.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

6 Kasım 2014 Perşembe

Karne: Beşiktaş 2 - 1 FK Partizan




40 Yorum:

Coolio dedi ki...

Rakip takım 5 sarı kart gördü ve bunun 4'ünü Gökhan Töre göstertti. Ayrıca bir penaltı aldı ve asist yaptı. Ve bütün bunları maça kötü başladığı bir günce yaptı. Morali bozuk olduğu halinden anlaşılıyordu ve çok top kaybediyordu ama aldığı penaltı moralini düzeltti ve gerisini getirdi zaten. Top kaybetmekten bahsedince aklmıma nedense Motta geliyor. bir insan bu kadar çokmu top kaybeder? Olcay'da aynı şekilde ama onunkiler ayağından değilde pas kaybı olarak yaşandı. Kendi bölgeisni terkedip pas opsiyonu olmak için diğer bölgelere gittiğinde aldığı her pası rakibe pas olarak verdi. Kendi yeteneksizliğini bilip oynamalı dicem ama yaptığı pas hataları zaten basit paslardı. Onu mümkün olduğunca pas opsiyonu olmadan kale önünde topla buluşturmak gerekli veya kontrataklarda topu önüne yuvarlamak gerekli.

Oğuzhanın bu futbol zekası varken bu seviyeyi kendine yeterli görmesi çok yazık çünkü bir antrenör gelir ve keser onu o zaman o da Antep, Mersin derken Serdar Özkan gibi kaybolur. Ayrıca Oğuzhan çıkınca kaybolan top hakimiyetimize bir çözüm bulmalı Bilic. İşin ilginç yanı Oğuzhan toplada çok oynamıyor ama sadece oyunu yönlendirmesiyle bile topu ayağımızda tutmamıza ve pozisyona girmemize neden oluyor. Hoca Sosayı onun için aldı ma adün çok tutuktu.

Atiba benim hatırladığım en az 3 kere rakip oyuncunun pasını önceden sezip araya girdi ve top çaldı. Sadece omuz omuzada topl çalmak ayrı bişey ama araya girip almak ayrı bişey ve bunu bu kadar çok yapabilen bir oyuncu görmedim hiç. Hücumda hep doğru yerlere koşu yaptığını da düşünürsek çok üstün bir futbol zekası var ama yetenek nispeten kısıtlı olduğu için bu seviyede kalmış.

Devre arasında hem sağ bek hem orta saha alacak paramız yok. Boşuna hayal kurmayalım.

Bu arada hakem yine müthişti. Sadece Atibaya yapılan faulde kartı atladı. Her pozisyonun içindeydi ve en doğru açıdan görüyordu ve otoriterdi. Doğru hakem ve zeminle gerçekten farklı olurduk.

Bu öne geçince yaptığımız saçma sapan takım savunması çok endişe verici . Klasik güvensiz Türk takımı savunması . Yani şu savunma ile gol yiyeceğin o kadar belli ki .

Önder Özen bunu maç sonu Commnading centre back denen lider stoper oyuncu eksikliğine bağladı ama bana yeterli görünmedi bu tespit. Zaten kaç tane var dünyada hocam , nereden bulacaz böyle bir adamı . Ayrıca Beşiktaş'ın çok net bir şekilde şarjı yetmiyor .

Veli çıktığında yediğimiz gollerden bahsedilmişti burada ama görüldüğü gibi Veli varken'de o golleri yiyoruz. Veli 75-80. dakikalar sonrasında oyundan düşmeye başlıyor . Sorun çıkması değil yerine girecek adam olmaması . Jones'un tutulmamasını ben çok büyük bir hata olarak görüyorum.

Gökhan gerçekten müthiş . Halı sahaya gelip zevkinizin içine eden profesyonel futbolcu kılıklı tipler vardır ya onlar gibi adam. Durdurulması zor , çevresindeki adamlar futbolcu değilmiş de bizim gibi göbekli abilermiş gibi . Karar mekanizması zaten hiç bir zaman iyi olmadı , olsa buralara hiç gelmez.

Daha önce hiç denemediği şeyleri deniyor Beşiktaş'ta . Bir kere geçtiğimiz seneye oranla oyununa çok fazla boyut kattı. Her maç en az 2 tane çapraz uzun pas deniyor ve bunların çoğu isabetli oluyor. En büyük eksikliğimiz olan ceza yayı çevresinden şut konussunda etkili . Top beklemiyor , gidiyor alıyor . Zaten başka a sınıfı bir takımda bu kadar sorumluluk alması da zor . İdeal takımız onun için aslında .

Kerim'den de bu konuda beklentim büyük . Onda da potansiyel fazlasıyla var. Çok fazla ezbere oynuyor bazı zamanlarda ama bunlar oynadıkça düzelecek şeyler. Kevin De Bruyne gibi Bundesliga tecrübesi çok şey katar bu çocuğa .

