.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

11 Aralık 2014 Perşembe

Karne: Beşiktaş 1 - 0 Tottenham Hotspur




72 Yorum:

BesiktaskUlan dedi ki...

Maçı, taktiği, tekniği, yedekleri ve hakemi bir yana koyuyorum.

Benim dikkatimi çeken yegane özellik, bu sene Beşiktaş'ın, geçmiş yıllara göre, Avrupa maçlarında yaşadığı "eziklik kompleksini" üzerinden attığını göstermesidir.

Artık eskisi gibi kimseyi gözümüzde büyütmüyoruz, neredeyse as kadro, yıldızlarıyla oyuna başlayan rakibi bile zaman zaman kötü oynasak da dişe diş hale getirebiliyoruz.

Bunu öğrendikten sonra, kazansak da kaybetsek de fark etmez.

Helali hoş olsun.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Emre Toraman dedi ki...

mactan once sinyalini verdigim uzere benim icin necipin performansi onemliydi. dikkatli izledim ve begendim. hucum aksiyonlarinda beceriliydi, dogru paslarla dogru hucumlar baslatti. savunmayi ceza sahasinin etrafinda yaparken de iyiydi. ama aslinda pozisyonunun en kritik noktalarindan olan ortasahada karsilamalarda, hele de en defansif oyuncu kendisiyken hamle yapip kadrajdan cikmasa bambaska bir oyuncu olacak. uzerine dusulurse ogrenilemeyecek sey degil ama, hala ogrenebilir. 4. alternatif olarak her turlu kadroda yeri var.

cenk tosun'un bu surecte iyi performans gostermesinin dolayli olarak cok buyuk bir katkisi olacak bu arada: maas dengesi. kendisi takimin en yuksek maas alan oyuncularindan. katki saglamadigi surece diger oyunculara sozlesme imzalatirken cenk'in maasi problem olurdu. en basitinden mustafa'yi herkes cenk'in onunde gorurken daha dusuge sozlesme imzalatamazdik.

atinc ciddi ciddi cok olgun oynuyor. antrenman veya dardanel performanslarini bilmiyorum ama sure buldugunda su yonunu gelistirmesi lazim diyecek nokta bulmak icin zorluyorum kendimi resmen. ersan da 2 mactir formda ama atinc'in formayi almasi cok cesur bir hamle olur diyemem. ki tottenham'in en tehlikeli pozisyonunda 1. aktor ersan. bir de atinc sezonda 4-5 golu rahat bulur gibi duran toplarda.

kerim'e top gelmeden once kafasinda bir oyun cizmek ogretilebilirse(serpil hamdi hoca'nin sergen'e verdigi ev odevleri benzeri bir metodla mesela) turkiye ligi'nin falan cok ustunde bir oyuncu olur. gecenlerde bir kez daha aralarinda gordugum farki anlatmaya calismistim, gokhan tore'de bunun eksikligi o kadar problem olmayabiliyor. cunku onun topu alisi biraz fernandes gibi, kontrol ettikten sonra kaptirmadan dusunme suresi oluyor(genelde oyunu yavaslatmaya sebep olarak). ama kerim'de durum boyle degil. daha topu ayagina alir almaz kaptirabilecek sekilde kontrol ediyor. o yuzden top daha ayagina gelmeden bir seyler dusunmeye baslamasi gerekiyor.

turkkant dedi ki...

Beşiktaş'ın gündemiyle ilgili benim dikkatimi çeken üç konu var.

1. İki maçtır öne geçtikten sonra derin savunma yapmak yerine önde basmaya çalışıyoruz. Çoğu yorumcunun da belirttiği gibi Beşiktaş'ın kadro yapısına uygun olan bu.

2. Cenk gol dışında oyunda daha fazla görünmeye başladı. Büyük takımda oynayabilmek için Nobre'leşmesi gerektiğini idrak etmiş gibi. En azından buna yönelik bir gayreti var. Aslında Pektemek'in Cenk'in soğukkanlığına, Cenk'in de Pektemek'in enerjisine doğru evrilmesi lazım.

3. Gökhan İnler lafları dolaşıyor. Yaşı 30'a dayanmış olsa da takımı bir gömlek yukarı taşıyacak oyuncu. Önder Özen geçen ay çok iyi bir yorum yapmıştı. Beşiktaş için "tamam" dememiz için artık tek gereken, oyunu kurabilen, açabilen, pas kalitesi yüksek bir merkez oyuncu, minvalinde bir şeyler söyledi. Fener-GS'nin bu tarz oyuncuları var. Gökhan İnler bu yöndeki eksik halkayı tamamlar. Hatta 1-2 sene sonra Oğuzhan'ın güçlenmesi durumunda, Gökhan İnler daha ön libero, Oğuzhan daha önde GS'nin 3 sezon önceki Melo-Selçuk'una benzer bir ikili yakalayabiliriz. Napoli'nin 30 yaşında bir oyuncudan fırsatı varken 3-5 m. euro para kazanmak istemesi olası. Sorun şu, oyuncuya verilecek parayla maliyeti Demba Ba civarına yaklaşır. G. İnler Hamit gibi geldikten sonra yatışa geçer mi? Bu kritik. Yoksa stoper ve merkez orta sahalar (Belezoğlu'ndan da görüyoruz) iyi profesyonelse 34'lere kadar üst seviye oynayabiliyor.

Basar dedi ki...

Arsenal ve Tottenham performansları gösterdi ki Beşiktaş Premier ligde ilk 5'in kapısını çalacak kapasiteye çıkmış.

Öncelikle Biliç'e (ondan beklediğimiz eşiği atladığı için) ve teknik ekibe sonra da Önder Özen'e teşekkürler.

turkkant dedi ki...


http://www.ligtv.com.tr/haber/cocukken-besiktasi-tutardim

Unknown dedi ki...

Eksiklerden dolayı galibiyet için hiç umudum yoktu. Bu çocuklar harika, bu takım çok güzel. Bu takıma sonuna kadar sahip çıkmalıyız, çıkacağız.

BesiktaskUlan'ın dediklerine katılıyorum. Bu belki de Avrupa arenasındaki en ciddi gelişme.

Liverpool ve Roma gelmedikçe güzel kura çektik sayarım. Sosyal medyada bazı Beşiktaşlılar intikam intikam diyerek Liverpool gelsin diyor ama romantik olmaya gerek yok. Liverpool'u geçemeyeceğimizi düşündüğümden değil. Ne de olsa Liverpool, şu aşamada gerek yok. Ben en kolay takımlardan birinin geleceğini düşünüyorum. Bu sefer şeytanın bacağını kıracağız yani.

Basar dedi ki...

Bu arada, Demba ile Cenk'in gol/dakika oranları birbirine sanıyorum yakındır.

Özgür dedi ki...

Günlerdir konuşuyoruz Liverpool gelsin, Real Katalonya gelsin falan diye, rakibimiz olabilecek her takım hakkında çeşitli analizler okuyoruz, rakiplerimizi tanımaya çalışıyoruz yani. Bir tane babayiğit, bir tane delikanlı, bir tane iyilik meleği bir arkadaş çıksa da, muhtemel rakiplerimizin bizim hakkımızda neler konuştuğunu, bizden çekinip çekinmediklerini söylese bize iyi olur. Yabancı dildeki kaynakları okuma özürlü ben ve benim gibi arkadaşlar için. Merak ediyom yav.


