.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

2 Aralık 2014 Salı

Maç Raporları: Fenerbahçe, FK Partizan, Başakşehir, Kasımpaşa, Asteras Tripolis.

8. HAFTA: BEŞİKTAŞ 0 - 2 FENERBAHÇE

En iyi üç: Atiba, Demba Ba, Sosa.
En kötü üç: Necip, Motta, Ersan.

Kısa notlar:

*Bülent Yıldırım'ın berbat yönetimi, Karne tarihinin en kötü hakem puanını alması anlamına gelmiş.

*Necip'in goldeki hatası ve genel sağ bek vasat altı performansının en kötü örneği bu maç. Diğer defansif oyuncuların hâli de -Sivok hariç- iç açıcı değil.

*Herkesin artık hemfikir olduğu Atiba-Sosa-Ba omurgası da, yenilgide dahi şekillenmeye başlamış.


AVRUPA LİGİ 4.HAFTA: BEŞİKTAŞ 2 - 1 FK PARTİZAN

En iyi üç: Gökhan, Demba Ba, Atiba.
En kötü üç: Necip, Olcay, Mustafa.

Kısa notlar:

*Skoru tutamama hastalığımızın bir başka göstergesi maç. Oyuna sonradan dahil olan oyuncuların en düşük puanları alması tesadüfî olmasa gerek.

*Gökhan'ın Fenerbahçe maçı sonrası ilk 11'e döndüğü maçta en iyi oyuncu olması, hücum organizasyonu için önemini gösteriyor.

*Oğuzhan'ın düşen performansı öncesi son zirvesi bu maç sanırım.



9. HAFTA: BAŞAKŞEHİR 1 - 2 BEŞİKTAŞ

En iyi üç: Kerim, Demba Ba, Sosa.
En kötü üç: Necip, İsmail, Ersan.

Kısa notlar:

*Ba'nın ligdeki itici performansının milâdı niteliğinde bir maç olmasıyla hatırlanacak bu, hele sakin bir pozisyonda yaptığı müthiş vuruş ve attığı gol jeneriklik.

*Kerim'in yükselişini sürdürdüğü ve de formayı kapma yolunda sağlam adımlar attığı bir maçtı ayrıca bu.

*İki mağlubiyet sonrası, Partizan'ın üstüne buradan da galibiyet çıkarmamız, hem Biliç'in, hem de takımın puanını olumlu etkilemiş.



10. HAFTA: BEŞİKTAŞ 2 - 0 KASIMPAŞA

En iyi üç: Demba Ba, Sosa, Necip.
En kötü üç: Motta, Mustafa, Gökhan.

Kısa notlar:

*Motta'nın mental yetersizliğinin açıkça sergilenmesi, puanını ziyadesiyle etkilemiş.

*Necip'in stoperde çıkması çok eleştirilmişken, kendisinden beklenmeyen derece iyi bir performans göstermesi de bu maçın en ilginç noktalarından.

*Takım ve Bilic'in bir önceki haftayla neredeyse aynı puanı alması, Kerim-Olcay-Gökhan üçlüsünün çok yakın puanlar almaları, Sosa ve Ba'nın takımın direksiyonuna geçtiğini göstermesi diğer ilgi çekici noktalar.



AVRUPA LİGİ 5. HAFTA: ASTERAS 2 - 2 BEŞİKTAŞ

En iyi üç: Demba Ba, Sosa, Gökhan.
En kötü üç: Oğuzhan, Atiba, Motta.

Kısa notlar:

*Bu sene Avrupa'da hakemin en kötü yönettiği maç oldu bu. Kendisinin Portekizli olmasına yorum yapamayacağım.

*Atiba'nın gördüğü manasız kartlar, takım savunmasının son dakikalarda çöküşü, Oğuzhan'ın performanssızlığının ayyuka çıkması, Kerim'in takım savunması hataları...

*Karabükspor maçının iyi bir provası olmuş, fakat bir farkına varamamışız maç esnasında.

*Ba-Sosa ikilisinin performansı ise gene takdir edilmiş.

61 Yorum:

EC dedi ki...

Tesekkurler bu degerlendirme icin..
Transfer ve Kontratlar yapilirken keske tenik kadro ve yonetim de baksa aslinda.

herkesin nacizane degerlendirmesiyle olusan bu tablo aslinda, bilincli bir gozlem yapildiginin da gostergesi.
performansi dusen oyuncular, daha cok 11 de kalmasi gereken oyuncular burada bile net bir bicimde belli. maalesef elde cok fazla alternative yok, goreceksiniz simdi Mustafa ya da 3 mac gecirirler PDFK dan... belki bir sans olur, genc takimdan oyunculari 18 lik kadroya almak icin.. Sariyer macini bekliyorum bakalim sapka dan ne cikaracak Bilic.. Trabzon macini alacagiz bence o kadar da zorlanmayiz.. gollu olur o mac orasi da iddiacilara..

ECO - Luksemburg

Barreto dedi ki...

Kerim şansını çok iyi değerlendirdi Olcay'dan kaptı formayı, Cenk Tosun'da 2. santrafor formasını kapsın bu vesileyle. Cenk Gönen'de Tolga'nın yokluğunda fena performans sergilemedi. Sakatlık ve cezalar olmasa Biliç sırada bekleyenlere forma vermez zaten. O nedenle sakatlık ve cezalılar fırsat olabiliyor. Sarıyer maçını ben de çok merak ediyorum.

Emre Toraman dedi ki...

sariyer maci icin benim rotasyon formulum cok net olurdu aslinda. trabzon macinda ilk 11 oynatacaklarini ayir, geriye kalanlar arasinda yorgun gorunen varsa onlari da ayir(ki son macta yoktu oyle biri). elinde kalanlar + A2 yeterli bir ilk 11 olmali.

atinc, umit karaal, necip, oguzhan, olcay/kerim, cenk tosun, ismail/motta, emre metin: 8 oyuncu. sivok trabzon'da donecekse franco: 9. kalanlara da(orta saha, sag/sol acik) A2 takviyesi.

can dedi ki...

@ Barreto
Kerim'in oyununda benim gormedigim, goremedigim ne var? Benim baktigim yerden son haftalardaki gelisimine ragmen driplingle hizli cikmak disinda takim oyununa, ozellile savunmasina katki saglayamayan, tercihleri yanlis kullanan caylak bir oyuncu portresi ciziyor. Olcay'in formsuz hali cekilmez ama Kerim'i Olcay'la kiyaslamam bile. Bence Bilic'in Kerim'i oynatmak icin Olcay'i kesmesi baska kaygilarin urunu.

Barreto dedi ki...

@Can
Kastettiğim Kerim'in mükemmel olması değil. Fırsatı bulan oyuncunun bunu değerlendirmesi. Töre'nin cezası sonrası Kerim daha çok şans buldu ve bu durum Olcay'a patladı. Aralarinda uçurum yok elbette. Başakşehir ve Erciyes maçlarında Kerim gayet iyiydi. Dediğin gibi driplingle alıp gidiyor. Yüksek tempolu oyuna Kerim daha uygun gibi. Olcay ile stilleri bambaşka, maça göre birini diğerine tercih edebilirsin. Önemli olan Kerim'in de ilk 11 için düşünülebilir duruma gelmesi, kısaca rotasyonda gerçek bir genişleme olması. Atınç ve Cenk Tosun'da Kerim gibi bir hikayeye konu olsalar fena olmaz.

cochise dedi ki...

@Can
dostum bence Kerim o kadar kötü bir başlangıç yaptı ki şimdi sahada normal bir oyuncu gibi durabilmesi insanların gözünü boyuyor. Erciyes ve Başakşehir hariç 7'lik maçını görmedim daha ma genelde beğeniliyor. Anlayamıyorum bunu ama yalnız değilmişim en azından.

Sarıyer maçını çaktırmadan işyerinde izlerim diye düşünüyordum ama şimdi de bir toplantı işi çıktı; izleyemeceğim. En az lig maçı kadar merak ediyorum oysa. İnşallah Biliç GS gibi bir abukluk yapmaz @Emre Toraman'ın dediği gibi Trabzon 11'ini komple dışarıda bırakır.