Kazanmak her zaman güzel :)

bc dedi ki...

Öncelikle selamlar. Bu blogu ve yorum sayfalarını uzun zamandır takip ediyorum ve birçok sitede göremediğim isabetli analizler için herkese teşekkür ederim. Bundan sonra ben de vaktim oldukça katkı yapmaya çalışacağım.

@Övünç Bu seneye kadar tam da senin bahsettiğin karar alma mekanizması sebebiyle, hız-teknik-güç gibi özelliklerinin gayet üst seviye olmasına rağmen Töre'nin daha iyi takımlarda oynayabileceğini düşünmüyordum. Ama bu sene çok daha farklı oynuyor. Bir kere çok daha az top kaybediyor çünkü girmesi gerektiği kadar riske giriyor çoğu zaman. 2. bölgede neredeyse en rahat top saklayan adam Atiba'yla birlikte. 3. bölgede de pas-çalım-şut tercihlerinde doğruyu çok daha yüzdeli buluyor artık, yanlışları da "sorun çözen oyuncu" kategorisi için hoşgörebiliriz. Ben karar mekanizmasındaki bu gelişmeleri gördükçe ve yaşını dikkate alınca Töre'nin çok daha yukarıya çıkabilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Bir de bize gelene kadar pek düzenli ilk 11 oynayamadığını düşünürsek, tecrübeyle birlikte her geçen gün üzerine koyabilecek bir oyuncu (örneğin gördüğümüz kadarıyla Oğuzhan'ın aksine). O yüzden -bizim de şansımıza- buralara geldi, ama umarım Avrupa'nın elit takımlarına gidecek kalite, performans ve istikrara ulaşır.

Barreto dedi ki...

@Övünç

Öne geçmenin ardından skoru koruma ve paniklemeyi engelleme konusunda takımı "büyük takım" psikolojisine taşıyacak 2 tane "ağır abi" gerekiyor. Biraz ecnebilerin "talisman"(tılsımlıkişi) dediklerine benzer. Biri çift yönlü ortasaha diğeri stoper. Özellikle çift yönlü ortasaha fevkalade önemli. Bu iki ağır abinin sahadaki varlığıyla -ilave bir şey yapmasalar bile- mental/psikolojik açıdan takımı daha özgüvenli hale getirmesini kastediyorum. O olunca kazanırsınız. Takımınızın şansı yaver gider. Mesela mevki olarak kastetmiyorum ama Sergen(2002-03) öyle biriydi. Şanslıydı. Sahadaki varlığı sayesinde hem sahadakiler hem tribündekiler nispeten rahat olurlardı. Mehmet Özdilek te öyle gibiydi. Adına ister talisman, ister winner, ister ağır abi, ister başka bir şey diyin böyle 1-2 adam lazım. Mevcutlar içinde bu tarz adam yok. Popescu'da böyle biriydi mesela. Yada Alex de Souza.
Devre arasında böyle bir adamı kolay kolay bulamazsınız. Elimizdeki mevcut malzeme ile beraber Biliç bu sorunu çözebilir mi? Şimdiye kadar yaşadıklarımızdan pek mümkün gözükmüyor.

Coolio dedi ki...

Defanstaki ağır abi oyuncuların kişilik olarak ezilmemsini sağlar (tartışmalı anlarda ve karşı takım forvetlerini bezdirmesiyle) ve defans hattını kaleden uzaklaştırır, orta sahadaki ağır abi de topun ileride kalması için ya kendi topu ileri taşır ya da taşıttırır. Defanstaki abiyi nispeten bulmak daha kolaydır diye düşünüyorum (Defansların orta sahalardan daha ucuz olduğunu düşünerek) ama orta saha için öyle bir adam bulmak gerçekten çok zor. Dolayısıyla Gökhan o hale dönüştürlebilecek birisi diye düşünüyorum zaman içinde. Ama zamanımız yok diyorsanız o ayrı konu..

YSY dedi ki...

Dün yine hisse sattık bir miktar paramız var ama nereye gideceğini bilmiyorum :)

Bu arada FO ikide bir stadı kendi paramızla yapıyoruz diyip duruyor. Stadı vodafone yapmıyor mu ? Ben anlamadım bu işi.

Coolio dedi ki...

Bence kendi paramızla yapıyoruz dediği devlet desteği almadan yapıyoruz demek istiyor. Klübün kendi marka değerini pazarlayıp bütçe yaratması bence yine kendi parasıyla yapmış olmasını gösterir.