He bir de Gianni İnfantino denen cenabet kelin emekliliği ne zaman geliyor bilen var mı? Eğer emekliliğine daha çok varsa birisi bana çalışma ofisinin detaylı projesini atarsa sevinirim, canlı bomba olup yıllardır ızdırabımız olan bu kelden kurtulma planlarına başlayabilirim.

Emre Toraman dedi ki...

@Ozgur
Muhtemel rakipler degil de dunku mactan sonra Tottenham forumuna bir goz attim. Genel konular, takimlarinin tamamen yedeklerle cikmis olmasi ve gozden cikarilmasi dusunulen oyuncularin sans bulmasi, zeminin ve yan hakemlerin kotulugu ve bu sezon oynadiklari agir ve sikici futbol. Besiktas'la ilgili tek bir yorum dahi bulamadim.

Adsız dedi ki...

Beşiktaş hakkında gerek nette okuduklarım gerek de bizzat dinlediklerim çerçevesinde Avrupalı ecnebilerin görüşünün pek değiştiğini söyleyemem. Özeti şu:

- Türkiye'nin büyük bir kulübü, tarihsel olarak Avrupa'daki köklü kulüplerden biri
- Muhteşem bir seyircisi var
- Stadı çok güzel bir yerde

Özellikle takip eden birkaç azınlık hariç genel görüş bu; ki Beşiktaş'la maç yapan takımların taraftarı da her maçtan önce bunları düşünür, oynanan maçtan sonra da pek bir şey değişmez. O birkaç kişi ise genellikle maç atmosferinin çok güzel olduğundan ve İstanbul'u merak ettiklerinden dem vururlar, çok bir analiz yapmazlar.

Şöyle anlatayım; bundan bir süre önce iş gereği yabancıların da bulunduğu bir otobüsle İnönü'nün yanından geçiyorduk. Önde oturan 2 yabancı şahıs arasında konuşuyordu, burası hangi stad vs diye. Ben de hemen atlayıp Beşiktaş'ın, Beşiktaşlıyım dedim. Bana stadın dışından görünümünün düşündüklerinden küçük olduğunu, daha önce Beşiktaş'ın 1-2 Avrupa maçını izlediklerini ve çok güzel seyircisinin yanında stadını daha büyük sandıklarını söylediler. Daha başka ne biliyorsunuz dedim, bilmiyorlardı. Sadece daha az konuşan "bir stad için nasıl muhteşem ve güzel bir yer böyle" demişti.

Avrupalı Amerikalıyla bu konuda biraz ayrışır. ABD'de bir spor dalında bireysel veya takımsal bir başarı elde edildiğinde bütün gözler bu başarıya ve bunu yapana çevrilir ve bunlar takip edilir. Avrupalıysa istikrar arar ve bekler. Peş peşe ve illa ki şampiyonluk olmasa bile (Amerikalı çoğunlukla sonuca bakar mesela) örneğin 10 yılda 3-4 defa Avrupa'da çeyrek-yarı final yakalarsanız sizi merak ve takip etmeye başlarlar.

Özgür dedi ki...

@Emre Toraman
@James Sneijder
Teşekkürler cevaplarınız için.
Anladığım kadarıyla hala kimse bizi ve genel olarak Türk takımlarını sallamıyormuş. Gerçi bizim için böylesi daha iyi, favori olarak çıkmadığımız her maç ilginç sürprizler yapabiliyoruz.
Zaten hemen gaza gelmemek iyidir. Tabi bu demek değildir ki takım iyi giderken kendimize iğne batırıp duralım. Takım çok iyi, eksiklerine rağmen çok iyi, takımın uygulamaya çalıştığı proje baltalanmazsa, üç dört çeyrek finali de görürüz, Avrupalıların dikkatini çekmeyi de başarırız. Engellenmeyelim yeter!

Adsız dedi ki...

@Özgür

Aynen coni vaynen. Hasbelkader geyik ortamlarında tanışıp aynı zamanda Beşiktaşlı yaptığım Hollandalı bir arkadaşım var. Maçları bir şekilde kaçırmıyor, sorunca söylemese de Sopcast veya benzeri bir programla izliyor olabilir (Hollandalılar inanılmaz hassas bu konularda). Şu anda bizim yaşadığımız heyecan nasılsa o da aynısını yaşıyor. Farkı: bana küfrediyor :) Dediği: Sayende Hollanda liginde de her maçı hakem kararlarıyla izlemek durumunda kaldım:) Elbette ayrıştığımız konular var. Mesela bana göre mevcut duruma o çok daha sabırlı.

Aynen yazdığın gibi; yeter ki biz iğne batırmayalım yeter. Yoksa tefefesi mehekesi topu gelsin.

Basar dedi ki...

Gökhan İnler'e vereceğimiz parayla hem Veli hem de Atiba takımda kalır. Veli'nin ondan çok eksik olduğunu düşünmüyorum.

Unknown dedi ki...

Beşiktaşın yenildiği maçlarda yorum sayısı 3e katlanıyor. Tamam sevinmek için sevmediniz ama bu durum da biraz garip geldi bana. İlginç taraftarsınız vesselam :D

BJK4EVER dedi ki...

@Ozgur,

Ben de Hollanda forumlarinda dolasan yorumlari paylasayim istersen. Sene basinda biz genelde fazla bilinmeyen, FB ve GS'nin gerisinde kalmis, hatta ciddi anlamda futbol takip etmeyen kisilerin tanimadigi bir kuluptuk.

Sene basinda Feyenoord'la eslesince de guclu bir rakip cektik, ama eleyebiliriz gozuyle bakiyorlardi. Ancak Feyenoord'u kolay gecince biraz 'oyuncu kadromuzdan cok kisi gitti, yoksa elerdik' tarzinda yorumlar oldu, ama Hollanda basininda Turkiye ligi gittikce populerlestigi icin (Kuyt ve Sneijder nedeniyle) Besiktas'in da basarisi mecburen gundeme geldi ve gozle gorulur sekilde saygilari artti (Arsenal maclarinin 2'sini de canli verdiler ve oradaki oyunumuz da saygi gordu, hatta van Hooijdonk yorumcuydu). Hatta grup kuralari cekilirken bir ara Feyenoord bizim gruba dusmustu gibi oldu, o an birkac kisinin (Besiktas ve Tottenham, game over) baya korktugunu belli ettigi yorum yazdigini hatirliyorum. Ozellikle Hollanda spor kanali Tottenham'la oynadigimiz 2 maci verince ve orada oynadigimiz futbolu adamlar izleyince saygilari artti.

Torbalar belli olduktan sonra (muhtemel 2 rakibimiz Ajax ve PSV) soyle yorumlara goz atayim dedim.

Ajax hakkinda pek birsey bulamadim. PSV'li bir arkadas hicbir takima karsi sansimiz yok demis. Cevap olarak da aynen su denmis; iyi bir gunumuzde Olympiakos, Sporting, Gladbach, Kiev ve Fiorentina'yi gecebiliriz, digerleri (BJK dahil) cok cok zor demis. Hatta birisi aynen cevap olarak Inter ve Besiktas da olabilir, ama cok iyi oynaman lazim, sonuc olarak hepsi iyi kulupler demis.

Yani sayginligimiz ve taninirligimiz son 1 senede gozle gorulur sekilde artti. Bir yari final yaparsak tavan yapabilir.