Emre
tugay-atınç-sivok-iso
necip-oğuzhan
kerim ümit
furkan-cenk tosun
gibi 11'le çıkabiliriz.

büyükler erken elenmesin diye getirdikleri bu doğrudan grup formasyonu abukluğu bari genç oyuncular ve yedekler için işe yarasın. Yoksa elenip elenmemek gerçekten çok önemsiz. Minimum 6 maç var; çocukların oluru var mı yok mu çıksın ortaya yavaştan ...

planck dedi ki...

Genç veya yedeklerin gerçek potansiyellerini ancak normal bir lig maçında as 11de 1-2 değişiklik yaparak görebiliriz. Böyle maçlarda olumlu/olumsuz pek yargıda bulunmamak lazım.

Emre Toraman dedi ki...

tam benim icin oncelikle oguzhan, cenk tosun ve ismail'in forma girmesi, sonra da atinc, umit karaal ve diger genclerin bireysel performanslari oncelikli diye dusunurken oguzhan-cenk isbirligiyle golun gelmesi guzel oldu.

yanarim yanarim mustafa pektemek'in olmayisina yanarim bugun. onun mac formu yakalamasi da cok onemli hala bence.

Basar dedi ki...

hocam bu maçta da gençler oynamayacaksa hangi maçta oynayacak?

Hocanın en kötü yanı gençlere şans vermeyecek kadar tutucu olması. Rakip eski dilde 3. Ligde, taraftarı dost... Neyi bekliyor hoca anlamıyorum ki...

Barreto dedi ki...

Daha fazla genç oyuncu 11 de başlasa iyi olurdu . Sarıyer çok zayıf. Ölçü olacak maç değil hakikaten.

Basar dedi ki...

Hoca sağ olsun haftasonu oynayacağı kadroyu da afişe etmiş oldu! Kendisini çok sevmekle birlikte tutuculuğuna çıldırıyorum.

Ben hala daha Kerim'e ikna olmuş değilim. Olcay daha kompakt bir oyuncu, Kerim de sonradan girince çok tehlike yaratan bir oyuncu (Ahmet Hassan gibi) bence Trabzon maçında Bosingwa'yı ilk Olcay yıldırmalı sonra Kerim fişini çekmeli

Barreto dedi ki...

Kerim ve Olcay birbirinden farklı tipteler, ayrıca Olcay kemale ermiş, Kerim'in daha katedecek çok yolu var.
Formda bir Olcay ilk tercihtir. Ama topu üçüncü bölgeye taşıyamıyorsan ve üçüncü bölgede çabuk oynayamıyorsan Kerim fevkalade iyi bir seçenek olur. Hoca elbette hangisi formdaysa onu oynatır. Hatta Kerim'i solda Olcay'ı Ba'nın yanında gezen gölge santrafor olarak oynatıp aynı anda sahaya da sürebilir. (Biliç yapmaz ama ben olsam bazı maçlarda yapardım) Özellikle yaşıtlarıyla kıyasladığımda Kerim'in geleceği Oğuzhan'dan daha parlak Töre'den bir parça sönük gözüküyor. Kerim Olcay karşılaştırmasını yaparken, ikisini de beğendiğimi Beşiktaş ve hatta takım için ikisinin de çok önemli olduğunu Türk pasaportlular arasında benzer özelliklerde oyuncu pek bulunmadığını belirtmek isterim. Geçen sene Olcay'a mahkumken bu sene Kerim'mi Olcay'mı diye tartışılıyorsa gelişme var demektir. Bizden daha zayıf rakiplere karşı oynarken ikisinin beraber oynamasıyla ilgili diziliş önerim: Göbek ikili Atiba-Sosa
Solkanat:Kerim, SağKanat: Töre
Santrafor: Ba, İkinci forvet: Olcay
Olcay çok enerjik dirençli ve ciğerli olduğu için önde basma konusunda Pektemek gibi çok işe yarayabileceği gibi Pektemek'ten daha iyi pozisyon kokladığı ve arkaya sarktığı için Ba'nın markajcıları üzerinde ilave huzursuzluğa sebep olacaktır.

Barreto dedi ki...

"Beşiktaş ve hatta takım" yazmışım, doğrusu "Beşiktaş ve hatta Mİlli takım" olcaktı.

Emre Toraman dedi ki...

Kerim konusunda ben çok olumlu düşünüyorum. Bence deliciliği ve bitiriciliği Gökhan Töre'den daha iyi. Topa basıp oyun kurma konusunda ise Gökhan'dan geride. Topun ayağa yakışması da diyebileceğimiz saf teknikte yarışırlar.

Kerim'in çok fazla tercih hatası yaptığı noktasına kesinlikle katılıyorum ve bu konuda yorumum şu şekilde:

Gökhan topu ayağına aldığında kafasında finali(şut, orta, pas) de içeren bir oyun çiziyor, plan yapıyor ve sonrasında bu planı gerçekleştirmeye çalışıyor.

Kerim ise finali geçtim 2. adımı dahi düşünmüyor. Haliyle ilk adım bitince düşünecek süre kalmadığı için 2. adım genelde hataya meyilli oluyor. Ama Gökhan'da eksik gördüğümüz kaleye gitme Kerim'in mentalitesinde bence daha fazla var.

Olcay ise aslında bu planları daha top ayağına gelmeden yapıyor. Ama o da uygulama konusunda çok problemli. Ve bu geliştirilebilecek bir özellik değil.

Bu değerlendirmenin sonucu Kerim'i yetersiz görmek değil bende. Çünkü eksikleri Olcay'a nazaran çok geliştirilebilir konularda. Mesela Gökhan geçen sene bu zamanlar Kerim'den daha iyi değildi bu tercihlerde. Kerim'in bu sezonki performansı Gökhan'ın geçen sezon bu zamana kadarki performansından daha çok ışık veriyor bana.

Bu sezon sonunda Gökhan kendini geliştirmeye devam edebilirse, Kerim de Gökhan'ın şu anki performansını kendi oyun stilinde(kaleye daha odaklı) gösterebilirse şampiyonlar liginde gruplardan çıkan bir takımın kenar ikilisi olabilirler bence rahatlıkla.

O yüzden her ne kadar en başta Pektemek Olcay'la; Kerim de Gökhan'la yarışmalı diye düşünsem de Gökhan-Kerim ikilisinde ısrarı destekliyorum şu anda. Olcay'la Mustafa da bahsettiğim takımın hamle oyuncuları(form durumlarına göre dönemlik tercihleri) olabilirler bu durumda.

Emre Toraman dedi ki...

Bu arada Gökhan Töre'nin de ilk plana göre oyun sıkıştığında kilit açacak, savunma delecek, beklenmedik hareketler yapacak oyuncu olarak takıma dahil edildiğini hatırlatayım. İlk 11 için sezon başında ilk düşüncesi Dentinho ve Holosko'ydu sanırım Bilic ve Önder Özen'in o dönemde.

Coolio dedi ki...

Elimizde Gökhan, Olcay ve Kerim varken hangi ikili oynamalı diye dert yanıyoruz.. Takım planlamasını takdir etmeli.. Evet bunlar muhteşem oyuncular değil şu ana ama ikisi potansiyel muhteşem oyuncu birinciside destek adamı..
Geçen sene Töre bu kadar iyi top oynamıyordu ama akdro sıkıntısından dolayı bütün sene oynadı ve kendisindeki gelişimi herkes görüyor şu an. Aynı şeyi Kerim içinde yapmak gerekli. Şu an oyununda eksikler var ama Töre'de olduğu gibi bol bol oynatarak aynı gelişim sürecini desteklemeliyiz. Gerekli uyarılar, öğretiler verilirse seneye elimizde Töre gibi çok iyi bir oyuncudaha olacak. Demem o ki Olcay mı Kerimmi sorusunun cevabı ısrarla Kerimdir.. Sadece bu süreçte Olcay'a da şans verip (gerek solda, gerek sağda, gerek serbest adam) onu küstürmemeliyiz ve fit tutmalıyız. Geçen sene sonunda ve bu sene başında Olcay'ın aslında iyi bir yedek olduğunu söylemiyormuyduk? Kerime desteğe devam.

