





tarik dedi ki...

Ben burada bir gün theo ve devamı BJK4EVER tarzı yorumların azalarak bitmiş olmasını temenni ediyorum.

Kötü de oynıycaz, akıl tutulması da yaşıycaz, heyecandan elimiz ayağımıza da dolaşıcak! Genç bir ekip, genç bir hoca ile bunları yaşamamız çok normal.

Umarım önümüzdeki yıl hocamız stada başımızda çıkar!

turkkant dedi ki...

Bu arada Gattuso Veli tüm eleştirilerden aradan sıyrılmakta.

Kontratı yaptığından beri idareten oynuyor. Bu maçta da orta sahada hiç varlık gösteremedi. Üzerine yediğimiz golde Tolga'dan sonra baş suçlu. Degajda hadi vuramadın, en azından rakibini boz, onu da yapamadı, adam kafayla asist yaptı.

Benzer yetersizliklerini her büyük maçta görüyoruz. Geçen sene GS maçında pas hatası yaptı Drogba'dan golü yedik. Bu sene Fener maçında pas hatası yaptı golde ihale dermarke Alper'den çalımı yiyen Necip'te kaldı. Keza GS maçında Melo ile eşleşti, golü yedirdi Veli.

Veli bir ön libero için kısa, orta saha için tekniği yetersiz. Veli gibi Tayfur gibi orta sahan olursa işte 10 senede 1 şampiyon olursun.

cochise dedi ki...

@tarık
ne demek istediğini anlayamadım. Şurada aklı başında-makul olmayan kaç eleştiri var. her ne şartta olursa olsun destek denilecek yer staddır. Bizim zaten herhangi bir baskı gücümüz yok ama olsa da bu şekilde olmalı. İşler yanlış olduğu düşünülürken destek vermek bilakis köstektir. Şartların da Stadsızlığın herkes farkında. Ama sorun edilen şeylerle bunların bir alakası yok. Biz burada maçları konuşmayacak; eleştiri yapmayacaksak ne konuşacaz abi. Niye var bu blog. Aa ne güzel yendik; ama yenildik ama yine deneyelim daha iyi yenilelim diye birbirimizi gaza getirmek için mi? Onun yeri stad. Orda da onu beceremiyoz..

@turkkant
dünün leşlerinden biri de Veliydi. haklısın.

sedila dedi ki...

Bu sene sahamızda FB'ye GS'ye yenildik, Taraftar ne yaptı, protesto mu etti, küfür mü etti? Efendi gibi takımını desteklemeye devam etti. Ama dün özellikle Tolga'nın yaptıkları taraftarı çileden çıkarmaya yetti bence.
Tolga'nın yaptığı hata değildi, hata olsaydı kimse bu kadar tepki göstermezdi.

Bunun dışında bu takımın her sene üstüne koyarak ilerleyeceğini düşünüyorum. Biraz şans, biraz sabır, çokca da plan gerekiyor.,
Bu sene şampiyon olmakda bu gelişimi çok hızlandıracaktır.

~Poseidon~ dedi ki...

Net bir şekilde görüldü ki bizim olayımız açık futbol oyanayam takımlar ile.
Bize karşı kapanıp kontra kovalayacak her takıma karşı garip bir duruma düşüyoruz.
Takımın tecrübesizliği o kadar açık ki. Golün şoku sonrasında taraftarın tutumu ufacık çocuklar için maçı içinden çıkılmaz bir noktaya getirdi.

Tolgaya ayrı bir parantez açmak lazım. O kadar kötü ve güvensizdi ki onun bu hali takımı da korkuttu.
Yani aslında maç enteresan bir şekilde ilk golü yememizle birlikte hala çok fazla şansımız olmasına rağmen hem futbolcular hem de taraftarlar nedzinde sonuçlanmış oldu.

Aslında Biliç bence başına gelecekler konusunda uyanmıştı daha önce bir kaç kez hem taraftaa hem de futbolculara SABIR temalı mesajlar verdi ama nafile.

Canları sağolsun diyelim ama İsmail Kartal'da mevzuya uyanıp yaldır yaldır saldırmazsa bizi kontra ataklar ile paket edecekelrini görmüştür.

İşimiz zor olacak...

Basar dedi ki...

Eleştiriye eyvallah, Biliç değişsin, o topçu gitsin, bu topçu gelsin eleştirilerine eyvallah, taktik değişsin eleştirisine eyvallah ama maç 1-1'ken yuhalamak nedir kardeşim? Ayrıca Tolga geçen yıl annesini kaybettikten 3 gün sonra maça çıktı, adamın ölmüş annesine küfretmek nedir kardeşim?