Takımın öndeyken gömülmesinin sebebi Bilic'in haklı olarak defans hattına güvenmemesidir. Bu maç için söylemiyorum ama Pedro Franco Beşiktaş'ta ancak yedek olabilir. Çünkü hava toplarında kötü, kuvvetsiz ve yavaş. Tek özelliği sezgilerinin çok iyi olması. Yanına bir sürat veya kuvvet eklemesi lazım. Sivok şu anda her türlü Beşiktaş'ın en iyi stoperidir. Ersan çok iyi oynarken saçma sapan hatalar yapabiliyor. Onun haricinde sağ bek yok, Motta'nın defansı da mükemmel değil. Ayrıca kapandığımız zaman top kaptığımızda topu kapan oyuncular boşa kaçmıyor çakılı bekliyorlar. Hal böyle olunca da topu kapan oyuncu ya topu ileri şişiriyor ya da çalım atmaya kalkıp kaybediyor. Mesela Dortmund 'a bakalım. Topu kaptıkları an 3-4 oyuncu sağdan, soldan ortadan deli gibi yardırmaya başlar. Bu sene Bilic'in tek geliştirebileceği şey gömülüyken kontra atağa çıkma yolları olur. Bu kadroyla gömülmekten vazgeçemez, vazgeçerse Samet Aybaba sezonuna dönüş yaparız. Sağ bek, stoper ve orta saha transferleriyle mükemmel bir takım oluruz seneye.

Bu sene dünya karması bile yapsak şampiyon un yine Fenerbahçe olacağını düşünüyorum. Beşiktaş takımıyla bu kadar kafa yoracağımıza, camia olarak futbolu yönetenler üzerinde baskı kurmamız gerekiyor.

Armagan dedi ki...

https://twitter.com/OptaCan/status/531487291228049408

bakalım

onur-cenk
necip-serdar
motta-ismail
ersan-pedro
veli-oğuzhan
oğuzhan-sosa
cenk-olcay

değişiklikleri nasıl yansıyacak oyuna?

Adsız dedi ki...

Takım biraz Sosa'ya ayak uydursa çok daha iyi olacak. Özellikle Oğuzhan.

alper dedi ki...

Rezil bir futbola matuf bir maç.Beşiktaş'ın ilk yarı itibariyle muvazenesi defansif yönden iyi ofansif yönden şedit seviyede mefluç.Oyunu tamim etmek gerekirse tek kelimeyle şeni..Takım veçhesini arıyor demeye kalmadan kornerden golü yedik.1-0 bitmeye ya da 1-1 beraberliğe namzet bir maç diyecekken gelmesi golün ironik oldu.Serdar'ın göğüs kontrolü sonrası gereksiz yere kornere göndermesi topun Serdar'ın asla müstaid bir topçu olmayacağının göstergesidir.Erciyes maçı sonrası bu takım şampiyonluk yolundan inhiraf etmiş gibi.G.Töre resmen bu takım için mergup bir topçu olduğunu ele güne göstermiştir.Bu takım ve bu uyuşuk oyun anlayışına itminanımı kaybetmek üzereyim.Çok bedbin bir halde mükedder sonucu bekliyoruz hep birlikte.Puan farkı maç sonu itibariyle 5'e çıkar.Milli maç arasına müteellim bir vaziyette girmek varmış kaderde..Va esefa..

Adsız dedi ki...

- Cenk konusunda fikrimi değiştiriyorum. O golü yiyen kalecinin Beşiktaş'ta işi yok. Gerçi defans da sağ olsun.

- Hakemde sorun yok. Rakipte alışageldiği gibi sertliğe yatmıyor.

- Oğuzhan halı saha maçı modunda takılıyor. İnisiyatif alması gereken ilk adam ama tersine herhangi bir takım oyuncusunun ortalamasını bile sağlayamıyor. Bir de Sosa ile kesin problemi var, zira 3 uygun pozisyonda bomboşken kanatta pas atmadı adama. Aslına bakılırsa sayabildiğim 1 defa pas atmışlığı var Sosa'ya.

- Orta alanda Veli'nin eksikliği hissedilmiyor, çünkü Başakşehir zaten hazırlık paslarıyla hücum yapmıyor. Tek numarası var: "kaptığını ileri salla".

- Kerim dağınıklığını bir bıraksa ikinci Töre olacak. Fakat topla akarken kafasını bir türlü kaldıramıyor. Bu kalıcıysa bir yeteneğe yazık oluyor derim. O bölgede kafasını kaldırarak oynamak çok önemli.

- Demba Ba ve Tosun bir arada çok oynamadığı için aynı bölgelere giriyorlar. Zaten ikisinde de çapraz koşu gibi özellikler az. Tosun yerine Pektemek olsaydı çok şey değişebilirdi.

- Bekler bu maçta kötü değil, ancak hücumda gereksiz yere top tutuyorlar. Tek top yapmaları lazım.

