.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

19 Ekim 2014 Pazar

STSL6 / Beşiktaş - Sivasspor

Pazar / 19:00 / Mete Kalkavan

Hakem hakkında bilgi: Mete Kalkavan geçen sene Sivasspor'a 3-0 yenildiğimiz, ve de Elazığspor'u 4-1 yendiğimiz maçları yönetmiş, iki maçta da STSL standartlarının üstünde bir puan almıştı. (ortalama 5.1) Bu yönde bir sıkıntı yaratmayacak, olumsuz intiba uyandırmayan bir isim.

Sakatlığı bulunan oyuncular: Jose Sosa (diz bağları), Mustafa Pektemek (kas yırtığı).

9 Yorum:

Unknown dedi ki...

sizin ben oynatacagınız topun amk. orospu cocukları. olcayın golunden sonra atleti yırttım sinirden. 22 gol atsak yine de rahatlayamazdım. hayret bir orospu cocuklugu daha yapamadılar. ben sikerim böyle futbolu. mümkün degil bizim şampiyon olmamıza izin vermezler. tıpkı cocuklugumdan bu yana izledigim derbiler gibi, bilhassa fenerle olanlarda cok cok acık goruluyordu bu. ogrenilmis caresizlige mahkum ediyorlar. orospu cocukları. lig lig kupası türkiye kupası hepsi ananızın amına girsin . 90 yasıma kadar kudura kudura izleyecegim beşiktaşımı. geri adım attıramayacaksınız. sevgimizi eksiltemeyeceksiniz orospu cocukları.

benim anlamadığım 3. gole kadar sivasspor maçın hiçbir bölümünde sahada yoktu. 3. golden sonra baya baya baskı yedik. maç 3-3'e gelebilirdi. öne geçtikten sonra o iştahımızı kaybediyoruz, yoksa 3. gole kadar bu sezenun en iyi oyunlarından birini oynadık. bu sorunu çözersek inanıyorum şampiyonluk gelir.

sonuçta maça "kalbinizi koruyun" pankartıyla çıkıyoruz :)

planck dedi ki...

gökhan kafasını oyuna verirse ve saha içinde doğru seçimleri yapmaya devam ederse açık ara en değerli türk oyuncu olur. kerim gökhanın bir tık altı, üstüne doğru seçimleri yapamayan hali. gökhanın geçen seneki halini hatırlatıyor aslında, o da düzelebilir bence zaten yaşları çok genç. ozzy bizim için çok değerli ama avrupaya gitmez artık herhalde, tr ligi yetiyor ona ki kendini geliştirmiyor. ba yapması gerekenleri yaptı, takım baskılı ve ona yakın oynayınca normal oyununu oynadı. takım bugün ozzy girdikten sonra istediği an gol atabileceği hissini verdi ama öne geçince çekilme hastalığından da urtulsak baya güzel olacak. son sözüm sivoka, bu sene yedek klübesi seneye de güle güle birader, ilk yarı utakadan yediği bir çalım vardı ki eğer arsenal maçında oynasaydı çok fena bir skorla dönerdik dedim içimden.

Minostaurus dedi ki...

Boyle sacmalik olmaz! Boyle bir hakemi aciklama yapmaya zorlamak gerekiyor. Yeter artik! Ben bu sacmaliklari izlemekten biktim. Hakemi her mac yenemezsiniz.
Not : derken olcay butun stresimi aldi " demba ba muthis topuguyla..."

mustafakamış dedi ki...

Bu takımın aralık ayına kadar şansa ihtiyacı var.Maç 2-2 olunca tekrar dönmeye bilirdi.Sahada ne yaptığını bilen Demba Ba sayesinde kazandık.İsyancı bir adam bu BA, baktı top gelmiyor geriye geldi,frikiğin başına geçti.Bu adamı kullanabilmemiz için Sosa'nın dönmesi Oğuzhan'ın yeniden futbola başlaması takım defansının diri olması lazım.Hakem rezaletti.Bir de Motta Beşiktaş'ın futbolcusu olamaz tıpkı Serdar'ın olamayacağı gibi.

QuaresmA dedi ki...

Biz bu sezon iç saha maçlarının tümünü Ankara'da geçirseymişiz keşke. Taraftar da, zemin de çok iyiydi.

Adsız dedi ki...

Öncelikle, bu hakemin kariyer olarak başarı şansı olmadığını belirtmek gerekiyor. Kariyer derken, önce MHK sahiplenir, sonrasında medyadaki bazı kalemşörler Papila için yaptıklarına benzer gaz verir ve ligimizde büyük maçlar yönetebilir. Bahsettiğim objektif bir şekilde uluslararası normlarda hakemlik kariyeri. FIFA-UEFA tarafından hakemlere söylenen en temel öncelik, oyunun oynanmasını sağlamalarıdır. İşte kartlar da bunun için var. Bunu gerekirse daha ilk 10 dakikada kullanmazsan bugünkü maçta olduğu gibi paso arkadan müdahale yaparlar (Sosa da böyle sakatlandı) hatta rakip korner kullanırken 2. topu içeriye yuvarlayıverirler. Hakem tam o pozisyonda dank etti ve sonrasında karta başladı. Demek ki neymiş? Futbol oynanmasını sağlamak az faul vermek ya da az kart kullanmak değilmiş. Doğru yerde doğru işi yapmakmış.

