.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Karne: Beşiktaş 3 - 1 Akhisar Bld.




114 Yorum:

WiLdHoney dedi ki...

Arkadaş herşey bir tarafa ama Serdar'ın yediği kadar lafı kim yese devre arası kaçmak için bahane üretirdi. BU kadar eleştiri alan bir adamın böylesine mental bir toparlanma yaşaması ve neredeyse takım ortalamasının üstünde oynaması beni mest ediyor. Evet süper bir bek olmayabilir, ama adam olduğu ve kendini geliştirmek istediği kesin. Umarım alacağımız bek kendisinden çok daha iyi bir bek olur ve sırf almış olmak için alınmaz.
Son olarak kendisine bir teşekkür etmek lazım, bu süreçte verdiği katkı ve gösterdiği özveriden ötürü...
Onun dışınnda tipik bir lig maçıydı ve kötü oynadık, ama gene kazanmayı becerdik, bu maçları hakem ittirmesi ile kazanmıyor olmak güzel. Darısı Konyaspor maçına...

BJK4EVER dedi ki...

Acikcasi Veli, Ersan, Serdar, Olcay gibi adamlarin hak ettigi degeri gormedigini gormek beni uzuyor. Bu oyuncularin mucadelesine, istegine, iyi niyetine kimse laf edemez. Kaldi ki performans ve kalite olarak kesinlikle denildigi kadar kotu durumda degiller.
Burada herkes sagbek istersen ben yerli olarak Serdar'dan iyisini alamayiz, Serdar kalsin diyordum.
Veli konusu keza oyle. Veli'den daha kaliteli bence 2 yerli onlibero var; biri G.Inler, digeri Ilkay Gundogan. Onlari da alman zor.
Olcay kadar golu hangi yerli kanat oyuncusu atmis son 5 yilda sorarim?
Ama hala bu oyuncular calim atmadigi, gosterisli gol atmadigi icin 2. lig topcusu muamelesi goruyor, yazik.

sadrazam dedi ki...

Biliç'in Serdar dan vazgeçeceğini sanmam. Türk rotasyonunda ondan iyi bir kulübe oyuncusu bulmamız zor. Ama devre arası yabancı sağ bek kesin gözüküyor.

Atınç'ın 11 çıkmamasına şaşırdım doğrusu. Antep performansı sonrası Banko görüyordum. Bu bölge için de sezon sonu Sivok'un yerine transfer yapılacağını düşünüyorum. Özen'in tabiri ile uluslararası seviyede bir yabancı stoper O vakit şöyle bir rotasyon olur ki gayet yeterli;
X yabacı / Pedro
Atınç / Ersan

Bir stoperin en verimli döneminin 25-30 yaş aralığı olduğunu düşünürsek bu durumda Atınç ve Pedro için de yeterli şans gelecektir.

Akhisar maçı özelinde ben genel kanaatin aksine Veli'nin iyi olduğunu düşünüyorum. İlk yarı belki de en iyisiydi sahanın. Bilal Kısa gibi Akhisar'ın %40 olan bir oyuncuyu ilk yarı neredeyse hiç görmedik sahada.Bilal her topu aldığında ilk basan veli oluyordu. Mecburen geriye gelip top almaya başladı ve Gekas'a uzun oynadılar. Geri gelmediğinde Sol kanada attı kendini, Allah var Serdar da çok iyi kapadı o bölgeyi.

YSY dedi ki...

Serdar avrupa'nın dünyanın en iyi sağbekide olsa yine bize sağbek lazım çünkü yedeği yok adamın. Ayrıca şampiyonluğa yürüyen yada avrupada bir yerlere gelmiş takımlara bakın beklerin skora katkıları var. Bizde hiç öyle birşey yok hemde her ikisinden de yok. O yüzden serdar kalsın, yedek oturmayıda sorun etmez ama oraya level atlattıracak arada arkada seken topa zımba gibi gelip çakacak sağbek lazım. Gökhan inler de denildiği gibi olursa süper olur ama öyle bir adamı aldın mı oynatman lazım kimi keseceksin o biraz sıkıntı işte.

Coolio dedi ki...

Serdar'ın son 3-4 maçtır performansını çok beğeniyorum.. Duruşu, rakibi karşılayılışı, topu kaptığındaki pasları bile değişti. Özgüven böyle birşey işte. Gerçekten çok iyi bir sağ bek gelmeyecekse hiç gelmesin daha iyi. Ordaki bütçeyi defans ve orta saha için kullanırız.

İsmail'i ilk geldiği sene haricinde hiç beğenmedim. Bence orada yedekte bekleyecek ve ara ara oynayacak genç bir arkadaşımız orta vadede daha faydalı olur. Yani Motta'yla da bir iki sene sonra vedalaşırken yerine adamımızı yetiştirmiş oluruz. Not: Motta maddi durumumuz el verse hemen gitmeli ama sıra o bölgeye gelen kadar bir iki yılımız daha var.

Ayrıca transferde bu kadar iyi bir dönem yakalamışken iç transferde umarım hata yapmayız.

YSY dedi ki...

Yabancı serbest kalırsa iç transferi unut :)

Bu arada fener'in veli'ye teklif yaptığı ile ilgili haberler var. Aldığı paranın 3 katı teklif edilmiş. Giderse gitsin ama o huzuru bulamaz :)

Coolio dedi ki...

Bu arada UEFA, lig ve kupanın yoğun maç trafiğini düşünerek devre arasında Veli, Atiba, Necip Oğuzhan ve Sosaya alternatif olması açısından uygun fiyatlı olması şartı ile Salih Uçan kiralanabilir mi? Roma'nın oyuncu gelişimi için bu işe sıcak bakacağını düşünüyorum dolayısıyla maddi açıdanda çok zorlamaz. Bize katkısı da çok iyi olur snaki.. Normalde renklilerden oyuncu alınmasına karşıyımdır ama Salih'in durumu biraz farklı sanki.. Ama en nihayetinde biz alalım 6 ay geliştirelim oyuncuyu (eğer forma şansı bulursa bu oyun ve kadro yapısında çok gelişim sağlar sanki) sonra ekmeğini Roma veya Fener yemesine gönlümüz razı değil diyorsanız onu da anlarım..

BJK4EVER dedi ki...

Oyuncu zaten Roma'da kiralik oynuyor, yani o is imkansiz. Roma kontratini fesip edip Fener'den kiralaman gerekir, o da zor. Zaten bildigim kadariyla Roma 2.5 seneligine kiraladi, birakmazlar.
Bizim icin en mantikli alternatif orta saha icin Gokhan Inler olur.

Coolio dedi ki...

Ben de öyle biliyordum ama bir iki aydır sürekli Roma'nın Salih'i kiralayacağı haberleri çıkıyor. Herhalde mümkünmüş diye düşünmeye başladım artık..

Bence Gökhan İnler devre arası transferi olması çok zor. Hatta sezon sonu içinde çok zor. 10 milyondan aşağı vermezler gibime geliyor, hadi sıkı pazarlık ettin 8'e insin. Çok yüksek değilmi bizim için? Neden bu kadar olabilir gözüyle bakılıyor anlayamıyorum. Bilmediğim bir durumu mu var?

BJK4EVER dedi ki...

Performansinda dusus var sanirim, ayrica yasi da yavas yavas geliyor. Pandev de kariyerli/iyi oyuncu diye biliniyordu, onu da biraktilar kolayca mesela.Bence 3 milyon euro cok absurd bir rakam degil, ki zaten Avrupa piyasasi soz konusu, bizim piyasa gibi sisirilmis degil.
Ben Gokhan transferine sicak bakiyorum. Yerli, rahat 3-4 sene ust duzey oynayacak yasta, tecrubeli ve hem onlibero hem box-to-box karaktere sahip, cift yonlu oyuncu. Her halukarda Necip'ten iyi bir backup orta saha icin. Hatta Veli-Atiba-G.Inler tamamen rotasyona da girebilir.

theotheo dedi ki...

gökhan inler gelicekse atiba maaşında zam isterse hemen bırakılabilir veya veli de aynı şekilde.

Adsız dedi ki...

PES/FM'de takımdan 1-2 oyuncu kafadan gönderilince diğerleri, işleyen takım düzeni ve takım ruhu etkilenmiyordu değil mi.

Peki bu faktörleri de es geçelim. Veli yılda 600bin avro alıyor, GS'de Emre Çolak'ın aldığıyla aynı; bu sezon ligde 320 dakika oynayan Emre ile. Atiba ise 1 milyon avro alıyor, Selçuk Şahin'in aldığı ile aynı. Bu sezon ligde 148 dakika süre alan Selçuk'un.

Beşiktaşlı oyuncuların bir de Avrupa maçları var.

Bunları da göz ardı edelim, madem PES/FM oynuyoruz.

Öte yandan, Beşiktaş futbol takımı 3 kulvarda top koştururken ve neredeyse her hafta 2 maç yaparken orta alanında karşılaştığı en büyük sorun rotasyonundaki eksiklikti. Veli-Atiba'dan birisi sakat veya cezalı duruma düştüğünde Necip oynarken, bazı maçlar bunun da üstüne sağ bek ya da stoper eksikliği yüzünden hem bu ikiliden biri oynayamadı, hem de Necip bu ikinci nedenlerle orta alana konulamadı.

Şimdi bu durumda sırf İnler gelirse Emre Çolak ve Selçuk Şahin'le aynı maaşı alan ve gayet uyum sağlayan "takım" oyuncularını fazla maaş istediler diye şutlayacağız öyle mi?

Bak bu kısım PES/FM formatına bile uymadı.

theotheo dedi ki...

@sneijder

evet şutlayacaksın şutlamazsan gs nin haline düşersin stad falan da kurtarmaz.

atiba ile veli gitsin bakalım 200 bin euro alıyolarmı avrupada şimdi gitsinler. lan siz kimin parasını kime veriyosunuz ya anlamadım ki birader. lan hem para yok diyosunuz hem de zam veriyosunuz.

olur mu ya böyle bişey.

giden gider isterse fenere gs ye gitsin. daha iyisini bulmak senin işin kardeşim diğer hikaye işleri bende yaparım sen daha iyisini bulucaksın.

ayrıca veli atiba zaten bir şampiyonlar ligi seviyesinde oyuncular değil ki zam yapıyosun seneye zaten bu oyuncuların yetersizliği göze batacak şampiyonlar liginde burası çok çok açık.

şu an oynadıkları maaşa kalsınlar tabiki ona kimsenin bişey dediği yok ama beşiktaş kimseye taviz vermez aga. he çok başarılı olursun beşiktaşa kupa getirirsin o zaman maaşın 3 katına da çıkar. bu iş böyledir. demba ba şampiyonluğu getirsin bak bakalım neler oluyo. bu iş budur.

gökhan inler gerçekten kaliteli bir oyuncu bir sınıf atlatır takımı. onun gelmesiyle birlikte orta saha rahatlar ve tecrübe kazanır büyük maçlar için çok önemli.

eğer alınabiliyosa kesinlikle alınmalı devre arasında şampiyonluk getirebilir.

Adsız dedi ki...

Olayı göremezken, üstüne afaki sorundan bahsetmek komik olmuş gerçekten.

Veli-Atiba başarılı zaten. Arsenal ve Tottenham maçları ve Beşiktaş'ın ligdeki şu anki konumunda kilit isimler. Futbolda takım olgusu ve daha da önemlisi “Beşiktaş’ın oyun kurgusu” hakkında zerre bilgisi olmayan biri için (neden acaba) bu normal olabilir; ama neyse ki hem Bilic, hem taraftarın ezici çoğunluğu, hem de Bilic'e tam yetki verip işine karışmayan yönetim farkında. Hatta ikinci Tottenham maçını İngiliz TV’sinden izleyen Hollandalı ve Beşiktaşlı arkadaşım da bunu İngilizlerin de söylediğinden bahsetti.

Anladığın tek şeyle, PES/FM'le anlatayım. Senin için bu sezon ligde asisti olmayan, attığı 3 golün 2'sini de aynı maçta sallayayım ya tutarsa diye atan ofansif orta saha ve yıllık 5 milyon alan Sneijder başarılı da, ikisinin aldığı toplam Sneijder'in 3'de 1'inden az olmasına karşın biri ligde 1 gol, diğeri 2 asist yapan defansif orta sahalar başarılı değil öyle mi? Ki dediğim gibi takım kurgusundaki asıl rollerini ve performanslarını bunlarla ölçmek zaten komik iken.

Bak kardeşim açıkça yazayım. Bu zamana kadar sana bu blogda sadece ben 2-3 defa açık destek çıktım. Nedeni de farklı seslerin ve düşüncelerin olması gerektiğiydi, bizler de bilmeden ve farkında olmadan at gözlüğü takmış olabiliriz diye. Sonra önce, malum yakın zamanda ideal 11 diye bir GS’li geldi sana destek verdi ya, işte o an bakış açım tamamen değişti. Desteğinden değil, içeriği ve tarzından dolayı (çok amatörceydi).

Şimdiyse açık açık yazayım; Beşiktaş’la hiç bir ilgin yok. Derdin gücün buraları karıştırmak. Çünkü bunca sene epi topu, içeriği ergenliği geçememiş 2 söylemi tekrar ederek buraları, hem de böyle detaylı futbol tartışılan ortamları meşgul etmenin başka açıklaması olamaz. Hele ki İnler dedikodusuna böyle atlayıp bir kalemde Veli-Atiba çizimi yaptın ya, bu düşüncemi çelikledin resmen, başka bir şey değil.

Düşüncemi söyledim ve yine açık yazayım; gerisi blog yönetimine kalmış.

Unknown dedi ki...

Şampiyonlar ligi kalitesinde degil dedigin Atiba, Arsenal macının yıldızıydı. Arsene Wenger bile bu adamdan etkilenmiş. ama sen hala o topcu kötü 200bin etmez de. Aynen bro aynen

Adsız dedi ki...

@Tarık Kırtan

Çok güzel nokta. ideal 11 demişti ya, sırf Arsenal taraftarı diye tukaka etmiş olabiliriz beyefendiyi diye (o da ne demekse, orası ayrı). Bahsettiğin konu (04:56):

https://www.youtube.com/watch?v=GKdrOd3u1yk#!

Tekrar: Allah'ın sopası yok gerçekten.

BesiktaskUlan dedi ki...

Adam, "FB ve GS, Beşiktaş'tan adam almaz, kadrosu dandik" dedi, Fenerbahçe, Veli için yol yapmaya başladı.

"GS'den FB'den bir sürü adamı Beşiktaş'a isteriz" dedi, şimdi hiçbirine yer yok, kendi de biliyor.

"Veli ile Atiba'nın oynadığı takımdan hayır gelmez" dedi, her kulvarda lideriz.

"Beşiktaş frikikten gol atmıyor" dedi, on dakika sonra Sosa golü taktı.

"Caner'e 5 milyon ver, al" dedi, adam formsuzluktan kırılmaya başladı, FB'ye yük oldu.

"Diego'yu alan şampiyon olur, alamazsan rezil ederler" dedi, adam ilk 11'e giremiyor.

"Sneijder gibi adam lazım" dedi, onun da FB'ye iki golü dışında hiçbir numarası yok.

İşin özü, evet, Atiba Avrupa'da bizden aldığı parayı alamaz ama o parayı ona vermezsen Avrupa'daki hiçbir futbolcu da buraya gelmez, gelmesi için de bir sebep olmaz. Daha bunu idrak edemiyor.

"Beşiktaş büyük takım, at gitsin" mantığıyla hareket eden, takım yönetmeye çalışan, akıl veren adama anlatamazsın. Dünya bizden ibaret değil, futbolun kendi gerçekleri var.

Gören duyan da, dünyadaki tüm futbolcular Türkiye için yanıp kavruluyor sanır. Mevzu sadece, "Türkiye'de vergiler az, bizi istiyorlar" geyiğinden ibaret değil. Biz inanıyoruz ama işler öyle dönmüyor. Eğer doğru düzgün kariyer yapacak, gelecek vaat eden bir adamsa, parayı pulu dert etmeden, oradaki sahnede kalmak istiyor.