@Emre Toraman
Gökhan'ı her ne kadar yukarıda beğendiğimi söylesemde senin söylediğin topu almadan önce plan yapma olayını ise ben tam tersi görüyorum. Yani Gökhan'ın en büyük eksiği plan yapmaması. Geçen seneye göre gelişme sağladı ama hala çok yetersiz. Bu yüzden zaten bu kadar çok çalıma giriyor veya müsait olmasına rağmen şut aklına gelmiyor çünkü plansız. Ama geliştiriyor kendini. Bu konuda tek geçeceğim adam Oğuzhan'dır. kendi potansiyelini inkar edip, bu seviyeyle yetinse dahi top ayağına gelmeden plan yapmanın en iyi Türk örneğidir. Yabancıları saymıyorum çünkü onlar zaten standart bir bilgi taşıyorlar..

Basar dedi ki...

Ne kadar çok Kerimsever varmış :)

Bu yıl için Kerim harika bir yedektir. Sonradan oyuna girip maç kazandırma potansiyeline sahiptir. Daha fazlası varmış gibi gözükse de ben henüz ikna olmadım. Erciyes maçı haricinde harikalar yarattığını hatırlamıyorum. Karabük maçında ise yokları oynadı. Hoca kendisinden daha kötü bir adamı oynatarak Olcay'ı küstürecek.

Olcay ise candır, ilk 11dir, Ba'dan sonra en tehlikeli adamdır. Oyunda yok sanırsın sana maç kazandırır. Oğuzhan'ın Sosa'nın Töre'nin oynayacağı adamdır. Ayrıca Veli ile birlikte Beşiktaş'ın ciğeridir. Trabzon maçına Ba Sosa ve Atiba ile birlikte yazılması gereken kişidir.

Not: Hastalığım sebebiyle bugünkü maçı izleme şansım oldu. Oğuzhan oyuna küsmüş gibi geldi bana. Furkan'ı beğendim. Umarım ileride gelişerek takımda kalır. Bu adamı böyle maçta 90 dakika oynatmayan tutucu hocayı kınıyorum! Atınç'tan da ümidim var. Hem ayağa oynayan hemde yarma fiziğiyle yıldıran stoper olma potansiyeli taşıyor.

cochise dedi ki...

Toplantım var dedim ama yine de telefonla çaktırmadan masa altında maçın yaklaşık yarısını izledim. kendimi bu denli abarttığım için suçlasam da dayanamıyorum ne yapayım.

1- demiyoruz ki hoca tamamen u-21 oynatsın ama sonradan aldıklarıyla maça başlasa yine rahat yenerdik; üstelik kriz durumunda oyuna alacak adamın olurdu

2-hakikatten hafta sonu 11'ini anlamış olduk ama inşallah sürpriz yapar zira kerim-olcay ve ersan-franco tercihleri birinciler olursa kötü; hatta iso yerine motta oynasa daha iyi gibi. (Motta oynayınca keşke şso oynasa dşyorum tersi olunca da öbürü; o derece etkiliyorlar oyunlarıyla !!)

3-Bit kadar ekrandan gençleri çok anladım diyemem ama Furkan'ın sakinliği ve bencil olmayan iki hareketi beni çok etkiledi. Normalde gençler böyle maçlarda gol atmayı çok önemserler ki onun pozisyonları vursa kimsenin kızmayacağı türdendi. Atınç da topu oyuna sokma konusunda çok hoşuma gitti ama diğer hususlar için test olabilecek maç değildi. Tugay'ı sağ bek yapar diye düşünmüştüm sanıyorum göbeğe koydu ama çok anlayamadım. Ümit de sol önde yerini bulamadı gibi. neyse daha çok maç var kupada. hepsini daha iyi göreceğiz.

4-Kerim'i burada en çok eleştirenlerden biriyim ama bu onun potansiyelini görmüyorum anlamında değil; bir kaç kere dediğim gibi onun yapabileceklerini yapacak belki Türkiye'de kimse yok. ama yapamadıkları 2. lig topçusu ayarı. İyi tarafı "yapamadıkları" öğrenilebilecek şeyler. kötü tarafı bu ışığı henüz göstermedi. Bir önemli husus; Gökhan'la aynı anda sahada olduklarında çekilmiyorlar ve Gökhan biraz da fizik-oyun oturmuş olduğu için oklar kerime dönüyor. Onların birbirinin ikamesi olarak oynatırsa daha verimli olur diye düşünüyorum.

Hürmetlerimle...

planck dedi ki...

Atınçın artık üst vücut çalışma zamanı gelmiş, pedrodan Lugano çıkmaz ama atınçtan çıkar hem de daha iyisi çıkar. Diğer gençler et.mi balık mı anlayamadım zaten ölçü olacak maç değildi ama kazanma alışkanlığı edilmiş takıma girmeye başlamaları önemli, ilk 11 başlayıp hata yapıp maçı zora soksalar psikolojik olarak daha kötü olurdu.
Bu arada oğuzhan çocukluk yapıp küsüyor, olcaydan ders alması lazım. Takım iyi giderken küsen oğuzhan kimsenin umru olmaz, kendi bilir. Böyle adamları ıslak odunla döve döve çalıştırmak lazım.

turgay dedi ki...

kerim'in yapamadığı tek şey doğru yerde zamanda pası verememek. bunun dışında ben pek de fazla yapamadığı bişey göremiyorum. olcay bu takımın karakter koyan oyuncularından biri ama kerim kadar yetenekli değil. kerim daha olcay kadar profesyonel futbol oynamamış bir oyuncu. olcay yıllardır almanya liginde 1.lig düzeyinde maçlar oynarken kerim fulham'da kaç maç oynayıp bize geldi. kaç tane yarışmacı takımda süre aldı sorumluluk aldı. olcayın kerimden fazla olduğu tek nokta lig oynama tecrübesi. kerim bu oyununun üzerine koymaya devam ederse ondan forma almak için ancak sakatlanmasını veya ceza almasını beklemeliyiz.

ayrıca oğuzhan küsmüşse kendisine küssün. bu ülke yeteneklerine ihanet edip oynamayan oyuncularla dolu. ya bu oyuncular gibi olacak ya da o fiziğini geliştirip komple bir oyuncu olacak 2 sene sonra onu avrupanın baş altı takımlarında seyretmiş olucaz. onun durumu bu kadar basit. bu formuyla 75ten sonra oyuna bile girmeyi haketmiyor. herkes sosa çıkıyorsa necip girmeli oğuzhanın yerine diyor. bu yorum ona yeter. bunu düşünmeli ben nerde hata yapıyorum diye. acaba yeteneklerini ve fiziğini geliştirmek için ekstra antremanlar yapıyor mu ? veya antreman sonrası kalıp şu özelliğimi geliştireyim biraz daha çalışayım diyor mu ? hani hep diyorlar ya arsene wenger göndermişse bir bildiği vardır diye eğer geleceği görüp bundan ancak bu kadar olur dediyse bunu ona birilerinin anlatması lazım. bu takım yıllarca sergen'i gördü tümer'i gördü yetenekli ama çalışmıyor dedi. oğuzhan'a birileri bunları anlatmalı hadi kardeşim sen biraz daha çalış demeli. yoksa oğuzhan küserse 2 seneye avrupanın baş altı takımlarına gitmeyi bırak ya şu oğuzhan'da hala geldiği gibi kaldı bak ne tembel çocukmuş gram gelişmedi deriz. herşey kendi elinde.

Adsız dedi ki...

Ben Oğuzhan'ı umduğumdan daha istekli buldum bu maçta. Tabii bu işin psikolojik tarafı. Ara ara da olsa pozisyonlara girdi çıktı, pas atıp ceza sahasına girerek pas bekledi. Aman azalmasın. Öte yandan yapısal eksiklikleri halen devam ediyor. Az da olsa bu çabayı gördükten sonra şimdi onu hazırlamayı teknik ekip düşünsün, diyerek bitiriyorum.

Atınç az biraz eğitimle çok ama çok iyi stoper olabilir. Hem hamuru var hem de saha görüşü. Furkan çok yetenekli. Bana Del Piero'yu hatırlatan anlar sundu. Üzerine kesinlikle düşülüp zaman verilmeli. Ümit'e yapılan çok gereksiz ve yanlış bir olay. Çocuk daha asıl yerinde takımla hiç oynamamışken ileriye koymak ne iş? Yoksa onu şimdiden kaybetmek mi istiyor teknik ekip. Tugay'ın kendine güveni gayet yerinde. Fundamental demeyeyim ama, takım oyunu adına üstüne bir şeyler katabilirse kesinlikle vasat üstü bir defans olur.

