.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

28 Şubat 2015 Cumartesi

Maç Raporu: Beşiktaş 1 - 0 Liverpool


Gol: Tolgay Arslan
En iyi onüç: Serdar Kurtuluş, Tolgay Arslan, Daniel Opare, Necip Uysal, Cenk Gönen, Pedro Franco, Atiba Hutchinson, Veli Kavlak, Gökhan Töre, Demba Ba, Olcay Şahan, Kerim Frei, Jose Sosa

Karne:

Slaven Bilic9.6
Beşiktaş9.5
Liverpool5.9
Damir Skomina8.4


Cenk Gönen9.2
Pedro Franco9.1
Necip Uysal9.4
Daniel Opare9.4
Serdar Kurtuluş9.7
Veli Kavlak8.9
Atiba Hutchinson9.1
Jose Sosa (61')6.5
Olcay Şahan (106')8.0
Gökhan Töre8.9
Demba Ba8.5


Tolgay Arslan (61')9.6
Kerim Frei (106')8.0


Takım Ortalaması8.8

28 Yorum:

Olm benki buranın aşırı realist-objektif-taraftarlığını unutan insanıyım ben bile hepsine 10 verdim , 8-8,5 alanlar var , vay arkadaş :D

BesiktaskUlan dedi ki...

Anlaşılan EkşiBeşiktaş blogu, sandığımızdan daha çok kişi tarafından takip ediliyor.

Özellikle de rakip taraftarlar tarafından. Aksi takdirde ne kadar realist olursa olsun, hiçbir Beşiktaşlı şu çocuklara 8-8.5 vermez, eli gitmez.

8-8.5 puandan bahsediyoruz ve "acımasız" olmuş diyoruz, bu zafer böyle bir şey işte, en güzel tarifi şu puan durumudur herhalde.

Neyse, herkes Beşiktaş'ı izlemeye devam etsin. :)

can dedi ki...

En iyi 13! :))))

Veli, Gokhan ve Kerim'e sasirdim acikcasi, fakat geri kalan nispi dusuk notlar hakkinda bir sey diyemeyecegim. Zaferde dahi oyuncular arasindaki farkin altini cizmek lazim bence :)

turkkant dedi ki...

Sezonun devamı ve gidişatla ilgili notlarım:

Takım feda sonrası ilk büyük zaferini elde etti. Bu tarz maçlar eşik atlatır. Önümüzdeki büyük maçlarda tansiyon yükseldiğinde oyuncular ve hoca bu maçın güveninden yararlanacak.

Biliç’in hakkını da vermek lazım. Necip-Opare tercihleri, maça başlama stratejisi, Tolgay-Sosa değişikliği... Hoca’dan bu maçta 10 üzerinden 9-10’luk bir kenar yönetim becerisi... Umarım benzer performansları, tansiyonu, gerilimi, stresi çok daha yüksek derbilerde de gösterir.

Fikret Orman’ın açıklamaları çok iyi. Lig önceliğimiz, dedi. Nasıl yapacaklar bilmiyorum, ama planlamada Club Bruge maçı bu takımın geleceği için daha az öneme sahip. Avrupa Ligi’nde çeyrek (hatta yarı final) artı lig üçüncülüğü Beşiktaş’ın önümüzdeki 2-3 senesine az çok etki eder. Ama şampiyonluk artı Ş. Ligi geliri... Seneye yeni statla önümüz açılır.

Bu sene benim Biliç’le ilgili “yeter şart başarı kriterim” lig ikinciliği (en azından ilerleme var, diyebilelim) ve derbilerde tatmin edici oyun. Eğer sene sonu iki derbide sönük futbolla ligi üçüncü bitirirsek Biliç düşüncem bakidir.

Tabi ki biz olalım, ama biz olamazsak şampiyon Fener olsun istiyorum. Sebebi basit. GS şampiyon olamazsa seneye bu pahalı kadroyu dahi tutmakta zorlanır. Seneye bir adım geride kalırlar. Fener’de Aziz Yıldırım megolamanisi, İsmail Kartal saçmalığı devam eder. Özellikle hocanın değişmemesi büyük avantaj olur bize. Tersi durum (GS’nin şampiyonluğu), daha güçlü bir GS ve daha iyi hocalı, daha güçlü bir FB ile rekabet demek.