Madem öyle vergisi olmayan, gayet kötü futbol oynanan, arada da Avrupa'ya giden, emekli ikramiyesi sunan üç dört tane takımın varlığına rağmen, neden birinci sınıf topçular burayı tercih etmiyor? Sadece "bonservis yeaa" diyerek sıyıramazsınız. 8-10 milyonluk adamları bile getiremiyorsun.

Futbolcular, "idealist" olduğu için değil, daha çok parayı orada kazanma ihtimalleri, büyük takımlarda oynama hayalleri için orayı tercih ediyorlar.

Atiba'yı yollarsan, onun sınıfında bir adam bulman gerekir, o da imkansıza yakındır, hele bu dönemde.

Cart curt atmakla olmuyor yani. Atiba'nın "zam" isteme mantığı, diğer futbolcularda yok mu sanıyorsunuz? Yoksa gerçekten bu kadar mı cahilsiniz?

Neyse, sonuçta adam ne derse tersi çıkıyor, umarım sayesinde şampiyon da olacağız...

Basar dedi ki...

Vay theo bile "şampiyon olabiliriz" demiş! Nereden nereye geldik...

Gökhan İnler'i çok iyi bilmiyorum ama Pandev Cemali gibi düşüşe geçmediğinden emin olup transfer edelim edeceksek.

Serdar performansı ile pozisyonu dolduruyor fakat yedeği olmayan tek pozisyon orası. Ancak pozisyon bozarak orası doluyor. Sağda yabancı oynatırsak bu sefer yabancı kısıtlamasından solda sıkıntı çıkacak gibi duruyor. İsmail'de Serdar'daki performansı göremiyorum. Zor denklem...!

Veli aynı paraya oynamıyorsa gitsin diyen arkadaşım tamam ama yerine alacağın adama bonservis ödeyeceksin, hemde maaş gibi ay ay değil en fazla iki taksitle ödeyeceksin. Hem cebinden toplamda daha fazla para çıkacak hem de vadesi kısa olacak. Zam yapılmasın derken Bu konuyu hiç düşünmüş müydün? Bu tip oyuncular gidecekse satışında para kazanarak göndermemiz lazım. Veliye bir sezon 600 yerine 1,5 verirsin ama bir sezon sonra satıp 5 milyonu cebe koyarsın. Böylece zarar etmezsin. Sözleşmesinin zamanında uzatılmamış olması yönetsel bir hata olmuş.

theotheo dedi ki...

@besiktaskulan

he atiba gibi adam bulmak imkansız. ya hadi gidin işinize kardeşim. kim lan bu messi mi. adam gelmiş 31 yaşına bu saatten sonra maaş zammı almasın diyoruz hepsi bu. amma para vermeye meraklıymışınız millete ya.

isteyen gitsin kardeşim kimse beşiktaşı tehdit edemez lan. hele bu oyuncuların hepsi beşiktaş muhtaç hepsi. buna demba ba da sosa da dahil. demba ba çıkar gs maçında 2 tane takar ondan sonra birşeyler istemeye hakkı olur.

ne kolay iş ya. sen 3.ol maaşa zam yapılsın. sen futbolu bırak beşiktaş sana zam yapsın. burası beşiktaş olm burası katar değil dubai değil. avrupa zihniyetine geçicez diyoruz. şu hale bak.

o yüzden diyorum hep daha iyisini getiriceksin. bak bakalım getir gökhan inleri atibası velisi maaş zammı isteyebiliyo mu? oğuzhana zam yaptık iyi mi oldu? bu oyuncular bu paraları haketmiyo. hiçbiri bu paraların yarısını alamaz ya. işte almeida bizde 2.5 alıodu gitti 400 bin euroya. portekizmilli takım forveti. yok yani bu paralar yok.

beşiktaşta dengeyi bozmucak. eğer maç kurtaracak yılda 50 maçın 25 ine direk etki yapacak gol atacak asist yapacak oyuncu alıyosan yılda 3.4 vericeksin. onu getirip koyucaksın. ama sıradan pres dışında hiç bir özelliği olmayan bir önlibero için hayır. basit bir mantık bu.

ayrıca şampiyonluk şu bu naraları atmak için çok erken daha. fenerbahçenin müthiş bir fikstür avantajı var ve bizim de büyük maçlarda ne kadar kötü olduğumuz ortada. bu yarıyı kayıpsız geçip önümüze bakmak lazım.

sadrazam dedi ki...

Ne Atiba ne de Veli'nin 200-300 bin için Tr de başka kulübe gideceğini düşünmüyorum. Sene sonu takkeyi önüne alıp duruma bakarsın. Takımın ligdeki durumu, Avrupada ki geldiği nokta takımdaki sinerji.... Bu oyuncular sana şampiyonluk getirmişse, Avrupada Q/H/S final oynatmış sa zaten bunların pirimleri ile ihya edilir, gerekirse artış da yapılır. Ama önemli olan 30 yaşındaki oyuncu ile nasıl bir sözleşme yapacağındır. 1 m * 4 yıl = 4 m
1.3 m* 2 yıl = 2.6 m
Biz maalesef senelerce bu yanlışa düştük. 29-30 yaşındaki oyuncu ile (eğer bayrak oyuncu değilse) 4 senelik mukavele yapılmaz. Bu sene iyi kadro mühendisliği yapıldığını varsayarsak böyle bir hata yapılmayacağını düşünüyorum. Ayrıca takım içindeki maaş dengeleri de çok önemli, bu dengeyi bozmamak lazım.

sadrazam dedi ki...

Bir de "Her hıyarım var diyene de tuzlukla koşulmaz"
Hükümetin gündem değiştirmek için doğum kontrol hapları ile uğraşması ile blog trollerinin dünkü çıkışı arasında bir fark yok.

WiLdHoney dedi ki...

Dünya ne kadar güzel bir yer arkadaş, bi kere herşeyi bir kenara bırak zamanın bile bükülebildiği bir yer, düşün zaman bükülebiliyor, dolayısıyla doğrular(aslında gerçekler demek lazım) daha kolay bükülebiliyor.
Misal, benim izlerken keyif aldığım adamlara, başkalarının çöp gözüyle bakması, doğruların bükülmesi gibi bir ilüzyon bence, mutlak doğru, mutlak gerçeklik olmayınca ne güzel herkes haklı, bence bende haklıyım.
Misal ben yönetici olsam, bu anın şartlarında Atiba ve Veli'nin yanına param yetiyorsa G.Inler'i alırım ama bununla beraber Atiba ve Veli'yi takımda tutmak için optimum dengede ne gerekliyse yaparım, misal Akhisar maçında Veli'nin oynadığı süre boyunca Bilal'in Gekas'a top atamaması sürpriz değil benim için, ve Bilal her topu aldığında Veli'nin nefesini ensesinde hissetmesi bence en güzel takım olgularından bir tanesi, ya da onu geçtim, beğenmediğimiz Serdar'ın kanadından neredeyse hiç pozisyon vermemesi bence oyunculuk başarısı, şimdi geçiyorum doğrunun büküldüğü diğer tarafa, arkadaş ikisi de topçu değil bunların diyen var.
Bu nedenle pek kızmamak lazım sen gibi düşünmeyene, kim bilir o hangi kafada...
bu arada pek değerli rakiplerimizden Fenerbahçe'nin aldığı 6 penaltıyı da izledim az önce, sonra şükrettim hakem arkadaşlara iyiki bize böyle penaltılar çalmıyorlar ve bizi utandırmıyorlar. Şahsen bazılarına ben utandım açıkçası...

@beşiktaşkulan

Sanırım daha net anlatılamazdı , tebrik ederim.

Şunu eklemek isterim , alttaki postta Beşiktaş-Chelsea ilişkisinin salt görünür yönde kiralık oyuncular üzerinden etkisinin pozitif olacağını söylemiştim.

Görünmeyen bir etkisi daha var , o da söylediğin 8-10 milyonluk sahnede kalmak isteyen adamlar için Beşiktaş'ın , Chelsea tarafından işaret edilen bir adres olma ihtimali.

Bu işin içine Jorge Mendes'i sokarak denedi Demirören , rantı bir güzel paylaştılar ve canımıza okudular.

Şimdi işler biraz farklı. Beşiktaş ile Chelsea arasındaki ilişki Vitesse-Chelsea ilişkisine göre daha ortaklık bazlı.

Belki ben abartıyortıyorumdur böyle bir ortaklık durumu yoktur onu bilemiyorum ama Beşiktaş'ın bazı oyuncular için Chelsea scoutlarından bilgi aldığını biliyorum.

Bir de şu var :

http://www.winnersports.co.uk/kurt-zouma-set-for-besiktas-move-62080

Zouma'nın sağ bek olarak da oynayabiliyor olması bir başka pozitif özellik.

BesiktaskUlan dedi ki...

@theotheo

Okuma yazma işini halletmeden niye bloga geliyorsun?

"Atiba'yı yollarsan, onun sınıfında bir adam bulman gerekir, o da imkansıza yakındır, hele bu dönemde."

Hele bu dönemde...

Hele bu dönemde...

Hele bu dönemde...

Dönem nedir canım benim? Devre arasıdır. Peki ne alakadır? Çünkü adamla sözleşme yenilemezsen ya da bunu ona ileteceksen yerine adam bakman gerekir. O da eninde sonunda bir insan, kalan maçlarda, sağda solda sözleşme kovalarken sana faydası olur mu sanıyorsun?

Gökhan İnler transferine katılıyorum, gerisi bir bebenin kendi hayal dünyası. Daha da konuşmaya değmez.

BesiktaskUlan dedi ki...

@Övünç

Kesinlikle katılıyorum. Baştan aşağı doğru tespitlerle dolu. Demirören-Mendes ortaklığında, Diego Costa az kala Beşiktaş'a geliyordu, direkt o canlandı aklımda. -Sonradan Costa da teyit etti-

Her bir cümlen yeterince açıklayıcı olmuş, üstüne uzun uzun yazacak bir şey bulamadım doğrusu.

Hatta dürüst olmak gerekirse, yazını okuduktan sonra, "çok fazla heyecan" yapmamak için kendimi tutuyorum. Çünkü bu ortaklık gerçekleşirse, -hep olumlu taraftan bakıyorum galiba- inanılmaz şeyler olabileceğini düşünüyorum.

Düşünüyorum, neden biz? diye... Chelsea için "hedef takım" olarak seçilmemiz de akla mantığa uygun. Çünkü rekabetin düşük olduğu -3 takımdan ibaret-, her sene bir takımın ŞL'ne gittiği, birinin de kıyısında dolandığı, şehir ve tesisler olarak üst düzey hizmetler sunabilen bir ülkedeki takımı seçmeleri, üstelik de Beşiktaş gibi nispeten daha potansiyelli ve büyük bir kulübün bunu istiyor olması, onlar için de "nimettir" büyük ihtimalle.

Dediğin gibi, Vitesse örneğinden daha farklı bir yapılanma bekliyorum. Bir nevi Uzak Avrupa'nın Porto'su olabiliriz, üstelik de Chelsea ile ortak bir Porto. Sadece onlara görünmek için gelecek futbolcuları da bu hesaba katmıyoruz. Mourinho'nun dediği gibi, "futbolcular uyanık hayvanlardır"

Sağından bakıyorum, solundan bakıyorum, kötü bir nokta göremiyorum.

Belki de benim cahilliğimdir ama bu tarz anlaşmalarda Vodafone'nun da etkisi olduğunu düşünüyorum.

Umarım dediğin gibi olur ve 8-10 milyonluk adamları artık takımımızda görmeye başlarız.

Detaylar netleşince, senden bir yazı bile okuruz belki. Çok faydalı olur doğrusu.

Son olarak, ne güzel şeyler yazıyor millet, hakikaten sizi okumak keyif...

yilmaz dedi ki...

---ironi---

@besiktasulan kardeşim niye yanlış bilgi veriyosun. Diego ilk 11'e giremiyor demişsin ama bu akşamki maçta, tüm gazetelerin muhtemel 11'lerinde var. Lütfen yani. Hatta geçen hafta oynanan Bayburt Grup İl Özel İdarespor (copy-paste değil, alın teri :D) maçında da ilk 11 oynadı.

http://www.mackolik.com/Mac/1679552/Bayburt-Grup-Ozel-Idare-Fenerbahce

Hem de asisti var.

---ironi---

BesiktaskUlan dedi ki...

@yilmaz

Tek başına o takımın adını yazdın ya, helal olsun. :) Haklısın, Diego'ya ayıp ettim.

@theo

Bu arada theo, şu iddialara cevap vermemişsin, onları da alalım;

Adam, "FB ve GS, Beşiktaş'tan adam almaz, kadrosu dandik" dedi, Fenerbahçe, Veli için yol yapmaya başladı.

"GS'den FB'den bir sürü adamı Beşiktaş'a isteriz" dedi, şimdi hiçbirine yer yok, kendi de biliyor.

"Veli ile Atiba'nın oynadığı takımdan hayır gelmez" dedi, her kulvarda lideriz.

"Beşiktaş frikikten gol atmıyor" dedi, on dakika sonra Sosa golü taktı.

"Caner'e 5 milyon ver, al" dedi, adam formsuzluktan kırılmaya başladı, FB'ye yük oldu.

"Diego'yu alan şampiyon olur, alamazsan rezil ederler" dedi, adam ilk 11'e giremiyor.

"Sneijder gibi adam lazım" dedi, onun da FB'ye iki golü dışında hiçbir numarası yok.

Hadi hepsini geçtim, Diego'yu anlat bize. -Bize bir masal anlat Theo-

50 maçın 25'i demişsin ya, kadroya giremediği 14 maç dahil mi? Yoksa hesaptan düşüyor muyuz?

Ha bir de 3.4 değil 5 milyon veriyorlar, caiz midir? Salaklık değil de mi, Diego hak ediyor, bunu da senden duymak isteriz. Hayır yani, "Beşiktaş'ın parasını ne kadar kolay harcıyorsunuz yaaaeee" diye ağlarken, aynı parayı bizim vermemizi istiyordun da, ondan soruyorum. Tabii Caner'e de "kafadan" 5 milyon verince Beşiktaş'ın parası harcanmıyor senin mantığınla. Oha ikisi on milyon etti, toplam 3 asist ya var ya yok bu sene ikisinden de... Gülüyoruz.

Sen bunlara bir cevap ver ya da tükürdüğünü yala. Ondan sonra konuşalım.

Yoksa insanlar mis gibi yazılar yazıyor, fikirler yürütüyor. Boş yere seninle zaman harcamayalım.

Bu da -cevap vermezsen- son yazımdır gülüm sana.

turkkant dedi ki...

Yabancı sınırının serbest bırakılacağı konuşuluyor. Gerçekleşirse transfer stratejisi tümden değişir.

Bir örnek vereyim. Pektemek transfer görüşmesinde 2 milyon euro talep etti. Kesin bilgi. Hatta ANÇ küplere binmiş rakamı duyunca. Tabi düşecektir bu rakamlar ama Ersan ve Pektemek 1,4-1,5 m. euro bandının altına düşmeye yanaşmayacaklardır.

Soru şu: yabancı serbest ve 9 milyon euro bütçen var. Bu parayı Pektemek ve Ersan'ın 3 yıllık kontratına mı harcarsın? Bence bu bütçeye bu iki oyuncudan çok daha yüksek katkı verecek iki yabancı bulursun.

BesiktaskUlan dedi ki...

Her zaman yabancı sınırı kalkarsa, Türk futbolcuların maaşında azalma olacağını söylüyoruz, sonuna kadar doğru bir tanım.

Fakat bir de "yabancıların" maaşına etkisi olacak, beni asıl ilgilendiren durum o aslında.

Mesela o zaman Atiba'nın bu parayı isteme lüksü kalmayacak, çünkü o bölgede "tek ve doğru" yabancı bulma lüksün ortadan kalkacak. Aynı paraya ya da hatta belki de yarısına iki futbolcu birden alıp, deneme şansın artacak.

Yani yabancı sınırı kalkarsa, ülke futbolu çok büyük kara geçecek.