Bu maçta hepsinin ortak özellikleri şunlar oldu: apaçık bir istek, çaba ve temel kapasitenin varlığı. Bilic kendine gelip bu çocuklara zaman bulmalı. Kim bilir A2 veya değil, gençler arasında ne cevherler vardır.

Oğuzhan için bir şeyi daha söyleyeyim. Evet, bu takım yetenekli ama koşmuyor denilen Sergen ve Tümer gibilerini de gördü, ama bu oyuncular sahip olduklarıyla bu haldeyken bile fark yaratabildiler. Öte yandan, Oğuzhan'ın kapasite olarak bana göre gerçek yeri olan CM pozisyonunda çalışarak başarılı olması halinde, bu 2 ismin en iyi hallerinden daha yararlı ve önemli bir konumda olabileceğini de söyleyebilirim. İyi bir CM artık modası bayağı geçmekte olan 10 numara pozisyonundan çok daha değerlidir çünkü.

Kısacası: artık çabala be çocuk. Hani sene 1930 olur da dünya birbirinden şu anki kadar haberdar değildir ve yanlış örnekleri bilmek o kadar da kolay olmaz; ama yıl 2014. Doğru da yanlış da tekrarlarla sürekli bir şekilde görülebiliyor. Bu inat neden? Biz sana güveniyoruz. Çünkü sendeki büyük cevheri görebilecek kadar futbolu bilen ve samimiyetinden şüphe edemeyeceğin bir Beşiktaş taraftarı var. Hem sana hem de bize sabırsa sabır; taraftar olarak biz bu konuda zaten tescilliyiz, hele ki iyi bir mücevher görünce beklemeyi de biliriz. Yeter ki zaten ait olduğun yere ulaşmak için doğru yolda uğraş.

Adsız dedi ki...

Biraz da matematik+mantık ilişkisi:

Malumunuz, Töre müsabaka hakemine kötü söz ettiği için kırmızı kart görüp 3 maç ceza aldı.

Pektemek, doğrudan sakatlayıcı müdahale nedeniyle 2 maç ceza aldı.

Emre müsabaka hakemine kötü söz nedeniyle 1 maç ceza aldı.

Önermeler:

1) Elbette, sakatlayıcı hareket kötü sözden daha tehlikelidir ve maçın gidişatına doğrudan etkilidir. Bu nedenle Pektemek'in 2, Emre'nin 1 maç cezası doğrudur.

2) Elbette, hakeme kötü söz futbolcunun top oynamama isteğini gösterdiği gibi, sporun temel ahlak ilkelerine de aykırıdır. Bu nedenle Töre'nin 3, Pektemek'in 2 maç cezası doğrudur.

3) Elbette, müsabaka hakemine kötü söz çok ciddi bir ceza gerektirdiğinden Töre'nin 3, Emre'nin 1, .....
asdgajdadsfalahkgk.

Özeti:

Allah sizi bildiği gibi yapsın.

Adsız dedi ki...

Yorumsuz:

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/TALIMATLAR/Futbol-Disiplin-Talimati.pdf

FUTBOL DİSİPLİN TALİMATI

MADDE 41 – KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI, HAKARET, TEHDİT ve TÜKÜRME

(1) TFF veya mensuplarına, müsabaka görevlilerine, futbolculara, yöneticilere veya diğer ilgili kulüp ve kişilere, hakaret eden, söven, tehdit eden veya herhangi bir şekilde kişilik haklarına saldırıda bulunan;

(a) Futbolculara iki ila beş; fiillerin müsabaka görevlilerine yönelik olması halinde ise üç ila yedi müsabakadan men cezası,

..........

verilir.

Adsız dedi ki...

Şimdi anlaşıldı, konu "sportmenliğe aykırı hareket"miş:

C. DİSİPLİN İHLALLERİ

MADDE 36 – SPORTMENLİĞE AYKIRI HAREKET

(1) Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla TFF’nin
saygınlığını zedeleyen ya da futbolun değerini düşüren,

(a) Futbolculara bir ila üç müsabakadan men cezası,

.........

verilir.

Haydi hayırlı tıraşlar. Konu bu şekilde sabitlenmişken gerçekten dağılabiliriz :)

Biz yine Beşiktaş'a yani "gerçek olana" dönelim. Not: ah ulan Töre, sportmenliğe aykırı yerli laf edemiyor musun.

Barreto dedi ki...

Oğuzhan Sergen'in yerini doldurması için alınan Ayhan Akman'ı hatırlatıyor. Beşiktaşlı Ayhan ısrarla AMC olarak kullanılmaya çalışılırken Galatasaraylı Ayhan DMC/MC olarak gayet iyi performans vermişti. Oğuzhan Ayhan Akman hikayesine gözatmalı.

Adsız dedi ki...

@Barreto

Sence Oğuzhan'ın kafasında AMC dışında oynamak istediği bir pozisyon var mı? Kendisi hakkında bir başlangıç yapma adına bütün sorun da bu aslen.

Barreto dedi ki...

@James Sneijder
1990'ların kafası var sanki. Modern futbolda geçer akçe olmak için bir kaç pozisyonda işe yarar olmalısın. Oğuzhan rekabeti kaldıramıyor. Tembel adam rekabet edebilir mi? CM oynatayım desen Sosa daha iyi, AMC oynatayım desen yine Sosa açık ara iyi, regista yapayım desen Pedro bile daha iyi eee nolacak o zaman: 75'te moralsiz oyuna girecek bizde son 15 dakika ecel terleri dökeceğiz. Acaba diyorum Milne'nin 1988-90 döneminde Metin Tekin'e yaptığını Biliç Oğuzhan'a mı yapsa, gel görki Biliç'te Milne displini yerine Militunoviç beyefendiliği var, nemümkün! Bu noktada Samet Aybaba'yı saygıyla anıyorum. Birde adama kızıyorduk.

Adsız dedi ki...

Bilic iyi bir hoca olmasına karşın oyuncu yönetimi: 0 (sıfır). Gerçi bu tek başına bir kriter değil; bu dünya alemde tek özelliği oyuncu yönetimi olan ama başka hiçbir artısı bulunmayan Mancini'nin çuvallamasını da gördük zaten. Ama Bilic dahil hepimiz için geçer bir kural da var: Biz yapamıyorsak yapanları bulmak da en az yapmak kadar değerli bir etkidir. Kıytırık bir kupa maçında bile zorla gençleri, hem de bazılarını farklı bölgelerde oynatarak "hadin bakim bana 11 oyuncusu verebilecek misiniz" diyen bir hocadan bunu beklemek biraz lüks gerçi. Maalesef gerçek bu.

Ben Oğuzhan olsam, Sosa'nın daha iyi olan performansı yerine kendi işime bakarım. Niye mi? Daha niyesi mi var, Avrupa Ligi dahil toplam 3 kulvar.

sadrazam dedi ki...

Sarıyer - Beşiktaş maçı
Beşiktaş ilk 11'inin yaş ortalaması: 24.9

Febe-Kayserispor maçı
Febe ilk 11 'inin yaş ortalaması : 25.7

Algı yönetiminize sokayım,
Basına bakarsan Febe genç takımıyla, biz ideal kadroya yakın bir kadroyla oynadık.

Basar dedi ki...

@sadrazam

Algı yönetimini boş verelim, kendi içimizdeki eleştiriye kulak verelim.

Hoca alt yapı oyuncularından hiçbirini (Atınç'ı artık A kadroda sayıyorum) bizden 2 lig altta oynayan, İstanbul içi ve dost seyirci önünde oynanan, adeta hazırlık maçı kıvamındaki maçta ilk 11'de oynatmadı.

Basının yazdığını boş verip esas odaklanılması gereken bu noktaya odaklanmakta fayda var.

planck dedi ki...