BJK4EVER dedi ki...

Olasi rakipler:

Villarreal (Spa)
Torino (Ita)
Tottenham Hotspur (Eng)
Celtic (Sch)
PSV (NED)
Dnjepr Dnjepropetrovsk (Oek)
Sevilla (Spa)
VfL Wolfsburg (Dui)
Young Boys (Zwi)
Aalborg (Den)
Guingamp (Fra)
Trabzonspor (Tur)
Liverpool (Eng)
Anderlecht (Bel)
AS Roma (Ita)
AJAX (NED)

Emin degilim, ama Trabzon ve Tottenham'i cekemiyoruz sanirim. O yuzden diger takimlara bakmakta fayda var. Bence en guclu takimlar Roma ve Wolfsburg. Wolfsburg ozellikle kesinlikle cikmamali. Roma guclu, ama Avrupa ligini ne kadar ciddi alacaklari baya onemli. Onun disinda intikam nedeniyle Liverpool'u isteyen cok (ki bence de elenmeyecek gibi kesinlikle degil), ama bu turda hic gerek yok. Onun disinda Sevilla ve Villarreal iyi takimlar, Ispanyollar genelde ciddiye aliyorlar Avrupa ligini ve iyi takimlar da. Bunlarin disindaki takimlara karsi net favori oluruz, hatta keske Ajax veya PSV ciksa.

du, levande dedi ki...

gaziantep maçında hazır veli de yokken atiba - oğuzhan - sosa orta sahasını görsek keşke. oğuzhan'ın orta sahada bir yaratıcı oyuncu daha olduğunda yani tüm dikkatler onda değilken nasıl oynadığını fernandes zamanlarından biliyoruz, sosa'yla pek bu şansı bulamadılar, yanlış hatırlamıyorsam sadece sosa'nın ilk yarıda sakatlanıp çıktığı balıkesir maçında 45 dakika birlikte oynayabildiler. belki bi maç daha oynamışlardır emin değilim ama pek göremedik sonuç olarak. gaziantep de bunun için uygun bi rakip bana kalırsa. kötü takım değiller ama bir karabük ya da eskişehir oturmuşluğu da yok, kolay dağılabiliyorlar. eğer sosa - oğuzhan ikilisiyle çıkarsak maçı erken koparabiliriz. 55-60'ta da oğuzhan yerine necip'i alıp maçı uyutma şansımız olur. aksi durumda necip - atiba - sosa üçlüsüyle başlarsak maçın sonlarında taze kan olarak oyuna girebilecek tek orta alan oyuncusu oğuzhan olacak ki onu da necip ya da atiba yerine alsan ayrı dert, sosa'yı çıkarıp alsan ayrı dert. bu durumda orta üçlüyü değiştirmeden maçı tamamlamak gerekecek.

planck dedi ki...

Oğuzhan sosaya pas vermiyor abi resmen, ayrıca hastalıktan yeni çıktı zaten normalde güçsüz şimdi hiç olmaz. Ati sosa oynar, kerim olcay gökhan ilerde bölgelerini değişerek götürürler. Veya neciple başlanır kerim sonradan girer. Bu arada antepin çarşamba maçı varmış yahu bizim maçın pzrtesi olması imkansız haliyle, boşuna laf ettik.

Adsız dedi ki...

Bu ne şimdi?

12 Aralık 2014:

http://www.milliyet.com.tr/-derbiyi-konya-da-oynariz--galatasaray-1983159-skorerhaber/

13 Aralık 2014:

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/27768557.asp

Bu haberler medyanın işiyse sıktı artık. Yok değilse diyecek bir şey yok zaten, haberler yan yana kendini gayet güzel anlatıyor.

Bu da üzerine sosu:

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/27768285.asp

Bravo! İşte gazetecilik budur. Hep böyle devam etmeniz dileğiyle.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Armagan dedi ki...

Maça giden birisi olarak: yıllarca hatırlayacağım güzellikte bir maçtı,takım-taraftar-td-yedek oyunculara kadar herkes bir bütün oldu.bu işin sırrı bence bu,birlik olabilmekte.normalde zor anlarda ambole olmaya yatkın taraftar artık çok daha olgun,gerçekten maça etki ettiğimizi düşünoyrum.ama asıl işi tabii ki başta tolga,ersan,atınç,necip,gökhan,cenk olmak üzere tüm oyuncularımız yaptı.emin olun biz bu oyunun da üstünde oynayabilecek kapasitedeyiz,yani yıl içinde %70-85 arası giden performans bir tıkla %90'a çıktı ve gerçekten harika oyun izledik ama bu takımın üst üste 3 maç %95i kaldırabileceğine inanıyorum.ve ne kadar hataları da olsa bunu imzası asıl bilic e aittir,yıl sonunda hiçbir kulvarda başarılı olamasın bu yüzden devam edilmeli.1-2 maç kazanmak kolaydır,ancak bilic bence yoktan sistem yarattı ve biz sezon başından itibaren tüm maçlarımızı sayarsak 30'a yakın maç oynayıp sadece 4ünü kaybettik!

neyse bugün bence oğuzhan-atiba denenmeli,savunmada atınç'ın kendini parlatma maçı olabilir.umarım bu rüzgarla daha 2-3 maçı rahat kazanırız ve derbiye rahat şekilde gireriz.bir de sakatlar iyileşse hemen :) ...

planck dedi ki...

hürriyet okumayın okutturmayın arkadaşlar, link verip de hit kazandırmayın lütfen. anaakım medyada bulup da diğer basın organların bulamayacağınız bir spor haberi yok.

du, levande dedi ki...

ligde bu zamana kadar 4 takıma puan kaybetmişisiz, fenerbahçe hariç diğer puan kaybettiğimiz takımların tamamı ligin son 6 sırasında. burda da bi çok kişinin daha arsenal maçları zamanında bile yazdığı üzere görece zayıf takımlara karşı zorlanıyoruz. gaziantep de sondan 7. sırada bulunuyor şu an. oğuzhan'ın sosa'ya pas vermediği pozisyonu hatırladım, o da birlikte oynadıkları diğer maçtı sanırım. töre'nin cezalı olduğu başakşehir maçı. sağ kanatta oynamıştı sosa. yine de bu kadar kısa sürede bir yargıya varmak doğru değil bence. sağlam kapanan takımlara karşı sosa - oğuzhan orta sahası önemli silah olabilir bizim için.

du, levande dedi ki...

bu arada antep'in çarşamba maçı var ama onu da federasyon belirledi sonuçta avrupa kupası maçına çıkmıyor adamlar. erteleme talebini antep'in çarşamba maçı var diye reddetmeleri salağa yatmak olmuş biraz, o maçı da perşembe'ye erteleseymişler ya da en başından perşembe'ye koysaymışlar madem.

du, levande dedi ki...

bilic istediğim kadroyu çıkarınca kendimi sorumlu hissettim resmen. umarım bi kaza bela yaşamayız...

BJK4EVER dedi ki...