Yoksa kimse, "Atiba harika topçu, yeri doldurulamaz" demiyor zaten. Mesele onun ayarında, ona denk bir futbolcunun, Avrupa kıtasında epey zor bulunabilir olmasıdır. Çünkü olay sadece maaşta değil, ödenecek bonserviste de gizli, nitekim onu bedavaya getirmiştik.

Çok yönlü bir denklem ama her halükarda, yabancı sınırı kalkarsa, bence bundan en çok faydalanacak kulüp Beşiktaş olacaktır.

Şu andaki transfer politikamızla devam edersek, tüm rakiplerimizi geride bırakırız. Çünkü rakiplerimiz, yıldız oyuncu almaya mahkum durumdalar, taraftarları başka bir şeyi kabul etmez.

Yabancı sınırı kalksın, artık Türk takımlarının da pazarlık masasında eli kuvvetlensin.

Ayrıca yabancı sınırı kalkarsa, çok büyük paralara sahip olan kulüplerimizin, bunu da kullanarak Avrupa'da art arda kupa alacağını öngörüyorum. Sonuçta UEFA'ya bakıyorum, bütçeleri bizden az takımlar başarıdan başarıya koşuyor. Madem bu ülkede çok büyük bir para birikti, madem deli gibi tüketim toplumu olduk, hiç değilse karşılığını alalım.

Bu arada, bence tüm dünyada feci halde bir "futbolcu" sorunu var. Tüm kurumlar onların yanında ve kulüplere çok fazla yük binmeye başladı. Oynamak istemedikleri zaman elin kolun bağlanıyor, sözleşme senesinde ne yapacağını kestiremiyorsun, lig bitmeden altı ay önce başka takımla anlaşabiliyor, zerre kar edemiyorsun. Bu konuda çok büyük sorunlar var, eminim ki bunlar da yakında gündeme gelir dünya kamuoyunda.

İşin özü, yabancı sınırı kalksın, başarı gelsin.

Yabancı sınırının kalkması Türk futbolunda 2 önemli unsuru ortadan kaldırır :

1-Yüksek yerli oyuncu bonservisleri
2-Yüksek yerli oyuncu maaşları

BeşiktaşkUlan'ın dediği gibi en az bağlayıcı sözleşme ve düşük ücret tabanıyla Beşiktaş önümüzdeki senelerde bu konuda avantajlı denebilir ama burada gelir farkını da hesaba katmak gerekli.

Beşiktaş'ın mevcut stratejisi yapılan başarılı transferler ışığında iyi görünüyor ama unutulmamalı ki bu takım Almeida'ya kalması için 2.5 m € teklif etti , Lanzini'nin , Belhanda'nın peşinden koştu , ahı gitmiş vahı kalmış Essien'le görüştü . Beşiktaş'ın yanında biraz şans faktörü de vardı demem o ki. Bu adamları almış ve yerimizde sayıyor (hiç sanmıyorum ama ) belki de daha fantastik bir konumda da olabilirdik.

Neyse bence şu milli kriteri dışında Anadolu kulüplerine yarar bu hamle her ne kadar onlar satış sebebiyle aksini düşünüyor olsa da . Aslına ortalamaya vurduğunuzda diğer kulüplerin büyüklere ihracatı ortalmaya vurduğunuzda senede 10-15 m€'yu geçmez ki aslında büyük bir rakam değil takım sayısını düşündüğünüzde .

Rakiplerden örnek vermişsin ama Stad açılıp gelirler arttığında bizde de theocanlar yıldız isteyecek.Fikret Orman'da sıkça söylüyor zaten stada yıldızlarla çıkacağız filan diye.

Zamanında Özkan Sümer Brezilya'ya gitmiş 4 tane genç alıp gelmişti , Robson , Jarro , Eduardo ve hepimizin yakından tanıdığı Aurelio . Toplamda bir Mehmet Ekici parasına aldığı bu adamlardan 1 tanesi bile tutsa hayat kurtarır duruma gelecek.

Zaten şuanda da durum farklı değil , Almanya'dan 4'er 5'er alıyorlar kulüplerimiz , tuttururlarsa iteliyorlar büyüklere . Şimdi havuzları daha da büyümüş olacak. Scouting'e biraz değer veren takımlar , büyüklere çok daha fazla zorluk çıkartabilir duruma gelecek ki bu da marka değeri diye bikbik ötenlere istedikleri şeyi tersten verir !

BesiktaskUlan dedi ki...

Aslında benzer şeyleri söylüyoruz.

Ama biraz detaylarda ayrılıyoruz. Transfer başarısında şüphesiz ki şans faktörü yanımızdaydı ama yabancı sınırı kalkınca, şansımızın daha da artacağını düşünüyorum. Mesela o zaman, Lanzini, Bryan Ruiz ya da Belhanda gibi isimlere gitmek yerine -ki bunları yanlış görmüyorum-, Sosa gibi ne olacağı belirsiz ama potansiyelli adamlara yönelme gücüne daha çok erişeceğiz. Çünkü "nokta atış" ya da "yıldız oyuncu" kaygısı güdülmeyecek, en azından tüm mevkiler için.

Futbol yıldızlarla oynanır, Fikret Orman da haklı, taraftar da. Ben de diyorum, muhakkak olmalı, Guti yine gelse, yine kimse itiraz etmez. Fakat o zaman, 6 tane olmazsa olmaz yıldız yerine, 2-3 tane ile idare edebileceğiz. O zaman her Türk futbolcu için, "yıldız yabancı oyuncu" hayalleri kurmayacağız, çünkü takımlar daha farklı bir düzeye çıkacaklar.

Yabancı antrenörlerin de gerçek etkilerini görebileceğiz. İngilizce konuşulan -ki bizim takım öyle mesela- bir takımda başarı şansları artacak. Türk lobisi sona erecek. Aslında bence Beşiktaş'ın en büyük başarısı, takımda "dil birliğini" sağlamasıdır, onu da detay olarak belirteyim. Yabancı altyapılı futbolculara yönelme nedenlerimizden biri de bu bence.

Borges'in sık sık yazdığı gibi, "Çalıştığı ülkenin dilini bilmeyen antrenör başarılı olamaz."

Bir de bu şansın Beşiktaş adına iyice artacağını düşünme nedenlerimden biri, Chelsea ile yapılacak muhtemel anlaşmadır. İşte oradan karsız çıkmamızın imkanı yok. Aksi takdirde bu kadar doğru transfer yapılacağını ben de sanmıyorum, aralara yanlış tercihler gelecektir.

Yeter ki Diego boyutunda bir hata yapılmasın. O zaman da karşıydım, şimdi de ve bu halini görünce seviniyorum açıkçası.

BJK4EVER dedi ki...

O is o kadar kolay degil arkadaslar. Yabanci serbest kalinca tamamen serbest kalmaz. Alacagin yabanciya kriter getirirler Ingiltere'deki gibi, ki bu senin piyasani kucultur. Ki Ingiltere'deki gibi 'bagimsiz' bir kurul kafasina gore olagandisi transferlere izin verecekse, bununla ilgili ne dolaplar doner dusunmek bile istemiyorum.
Yabanci oyuncu kriteri disinda muhtemelen kadronda yine en az x yerli bulundurma zorunlulugu olacak buyuk ihtimalle.

Ben sunu net olarak soyleyim; sinir kalksin kalkmasin ben Veli ve Atiba'nin ikisinin de kalmasindan yanayim. Veli'de daha cok israrciyim, cunku Veli'nin yerine adam cok zor bulunur, ama Atiba'nin yeri daha kolay dolar.

Ama buyuk resime bakacak olursak, ikisi de birbiriyle cok uyumlu, takim icerisinde benimsenmisler ve sistem tikir tikir isliyor. Durum boyleyken kolay kolay bu oyunculardan vazgecemezsin. Ki Veli yerine yabanci alsan bile; onlar da citir cereze oynamiyor istisnalar haric. Turkiye hala cazip degil ve ciddi bir para isterler, normal. Veli'nin oynadigi futbolu garanti bir sekilde oynayacak, takimi benimseyecek, mukemmel uyum saglayacak bir yabanciyi bonservissiz 1 milyon euro'ya zor bulursun.

Kisacasi; Veli'nin bence Olcay, Oguzhan vs icin belirlenen 1.5 milyon euro sinirinda bir para almasi dogal olur, Ersan da oyle. Mustafa o kadar olmasa bile 1.2-1.3 gibi bir para almali bence. Atiba icin de 1.2-1.3 makul olur.

Bu kadar uyumlu bir oyuncu grubu yakalamisken 300-400 bin euro icin dagitmak salaklik olur. Ha, mesela Veli 2 milyon euro garanti para isterse kapiyi gosterirsin, ona lafim olmaz. Ama Olcay'a 1.5 verip Veli'ye 1.2 teklif etmek sacmalik olur, kusura bakmayin.

Bu arada birkac ay evvel bu sozlesme olayini gundeme getirmistim, en tez sekilde halledilmeli diye. Ki beklenen sorunlar da cikmis, oyuncular ve takim iyi oynayinca piyasa artti, baska takimlarin teklifleri vs konusulmaya baslandi. Bunlarin hepsini yaz doneminde halletmeliydik. 3-4 ay once belirttigim gibi; Veli Ersan Atiba Mustafa'dan 2'si giderse bizim icin cok buyuk sikinti olur, hele ki FB veya GS'ye giderlerse.

cochise dedi ki...

yabancı sınırının kalkmasının etkileri konusunda sizler kadar iyimser değilim. Ama Beşiktaş için katılıyorum. Çünkü sınır ya da sınırsızlık doğru planlama yapıldığı ve kulüpler iyi yönetildiği takdirde bir anlam ifade edecek. Biz artan bir ivmeyle iyi yönetilmeye gidiyoruz. Diğer kulüplerin ççoğu ise tam tersi. GS'nin harcadığının karşılığını alamamasını kimse yabancı sınırına bağlamasın; sınır kalkınca göreceğiz aynı mantık devam ettiği sürece aynı sonuç elde edilecek. (misal tamam Tarık'a çok para verdiler; bağlasınla yabancı sınırına yahu Veysel'e para mı verdiler; üstelik göz var nizam var .. Yahu biz burada bedava alınacak Tarık'ı sorgularken adamlar dünya para verdi..)

Sınır kalkması yerlilerin gereksiz bonservis ve ücretlerini düşürecek o kesin. En iyi tarafı bu olsa gerek. Anadolu takımlarından iyi yönetilenler bu süreçten karlı çıkar. Ama gaza gelip çok fazla yabancı alınması gibi riskler var. GS-FB öyle yapacak sanıyorum ve az olan harmoniyi daha da bozacaklar.

Bir de arkadaşlarımdan yabancı sınırının kalkmasının Beşiktaş açısından olumsuz bir durum oluşturacağı (madem kalkacaktı biz niye böyle yerliye abandık gibisinden) şeklinde görüşler var. Hiç katılmıyorum. Yabancı sınırı doğru yönetilme sayesinde bize çok katkı sağladı. Yapıyı (devşirme de olsa) yerli üzerine kurunca o bahsedilen kolej takımı ortamı oluştu. Futbol matematik değil; 2+2 bizde 6 yaparken GS'de 5+5 6 yaptı. Bunun temel sebebi de yukarıda bahsettiğim yapı ve takım olma. Biz bu yapıyı kurduk ve artık sınır kalkması bize daha da katkı sağlayacak diye düşünüyorum. Temel sağlam olduktan sonra gerisi daha kolay.

EC dedi ki...

@Cochise ye katiliyorum.. onemli olan mantikli ve planli bir sekilde hareket etmek. ben bunu yeni yonetimde gorebiliyorum. isterim ki Onder Ozen veya benzeri kafa yapisinda biri bu ise soyunsun. kendi reklamini on plana cikaracak yoneticiler bu islere bulasmasin. gorduk Yildirim Demiroren ile neler oldugunu, 9 yil boyunca gelen, giden, kovulan, kacan, satilamayan elde patlayan yuzlerce adam geldi, TD lerde cabasi..
Su an icin en saglikli yapi Besiktas da ve medya bunu bozmaya calisacaktir. GS ve FB en az 2-3 yil sallanirlar dogru adimlari bugun atsalar bile. FB ite kaka hakemlerle gidiyor, GS de de hakem itelemesi var ve sahtekar oyuncu dolu.. demek ki Selcuk lar, Burak lar satmis Italyan Hocalari.. bu adamlarin yarin milli takimdaki hocasini satmayacagini nasil garanti edeceksin..
Turkiye de futbolun kurtulusu icin mantikli ve gecerli kurallar isiginda Kaan Ark bugun iyi bir yazi yazmis.. ilkokul bitiren kisi bile anlayabilir ama maalsef ulke de TFF ve Siyaset kendi cikarlari icin ulke futbolunu pek de dusunmuyor..
uzun lafin kisasi su an icin Besiktas dogru yolda.. bu sadece lider oldugu icin degil, bu sistemli buyumeyi son 2 yildir yerlestirmeye calistigi icin soyluyorum.. bizler de bu blog da ergenleri yetistirecegiz. Ronaldinho etoo vb adamlari sadece borc yapmak icin istememelerini ogrenecekler.. Scout ekibimizi gelistirirsek de su an icin futbolcularindan para kazanma sistematigine girecek tek kulup de Besiktas gibi duruyor.. Enayi GS ve FB harcamasi alan bazi tuccar anadolu kulupleri disinda..

ECO - Luksemburg

yilmaz dedi ki...

veli'nin ücretinin olcay ve ozzie'nin rakamlarına getirileceğine ve veli'nin bu konuya hiç itiraz etmeyeceğine adım gibi eminim. Mustafa'nın da takımda kalacağını düşünüyorum.

Bu yönetimin en sağlam durduğu konu ücret politikası ve yine yanıltacağını sanmıyorum:

Yerlilerde tavan olcay ozzie töre
Yabancılarda sosa, sivok
Yıldız oyuncu maaşı ba




Emre Toraman dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Emre Toraman dedi ki...

1 yildir bulundugum izmir'de etrafta surekli altinordu formali 8-10 yas civari cocuklar goruyordum. daha sonrasinda bir arkadasimdan ogrendigime gore altinordu su anda egitim odakli yapilanmasi ile uzun vadeli planlari olan bir kurummus. baskanlari da zamaninda bucaspor'un altyapi akademisini organize eden adam. biz futbolseverlere takip edilecek, yoneticilere ve profesyonellere de iyi iliskiler gelistirilecek bir kulup gibi gorunuyor.

websitelerinde soyle bir yazi var: http://www.altinordu.org.tr/Editor/37/0

linkte soldan baskan seyit mehmet ozkan'i secerek onun yazilarini da okuyabilirsiniz. enteresan kafada bir adam. biraz yilmaz vural'i, biraz montpellier baskanini cagristirdi bana.

Rıdvan Dilmen sıksık bahseder Seyit Özkan'dan.

Gerçekten futbol sevdalısı bir adam.Ben Salih , Efe Halil gibi elemanların hala orada olduğu dönemde Buca'da yaşadım . Fırsat oldukça takip ederdim antrenmanlarını.

O zamanlar Seyit Özkan Buca Akademisinin başındaydı.Şu anda Altınordu'da yaptığı şeyleri Buca'da yapıyordu.

Buca Süper Lig'e çıktığında rant çarklarından uzak kalamadı tabi. Bülent Uygun ve saçma sapan transferlerine uzun süre itiraz eden Seyit Özkan'ı bıktırdılar ve uzaklaştırdılar kulüpten. Sonrasında Altınordu'ya geçti zaten . Şimdi Buca'nın geriye doğru indiği o basamakları Altınordu çıkıyor.

Federasyon başkanlığını en yakışacağı adamlardan biridir. Oraya getirip 5 sene her yaptığına eyvallah densin hiç karışılmasın , Türk futbolu çağ atlar o derece ne yaptığını bilen biridir.

BesiktaskUlan dedi ki...

Seyit Özkan'ı TRT'deki bir programda izlemiştim, gerçekten şahane bir adam.

Yeteneklerine ve yaptıklarına orada şahit oldum, ağzım açık kaldı. Bir haftadır takip ediyordum ama herkes görebilsin diye FB kupa maçını beklemiştim.

İyi ki adı geçmiş.

İnanılmaz bir adam, adeta bizim saha kenarında hayat bulmuş halimiz.