Yahu gitgide biliçe neredeyse kin tutmayan başlayan bir dil oluştu burada, asla anlamlandıramıyorum. takım senelerdir beklediğimiz topu oynarken, ortada stadın olmadığı bir sezonda her kulvarda ümit varken, hem biliçten iyi bir hoca gelemeyeceğini kabul edip hem de her hafta bu kadar yerin dibine sokacak laflar söyleyebilmek çok acaip. 25 tane yılda milyonlar kazanan genç adamı yönetip, hepsinin saygısı kazanan bir adama oyuncu yönetimi sıfır(0) derseniz el insaf derler ve inandırıcılığınızı yitirirsiniz. hata görüyorsunuz strese girip gelip buraya boşalıyorsunuz ama bir sakin yani, genel duruma bakıp öyle eleştirin lütfen.

sadrazam dedi ki...

@Basar

Atınç A takım oyuncusu falan değil. A takım oyuncusu 20 maçta en az 180-200 dk. oynayan oyuncudur. Atınç henüz aday.
Hoca Trabzon maçı 11'inden 6 oyuncuyu hiç oynatmamış, 3 tanesini ise antreman havasında 60-70 dk. tutmuş.
7 tane paf takım oyuncusunu aynı anda sahada tutsaydı neyin nasıl analizini yapacaktınız. A2 liginden yada neyse süt liginden ne farkı olurdu o zaman. İzlemek isteyen zaten izliyor oralarda.
İşleyen bir takım kurgusunda görmek lazım genç oyuncuları. Dün de tam olarak öyle oldu zaten. 90 dk. pedroyla birlikte izlediğin zaman fikir alırsın oyuncuyla ilgili. Zaten bu adam Tugayla birlikte oynuyor, idman yapıyor. Oradaki performansı belli.
Sen alt yapıdan A takıma 2 senede 1 oyuncu çıkaramıyorsun mi, ne yapacaz 6 tanesini beraber izleyip.

sadrazam dedi ki...

@planck +1

Bizim kadar mazoşist başka bir taraftar olduğuna inanmıyorum.
Resmen kaos'tan, başarızıslıktan besleniyoruz.
2 sene önce olsaydı gün aşırı yeni post açılırdı blog'a. Takım 3 kulvarda oynuyor, Neredeyse 12 günde 4 maç yapıyor, bizim yorum yazdığımız post "8. HAFTA: BEŞİKTAŞ 0 - 2 FENERBAHÇE" maç postunun altı.

cochise dedi ki...

şahsen Biliç'e yönelik bir kin olduğunu düşünmüyorum. Birilerini eleştirmeyeceksek övmenin de anlamı kalmaz. Nasıl Arsenal maçlarında Totenham maçında övgü varsa Partizan-Asteras maçalrında da yergi olacak.

Biliç bazı şeyleri muhteşem yapıyor ama bazı şeyleri de gerçekten kötü yapıyor. puanlardan falan örnek vererek skor bazlı savunmayı doğru bulmuyorum açıkçası zira eleştiriler daha olgusal hususlar. Misal Asteras maçı biricik bir örnek olsa ve onun üzerinden eleştirilse ciddiye almam ama bu tarz durumlar bir olguya dönüştü bu biiir.

İkincisi oyuncu yönetimi sıfır demek biraz abartı olmuş ama birden çok sayıda oyuncu yönetimini eleştirmemize yol açan durum var. Hiçbirisi onun suçu olmayabilir elbette içişleri bilemiyoruz. Ancak geçen yıldan bu güne baktığımızda; Motta, Oğuzhan hatta Olcay ve Ersan gibi düşüşler var. Necip'i kazanmak için daha zor bir duruma sokması ya da geçen sene 2. yarı aslında toparlanmışken Serdar'ı Bursa maçı hatasından sonra tekrar kısa dönem silmesi gibi örnekler. Ya da bir önceki yıl ligi neredeyse domine eden Fernandes'den gram verim alamamak gibi. Dediğim gibi bunların hepsinin başka nedenleri olabilir.

Üçüncüsü ve sonuncusu puanlardan vb. haklılaştırma yapıyorsak ben de Demba Ba ve Sosa derim açıkçası. Zira ben bu yıl geçen senenin başındaki takımdan daha iyi bir takım göremedim. Demba ve sosa'yı saymazsak -Totenham hariç-. Ya da 2. yarıdaki takım savunmasının oturmuşluğunu da bu yıl göremiyorum. Siz gördüğünüzü düşünüyorsanız o sizin vicdanınıza kalmış. Benim endişem bundandır. Yani Allah göstermesin Demba-Sosa sakatlansa geçen seneden daha kötü duruma düşeriz diye korkuyorum.

Barreto dedi ki...

Biliç konusunda Uğur Meleke'ye kulak vermenizi öneririm. Meleke'ye aynen katılıyorum.

http://www.milliyet.com.tr/Skorer-Tv/video-izle/Ugur-Meleke-ile-Derbi-Ozel---BOLUM-III-MAA02LUHYbiq.html

Basar dedi ki...

@sadrazam

Sana katılmıyorum. Maçı bitirdiğimiz kadro ile maça başlasak çok mu kayıp olurdu? Hepi topu 3 tane A2 futbolcusu ile başlamak mı tartıştığımız (6-7 rakamını nereden çıkarttın?)

Motta'nın da İsmail'in de ne vereceği verdiği belliyken ikisi birlikte maça başlamak mı gerek? Ne olurdu 90 dakika Ümit Karaal oynasa, kayıp mı olurdu?

Rakip Sarıyer'di yahu...

sadrazam dedi ki...

@basar

1)Ersan
2)Atiba
3)Veli
4)Gökhan
5)Sosa
6)Ba
Muhtemel trabzon maçına 11 başlayacak. Yani mabadımdan uydurmadım 6 rakamını.
Serdar
Kerim
İsmail oyundan çıktı.Oldu mu sana 9 kişilik rotasyon. Trabzon maçı 11'inden Tolga ve Pedro kaldı sahada 90 dk.

Benim söylemek istediğim rotasyon oluyor zaten. Min. 6 maç daha oynayacağız kupada, olmaya da devam edecek. Ama aynı anda 6-7 A2 oyuncusu ile olmaz. Ümit'i önünde Olcay ile, Kerim ile oynatmak lazım, Tugay'ı Sivok ile, pedro veya Ersanla yan yana denemek lazım. Bu adamlar A2 de birbirleriyle zaten oynuyor, biz görmüyoruz sadece.
Sorun neden bu aşırı tepki?

Basar dedi ki...

Uğur Meleke inanılmaz güzel anlatmış. Malesef medyada o kadar boş yorumcu var ki bizim en ufak eleştirimiz kin veya mazoşistlik gibi algılanabiliyor.

Arkadaşlar Biliç Sarıyer maçında bile haftasonu 11ini açık etti. Bu kadar öngörülüyor olmaya gerek yok. Hele hele derbi oynayacaksan.

Ben kendi adıma takımın iyi olduğunu, önümüzdeki 5 seneye damga koyacağını surekli dile getiriyorum fakat Biliçten artık tutuculuğunu bırakmasını bekliyorum. Farklı varyasyonlara girerse hem kendisi hem de takım kulvar atlayacak. Eleştirilerin sebebi, bunu gören insanların olması.

Basar dedi ki...

@sadrazam

Ben kendimi ifade edemedim 3A2 + Atınç + 7 as oyuncu ile oynamaktan bahsediyorum 6-7 genç ile başlamaktan değil.

planck dedi ki...

luce döneminde forumlarda ne eleştriler dönüyordu, ahmed hassan konusu ve ilk yarıları çöpe atma, defansif futbol oynatma meseleleri başka konu yoksa her galibiyet sonrası ısıtılıp ısıtılıp dillendirilirdi. sergen oynamayınca veya tümerle sürtüşme yaşarsa hoca çok yumuşak oyuncu yönetemiyor vs. denirdi. korkak futbol oynatması zaten hiç dillerden düşmedi. sonra 10 sene boyunca ah luce vah luce dendi. adam bi operasyonla gönderildi ama taraftarın aklı başına iki sene sonra geldi. şimdi o takımın avrupa maçlarında ortaya koyduğu karakteri hatırlayın, o zamanki maçları bir de bu sezonla kıyaslayın. yıllarca aranan futbol ruhuna bu kadar yaklaşmışken mükemmelliyetçilikten biraz olsun vazgeçip elimizdekinin kıymetini bilelim. sizi de anlıyorum siz de potansiyeli görüp saçma sapan yanlışlardan maçlar puanlar kaybetmek istemiyorsunuz ve maç maç baktığınızda hatalar konusunda haklısınız fakat biraz da büyük resme bakmak ve serin kanlı olmak lazım bence. ayrıca futbolcu kalitesi olarak halen luce döneminin gerisinde olduğumuzu ve iç saha maçı oynamadığımızı tekrar hatırlatmak istiyorum. zira olası başarısızlıkta bunları görmezden gelip bileti biliç ve ekibine kesecek bir sürü insan var gibi görünüyor.

can dedi ki...