Hala Oguzhan'i orta alanda gormek isteyenleri gorunce sasiyorum. Bu cocuk 2 senedir A takimlara profesyonel oyuncu olarak antrenmana cikiyor. Gokhan Tore ve Kerim Frei kendini gelistiriyorken, Olcay Sahan kendini gelistiriyorken, Veli Kavlak kendini gelistiriyorken bu oyuncunun 2 senedir bir gram ilerleyememesini goz ardi edemeyiz. Ki saydigim oyuncular kendilerini daha cok teknik ve mental anlamda gelistirmek zorunda iken, Oguzhan'inki en kolayi (fiziksel olarak).
2 senedir A takimda antrenman yapmasina ragmen hala vitaminsiz goruntu vermekte. Hadi fiziksel gucu gectim (kendisinden Toure olmasini bekleyen yok, ikili mucadelelerde ayakta dursun yeter), hala haftada 2 maci veya saglam tempoda 90 dakikayi kaldiracak durumda degil, hala yeterince mucadele edecek guce sahip degil.
Kupa macinda yine hafta ortasi mac yapti, hooop hafta sonu sakat, hic sasirtmadi beni.
Acikcasi Oguzhan bu haliyle anca yedek olur, hicbir oyuncuya degismem kendisini ilk 11'den. Veli veya Atiba cikinca ve Oguzhan girince de cok daha fazla hucum edecegimizi veya gol atacagimizi hic zannetmiyorum. Bu durumda sadece topu rakibe veriyoruz ve yeterince pres yapamiyoruz, olan o oluyor. Ki Balikesir macinda bunu yaptik, ligin en boktan takimina koca 45 dakika pozisyon bulamadik.
Besiktas'in oyun karakteri pres ve baskiya dayali, boyle bir takim felsefesinde orta alanda Oguzhan'a yer yok. Anca Sosa'nin forvet arkasinda alternatifi olur. Ki bundan evvelki 4-5 macta oyunu son dakikalarda tutamayisimizi ben sadece kirmizi kartlara degil, Sosa'nin cikip Oguzhan'in oynamasina da bagliyorum acikcasi. Bu aksam gorecegiz beraber, insallah puan kaybina yol acmaz bu degisiklik.

Adsız dedi ki...

Antep tüm kasapları takıma toplamış bizden oyuncu eksilmese bari.

Atınç hiç sırıtmıyor. Topa ve rakibe müdahaleleri gayet yerinde. Fakat birebirde kalmadı şimdiye kadar, Franco'nun pozisyon bilgisi çok iyi.

Hücumda fena değiliz ama organizasyon eksikliği var. Sosa bildiğimiz gibi, fakat oynadığı bölgeye göre çok gezmek zorunda kalıyor. Oğuzhan az biraz daha istekli görünse de totalde aynı tas. Hücumda 2 defa saçma top kaptırdı ikincisi az daha gol olacaktı. Takım ne yapıyor nereye gidiyor biraz bakması lazım.

Serdar'ın bulunduğu kanata çok yükleniyorlar, hep topla hem de fiziksel ve mental tacizle. Sarı gördü, hocanın yerinde olsam mücadeleci Necip'le değiştiririm.

Töre bariz kırmızılık hareket yaptı. Hırsını maça vermesi lazım rakibe değil.

Genel olarak yorgunluk şimdilik fiziksel olarak ortaya çıkmadı ama belirti olarak düşünsel dağınıklığa bakılırsa takım ikinci yarı oyundan düşebilir.

Hakemin en önemli eksiği: Antepli oyuncuların ara ara bizimkileri sahada dövmesine seyirci kalması. İnceden eyyam da yapıyor. Bence nedeni fiziksel olarak pek yeterli değil, dolayısıyla pozisyonlara yakın olamıyor.

Süzen'den iyi ki kurtulmuşuz bu arada. Arıza adam.

İkinci yarı yorgunluğa takılmazsak Bilic fark yaratabilir.

BJK4EVER dedi ki...

Ilk yaridaki futbol ve goruntu sasirtmadi beni. Oguzhan oynadigi surece o ozledigimiz futbolu goremeyiz. Veli olmayinca ve Olcay gununde olmayinca butun hirs, dinamizm takimdan kayboluyor. Tore de gununde olmayinca boyle pozisyonsuz mac oluyor iste.
Takimdaki eksiklik tamamiyle hirs ve istek, ozellikle hucum oyunculari inanilmaz isteksiz. Herhalde Antep'in kendi kendine gol yiyecegini dusunuyorlar. Yapilmasi gereken sey Sosa'yi geriye cekip Oguzhan'in yerine Frei'yi oyuna almak ve biraz daha hareketli bir oyuna donmek. Bu sekilde duragan ve isteksiz bir oyunla gol atmamiz mucizelere kalmis.

YSY dedi ki...

Antep törenin üzerine oynuyor. Ayrıca kitlediler orayı. Ayrica töre şuan el bombası. Bunları düşünüp törenin çıkıp yerine sosa ortaya oğuzhan geriyede necip çekilebilir.

Adsız dedi ki...

Bu arada alakasız olacak ama maçtan önce Antep'in kadrosuna bakarken gördüm; Oğuzhan Türk:

http://www.hurhaber.com/resim/detayresim/gaziantepspor%20o%C4%9Fuzhan%20t%C3%BCrk%202%20.jpg

O da Hollanda altyapılı ve bizim Oğuzhan'la aynı bölgede oynuyor :) Bunları Hollanda'da bir yerde klonluyorlar mı artık bilemedim.

Neyse maça döneyim :)

Adsız dedi ki...

lol. Oğuzhan haftalardır söylediğimiz şeyi bir pozisyonda yaparak Sosa ile çok başarılı paslaşma sonrasında ceza alanında pozisyon yarattı, en sonunda da golü çaktı. İşte yapacağın şey bu be çocuk. Takıma biraz ayak uydursan neler neler olacak. Önceden bildirilmiş değişiklik nedeniyle çıkması da trajik oldu gerçi.

Atınç ikinci yarı iyice aştı. Birebirde göremedik derken 2 pozisyonda rakiple mücadeleleri kazandı. Bizim de bir Mertesackerimiz oldu derken üstüne Kerim'e Thiago Silva gibi pas attı.

Bu maçta puan kaybedersek taraftar Cenk'e fena saydıracak yanlız.

Adsız dedi ki...

Hakem iyice çığırından çıktı.

can dedi ki...

Ya öncelikle gene maç postu olmamasını protesto ediyorum. Blogla düzenli bir biçimde ilgilenen tek admin Shelbyl, günden güne yapılması gereken bütün işleri yapan da o ama anladığım kadarıyla bloğun doğru düzgün işleyebilmesi için yapılmasını önerdiğimiz değişiklikleri engelleyen blogla senelerdir hiç bir ilgisi olmayan insanlar. Yanlış anlıyorsam lütfen düzelt Shelbyl ama bu saçmalık!

Maça gelince: Hakem özellikle son 15 dakikada maçla ilgili konuşulabilecek her şeyin önüne geçti. Verdiği, vermediği saçma sapan kararlar, futbolcularımızın açıkça dayak yiyişine seyirci kalışı, son dakikada deli saçması bir şekilde verdiği ve sonra değiştirdiği korner kararı… Bizimkiler öyle canhiras isyan etmeseler, o kornerden golü yeşek ne olacak. Fener'in attığı inanılmaz ofsayt golünü filan düşününce bu hafta liderliğin Beşiktaş'tan alınması mı planlanmış diye düşünmeden edemiyor insan. Kimse komplo teorisi filan demesin lütfen; çakma taraftar grubunun sahaya girerek Beşiktaş'a ceza aldırıp yarıştan düşürdüğü, hükümetin yetkililerinin Beisktaş'ın …na koyucaz diye konuştuğu, Çarşı'nın darbeyle suçlanarak yargılandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Bu şartlarda alınan üç puana çok sevindim ama futbolla ilgili olumlu söyleyebileceğim yegane şey Atınç'ın önümüzdeki yıllarda Beşiktaş için çok büyük bir kazanca dönüşme potansiyelini bir kez daha tescil etmesi. Daha kesin konuşmak için erken ama bu çocuğun tek ihtiyacı oynamak gibi görünüyor. Hava hakimiyeti bir yana pozisyon alışı, konsantrasyonu, pasları filan çok iyiydi.