Seyit Özkan başaracak, şüphesiz ama eğer bazı konuları başaramazsa, emin olun ki bunun nedeni, bu topraklardaki "disiplin" sorunundan başka bir şey değildir.

Arkadaşın verdiği linkle bahsi geçen yazıyı okudum, anca bu kadar haklı olunur. Nitekim uyarıları dikkate alınmış, FB maçında "heyecana bağlı" aksaklık ve son vuruş becerisi dışında şahane iş çıkarttı çocuklar.

En azından maçtan sonra şunu dedik, "FB'li oyunculardan daha iyi eğitim almışlar ve muhtemelen daha yetenekliler."

Oysa yetenekli olmasalar da, oynamayı öğrenmişler, işte o zaman Türkiye'de yıldız gibi parlıyorsunuz, bir anda yeterli kıvama geliyorsunuz. Serpil Hamdi'yi anımsatan bu adamın, Beşiktaş'ta olmasını isterdim ama mümkün değil, o zihniyet için hazır değiliz. Oysa meselenin para olmadığını görmüş bulunmaktayız.

Gerçekten harcanıyor, oysa bizim gibi bir kulüpte ne yetenekler çıkarırdı, kim bilir.

Şu yazısını da mutlaka okuyun;

http://www.altinordu.org.tr/Editor/2/0

Adsız dedi ki...

Dikkatimi ilk çeken Sayın Özkan’ın bir şeyler anlatma derdinde olmadığı. Yani bu şundan dolayı, o nedenle bunu yaptık vs hiçbirine girmemiş. Bu aynı Serpil Hamdi Tüzün’ün tarzında olduğu gibi, asıl olanları söyleme ve yapma adına çok şeyi olanların ruh halidir.

Serpil hoca Beşiktaş dışında genç milli takımla yaşadığı başarılar da dahil bir çok önemli olaya damga vurmuş, über bir futbol adamıdır. Fakat düşünceleri çok daha ilerisini gösterdiği için döneminin futbol çevrelerinde hep kolay anlaşılamayan yanlız bir adam olmuştur.

Tüzün’ün en büyük başarısı da total futbol anlayışını çok basit temellerin üzerine oturtmasıdır; hani denir ya zor olan futbolu basit oynamaktır, o şekilde. Genç milli takım seviyesinde onunla kısa süre çalışma fırsatı bulmuş eski bir oyuncu ile tesadüfen konuşma fırsatı bulmuştum (bindiğim bir taksinin sürücüsüydü, yaşadığı sakatlıkla futbol kariyeri bitmiş). Bana hocanın o yaşlarda kendilerine genellikle bir öğretmen gibi yaklaştığını aktardı; kişisel anlamda çok yakın olmadığını da ekledi.

Serpil Hoca’nın tarzını şöyle özetlemek mümkün (bir gün Sergen’e şu ödevi veriyor):
“bana her gün 10 gol senaryosu yazacaksın. orta sahada ilk pası sen vereceksin. son vuruşu da sen yapacaksın. her gün böyle 10 gol anlatacaksın kaleminle. ve o defteri ödev gibi her sabah getireceksin bana.”

Özkan ise okuyabildiğim son 3 yazısında daha çok organizasyona ve oyuncu mentalitesine yoğunlaşmış. Burada Serpil Hocadan biraz ayrılıyor. Serpil Hoca total futbolda gençlerin aslında belirli fundamental üzerinden şekillendirilebileceğini, yeter ki fiziksel ve beyinsel anlamda doğru yönlendirilmelerini söylüyor. Bunun nedeni ise çok açık bana göre: Özkan Yönetim Kurulu Başkanı olarak yazıyor. Anladığım kadarıyla Serpil Hocanın ayrışan diğer rolü Altınordu’nda Zafer Bilgetay’da. Serpil Hoca bu 2 rolü de tek başına üstlenmişti ve mentaliteden çok beyin kısmına yoğunlaşmıştı. Öte yandan böyle bir Başkan sahibi olarak Altınordu, aynı zamanda böyle güzel bir görev dağılımı ile bayağı sağlam temellerde yükseliyor demek ki.

Şimdi bu farkın bana göre asıl önemli olduğu yere geleyim. Serpil Hoca, aktif olduğu dönemde total futbol anlayışından taviz vermeden, kendisine emanet edilecek gençlerle 4-5 yıl sabredilmesi durumunda size bu futbolu oynayabilen komple bir takım sunabilirdi; ki dönemin şartları içinde ona bu şansı Beşiktaş da sunamadı. Altınordu ise kulüp olarak birlikte hareket etmenin getirdiği ortamla belirli bir oyun anlayışına bağlı kalkmaksızın iyi işlerle sağlam temelleri atmaya çalışıyor.

Şunu da söylemek gerekir; elbette ülke futbollarını bulundukları futbol florasından soyutlayamazsınız. Burada birden fazla postta Barça’nın La Masia’sından, Highbury yollarından filan bahsederken, o ekipleri şimdi buralara getirip aynı imkanları verseniz başarılı olma şansları olmama şansından daha düşük bana göre. Zira günümüz ülke futbol ortamında zamanının çok ötesinde geçen Tüzün gibilerinin işlettiği La Masia’lar bizde maalesef biraz zor ve Tüzün dönemiyle şu an biraz farklı. Bu bakımdan Altınordu’nun bakış açısı ve anlayışı şu anki durum için daha geçerli belki de. Çünkü artık çocuklar klasik anlamda bildiğimiz şekilde çocuk gibi değil, gençler de aynı şekilde genç gibi değil.

Sonuç mu? Kişisel görüşüm, özellikle alt liglerdeki takımlar için Tüzün’ün anlayışı yerleşmediği sürece bir şey hep eksik kalacak. Peki madem devir farklı, o halde nasıl olacak? Bilseydim halen yaptığım işi yapmazdım :)

Öte yandan, Özkan’ın bir yazısındaki şu ifade dikkatimi çekti:

“AVRUPALILARDAN EN ÖNEMLİ EKSİĞİMİZ PLAN – PROGRAM - SİSTEMLİ ÇALIŞMA – KANITA ve KAYITA DAYALI GELİŞİM EKSİKLİĞİ! BU EKSİĞİMİZİ İNGİLİZ FUTBOL ADAMI JOHN BILTON’I DAVET EDEREK TAMAMLAMAYI PLANLADIK .”

Bu benim Beşiktaş için de her daim söylediğim bir olay. İlla ki uzun vadeli de olması gerekmez. Özellikle ülkemizde sorunlu olan defans için getirin Cannavaro’yu, defansif orta alan için Makelele’yi mesela 4 hafta, eğitsinler hem çocukları hem de teknik ekibi.

Adsız dedi ki...

Başkan işi biliyor.

İnşası devam eden stadyumda, muhtemelen az biraz tamamlanan loca kısımlarında bir yeni yıl partisi düzenlemiş.

http://www.bjk.com.tr/tr/haber/60812/vodafone_arena_rsquo_da_yilbasi_partisi_duzenlendi.html

Çünkü yıllardır Beşiktaş camiasının içinde, yakından tanıyor. Biliyor ki nasıl ki biz her gün stad inşaatına bakıp bir bitse de diye ah geçiriyoruz, Beşiktaşlı iş adamları, eski yöneticiler ve kulüpte söz sahibi olmuş kişiler de öyle bakıyor.

Yapılması gereken onlara kabası 1-1,5 aya bitecek, çimentodan ve demirden yükselen devasa yapıyı yakından göstermekti. Ancak o zaman yapılan işin ne kadar önemli olduğu ve nasıl yol alındığı anlatılabilecekti. Bundan sonra inşaat hız kazanacaktır zannımca.

Bu arada stadın futbol sahası dışında da kapalı şekilde bir hayli alanı olacak. En iyi şekilde değerlendirilir umarım.

Bulabildiğim son foto:

https://twitter.com/yeniinonustadi/status/546987635051610113

Yeni açıktaki üst kirişlerin dökümü devam ediyor. Eski hesap Numaralıda (yeni adı şimdilik Batı) VIP, basın vs bölümleri olduğundan biraz daha çetrefilli ilerliyor.

http://1.bp.blogspot.com/-Nea8aEXdVCc/U6bos_hmawI/AAAAAAAAAnc/-ks6Okj9ot8/s1600/vodafone_arena_kombine-plan.jpg

Önemli işlerden biri de kompozit çatının gerileceği kazıklar. Stadın son halinde çatının durduğu kazıkları görebiliriz:

http://vodafonearena.com.tr/gallery.html

Kapalının tamamlanan çerçeve kısımlarına kazıklar çakıldı bile (49 no.lu resim):

http://www.mustafavmms.com/vodafone-arena-aralik-2014/

Ayrıca inşaatı her gün detaylıca fotolayan bir taraftarımızın sitesinde takip edebilirsiniz (her gün 2-3 dakikalık video da eklemeye çalışıyor):

http://www.mustafavmms.com/vodafone-arena/

O stad buraya gelecek!

Emre Toraman dedi ki...

@james sneijder

sonda yaptigin alintidan ulastigimiz sonuclar farkli oldu baya heralde. benim o cumleden anladigim yontem; cannavaro, makelele vs.den ziyade terzic gibi akademik bakis acisi olabilen insanlari gorevlendirmek. kanita ve KAYITA dayali sistem diye bahsettigi sey oyuncunun ozelliklerini nasil gelistirecegin degil de, cok daha temel, gelisip gelismedigini kontrol edecegin bir sistemi isaret ediyor. bunun yolu da yetenek ve performans analiz ekipleri kurulmasi ve kaydedilebilir, karsilastirilabilir veriler olusturulmasi benim fikrim.

mesela kerim frei'i ele alalim. oynadigi her maci bir satir, o mactaki performansina dair analiz edilebilir her veriyi de bir sutun seklinde kaydettigimizi dusunelim. sutunlara verebilecegim efektif orneklerden biri dogru karar yuzdesi olabilir.

bu tarz bir tabloyla her bir oyuncunun gelisimini cok daha somut bir sekilde gormek mumkun olurdu ve antrenman programi bu tablolar isiginda gelistirilirdi. o yuzden buradaki kilit noktalar KANIT ve KAYIT bence.

bu tarz bir sistemde futbol oynama gecmisine sahip insanlardan ziyade, futbol izleme ve yorumlama egitimine sahip analitik dusunce yapisindaki insanlar daha kritik olur. futbolu biraktiktan sonra dogru bir egitimden gecerlerse eger futbol oynama gecmisleri de faydali olur tabi ki. ama egitimli ve futbol gecmissiz bir antrenoru; egitimsiz ve futbol gecmisli bir antrenore tercih etmek lazim diye dusunuyorum.

Vivarte dedi ki...

merhabalar, yaklaşık 6 aydır bloğu takip etmekteyim. kenardan, sessiz ve keyifli bir takip... Beşiktaş hususunda kafa açan, devingen bu mecrayı oluşturan arkadaşları tebrik ediyorum. nefes aldırıyor, gölgesi serinletiyor. halimce yazmaya çalışacağım.

Adsız dedi ki...

@Emre Toraman.

Şöyle yazmıştım ama haklısın, eksik olmuş: "İlla ki uzun vadeli de olması gerekmez." Derdim aynı konu için olması değil model olarak aynı uygulamaydı.

Kadroda Terzic var ve halen istatistik+taktik bağlamında kullanılıyor. İşin diğer kısmı olan direktörlük konusunda ise Beşiktaş Kulübü uzun vadede Özen'i tonla arayacak, orası kesin. Ama hem Terzic'in hem de Özen'in konumları gereği dokunmadığı ve dokunması da gerekmeyen bir konu var ki, o da teknik oyuncu yönlendirmesi.

Mourinho 10 kişilik ekiple çalışıyor diyorlar, büyük çoğunluğu profesyonel insanlar. Öte yandan bizim Cannavaro ya da Makelele gibi insanları kadrolama şansımız yok, ama geçici olarak getirme şansımız var, özellikle kritik bölgeler için.

Serpil Hoca bile defansa dokunamadı mesela. Tonla genç oyuncu getirdi ve takıma monte etti ama Ulvi-Samet-Kadir'li arka plana dokunamadı. Çünkü kaleci gibi, defans gibi özellikler isteyen bölgeler farklıdır. Onun zamanında DM bölgesi pek yoktu, şimdi o da eklendi.

Mesela Atınç. Kumaşı iyi bariz. Yine de 21 yaşındayken dahi ne diyoruz: oynamalı ve kendini göstermeli. Bilic bile dedi ki "öğrenmeye uygun bir yapısı var". Normalde 21 yaşındakiler A takımda takır takır oynar. Esasen 2 yolu var: ya 12 yaşında öğretmeye başlarsın ya da y.lisans, doktora düzeyinde. Böyle saldım çayıra olarak 3. yol ise tamamen şansa bağlı.

Kaleciler için Sambade gelince eyvallah diyoruz da, diğer kritik bölgeler için niye olmasın?

@Vivarte

Her daim güzel yorumlarını bekleriz kardeşim. Sadece: çekinmeden düşüncelerini yaz.

can dedi ki...

Bir hafta internet olmayan bir yere gittim, blogda beklenen degisiklik o haftaya gelmis. Besiktask'in koydugu serhleri onemli bulsam da genel olarak cok sevindirici bir gelisme.

James Snejder, acikcasi beni cok sasirttin. Kararinda ciddiysen, her turlu saygi duyarim. Ama eger naz yapip israr etmemizi istiyorsan bir sinyal ver :) cunku ben de pek cok kisi gibi bu is icin en uygun insanlardan birinin sen oldugunu dusunuyorum. Onun disinda buraya sikca emek veren Ovunc, Cochise, Besiktaskulan, BJK4ever, YSY ve ismi bir cirpida aklima gelmeyen diger arkadaslarin hepsi adaylarimdir. Blogdaslarina kufur eden, abuk sabuk konusan, uydurma kullanici nickleriyle kendini babalayanlarinsa saka yollu bile olsa aday gosterilmesi tuylerimi urpertiyor.

Adsız dedi ki...

@can

Yorumun için öncelikle teşekkür. Düşüncemin böyle olması tamamen blog kültürüyle alakalı. Ben post açıp yazar olacak tarzda biri değilim. Bir yorum yazarım, devamını 10 postta getiririm (Son postlar buna örnek mesela). Oysa burayı yönlendirecek, konsantre yazacaklarıyla ahaliye yön verecek kişiler lazım, ki burada gerektiği kadar var çok şükür.

Kısa zamanda çok daha iyi ve aktif bir blogda olacağımıza şüphe yok!

Baya tam kadro çıkmışız Adana Demir maçına ...

cochise dedi ki...

ne diyim öyle kala kaldım. Golü de yedik; inşallah bir sornaki maçı da kaybederiz ve eleniriz. Yoksa Biliç'in orta boylu bir rotasyon yapacağı yok. Hafta sonu da yorulduk demesin hakkı yok. Ciddiye almam. Yorma o zaman dandik bir kupa için.

cochise dedi ki...

eğer gerçekten bizimkilerin itirazı ile kırmızı sarıya döndüyse gadasını alır gurban olurum bu takıma ben!!

Coolio dedi ki...

En çok da Veli ile Atiba'ya üzülürüm.. adamlar makina değil sonuçta..

Oğuzhan bbu maçta pas hatası rekoru kırabilir..

YSY dedi ki...

Abi bende şaşırdım kadroyu görünce. Bilic niye böyle bir kadroyla çıktı haftaya gs bizi s.ksin istiyo heralde. Elenelimde bitsin bencede zaten saçma sapan bir kurgusu var kupanın.

Özgür dedi ki...

Rakibe haksız yere verilen kırmızı karta itiraz edip sarıya döndüren oyuncuların olduğu bir takımı tuttuğum için hiç bir zaman pişman olmayacağım. Helal olsun lan hepinize. Daha önce de Gökhan töre yere yatıp penaltı alabilecekken oyuna devam etti. Bu takım şampiyon arkadaş, ligde Avrupa'da, Türkiye teneke kupasında her yerde şampiyon, sıralamada kaçıncı olduğunun hiç bir önemi yok...