Bu derbinin ilk 11'ini acik etti muhabbeti nedir yahu? Bilic bugune kadar hangi mac icin diziliste veya ilk 11'de buyuk bir supriz yapti ki simdi sanki gizli planlari varmis gibi yapiyoruz?

Adsız dedi ki...

Tepkiler için yazayım. Elbette mesajda yazdığım “sıfır” ifadesi amiyane olarak kullanıldı, benim için yok derecede bağlamında. Ayrıca bu bir TD için temel özellik de değil. Bugün futbolda TD olarak kariyerinin zirvesinde kim var diye bir anket yapsanız, doğru veya yanlış, büyük çoğunluk Mourinho der. Oysa Mourinho’nun oyuncu yönetimi kötüden de öte, zaman zaman “eksi” halini bile almıştır. Yönettiği takımların hemen hepsinde en az 2-3 oyuncuyla takışması bir yana, Real’deki son döneminde bir de kamplaşmaya yol açmış ve çocukken Bernabeu’da başlayan altyapı kökenlilerle papaz olmuştur. Hatta bu papazlık kadroya almama ve maçlarda oyuna sokmamaya kadar gitmiştir. Yine de başarılıdır. Nedeni basit: bu bir yönetim ve ekip işi. Yönetim kısmını bizim kulübü düşünerek bir kenara bırakırsak, asıl yoğunlaşılması gereken ikinci kısım, yani ekip.

Ekstrem bir örnek olarak, herkes bir Ferguson olamıyor, orası doğru. Bazen saha dışında bile oyuncuyla temas kurup gerektiğinde pışpış yapmak gibi işlere imza atan Ferguson dahi son dönemlerinde bu işi büyük oranda güvendiği kökten ManU’lu teknik ekibine devretmiş. Tabii iş sadece pışpış değil. Gençlere “sizi her an oynatırım” mesajı verebilmek (bu şekilde A takımdakilere de uyarı göndermek), psikolojilerini de iyi takip ederek hangi dakikada hangisini oyuna alacağını iyi tespit edebilmek ve oyuncularla ilgili kriz anlarında gerektiğinde kendini ön plana koyarak koruyucu baba rolüne girmek de sayılabilecek diğer faktörler. Oyuncuların bireysel teknik-mental eksikliklerini kapatmak için özel program ve çaba isteyip bunu gözlemek de bu listeye eklenir. Geçmişte Luce’yi en başından beri değil hiç eleştirmedim. Zaten yukarıda yazılanlarla birlikte değerlendirince Luce’nin bu vasıfların çoğuna sahip bir hoca olduğunu da görebiliriz.

Gelelim zurnanın zart dediği yere: Söylediğim gibi, dört dörtlük bir hoca beklemiyorum ve Bilic’in Beşiktaş’ı görünür şekilde level atlatmasıyla bir şans olduğunu da düşünüyorum. Fakat bir fizik kuralıdır, eğer bir eksiklik varsa ya sen yaparsın, ya da bunu yapacak birini bulup getirirsin. Bir ekip çalışmasında ikisi de aynı sonuca çıkar. Ben ikincisini umduğumu söyleyeyim. Özen çok gerekli bir adamdı, ancak bu işlerle pek ilgisi yoktu. Dolayısıyla, keşke, diyerek Özen olsaydı bile bu eksikliği yine yazardım. Bir uyarıyla beraber: eski Beşiktaşlıdır, diyerek bir abi modunda birinin getirilmesi pek bir işe yaramaz bana göre. Yerli ya da yabancı, işin uzmanı biri bulunup getirilmeli. Bu şekilde Bilic de takım kurgusudur, taktiktir, maç yönetimidir, kendi işine çok daha iyi ve daha hazır oyuncularla yoğunlaşabilir.

Aslında bu “bol parçalı” görünen ve ligimizde çok da aşina olmadığımız ekip yönetimi olması gerekenin ta kendisi. Zira önemli liglerdeki takımların çoğunda bu böyle; üstelik Türk futbolunda bu yöndeki ihtiyaçların oyuncu yapısı nedeniyle çok daha elzem olduğu düşünülürse. Böylece herkes kendi işine odaklanır ve daha detaylı, daha etkin çalışabilir. Ülke futbolu konusunda pek de umutlu olmadığımız bu günlerde Beşiktaş bunu başarabilirse sadece kendisine değil, örnek model olmasıyla futbolumuza da pozitif etki edebilir.

Onun dışında derbinin 11’i olayındaki can’ın yorumuna ben de katılıyorum, beşiktaş’ın hangi kadroyla çıkıp çıkmayacağı az çok belli çünkü.

Emre Toraman dedi ki...

istatistik okuyayim biraz:

bu sezon da oynadigimiz butun maclarin oyuncu puanlarini goal.com'dan ve buradan(eksibesiktas) kayit altina alarak sadece son haftalara degil de, sezonun tamamina bakabilmeyi hedefliyorum oyuncu performanslarini degerlendirirken:

https://drive.google.com/file/d/0B1KwReW8rivNYmFiMWVnNUMzX0E/view?usp=sharing

simdilik en cok dikkatimi ceken sutun uzerinden konusayim: takim ortalamasinin uzerinde oynadigi mac yuzdesi.

mevki mevki gideyim:

kale: goal.com'a gore cenk %67, tolga %64 ile birbirine cok yakinken, buraya gore cenk %100'e ulasmis, tolga %40'da kalmis.

stoper: goal.com sivok ve franco'yu %55 ve %53 ile ortalama bir performansta gorurken ersan'i %31'le vasat alti olarak degerlendirmis. burada ise franco %83'le cok iyi gorunurken ersan ve sivok icin %38 ve %36 ile vasat alti uygun gorulmus.

bekler: berbat, berbat, berbat, (berbat) = ismail, motta, serdar, (necip). goal.com'da bu isimler yukardaki sirayla %18, %19, %20 ve %21 ile takimin en kotuleriyken burada da durum farkli degil: %14, %0, %25, %9. evet, motta: %0. modern futbolda bu kadar kotu bek performanslari affedildigi icin sansli bir ligdeyiz bence.

orta saha: atiba istikrarla es anlamli olan bu sutunun tahmin edilecegi gibi yildizi. sosa ise iki site arasinda en cok degiskenlik gosteren oyuncu. atiba goal.com'da %89'la acik ara birinci sirada, burada ise %86'da. sosa ise burada %90'ken, goal.com'da %55. kalan isimlerde burasi %62'ye %54'le oguzhan'i veli'nin bir adim onunde gorurken, goal.com veli'yi %56'ya %39'la birkac adim onde goruyor.

kanatlar: gokhan diger iki ismin epey onunde. takim icinde de epey iyi bir yerde. iki sitede de %75 yapmis. kalan iki oyuncu arasinda goal.com'da olcay %44'le %41'lik kerimin burun farkiyla onundeyken, burada fark epey acilmis. olcay %54'de, kerim ise %33.

forvet: ba acik ara onde ama lige iyi baslayamamasi puanini dusurmus tabi ki: goal.com %71, burasi ise %75 olarak degerlendirmis. mustafa goal.com'da %46, burada %43 iken, cenk tosun goal.com'da %25, burada ise %0'da kalmis.

sampiyonlar ligindeki feyenoord ve arsenal maclarininin ve ligdeki ilk macin(mersin idman yurdu) burada karnesinin yayinlanmadigini da hatirlatayim.

tabi ki sahadaki oyunu okumanin de soyleyecek cok sozu(muhtemelen daha cok) var ama, puanlamalarin soyledigi: bek lazim. hem de 2 tarafa birden. usenmeyip fenerbahce'nin de puanlamalarini yapsam bek mevkilerinde olusacak farki hayal bile edemiyorum.