Aksi gibi, GS Fener derbisinden bir beraberlik alırsa önü açık. O yüzden ben derbide Fener’i tutuyorum.

turkkant dedi ki...

Beşiktaş Seba döneminde "winner" bir camiaydı, o yıllarda maçlara-sezonlara daha özgüvenli çıkardık, sezon sonunda "o yakın geçmiş" bir avantaj sağlardı, şu an dezavantaj yarattığı gibi... Aslında, "kazanmaya çalışan hoca" yerine, "kazanma alışkanlığı olan hoca" istemememizin esas sebebi de bu. Çünkü camiada o özellik şu an maalesef yok.

GS'nin mevcut tehlikesi bu. Hala Terim döneminin ekmeğini yiyorlar, o dönem öyle bir özgüven patlaması yarattı ki, kulüplerinde bir milat oldu adeta... Yatıp kalkıp Terim'e dua etsinler... Bu kadar kepaze futbol oynadıkları bir sezon bile, habigayret şu an bir numaralı şampiyonluk adayı oldular.

Unknown dedi ki...

ona seba dönemi demeyelim de, daha spesifik bir hale getirerek, gordon dönemi desek daha doğru olur sanırım. amacım burada onursal başkanımızı gömmek/yermek değil ama rahmetlinin de pek çok yanlışları oldu, son dönemlerinde yerine birilerini hazırlamamak gibi. örneğin şevket belgin diye bir yöneticimiz vardı, 91 yaşında vefat etti, uzunca yıllar rahmetli başkana mesai arkadaşlığı yapmıştı. vefat ettiği yıldan hemen öncesine kadar yönetimde yer aldı. başkanın gençleştirme operasyonu yapmaması ve fazlaca geleneksel davranması sebebiyle demirören dönemi gibi bir fetret devrini yaşadık. hatta rahmetli hayattayken de kongre gözlerinin içine bakarken dahi demiröreni indirmeyerek kulübüne sırt çevirmiştir. kulübe bugün miras bıraktığı tüm güzellikler için kendisine minnettar olduğumuzu tekrar söyleme gereği duyduğumu da paragrafın sonuna eklemeliyim.

demirkol'un yaptığı yakıştırma çok önemli, çok gerçekçi; nasıl ki her basketbol oyuncusu ve her antrenör NBA hedefi koyuyorsa önüne, nasıl ki her futbolcu real'i, barça'yı önüne hedef olarak koyuyorsa, antrenöründe bir takım hedefleri olması fazlasıyla doğal bir hedeftir. ayrıca dediği gibi bunun dışında bir adam da beşiktaş'ın bulunmamalıdır(bkz samet aybaba dönemi). durduk yere adama teklif gelecek değildi ya, adamın önce bir şeyleri başarmış olması gerekiyor, koyduğu o hedefleri başarabilmesi için, yoksa zaten koltuğu hazır olur (bkz ligtv/ntvspor yorumculuğu). mourinho da bugün aynı yollardan geçti, porto'yu nereden nerelere taşıdı, sonrasında porto nerede. buna bakmak lazım. beşiktaş'ın her oyuncusu hatta her çalışanı, iyi bir teklif ile, kendi hedefleri doğrultusunda ilerleyebilmeli. kulübün çıkarları doğrultusunda her personelin yolunu açmak zorundasınız. ben bunda bir sakınca görmüyorum. önemli olan transfer sonrasında sizin onun yerine kimi hazırladığınız? (ben edin terziç'i tercih ederdim).

YSY dedi ki...

Yalnız şimdi bu maç değerlendirme postunun altına fitneci bir soru sorayım:)) Eğer motta cezalı olmasaydı opare oynarmiydi oynamazmıydı? Biliyorsunuz maçın en önemli aksiyonlarınin bir kısmı opareye ait.

Mayor dedi ki...