İkinci yarı çok daha zor. BŞ kontralar için hazırlanıyor şimdi. İleride top gevelemeden duran top aramalı, kanatları denemeli ve bolca şut atmalı. Oğuzhan'ın değişeceğini sanmıyorum. Kadroya göre sadece Sosa ilave işler yapabilir görünüyor. Onda da geçirdiği sakatlıktan olsa gerek, rakiple oyunda bariz tutukluk var.

Hayırlısı.

YSY dedi ki...

Abi onu bunu geç insanda biraz gurur olur ya. Kodumunun abdullah avcisina kaçıncı kez yenilecez. Kafa göz kıra kıra alsınlar bu maçı. Yeter amk.

alper dedi ki...

Özellikle rakip yan ve yüksek toplarında boyu ,posu ve ekseri kabiliyetiyle mücehhez sandığımız Sivok'un golde yine kadraja bile girememiş olması vazıh bir sorun olarak durmakta..Bizim duran ve yan toplarımızda nevmid bir hal ile maçı izlemek ise tavzihe muhtaç.Bu maçın miftahı tempo,tempo,tempo..

alper dedi ki...

Oğuzhan'ın veremli osuruğu gibi topa vurmasından gına geldim.

Adsız dedi ki...

Pozisyonda el yoktu, diye yazarken tekrarı izledim, varmış.

Adsız dedi ki...

Fekat Vaşakşehir'in penaltı güme gitmiş.

YSY dedi ki...

Geçmiş olsun. Kırılma maçıydı.

Adsız dedi ki...

Bu galibiyet, hem de 2 kırmızı da dahil takım için çok iyi oldu. Direnç göstermeyi, daha fazla takım olmayı böyle ezberleyecekler.

Ozzi kesik yerken suratını ekşitti. Bu seviyede oynayan bir oyuncu o değişikliğin oyunundan değil, kırmızı karttan dolayı olduğunu bilir. Eh, 10 kişi hücumla defans yapılmayacağı da ortada, hele ki atılan stoperlerinden biriyse. "Niye ben" diye düşündüyse biraz kendine bakmalı. Medya gaz veriyor, Oğuzhan'ın her çıktığı maç Beşiktaş çöküyor diye. Çünkü Oğuzhan veya değil, oynadığı bölgeden kim çıksa, futbolun doğası gereği ilerde top yapmak daha zorlaşır. 2+2 = 4. Bu takıma lazım, bu yüzden kendine biraz çeki düzen vermeli.

Bu arada Demba Ba çok efor harcadı. Her maç çaktığı füze gibi bir tane yapsın yeter :)

Vaşakşehir Avcı'nın tek bildiği oyun sistemini harfiyen uyguluyor. Ancak, kontra takımıyız bize orta alanda iyi bir CM lazım değil, diye düşünmeleri yanlış. Bugün o bölgede bir Bilal Kısa'ları olsaydı, Beşiktaş çok daha fazla zorlanırdı. Akhisar'a 4 atmalarının bu konuyla ilgisi yok. Akhisar defansının bekleri sorunlu çünkü.

Maçtaki kartların hepsi doğru. Zaten bize kart vermeyin demiyoruz, her maç herkese eşit davranın diyoruz.

Man of the match: Sosa.

YSY dedi ki...

Abdullah avciyada girsin bu galibiyet. İyi alıştıydı.

Armagan dedi ki...

2 perdelik oyun,güzel bir galibiyet...

1.yarı
-ağır tempoyla oynamak topun duvara çarpması gibi durum yarattı.cenk'in direkten dönen şutu dışında bş'nin arkaya atılan toplarda hata yapmaması nedeniyle maç alehimize döndü.yenilen golde pedro'nun hatası cenk'ten çok daha fazla ama futbolda olağan şeyler...
-hızlı oyun yap(a)mamak eğer önde değilsek bize negatif olarak geri dönüyor, böyle bir genelleme mümkün.

2.yarı
-ilk yarının aksine hızlı oyunla tempo yapmaya ve rakibi dengesiz şekilde yakalamaya başladık.usta ayaklarla sonuca ulaşıldı,geçen yıldan farklı olarak.
-son 10 dk 10 kişilik oyun ise aldığımız oyunu veriyordu neredeyse.eğer hedef 1.lik ise, 10 kişi kalsan bile topu ayağında sakince oynamak zorundasın!savunmadan şişirilen her top tehlikeli atak olarak geri döndü pedro-necip değişimiyle,sonradan giren ersan ise ısınamadığından sivok'la uyumsuzluk yaşadı denilebilir.ama gelen sonuç hem takımın isteğinin alevlenmesi hem de özgüven kazanması açısından önemli oldu.