Liverpol'u elerken iyi Brugge'ye elenince mi kötü oldular?

Bu takım 3 gün sonra derbi maçına çıkacak, yuhalanan - küfür yiyen adamın aidiyeti mi kalır? Şu ana kadar verdiği emeğe, döktüğü tere ayıp olmuyor mu? Alkışı çoktan hak ettiler. Benim beklediğim maç sonu bu takımın alkışlanmasıydı. Böyle taraftara da taraftarlığa da yazıklar olsun. Hiç sevinmek için sevmedik teraneleri okumayalım, bildiğin skor taraftarıyız. Kazanırsa alkış, kaybederse küfür kıyamet... Yazıklar olsun!

Basar dedi ki...

Bir arkadaşım tüm düşündüklerimi yazmış. Daha kısasını geçen gün yazmıştım.

Takımın tüm oyuncularına, tüm teknik kadroya, kıt kanaat stadı yapmaya calisan yonetime, ezcümle hepsine bana bu sezon yasattıkları gurur icin tesekkur ediyorum.
Pazar fener macını da muhtemelen kaybedecekler, canları sagolsun.
Belki ligi 3.bitirecekler, yüksek ihtimal hatta bu dünkü yuhalamalardan sonra. Benim icin zerre önemi yok.
Rakiplerinden 10'ar 15'er mac fazla oynamıslar, dünyanın cevresini dolasacak kadar seyahat etmisler, yapabilen olan yetenegini, beceremeyen yüregini katmıs.
Kendi adıma ben razıyım, Allah hepsinden razi olsun..
Sagolun, varolun cocuklar..

sedila dedi ki...

Sorun kötü oynamak , iyi oynamak, yenilmek, elemek değil. Çoğu Beşiktaşlı da benimle aynı görüşte olmalı ki, yıllardır büyük bir başarısı olmayan takımımızı her başarısızlıkta biraz daha fazla seviyoruz.
Fakt dün yediğimiz ilk golde;
ben panik bile yapmadın atak gelişirken, çünkü tehlike yoktu, kaleci çıkıp topu alacaktı, ama bekledim bekledim bekledim saniyelerce bekledim gelen giden yok ve bammm golu yedik. Taraftarda buna kızdı, buna çıldırdı. Eee tabi burada taraftarın da, empati kurup, kalecinin de bir insan olduğunu, maç içerisinde 15-20 sn lik dalgınlıklar yaşayabileceğini, önemli olanın gol kurtarmak değil, güzel konuşmak olduğunu vs yi hesaba katması gerekirdi.

YSY dedi ki...

Beyler şimdi şöyle düşünün biraz da hafif metafor yapalım; bende bir idareciyim yanımda çalışan insanlar var ve hepsi canı gönülden gayret ediyorlar ve herkesin kapasitesi kendine göre belli. Eğitim veriyorsun destekliyorsun vs ve belli bir yere geliyorlar ama kimisi belirli bir yere kadar işte. Şimdi kalkıp ortalama birisine ceo'lar topluluğuna şöyle bir sunum yapacaksın dediğimde elbetteki elinden geldiğince birşeyler yapacaktır ve hatta kendini de aşabilir ama o kadar işte elinden o geliyor kapasite o kadar yani fazlasını beklemek kişiye zarar verir. Bizim futbol takımının durumu da buna benziyor biraz. Töre, serdar iyi gelişim gösterdiler, olcay-motta kısıtlı örneğin. Bu şekilde zaten lokalde iyisin ve hatta bu halinle lig liderisin ama (madem iş hayatından örnekle gidiyoruz :) ) iş ihracata gelince senin ürünün artık yetmeyebiliyor, defoların ortaya çıkıyor aynen aslında bizim ülkenin durumuna benziyor futbolumuzda. Birşeyler var ama tam değil hep eksik. Bu bizim takım içinde geçerli diğerleri içinde. Diyebilirsiniz ki olabilir yenilebiliriz brugge kıstas mıdır hayır ama yenildiğimiz şekil çok bariz ve rastgele yenilmedik, kanlı canlı yenildik yani ve hatta iki maçta da aynı şekilde yenildik. Var mı diyebilirmisiniz bizim ligde şu takım brugge'ü orada burada yener diye. Yok işte o kadarız yani abartmaya gerek yok. Fiziksel olarak gelişimin de ötesinde mental olarak gelişmek lazım. Ayrıca bu takımda ve hatta camiada diyeyim demirörenle başlayan schuster dönemi ile büyüyen sonrasında aybaba dönemi ile tavan yapan ve o seviyelerde hala gezinmekte olan bir virus bir bug oluştu. Herkese sirayet etmiş. Bunu temizlemek için önce ne olduğumuza bakmak ve ne olduğumuzu anlamak lazım. Takımın bu performansı herkesi biran olsun ümitlendirdi ve beklenti içine soktu, düşünün başkan bile havalara uçtu çaklar maklar falan brugge çekince. Herneyse ama biz taraftar olarak yurtdışına çıkınca buradan bir mercedes olmasa da hadi en azından bir vw çıksın istiyoruz. Haklıda olabiliriz çünkü taraftar yıllarca ha bu sene ha seneye diye diye kaliteli makina gibi işleyen bir takım görmeye hasret kaldı. Evet kabaca baktığında hiç olmaz denilebilir mi gayette olabilirde ama yap bakalım olmuyor işte. Malzemeyse malzeme paraysa para adamsa adam. Yapabilmek için farklı meziyetler gerektirir, bilgi kültür ve en önemlisi sabır gerektirir. Klüp daha önce ömründe hiç kalkışmadığı şekilde bir yapılanmaya gitti ve bunu tonla yükün altındayken yaptı. Bunun meyvasını ikinci senesinde beklemek biraz insafsızlık olur. Kaldı ki hiç meyva vermedi de değil yani. Önce projeyi ortaya koyup ona inanıp sabır göstermek lazım. Kültürün oluşmasına müsaade etmek lazım. Bizim ülke için çok zor şeyler bunlar. Lütfen sene sonu çıkacak olan sonuç ne olursa olsun ister şampiyonluk isterse 3. lük, çıkacak olan neticeyi biraz bu perspektiften bakarak değerlendirelim derim ben.