@ysy tabiiki motta olacakti. Sans yuzumuze guldu, cunku opare'nin turkiye kupasi maclari performansi bilic icin belirleyici olmayacakti. Fakat bu mac onun farkina varmasini sagladi.
Aynen gecen sene bir trabzon macinda oguzhan'a sans verip onun onemini gormesi ve ayni sivok'un sakatligi yuzunden mechul proje pedro'nun ortaya cikisi gibi.

Opare'nin videolarini seyrettigimde nasil kapasitesini begendiysem sadece liverpool maci uzerinden de "iste bizim sol bekimiz" diyemiyorum cunku o macin havasi cok farkliydi. Bence hala sol bekimiz mottadir ve iyi kotu bir sol bekdir.
Oparesiz cikma artik diyeceksek necip'in de bundan sonra yerinin garanti olmasi lazim, ama necipsiz olmaz diyemiyoruz.

Bu macin kazanimi bireysel oyuncular degil genel winner havasina girilmesidir.

Mac icinde yine bazi sorunlar yasadik bunlardam en onemlisi bize eskisehirde puan kaybettiren gol yollarindaki tikaniklikti.
Liverpool macinda bir cok atagin iki kisi markajindaki demba ba'ya sisirilen toplar olarak kullanilmasi bize hem Avrupada hem ligde kaybettirecegi gibi demba ba yi liverpool macinda oldugu gibi bir almeida seviyesine indirger.

Takimda tolgay disinda uzaktan sut cekebilen oyuncu yok, hala hic bir duran top akillica kullanilmiyor bu da beni sunu sormaya itiyor, besiktas bir gaz takimi mi?
Sadece gazla uzun surecler gecilmez ama hem gaz hem oyunun her detayina hakim olmak gs'yi uefa sampiyonu yaptigi gibi bizim gibi bir underdog'u da uefa sampiyonu yapabilir.

borasahin dedi ki...

Cok guzel, akli basinda yorumlar. Kendini her zaman en cok, acimazsizca ve gercekci bir sekilde elestiren Besiktas'in kendisi olmali ve bunlardan gerekli sonuclari cikararak surekli gelisim gostermeli...

Bundan sonra yapmamiz gereken bu...

borasahin dedi ki...

Benim basari kriterlerim de su sekilde:

-) 70 puan basari esigim. Alti basarisizliga isaret ediyor. 70 puani gelisim olarak goruyorum.

-) 70 - 75 arasi diger kriterlere bagli olarak gelisim ya da basari arasinda degerlendirilebilir. Mesela 72 puan ve ikinci olmak bence basaridir, ama 72 puan ve ucunculuk gelisimdir. Tabii derbi ve Av. Kup. performanslari da burada bir faktor. Ornegin 72 puan, ucunculuk ve yari final basaridir.

-) 75 ve ustu bence basaridir; bize ancak ucunculuk getirse dahi. Sadece derbi performansi bunun uzerinde bir soru isareti yaratabilir. Av. Kup.'da ilerlemek, mesela zorlu bir rakibi elemek derbi performansinin yaratabilecegi eksiyi yok edebilir.

-) Avrupa Kupalarinda gelinen nokta kesinlikle basaridir. Gidilen her adim basariyi daha da percinler. Atiyorum Brugge sonrasi guclu bir takimi Liverpool benzeri tatmin edici bir sekilde elemek kesinlikle arti hanesine yazilir.

Basarisizlik durumunda Bilic'in kellesini istemem ve bir sonraki sezon da devam etmesini tercih ederim. Bu kararimda Ozen sonrasi yeterli bir futbol aklinin olmadigini dusunmemin de etkisi var.

borasahin dedi ki...

Ornegin bir baska durum: 72 puan ama ucuncusun, sampiyonun puani 74. Bunu basari olarak degerlendiririm.

BesiktaskUlan dedi ki...

FB yine berabere kaldı.

FB şampiyon olamaz, dandik oynuyor dedik, geçen hafta bahane bulanlar oldu, peki ya şimdi?

GS de çökecek, güle oynaya şampiyon olacağız, biraz sabredin.

Ne GS ne de FB'de iş yok, hoca yok, irade yok, başkan yok, para yok...

Gelecek bizimdi, bugünü de almak üzereyiz. Tek bir Balıkesir galibiyetiyle bu işi koparabilir, haftaya da liderliği alabiliriz.