Oyuna gelince; Beşiktaş’ın tam performanslı oynamasını ne yazık ki bizzat oyuncular engelliyor. Bilic’in ve yardımcılarının bana göre hiçbir eksiği yok. Bu maçta da Bilic yapılan 2 yanlış pas tercihinde bile tepki göstererek ve doğru zamanda doğru değişiklikler yaparak takıma ve lige iyice alıştığını gösterdi. Bence en önemli değişikliği Frei-Oğuzhan değişiminden çok Olcay yerine Franco’nun oyuna alınmasıydı. Ben de Demba Ba çıkacak zannettim, malum işin içinde bir de seyirciye alkışlatma hadisesi var. Oysa Bilic 2 gol atıp bir de asist yapan Demba Ba’nın ruhunu teslim etmiş halini bile görseydi onu yine sahada tutacaktı. Zira rakip abartılı şekilde ileriye çıkmış halinde dahi 3 defans oyuncusunu orta alanda çakılı tuttu. Bu hamleyi biraz sonra anlatacağım taktiksel düşünce çerçevesinde kalarak doğru buldum.

Pek yorulma emaresi göstermeyen Olcay’ın çıkması başka bir şeyi daha gösterdi: Bilic’in tek zaafını. Futbolcular öne geçtikten sonra geriye yaslanmayı kabul edebilir, fakat TD de bunu kabul ederek buna göre taktiksel hamle yaparsa, burada önemli bir eksiklik var demektir. Gerçi şu var, ligimizde hiçbir takım Beşiktaş kadar koşup tam saha pres yapmıyor, takım da bunu özellikle ilk yarıları yaparak 70’den sonra düşmeye başlıyor. Bilic ekibini ligin en iyi oynayan takımı yapan taktiğindeki bu zaafiyetin de farkında, dolayısıyla geriye yaslanmaya ses etmiyor. Lig takımlarımızın gerçeği bu; burada bırakın Premier Lig’i, Çek ligindeki kadar bile efor sarfedilmiyor. İşte istisnası Avrupa’daki havayla farklı oynanması, hatta bunda da takım seçilmesi; Arsenal ve Tottenham maçlarında yapıldı ama Asteras için yapılmadı. En önemli sorun, özellikle bu ilk yarılar eforlu oynarken gol bulunamaması. Bunda da Gökhan gibi, Atiba-Veli orta sahası gibi, yerinde oynadığında Olcay gibi oyuncuların bu maçta atılan gollerde olduğu üzere ceza sahası içi varyasyonları sürekli yapmaması. Bakınız bugün Ankara’daki seyircinin oyuncuları itmesi ile bu işler yapıldı. Ancak bununla böyle taktiksel bir durumu stad eksikliğine bağlamıyorum, neden olarak yine “ligimiz” ve “kulüplerimiz” diyerek kısa kesiyorum.

TV’de Onay’ın kesinmiş gibi söylediği şekilde Linnes alındıysa kanayan bölgelerden birisi kapanacak demektir. İsmi gündeme geldikten sonra Norveç liginde full 2 maçını izledim. Yetenekleri dışında zeki ve hızlı da bir oyuncu. Eksiği, bazen çıkmayı sevdiği hücumda fazla işler yapmaya çalışıyor. Orta alanda pas trafiği ile hücuma kalkma eksiği bulunan ve ileriye çıkmış rakibe karşı genellikle topu ileriye şişiren Norveç liginde sorun olmayabilir, bizde ne olacağınıysa oynadıkça görürüz. Bilic ısrarla stoper istiyor. Bana göreyse orta alana Essien-Mbia tarzı bir adam lazım. Çünkü Beşiktaş’ın stoperlerinin performansı “takım halinde hücumdaysan zaten yarım defans yapıyorsundur” mottosunun eksikliğine kurban ediliyor, bizde takım halinde hücum pozisyon geçince ileride kalmakla eşdeğer olduğu için tam olarak yapılamıyor (bakınız: bundan farklı olduğunda 2. ve 3. golden önceki kısa kısa set hali). Trajikomik olansa, mesela FB’de bu tarz 3-4 adam var ve her maç yarısı yedek kalıyor; bu imkanlarına karşın onların kaybetme derdiyse bambaşka.

Adsız dedi ki...

Bir de: Rıdvan Beşiktaş'a 34 yaşındaki Cicinho'yu önermiş sağ bek olarak. Biz almayalım Rıdvan. Ama FB'ye faydalı olabilir bak, Alves bir ay sonra 33 oluyor, ona kendi dilinden konuşan sağlam kanka lazım. Yoksa son transferi olduğundan mıdır nedir, adam paso kafasına göre oynayıp kart filan görüyor o bakımdan. Böyle kendi akranı bir adamla piskolocik olarak kesin forma girer.

Adsız dedi ki...

Bu maçla ilgili ayrıca: Sosa niye mi önemli? İkinci yarıda Oğuzhan'ın girmesiyle oluşan kadroda Oğuzhan yerine Sosa'yı koyun ve bunu Sosa'nın bugüne kadar oynadığı maçlarda sergilediği über performansla birleştirin.

Gösterdiği takım direncinin de ötesinde, Sosa doğrudan golcülere pas aktarabilme de dahil çok yönlü yapıda, kadromuzda pek olmayan oyunculardan birisi. Futbolda defansta uyulması gereken kuralların ötesinde tercihlerin daha ön planda olduğu hücumda böyle bir oyuncu "balans" etkisi yapıyor. İşte bahsettiğimiz bu özelliklerle özellikle ilk yarıda bastıran takımda Sosa orta alan-kanat ilişkisini bilen birisi olarak çok ama çok önemli. Bu açıdan kalibresi olmasa bile oyun açısı bakımından bizde değil ama Arjantin'de kıyaslandığı Veron'dan, en azından bizim için, çok daha önemli.

Yoksa kendisinden bir Maradona beklemiyoruz. Bekleyen hata yapar. Beklendiği ve söylendiği üzere FB maçına yetişirse bu çok daha iyi görülecektir.

Yorum Gönder

Ara