Gökhan ile Olcay değişimli forvet oynuyorlar gibi geldi bana.Ara ara da 4-6-0 gibi bir şeye dönüyor.

Enteresan bir deneme .

Rotasyon dışında ben olumlu buldum . Gerçi bu tarz işler çalışma gerektirir , "haydi 4-6-0 oynayak beyler" diye olmaz.

Bir de elinizde golcü ofansif adamlar olmayınca daha da sıkıntıya bağlıyor.

cochise dedi ki...

0-2 sonrası baskımıza bakıyorum da bu sahte 9 olsun 4-6-0 olsun; 4 amc'li forvetsiz düzen bize zor gibi; süper baskı yapıp son noktada tıkanıp kalıyoruz. hakikatten bu iş hadi yapalı demekle olacak bir şey değil; özel çalışmak ve alışmak lazım.

cochise dedi ki...

yorulduğumuzla kaldık. Hele Veli; parçaladı kendini. Aferin Biliç.

BesiktaskUlan dedi ki...

AdanaDemirSpor'a yenilmek bizim için şereftir.

Tam kadro çıkan Bilic'e biraz destek vereyim bari. Muhtemelen haftalardır doğru düzgün top oynamayan Veli, Gökhan gibi adamlara form tutturmak istiyor. Zaten defansta da yorulacak adam yoktur bu maçta.

Çok konuşulacak bir maç değildi, bana göre, "şımarma maçımız" buydu. Şımardık bitti, saygısızca.

Bu arada bir futbolcuya kafayı takmayı sevmem ama benim bu Cenk'i görünce tüylerim ürperiyor arkadaş. Yediği goldeki savunma hatasına amenna, ama o nasıl bir çıkıştır, o nasıl bir boşa gitmedir, hakikaten anlayamıyorum bu çocuğu.

Bence onun olduğu bir maçı kazanmamız mümkün değil.

Onun dışında, Oğuzhan kötü oynadı -maça ağırlığını koymadı- ama yaptığı asist bir kıvılcımdır umarım. Yoksa hakikaten işi zor.

Bir de "genç çocuk" dediğimiz Furkan'a iki kelam edeyim. Abicim, sen Beşiktaş'ta oynadığının farkında mısın? Bu kadar mı rahat oynanır ya hu? Azıcık kendini parçala, sağa sola kaç. Sanki 50. maçı, sahada o kadar havalı duruyor.

Kerim de aynı geçen seneki Gökhan Töre. Kesinlikle büyük topçu olacak.

Sosa girince bile maçın rengi değişti. Bizim yıldızlarımıza ve her şeyden önemlisi konsantrasyona ihtiyacımız var. Bu maçta birinin yarısı vardı, diğerinden eser yoktu, kaybettik.

Neyse, bu kadar şımarıklık yetmiştir umarım.

Coolio dedi ki...

@BesiktaskUlan

Sen söyleyince aklıma bir düşünce girdi sinsice.. şımarıp boyumuzun ölçüsünü aldığımız bu maç oldu dedin ya; acaba Bilic takımın şımarmaya başladığını gördü de yenilip akılları başlarına gelsinler diyemi bu kadroyla çıktı? nasılsa kupa maçı yenilsekde sıkıntı olmaz zaten.. Yoksa Töre, Veli, Atiba bu maçta oynamaz oynamamalı. Tek makül sebep bu geliyor aklıma.

Cenk konusunda hemfikir olmayan yoktur, benimde tüylerim diken diken oluyor ama bu İsmail içinde geçerli.. Yok arkadaşım bu ikisi olmayacak. Dolayısıyla bu adamları kadroda tutup, hatta oynatıp onun yerine bu alınan süreleri gelişime dönüştürecek gençlerin hakkını yiyoruz.. 4 sene oldumu? olmuyor işte, nereye gidiyorlarsa gitsinler. Kiralık, takas, satılık hiç farketmez.. Bana başka sol bek yok piyasada demeyin; muhtemel olabilcekerin önünü kapıyor bu adamlar..

Oğuzhan hakkında sene başından beri birçok kez yazdım dolayısıyla kendimi tekrarlamayacağım artık..

Adsız dedi ki...

Ben tersini düşünüyorum. Daha önce de Bilic’i oyuncu yönetiminde eleştirmiştim. Ya bilerek varyasyon denedi, ya da zaten teke düşmüş golcüsünü riske etmemek için böyle oynattı (Ba da 10 dakika bile olsa gereksiz oynatılınca ayağı yine şişti deniyor). Niye kasıyorsun ki. Çıkar A2 takımından elde ne varsa; A takım yedeklerinden en fazla 2-3 adam da eklenir olur biter. Maça bakıyoruz, kaleciyi es geçersek Franco ve golcü bölgesi dışında tam kadro.

Eğer oyunculara sorarsan başta Kerim, Töre, Olcay, Veli ve Oğuzhan olmak üzere önemli kısmı oynarız der zaten; bunlar genç adamlar, maç sorarsan hayır demezler. Atiba da zaten oynadığı bölge itibariyle rölantiye alacak bir konumda değil. Sosa ise maç seçecek biri değil, sadece akıllı bir adam; 35 dakika oynadı ama çok efor yapmamasına ve ayağını tehlikeli yerlere sokmamasına karşın iyi işler yaptı. Gençler içinse bu tehlike her zaman var.

Hani kolej havası yakalandı diyoruz mutlu oluyoruz, ama bunu yanlış anlayıp oyuncu yönetimini de okul takımı formatına sokmak yanlış. Kondisyonu da geçtim, A.Demirliler dalsa ikisinin ayağına, 2 oyuncu sezon sonuna kadar oynayamasa çok iyi bir olay mı olmuş olacak. Zaten sürekli fazla eforlu oynarsan sakatlık ihtimali de ikiye katlanıyor. Hadi bu maçta olmadı ama biriken fiziki stresten Konya maçında bir şey olsa GS haftasına yandı gülüm keten helva. Daha bunun bir de ikinci devreye yansıması var.

fkerim dedi ki...

Benim bu maç için takıldığım nokta oyuncuların yay cevresinden şut atmamaları. Ver-kaçlar, sürekli araya oynamaya çalışmaları güzel ama şut yok. hatırladığım şutlar velinin ilk yarıda kalecinin kurtardığı ve ersanın ikinci yarıda etkisiz şutu.

BesiktaskUlan dedi ki...

@Coolio

Yazarken İsmail aklımdaydı, sonra unutmuşum. Baştan sona yazdıklarına katılıyorum.

Kesinlikle başkasının hakkını yiyorlar.

@james sneijder

Sen de haklısın. -Nasrettin Hoca'ya döndüm-

Ama ben yine de Töre ile Veli'yi oynatma nedeni olarak bunu görüyorum. Formsuz bir Töre ve Veli yerine sakat olmalarını tercih ederim. Yoksa hiç çekilmiyorlar.

Risk konusunda bir şey diyemem, itiraz edemem ama oynattığı önemli adamları da güzel dakikalarda çıkardı. Atiba, Olcay gibilerini oyunun pisleşeceği dakikalarda kenara çekti, onları ve kondisyonlarını iyi korudu.

Elbette tam kadro çıkmak hatalı bir karardı. Fakat Bilic de haksız değil. O da başarıya aç ve Türkiye Kupası'nı da istiyor büyük ihtimalle. Hatta bence kafasındaki düşünce, lig sonunda başarı gelmez, Avrupa'da elenirsek, elimizde kupa olsun yönünde.

Bu yabancı antrenörlerde var. Mancini de mesela kupa aldı diye başarılı sayıyordu kendini. Onlar bu konuda Türkiye'ye, bize uyumlu değiller. Daha çok "maddi ve gerçek" başarılarla uğraşıyorlar. Haksız da sayılmaz.

Lig sonunda üçte sıfır çekersek, Bilic'e neler deneceğini hepimiz biliyoruz.

Şimdi orayı kaybetmiş olmamız bize göre avantaj ama Bilic için büyük bir risk haline geldi.

Bilmiyorum, çok fazla değişken var.

Ben de Beşiktaş antrenörü olsam, Adana Demir'e yenilmek istemezdim, kupadan da vazgeçemezdim.

Vivarte dedi ki...

takımın fazlaca deforme olduğu ama öğreten daha doğrusu öğrendiklerimizi pekiştiren bir maç oldu. neydi daha evvel öğrendiklerimiz:1.beşiktaşın hemen hemen her takıma karşı aynı oyun planını uygulaması(avatajları olduğu kadar dezavantajları da var bu durumun).
2. Cenk'in vasatın altında bir kaleci olduğu, mental ve oyun aklı anlamında çok çok yetersiz olduğu. Cenk iyi refleksleri olan bi kaleci o kadar. örneğin ayaklarını kullanamıyor işin kötü tarafı aklını da kullanamıyor. temel seviyedeki şeyleri dahi eksik yapıyo. bu noktada bi parantez de tolgaya: lig seviyesi için idare eder ama onun da ekstrası yok bence.
3. beklerimiz çok iyi niyetli ama onlarda da kalite sorunu var. örneğin serdar on tane orta yapı dokuzunu rakip savunmaya taktı. yeterli olduğu tarafı fiziksel durumu ve kısmen savunmadaki durumu. ismail serdara göre topla daha haşır neşir. beklerden ne alabileceğimiz belli fazlasını beklemek saçma olur. devre arasında oraya dikkatli bi hamle gerekecek. zira uçurtma bi sağ bek lazım değil dengeli savunmayı bilen topsuz oyundan anlayan, ileri gittiğinde bilinci açık olacak dengeli bi sağ bek yeter. linnes buna yakın diyebilirim.
bu çalışma kafa açabilir :http://www.besiktasscout.com/martin-linnes-goruntulu-analiz/
4. veli,ati ve sosa'nın güven aralığı bence takımın dahi üzerinde. onlardan ne alacağını bilebiliyorsun. ama ozyy için aynı şeyleri söyleyemiycem. ne yazık ki onun da sorunu işletim sisteminde. o sebepten güçlenmesi gerektiğini ya da da basit oynaması gerektiğini kavrayamıyor. artı parantez sosaya o oyunda olunca biçim -estetik- ve içerik-kalite- bi kademe daha yukarıya çıkıyo. Alternatifi olmayanlardan biri de o.
5. en ileri tarafımız demba olmayınca bana keyif vermiyor açıkçası. onun varlığı diğerlerini de istemsiz hizaya çekiyor bence. çünkü oyunu biliyo. Gökhan o varken daha özenli daha bilinçli ya da olcay'ın oyun aklı o varken daha anlaşılır oluyor. o sebepten konya ve gs maçlarında daha rahat maç izlememiz için dönmesi şart. Gökhan ve Kerim'in ortak yanları, doğaçlama oynuyor olmaları. bunun avantajları var: hayal ettiriyor, oyunun duygusunu arttırıyor. dezavantajları var: oyun aklıyla birleştiremeyince oyunun seviyesi de düşüyor. bir nevi el freni oluyorlar, kontra atak ya da fiziksel yorgunluk olarak geri dönüyor. Olcay bu maç vasatın altındaydı; fakat takımın en ciğerden oynayan adamı. en umutlu olduğum bölge her şeyiyle bu bölge.

son olarak: demir spor taraftarını duymak güzeldi.

BesiktaskUlan dedi ki...

Bu arada, Veli'nin kırmızı karta itirazını unutmayalım, böyle bir futbolcunun elini öperim, sırtımda taşırım.

Mesele dandik bir kornerde bunu söylemek değil, 1-0 gerideyken, üstelik ilk yarıda, rakip eksik kalacakken elini taşın altına sokmaktır. Utandım, gerçekten utandım, ben bile bu kadar olamazdım...

Beşiktaşlı olmakla gurur duyuyorum, böyle futbolcularımız olduğu için alnım ak geziyorum.

Umarım en güzel şeyleri başarırsınız çocuklar, taraftar için değil, vallahi sizin için istiyorum.

Sizler hak ediyorsunuz, hangi takımda olursanız olun, sizler çok güzel çocuklarsınız.

Linkini de vereyim, diğer takımlardan gelen ziyaretçiler olursa, mütevaziliği de görsünler;

http://www.sporx.com/veli-kavlak-tarihi-hareketi-anlatti-SXHBQ431771SXQ

Ben yine romantik Beşiktaşlı oldum, başka da bir şey istemiyorum bu takımdan.

Dürüst olun, "kimsenin adamı olmayın" bana yeter, artar.

Helal olsun be...

Coolio dedi ki...

Bu kişikli ve genç kadroyu (oyuncu, antranör, analist..) bilinçli bir şekilde titizlike oluşturan, ayıklayan Önder Özen'i de unutmamak gerek. Şans değil bir plandı bu..

BJK4EVER dedi ki...

Bilic'in tam kadro cikarmasi hataydi. Sadece as oyunculari bosa yormak degil mesele; oyuncularin konsantre ve motive olmadiklari cok belliydi. Ki Atiba, Veli, Olcay, hatta Serdar sene basindan beri baya (eforlu) mac yapti, bu kupa macinda full konsantre olmalari beklenemez.
Bence form durumu veya mac sayisi dusuk aslari (Oguzhan, Ismail, U.Boral) kullanip yanlarina full gencleri cikartmak daha mantikliydi.
Yorumcularin aksine ben bu macta oyuncularin iyi mucadele sergiledigini dusunmuyorum, tam tersine bizim takimi oldukca pasif ve isteksiz buldum.
Sorun degil, sonucta Turkiye kupasi cok da onemli degil. Hatta bu macin telafisi de var, ancak oyuncular bosuna yorulmus oldu.

Gencler hakkinda da birseyler soylemek gerek; acikcasi A takimla antrenmana cikma seviyesine gelmis altyapi oyuncularindan en azindan kendi futbolcu karakterlerini belirtecek ekstra bir ozellik ve en azindan minimum seviyede bir fundamental beklersin. Acikcasi yillardir bizim altyapimizdan cikmis bir cogu oyuncudan bunu goremedik. Bir kismi yetenekleri ortalama ustu oldugu icin bir sekilde muvaffak oldu (S.Ozkan, Necip, Kenan Ozer, Adem Buyuk, Sezer Ozmen), bir kismi da tamamen kayboldu (Dogukan, M.Sedef, Cumali vs).

Acikcasi Furkan ve Umit Karaal'a bakinca da bunu goruyorum. Funadementallari berbat (kotu degil berbat) ve hicbir ekstra ozellikleri yok. Bence direkt gonderilmeleri dogru olur, acikcasi zaman kaybetmeye gerek yok. Atinc ise en azindan fizigi ve sogukkanliligiyla (solak olmasini da belirtmek gerekir) bir fark yaratiyor ve fundamental olarak berbat durumda degil. Artik Besiktas'in ilk 11 oyuncusu mu olur, rotasyon oyuncusu mu olur, yoksa Super Lig'de muvaffak mi olur onu kendi gelisimi belirleyecek. Ama bence bu 2 kupa macinda ve hazirlik donemindeki maclarda altyapi'dan ciddi bir beklenti olmamasi gerektigini tekrar gorduk.

Basar dedi ki...

@turkkant

Pektemek 2 milyon istiyorsa üzerine theoyu salalım gitsin.

Ne yapmış da 2 milyon istiyormuş? Mustafa Pektemek kesinlikle gol demek değil. Ayrıca her sezonun en az yarısını sakat geçirdi. Sakat yattığı yerden Beşiktaş takır takır parasını ödedi. İlk önce vefa borcunu ödesin. Beğenmiyorsa fenere bassın gitsin (bu kibar hali...)

fener filanda böyle oyuncuya 2 milyon veriyorsa blöfünü görelim, bütçeleri ellerinde patlasın. 3 yıla batsınlar bu yaklaşımla.

turkkant dedi ki...

Adanademir gayet iyi oynasa da takımın formunda belirgin düşüş var. Umarım Biliç finalde sınıfta kalmaz. Konya maçında bir yenilgi, GS maçının tansiyonunu artırır. Gerçi en kötü 4-5 puan geride bitiririz ilk yarıyı, ama takıma ve hocaya güven erezyona uğrar.

Bu noktada Sosa-Ba ikilisine büyük iş düşüyor. Geri kalanlardan istisnai performans düşük ihtimal. En fazla görevlerini yaparlar.