yilmaz dedi ki...

@cochise, @turkkant abi leş ne demek ayıp etmiyor musunuz ya?

Veli gattuso değil anladık, ne güzel örneklerini de sıralamışsınız maşallah da, "yazdıklarınıza göre" bu kadar kapasitesi düşük bir adam, yıllardır Beşiktaş'ın ortasahasında oynayabiliyorsa burada küçücük de olsa bir saygı gerekmez mi?

Bu kadar süredir oraya adam bile bakılmıyorsa bu adamın f/p oranından kaynaklanıyor olabilir mi mesela? Neredeyse bütün bir Beşiktaş kariyerini, verebileceği maksimum verimi vererek bir adamı 3-5 maçı cımbızlayıp çekerek "leş" diye yaftalamak, "gattuso veli :P" diye dalga geçmek yakışıyor mu abi?

Siz de biliyorsunuz ki bu adam 3-4 yıl daha Beşiktaş'ın ortasahasında oynayacak. Onun da içinde bulunduğu başarılar geldikçe söyledikleriniz gelir aklınıza, yapmayın lütfen.

Zaten takımda birşeyler kötü gitmeye başlayınca kellesi istenen ilk adamlar veli,olcay,serdar,necip. Bu adamlar sayesinde liverpool'u elemek, hemen unutulur. O maç hiç yaşanmamıştır aslında.

Takım çok kötüydü, kaleci çok kötüydü basit hatalar yaptı, veli çok kötüydü, defans çok kötüydü, bilic formsuzdu. Biz de Avrupa liginden elendik. Başımıza ilk kez gelen bir şey değil. Beşiktaş tarihi "bu tip" sayısız elenme ile dolu. Büyüklüğümüz şaşalı başarılarımızdan değil, her seferinde yeniden o sahnede yer almaktan geliyor. Liverpool'dan 8 yedikten 8 sene sonra o takımı eleyebilecek kapasiteye gelebilmemizden geliyor. Bunu da atlatacağız.

Eşleşmenin 180 dakikası boyunca Brugge haketti turu, helal olsun. Bizimkiler de bu turda çok şaşırttı beni de herkes gibi. Hayal kırıklığı yarattı. Sanki bu turu geçseydik, ilerleyebilecekmişiz gibi geliyordu bana. Olmadı, yine de canları sağolsun. Bu sezon, ileride gelecek da başarılı sezonların habercisi olacak benim gözümde.

Basar dedi ki...

Bu takımda yönetim, teknik kadro ve futbolcular her zaman değişebilir. Daha iyiler, kabiliyetliler başarılı olanlar her zaman ihtimal dahilinde gelebilir ama sadece ve sadece bu dandik taraftar değişmez.