Bence haftaya Lideriz.
Sonraki haftalarda da puan farkını yavaş yavaş açarız.

turgay dedi ki...

bence haftaya lider olmayalım. gs kazansın. onlarla mücadele etmek fb ile mücadele etmekten daha avantajlı. gs bence bir kere kaybettiğinde aşağıya gidecektir ama fb kazanırsa yukarıya doğru gitmeleri daha mantıklı. ayrıca bir tek alper potuk'a bağlı oldukları çok net. o olmadığı zaman hücumları çok savruk ve dengesiz. biz kazanmaya devam edelim ama haftaya bence gs kazansın.

sherlockholmes dedi ki...

lig iyice enteresan bir hal aldı. sene boyunca caps'lere konu olan galatasaray puan kaybetmiyor neredeyse. fenerbahçe'de penaltı alamayınca maç kazanamayan bir takım olmuş. beşiktaş'ımız avrupa yorgunu. iyi ki bu hafta balkes gibi berbat takımla oynuyoruz. yoksa puan kaybı kaçınılmazdı. derbi tahminimi de yazayım tek maç açarlar belki kupon yaparsınız : )

fenerbahçenin son iki haftanın acısını galatasaray'dan çıkaracağını düşünüyorum ben. çünkü galatasaray'ı son haftalarda ayakta tutan adamlar chedjou ve sneijder. chedjou şaka gibi bir stoper ama bizim ligde attığı kafa golleriyle önemli puanlar kazandırıyor takımına. ancak fener'in egemen alves ikilisi varken gol atma ihtimalini çok az görüyorum.

galatasaray'ın hamit-selçuk ikilisi kadıköy'de varlık gösteremez. sneijder yalnız ve markaj altında kalır sürekli. uzaklardan yazmadıkça onun da gol atması zor bence.

3 ya da 4 farklı bir fenerbahçe galibiyeti bekliyorum ben.

Hocam FB dandik filan oynamıyor , gene kazanacak kadar baskı kurdular rakip üzerinde ve çok rahat faul alıp hakemi baskı altına alıyorlar. Gerçi Diego'ya çıkan karta şaşırmadım değil ama abuk kartlar , uçan adam Sabri moduna bağlayan Egemen'e tek bir uyarı bile gelmemesi , 6 dakika uzatma filan yine feci bir hakem performansı vardı.

Ben asıl GS'den hiç korkmuyorum . Onlar çok bariz kör topal gidiyorlar. FB'nin Gs maçında puan kaybı onları devre dışı bırakır bu saatten sonra. Umarım berabere kalırlar ve arayı 2 maça çıkartırız Fener'le. Tabi hem Balıkesir'i hem Sivas'ı yenmemiz şart. Ölümüne oynanacak Fener maçı ne olur bilemiyorum.

BesiktaskUlan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
BesiktaskUlan dedi ki...

Biz Balıkesir'i yenersek, ligin %70'ini atlatırız, bu kadar iddialıyım.

Bu maçta puan kaybı düşünmüyorum, Avrupa'daki yorgunluk vs... hepsi geçerli ve makul. Fakat bana göre, bizim takım azıcık gazla hareket ediyor. Takımın halini bilemeyiz, elbette kötü oynayabilir ve hatta puan da kaybedebiliriz, ama içgüdülerim öyle demiyor.

Ha zaten kazanamazlarsa da kızamayız. Ligin hali ortada, daha çok su kaldıracak, yok öyle patır patır galibiyet bundan sonra.

Fakat bana nedense, bu maçta bunları hissetmeyeceğiz gibi geliyor. Yoksa Balıkesir maçı, Liverpool'un ardından her zaman zordur ve kayıp ihtimali vardır.

FB leş gibi top oynuyor, kusura bakmayın. Üç pas yapamıyor adamlar, nerede baskı var, onu bir açıklar mısınız? Pozisyona giriyorlar, girecekler elbette, fakat adamlar artık aralarında top bile çeviremiyor. Eskiden bunu yapıp baskı kuruyorlardı, artık onun adı baskı değil, küçük takımın topu vermesi haline geldi.