Bugün Tottenham maçında yıldızlaşan herkes kötüydü, belki Kerim dışında. Özellikle Gökhan Töre bugün bencillikte bir destan yazdı. Bu çocuk kötü oynadığı günlerde sanki karakteri de bozuluyor; rakip oyunculara sertlik yapıyor, hakemle tartışıyor, takım oyunundan düşüyor. Sosa'nın da sanırım fiziksel durumunda sorun var, bir kaç maçtır etkisiz oynuyor, son vuruşları da kötü olduğu için iyice göze batıyor.

Neyse 10 maçta 9 galibiyet mi oldu, böyle devam!

du, levande dedi ki...

oğuzhan - sosa orta sahası yaratıcılık açısından beklediğim katkıyı pek sağlamadı ama gaziantep'in genel durumu mu böyle yoksa hem sosa'yı hem oğuzhan'ı marke etmeye çalışırken çok fazla güç harcadıkları için mi son bölümde zorlayamadılar bilemiyorum, ikincisi de olabilir diye düşünüyorum açıkçası. oğuzhan beşiktaş'a lazım bir oyuncu, bu kadar kolay küsüp bırakıyosa bıraksın kendi kaybeder de diyebiliriz ama kazanabilirsek çok daha iyi olacağı da kesin. istenen seviyeye hala epey uzak oynasa da gol atmış olması sevindirdi beni. bu arada sosa'nın son vuruşları gerçekten genel kalitesinin altında. oyun zekası ve fizik kalitesi bu kadar yüksek olan bir oyuncunun çok büyük takımlarda tutunamamasının ve tutunduğu takımlarda da gol istatistiğinin pek yüksek olmamasının sebebi bu sanırım biraz.

Armagan dedi ki...

tahmin ettiğim gibi atiba tek ön libero olarak başladık ve kapanan gaziantep e karşı fena oynamadık.

oğuzhan ve olcay la başlamak bu maç için zorunluluktu çünkü son dakikaları kaldıracak kapasitede değiller bu nedenle,60a kadar oynatıp yerine kerim ve necip hamlesi mantıklı durdu.

maçın en kötüsü bence cenk,daha etkili ve yüksek oranlı oynayabilir.mental yorgunluk hissedildi.atınç ise en iyisi,ersan'dan bence daha iyi,zaman gösterecek.sıkışık takvimde iyi galibiyet.(şampiyonluk için ilk yarı min.35 puan lazımdı diyorum hep,4 maçta kaldı geriye 6 puan,ha gayret!)

Basar dedi ki...

Maç ile ilgili yorumumu yarın yapacağım fakat ligde antep kadar kötü, futbol fakiri ve kasap bir takım daha yok. Umarım küme düşerler...

Hakem berbattı, Sosa'ya gösterdiği, Gökhan'a göstermediği kartlar olacak iş değildi. Antepin kasaplığına sürekli prim tanıdı. Son dakikadaki auta korner çalması gülünçtü, maçtan o kadar kopmuş...

Gökhan Töre'yi anlayamadım. Sen akıllı bir adamsın, tamam futbolun içinde bu tip hareketler oluyor ama 4. Hakemin önünde o dirsek atılmaz.

Benim üzüldüğüm Oğuzhan neden Arsenal çapında bir adam olamayacağını gösteriyor.İşin kötüsü Beşiktaş çapında bir adam olmaktan da hergün biraz daha uzaklaşıyor.

Hani Sergen ile kıyaslayacağım ama onun kadar yetenekli de değil.

Yani seni seven bir taraftar , bir teknik direktör ve gelişimin için her türlü enstrüman varken bu vurdum duymazlık ... Hani bize dert değil , zaten doğru düzgün yatırım da yapmış değiliz , yabancı sınırı da serbest kalınca daha da forma yüzü göremez. Yazık ediyor kendisine .

Atınç beni çok şaşırtıyor gerçekten . Biraz Oğuzhan'a örnek olsa keşke.

Adsız dedi ki...

Bence Sosa'nın sorunlarından biri gol vuruşu eksikliği değil:

http://www.youtube.com/watch?v=OyhaE-0vx14

Bugünkü maçta da 90. dakikadaki pozisyonda top ayağına sekerek aniden geldi ve zannımca yorgunluğun da etkisiyle deyim yerindeyse dağlara taşlara salladı.

İlaveten bu pozisyonda Töre daha önceki aynı hatayı bir defa daha yapma başarısını göstererek bomboş durumdaki Sosa yerine kaleyi tercih etti. Yine de vazgeçilecek bir oyuncu değil.

Sosa fiziksel olarak bitkindi. Bunu nispeten kendi oyununu oynadığı ilk yarıdan sonra ikinci yarı ikili mücadeleler dahil etkisizleştiği anlarda gördük. Takımda Ba, Sosa, Töre ve Atiba dışında herkes dinlenerek oynuyor. Ki bugün Atiba da fiziki bakımdan oyundan bir hayli düştü. Şunu da eklemek lazım: kanat oyuncularımız maşallah gayet iyiler. Ancak bazen atak başlangıçlarından son vuruşa kadar topu kapıp kafalarına göre gidiyorlar. Kaç pozisyondu sayamadım, Sosa eliyle koluyla şuraya gönder, buraya at dedi ama çoğunda bu nedenden ötürü kimse dinlemedi. Bu şekilde mental bitkinlik de artıyor doğal olarak, konsantrasyon da bir yere kadar. Yoksa yukarıdaki videoda gol attığı pozisyonlarda nereye koşuyor ve nerede duruyorsa biz de aynısını yapıyor.

Hakem kötü, yani maç konsantrasyonu yok, kondisyonu da. Fakat ben 2. yarıdaki çoğu pozisyonda eyyam sezdim. Töre o saçma hareketi yapmasa hem bu mücadele hakkında kimse tek laf edemezdi hem de hakemin muhtemelen o pozisyon nedeniyle 2. yarıdaki eyyamcılığıyla aleyhimize saçma kararlar almazdık.

Neyse ki yendik de Cenk kaçırdığı tonla pozisyonla tukaka olmaktan sıyırdı. Onun da ilk derdi bitkinlikti. Öyle ki, maçtan sonra Olcay tribünlere üçlü çektirdikten sonra oyuncuların arasında zorla zıplıyordu. Yüz ifadesinden bir ara kalp krizi geçiriyor filan sandım. Gerçi tek golcü pozisyonunda olmak kolay değil, hele ki böyle eforlu ve sert bir deplasmanda.