Bu maça forvetsiz çıkmamız kötü oldu. Pektemek'e güvenip Holosko-Şişmanoğlu'nu kiralık gönderdik, adam yine sakat yine sakat. İstatistiğine baktım. 3,5 sezondur bizde. Devreyi kapattığına göre, 119 lig maçının sadece 58'inde yer almış olacak. %50'nin altında kalan bir oyuncuya güvenilip yola çıkılmaz. Ya Pektemek'e teşekkür edip yolları ayıracaksın, ya da düşük bir kontrat yapacaksın ve Pektemek'i yüzde 50 yok sayarak kadro planlayacaksın.

turkkant dedi ki...

@Başar

Zaten ANÇ rakamı duyunca küplere binmiş. Yemekte bir tanıdığıma, ulan biz mi beddua edip sakatladık çocuğu, diye hayıflanmış.

Ben Pektemek yerinde olsam ne veriyorsanız söyleyin imzamı atarım derim.

Adamın senelik kontratı şu an 1 milyon euro civarı olması lazım. Yarı sezon hep sakat olduğuna göre, Beşiktaş'a maliyeti maaşı x2.

Yabancı serbest kalırsa, iyi araştırılırsa, kontratı seneye biten, şöyle 27-30 yaş arası, 1-1,2 milyon eurolara bayağı net katkı veren bir ikinci forvet bulunur Avrupa'dan.

Bu tarz maçlar da kilidi açmak zordur.Golde yaptığımız gibi 2'ye 1'ler , topu kanatlara açmak , oyunu genişletmek , tempoyu yükseltip rakibi hataya zorlamak , uzaktan şut atmak gerekir. En önemlisi duran top ki bizim hiç beceremediğimiz bir olay maalesef.

İlk golü atamadığımız zaman ligde de bu sıkıntıyı yaşamamız son derece olası . İlk 5 dakikada 2-0'ı yapmak bu yüzden önemli.

Eksikliklerimizden birinin daha skorer kanat-merkez olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı bence .

Bugün Biliç bariz bir şekilde Veli'ye daha ofansif bir görev tanımlamış. İleride basmanın dışında daha fazla yaklaştı ileri hatta Veli. Bunun da çözüm üretmesi zor .

Sağ bek mevuzusu için bu sene özelinde ısrar etmeden , Atiba'nın orayı yedeklemesi fikri ile merkeze bir adam daha alınması daha elzem şu anda sanki .

turkkant dedi ki...

Övünç'e katılıyorum.

Takımın 3 santraforunu çıkar:

Gol özelliği olan (Olcay harici) kanat forveti yok.

Ölü topta kafayı vurup skoru yapan stoperi yok.

Ceza sahası dışı şut becerisi yüksek ön liberosu yok.

Alex vari ikinci forvet koşusu olan ofans orta sahası yok (Oğuzhan&Sosa).

İşler iyi giderken, Ba-Cenk golleri atarken, Veli sol ayağıyla çakarken bu durumlar sırıtmıyor, ama bu sorunların Beşiktaş'ta olmadığı anlamına gelmiyor.


Övünç'e bek anlamında da katılıyorum. Uçan sağ bek üstteki sorunların hiçbirinde bir düzelme sağlamaz. Bu takımın gol atan stopere, şut atan orta sahaya, forvet koşusu olan ofans oyuncusuna ihtiyacı var. Belki üçüncüsünü zamanla Frei-Töre öğrenir, ama diğer konularda transfer lazım.

Barreto dedi ki...

A.Demir mağlubiyeti, şık bir mağlubiyet oldu. Ben de as kadro ile çıkılmasını yadırgadım. Fairplay olayı Hakkı Baba nostaljisini yaşattı.

Öyle anlaşılıyor ki, yabancı sınırlaması gevşeyecek, kontratı biten yerlilere 1.2-1.3m den fazla verilmemeli. Belki Veli'ye ekstra prim vs verilebilir. Gerçekten 2m isteyen varsa Beşiktaş forması giymesin.

yilmaz dedi ki...

@Basar

Mustafa'nın kendi ağzından duymadıkça kimse inandıramaz beni 2m istediğine. Zaten adamın her maçta "bişeyleri eksik yapıyorum, aldığım parayı hak etmeliyim" şeklindeki hareketlerini ve bu hareketlerinin başta kendine ve takımımıza nasıl zarar verdiğini herkes görüyor. Bi de kalkıp Ba'dan sonra ikinci en yüksek ücretli oyuncu olmak isteyeceğine, buna cürret edebileceğine zerre ihtimal vermiyorum.

Basar dedi ki...

@turkkant, övünç

Bahsettiğiniz soruna Gökhan İnler de çare olmaz. O da Veli gibi Atiba gibi gole yönelik bir oyuncu değil.

Veli'ye bir çift lafım var. Geldiğinden beri geliştin, hep üstüne koydun. Bugün güzel bir adam portresi çizdin. Bak kardeşim senin karakterin bu, para tabi ki önemli, maaş zammını da hak ediyorsun ama arada kalan az fark için bu takımdan gitme. Mutsuz olursun, karakterine uymaz!

alper dedi ki...

hepinize kızgın ve küskünüm arkadaşlar..@sadrazam hariç. nickleri veya yanlış kişiyi önermediyse yazar olarak beni önermiş.Müteşekkirim kendisine.

Adana DEmir'e yenildiğimiz iyi oldu bir an önce eleneim şu kupadan.Konya ve GS yi geçersek 6 puanla ligi öttürürüz o yeter.

alper dedi ki...

Ne Mustafa 2 milyonmu istemiş.Yalandır canım ..Ya para saymayı bilmiyor ya dayak yememiş ya son olayda kafaya sağlam darbe almış o zaman..

Sarıyer ile A.Demirden 6 puan alsak 9 puanla gruptan çıkma şansımız varmı gençler..Kupa kupadır ya alıp müzemize koysak fena mı olur..

Oğuzhan -M Topal takası iyi olur bu arada devrede falan.Hem istikbali Batuhan olacak birindne kurtulur hem Veli-Atiba'yı yedekleriz.Hem şut tehditi olan birini kadroya katmış oluruz..

Birde biri yazmış yukarıda şut çekmek vs konulu bir şey.Futbolun özü pas,çalım,kanat akını vs vs değildir.Futbol şut demektir.Şut çekmezsen korner olmaz aut olmaz taç olmaz ve gol olmaz.Bizim takımda şut çeken bir tane adam yok.Top gelince şöyle 20 metrelerden enini sonunu düşünmeyen kaleye nişanlayan bir adam olsa kadromuzda 34 maçın en az 25 inde oynayan tercihen iri kıyım bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir zenci fena olmaz..

Bak bişey daha ekleyim.Atiba'dan sıtkım sıyrıldı artık gençler.Şutu yok kafa topu yok ara pası yok öne doğru o kara bacakların hakkını veren fuleli depar yok yardırma yok..Ne var??J.Jones>Atiba idi kıymet bilemedik..Ver Atiba'yı al Hürriyet Güçer yada Mahmut Tekdemir'i yaslan arkana.

alper dedi ki...

Ya bölük pörçük oldu ama A.Demir'de iyi ayağa oynadı ama.Yalnız hep ayağa oynadılar dkkat etiniz mi bilmiyorum ama ısrarla ayağa oynadılar.Oktay Derelioğlu'nı vefat eden karısından o acı olaydan beri ayrı yere koyarım kafamda ama bir zahmet fitbol anlatma be kardeşim.

Ha birde hep ümit aşıladım sizlere yıllarca beni öyle bildiniz ama Ergenekon zanlısı D.Yarsuvat'ın sözde A.Yıldırım'a şike yardımı bahanesi ile AKP ye yanlaması sezonun geri kalan kısmı açısından şampiyonluk şansımızı sora soktu.Hem vergi borcu hem olası sezon sonu CL ye gidememe ve batma riskini minimize etmeye çalışan bir yaklaşımda bulundu GS yönetimi.GS maçından önce çıkarıp masaya koymak lazım yumruğu çünkü o maçta yenildiğimiz anda GS nin şampiyonluğu hayırlı olsun derim..

Ha birde Ali Can Lakot,H.İbrahim Aksoy lu vs MHK anamızı beller demedi demeyin.

can dedi ki...

Ilahi @Alper! Milliyetci muhafazakarligina ve cinsiyetci agiz bozukluguna ragmen sende sevdigimin ne oldugunu bir kere daha hatirlattin. Benim gibi icinden kusup, yoksa ben bu blogda sevilmeyen silik bir insan miyim diye tasalanip, disari vakur bir ifade takinmaktansa tak diye soylemissin. :)))

can dedi ki...

Bu arada hakikatten GS'nin iktidara yamanma cabalari gozleri yasartiyor. Carsi darbeyle yargilanirken, GS'nin paralelkenarcilik oynamasi derbideki hakem performansi icin hic olumlu seyler cagristirmiyor.

kokocambo dedi ki...

Hatırlarsanız, başkan geçtiğimiz haftalarda verdiği bir mülakatta transfer sıralamasını "sb, stoper, dos, yatırım amaçlı forvet" diye açıklamıştı. Sanırım pek kimse itibar etmedi "yatırım amaçlı forvet de ne?" diye. Bolu'dan Emre Kılınç için girişimler başlanmış deniyor. Sezon sonu sözleşmesi bitiyor bu genç arkadaşın. Sinan Kurumuş'u da adana demir veya bir başkasına okutmak dileğiyle...

Oyuncu bilgisi ve istatistik:

http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=30&kisiID=1071537

Yorum ve izlenimler:

https://eksisozluk.com/emre-kilinc--3504090

Bu da, kendisine ilişkin daha önceki transfer girişimleriyle alakalı:

http://bolspor.com/boluspor/emre-kilinc-soyledi-biz-yazdik

schwadorf dedi ki...

Kupa her ne kadar biz taraftarlara ayak bağı gibi görünse de Bilic'in as kadro ile sahaya çıkmasına kızamıyorum. Yukarıda BesiktaskUlan'ın da yazdığı gibi özellikle yabancı teknik direktörler dönüp geçmişe baktıklarında somut başarılar görmek isterler. Aradan birkaç yıl geçince muhteşem takım oyunu, kolej havası, taktik varyasyonlar pek hatırlanmaz ama kupalar hatırlanır.

Bunun yanında bizim gençlerin de kupa kazanmaya alışmaları lazım. Geçenlerde yanlış hatırlamıyorsam Karabük maçının konusunda "Skor avantajını yakaladıktan sonra 11 kişi gerçi çekilmek küçük takım refleksidir" yazmıştım. Bu sorunu aşmak için somut başarılar gerekiyor. Lekeli 2011 Türkiye Kupası'ndan beri bir başarımız yok. Kadromuz her ne kadar potansiyelli olsa da başarısızlığa alışmak çok büyük sorunlar doğurur. Bu sene o "teneke" kupayı kazanmak seneye lig şampiyonluğunu kazandıracak özgüveni sağlayabilir. Yarıştığımız her kulvarda şampiyonluk istiyorum açıkçası.

Adsız dedi ki...

@schwadorf

Şu ana kadar görüneni söylemek gerekirse; yorgun ve konsantrasyonu düşmüş oyuncular kupada kaybederken, bu halleriyle lig ve AL performanslarının da düşme ihtimali mevcut.

Herkesin ve her oluşumun aynı anda birden fazla tavşan kovalama sayısı az çok bellidir. Beşiktaş için bu sadece 2. 3'ü zorlarsanız sonuç ne olur bilinmez. Hele ki en çok yüklenilen bölgedeki bir oyuncu sakatlıktan yeni çıkmış, en önemli golcün son lig maçında gereksiz yere 10-15 dakika oynatılarak tekrar fiziki sıkıntı çekmeye başlamışken.

Ayrıca samimiyetle şunu da belirtmeliyim. Eğer Bilic, bunca yaptıkları ve işine konsantrasyonuna karşın ne olur ne olmaz diye ucuz bir teneke peşindeyse ve sırf bunun için futbolcuları overclock oynatıyorsa, benim için aklımdaki tüm imajı çöker, bu kadar açık ve net.

Afaki konuşuyoruz ama yine eğer öyleyse diyerek, elin renklileri berbat futbollarına rağmen kupayı sallamayacak, sen takım olma yolunda büyük adımlar atıp farkını ortaya koyarken "aman belki elimizde bir tek bu kalır" diyerek hareket edeceksin. Yok öyle yağma.

Adsız dedi ki...

Bir de şu var; bir sezonda 1 değil 3 tane bu kupadan alsan bile Beşiktaş taraftarı dahil kip ipliyor ki bunu.

schwadorf dedi ki...

İlla "belki elimizde bir tek bu kalır" diye düşünmemek lazım. Ben neden 3'te 3 olmasın diyorum. Hedef bu olmalı, her kulvarda şampiyonluk. Özellikle bizim gibi başarıya aç bir takım için.

Finalde Galatasaray'ı veya Fenerbahçe'yi yenersen öyle bir anlamlı olurki o teneke kupa...

Seni anlıyorum ve kısmen hak veriyorum ama olmamış şeyler üzerinden eleştiri yanlış geliyor bana. Bugün bir sakat verseydik haklı olarak hepimiz çullanırdık Bilic'e ama öyle birşey olmadı. Bazı hocalar "Maç en iyi antremandır" der, Bilic de yüksek formun devamlılığını sağlamak için en iyisi bu diye düşünmüştür. Ayrıca bizimkilerin skoru çok önemsediklerini de sanmıyorum, Bilic'in yüzü gülüyordu mağlubiyete rağmen. Dediğim gibi muhtemelen antreman maçı olarak düşündü, fazlası değil.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
can dedi ki...

En son kupayı aldığımızda, belki o zamanki YD yönetimleri altında şampiyonluk giderek uzaklaşan bir hedef olduğu için, deliler gibi coşkulandığımı hatırlıyorum. Ne zaman, nasıl bu kadar değersizleşti kupa, hele de her sene kupa kazanmayan bir takım için?

Ben de elbette ki asıl hedefin lig şampiyonluğu olması gerektiğini ve Bilic'in kupada bazı oyuncuları dinlendirmesi gerektiğini düşünüyorum ama bu kadar aşağılamamıza gerek var mı kupayı, ondan emin değilim.

Ben şahsen Schwadorf gibi düşünüyorum; yarıştığımız hiç bir kulvarda kupaya hayır demem. Ama James Snejder'in kaygıları yersiz değil. Takımın kadro derinliği belli. 3 kulvarda gitmeye çalışıp asıl hedeflerden sapmak mümkün sakatlıklar, yorgunluk vs. gibi faktörlerle. Bu yüzden devre arasında takımın kadro derinliğini arttıracak transfer konusu iyice önemli hale geliyor. Tabi dar kadroyu tercih ettiğini defalarca belirten Bilic ve ekonomik durumumuz buna engel olmazsa.

Şu anda her şey günlük güneşlik görünüyor ama Türkkant’ın yukarda güzelce özetlediği üzere takımda çok belirgin eksiklikler var. Ve ben takımın özgüveninin oturduğu yönündeki tespitlere çok katılmıyorum. Stadımız yok; taraftar desteği sınırlı; hocamız da oyuncularımızın büyük bölümü de Türkiye gibi kirli bir ligde şampiyonluk mücadelesi için çaylak; medya rüzgarı her zamanki gibi tersten esiyor vs. Daha bir kaç hafta önce takımın skor tutamamasından bahsediyorduk, şimdi bütün sorunlar çözülmüş gibi davranıyoruz. Ama şeytan kulağına kurşun, bir iki kötü sonuçta bütün bu güzel tablonun dağılması ihtimali ciddi olarak var.

Bu yüzden biz ne kadar coşarsak coşalım, umarım yönetim transfer sezonu için ciddi bir hazırlık içindedir. Sonuçta takım son on senenin en başarılı sezonunu yaşarken bile FB ve GS’den puan farkını bir arpa boyu açamadı ve fikstür avantajı diye bir şey varsa o da bizim yanımızda değil.

Basar dedi ki...

Kısa yazacağım...