Böyle taraftarı olan camialar ileri gidememeye mahkumdur. Örnek: Ah Seba biz sana yanlış yaptık, şimdiki aklım olsa öyle bağırmazdım diyen taraftardır.

turkkant dedi ki...

@yilmaz

Gattuso Veli ufak bir ironi, o kadar abartılacak bir şey değil.

Ben son dönem performansını beğenmiyorum. Değerli bir oyuncu, ön alan presi zaman zaman çok faydalı olabiliyor, ama ideal ilk 11 için kalitesi hiçbir zaman yetmeyecek. Benim hayalimdeki Beşiktaş'ta Tolgay, Oğuzhan, Sosa gibi oyuncuların arkasında Melo, Obi Mikel, İnler gibi daha uzun ve ayağı daha temiz bir oyuncu var.

tarik dedi ki...

Ya bırakın arkadaş. Kiralık Furkan'ı kadroya almadığı için hocayı eleştiren insanlar, bugün sakat Opare çıktı diye de eleştirirse ben bu eleştiride akıl mantık görmediğim gibi iyi niyet de göremem.

Unknown dedi ki...

bazı şeyleri taraftar teknik direktörden daha iyi görür. çünkü teknik direktör futbolcuyu değerlendirirken işin içine duygusal faktörler ikili ilişkiler de girer.

sahada bir futbolcu kötü oynayabilir, hata yapabilir, formsuz bir dönem geçirebilir zaten taraftar futbolcuya güveniyorsa bunları sineye çeker bkz: demba ba haftalardır berbat durumda ama yapabileceklerini biliyoruz en önemlisi demba ba var diye hayal edebiliyoruz bazı şeyleri.

bu kadar girişten sonra asıl meseleye geliyorum, arkadaşlar "veli kavlak" saf bir şekilde kötü futbolcudur. yani bir adam ancak bu kadar bağırabilir ben kötü futbolcuyum diye. yani bir insan beşiktaşlı olur veli kavlak'ı nasıl beğenebilir aklım almıyor. dün için değil geçmiş 2 sene ve gelecek 10 sene içinde aynı şey geçerli. veliyle büyük maçlarda iyi oynaman çok çok düşük bir ihtimal. kral çıplak.

keza ersan gülüm denen tanımlayamadığım cisim. bakın futbolcu bile diyemiyorum. hani medyadan kopuk yaşayıp sadece maçları izlesem heralde TFF takımlara engelli kadrosu açtı derim. bunlara nasıl o sözleşmeleri verdiler aklım almıyor ya. işte biz o gün tükendik işte o gün umudum kırıldı.

şimdi isteyen bık bık konuşsun o beğenmediğin adamlarla ligde lideriz avrupada buralara kadar geldik. işte bu adamlarla ligde "bu" haftalarda lider olursun, avrupada da "buralara" kadar gelirsin. üstelik takımda çok kaliteli adamlar ve iyi bir teknik ekibin varken bu da sürpriz bir şey değil.

veli,ersan,mustafa,cenk. kim bunlar? yabancı sınırı kalktıktan sonra devasa kontratlar imzaladığımız kişiler. arkadaş dalga mı geçiyorsunuz.

bacon1903 dedi ki...

Ah ah ah boyle bir firsat gelirmi bir daha dnipro sonrada yari final banko yari finalimiz vardi sonrasi???? Tamam cok kotuyduk ama allah yuzum uze guldu.One gectik atiba sakatsa al atinci hadi ersana bile raziyim durdur su de sutteri mucadele et o mustafanin kacirdiginin fazlasi toreye gelecekti.Tarihimizde boyle bir sans gelirmi insallah gelir????!!!!

bacon1903 dedi ki...

Ah ah ah boyle bir firsat gelirmi bir daha dnipro sonrada yari final banko yari finalimiz vardi sonrasi???? Tamam cok kotuyduk ama allah yuzum uze guldu.One gectik atiba sakatsa al atinci hadi ersana bile raziyim durdur su de sutteri mucadele et o mustafanin kacirdiginin fazlasi toreye gelecekti.Tarihimizde boyle bir sans gelirmi insallah gelir????!!!!

bacon1903 dedi ki...

Ah ah ah boyle bir firsat gelirmi bir daha dnipro sonrada yari final banko yari finalimiz vardi sonrasi???? Tamam cok kotuyduk ama allah yuzum uze guldu.One gectik atiba sakatsa al atinci hadi ersana bile raziyim durdur su de sutteri mucadele et o mustafanin kacirdiginin fazlasi toreye gelecekti.Tarihimizde boyle bir sans gelirmi insallah gelir????!!!!

cochise dedi ki...