Emre Toraman dedi ki...

bu arada baska mac mac oyuncu puani yayinlayan bir internet sitesi vb. varsa belirtirseniz sevinirim, onu da eklemis oluruz.

Emre Toraman dedi ki...

ikinci bir bu arada, bu puanlari buradan baska bir yerde de yayinlamadigim icin problem olmayacagini tahmin ederek izinsiz alip boyle kullaniyorum ama bir problem varsa blogdan biri belirtirse onlari kaldirip bundan sonra kullanmayabilirim.

BesiktaskUlan dedi ki...

Bence de Bilic eleştirisinde biraz haksızlık etmeye başladık -ben dahil-

Biz sürekli bu takımı yukarıya taşımasını istiyoruz ama takımın kapasitesi var mı yok mu onu artık pek sezemiyoruz. Demba Ba olmasa ligin ortalarında duracak kadar sıradan bir takımız aslında, bunu hepimiz biliyoruz. Sonra futbolcunun sahada yaptığı telaşı, Bilic'e fatura ediyoruz. Hakikaten tecrübesiz bir takımız ve zamana ihtiyacımız var, daha iyisi de olamayacağına göre biraz daha hafif eleştirmekte fayda var.

Şu "rotasyona" da inanmıyorum doğrusu. A2'dekiler oynatılmadı diye isyan ediyoruz ama 22 kişilik kadroda hiç oynamayan diğer oyuncular ne ara form tutacak? Yani Cenk Tosun ne zaman maç kondisyonu kazanacak? Onlara ayıp değil mi?

Biz de istiyoruz gencecik adamlar çıksın oynasın ama bu takımın bir de doğru düzgün rotasyona giremeyen, kadro oyuncuları mevcut. Onların da zamana ve futbola ihtiyaçları var.

Evvela ana kadrodaki oyuncuların formu önemli ve Bilic doğrusunu yaptı. A2'deki adam yeterince parlarsa zaten A kadroya alınır, o kadar takılmamak gerekir.

Tamam, biz farklıyız FB'den, GS'den ama TS dahil as kadronun yancılarıyla çıkıyorsa, bizim A2 takıntımız pek doğru değil gibi. Bilic, "İyi bir antreman oldu" derken bunu kast ediyordu. A2'deki genç oynayacak diye, beni maçlarda kurtaracak Cenk Tosun'u da kenarda oturtamam ki...

Bir de "kadroyu açık etti" tespitine katılmıyorum. BJK'nin kadrosunu kime sorarsan tahmin eder zaten. En fazla Olca mı Kerim mi oynar diye düşünürsün, başka da sürpriz gelmez, çünkü hem kadromuz dar hem de oyun sistemimiz gayet açık seçik ortada.

Fazla büyütmemek lazım.

Ama şuna katılıyorum, başarısızlık olsaydı şu anda tüm forummlar ve bloglar Beşiktaş ile ilgili yazılarla dolu olurdu.

Bizim taraftarın şampiyonluk kutlaması bile saat 12 olmadan biten türden, yaşadık, biliyoruz. Haliyle başarı bize göre değil, taraftar form tutamıyor.

Lig lideriyiz ve Avrupa'da yolumuza devam ediyoruz, Sarıyer maçındaki rotasyonla uğraşmaya değmez.

cochise dedi ki...

@emre toraman
eline sağlık hocam. bu arada buranın goal.com'den çok daha iyi değerlendirdiğimi düşündüğümü belirtmek isterim. (tabi biraz abartmalarımız var olacak o kadar duygusallık)

bu arada küçük hatırlatma; son maçla ilgili a2 meselesini eleştirenlerle savunanlar farklı şeyler üzerinden değerlendirme yapıyor. ben dahil bi çok arkadaş full A2 çıksın demedi. sonradan girenlerin başta oynamasından daha fazla bir istek yoktu. Cenk, oğuzhan, necip, olcay (trabzonda 11 değilse) oynamasından yana kimsenin itirazı yok. hatta kızarmasa pektemek ve sakat olmasa uğur boral. Ki çok yoğun bir tempodayken 60 saat önce oynayan adamların oynatılmamasını istemek makuldü.

Biliç şu anda en doğru isim; böyle düşünüyorum ve takımdan asla ayrılması gerektiğini düşünmüyorum ama bu eleştirmeyeceğim anlamına gelmez. Birini eleştirmek onu reddetmek değil; sevmek de dokunmamak. bizim bu blogda yaptığımız şey zaten takım üzerine kafa patlatma övgü de yergi de bunun parçası. Ve ben buradaki bir çok arkadaşın TV'lerde gazetelerde köşe tutan, dünyanın parasını alan, birçoğu eski topçu, yorumcu bozuntularından çok daha değerli görüşleri olduğunu düşünüyorum. Arada abartmalar olabilir ama kimse "Biliç adam değil" gibi kişileştirmedikten sonra eleştirileri okumaktan zevk alırım ki Biliç şu bloğu okusa o da eleştiri görmeyi isteyecek bir insan bence.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
can dedi ki...

@ Emre Toraman
Sahane bir is yapmissin bu karsilastirmayla. Ellerine saglik. Ben acikcasi goal.com'un mac puani yayinladigindan filan bile tamamen habersizdim.

Bilic'i hepimiz seviyor ve basarili olmasini istiyoruz. Elestiriyorsak daha da iyi olmasini istedigimizden, gitmesini istedigimizden degil.

Hazir altyapidan oyuncu tartismasi yapilirken, hep Bilic'e laf ediyoruz ama Shelbyl, su yukardaki nefis analizler yapan, muhabbeti guzel arkadaslari en azindan sahamizdaki kolay maclarda isindirsaniz ya artik! Ne oldu blogla ilgili aciklanacak bomba haberler?

Basar dedi ki...

Arkadaşlar rakibin en güçlü yeri neresi? Sağbek...

Bu durumda Sol uçta kimi oynatacağımızı açık etmemiz önemsiz mi?

Ayrıca yenilirsek hayırlı olsun potaya bir rakip daha ekleniyor... Bu kadar önemli maçta kusura bakmayın ben bazı önemli hususları kendime saklardım.

Basıma birşey gelmeyecekse bu kadarcık eleştiri yapmak isterim.

A2 konusunda da karşı eleştiri yapan arkadaşların yazılanları okumadan cevap yazdığını düşünüyorum. 6-7 A2 ile çıkalım, Cenk oynamasın gibi yorumlar yazmadık. Maçı bitiren kadro ile başlasak olmaz miydi ve 2 zayıf solbekimizi de oynatacağına Ümit'i izlesek daha iyi olmaz miydi diye sordum kendi adıma.

Emre Toraman dedi ki...

@cochise, can
rica ederim arkadaslar. degerlendirmenin anlamli olacagi(takim ortalamasinin uzerinde puan aldigi mac yuzdesi gibi) bir sutun tavsiyesi olan varsa acigim. devre arasina girilmeden yeni sutunlarla guncelleyip tekrar yayinlarim diye umuyorum.

sariyerdeki rotasyon konusunda aslinda soyle bir durum var. 11'de cikan oyunculardan hicbiri key player diyebilecegimiz oyuncular degil. bu oyuncular ba, sosa, atiba ve gokhan.

bu tarz maclar olcu kabul edilmez denmesine ragmen formsuz ya da arafta olan oyuncularin iyi performans gostererek forma girmesini saglayabilecek maclardir.

o yuzden bilic'in bu oyuncular hakkinda "bir fikir daha" edinmek istemesini anlayamam diyemem. yanlis anlasilmasin bilic'in elestirilmesine degil, bu konudaki elestirinin muhakkak dogru kabul edilmesine karsi cikiyorum. hakem takdiri pozisyonlar gibi dusunun. nasil bu pozisyonlarda hakem %100 hakli veya hatali demek yanlissa, bu konu da oyle bir konu bence.

altyapidan gelen genclerin ise bu tarz bir rastgelelikle resmi maclara cikarilmasini dogru metod olarak dusunmuyorum. sezon basinda belirlenen 20-25 kisilik kadroya dahil ettiysen(atinc'in disinda umit de oynamaliydi) kullanirsin, sans verirsin ama boyle altyapi secmeleri duzenler gibi arada a2'den oyuncu alip denemek cok da dogru olmayabilir. cunku a takimla maca cikan oyuncularin altyapi maclarinda ve antrenmanlarinda gerekli motivasyonu saglayamayabilecegi ihtimali var.