Denildiği gibi tempo tempo tempo!!!Oyunun hızı kontrol edebilecek yetenekteyiz(özellikle beklerimiz kötü oynamadığında ve ortadaki oyuncu(lar) takımı yönlendirebildiğinde).Buna göre hızı düşürüp yükseltmek bize galibiyeti getirecektir.Bu maç vites kolunun farkına varılmasına ve mental olarak bir üst seviyeye geçmeye yarayabilir.

Umarım Bilic hücumcu dizilişi,tempo ayarlamayı ve son dakika mentalitesini takıma öğretir...

Adsız dedi ki...

Kerim'i de es geçmemek gerek. İkinci yarı muhtemelen Bilic'in uyarısıyla kendine geldi ve hızlı oyununu oynarken sağa sola da bakmaya, düzgün pas atmaya başladı. Defansa katkısı da gayet yerindeydi.

Bu yıl sağ bek hariç çok güzel bir kadromuz var. Sosa özellikle ikinci yarıdaki gibi oynamaya devam ederse box-to-box ihtiyacımız da kalmaz. Futbolda gereken ne varsa yaptı adam, pres, pas, şut, orta, defans, topsuz alan hakimiyeti, vs. Takıma balans lazım bu Sosa ile olabilir demiştim, inşallah sakatlık formsuzluk yaşamazsa öyle de olacak gibi. Muhsin Ertuğral da bu sezon lige gelen en iyi yabancı, bunu zamanla daha iyi göreceksiniz demiş.

Armagan dedi ki...

@james sneijder

kesinlikle kerim konusuna katılıyorum.formda olduğunda ne kadar çok katkı verebildiğini gördük. olcay ve töre'den daha istikrarlı olduğunu düşünüyorum bu nedenle olcay-töre 2lisinden hangisi daha formsuz ise yerine oynatılmalı.

sosa ise son dakikalarda savunma yapabildiğini de gösterdi,hem öndeki pasları gole neden olan çok çok iyi şutu hem de orta sahada savunmadki etkili oyunuyla aranan kan.oğuzhanla birbirlerine ısınmaları 4-4-2 oynanan maçlarda veli'yi kulübeye göndermeye neden olabilir.


maçın adamları: kerim-sosa

cenk tosun ise isteneni veremedi bence.her ne kadar harika ve gol olsa yılın en güzel gollerinden birisi olmaya aday rövaşata da çıkarmış olsa, ceza sahası içinde beklenen verimi alamadık. galiba pektemek-ba ikilisi birbirlerini tamamlamaları açısından daha etkili olabiliyor...

BesiktaskUlan dedi ki...

Aslında bildiklerimizin tekrarı oldu;

Cenk'e yazmışım;
"Bir ara bu blogta, "Cenk'e şans verilmeli, iyi kaleci" falan deniyordu.

Umarım yediği bu golden sonra tartışma sona ermiştir. Bir daha adı bile anılmasın mümkünse..."

Hakem için;
"Ama bakıyorum adamlara Beşiktaş maçlarında, sanki bana Collina! Bir coşku, bir heyecan, aklına geleni -kötü oldukları için hatalı genelde- çalma, özgüven tavanda, rakip takımı koruma, aklı sıra adaletli davranma, Beşiktaş'a çaktırmadan yüklenme, büyük takıma karşı direnme, "nasıl da garibanları korudum, gördüğümü çaldım" ayaklarında saçma sapan düdükler..."

Sosa ve Kerim Frei ikilisini de blog olarak epey övmüştük, ama doğrusu ben Frei'dan böyle bir çıkış beklemiyordum. Beşiktaşlı galeyanına gelmek istemiyorum, fakat Olcay'ın tahtı sallanıyor gibi. Oğuzhan da "krallıktan" iner yakında, bu kadar istikrarsız futbolcu olamaz, büyük tehlike arz ediyor takım için.

Ayrıca Bilic'in yapacağını sanmıyorum ama Atiba-Veli-Sosa üçlüsü, hem mevki hem de 11'de değiştirerek çok sayıda opsiyon oluşturulabilir. Birkaç yerde denemek lazım, yine de işleyen düzene çomak sokmak akıl karı mı, bilemiyorum.

Fakat kırmızı kartlar tarihte ilk kez lehimize işledi. Evet, FB'ye de Erciyes'e de kaybettik ama yeni şeyler öğrendik, gördük.

Her halükarda bu maçı kazanmak çok önemliydi. Üçüncü bir yenilgi sadece takımı değil, taraftarı da bozardı.

Tebrikler Kartalım.