@yılmaz
dur orada hocam. "dünün leşlerinden" demekle herhalde kötü oynadı demek istediğimi anlayabilmişsindir. Eğer bir yanllış anlama varsa düzetlelim. Yani biri kötü oynadığında "dünün kötülerindendi" dediğinde o kişi kötü demek istemiyorsun ya o şekilde bakalım. Leş burada metafor oluyor; leş gibi oynadı yani ölü gibi top oynadı. Ölü gibi adam değil yani. Ben hiç topçuma hakaret asla etmem. Hele Veli gibi yürekli insanlara. Ben hayatımda hiç bir beşiktaşlı oyuncuya küfretmedim. Karakter sorunu olanlar hariç nefret de etmedim kötü oynasalar bile. Gökhan süzen gibi karakter yoksunu tipler hariç yani.

Şu anda şu anlayamadığım bir olay yaşanıyor. Burada on eleştirinin dokuzu yapıcı; hoca şunu niye şöyle yapmadı falan tadında. Ne yapalım ya ben anlamadım. Dün harikaydık, hiç bir sorun yoktu falan filan mı diyelim. Geçen sene 3-3'lük Fener maçında herkes salladı takıma ben direndim. ÖYle oynayalım yine kızamam çünkü maç içinde bambaşka birşeye dönüştü. Ama dünkü bağıra bağıra gelen bir maçtı. seyirci yazdım sorumlu olarak. staddaki maç devam ederken her türlü ıslık mıslık yapandan tiksiniyorum. Ama o işle burada eleştiri yapmayı karıştırmayalım yahu. Sanki iki grup var; birisi yenilgiyi sakin karşılayan canları sağolsuncu tayfa. Diğeri Tolga'nın anasına söven hayvanlar. Her eleştiriye niye tepki gösteriliyor; niye tekilleştiriliyor. Yani şurada Biliç'e eleştiri yaparken "ama 3. olsak bile seneye en az 1 dönem daha devam edilmeli" demek zorunda hissediyorum neredeyse. Bir çok kez de yapmışımdır. Takımı eleştiren daha az sevmiyor emin olun.

~Poseidon~ dedi ki...

@bacon1903

Herhalde bu konuda ironi yapıyorsun. Brugge kurasındaki Fikret Orman görüntüleri ile herkes dalga geçiyor. Tamam Liverpool'u eledik anladım ama ben dahil Brugge'u geçeriz özgüveni nereden geldi ki. Geçsek bile bir tur daha atlayacağımızın garantisi ne?

Bize açık oynayan bizden güçlü kura gelirse tur atlama şansımız, mütevazi, haddini bilen ve kapanan takımlara karşı olduğundan daha fazla. İkinci tür takımlara kkarşı becerebildiğimiz bir oyun formasyonumuz yok.


Kendimizi bu kadar dev aynasında görmesek sanki çok daha başarılı oluruz. (Bu söylediğim kulüp, taraftar, TD ve yönetimin hepsi için geçerli.)

Daha çok yolumuz var.





cochise dedi ki...

Ve Veli'yse konu çok çok severim. Yüreklidir falan. Ama önemli maçların hepsinde bir gömlek altta kaldığını görmemek mümkün mü? Ha gitsin falan demem ama daha iyisini bulmamız gerektiğini de söylerim. Tabi bu velinin suçu değil elbette...

tarik dedi ki...

cochise

sen, övünç, basar vs. gibi eleştirilere tepki gösterilmiyorki.

hocaya, topçuya hakaret edenler, olayları genelleştirenler tepki görüyor burada.

adam diyorki "veliyle anca bu hafta lider olursun."

ulan sanki her sene 15 hafta lider oluyorduk, manasızlığın bu kadarı.

ercan taner'in yazısını okumanızı öneriyorum:
http://www.ntvspor.net/yazar/ercan-taner/1722/taraftarlik-ve-fedakarlik---

hayır taraftarın arasında ölçüsüz izansızlar yüzünden, başkana "hocadan memnun musunuz?" diye soracak cüreti gösteriyor basın.

ulan, lider takımın başkanına sorulacak soru mu bu? git gs fb ts'ye sorsanıza! ama onların taraftarı bile bu kadar izansız değilki.

ismail kartal'dan, hamza hocadan fazla eleştiriliyor ya hocamız. ben 3 senedir akigo kombinesi alıyorum takımımı senede 1 de olsa görmek için, hamzanın hocalığını bilmesek neyse. adamlar buna sahip çıkıyor, biz bilic gibi kişiliği 10 numara, hocalığı son 10 yıldaki en başarılı beşiktaş derecelerini ezip geçmiş insanı eleştirirken yırtıp parçalıyoruz.

cochise dedi ki...