Futbol yorumcularımızın atladığı önemli bir konu var. Ligimizde ona buna sert dalan, faul yaptıktan sonra hem hakeme hem de rakip oyuncuya bir de aşırı itiraz eden bir yığın tipleme var. Otu botu pieroyu faul çizgisini konuşan yorumcularımızın bu arkadaşlar hakkında da eleştirel anlamda söyleyecek sözleri olmalı bana göre. Messi'yi biçen Real'in Pepe'si için bırakın La Liga ortamını, tüm dünya tepki göstermişti hatırlarsanız. Böyle adamlar oralarda bir takımda ya 1 tane var ya da hiç yok; bizdeyse tonla. Futbol oynamak onlarla zor.

Maçın adamı: Atınç.

Not: Oğuzhan bence hala çocuk. Hocaya esprili yaptığı serzeniş:

http://www.youtube.com/watch?v=hOV6dvsx2OQ

(Bursa-Beşiktaş maçı, dk. 42 Oğuzhan-Sosa değişikliği)

Takımdaki arkadaşlık çok güzel bu arada.

Adsız dedi ki...

İlave: Sosa maçta 11 km koşmuş. Son yarım saatte top kaptırmaya başlaması demek bundan zaar.

Unknown dedi ki...

Biliç'in Atınç hakkındaki yorumları, oyuncunun gelişimi adına transfer yapmadıklarını söylemesi oldukça hoş.. Hafta içi Rize ile oynanacak kupa maçı ve gelecek hafta oynanacak Akhisar maçında da şans verilmeyi hak ediyor. Malum Gekas-Bilal arasındaki pas trafiğini azaltmanın bir yolu havadan top kesmek olabilir. En azından denemeye değer...

Adsız dedi ki...

MAF'lı yılları da, Ferdinand ve Amokachi'yi de, Kaan Dobra ve Giunti'yi de aklım baliğ şekilde yaşadım; Bu kadro cidden en sempatiklerinden biri:

http://instagram.com/p/wmaG-5QlCw/?modal=true

Özen geri gelsin. Hem de vakit kaybetmeden.

YSY dedi ki...

Çok şükür kazasız atlatıldı. Yorguduk ve yorgunken de antep gibi bir takımla oynamış olmamızda şanstı bence. Eğer bursa vs gibi bir takımla oynasaydık puan kaybı yaşayabilirdik. Atınç'ı beğendim kapı gibi. Bilic'in onunla ilgili yorumları ise çok sevindirici.

planck dedi ki...

https://twitter.com/olcay_sahan10/status/544222717286051841

Barreto dedi ki...

Böylece Atınç rotasyonun parçası haline geldi. Stoper için Necip'in önüne geçti. İnşallah az zamanda Ersan'ın da önüne geçer.

Basar dedi ki...

Hürriyet'in Beşiktaş düşmanlığı akıllara zarar. ilker yasin'in yazısı çok kötü niyet ile yazılmış bir yazı. Bu gibi insanların spor yazmaması lazım. Bir tane analiz yok, teknik detay yok, sadece ona buna veriştirmek var.

Sene sonu şampiyon olmayacağımızı iddia ediyor. Düşüncedir kabul ama neye dayanarak bunu iddia ediyorsun, Beşiktaş'ta gördüğün sıkıntı ne bunları yazsana. Bomboş bir yazı, bomboş bir yazar...

turkkant dedi ki...

@Başar

Töre akıllı adam demişsin:) Bence tam tersi zekası en geri oyuncu.

Kendini onun yerine koy. Milli takımdasın, takım arkadaşının odasını kafası bir dünya elinde silahlı bir adamla beraber basıyorsun. Zekayı şöyle tanımlayabiliriz: eylemin olası sonuçlarını hesaplayabilme becerisi. Bu olayın ne sonuç vereceğini hesap edemiyorsan, bu şuursuzsun demektir.

Üçüncü olay üçü de şuursuz. Dikkat edin, kurnaz değil, çaktırmadan yapmıyor. İkidir direkt dördüncü hakemin önünde yapıyor. Daha üç hafta önce atılmışken, daha beterini yapmak için geri zekalı olmak lazım.

Ayrıca Beşiktaşlı duruşu teranesi tutturup hiç alakasız bir pozisyonda rakibinin böğrüne dirsek atan oyuncuya ses çıkartmamak da tuhaf. Zamanında Pascal Güldüren'in yüzüne tükürüp, karşılık alıp Güldüren'i attırınca da "ahlak polisliği" bitmişti.

Şu hareketi Emre Belezoğlu yapmış olsa, şu an forumda 20 tane Emre Belezoğlu mesajı vardı...

turgay dedi ki...

töre gerçekten büyük yetenek ama geliştirmesi gereken çok yönü var. akşam kırmızı kartlık pozisyon, maçı bitirecek pası vermeyişi ve şut atması ki geçen maçta aynısını yapmıştı, ilk yarıdaki top kayıpları bunlar hep sorun bizim için.

oğuzhan oynadığı bölüm de toptan uzak oluşu bize hiç fayda sağlamadı. sürekli topa uzak kalmayı seçmesi ikili mücadelelere girmemesi bizim oyun yapımızı bozdu. 10 dkda 3 pozsiyon yakaladık. böyle maçlarda erken gol atmak maçı soğutabilecekken atamayınca yorgunlukla beraber iyice oyun üstünlüğünü kaybettik. ha keza cenk'in 1-0ken atamadığı pozsiyon var. pozisyonlarda çok cömertiz sonra da saçma sapan bir gol yiyip puan kaybediyoruz. halbuki 4 atmalıyız 5 atmalıyız gerekirse. o pozisyonu sanki bir daha bulamayacak gibi değerlendirmeliyiz. ilerleyen haftalar da daha dinlenerek oynayacak takım umarım bunları gerçekleştirebiliriz.

ayrıca çağatay şahan gerçekten kötü hakem. ilker meral'le beraber bu ligin en berbat hakemi.

Basar dedi ki...

@turkkant
Ben pas atabilen adamın, o koordinasyonu sağlayabilen adamın akıllı olacağını varsaymıştım.

Yaptığı hareket çok kötü oldu. Beşiktaş gayet başarılı gidiyor. Net bir şekilde gözüküyor ki uzun yıllar da Türk futbolunu domine edecek. Çevremden de biliyorum diğer takım taraftarları da Beşiktaş'ı sempati ile karşılıyor. Bu anlı şanlı futbol dünyamızda pek hoş karşılanmıyor. Bu yüzden Gökhan'ın hareketi gibi hareketlere ihtiyaçları var.

Bu yüzden başta Gökhan, tüm futbolcularımızın daha akıllı olması ve herşeyden önce sportmence hareket etmesi gerekir.

Umarım Gökhan'a görüntülerden ceza gelir yoksa sezonun ikinci yarısında birşeyler uydurup kallavi bir ceza (5-6 maç) vermeyi kollayacaklardır. Çocuğa da mutlaka mentör verilmeli ki kendini bu gibi cezalardan nasıl sakınacağını bilsin.

turkkant dedi ki...

@Başar

Maalesef bu tarz oyuncular bu hareketleri hep yapıyor. Anlamanın en kolay yolu empati yapmak. Dört hafta önce atılmışım, aynı bölgede atılmışım. Normalde böyle belleğimin beni uyarması, beynimin bedenimde böyle bir reflek harekete meydan vermemesi lazım. Demek ki, Töre'nin beyninde engelleme mekanizması zayıf. Halk tabiriyle şuurunu kolayca kaybedebiliyor. "Aman dikkat et," filan derler şimdi. Ben pek değişeceğini sanmıyorum. Böyle davranış tarzları çok zor değişir. Üstelik oyuncu yıldızlaştıkça egoyla daha da saçmalayabiliyor. Bunun üzerine çalışacak kadrolu psikolog filan var mı takımda sanmıyorum.