Armagan dedi ki...

güzel bir yazı: http://www.futbolakademi.net/2014/11/basaksehirspor-besiktas-mac-yazs-3.html

bu arada 2+2nin 4 yapması gibi, geçen yıl şampiyonluğa giden yolun 70+ puandan geçtiğini yazmıştım. Devre başına 102(34*3) puan olarak ortalama 16 puan kaybedebiliriz (102-70=32 32/2=16). şu ana kadar 2B,2M nedeniyle toplam kaybedilen puan 10(-4-6=-10)yani kalan 8 maçta hedef puan minimum 18 olmalı(16-10=6 8*3-6=18).bu maç galibiyet serisine başlamak açısından uğurlu gelir umarım!

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
alper dedi ki...

Şampiyonluk ruhunu istirdadı açısından değerli bir galibiyetti.2 haftalık mağlubiyet haml'lığından kurtulmuş olmamızda işin varidatı oldu 3 puan yanında.Artık büyük bir sekine içerisinde Türk Milli Fitbol takımının yapacağı müsabakaları ve alacağı mağlubiyetleri bekleyebilir,izleyebiliriz elhamdülillah.Kerim Frei nam topçunun iyi oyunu Olcay ve Töre'ye alternatifliği açısından da büyük bir sürur kaynağıdır ayrıca.Ondan intizarımız yüksek bir Emre Çolak muamelesi yapmayalım o çocuğa..Ve mücahedesine şapka çıkaralım hep birlikte..Remzin kartallar gibi manileri yen aş,layıktır sana bu vasıflar ey şanlı Beşiktaş..

Barreto dedi ki...

Bu kadar sıkıntılı bir haftada, 9 kişi kalınan maçta çok iyi sonuç.

Kerim'i tam olarak takımın parçası kabul edebiliriz artık. Sosa'da ne kadar kaliteli olduğunu gösterdi.

Demba Ba'nın harika golünü dikkatle izlerseniz. Çift santraforun faziletlerini görebilirsiniz. Sosa topla buluşup ileri adımlamaya başladığında, rakip Solstoper sağına bakıyor Cenk Tosun ve Kerim'i yayın az ötesinde görüyor. Demba Ba'yı kapatma konusunda tereddüt geçiriyor. Emin olun Cenk Tosun değilde standart bir forvet arkası oyunda olsa daha geride duracak ve stoperleri böyle rahatsız etmeyecek, Ba da o boşluğu bu kadar rahat bulamayacaktı. Demek istediğim her ne kadar C.Tosun iyi bir maç çıkarmamış olsa da, çift santrafor oynamanın rakip stoperlere baskı anlamında büyük avantaj sağladığı açık. Yalnız santraforların önlü arkalı değilde klasik yan yana oynaması rakip savunmayı daha çok bozuyor.

Şimdi ev ödevlerimiz:
1-Duran toplar (Savunma ve Hücum)
2-Gereksiz kart görme (Özellikle topun tehlikeli olmadığı bölümlerde)
3-Hocanın diziliş ve taktiklerde rakibi şaşırtacak sürpriz hamleler yapması.(Kolay tahmin edilebilir olmayalım)

Son olarak; çift santraforlu 4-4-2 için ideal orta saha dörtlüm:
Olcay(Kerim)-Atiba-Sosa-Töre

Coolio dedi ki...

æbarreto

3 ev ödevine de aynen katılıyorum. Ancak 2 ve 3 numaralı ödev geçen yıldan beri devam ediyor. 2 numarayı çözmek oyuncuya kalıyor biraz ama 3 numara konusunda Bilic'ten birşey beklememek gerekiyor sanırım çünkü hiçbir ışık vermiyor.

Ama Kerim Frei'ın Olcay'ı zorlaması çok iyi oldu böylece belki Olcay'da toplanır biraz veya istemiyorsa da formayı Kerim alır. Aynı şekilde SOsa'nın varlığı da Oğuzhan'da aynı etkiyi yaratacaktır. Bu açılardan çok hayırlı bir maç oldu. Hatta Cenk kötü goller yemesine karşın Tolga'nın formadan uzaklaşmış olması onu da belki hırslandırır ve içinde bulunduğu düşüşe engel olur.

Bu arada Atiba,Atiba, Atiba diye kapatıyorum bu postu..

planck dedi ki...

Kerim beşiktaşın topçusu değil diyen, hatta önder hocanın kazığı demeye getiren arkadaşlar umarım futbolcu potansiyelini anlama konusundaki eksikliklerini bir kenara yazmışlardır, bundan sonra biraz daha düşünürler bu konuda umuyorum. Problem şu ki stad açık olsaydıydı o çok bilinçli laylaylomcu, hakemi rakibi değil kendi oyuncumuzu baskı altına alan tayfanın katkısıyla kerim de parlayamayan yıldızlardan olabilirdi. Yoksa olay takımı etkilemese isteyen iatediğini desin, bana ne.