Kupadan elenelim. Eskiden ilerleyen turlardan katılıyorduk, şimdi şekil değişikliği ile gereksiz maç trafiği yapan ve bizim gibi iddialı takımları yoran bir yapıya büründü. Tez elden eleniriz inşallah!

İkinci olarak takıma güvenelim. Yine olumsuz yorumlar ortaya çıktı. Ürkekçe ifade edilse de felaket tabloları çiziliyor. Bu yıl geçen yıl oynayan takım yok. Sarsıntı geçirdik, 2 maç üst üste yenildik, yanılmıyorsam 5 ayrı oyuncumuz kırmızı kart gördü, bir sürü sakat verdik ama yolumuza hep devam ettik.

2 maç üst üste yenilsek bile kaybımız fazla olmaz. gs bu hafta gençlere, fener de derbi haftası (banko) İBB'ye puan kaybedecek. Bu yüzden kendinizi çok hırpalamayın. Ha birde bizde sorunlar varda rakiplerde yok mu?

Üzmeyin sıkmayın kendinizi. Bu sene şampiyonuz!

Adsız dedi ki...

Ali Ece dun radyoda Besiktasin profesyonel sozlesme imzaladigi A2 oyuncusu cok az, o yuzden kupa maclarina da hep as kadroyla cikmak zorunda kaliyor gibilerinden birsey soyledi.

BesiktaskUlan dedi ki...

@schwadorf benim söylediklerime çok başka bir boyut katmış. Ben biraz daha temkinliydim ama doğrusunu o söylemiş, bizim gibi takımların üç kulvarda da kupa istemesi abes değil, hatta gerekli.

Yukarıda anlattığım gibi, sene sonunda sıfır kupalı bir Bilic'i bu ülkede tutmak zor olur, tabiri caizse onu yerler. Biraz da adama hak vermek lazım.

Hem büyüklüğümüz hem de Bilic'in hırsından dolayı kupayı istemek gayet olağan. Ama işin bir de diğer boyutu var.

A2'den gele gele Furkan Yaman geliyorsa, demek ki A2 ya da altyapı mevzusu kısa vadede yalandır. Açıkçası onun gibi adamlar oynayıp da Adana Demir'dne fark yiyeceklerse, bunu sindiremem, bu daha denge bozucu olur.

Yine de fikirlerimde ısrarcıyım açıkçası. Türkiye Kupası bize göre önemsiz olabilir ama bir kulübün ondan vazgeçme lüksü yoktur. Hele ki en son kupasını milattan önce alan bir takım için...

Ha ama oyuncular istemiyordu, yenildiler, ona bir şey demem. Fakat her maçta da sakatlık olacak korkusuyla yaşanmaz. Bir arkadaş güzel demiş, zaten bu sezon başımıza gelmeyen kalmadı, o kadarı da mühim olmaz.

Bir de Töre ile Veli'nin form tutması gerektiğine inanıyorum. Demba oynasa ben de kızardım ama şu haliyle sakin olmakta fayda var.

İşin özü, Bilic'e hak vermek lazım, bir bildiği vardır...

turkkant dedi ki...

Şaka maka yabancı sınırı kalkıyor. Takım transfer stratejisini buna göre yeniden düzenlemeli.

Bu yıl 4 oyuncunun kontrat yenileme seneleri: Pektemek-Veli-Ersan-Cenk

Bana göre yabancı sınırı kalkarsa Veli harici diğerlerinin hiçbiri elzem adamlar değil.

-Kolombiya milli P. Franco 750 bin euro alırken, artık Türk olmanın esprisi olmayacağına göre, Ersan'a bu rakamın üzeri verilen her kuruş israftır. Sonuçta yabancı sınırının kalkması demek, Ersan kesin yedek demek. Yedek stopere yüksek maaş saçmalık olur.

-Veli istikrarlı oyuncu, katkı veriyor, yine de futbolda yetenek para eder. Türkiye dışında Veli kalitesinin ederi 500-600 bin euro ise neden söylenen rakamları verelim?

-M. Pektemek sakatlık makatlık filan katkı alınamayan bir oyuncu. Bence ona da 700-800 bin euro bandında teklif yapmak lazım, kabul etmezse güle güle... Hatta bana kalsa sözleşme yenilemem, Avrupa'dan Niang vari kanatta da oynayabilen bir forvet bakarım.

-Cenk? 1 milyon euro istemiş ANÇ'den... Güle güle... Gönül ister ki alalım Petr Chech'i, Tolga'yı Trabzon'a geri yollayalım, Cenk de 400-500 bin euro bandına yedek kaleci olsun, ama Trabzon muhtemelen Tolga'yı geri almaz.

Emre Toraman dedi ki...

ozellikle serdar, atiba, veli, olcay ve gokhanin oynamasini yanlis buluyorum ve bunun sebebi kupayi onemsememem degil aslinda. tabi ki lig kadar degil ama kesinlikle onemsiyorum ve kazanilmasini istiyorum. cunku mevcut takimdaki, teknik heyetteki ve hatta yonetimdeki hic kimsenin(belki demba ba ve sivok haric) kupa kazanildiginda fazla sevinmeyecegini ya da kucuk gorecegini dusunmuyorum. boyle bir basari kazanma duygusu kesinlikle ozguven olarak geri donecektir hem takima, hem de teknik heyete. sezon basindaki uclu soma turnuvasi da bu konuda faydali oldu mesela bence.

peki, dunku maci kazanmak isteyen bir teknik direktorun izlemesi gereken optimum yol aslari oynatmak mi olurdu? bu konuda suphelerim var. bence bu tarz maclarda aslari oynatmak da, yedekleri ve gencleri oynatmak da yakin sanslara sahip galibiyet icin. kagit ustunde aslari oynatmak faydaliyken, yedekleri ve gencleri oynatmak da motivasyon olarak faydali olabiliyor.

adana demirspor'a bakiyorum mesela. cok iyi oynadilar dedigimiz takimda ligde en cok sure alan 12 oyuncudan sadece 4'u ilk 11'de baslamis. as kadroyla oynasalardi daha iyi bir sonuc alabilirler miydi, kestirmek zor.

dedigim gibi kupayi onemsemiyor degilim ama en basta saydigim oyuncularin yorgunlugu da goz onunde bulundurulunca daha fazla oyuncunun dinlendirilip daha fazla yedek veya genc oyuncunun oynatilmasi daha dogru olurdu sanki. hele de sans bulma sirasina gore takimdaki 30. falan degil; 21, 22, 23 ve 24. siradaki oyuncular furkan yaman, umit karaal, ugur boral ve tugay kaya kenardayken.

bilic'in dar rotasyonla sezonu goturme istegi anlasilabilir ama bu tarz bir macta 25 kisiye kadar rahatlikla kullanabilecegin oyuncu yoksa bunun adi dar degil eksik olur heralde. milli takimlar bile 2 mac icin 24 kisilik kadro olusturuyor yahu.

konya'yi bu sezon hic bir macta 90 dakika izlemedim ama su ana kadar puan kaybettigimiz takimlar ve konya'nin dibe yakinligi birlesince korkutmuyor degil. ama guzel bir futbol atmosferinde ve ileride santraforla oynayarak (santraforsuz oyunlara tahammul etmekte zorlaniyorum) yeni aliskanligimiz gibi gorunen ilk dakikalardaki tempoda golu yapar kazaniriz gibi geliyor.

turkkant dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
turkkant dedi ki...

Ara transfer dönemi hakkında kısaca yazayım

Linnes ve sağ bek konusu: Serdar’ın alternatifi olmadığına göre sağ bek lazım, ama hangi tipte? Ö. Özen’in sınıflandırmasıyla üç tip bek var: ofansif bek (uçurtma tipi), defansif bek (Hakan Balta tarzı), 50/50 bek. Bence Özen ve M. Tekin’in dediği gibi Beşiktaş’ın ideal beke ihtiyacı var. Ön oyuncularımız Fener gibi santrafor özellikli değil. Haliyle bek bindirmelerinde ceza sahası içinde forvet koşusu yapacak oyuncu sayısımız az. Linnes tarz olarak ihtiyaç duyulan oyuncu değil bence. Bize daha dengeli ve deneyimli bek lazım: misal Srna, misal Bosingwa...

Chelsea kiralıkları: Görünen o ki, Chelsea’den en az bir oyuncu kiralayacağız. Bu oyuncu da şu dördünden biri olacak: Kurt Zouma, M. Salah, Nathan Ake, Pasalic. Tercihim Zouma olur. Defansın hava topu zaafiyeti kalmaz. Kumaşı çok iyi. Riski deneyimsizliği ve sık sakatlanan bir oyuncu olması. Ama sonuçta keseceği adam “Ersan Gülüm”. Salah bence “dereyi geçerken” doğru adam değil. Pozisyonunda Olcay-Töre-Frei var... İyi performans aldığımız bu oyunculara yeni bir rakip katmanın takıma pek katkısı olmaz. Artı yabancı hakkı meselesi. Pasalic başka Elche’de kiralık, devre arası gelmesi zor. Nathan Ake ise ön libero, 19 yaşında. Gökhan İnler alınamazsa, Atiba-Veli’yi yedeklemek için geçici bir çözüm olabilir.

Bu sene takımdaki en zayıf halka Ersan. Haliyle çift yabancı stoper akla en yakın seçenek. Bunu gerçekleştirmenin yolu da yabancı sağ bek meselesini sene sonuna ertelemek. Benim teklifim basit. Kirala Veysel’i. Hem ucuz, hem de oyuncu hasta Beşiktaşlı.... Gönülden oynar sezon sonuna kadar. Sezon bittiğinde yabancı hakkı açılacak, o zaman bakarsın en alasından bir yabancı bek. Sözleşmesi biten Maxi Perreira gibi adamlar var...

Adsız dedi ki...

Kurt Zouma’nın görüntülerini bayağı bir inceledim.

- Fiziği çok kuvvetli. Hemen her pozisyonda düşmeden müdahale yapıyor. 1.90 boyuna karşın bedeni buna orantılı olduğu için uzun boyun dezavantajları hiç yok bu adamda
- Hamle zamanlamaları, hızı ve yer tutmaları vasatın üzerinde
- Kesiciliği gayet iyi. Bunu sadece fiziğiyle değil topun yönünü hesaplamasıyla da gösteriyor
- Hava toplarında çok çok iyi. Kafa golleri de sağlam
- Sağ bek de oynayabiliyor deniyor; ancak izlediğim görüntülerinde öyle aman aman kanatlara destek verdiğini pek göremedim, bu videolar bir ölçü değil tabii
- Daha çok “last man standing” tarzında, fakat ceza sahası önü hatta orta alana kadar gelip kestiği topları da var

Kısacası öyle 20 yaşında tecrübesiz bir stoper gibi hiç durmuyor (gerçi Ligue 1’de 64 maç oynamış bir adamdan bahsediyoruz). Bu özellikleriyle Ersan’ın rakiple oyunundaki ve Franco’nun hızındaki eksiklikleri kolaylıkla kapatabilir gibi. Ancak bizde bir başka eksiklik olan topla oyuna çıkmasının nasıl olduğunu bu görüntülerle bilemiyoruz. Bir de devamlılığını da aynı şekilde tahmin edemiyoruz.

Şöyle ilginç bir konu da var; Chelsea bu adama o kadar güvenmiş ki, geçtiğimiz Ocak ayında 15 milyon avroya yakın para sayıp Saint-Etienne’den transfer etmişler ve transferden 1 gün sonra tekrar Saint-Etienne’e kiralık vermişler. Bu sezon başı Chelsea’ye dönmüş ve sadece 3 maç 47 dakika süre almış. Tabii rekabet içinde oldukları adamların Cahill ve Terry olduğunu da eklemek lazım.

Yönetim Zouma’yı kiralarsa bana göre yanlış bir iş yapmaz. Devre arası transferleri risklidir ve zaten çok paramız da yok. Zouma için yapılacak maliyet çok fazla olmayacağı için transfere ayrılan paranın sağ bek ve box-to-box için harcanması daha yararlı olabilir. Bana göre Linnes kötü bir seçenek değil ve devre arası transferi sayılmaz. Hem aylarca takip edip istedik hem de Norveç'te sezon bizdeki devre arasında bitiyor. Bu arada İnler’in ancak sezon sonuna yetişebileceğinden bahsediliyor. Bu durumda alınması için oluşan gereklilik otomatik olarak % 50 düşüyor. Hele ki bir de yabancı sınırı kalkacak olursa.

Öte yandan netteki Chelsea taraftar yorumlarında Zouma’nın kiralık gitme işi zor diyorlar. Kadroda Cahill-Terry dışında asli stoper bir tek o görünüyor. Kalas da stoper ama kiralıktaymış ve sezon sonu dönecekmiş. Mourinho Varane transferini istemiş ancak Rusya’daki kriz nedeniyle Chelsea yönetimi o kadar parayı vermeyebilir şeklinde yorum yapılmış ki, pek de mantıksız değil.

alper dedi ki...

Adın ne mülayim.Sert olsan ne yazar....

Hiç izlemedim adını da yeni duydum ama Kurt Zouma tam bir topçu adı.Sal yeşil sahaya yaz adını forma arkasına ben topçuyum der..İcabında u'nun üzerine iki nokta koyup savaşçı defansif ön libero bile oynatırsın rotasyonda..İyi transfer olur hayırlı olsun şimdiden..

Ne sağ bekte ne stoperde
Gönlüm yalnız ön liberoda..
Sarışın esmeri ne de kumralı
Benim için en mühimi ön libero olanı..
Mavi göz yeşil göz ne ela gözler
Benim için en mühimi kaleyi gören ,düşünen sürekliliği ve sertliği olan ön lbero olanı..

Ben Önder Özen ve Metin Tekin'in Beşiktaş'a bek tarifine hiç katılmıyorum açıkçası .

Gökhan Töre bir kere çizgi oyuncusu değil.Gavur tabiriyle "Wide" değil. Yani klasik bir winger'dan çok , inside forward tabir edilen ters ayaklı içe kat eden tipte bir oyuncu . Bu da bekin önünde fazlaca alan olacağının işareti .

Beşiktaş'ın oyun stratejisi hücumcu beke ihtiyaç duymuyor şimdilik ama gün geliyor Adana Demir maçına benzer şeyler olduğunda çizgiye inememenin bedelini ödüyoruz.Bence çizgiye inen tempolu bir beke ihtiyaç var ki Martin Linnes tam da o adam , oyun karakteri olarak . Standart bek zaten Serdar'dır zaten o bek kategorizasyonunda.

Burada mesele sağ stoperin pozisyon bilgisinin çok üst düzey olması gerektiği.Oranın kademesi her zaman ona ve sağ merkez oyuncuya kalacak çünkü merkezin hücum görevini beke yazmış olacaksınız.

Mourinho genç stoper oynatmaz. Hele önce kiralık gönderip ne yapıyor bu adam diye bakmadan hiç oynatmaz. Çok sıkışırsa Ivanovic'i çeker . Stoper baktıkları da biliniyor. Zouma bizim ligin çok üstünde bir kaliteye sahip , her türlü iş yapar .

Basar dedi ki...

Ben de Övünç gibi düşünüyorum. Uzun vadede Martin Linnes'e ihtiyacımız var. Gökhan çok sık içeri kaçıyor ayrıca o bölgede değişmeli de oynanabiliyor. Linnes demek sezonda 5 gol 5 asist demek. Bu ortalama bize sıkışık 2-3 maçı kazandırır.

Veysel'i her zaman tribüne bekleriz ama saha içine mümkünse almayalım. Bir de artık renkli camialardan topçu görmek istemiyorum Beşiktaş'ta. Zaten bu güzelim takımda oynayabilecek seviyede bir oyuncu yok rakiplerimizde. Türkiye'nin tek tek bölgesindeki en iyi oyuncuları bizde bulunuyor!