11'i acik etme meselesine gelince ise, maca ve rakibe gore degisen stratejiler(ozellikle buyuk takimlar icin), maclarin satranc gibi gecebilmesi eskimeye basliyor ve ust duzey teknik direktorlerde(mourinho haricinde) tamamen disarda kalmasa da biraz ekstra olarak goruluyor sanki gunumuzde. guncel avrupa futbolunu daha yakindan takip eden arkadaslar daha bilgilidir bu konuda ama benim gozlemim bu yonde.

11'i acik etmesinin bize bir faydasi yok orasi kesin ama acik etmemesinin cok faydali olacagini da bir kesinlik olarak gormuyorum. teknik direktorun bu konuyu dusunmesi sart degil yani bana gore. dusunuyorsa da en fazla +1 veririm, +5 falan degil.

Emre Toraman dedi ki...

aslinda baktiginiz zaman celiskili bir durum var ortada. trabzon macinda oynayacak adamlar zinde kalsin, mumkunse oynamasin ve trabzon macindaki kadromuz belli olmasin hedefleri celisiyor. sol bekte ismail, sol acikta kerim tercihini yapacak diye kabul edersek hem bu oyunculari dinlendirip, hem alternatiflerine sure verip, ustune bir de bu tercihlerinin belli olmamasi nasil mumkun olabilirdi ki?

cochise dedi ki...

futbldan baskete bir geçiş yapacağım zira bugün uzun aradan sonra beşiktaşıma kavuşma fırsatı buldum. tesadüfen bugün ne maç var diye bakarken TED ile basket maçımız olduğunu ve salonun da eve yakın olduğunu gördüm.

takımla ilgili ara ara yazıyoruz ama bir-iki husus var canlı gözle net görme fırsatım oldu; fena olmayan uzunlarımız olsa da Dexter Pittman gibi kaba kuvvetinden başka pek bir özelliği olmayan pivotu durdurmak da çok zorlandık. bütün uzunlar 4 numara. (Hilton da teknik bir 5'in 4'ü olur ancak). Gardlarımız yerli ve memeleketin en iyi ikilisi diyebileceğimiz oyuncular ama ikisi de yavaş. normal gardlarda sorun yok ama rakibin pire gardı (green) gibi hızlılara karşı ciddi sorun var.
Lofton çok özel oyuncu; kötü oynadığı bir maçta bile bir baktık 20'yi geçti. Broekhoff ise takımın en önemli 2. parçası. maç krize girene kadar oynatmadı (sakattı sanırım) ama girer girmez fark yarattı. Diğer oyuncular maçı sadece son beş dakika gerçekten ciddiye aldı ama Broekhoff her oynadığı her saniye tüm enerjisiyle oynuyor. Çok yetenekli olanlardan ziyade bu tip sporcuları çok daha fazla beğeniyorum.


NOT: Takım bir yıllığına Ankaraya taşınsa futbol basketbol ne varsa full seyirciye oynar. bugün de salon doluydu. İstanbul'da boş salona oynadıklarını görünce üzülüyor ve anlayamıyorum. Neden o salon dolmuyor!!

kokocambo dedi ki...

Şu Emrullah, bizim sosa'nın birinci sınıf frikiğini çıkaran emrullah mı? Hmm...

Sergen yalçın "maalesef fenerbahçe kötü oynuyor." demiştir. Unutmasın kimse bunu. Fenerbahçe'yi türkiye'nin en iyi takımı ilan eden, Bilic'i tribünlere oynuyor diye suçlayan, Emenike'nin Barcelona'da oynayabilecek düzeyde olduğunu söyleyen, Demba Ba ve Sosa'nın iyi oynaması üzerine sıkılıp bozulan, Beşiktaş yönetimini komisyonculukla suçlayıp sonradan ben öyle bir şey söylemedim diye kıvıran, İsmail Kartal'ı eleştirmekten çekinen, Bilic ilk geldiğinde "Bilic'e 1-2 yıl sabredilmeli deyip, stadsız oynadığını hesaba katmadan "Bilic 3. oldu, Samet Aybaba'dan daha başarısızdır." diyerek kendi çapında Beşiktaş teknik direktörlüğü kovalayan bir adamı Beşiktaş'ın teknik direktörü olarak görmek istemiyorum. 3-4 yıl içinde kendisi Beşiktaş'a teknik direktör olsun diye pazarlanacaktır. Sen Fenerine git Sergencim, zaten çocukluğunda fenerliydin.

YSY dedi ki...

+1 BesitaskUlan

Kapasite mevzusuna katılıyorum ayrıca atlanılan bir konu daha oda türk futbolcusunun psikolojisi. Maalesef istikrar yok bu konuda. Adamdan bir önceki maçta sergilediği performansı bekliyorsun ama sonuç sukutu hayal. Özellikle bizimkiler bu konuda seçmece midir anlamadım.

can dedi ki...

Sergen de agabeyi Sinan Engin'in yolunda tescilli akbabalik sertifikasi almaya dogru ilerliyor. Kendisi, Besiktas efsanesi olmasinin yani sira dolandirici Fadil'in Jetpa'sina transferi, dort buyukleri tavaf etmesi, sike iddialari, ve kokusmus yorumculuguyla da hatirladigimiz bir isimdir. Besiktas'in basinda gormeyi en son isteyecegim insanlardandir.

Adsız dedi ki...

Yerli futbolcular sorunu biraz karışık, aslında tek bir faktör yok.

Öncelikle fiziksel, mental ve taktiksel fundamental eksikliği var. Bunun ülke futbolumuzun içinde bulunduğu ortamla birleşimi ise durumu daha fecaat hale getiriyor. Mesela ilkini sağlam alan gurbetçi oyuncuların önemli bir kısmı dahi ikinci faktör nedeniyle çuvallayabiliyorlar. Bütün bunları aşabilen gençleri ise daha başka unsurlar bekliyor; lig takımlarının gençlere eğilmeyi lüks görmesiyle forma yüzü göremeden alt liglere demir atmaları ve önlerinde örnek olan abilerinin pek de örnek halde olmayışları ile dünya futbolunu sizden bizden daha az takip etmemeleri sonucunda kendilerini geliştirme ihtiyacına girmemeleri, gibi.

Oyuncular demişken nedense aklıma tüm bu negatiflikleri aşmış efsanevi ManU kadrosu geldi. Bir ara birlikte oynamış kadrodan bazılarına bakar mısınız: Schmeichel, Pallister, Ince, Neville, Parker, Irwin, Giggs, Scholes, Kanchelskis, Beckham, Butt, Keane, Cantona. Tek kelimeyle efsane. Sıkı bir Barça Ve Liverpool fanı olarak, örneğin şu anki Barça takımından çok daha ileride bir kadro. RussoArabian sermayeli takımlar Premier Ligi domine etmiş olsa da, bence zamanla ManU tekrar yükselecek.

İlaveten: Sergen’i gaza getirenler olmasa böyle davranmaz. Yanlış anlaşılmasın, saf çocuk ondan, demiyorum; tek başına bu işlere girmez bağlamında.

Adsız dedi ki...

"bizden daha az takip etmemeleri" yerine "bizden daha az takip etmeleri" olacak, düzeltir özür dileriz.

BesiktaskUlan dedi ki...

Muhteşem bir zafer kazandık, nitekim maç öncesindeki tahminlerim tuttuğu için sevinçliyim.

Neredeyse ayan beyan ortada duran her şeyi dikkate almış, o kadar da iyi bir takım olmadıklarını görmüş.

Özellikle Constant ve Bosingwa konusunda dersini güzel çalışan, onların güvenilmez olduğunu sezen Bilic'i tebrik ederim.

Sonuna kadar hak ettik.

Şampiyonluğun çeyreğini aldık, şimdi sıra yarımda.

Demba'nın topuğuna kurban.

Yorum Gönder

Ara