Top onlarda olacak tabii ama etkinlik sıfır. Doğru düzgün paslı maçları yok, iki maçtır hatalar dağ tepe. Akhisar nasıl kazandıysa, Konya da kazanabilirdi, FB ucuz yırttı. Dağınık duruyorlar ve kimse toplayamıyor. Tek bir olayları var; Emre. O da bahsi geçen hakemi etkilemenin şahını yapıyor.

O yoksa ceza sahasında habire kendini atan FB'li oyuncular görüyoruz. Birazcık girince bırakıyorlar.

Derbiye gelirsek, illa biri kazanacaksa FB kazanır, çünkü FB kötü oynuyor, GS hiç oynamıyor. Bana göre beraberlik olacaktır. Bu yüzden beni ikisi de korkutmuyor.

Bu hafta Balıkesir'i yenip, haftaya onları bekleriz. Büyük ihtimalle berabere kalırlar, ikisi de atlayıp zıplayamaz. Zerre risk alamazlar, karşılıklı bekleyip maçı bitirirler. O maçtan galip çıkmaz gibi.

Bizim şampiyonluk yürüyüşümüz Balıkesir'de başlar. Hiçbir bahaneye sığınmadan kazanmamız gerekiyor ve bana da kazanacakmışız gibi geliyor.

Umarım yanılmam.

BesiktaskUlan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
BesiktaskUlan dedi ki...

Bu arada FB'li taraftarlar da İso'nun kellesini istemeye başladılar. Sağda solda bakıyorum da, çıldırmış durumdalar. Kötü futbol canlarına tak etmiş anlaşılan, onlar da farkında kuru sıkı top oynadıklarının, pozisyona giremediklerinin vs... Penaltıya dayalı A planı çöktü adamların...

İso'nun yegane kurtuluşu GS galibiyeti aslında ama onun fıtratındaki bir adamın buna cesaret edeceğini sanmam. En azından berabere kalıp ligden düşmemek için çabalayacaktır. Sonuçta "winner" hoca, bakacağız performansına.

Hamza da iyi yırtıyor, umarım GS taraftarları sahip çıkmaya devam ederler. Onların futbolu kapkaranlık bir geleceğe doğru ilerliyor, en ufak mağlubiyette tepetaklak olacaklar, bütün sorunlar ortaya çıkacak. Buna da adım gibi eminim. Gerçekten ligin en kötü oynayan takımlarından biri ve hala gerçeği görmüyorlar.

Tabii bundan sonrası belli olmaz, onların sorunları varsa, bizim iki kat sorunumuz var. En başından beri vardı hatta...

Ama takım bu noktaya kadar iyi getirdi. Şampiyonluk denilen şey, belli bir raddeye kadar götürüp, ardından rakibini düşüşe zorlamaktan geçiyor zaten. O yüzden gayet normal bir süreç. Balıkesir maçını kazanırsak bunu başarmış olacağız. Diğerlerinin düşüş zamanında çıkışa geçersen işi koparırsın.

Yeter ki yukarıya tutun, sen orada kaldıkça diğerleri zorlanacaktır. Burada irade farkı şampiyonu belirleyecektir. işte Beşiktaş'ın asıl zorlanacağız, tecrübenin devreye gireceği kısım budur. Balıkesir'i yarın anca şampiyonluğa oynayacak olan takım yenebilir. Yoksa Liverpool ile 120 dakika maç yapmış bir takımdan farkımız kalmaz. Artık tam zamanı, bu kırılmayı da yaşatın bize çocuklar!

Umarım başarabiliriz.

NOT: Bu arada şampiyonluk meraklısı değilim, hatta mucize olarak görüyorum. Ama bu çocuklar bunu hak ediyorlar, Bilic ve yönetim hak ediyor, madem 40 yılda bir mucizeye imza atma fırsatımız var, bunu kaçırmak istemiyorum.

Bir daha böyle bir kadro ve bu şartlar altında şampiyon olma fırsatını bulamayız, tam Beşiktaş'a yakışacak tarihi bir sonuç olur. Bu başarının karşılığını almalı ve gelecek seneye rahat etmeliyiz.