@tarik
sen de haklısın :) milleti eleştirdiğim tektipleştirmeyi ben de yaptım sanırım. Burada belki yok ama genelde var böyle. Ya "o"sun ya "şu"sun. o da değilim şu da..

bacon1903 dedi ki...

Ah ah ah boyle bir firsat gelirmi bir daha dnipro sonrada yari final banko yari finalimiz vardi sonrasi???? Tamam cok kotuyduk ama allah yuzum uze guldu.One gectik atiba sakatsa al atinci hadi ersana bile raziyim durdur su de sutteri mucadele et o mustafanin kacirdiginin fazlasi toreye gelecekti.Tarihimizde boyle bir sans gelirmi insallah gelir????!!!!

hem liverpool hemde dünkü maça giden biri olarak nacizane tespitimdir.

liverpool maçında stada gelen taraftar kafası,yenilse de fark etmez bize bu güzel maçları yaşatan takımı izleriz kafasıydı.yani çok daha takımı sahiplenen bir taraftar vardı.oyunun hiçbir dakikasında takımı strese sokan,moral bozan yada topçuları aceleye sevk eden hareketler yoktu.aynı takımın o günkü taktiği taraftarda da vardı.maç doksan dk. ve sabır.

üzülerek belirtmeliyim ki;dünkü taraftar tamamen başarı endeksli tur atlarız,kek bunlar 4 atarız, kutlamaya gidelim diyen kafayı bulmuş tiplerdi.kuzey tribünde idim inanın daha 10.-15.dakikalarda nasıl küfrediyorlar her top kaybında şaşırırsınız. (bu bahsettiğim kötü profil % 15-20 yi geçmez.)VE BU TAKIM 62.dk ya kadar rakibe top göstermedi dengeli, disiplinli top oynadı.

maça baktığımızda ise yediğimiz gole kadar bence işler yolundaydı.1-1 den sonra takımın tamamen durmasının o şok halinin açıklamasını bulamıyorum,kabullenemiyorum. birilerinin beşiktaşa gol attığında veya yediğinde maçın bitmediğini anlatması gerek.

tolganın yaptığı o hata gerçekten affedilir gibi değildi. aynı hatayı bir kaç kez üst üste yapması da yukarıda bahsettiğim dün akşam ki taraftar topluluğunun zıvanadan çıkmasına yetti. tabii ki taraftarlar suçluyu bulmuştu. yuhalamak iyidir,kötüdür oralara girmeyeceğim. kişisel olarak benim kesinlikle her zaman karşı olduğum ve çok sevimsiz bulduğum bir eylemdir ve beşiktaş tribünlerinde olmamalıdır.

beşiktaş gerçekten gelecek yıllarda başarılı olmak istiyorsa,avrupa da başarı istiyorsa duygusallığı bırakıp mutlaka iyi bir kaleci ile beraber iyi savunmacılar almalı diye düşünüyorum.

ve elendikten sonra hep aklımda olan dnipro nun brugge eşleşmesi ile iyice bunalıma girdim.

yinede bu takımdan beklentilerimizin fazlası oldu diye düşünüyorum.canları sağ olsun.

YSY dedi ki...

@talipyeşiltepe

Doğru tespitler. Bravo. Dediğin gibi dnipro ile oynayıp yarıyı görmek ihtimal olabilirdi ama belki böylesi daha hayırlı olabilir lig açısından.

YSY dedi ki...

http://www.burasikapali.com/2015/yeni-stadda-gorusuruz/

~Poseidon~ dedi ki...

Bak zihniyet farkına pamuk gibi özetlemiş dayı her detayıyla.

Haddini bilmek işte o son paragrafta aslında. Bizde Biliç çıkıp son paragraftaki gibi açıklama yapsa daha sözlerini tamamlamadan yağlı kazığa oturturlar.

Bırakmamız lazım bu biraz başarı gelince Viyana kapısına dayanan Osmanlı kafasını.

http://www.ntvspor.net/haber/haber-t/125945/boyle-taraftarin-onunde-oynamak-kolay-degil

turkkant dedi ki...