Bunun acısı ileriki maçlarda çıkar. Şimdi mimlendi. Lig içinde hakemlerin belleğinde bu pozisyon kalacak, daha hafifinde bile bu pozisyonla eşleştirme ihtimali yarattı.

Basar dedi ki...

Zaten bu yüzden görüntüden ceza almasını istiyorum. Dediğin gibi mimlendi, ileride daha fazla maç cezası alacak.

4 hafta önce hatalı kırmızı kart gördü, bu maçta ise çok acayip bir şekilde sahada kaldı. Ne o olsun ne bu olsun. Hakemlerin adil olması gerekir.

Töre'nin sorunu zeka değil bence daha çok "ego" .

Biraz Cristiano Ronaldo'ya benzetiyorum ben onu. Takımı sevdiği , çok fazla şey yapmak istediği aşikar ama aynı miktarda kendine oynamayı da seviyor.E o kadar iyi bir bitirici de olmayınca göze batıyor.

Son Çalhanoğlu olayından sonra işin içine kendini kanıtlama da girdi. Sırtında çok fazla yük var.

Daha fazla gol atıp "bakın ben de yapabiliyorum" u göstermeye çalışıyor .Bu da biraz zarar veriyor takıma ve kendisine.

Ha Gökhan çıkınca zaten topu götürmekte bile çok zorlanıyoruz orası ayrı .

Tabi bunlar belki kuruntudur , Biliç , Gökhan'dan ceza sahasında daha aktif olmasını , daha fazla şut kullanmasını da istemiş olabilir. Bu sorumluluğu hak ediyor bence fakat sınırlar biraz daha net çizilebilir.

turkkant dedi ki...

@Övünç
Pozisyonlardaki bencilliği egodan, kendini kanıtlama arzusundan haklısın da, rakibine böğrüne dirsek atmak egodan mı? Beşiktaş'ı 25 senedir seyrediyorum, Töre gibi markaj pozisyonları binlerce olmuştur, orada rakibine çakan 5-6 oyuncu vardır. Uyanık olanları çatırmadan yapardı -Tello benzeri... Uyanık olmayanları atılırdı.

turkkant dedi ki...

Maçtan aklımda şunlar kaldı:

-Çok iyi oynamadık, rakip vasattı, ama hiç pozisyon vermememiz çok güzel. üstelik tek ön liberoyla çıkmamıza rağmen.

-Oğuzhan maalesef bu sene son iki senedeki gelişiminden uzakta. Yine de sabırlı olmalıyız. 23 altı potansiyelli üç oyuncumuz var: Oğuzhan-Töre ve Frei. Bu oyuncular 24-25 yaşlarında tam futbolcu olacaklar. Sadece oyuncu değil, Beşiktaş da bu oyuncuların eksikliklerini geliştirmeye yönelik bir plan koymalı ortaya. Burak-İbrahim Akın-Serdar Özkan gibi Beşiktaş'ta gelişemeyen örnekler, oyuncu kadar Beşiktaş'ın da başarısızlığı.

Öncelikli olarak Oğuzhan'ın fiziksel eksikliğini, Töre'nin tercihlerini geliştirmesi lazım. Oğuzhan'ın pozisyonunu da netleştirmeliyiz. Bana göre geleceği merkez orta sahada. Ofans orta sahada vasatlaşır, merkez orta olmayı öğrenirse istisnai bir oyuncu olur. Şu an çok kritik bir dönem Oğuzhan için pozisyonundaki oyuncular o kadar yüksek performans gösteriyor ki işi çok zorlaştı.

-Atiba çok faydalı oyuncu; ama seneye 33 olacak. Alternatif oyuncu olarak kadroda tutulmalı ve Veli'nin yanına çok usta bir orta sahaya ihtiyacımız var.

-Yabancı hakkı açılırsa Ersan-Pektemek gibi oyuncuların gereklikliğini sorgulamak lazım. Ersan daha fazla gelişmez, yedek stopere 3-4 m. euro kontrat vermek yerine belki de yol verip Atınç'ın önünü açmak lazım. Keza Pektemek'e verilecek 4-5 m. euro yerine etkili bir yabancı forvet düşünülebilir.

du, levande dedi ki...

http://www.tarafsizsaha.com/haber/1802/gokhan-torenin-bilinmeyen-hayat-hikayesi.html

görmemiştim bunu, ilginç geldi.

du, levande dedi ki...

atiba'nın alternatif oyuncu olarak kadroda tutulup yerine daha iki yönlü ve daha üst seviye bir orta saha alma düşüncesine katılıyorum ben de ve gökhan inler bu konuda mükemmel bir seçim olur. 30 yaşında gökhan inler ve önümüzdeki sezon için transfer edersek 31 olacak, 5-6 milyon euroya alınabilir bence ama yabancı sınırı kalkarsa daha az fiyata biraz daha gencini bulabilir miyiz bilmiyorum o konudaki gelişmelere göre bir karar verilebilir.

@türkkant

O başka bir konu hocam. Ben temelde oyun zekası olarak söylemiştim.

Zidane'da Dünya Kupası finalinde Materazzi'ye kafa atmadı mı ? Dünyada bundan büyük mallık olabilir mi ? Zidane'ın zeka problemi mi var?

Gökhan bunu alışkanlık haline getirirse üzerinde konuşulabilir onun dışında son derece münferit bir olay diye düşünülebilir kanısındayım .

cochise dedi ki...

sizleri keyiflen okumuyor değilim; çok yazasım var ama maç postu açılmamasını protesto edesim de var. şimdilik tavşan-dağ olsa da birşey yazmayacağım bakalım...

Adsız dedi ki...

Kel yine yaptı yapacağını.

TS-Napoli
Liverpool-Beşiktaş

İşimiz kolay değil.

İşte bu , en çok istediğim şey oldu .

Bu Liverpool'u yenemessek zaten daha üste çıkmanın anlamı yok .

Kapatmamız gereken bir hesap da var .

Hani küçümsemek filan değil ama şu anda Beşiktaş o kadar ters bir futbol oynuyor ki mevcut Liverpool düzenine , çok çok acayip maçlar olabilir .

Coolio dedi ki...

kötü oldu bu kura.. tek teselli açık futbol oynayan, zemini güzel takımlara karşı iyi oynuyor olmamız ve de Bilic'in İngilizlere ayrı konsantre oluyor olması. Şu an Liverpool çok iyi değil ama maça kadar toparlnırlar gibime geliyor. Ordaki ilk maçta yani güzel stadda, iyi seyirci önünde açık oynayan Liverpool'a atabildiğmiz kadar gol atmalıyız.. Aydı vaydı ayağım kaydı olmadan geleni kaleye sokmalıyız.

Adsız dedi ki...

Liverpool'dan çok tırstığımdan değil, sonrasını bilemem ama halen orta alanları ve defansları elek gibi. Sorun, bize büyük avantaj olarak bu haldeyken tüm Premier Lig takımları gibi açık oynasa da Liverpool’un hücum bölgesinde farklı işler yapabilecek adamları var. Sturridge de bizim maça kadar sakatlıktan dönecek. Balotelli berbat bir halde, ancak belli mi olur pat diye bizde patlama yapacağı tutar dangozun.