Yoksa koca yazı Bilic'i konuşarak geçireceğiz, bu zaman kaybını yaşamayız umarım. Benim fikrim başından beri belli, Bilic şampiyon olamasa da takımda kalmalıdır, gerisi laftır.

YSY dedi ki...

Ben nedense haftaya gs nin kazanacağını düşünüyorum. İddiam herhangi bir rasyonel sebebe dayanmıyor, sadece hamza hamzaoğlunun kısmetli olduğunu düşünüyorum.

Herneyse biz kazanalım da onlar ne yapıyorsa yapsın.

Besiktas'in en buyuk sikintisi, derbi atmosferine hazir olmamamiz. Tabii ki bu takim elbet bir derbi alacak, fakat bu sene olmamasi dahi sasirtmaz.

O yuzden bence optimum olan, GS'nin de, FB'nin de mumkun mertebe puan kaybetmesi. Ikisinden birisi 3 puan kaybedecegine, ikisi toplam 4 puan kaybetsin ve o yuzden de berabere kalsinlar, benim temennim o. Hatta klasik asiri gergin FB-GS maci olsun, kartlar havada ucussun falan oh mis.

gökhan dedi ki...

ben de fb ivmelenmesin modundayım. kadroları daha iyi ve buraları oynamayı çok daha iyi biliyorlar. melo'nun yokluğunu da hesaba katarsak gs bir yerlerde patlayacaktır. özellikle deplasmanlarda epey sıkıntı yaşarlar. hoş sivas ve eskişehir deplasmanlarından 6 puan çıkarmaları epey mucize. bi alex ferguson balı, bir de gs balı ünlü zaten. hele 2006 ve 2008'in yanına bu seneyi de yazarlarsa söylenecek söz kalmaz. artık yeter yani.

gs galibiyeti = beraberlik > fb galibiyeti diye özetleyeyim derdimi. he tabi bizim 6 puan yapacağımız varsayımı ile söylüyorum bunu. yoksa işler değişebilir.

turkkant dedi ki...

Ben Fener kazansın istiyorum. Açıkçası GS şampiyonluk havasına girdi. Beraberlik alırlarsa, sonra fikstür olarak da kritik maçların çoğunu geçmiş olacaklar. Fener kazanır, biz derbiden beraberlik çıkarırsak devamı için ciddi avantajımız olur. İsmail Kartal faktörü sanki oyuncu deneyimini nötrlüyor.

Benim hayalim GS düşecek, sene sonuna doğru bizim maça düşük motivasyonla çıkacak, kazanıp son maçta şampiyon olacaktık. Ama adamlar öyle kritik galibiyetler aldılar ki, zor gibi...

Yine de Fener düşsün diyenlere de hak veriyorum. Mevcut ilk onbirlerinden en az 6 oyuncu yoktu. Özellikle Emre-Volkan-Caner kazanma arzularında çok fark yaratıyor. Keza Alper... İdeal 11'le yine tehlikeli olurlar.

İki duran topta iki stoper golü kazanılan 4 puan. Stoper katkısının ne kadar önemli olduğunun kanıtı bir hafta daha... Seneye bence stoperin duran top etkinliği tercihte önemli kriter olmalı. Kamil GliK'i önermiştim kulübe, zaten oyuncu havuzundaymış izlenilen, hatta hangi maç ne kadar oynamış, ligde üçlü, milli takımda tandem filan benden daha iyi biliyorlar (haliyle). Sözleşmesi 2017'de bitiyor, bize sözleşmesi biten oyuncu söyleyin dediler. :)

turkkant dedi ki...

Bu arada, en kritik konulardan biri de kilit oyuncularımızın kart sınırsında olması. Ba, Veli, serdar Kurtuluş ve Gökhan Töre... Bu dört oyuncudan birinin Fener derbisinde oynamama olasılığı yüzde yüz.

Serdar mesela yüksek kanat oyuncularıyla oynayan Fener'e karşı önemli. Ba-Töre zaten belli. Veli'nin de aynı sertlikte alternatifi yok. Ben olsam, Balıkesir maçında Töre ve Veli'yi dinlendirirdim, Serdar'a da sarı al derdim, Sivas maçında Opare idare eder... Keşke bu maçta, özellikle Ba ve Töre'nin kartlarını temizleseydik...