YSY dedi ki...

Bu takımda alternatifi olmayan tek topçu atiba. Kimsenin görmediği bir sıkıntı.

Gördüğümüz kartların yarısı hatalı, bu hafta gördüklerimiz ise doğruydu. Bu haftaki kırmızılarada denilecek fazla şey yok oyuncularımız adam kaçırınca faulle durdurdular. Franco ve ismailde hızlı oyuncular değiller.

Basar dedi ki...

@planck

kendi adıma özür borçluyum. Umarım üstüne katarak gelişimine devam eder ve ben hep özür dilemek durumunda kalırım.

Hayalim, 2-3 yıl sonra birtakım oyuncularımızı 10-15 milyon €'ya satabilmek.

Çift santraforun daha sık denenmesi gerektiğine katılıyorum.

Sorun ikilinin birbirlerine ve sisteme uyumlu olmaması. İkisi de uzun süredir tek forvet oyanayan adamlar. Bu yüzden sık sık üstüste biniyorlar.Bunu Mustafa ve Cenk beraber oynadığında da görmüştük.Yani bu tarz birşey oynanabilmesi için oyuncuların özelliklerinin birbirinden bariz ayrılması gerekiyor.Nihat-Kovacevic usulü.

Bir de mahalle maçı gibi sürekli 2. bölgeden 3. bölgeye geçerken top kaptırıp aynı esnada top kapan bir takım olduk iyice.Bu iştahın göstergesi olduğu kadar dar alanda iş yapamadığımızın da göstergesi.

Dikine oynamak güzel bir şey de 35 kişinin arasına her hücumda top atmak neyin nesi abi ? Niye kimse sıfıra inmeyi düşünmüyor da sürekli derinden orta kesiyoruz ? Çünkü beklerin kolayına geliyor ya da o bekler kademelerine girmesi gereken oyunculara güvenmiyor.

Neyse Töre-Olcay-Veli dönünce Sosa ve Frei'ı büyük ihtimalle kulübeye çekecek Biliç. Bildiği şeye devam edecek , bu da bize kayıp 60 dakika olarak döner Kasımpaşa maçında . Duran toptan da bir gol yedik mi oh mis gibi Beşiktaş kanseri .

Ben şahsen bir yerde takılı kaldık gibi hissediyorum. Oyunumuzu bir adım ileri taşıyamıyoruz sanki. Aynı aralıkta inip çıkıyoruz.

Biliç nasıl yapar Atiba-Sosa-Oğzuhan-Kerim-Töre'den bir beşli kurar işte o zaman Beşiktaş sıkıştığı yerden çıkabilir . Bu adamlar muhtemelen her maç iyi oynayamayacaklar.Hamle ihtimalimiz de azalacak ama nasıl Madrid Xabi'yi gönderip yerine Kross koyduğunda " lan de get , böyle kadro mu olur , kim defans yapacak " şekilli kahvehane eleştirilerine oynadığı topla kapak takıyorsa aynısı bizim için de geçerli kendi standartlarımızda . Hele ki Sosa'nın şu azmini gördükten sonra .





YSY dedi ki...

@Övünç

Sen merak etme oğuzhan daha böyle devam etsin kesiği yer yerine sosa geçer.

Bu çocuğun güçlenmesi lazım, kendini geliştirebilmesi için başka çıkış yolu yok.

SinnFein dedi ki...

Hep Atiba Veli'nin alternatifi yok diyoruz. Box to box ihtiyacından söz ediyoruz..
Ben geldiğinden beri Olcay'ı hep ofansif orta saha olarak gördüm. Kanatta defansif oyunu da bence kotardı diyebiliriz.. Biliç'in de 4-2-3-1 takıntısı malum! Frei'de formda..

Acaba önümüzdeki maçta orta sahayoı Atiba-Olcay ile kursak önlerine Sosa'yı yerleştirsek, kanatlarda da Frei-Gökhan koysak nasıl olur?

Olcay box to box'u beceremez mi? Daha verimli olmaz mı? Bence denenmeli ve orta sahadan ekstra golcü alternatifi yaratılmalı diye düşünüyorum. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

planck dedi ki...

@basar, abi eyvallah. gökhan böyle giderse 2016 yazında +15M€ bonservisle yuvadan uçar zaten, yerini de kerim'le doldurup kerim'in yerine de yeni potansiyellerle doldururuz. önder özen olsaydı böyle olurdu en azından.

@sinnfein, olcay defansif anlamda topsuz oyunu, alan paylaşımını becerebilen bir adam değil, boş alanlara sızıp tek vuruşla gol yapmaktan başka pek bir özelliği yok. yani kaleden uzaklaştığı zaman tüm özelliklerini kaybeder bence. box-to-box dediğin adamın taktiksel altyapısının ve saha görüşünün üst düzey olması lazım. olcay bu özelliklerin baya uzağında bana göre.