Netice olarak çok rahat hücum yapabileceğimiz, ancak defansta hata yaparsak rahat goller de yiyebileceğimiz maçlar olacak (fulbolda düelloları sevmem sağlam sinir gerektirir). Çünkü Liverpool’un daha önce oynadığımız 2 İngiliz takımının aksine bize ters gelebilecek tek bir hücum yönü var: orta alanda topu fazla gevelemeden ileriye kaçan adamlara atmaya çalışıyorlar. İlginçtir, defansif anlamda değil ama ofansif olarak bizim ligdeki kapanıp ileriye uzun sallayan Anadolu takımları gibi.

Arsenal ve Tottenham maçlarında yaptık, biz kez daha yaparız diyerek başarılar Beşiktaşımıza.

planck dedi ki...

Arsenalin ofansif gücü liverpoola kıyasla çok daha değişken ve tehlikeli. Üstüne bir de uefayı çok ciddiye almama ihtimalleri var. Fakat bu seneki düşüşe devre arasında patronları el koyar da 3-4 sağlam tranfer yaparlarsa işimiz çok zorlaşır.

Liverpool'un bu seneki bütün maçlarını izlemiş biri olarak ben çok memnunum şahsen.Bu adamları bundan kötü yakalayamassınız.

Yerleşik savunmaya hiç hücum edemiyorlar şu anda ve çıkarken kaptırdıkları toplardan çuvalla gol yiyorlar.SAvunmaları çok fazla bireysel hata yapıyor. Forvet zaten içler acısı Sturridge'den sonra .

Avrupa Ligi'nde Beşiktaş , Roma ve Villareal ile birlikte rakip kaleye en hızlı giden takımlardan biri. Liverpool'a şu anda en ters gelen futbolu oynayan takımlardan biriyiz.

Dikine mesafe kat edebilen çok iyi adamları var Coutinho ve Sterling , bunlar bize çok büyük arıza yapabilirler diye düşünüyorum fakat özellikle Trabzon maçında Biliç'in stratejisini gördükten sonra o kadar da endişeli değilim açıkçası.

Arsenal-Tottenham maçlarındaki konsantrasyonu gösteririsek 60/40 favoriyiz bence.

YSY dedi ki...

İlk maçın orada olması ve liverpool un formsuzluğu avantaj ama bende herkes gibi devre arası operasyonla düzelirler görüşündeyim.

Adsız dedi ki...

Beşiktaş’ın defansif sorunu sorunu orta alanı hızlı geçmek için uzun top kullanan takımlar. Bu Rize de olabilir bu hafta dikkat etmemiz ereken Akhisar da. En güçlü bölgemiz orta alanda topla gelenleri karşılamak için Atiba-Veli-Sosa-Necip gibi adamları kullanabiliyoruz ancak stoperlerimiz çok hızlı değil ve beklerimiz adam kaçırmaya müsait. Gerçi Bilic buna önlem alacaktır kesin.

Bu arada Liverpool’un nette dolaşan bazı ara transfer söylentileri ve oranları:

- Martin Montoya (yüksek)
- Jackson Martinez (orta-yüksek arası)
- Sergio Romero, Iker Casillas, Petr Cech (Cech ön planda, Romero ve Casillas da alternatif düşünülüyor)
- William Carvalho (inanılmaz ihtiyaçları var ama düşük, Arsenal daha ön planda deniyor)
- Marco Reus (çok düşük, Real’e gidecek deniyor)

Sezon başı transferde 50 milyon Avro’dan fazla açık vermişler. Premier Ligde finans kaynağı çok sıkıntılı olmayan bir takım için orta düzey bir harcama. Devre arasında da bir o kadar verebilirler. Ancak sağlam transfer yapsalar da bu kısa sürede takım olabilirler mi, zor.

AL’ye asılırlar mı bilinmez; şu anda devre arasına 3 maç kala lig lideri ile aralarındaki puan farkı 18 ve önlerinde ilk 4 dışında olup da yukarıya çıkmak için bekleyen Arsenal var. Bu resimde tersine bu seneyi böyle geçip kupaya da yoğunlaşabilirler, tabii kapasiteleri yeterse.

Biz en iyi topumuzu oynarsak şansımız rahat % 60’larda.

Kuradan sonra bazı taraftar yorumları:

“Demba Ba? Oh hayır. Bu olayın nereye gideceğini biliyoruz”.

“Basel’i geçemedik ve Ludo karşısında şanslıydık. Bu maçları kazanmamız için bir neden göremiyorum"

“İstanbul bizim için şanslı bir yer”

“Beşiktaş yerine Porto’yla oynamalıydık. En azından yarı final oynamak için bu daha gerçekçi bir kura olurdu. Beşiktaş kolay olmayacak, biraz Basel gibiler fakat daha baskılı oynuyorlar ve hücumcuları ve oyun kurmaları daha iyi. Tottenham’ı yendiler ve CL ön eleme maçında Arsenal’i iyi zorladılar. Kolay değiller.”

(bir taraftarın 8-0’ı hatırlatması üzerine diğerinin yanıtı) “Aynı takım değiller artık ve dürüst olmak gerekirse biz de aynı takım değiliz. Liglerinde liderler ve teknik direktörleri yetkin bir adam olan Slaven Bilic. Şu anda 10. sıradayız ve 3-0’ı savunan bir td’miz var”.

“Sanırım şu anda daha iyi oyunculara sahipler. Son Tottenham maçlarını izledim. Gruptan çıkmayı garantiledikleri halde oldukça motiveydiler”.

(bir taraftarın gruptan lider çıktıktan sonra Liverpool’u çekmeleriyle morallerinin düştüğünü görebiliyorum demesi üzerine diğerinin yanıtı) “Öyle umduğun bir düşünce. Bunlar bu tür maç rekabetleriyle gelişen ve başarılı olan takımlar. Şevk ve cesaretlerini düşük görme, bu sadece zarar verici olur”.

YSY dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
BesiktaskUlan dedi ki...

Uzun uzun yazasım var ama artık bu bloga yazmak içimden gelmiyor.

Ne maç postu var ne de kura, hepten ıssız adaya döndü koca mecra.

Bence blog fiili olarak kapandı, biz üç beş kişi direnmeye çalışıyoruz, haybeye.

Bari bir açıklama yapın, nedenlerini belirtin. Bu kadar güzel, sonuna kadar Beşiktaşlı insanlara karşı ayıp ediyorsunuz. Beşiktaş'ı bıraktık, sizi konuşur olduk, yazık ya hu.

Adsız dedi ki...

BesiktaskUlan'a katıldığımı belirterek bu bağlamda blogda değişiklik olmadığı sürece yeni post yazmayacağımı üzülerek belirtiyorum. Çünkü mesele bu blogu sahiplenmek değil. Burada her maç, hatta maç olmasa bile yazan, her halukarda benden çok daha değerli post başlatabilecek insanlar var zaten ve ben bunlardan biri değilim; bir tek ben kalsam bile bu değişmez. Sorun garip gidişatın kendisi. Saygılar.

Adsız dedi ki...

cochise'in postunu da ekleyerek.

Yorum Gönder

Ara