İlk yarıdaki ilk derbide -Töre ve Serdar'ın olmaması- ikincide Atiba faktörü yenilgiyi hazırladı. Bir derbiye de tam kadro çıksak artık...

cochise dedi ki...

Tartışmaya biraz geriden katılacağım ama; Bu haftaki maçlar hariç son 2-3 maça baktığımda renklilerin hangisi leş derseniz açık ara GS'dir; 5'lik olacağı maçları kazandı ya da puan aldı. Sivas bile az dikkatli olsa 3-1'den dönderecekti. FB'nin son maçına bakamadım ama Akhisar maçında sadece pozisyon bulmadılar sağlam bir baskı kurdular.

Elma ile armutu karıştırmaylım. FB kadro kalitesine/pahalılığına göre kötü bir futbol oynuyor. Modern futbolu zaten hiç oynayamıyor ama yeri geldiğinde sağlam baskı kuruyor. Misal biz o tarz baskıları hiç kuramıyoruz. Tabii bu biraz da oyun tarzı. Kurmayı beceremiyoruzdan ziyade o tarz bir oyun anlayışı değil bizimkisi. Ama Türkiye liginin de bug'u biraz da bu tip namodern baskılı futbol. Bknz. GS. Fatih Terim dönemi.

GS şimdi ne modern futbol oynuyor ne baskı kuruyor sadece yetenekli 2-3 ayağın ayağına bakıyor. Ben de Övünçe katılıyorum ve daha büyük rakibin FB olduğunu düşünüyorum.
Tabii futbol bu bazen hakedilmese de üstüste galibiyetler takımları güçlendiriyor ve bundan sonra GS'yi farklı görebiliriz. Ben yine de derbidene FB'yi favori görüyorum. Ama umarım kavgalı dövüşlü kırmızı kartlı bir beraberlikle biter o maç. Biz de şu 2 haftadan 6 puan çıkarırsak önümüz çok çok açılır. Liverpool maçı sonrası derbilerde işlerin biraz farklı olacağına dair bir düşüncem var. Şu son maç sadece özgüven açısından değil hakem meselesinde de elimizi çok güçlendirdi. "Görüyorsunuz doğru düzgün hakem olunca ne oluyor" gibisinden...

Bu arada postun konusu olan puanlamaları da çok takdir ettiğimi belirtmek isterim. Sosa'ya da 8 falan çıksaydı puan verenlerin objektifliğinden şüphelenirdim.

schwadorf dedi ki...

GS teknik direktör değişikliğini tam zamanında yaptı. Birkaç hafta daha geç kalsalar çoktan yarıştan kopmuşlardı.

Ancak bu hala çok kötü oynadıkları gerçeğini değiştirmiyor. Erciyes maçında rakip son dakikada penaltı noktasından bomboş şutu Muslera'ya nişanlamasa 2-2 olacaktı, o top döndü gitti 3-1 oldu. Kötü oynarken de kazanmak önemli, bunu zaman zaman biz de yapıyoruz ama çekirge 10 kere sıçrayamaz. Melo'nun eksikliği de çok büyük etkiler onları. Bu hafta Hamit iyi idare etti, Melo'yu aratmadı ama adam kronik sakat, şampiyonluk temposunu kaldıramaz.

FB ise gazla çalışan bir takım. Özellikle derbi galibiyetlerinden sonra çok iyi ivme kazanıyorlar, yıllardır görüyoruz bunu. Zaten 4 puan geride kalmışken hakemler FB'nin derbide kaybetmesine izin vermezler. Yıllardır ilk defa ilk 2'nin dışında kalırlarsa ne İsmail kalır ne Aziz, bunun farkındalar.

Bizim için derbide çıkacak en iyi sonuç beraberlik olur. Tabi kendi maçlarımızı kazanmamız şartıyla.

cochise dedi ki...

@schadorf
iyi hatırlattın; GS tabii ki sadece şansla kazanmıyor, önemli bir faktör de Muslera. GS'deki hiç bir oyuncu bizde olsun demem ama Muslera hariç. O olsa gerçekten bir tık daha ileride olurduk..

Yorum Gönder

Ara