SinnFein dedi ki...

@planck mutlaka tam anlamıyla box to box özelliğini verebileceğini düşünmüyorum Olcay'ın zaten. ama 10 üzerinden 7'lik performans gösterecektir.. Taktiksel altyapısını ben Olcay'ın kuvvetli görüyorum. Ayrıca çalışkan ve kendini geliştirmek konusunda da istekli gözüküyor. Tabi uzaktan gözüken bu. Atiba'dan alacağı topları da tek pas alternatifi olarak Sosa veya kanatlarla paylaşabilir.. en azından denenip alternatif yaratılabilinir gibi düşünüyorum. Ayrıca Frei'nin kanattan dikine ceza sahasına inme yeteneğini de değerlendirmiş oluruz..

Türkiye Kupası maçlarında denemek lazım bence. :)

alper dedi ki...

Zinhar..Olcay'ı ecnebilerin box to box dedikleri mevkiye iktiran ettirmek bence sonucu kötüye çıkacak olan bir tefeülden öteye gitmez..Türkiye Kupası buna tevessül etmek için muvafık şartlardan biri olarak görünse de gözümü kapayıp Olcay'ı o mevkide düşününce ister istemez içimde bir tevahhuş oluşuyor..Olcay'ı zemmetmek için söylemiyorum bunu ki kendisi benim sol ön mevkii için mutmain olduğum topçulardan biridir ama box to box olayı Olcay'ın boyunu aşar fikrimce.Dünkü galibiyetin esbaplarından biri olan Kerim sol önde kullanılıp Olcay Demba Ba ile birlikte çift forvet olarak kullanılabilir C.Tosun yerine bence bazı maçlarda.İlla 4-4-2 oynanamızın terettüp ettiği maçlarda özellikle..Tekebbüre düşmeden mücahedeye devam sevgili Beşiktaşlılar..Bu takım bu sene şampiyonluk mevhibesini tüm taraftarlarına ve sevenlerine verecektir inşeAllah..

Adsız dedi ki...

Önümüzdeki maça şu kadro denenebilir:

(Cenk-Tolga?)
Serdar-Sivok-Ersan-Motta
Atiba-Sosa
Töre-Olcay-Kerim
Demba Ba

Bu kadro hakkında öne çıkanlar:

- Sosa'yı bir de box-to-box denemek için ideal bence. Bana göre bu kadro içinde buna en yakın isim. Hücumu da defansı da iyi yaparken, mücadeleyle birlikte pas trafiğini de orta alandan kurabilecek bir oyuncu. Oğuzhan'ın da biraz kulağının çekilmesi lazım zaten.
- Atiba zaten alan sorunu olmayan bir oyuncu. Defansın önünde de sorunsuz oynuyor.
- Hoca Olcay'ı daha önce 1-2 defa golcü arkası oynatmıştı ve hiç de kötü performans göstermemişti.
- Sosa kısıtlı oynadığı maçlarda Töre ile gayet iyi anlaşıyor görüntüsü vermişti. Bu şekilde çok yakın oynama imkanına sahipler.
- 4-2-3-1 oynamak için hem defansın önündeki ikili yeterli hücum gücüne sahip olacak, hem de onların önünde müthiş hızlı ve set yapabilen adamlar olacak.
- İlaveten: Böylece Kerim yakaladığı bu form düzeyinde kesik yemeyeceğinden mental olarak düşme göstermeyecek.

Bilic kadro bakımından biraz eski kafalı görünse de, neden olmasın?

Adsız dedi ki...

Ayriyeten BŞ kadrosunda Ümit Karaal'ı görünce çok sevindim. Bu çocuğun geleceği gerçekten parlak. Umarım ligde veya kupada oynatılır ve farkını ortaya koyabilir. Bu konuda Terzic'e güvenim tam.

Kendi kendime hakem konusunu kapatayım demiştim, zira verdiği kartlar bana göre doğruydu. Amma velakin bir Beşiktaş web sitesindeki yorumlardan birini okuyunca (eki Beşiktaş taraftarı şak diye görmüş) istatistiklere tekrar baktım ve sonuç:

Maçta:

Beşiktaş'ın yaptığı faul sayısı: 11. Gördüğü sarı kart: 7 (bunlardan 2 kırmızı oluştu).

BŞ'nin yaptığı faul sayısı: 26. Gördüğü sarı kart: 4. Kırmızı yok.

Kaynak: maçkolik.

Elbette istatistikler mini etek gibi, tek başına bir şey anlatamazlar. Fakat ilginç geldi, paylaşmak istedim.

Yorum Gönder

Ara