Bu arada ben bu maçta Biliç'in çok fahiş bir hata yaptığını görmedim. Sosa sakatken, Oğuzhan güven vermezken, Atiba-Veli-Tolgay çıksaydı çok kısır bir ilk yarı izlerdik. Gol pozisyonu filan da çok zor olurdu. Ha, bunu yapup riski son 30 dakikada alabilirdi, ama bence daha mantıklı olan 70 bin seyirciyle baştan yüklenmekti. Bazen planınız tutmaz, yine de doğru plandır.

Golu attığımızda hemen orta sahayı üçlemesi de çok eleştirilecek bir durum değil, çünkü yesen yine gole ihtiyacın var. Kaldı ki, Ati-Veli varken de 1-0 önde götürdüğümüz maçları hiç tutamadık ki...

Turu Biliç'in "maç yönetiminden" çok "sezon yönetiminde yapamadıkları" yüzünden kaybettik. Öne geçtikten sonra oynanan oyun... Bruge'un 1-1'i bulduktan sonraki oyununu düşünün.... Bir bulsak ceza sahamıza yığılmış Velilerle, Olcaylarla cansiperane savunaya başlamıştık... Adamlar hiç korkmadan üstümüze gelmeye devam ettiler.



Basar dedi ki...

Yine yazıyorum, keşke altını çizebilsem... Takıma futbolcu transfer edip kalitesini yükseltirsiniz, teknik ekip yapamıyorsa yenisi daha iyisi gelir, yönetimler keza (misal Demirören gitti) değişebilir. Malesef değişemeyecek tek şey taraftardır.

Dün gece elendik, yazık oldu kayıp oldu. Biraz uzun zaman alır ama seneye telafisi var. Tolga, Pektemek, Ersan, Necip vb. en kötü kiralarsın maliyetine katlanırsın. Biliç gider, yerine Preud Home'yi yanında da Sutter'i getirirsin. Herşeyin telafisi bir şekilde mümkün.

Taraftarın dün gece verdiği zararın telafisi yok. Burası Kapalı çok güzel yazmış ama bence durumu eksik analiz etmiş. Uzun süredir uyuyan bir canavar uyandı. Ahmet Dursun, Seba gitsin diyen, senelerce sağbek-solbeklerin anasına düz giden, Runje'yi takıma küstüren o canavar hortladı yine! Ha üstüne başka etiketler de yapışmış gözüküyor.

*****

Takımın genel haliyle ne düşündüğümüz bir yazı altta. O yazının üstüne Liverpool’u da eledi bu takım.

Dün özelinde çok alengirli yazmaya gerek yok, laf salatası da yok.

Dün Tolga maçı verdi, Pektemek çıldırttı (gerçekten o maliyette sözleşme niye imzalandı bu çocukla?), Biliç kitlendi, oyunu okuyamadı. Takım sapr sapır döküldü, çok kızdık, üzüldük.

Olimpiyat Stadı’nın kontrolsüzlüğünde yeni bir taraftar profilinin doğuşuna şahit oluyoruz. Maç bitmeden, paramın karşılığını alamadım diye göğsünü gere gere çıkan, maç 1-1 ve tek gole maç uzayacak konumdayken, Pazar günü sezonun en kritik maçlarından biri varken oyuncusunu yuhlayan, yuhlayanı destekleyen, teknik direktörün önüne atlayıp bağıran çağıran adama destek çıkan… Tüm bu rezilliklere, takıma desteğin ne olduğunu bilmeyen kendini bilmezlere destek çıkanlar, ben yuhlarım arkadaş (yine söylüyorum, maç 1-1, takım lider ve Pazar günü Fenerbahçe maçı varken!) diyenler, sizinle aramıza kocaman bir çizgi çekiyoruz, kendnizi iyice belli edin ki, şampiyonluk da gelirse yüz göz olmayalım, uzakta sevinin.

Takım yuhlanır, fırça da çekilir, ayar da verilir. Ama o takım, bu takım, zamanlama bu değil. Bunu ayırt edemeyenler işte bu yeni profil. Bizim büyüklerimiz, onyıllarca uğraşarak bir Beşiktaş tribün profili ve kültürü oluşturdu, bizler bunu devam ettirmek için yıllarca mücadele verdik.

Şimdi Olimpiyat Stadı’nın keşmekeşinde, twitter’ın refahında yerin dibine çalın stadsız halde Tottenham’ı, Liverpool’ı ekarte eden, ligde 2 puan lider takımı. Yeni stad açılana kadar Galatasaray taraftar profili çizmeni tadını çıkarın. Orda böyle olmayacak bilesiniz. Sokakta bulmadık biz Beşiktaş’ı, Beşiktaş tribününü. Orda görüşürüz, el mi yaman bey mi yaman. Çünkü gözümüzde ligde lider ve Liverpool’u eleyip, yılların intikamını almış takımın moralini bu derece bozanın, aramıza girmiş Fenerbahçe veya Galatasaray taraftarından farkı yok.

yilmaz dedi ki...