Kurt Zouma'yı tanımıyorum ama buradaki referanslar beni heyecanlandırdı. Lakin daha 10 gün önce Biliç "Atınç'ın performansını gördükten sonra defans oyuncusu almaktan vazgeçtik" demedi mi? Bu yüzden bu transfer sanki olası değil gibi.Ayrıca yabancı kısıtlamasından dolayı beklerden birinin Türk menşei olacağını tahmin ediyorum ya da solda İsmail oynayacak.

du, levande dedi ki...

biliç atınç'la ilgili açıklamayı sezon öncesi için yapmıştı, yani sezon başında sivok, pedro ve ersan'ın yanına dördüncü bir stoper daha bakıyoduk ama atınç'ın performansından sonra vazgeçtik dedi. zouma bence de çok iyi olur. genç oyuncu ama ake gibi değil mesela. ake'yi kiralarsak ancak veli ve atiba'ya alternatif olur, ki kötü de olmaz yani ihtiyacımız olan bi bölge ama zouma iki sene saint etienne gibi bi takımda banko oynamış adam, alırsın tak diye banko stoper yaparsın.

planck dedi ki...

biliç'in atınç için söylediği türk stoper bakıyoduk bakmıyacaz şeklindeydi.

chelseaden kiralıklanıcaklarla ilgili, 1.5 yıllık kiralanacaklarsa eyvallah ama 1 senelik veya 6 aylık falan çok mantıklı gelmiyor.

yabancı kuralı serbest bırakılırsa aslında önder hocanın dediği 5 senelik planın ilk parçası olan bu kadro ve oyun şeklinden diğerine geçiş çok kolay olur fakat böyle güzel bir takım ruhu varken bir anda 11den 3-4 adam değiştirmek çok iyi sonuç vermeyebilir. zira kağıt üstünde oyuncu yeteneklerine ve verimlerine bakarsak kale + defans hattı çok fazla para da harcamadan (ba parasına) sıfırdan çok daha iyi şekilde kurulabilir. fakat bunun orta vadede takımdaki etkisi nasıl olur emin değilim. tabi şu da var ki takım kazandıkça, kupalarda ilerledikçe kenetlenir otomatikman. zaten teknik heyet egolu, sorunlu adam almaz. ama yine de takım da bir organizma ve böyle değişiklikliklere nasıl tepki verir kestirmek zor. çok iyi türk oyuncuları topladık diye bakıyoruz yabancı serbest kalırsa gökhan harici 11 yazılacak oyuncu kim var ki?

BesiktaskUlan dedi ki...

GS'nin 31 Aralık'taki kupa maçı ertelendi.

Şimdi Beşiktaş'ınki ertelenecek-miş.

Ama önce GS'ninki ertelendi, neden? Bilinmiyor. Beşiktaş maçından önce ne büyük tesadüf değil mi?

5 kulvarda yarışan GS daha fazla yorulmasın diye önlem alınıyor herhalde.

Niye erteleniyor abi? Avrupa Kupası olmayan bir takımın maçı neden başka bir tarihe alınıyor, üstelik derbi öncesi.

Önce Beşiktaş'ı alsan, "yoruldular" falan diye bizi kandırsan neyse, ama GS'ye yapıyorsun, sonra Beşiktaş'a mecbur kalıyorsun. Bu kadar akılsızlar.

Federasyon açıklama yapmıyor, GS millete duyuruyor. Sahan mı bozuk, kafan mı esmedi, 31 Aralık'ta tatile mi çıkacaksın, ne ayaksınız arkadaş?

Şimdi bir sürü zırt zibil açıklama gelecektir ama peşin peşin yazıyorum, ben bu kadar tesadüfe inanmıyor, art niyet arıyorum. Çocuk kandırıyorlar sanki.

Hakikaten de insanın moralini bozuyorlar. Tamam, bize fayda sağlayacak, dinleneceğiz, anlıyorum ama bu orta oyunu midemi bulandırıyor.

Bu ülkenin futbolundan hiçbir şey olmaz. GS kazansın diye şimdiden ayar çekmeye başladılar.

Yazık, gerçekten yazık.

Artık bu GS'yi yenmek boynumuzun borcu oldu.

Adsız dedi ki...

@BesiktaskUlan

Abuk sabuk işler aykkuka çıkmazsa GS'nin önümüzdeki hafta oynayacağı Gençler deplasmanından ve bizim maçtan toplamda max. 1 puan çıkarabileceğini düşünüyorum.

Bizim maçı geçersem, -ki bana göre 3 puan bizim- Cavcav'ın gereksiz sakal kerametinden midir nedir, GB iyi oynamaya başladı. Gerçi malum faktörler yine devreye girecek orası kesin, ama GS de çok kötü be bilader hele deplasmanlarda. Bakalım gene iteleyebilecekler mi.

Emre Toraman dedi ki...

Metin Tekin'i de Önder Özen'i de sağ bek konusunda dinledim. Öncelikle Önder Özen'den başlayayım. Martin Linnes'in kendisinin ideal bek tanımına uyduğunu düşünüyorum. Çünkü bu oyuncu izlenirken ve gündeme alınırken Önder Özen halen kulupteydi. En az Pedro Franco'da olduğu kadar onayı vardır diye tahmin ediyorum kendisinin bu işte.

Gelelim Metin Tekin'in yorumuna. Metin Tekin ofansif bek olmaz derken Gökhan Töre'yi winger olarak gördüğü için değil, bekiyle ikili oyunlar oynamaya müsait bir oyuncu olmadığı için böyle düşünüyordu. Geçen seneki Gökhan Töre için dediklerine katılırım ama bu sene gördüğümüz Gökhan Töre bu ikili oyunlara daha yatkın bir oyuncu. Gökhan Töre'nin topla merkeze katederken sağ bekten gelecek bir bindirmeyi göreceği ve bu bindirmenin asist veya gol ile sonuçlanacağı pozisyonları çizebiliyorum ben şu anda kafamda.

Ayrıca Nebil Evren'in dürtmesiyle Önder Özen'in ettiği son sözü de hatırlatmak isterim. Bu oyuncuları halen evirebilirsiniz, yaşları genç ve öğrenecekleri şeyler var. Gökhan Töre de bekiyle birlikte oynamayı daha iyi öğrenebilir, ideal ofans çeşitliliği için öğrenmeli.

Eldeki oyunculardan verim alabilen bir teknik direktör olduğu sürece(Bilic kesinlikle uyuyor bu tanıma) kadro mühendisliğinin bence önemli önceliği her mevkide en az 2 mevki oyuncusu bulundurmaktır. Bunun için ihtiyaç şu anki Beşiktaş kadrosunda 2: Sağbek ve orta saha. Sağ bek için Linnes ideal bence, kontenjan sıkıntısı bitene kadar Serdar da oynayabilir.

Orta saha içinse ben hala 10 numarayı daha golcü oynayan birini arıyorum aslında. Sosa ve zaman zaman Oğuzhan'ı orta 2'liye çekebildiğimiz düşünüldüğünde Ba ve Olcay'a eşlik eden biri daha faydalı olabilir. Fazla izlemedim ama gol koşuları iyiyse ve kiralık olarak halledilebiliyorsa Salah olabilir bu isim. Bu sezon maçları tutamama problemimiz fazla gündeme geldiği için defansif sorunlardan bahsediliyor ama uzun vadede ofansif yetersizliğimiz(Bilic yönetiminde) daha büyük problem olur bence. Ha kimyaya ve bütçeye uygun biri bulunamıyorsa defansif ortasaha da olur, ille de 10 olsun demem.

Stoper içinse Sivok alacaklarına karşılık gönderilebilirse yine şartları uygun ve kiralık bir Kurt Zouma kontenjan izin veriyorsa Ersan/Atınç'ın, izin vermiyorsa Franco'nun önünde düşünülebilir, faydalı da olur. Olmazsa da sezon sonu problemsiz gönderilir; tecrübeli, 1.5-2 milyon euro maaş bandında, Sosa, Ba tarzı budur denilecek olanı düşünülür.

Emre Toraman dedi ki...

Beşiktaş maçları haricinde izlediğim 90 dakikası bir elin parmağını geçmez ama eğer geri kalan maçlarda da aynıysa Batalla büyüklerin nasıl bu kadar gözünden kaçıyor anlamıyorum. Türkiye'ye yakın-orta vadede damga vuran Hagi-Alex 2'lisinin en yakın veliahtıdır bana göre. Çin'deki durumu nedir acaba bilen, duyan var mı?

BJK4EVER dedi ki...

Batalla gozden kacmadi. Hem bizim hem Trabzon'un gundemine gelmisti, hatirladigim kadariyla Batalla icin 5 milyon euro gibi bir ucuk bonservis bedeli istenince kimse almamisti.

Acikcasi Zouma'ya hic sicak bakmiyorum ben. Potansiyeli, kalitesi mutlaka iyidir, ancak elimizde zaten yetenekli stoper yeterince var. Stopere oyuncu alinacaksa bu lider karakterli, sert, tecrubeli stoper olmali. Iyi bir Bruno Alves, Ujfalusi, Zago tipinde bir adam. Zouma'nin bize birsey katacagini acikcasi zannetmiyorum.

Bence transfer oncelike bir sagbek (kadromuzda tek oyuncuyla idare ettigimiz tek bolge), sonra da Veli ve Atiba'yi yedekleyecek Necip'ten iyi bir onlibero olmali. Atinc'in cikisindan dolayi 4. stoper transferini kenara koyuyorum. Bu 2 transfer yeterli olur benim gozumde. Seneye de Sivok yerine kaliteli, lider bir stoper alinir ve piyasadaki duruma gore bulabilirsek yerli solbek ve bir yerli ofansif orta saha daha gelebilir. Tabii bunlari yabanci kurali degismeyecegine ve giden oyuncu olmayacagina gore soyluyorum.

cochise dedi ki...

Batalla; 21 maç 9 gol üç asist. Zamanında ben de bize ilaç olacağını düşünüyordum ama 5 milyon da çoktu açıkçası.

Bence de Zouma birinci tercih olmamalı. Benim denedim de şu: Zoumada yarma-sert savunmacı grubundan. Yani yine Pedro'ya yancı. Eğer genç birini kiralayacaksak Pedro'yla yedekleşe oynayanı tercih ederim. Sert stoper grubundan alıyorsak da lider karakterli (BJKEVER belirttiği isimler gibi. Böyle giderse Pedro maç manyağı olacak. Ancak hiç kimsenin alınmamasından elbette yeğdir. Sağ bek oynayabilme meselesi de artısı...

Coolio dedi ki...

1.90 boyundaki hiçbir fubolcunun bek pozisyonunda oynayabileceğini sanmıyorum. Zoraki olarak oynamışlığı vardır ama ona bektede oynar gözüyle bakılmamalı. Bek pozisyonu tamamen yere yakın oyuncunun vasıflarına uygundur, tek eksiği duran toplarda takım ortalamasını düşürür ama onlarda zaten direklerde beklerler.. Neyse demem o ki bu oyuncunun bek özelliğini yok sayıp değerlendirelim. Dolayısıyla geriye kalan özelliği benim ihtiyacımı karşılamıyor. Avrupa liginde üst turlarda güçlü rakiplere karşı bize tecrübe gerekiyor, ligde son virajda bize tecrübe gerekiyor. Dolayısıyla direk bu özellikli bir adam aramalıyız, yukarıda sayılanlar gibi (benim hayalimdeki Lugano'nun ilk senesi gibi).. Böyle bir oyuncu sağ bekin o kadarda çok sırıtmamasını da sağlar.. Eğer devre arası böyle biri olmuyorsa orta sahaya adam bakmalı.. yine oradaki kaliteli bir oyuncu defansın sırıtmamasını da sağlar.. o da olmassa sağ bek olmalı.. o da sadece Serdar'ı yedeklemek adına yoksa Serdar'ın ordaki performansı solda Motta veya İsmailin performansında daha iyi..

turkkant dedi ki...

Dün ANÇ Dokuz Eylül'de panel konuşmacısıymış. Biri katılmış, söylediklerini foruma koymuş. Transferle ilgili kısmı şöyle:

Bugün Ahmet Nur Çebi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki paneldeydi. Ben de katıldım ve samimiyetle burada tartışılan her konu hakkında cevap verdi. Şu an aklıma gelenler özellikle; "Veli istediğimiz fiyatta oynayacak, Beşiktaş'ın futbolcusu, Beşiktaş'ta oynayacak,oynayacak,oynayacak dedi " ayrıca sözleşmesi biten bütün futbolcularla imzalayacakmışız, Sivok hariç anladığım kadarıyla.

Transfer konusunda, sağbek stoper ve orta saha transferi yapacağız ama belirlediğimiz bütçe ile devre arasında sadece sağ bek alacağız orta saha ve stoperi yaz dönemine bırakacağız dedi.

Chelsea ile bir anlaşma var mı diye soruldu, böyle bir şey kesinlikle yok parasını verirlerse bizden oyuncu alırlar, biz verirsek onlardan alırız onun dışında bir anlaşma yok dedi.

Linnes konusunda, kazık yediğimizi söyledi. Transfer döneminin son günü her şey tamamlanmış sözleşmesini göndermişiz imzalayıp geri yollayacakmış ama Molde kulübü son gün imzalamaktan vazgeçmiş. Bu dönem için de bu sefer Molde kulübüyle her konuda el sıkışmışız ama oyuncu istememiş. Bizi istemeyen futbolcuyla hiçbir şekilde ilgilenmeyiz, Beşiktaş'tan büyük kulüp yok dedi. Başka bir transfer yapılacak büyük ihtimal sağ beke.

turkkant dedi ki...

Devre arasında ANÇ'nin ifadesiyle öncelik sağ bekteyse, orada en mantıklı seçim Maxi Perreira gözüküyor.

Benfica'da 34 Ş. Ligi, 200 lig maçına çıkmış. Sezon başı 4 asist/2 gol ortalaması var. Yeterli bir seviye. Tam bizim aradığımız, defansa deneyim katacak, önündeki Töre-Frei'ın performansını artıracak ideal bek.

2015'de sözleşmesi bitiyor. Benfica devam etmeyecekse, 30 yaşında olduğundan devre arasında 1-2 milyon euro bonservise bırakırlar. Oyuncunun maaşı ne tabi ona da bakmak lazım. Web'de 3-3,5 milyon eurolar filan yazıyordu. Doğruysa tabi o iş zor...

Emre Toraman dedi ki...

@turkkant

Şu anki maaşını kastediyorsan FM2014 profiline göre vergiler düşmeden 1.1 milyon euro, vergiler düşünce 500 bin euro. İnternetteki sitelere göre ise vergisini bilmiyorum ama 600-650 bin euro arası. Portekiz kulüpleri öyle yüksek paralar vermiyor zaten bildiğim kadarıyla.

Yönetimin 1.5 milyon euro'dan fazlasını vereceğini düşünmüyorum, 1.2 civarı ideal olur. Atiba'yla imzalanacaksa benzer maaşlar almaları lazım. Ki Atiba bonservissiz gelmişti, o olursa bonservisli olacak.

Selim dedi ki...

Maxi yi araştırırken denk geldim, Glen Johnson un da sözleşmesi bitiyormuş :)

Selim dedi ki...

2015 yazında sözleşmesi bitecek oyuncular : http://www.mackolik.com/Players/EndingContracts.aspx

alper dedi ki...

Ne romantik gençlersiniz siz ya..
Bugün GS ankarada'da R.T.E ile bir araya geldi ve çıkışta...Mesele anlaşılmıştır! Abdürrahim Albayrak: Cumhurbaşkanımıza dertlerimizi anlattık. Bakanlara talimat verdi ve sorunlarımız çözülecek.

cochise dedi ki...

Maxi ile ilgili tek sıkıntı şu hakemlerle çok kart göreceği garanti olması. hele ki alperin belirttiği gelişmeleri de düşünürsek. Ama normalde çok beğendiğim, sıkı ve sert bir oyuncu. Ama alıcı gözle hiç izlemedim. Bu beğeni arada sırada denk geldiğim zaman oluştu.

cochise dedi ki...

Maxi ile ilgili tek sıkıntı şu hakemlerle çok kart göreceği garanti olması. hele ki alperin belirttiği gelişmeleri de düşünürsek. Ama normalde çok beğendiğim, sıkı ve sert bir oyuncu. Ama alıcı gözle hiç izlemedim. Bu beğeni arada sırada denk geldiğim zaman oluştu.

Yorum Gönder

Ara