@cochise söyleminde bir algıda seçicilik yapmış ve internette sabahtan beri gördüğüm manasız bir şekilde futbolcusunu aşağılayan taraftar kitlesinin hıncını senden çıkartmış olabilirim, yanlış anlamışım özür dilerim.

Eleştiriye gerçekten lafım yok. Zaten dünkü takımı eleştirmemek takımın potansiyelini inkar etmek olur. Benim sorunum oyuncusunu aşağılayanlarla.

Unknown dedi ki...

bizim tribünü oldum olası beğenmem. bir sürü maça gittim bunun stadın olmamasıyla da alakası yok. maç 1-0 son dakikalar hakem saçma sapan kararlar veriyo biz hala şarkı türkü söylüyoruz. en ufak bir baskı yok. son dakika tehlikeli yerden frikik yiyoruz hatta belki de şampiyonluğu belirleyecek bir frikik, taraftar yan tribünle siyah-beyaz çekiyo pozisyona bakan yok. böyle bir şey olabilir mi. rakipten çok kendi takımımızı baskı altına alıyoruz, cehennem değil düğün konvoyu.

üst tarafta benim söylediğime karşı veliyi savunan bir romantik çıkmış, ki kesin çıkacağını biliyordum. neymiş veli yokken şampiyon oluyomuşuz sanki. lan bu nasıl bir arguman nasıl bir düşünce yapısı? o zaman seneye de fahriyi oynatalım yine şamp olamayalım, sonraki sene hürriyeti alalım yine olamayalım. mutlu mesut yaşayalım nasılsa olamıyoruz. veliyi savunmanıza gerek yok burada kimse veliye saldırmıyo, takımımızın oyuncusudur sonuna kadar sahada destek oluruz. ama burada biz bizeyiz, veli ptt 1. ligde kayserisporda banko oynayamaz. aşırı yeteneksiz bir adam öyle böyle değil bunu görmemek imkansız. bu sene için yapacak bir şey olmasa da geleceği veliye bağlamak=ağlamak.



ya şu veli-ersan ikilisinin beşiktaşlı olup da futbolunu savunmak vatana ihanet gibi bir şey kanım donuyo şerefsizim.

cochise dedi ki...

@yılmaz
eyvallah dostum. valla ben normalde dışarıda maç izlemeyi sevdiğim halde takımının oyuncusuna sövenlere katlanamadığım için digiturk aldım. yani o konuda aynı düşünüyoruz..

cochise dedi ki...

@yılmaz
eyvallah dostum. valla ben normalde dışarıda maç izlemeyi sevdiğim halde takımının oyuncusuna sövenlere katlanamadığım için digiturk aldım. yani o konuda aynı düşünüyoruz..

Yoruq dedi ki...

Hakem hakkında tek bir cümle yazılmamış olması garibime gitti. 5.dakikada rakip 10 kişi kalmış olsaydı konuşulanlar bambaşka olurdu. İlk dakikada ofsaytla kesilen Gökhan'ın karşı karşıya kaldığı pozisyonu, golden sonra Izquerdo'nun ikinci sarıyı görmemesini falan da saymıyorum.

Bilic'in 1-0'dan 1-1'e kadar tepkisiz kalmasına anlam veremedim. Çift forveti bozmak istemezsin anlarım da orta sahayı çoğaltma kararını daha rahat verebilirdi; kenarda gerekirse tekrar çiftleyecek Cenk dururken hele.

Necip ve Franco'nun performansları ile ilgili eleştirecek bir nokta bence yoktu. Aptalca yenen golden sonra takım iyice düşmüştü ve rakibe o kadar fırsat verirken arkadaki ikilin kim olursa olsun o golü yersin. 3. golü zaten kaale almamak lazım maç 2-1 'de bitmişti.

cochise dedi ki...

@yoruq
iki kez yazdım hakemi bi önceki postta. Diğer herşey kötü olunca atlandı ama resmen hakem de bizi biçti. İki kırmızı yeter zaten başka birşeye gerek yok ..

Yoruq dedi ki...

@cochise
Kusura bakma hocam atlamışım
İki avrupa kupasından da bariz hakem hataları ile elendik maalesef o da can sıkıcı.

Yorum Gönder

Ara